9 Nisan 1935 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

9 Nisan 1935 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YÜZÜK Madam Ester kocasının arka- smdan çok beklemedi. Hayonaçi- yi yola koyunca oda arkasından dışarı çıktı, Cevahirci Leonaçiyi, ne vakittenberi görmemişti. Ken- disiyle halledilecek (o çok mühim işi vardı. Onu, kocasiyle evlenme- den evvel tanıyordu. Leonâçinin hilekâr zekâsı, sinsi kurnazlıkları Madam Esteri mef- tun eden meziyetlerdendi. Zaten onu laparcasına, takdir etmesinin — sevmesinin diyerek günahını almıyalım — sebebi de çok akıllı ve işküzar bir adam olmasıydı. A- ralarında hususi münasebetler ol- duğu da rivayet edilmiyor değildi. Madam Ester bazı işleri koca- sından gizli tutar, fakat cevahirci Leonaçiden saklamazdı. Kalbinin bütün esrarmı ona açar, söylerdi. O ne yaman adamdı. İnsan al- bir heyecan duydu, başladı. Leonaçi söleeyüzle kendisini karşıladı. Ma- damın hararetle elini sıktıktan son- ra: — Madam Ester, dedi, çok ve- fasızlk ediyorsunuz, ne zamandan- beri mağazaya gelmiyorsunuz. — Hakkın var Leonaçi, lâkin çok işlerim var. : Madam Esteri çok meftun eden hilekâr gözlerini süzerek: — İşte bakınız Madam, dedi, size bu mağazadakilerin hepsini fedaya hazırım. Hâlâ muhabbeti- imi takdir etmiyorsunuz. Bu sözü söyledi ama, bin kere de pişman oldu. Kendi kendine: — Yahudi söz verir, kulak asma, dedi ve korka korka etrafma ba- kındı. Acaba bir £ duyan olmuş muydu? Ne malâm, duvarın kulağı var derler. Madam Ester sanki muydu? İçinden: — Ne yapsın Leonaci, dedi, ba- zan yalandan huvardalık ta olur. “ Zaten onu bu yalanları için sev- miyor muydu? Tesekkür ederek a- sıl maksada girdi, — Azizim, dedi, bilirisin benim kocamdan gizli bir işim olur, sen- den olmaz. Bende bir elmas yüzük var. Modası geçmiş, satıp ye- rine başka bir şey alacağım. Yüzü- ğün değeri iki yüz . biradır, sen kurnaz bir esnafsm. Enaisini bu- Tup tam değerine satarsan, mem- mun olurum. — Madam, ben adamını bulur- sam, değerine de satarım. Siz me- inanıyor Madam Esterin kocası, evlen- di evleneli karısmın bir türlü ken- dis'ne ısınamadığını — anlıyor ve mütemadiyen bunun düşünüyordu. Fakat bir türlü 5 işin içinden çıkamıyordu. Evleneli iki sene olmuştu, karı- sına bir hediye almamıştı. Acaba bu bayram ona kıymetli bir hedi- ye alsa, albini kendine çekebilir mi idi? Bu fikir kendisine cazip ili tefrika: 153 Bu, bahriyeli Haydardı ve ka- tayı adam akıllı tütsülemişti. — Nimeti tanıyamadın mı? — diyordu — Bizim arkadaşın karı- u, Aslan gibi dört erkek çocuk a- ben a Maşallah.. — De- meğe mecbur oldu — Fakat Haydar bir türlü yakası. nı bırakmıyordu: — Söyle bakalım nerelerde i- din? Zaten dans edilmiyor, yürünü » yordu demiştik a.. Ha nerede i yere bir halı serip, şöyle bir iyi tarafından açıvereceklerdi, fakat fındakilerin rahatsız olmağa ie iJadıkları besbelliydi. © 5 — Gel benimle beraber. — de- © di — gel büfeye gidelim göründü, derhal kararmı verdi Zaten bu yıl kazancı da yolunda gitmişti, Karr: âlâsından bir Aklına eski arkadaşı | Leonaçi geldi. Onu iyi tanıyordu, Kendisi ni aldatmıyacağına emindi. Ona gidecek, karısına bayram sürprizi olmak üzere (değerli bir hediye satın alacaktı. Beyoğluna doğru koşa koşa çı- kıyordu. Arkadaşının mağazasına nasıl geldiğinin farkına varmadı. Kanatlanmış, uçuyor gibiydi. Ma. ğazanın önüne gelince, iş bir nefes aldı. Camekâna bir gez- dirdikten sonra, içeri girdi. Leo- naçi arkadaşımın nefes nefese ge- lişinden şaşırır gibi olmuştu. Kendisine buyurun etti ve telâ. şın sebebini (o sordu. Hayonaçi sanki mühim bir ibtirada bulun- muş gibi: — Sorma, dedi, mühim bir fi. kir, bizim Madama (dehşetli bir sürpriz yapmak istiyorum, Kendi- sine bir elmas yüzük satın alaca- ğım. Para hususunda düşünme, Yalnız değerli bir şey olsun isti- yorum. Arkadaşı hafifçe sırıttı. — Sen hiç merak iki saat &vvel bana bir yü: diler. Sokağa atsan eder, Fakat senin hatırın için dört yüz liraya veririm. Hayonaçi yüzüğü eline aldı. Ku- suru var mı diye dikkatle muaye- ne etti, Memnun olmuştu. Nihayet vur aşağı, tut yukarı 380 liraya ar- kadaşını kandırdı. Şimdi düşünüyordu. - Karısına yüzüğü hediye edince, kimbilir ne kadar sevinecek ve parmağına ge- çirdiği zaman: — Ah, benim kocacığım, benim güzel kocacığım, diye nasıl boynu- na sarılacaktı, Kendi kendine: — Haspayada her şey yakışır, diyordu. Eve geldi, karısma yüzüğü ver- yüzüğü derhal — Söyle, bu Yüzüğü nerden sa- tın aldın. — Leonaçiden.. — Kaça aldın? — Yüzüğün kıymeti beş yüz li- ra,, Ben üç yüz seksene aldım. Kadın çar ve naçar: — Teşekkür © ederim, demeğe mecbur kaldı. Bu hediyeden hiç te memnun olmamıştı. Hayonaci getirdiği hediyenin umduğu tesiri yapmadığına çok müteessir oldu. .»; Madam Ester ertsi gün Leonaç'- nin mağazasına gitti, sefer yii- zü asık ve kaşları çatıktı, — Leonaçi.» yüzüğü mü sattın mı? — Evet sattım, hem de yaban yere gitmedi. — Paralarrmı ver öyleyse., — Bu sizin paralarmız, bu da benim komisyonum.. Kadın paraları aldı. hırslı h kı mağazadan çıkarken söylendi — Bunu kocamdan başkasına satamaz mıydın, madrabaz adam? — Ne yapayım, sen enai bul de- Müsilifi : Nazmi Şshab — Viski içer miyiz hanımlar?.. Peki öyle ise bize dört viski.. Haydar sarhoş sarhoş kulağına fısıldadı: — Yanındakini neye tanıştırmı- yorsun? Karm mı? — Evet.. Bahriyeli derhal Barikanın eli- ni öptü: — Dünya ahret kız kardeşim - sin,. Kocanın benden eski arka- vermişti. Şakayı anlıyan “B. R..; — Yaaa.. edi — Köcdmii en iyi arkadaşı benim de en iyi arkadaşımdır. Değil mi Nazmi? Ve alayı katmerlendirmek için; — Adresinizi bize veriniz de Haydar Bey ziyaretinize gelelim... — diye ilâve etti — Biz bu hafta ur ie m | yaz aylarını, YENİ NEŞRİYAT a Öz dilimizle Ucuz gezintiler Kendi yardumuzu en az tanıyan İnsanlar olduğumuzu — sırcsı düş- tükçe söyleriz. Yurdumuzun de- ğil her yanını, içinde yaşadığımız yerleri bile tanıyanlarımız sayıla- cak kadar azdır. Doğma, büyüme öyle İstanbullu- lar biliriz ki, Boğaziçi onlar için Kafdağının arkası kadar uzaktadır. Heybeliadanın yalnız adını duyar, Yeşilköyü; düşlerinde görür, Yaka- cığı masal kitaplarında okurlar. Son günlerde “Şirketi Hayriye,, ile (Akay)ın ve öteki deniz ve ka- ra taşıma birliklerinin önayak ola- rak yaptıkları gı gidiş geliş- leri; çok umuyoruz ki İstanbulu, İstanbullulara gereği gibi tanıta- caktır. Gezilecek o yerler, yalnız İstanbul sınırları içinde de değil- dir. Geçen yıl, büyük bir kalaba- lığı çeken, Sabanca için denen- miş olan demiryolile gidilecek u- zak ve yakın yerlerimizde var. İs- ter denizyolu, ister (o kara yoluile yapılsın, bütün bu gezintiler, bize imdikinden cok da- ha tatlı geçirteceği - gibi, hava ve su değiştirmek yüzünden de ayrı- ca kazanclarımız olacaktır. Yalnı bu işte başlıca düşünüle- cek şey, is ve gelis biletlerinin çok ucuza satılmasıdır. Gezinti, ne kadar az başatılırsa, gezintiye 3s dar artacaktır. Salâhaddin GÜNGÖR para ile tek'te o ka- Holivud Holivut'un 17 numaralı nüshası Suat Dervişin, Münür Süleymanın ve Elf Nacinin yazıları ile intişar et İyi bis irad yoğlunun en işlek bir yerinde #9 ad safi (2000) lira olen beş katlı bir apartman satılıktır. “Taksimde, St- raservilerde Billürcu çıkmazında Ahmet Şükrü Bey apartmanı 3 No, ya hergün beşten sonra müracaat, Milli Reasürans TÜRK ANONİM ŞİRKETİNDEN: 15 nisan 1935 tarihinden itiba- ren Türkiye İş Bankası İstanbul şubesi gişelerinde şirketimiz! his- se senetlerinin 6 numaralı kupon- ları mukabilinde beher hisse için safi olarak KIRK kuruş temettü- ün Levziine başlanacağı ilân olu- | (TAN)ın Küçük ilân Tarifes: Bö ger bü ne ir dağa defası üç defasr ler asli satır (on kelime iti: barile) bir defası Pek yakmıla çıkacak olan bu en büyük gazetesi in mi? Ben de kocandan enai- bulamadım. — Hay hay aslı Bereket versin Nimete.. Kimbi- lir neden? Eski âşıkı Nazmiyi dört gocuk anası olduktan sonra da bir İ an hatırlayıp içine bir kıskançlık düştüğünden mi, yoksa Haydarla arasında garip bir macera başla - mış olmasından mı, bu muhavere- nin uzamasına meydan vermedi. Bahriyeliyi kolundan çekip peşin- | de göbek göbeğe sıkışanlara ka - rıştırıverdi. Şimdi ikisi bir barın yüksek san dalyeleri üzerinde yan yana kal- mışlardı. Bir müddet sustular, Ön- lerine baktılar. Kimbilir neden? Göz göze gelmekten korkuyorlar- | mış gibi duruyorlardı. Dışarıda müzik bir başka hava- ya başlamıştı. Garson boşalan kadehleri aldı, dolu iki kadeh sürdü önlerine. Dışarıda müzik “Bis! Bis!,, ses- lerini bir çarlistonla bastırmağa çalışırken yeşil gözlü viski barda. ğmdaki kamışı çekip Nazminin burnunu dürttü: — Ben size dargınım. — Neye? e Siz bana on lira kaybettirdi- Yarın ak'am Oz Türkçe ile Bilmecemiz defaki bilmecemizi doğru kalled; kur'ada | birin la ap Ahmetbey Geçen delaki bilmecemi- zin halledilmiş sekli 2m v7 iiyet bilmece memurluğu. na) gönderiniz. Doğru halladenler arasında iyor ve karananlara hediyeler veri: Müddetı Perşembe günü skyamına kadar dır Yeni bilmecemiz 4 & 719101 SOLDAN SAĞA 1 — Bir mevi çiçek 3, Bir gölümüzün adı 7 2 — Genişlik 2 Duvar 3. 3 — Ayrupala bir hükümet merkezi 6. Yaramaz gocuk & Valide 3. 3 Rabet edatı 2 - Kulp 3. Buçak kılı 3. — Ağaç dallarının çocukları" 5; Bir veki- soyadı 4. 11 — Şart edat 2 Temezsüli eden 5, YUKARDAN AŞAGI 1 — Gelmekten emir 3. Mir mevi oyum d. 2 — Şeref 2. Cet 3, Nota 2. 3 — Arka 3 Nota 2. 4 — Zamanı bildirir 7. Bir göl & 5 — Kab 4, Beyaz 2, Kirli 2 s— iğne çabuk 4, Kapan 3. 7 — Hiza 4, Çek değil 2. 8 — Beygir 2. Kurnaz & 9 — Vekil 5, Bir kümes hayvanı 8, 10 — Bir Bayan Saylav ©. 1) — Nota 2. Yaman 4. .Dr. A. KUTIEL Karaköy Topçular caddesi No 33 2447 — Tekrar edeyim de iyi anla. m Sen bana tam on lira kay- bettirdin. iz, in yerine i ce Nazmi zekâsına derhal hâkim oluverdi. Elini kızın eli üstüne koyarak ha- fifçe sikti: — Nasıl oldu bu? Anlatsana.. Patronun istediği mülâkatı yapamadım seninle... Halbuki bu- senin için güzel bir reklâm olacak- tr. Tabif sen akılsızlığınla kaldın; ben de on liradan oldum. Nazmi kızın bu sefer öbür eli- ni de tutmuştu. Biran © gözlerine baktı. Sonra onu uzun iskemlesin- den kucaklıyarak indirdi: — Biraz hava alsak nasıl olur? — Fevkalâde iyi olur. Burada insan sıcaktan patlıyacak. Viskilerin parası verildi. Vestiyerden kürkle paltu alm- | Biretemobil Taksimden Şişliye | ve oradan Maslak yolu üzerinde bir dağ evine ulaştı. Yirmi dakika s0i odada, üzerinde iki büyük çanak lampsi it bulan bir emi zam ıcak bir Bu perşam.e akşamı v AR A Y Sinemasında ROÇİLD Büyük banker silesinin hayatını musâvver emsalsiz film LÜKS DEKORLAR - GÖZ KAMAŞTIRICI S *HNELER Sefsletten sandete. zafere, zenginliğe ve asalete. Oynayanlar: GEORGES ARLISS - FORIS KARLOFF - LORETTA YOUNG İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Hurik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi: Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Telefon: 4. Bugünkü program ISTANBUL Plâk, 20 Maliye 20,40: Demircar. 20: Radyo or Tango erkestraları, 175 Kis. MOSKOVA, 1724 m 1830: Kazılerdu yayı ah Radyo caz ve 852 Khz. MOLSK O VA, (Stalin) 361 «kava oparasından maki, Volf Fervarinin “Guntre Despotes,, ili, 22,5: Dans musikisi 24: İngilizce, 823 Kh. BÜKREĞŞ, öt. 13 — 15 Gündür plâk yaş (Hafif musiki) 19: Duyumlar Coruna, 22,15: Senfonik ko: Duyumlar. 23.25; Komser nakli. 32 Kb VARŞOVA, İMS m, Hafif musiki, 2405: Hafif musiki. UDAPEŞTE,S80m. korosunun oknseri, 19438: 20, - armonik konseri, 20.40: (Kenserıatuvardan) 2230: Duyumlar. 2250 Caz orkestramı. 73,0: Duyumlar. 23,50: Ders. 2410: Çingene musikisi. 685 Kh. BELGRAD, #37m 19,51 Sözler. 19,30: Dera, 20: Reklâm, plâk 20,15: Duyamlar. 20.30: Ulusal yayım, Zi: Jübliyanadan > nakil 23: Duyumlar. o 2320 Radyo orkestrası. Kb, LERPZİĞ, 382. 5 Sözler. 1430: Almanca dara, 1845 konseri, 1018: Ziraat 18; 1950: Duyumlar. 1858: Plük. 20,30: Orkestra ko: yanı, 21451 Keman konseri, konseri, — Duyumları 23,10: 18,25; Pik Şarkalı Almanca yayım. - Sözler, 20,10 2130: Konfe- Sütleri içtiler. Uzun bir — sessizlikten (sonra Nazmi bir şeyler söylemeğe hazır- lanıyordu ki kız birdenbire, sinirli bir hareketle ayağa kalktı ve deli- kanlınm omuzlarını iki yumruğ'y- le, süvari bandosunda davul çalar gibi, vurarak; — Söyle bakalım. — dedi — kimdi o lokantadaki kadın. Nazmi, — Bir baş belâsı.. — diyecek oldu — Yumruklar gene inmeğe başla- iz. — Öyle bir baş belâsı ki emretti- ği yemek listesini (o garson yarım sastte not © edebiliyor. Ona karşı bu kadar fedakârsi Nazmi gene cevap vermek iste- di, fakat bu sefer ağzını bile açama dı. Çünkü kız iki elini dudakları- na dayamıştı. Öyle şiddetle bastır- dı ki ellerini çektiği zaman deli- kanlının dudakları çatlamıştı ve dişleri kanıyordu: — Oh olsun.. — dedi — ne idi o gün patronun odasmdaki o bakı- şın... insana çiçi yiyecekmişin gibi bakıyorsun.. » - 22,10: Kümrtet | lâ. i g2 Yerli fabrikalar mamulâ - tından 40,000 metre kaput - luk kumaş kapalı zarf usulile satım almacaktır. Ihalesi 15 - 4 - 935 pazartesi günü saat 11 dedir. Beher metrenin mu: hammen bedeli 297 kuruş 50 santimdir. Teminatı muvak - katesi 7200 liradır, Istekliler evsaf ve şartnamesini almak ve görmek istiyenler 595 ku. ruş mukabilinde M. M. Vekâ leti Satmalma komisyonun . dan verilecektir. Eksiltmeye gireceklerin 2490 No. hı ka - nunda gösterilen vesaikle be- raber belli gün ve saatinden en az bir saat evvel teklif banka mektuplarile birlikte komis - yona tevdi etmeleri. (1496) 2422 » 3 # Pınarhisar için pazarlık suretile 13 nisan 935 cumar- tesi günü saat 15 de 2500 lira- hık arpa almacaktır. İlk peyi 225 liradır. İsteklilerin Vize - de Fırka Satmalma komisyo - nuna gelmeleri. (1792) illiyet Asrın umdesi “MİLLİYE T tir. 7180 MO Gelen evrak geri verilmez. — Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştur. — Gazete ve matbaayı at ler, işin müdliriyete müz yemek edilir. Önetemle ilünlarım mes' ini kabul etmez — Aç kurt gibisin. Nazmi, ki seseinde bir hıçkı- rik sezer gibi olmuştu. Başımı çevi- rince onun yanaklarından sızan yaşları gördü. Birdenbire ayağa kalktı. Son derece romantik bir hi- tabeye hazırlanıyordu. Fakat kızm gene © anda sürekli kahkahalarla gülmeğe başladığını gördü. Şaşlam, şaşkın söylendi — Kuzum deliriyor musun? ne. ye gülüyorsun? “B.R.,, çantasından çıkardığı ipekli mendille gözlerini silerek kahkahalarını bir kat daha şakrak- laştırdı, ve bağırdı; — Her taraf kar içinde. Dağba- şında bir evdeyim... ve set —.. Aç kurt... — Yanımdasın.. ve ben.. — Korkmadan sana bakabiliyo- rum. — Ooh Biârika...! — Neye duruyorsun? yesen 6?

Bu sayıdan diğer sayfalar: