il üstüne kurulmuştu. Gerçek, um- “leyici buzan (şafi tabiat; Natuv medicat mic) dediğimiz -ssno ile sayruluk öz - İ düğü Cecvheri) arasmdaki son savaş; iyileşmeye bu kestirme dönü & mini öste bu anı çok değerli tu - üz yıl önce © türkçe bir bitikten şu sözleri alıyorun © “buhran Yuna:. dilince bir hasım bir ha- sumla duruşmağa derler, cenk vaktinde, Şöylekim bir müddet biribirile cenk e derler. Ta kim birisi fırsat bulup künd ve Mühlet ve âman vermiye An - Ol müddette eğer madde pişe ,ta- ia galip ola, Tanrı fermanile tabiat in alâmeti peyda ola, Veiyi iye. Eğer madde müstevli o- diz ola, dorhal tabiat Beli ya yaramaz.,, Türk hekimi bedenle sayruluk sonra biz de öyle görüyoruz. Şu var bizim görüşümüz daha derin ve daha beraber aşağıda göre - iii gene eksik.. Buhran ortaya çıkmak için neler o olarak ortaya çılmr. Onu bir bakışta ta ç mırsmızı Hep bir arad., bir sürü hâdi - © sele hi, hepsi sağığın yeni düzülmesine yarıyacak m İer.. Başlıcaları şunlardır : © Ateş buhranı, ateş Lirdenbire düşer, kağ sizelere olduğu gibi ribiri ardınca düşer, barsak tifosum: gibi. Çok tez de ateş düşme: yalancıktan parlar. Gözleri yıldırır, m EL “abeen gelinim Ze artan ateşe dayanma : güçtür,, derdi buhranı ile kan buhranı beraber i kırmızı yuvarlakerkların Löksitler ve bunlar arasın yla, reniden kuruluşunda löko - 2 eği rolünü pek iyi Kanm serüm dediğimiz sol başkalaşıyor, Protoidler, lipid. asitler, —— arasındaki niş sonuna doğru kalevileşmeğe başlar. sidikteki bu tabii unsurların © değişmesi hi» bir ilgiye (maksada) ulaş mak “Sağlık düzenini kurmak. © Bir deltişim daha var. Prof. Aşar'ın © Dynamisme numeural et celhulaire de - hr yl a an ter Fakat sözlerini tamam- Kadın koluna yapışmış ve inler gibi bir sesle; — Nazmi.. Nazmi.. Daş ve garsonun Faltaşı gibi- açılan gözleri önünde, kirli çama- | üstüme çöküvermişti, Naz- mi de wi —A.!— - diyebildi — “Zira bu kadının Nazmiyi görün. 'bu hale gelmesi ne kadar tabit 'Nazmin'n de onu tanıdığı an- hayretten donakalması © dere-” tabiidi. “Nasıl hayret etmezdi, şaşırmaz- yeldirmeli, aklarma | Oz dilimizle İnönü! Başbakan General İsmete soya- dı olan İnönü, bir yıldö; gil, bir tarih dönümi İnönünde, denenmiş olan Tür- kün karabahtı idi. Birinci ve ikin- ci İnönülerdir ki, bize; yaşamak yolunu açtılar. Yurdun bu yalçın kayaları üzerinde, kanlarını akı- tan Türk erleri, kendi varlıklarile, bütün bir yokluk içinde en çetin bir savaştan yüzaklığı ile çıktılar, Bugün, Türkiyenin iç ve dış yasasını, yorulmaz omuzları üstün- de tutan İsmet İnönü Bü derin buyruğu altında giriştiğ beş yıl önceki İnönü savaşlarile ne kadar öği daha çok biz, öğü, geçmişimizde, iki İnönü, bir Tomlu bınar kazandık. Ve bunların hep- sinden üstün olarak yepyeni, tap- taze bir ulus, ve bu ulusun başın. da bir Atatürkümüz ve bir İsmet İnönümüz var, Salâhaddin GÜNGÖR Milliyet bu sütunda iş ve işçi isti yenlere tavassut ediyor. Iş ve işçi istiyenler bir mektupla Iş büro - muza müracaat etmelidirler. İş arayanlar Orta Ticaret mektebinden aym za manda Daktilo Kursundan birincilikle | mezunum. Makine ile süratli , yazarım, Sabahtan akşama kadar çalışmak ücere ticarethane ve yazıhanelerde iş arıyo » rum. Az ücrete razıyım. Hesnp işlerin- den de anlarım. Mektupla (Gedikpaşa, Tatlıkuyu civarında Esirci Kemal camii sokak No. 12 de Âli vasrtasile o Bayan Nuriye) adresine bildirilmesi. Fransız Tiyatrosunda Bu gece saat 21 de UÇ SAAT 3 perde Yazan : Ekrem Reşit. Besteli- yen: Cemal Reşit. Üç saatin ikinci perdesi Naşit ta- rafmdan Küçük bey tiyatroyu seviyor TİFOBİL Dr. İhsan Sami Tifo ve paratifo hastalıklarına tu- tulmamak için ağızdan alınan tifo hap larıdır, Hiç rahatarzlık vermez. Her. kos alabilir. Kutusu 55 Kuruş 1884 Sipahi Ocağından: Başkan seçimi toplantı 12-935 cuma günü saat 16 ya o bırakılmıştır. Saygılı üyelerimizin o gön bulunmaları- nt dileriz, —————— sedecek bir kabiliyete koymaktır. Bu hassa buhran zaman'le sağlığın büsbü - tün yerleşmediği günlerde artar, Buhran alâmetlerinin biribiri üzerleri ne yaptıkları karşılıklı tesirleri bilmi - yoruz, Bileydik. bunlardan öbürleine kumanda edeni bulur ve böylelikle sağ- lik düzenini kurardık, tabiat türelerine baş eğerek... Yoksa değeri ikinci derecede kalan bir buhran alâmetini ortaya çıkarmak, sağ - lığı yeniden kurmak için yetişmez, ilâç. larla ateşi düşürmek gibi.. . Yalnız ateş mi? Düzeni bozulmuş be- dende daha başka neler olup bitiyor, ne- ler dönüyor. Ne dolaplar ve ne fırıldak: har... Dr. Rüsçuklu Hakka Uzel Melli Nazmi Şehaö zanan veya kaybeden hanımefen- dinin kızı Calibe... O nazlı, o üzerine | titrenilen, o hoppa, neşeli, şen Calibe.. Bir bardak kırılmış buz getiren garsona; Bizi yalnız bırak.. — dedi — Bir dakika sonra ayılan çamaşır- cı Calibedn öğrendiği o sergüzeşt çok basitti, Fakat acı ve mânâlıy- dı: * “Şişman Rüstem Abidin beyin paralarmı iç edince, ona mühtaç kalmışlardı. Hanrmefendi, Refika nın evine dadanmıştı. Poker para- sız oynanmıyacağı için mücevher- lerini satmıştı. Fakat bunlar az za- | Tühermemisi tarafından | MR ismim Gü Sermayeyi kediye yükletmiş.. Hani geçende; bir zavallı Sirke ci, üç renkli kediyi bulacağım di- ye ende © avucundakini eritip, kendisine bu oyunu oyntyanlurı sonradan davaya kalkışmıştı. Dün, aramızda $u sirkecinin sö- zü geçti, Birisi dedi ki: — Canım, insan, bir 12 bin dolar etmiyeceğ lur da düşünemez? Öteki güldü: — Ne yapsın? gözünü hırs bürü. müştür? Öyle demeyin... Para, her- kesin en zayıf noktasıdır. Şimdi; bilen bilmiyen, sirkecinin macera- senı dinleyince kimbilir, neler di- ZE n, atıldım: teci, sermayeyi ke- ş, derler, Başka ne- Kulakmisafiri Bug ünkü program 75 Ke MOSKOVA, İdim. 3i: Senfonik konser, 221 Ah 23905: Fransızca yayım. 24,08: “Çı sinde Bölyevikler mas çalışıyorl Felemenkçe yayım. 832 Kl. MOSK O V A, (Stalin) 361 m. 18,901 Tiyatro sakli, 19,30: Bir konser mak- Wi. 22 Dans musikisi, Zâı İspanyolen yayım, 223 Kh. VARŞOVA, ISS m 19: Popüler şarkılar. 19,154 Sözler, Jar. 19,45» Pik. — Sörler. 20,35: lerinden preliüdler. 20,50: Ak Duyum. 22: Leh musikisi, 23: Haf musiki, 2000: Sörler. 23/85: Hafif musiki 823 Kh. BUKREŞ İüim 13 - 15 Gündüz plik 191 Duyumlar. 19, lar, 23: Konferans, 22,15: Kon- davamı. Z3i Duyumlar. 2025: Hafif mu ig senfonik Orkestran.) 234 Joan Sebastian Backım e rinden kanser, 24; Dans müsikişi Kiz. STOKHOL 5: Plâk, 1DA5ı Fra 2140: Belgrad enlenik konser, — yl ses Kav BUDAPEŞTE,650m, 18: Opera orkestrası 19. Fransıncn deri Khz. PRAG, #0 m. 18445: Viyolonsel konseri. (orkestra rela- baci ) 0d: Baran, ARISI Manik amana ROMA-NAPOLİ.BARI 1830: Karışık konser. — Sözler, — Plâk, — 2250: Hafif eme- 24,10: İspanyolca yayıma, 592 Kiy. VIYANA 507 m. 20: Duyumlar. 20,10 Ulusal ya. yam. 20,30: Max Sehönnherr idaresin- de Viyana çocuk korosu konseri. 21,35: Sözler. 21,45: Italyan koro 22,30: Duyumlar, 22/40: Sözler. 22.50: Plâk (Senfonik komser.) 24,30: musikisi ZAYİ — Galatada İthalit gümrüğü. nün 27589 ve 29832 No. lu ve 233 ve 3-5-932 tarihli 2 nci beyannamelerin za- yi edildiğinden yenileri çıkarılacağından. eskilerin hükmü yoktur. Marko Üziel ünnisa ile randevu evlerine ittiğini saklamıyordu. Fakat Ri tem beyin aşkından — iğrenmişti. Anası, o mağrur hanımefendi ku- mar parası için kızını satmağa da kalkışmıştı. Kız fikrinden dönme- memişti, Bunun üzerine bir sabah, çok rakı içilen bir hovardalar mec isinde uykusuz geçen bir gecenin sabahı anası öldüğünü öğren- mişti. Sonra günler geçmiş, birçok tesadüfler ve hâdiseler gelip çat- mıştı ve nihayet... & aklından hiç geçirmediği şey oluvermişti: Şimdi, Rüstem beyle evli bulu- nuyordu. İlk günler paradan yana sıkıntı çekmemişti o ama, Rüstem borsa oyunlarına (o dadanıp mah- metvişti servetini. Şimdi iskelede tütüncülük ediyordu. o Maamafih Nazmi kocasından © bahsederken hep kısaca “Rüstem şöyle,, (Rüs- tem böyle) dediğine dikkat etti, Demek ki ona adam akıllı ısınmış veya alışmış bulunuyordu. Fakat bütün bu sergüzeştin en enteresan tarafı ne idi bilir misi- niz VAZ Li Bilmecemiz defaki bilmecemi: kar ektub E. Jİ den 330 Tophane Akarsn m kazanmışlardır. kon - Geçen defaki bilmecemi- zin halledilmiş şekli 1714567180910 Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız keli - klimizin boş Yeni bilmecemiz 45 678 91011 SOLDAN SAGA 1 — Bu ayın birinci günü yuttuğunüz şey a» 3 — Nota (2) 3— (4). Bir viliyetimiz (5). 5 6 — Ali 2. Arka 3. Beef 3. meyva 4 Beyaz 2. ıy 3. Erkek 2 11 — Mahrul & Gayi #eşkur bir nehir 0, YUKARDAN AŞAGI ir 4 Bir meyve 3 5 — latifkam 2, Kuvvet 3 Vadedilmiz gey 4 6 — Çift değil 3. 7 Kırmızı kan 5. Muhatap 3. 8 — İkim 2. Bir musiki âleti & 9— And, 30 — Adet 4 14 — Anadoluda bir dağ 5. ———-—— Kısa İlzmetierucn 350 doğum uar Beşiktaş As, Şubesinden: İhtiyat za biti yetişecek © kısa hizmetlilerden 330 doğumlu ve bunlarla muameleye tâbi o- İlanlarla geri kalmış olanların deniz s- nifından yayri ehliyetnamesizleri Thti - yat Zabit mektebi hazırlık kıtasma 1 - Mayıs - 935 tarihinde sevkedileceklerin- den bu gibilerin sevki için mezkür ta - rihte şubede hazir bulunmaları ve gel meyenler hakkında © maddei kanuniye tatbik edileceği ilân olunur, YENİ NEŞRİYAT | SUMER SiNEMASI Yarın akşam; Amerikada aylardanberi oynanmakta olan İ AŞK ÇİÇEKLERİ| Meşhur musikili ve şarkılı Revüsünü gösterecektir. Altın sesli adam RUDY VALLER “ En güzel yıldız ALICE FAY Büyük mizansen - Göz kamaştırıcı danslar - mnbteşem musiki Broadway'ın en lâtif en güzel kızları, Pek güzel ve pek zengin olan bu film herkesin ağzında dolaşacaktır Yerler evelden aldınlabilir. Tel. 42851 YARIN AKŞAN WM ELE K sinemasuda Halkımızın sevgilisi MARTHA EGGERTEH'in BITMEMİŞ SENFONİ ve ÇARDAŞ FÜRSTİN den sonra en son çevirdiği üncü büyük filmi ve ŞAHESERİ: VİYANA BÜLBÜLÜ Viyana bülbülü ismile şöhret bulan Viyanalı artist THERESE KRONES'm hayatı - AŞKLARI - TATLI ve MİSİLSİZ SESİ ve İS- KANDALLERİ Numaralı biletlerin bu günden aldırılması rica Tel, 40868 olunur. İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Herik ve hayat üzerine sigorta muameleleri icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi * Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Telefon Hukuk gazetesi Cecat Hakkı Ozbey tarafından fran- sezen neşredilmekte olan (Hukuk Gaze- tesi) zengin mündrecatla intitar etmiş- tir. Bu nüshada Morg müdürü Profesör Sahn Ali Dilemrenin adli tıbba, esli Ad- iye Bakanı Profesör Mahmut Esat Boz- kurtun Türk ihtilsli bakımından huku- ka, Profesör Mustafa Reşidin Fransız temyiz mahkemesi kararlarma,, Cevat Hakkı Ozbeyin mali kanunların tetkik ve tenkidine sit yazılarile, Profesör Ri- chard Honig, İstanbul mektupçüsu Os- man Nuri, icra memuru Rasibin muhle- lif ve faydalı mevzulara ait yazıları, © - tütleri ve tatbikat kısmı vardır. Havacıık ve spor Havacılık ve Spor Meomuasmın 139 uncu sayısı çıkmıştır, İçinde Başbakan- lığının onuncu yılını bitiren General 1s- met İnönü'nün bir portresila şu yazılar vardır: — Türk Kuşu — Behçet Kemal Çağlar, Türk Kuşunu kutlarken Mahmud Beliğ, o Türk Kuşu (sür) Server Ziya Gürevin, Türk Kuyu — A- bidin Daver, Romanyada mühim bir uçak yarışı, Tayyare Cemiyetinin on yılı için düşünceler, Hava Hukuku — Rifat Taş- kın, Sporcular Lıyyaresi — Ziya Ateş, Fransız havacılığında yenilikler, On beş 4.4887 milyon oyunca ktayyare, Türk Ulusu ve İ Tayyare Cemiyeti, İz mecmuası Onuncu sayısı çıkmıştır. İçerisinde e tanmımış bil- Bl eek ymi Ai Ham di Tanpınar, bugünkü psikolojinin | felsefi mânasi Ord. Prf. Reichenbarh lini, Marksa karşı Niçe mi? Dr. Sabit g2:32 Sultanahmet sulh mahkemesi öçün- cü hukuk hâkimliğinden: Kadıköyünde Mühürdar mevkiinde 77 mükerrer numaralı Rıza Paşa arsası denmekle maruf arsanın izaleyi şüyuu zımamda tanzim kılınan harita muci - bince mukaddoma satılan arsalardan ba- kiye kalan; (4,10, LI, 15, 19, 32) hari- ta numaralı arsaların müzayedesi mev- cut şartnamesi mucibince 4-5-035 cu - martesi günü sant 16 da icra kılmaca - gından talip olanların ve daha fazla ma- Jümat istiyenlerin 934-3 dosya numara- sile icra momurluğuna müracaatları, (10034) Deniz yolları kl EETM E iL renin ka Sali ider Han. Tel 22740 AYVALIK YOLU ANTALYA vapuru 3 Nisan ÇARŞAMBA günü saat 19 da Ayvalığa kadar. © (1661) o * iiiliye Asrın umdesi “MİLLİYET” tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türküye için Hariç için LK. LK. mam ma Gelen evrak geri verilmez. — Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştur. — Gazete ve matbaaya mit işler racant edilir. Gasete Tiyetini kabul etmer. Kadın sözlerini bitirince odada kısa bir sükün oldu. Nazmi duydu- ğu azaptan boğulacak olmuştu. Ba- şmı bir pencereden dışarı çıkardı. Sonra birdenbire (o geriye döndü. Çamaşırları bir (o torbaya doldur- mağa başlıyan Calibey. — Hanımefen., Bu zahmetten vazgeçmenizi rica ederim. İskencenin bu derecesine dayanamıyacağım, Bu nazik sözler, tatlı bir nisan sabahı hiçbir sırrına akıl erdirme- diği büyük tabiatin ortasında nem- li yapraklarını doğan güneşe gös- tererek tomurcuklanmağa savaşır- ken, birdenbire £ kararan gökten düşen bir yıldırımla kara bir kü- tük olup yere serilen bebeğin o şef tali fidanı (o Calibesini bu, suratı yetmiş sene yaşamış gibi buruşuk, yırtık terlikli dişi gövdede tekrar diriltir gibi olmuştu. Dolan gözle- rini Nazmiye daldırarak deli gibi la meşguldü. Nihayet (o çek defte- rini tekrar cüzdanına sokup doğ- ruldu: — Calibe hanrmefendi.. — de- di — Bunları (alınız. Bir kısmı yüz ve bir kısmı yüz elli lira ola- rak doldurulmuştur. Hepsi bin li- ra tutuyor. Çamaşırcılığı bırakımız. Giyininiz, kuşanımız.. Siz bir hanı- mefendisiniz. Calibe derhal gözyaşlarını sil- di. Hattâ gülümsedi o de... Sonra gülerek ve çılgın bir deli şarak odadan çıktı. O zaman Nazmi bir sigara yak- tı. Aynada yüzüne baktı; — Ben ihtiyarlamamışım.. — dedi — Az sonra bahçeye (o çıkarken, gördüğü sahnenin (o hayreti hâlâ gözlerinde dumanlanan garson o- nun — Zavallı Cavit! Bedbabt ço- cuk! Diye mırıldandığını duymuştu. Çekingen bir tavırla yanma yak- laştı:.. 10 öğ takili İtalyan saaluramaını yemişti. Ve Nazmi âdeta ürkerek ona bakarken; — Beyahu.. — dedi iyiki buğdaym para edeceğini haber verdin. Yoksa yanacaktım. — Anlamadım. — Senin anlayacağın bunlar üç gündür zamanlı zamansız hep buğdayın düşeceğinden bahseder. ler. Tura çıkarız lâfı döndürüp do- laşıp buğdaya getirirler. Bilmem, rakı içeriz buğday şöyle buğday böyle... Sabahleyin merhaba buğ- day... buğday.. Maki Şimdi an. ladım maksatlarmı, demek beni yavarlamni korkutup mallarımı elimden ucuza koparmak istiyor- ış. Sen ayrıldın, Narin hemen bir fiat verdi. — İyimi? — Piyasadan otuz (para fazla. Hiç verir miyim? — Vermezsen eşeklik edersin! — Neye? — Ayol, ben bütün o lâfları, on-