Cllt'l Sayı 18 SEBILURREŞAD V. .__İ. Dunya umramndd Ahırete manmenm ğessrı , . Yazan H -Basri ÇANTAY - — — ““Yer uzu.ndekı inşanların yüzde dakşan. beşı dindardır. Bü, yerli ve yabandı ıstatıstık— lerle sabittir. -Bundan dolayı insanlar olumden - sonra bu âlemden bambaşka bir ebediyet âle- 'mine kavusacaklarına inanmışlar, o âlemdeki. |.. .'saadetlerım a.hıretın tarlası oları bu dunyada'_ kafatlar ve ecirler ihsan olundugımu bıldırıyor “ve bütün bunların birer tariht hakikat olarak: geıcek.lesecegmı vâdederek «Yakında gorecek— sin ve gör ecekler» diyö: Butun tarih hoyun ca bu, boyle olmu ve böyle olmaktadıı İslâmiyet” karşılaştıgı her ibran, her savaş ve her tecavüzü € E muvaffakıyetle atlatmış ve onu korletmege Uğ- ın, oDu söndürmeğe çabalıyanların ken— “ ra dılerı koı' olmuşlar ve sönüp- gitmiğlerdir. ügğüne kadar laoyle olmus ve bundan sonra cla böyle olacaktır. Kur'an dili -Hazreti Peygambere ((Yakz'ııda.. göreceksin ve görecekler» diye âti ında en - sağlam: mu]deyı Verdikten sonra “ona - gerekle- şen vazifenin, hakikati bildirmekten ibaret ol duğurna işaret ederek “ötesini Allaha- birakma- sıni tavsiye ediyor. Çünkü Allah yolundan ay- rılarak sapıtanları en iyi bilen o ölduğu gibi hıclayet yolunu tutanların” da kimi' olduklarını. Ilmınm kavramadıgı bir şey ık her şeyi o bilir. Halgibi mazi ile ıstıkbal hep Onun - ilmi içindedir. İilm ve İradesinin muktezası hidayet Ve faziletin. müutlak galebesidir. Kendisi Bunu Kur'an diliy- en iyi bilen le bildirerek Peygambetine ehedi şahlar; şeref- ler, eculer mükâfatlar va'dediyor ve duşman -larınım”-daima huşrana uğrıyacaklarını bildi- : | 'rıyor Ikı yoldan Birini seçmek insanlara aittir.” 'Insanlar ludayet ve' fazilet yolunu tutarlarsa ne Bapıklık ve îereddı yolünu tutarlârsa ken- »clıleımı mahküm etmiş" olurlar. Peygambet işe” -ancak hakikati bildirir ve hidayet' yolunu açar. : 'Kurtulus ve zafer bu'yoldadır. Nitekim onâ'kas ; tılanlar -zafere kavuşmuslaı, ona karşı gelen—î 'ler huüsrana mâahküm olmuşlardır. Bu. ayetleı 'de bu hakikatleri bıldırerek da- * ha oncekı hakıkatlerı desteklemek “Ömer Rıza Dogr'ul temirn çarelerini: duşunmusler, heı yeıde camı, köprü, medrese, mektep; imar ethane, hastane, .şeşme, kervansa.ray gibi nice hayır “müesse. seleri-meydana getirmişlerdir. Eğer insan oğlu; bu.fâni hayatın zevalmı_ kurumu geçen bir saat zenbereğinin durmasın- dan ibaret' farz etseydi kendisinin "muvakkat yasayısmdan başka bir şey düşünmez, ömrünü - sadece hây ve huy ile geçirir, ardından rah- metle anılmasına Vesıle teşkil edecek bir eser bırakmaya lüzum görmezdi. Bu' yüzden. de dümn- ya haştan basa bir baykuş yuvasına dönerdi! Oi masımı düşünmeye insanları 'Sevk eden yegâ- ne âmil, ölüm ve âhiret ınanıdır Bu inan, dün- yamızın u.mranmı ve, dunyada sağ iken bir ölü hayatı geçırmemızı değil, her an yeni yeni ham— : leler ve hareketler sağlamayı icap ettirir. Insan denılen varlik, yakın çinsi olan hay— vandan mümtaz bir akı_l ve suu.rla aytrılmıştır, — O akıl ve şuutr ki bütün yeıleıı ve gökleri âde- ta ıhatası altma almıştır. Bu fâni hayat onun | “saydı onun varlıgı şuursuz bir hayvandan fark- sız olur ,şuurla lâşuurun mahiyeti ve değeri an- laşılmaz ve bu da Ilahı hikmet, hılkat ve ada- lete aykırı düşerdi. Bu dünyada emeline kavusamıyanlaı kâvu- 'sanlardan çok fazladır. Burada Kanunun çer- şevesine, ömrün dar hududuna sığmıyan nice emeller, ihkak edilmemiş nice haklar- vardır: İşte bütün bunların tatmini, 'zulmün, -bâtılın teczıesı hakkııı, adaletin tam: bir Surette icrası | ve haıp emel.lerm Tmauradına kavuşmasi i için ezelı : >bir âlemini vücüdunâ, ihtiyaç kât'tdir, : Insan oğlu işte bu ihtiyacı sezdı, hpeygam- berler, kıtaplar o âlâmi kendisine tanıttı. Bi- naenaleyh o, âhiretin kapısı olan mezarlarmı * amuür tutmaya, . olulerı 'namına- KMânevi hedi- - y ler gondermeye, kendileri i iiçn de hayır Ve fa- zılet âbideleri bırakmaya kayuldu. ; -Medeni ve insani eserler, sahiplerinin Thah- . dut. ömürlerini taşıp ebedıyet âlemıne sarkan,