inli çocuk asıl yaşar? Derler ki, Çinliler dünyada en üç şeyi severler: Pirinç lâpası, , kırlangıç yuvası. Pirinç lö- E malüm... Afyona geli İma yüz yıl mişler © kullanırlar Nankin (hükümeti şiddetle etmiştir. Kırlangıç yuvası de , diyeceksiniz? Kırlangıç yu- Mi Çinde ancak (zenginlerin, BİYonerlerin yiyebileceği pahalı E yemektir. Çine gidip gelen bi- anlatıyor: > Çnliler en çok neyi sever, di- #orarsanız, derim ki üç şey: ço- Mak - Jong, kuş, fakat bilhas- $ocukları çok seyerler. Dünyada çocuğu bu kadar bol leket görmedim. Demiryolu Rhpanyaları orada bol çocuklu ire tenzilâtlı tarife tatbik et- , iflâs ederlerdi. Çinli çocukları ilk gördüğüm 2a- » vapurdaydım. Dünyada İngi- den sonra en çok seyahat e- ibir millet varsa, o da Çinlidir. urda çocuklar iplere tırmanı- r, aşağıda güreş ediyorlardı. akşam dost olduğum Çinliler anbara indirdiler. Orada yol- kendilerini battaniyelerin ü- inde birer tarafa atmışlardı. Be- Aşağıya indiren uzun beyaz ipek İlr bir adamın yanma götürdü. Adam misafirini ağırlamak i- tek telli bir saz çaldi”Üç tane İli çocuk ta yan yana oturarak, rını bir sağa, bir sola eğerek Ağızlarını sonuna kadar açarak birlikte bir şarkı söylediler, bir m: söylediler, kediler mi mi- dı, neyse. i de kaldığım için düğümü söylüyorum. Her yerde ğu gibi orada da fukara çocu: Zengin çocuğu var. Zengin ço- Amah deniler)mürebbiyele- e dolaşıyorlar. Geceleri çocuk- Uyutmak © için ninni yerine çalarlar. Akşamları bahçe- * barka mürebbiyelerile e Sıkarlarsa, arkalarmdan silâhlı v takip ederler, haydutlar çocuğu kaldırmasınlar diye.. Yaşta olanlar, uzaklara A- luralya, Amerika ve bazan da üniversitelerine gönderir. tara çocukları İse annelerinin dan indikten sonra kendi hal- Ne bırakılır. (Uzak Şarkta ana- tocuklarmı sırtlarında taşırlar) focuklar belli başlı harfleri ça» öğrenmeğe çalışsalar. Eğer a- 1 yeylerse ticarete atılırlar, s0- arasında dolaşarak öte beri ir. Eğer kuvvetli yapıda ise, * el arabalarını çekerler. Bazıla- » Buda manastırlarına girerek olurlar. e doğum günleri hep 14 şu- Çeki ir Çinli hangi süsü sa doğsun, doğduğu gün o yı- şubatı sayılır. ali çocuklar yazın hemen çır- denecek şekilde yaşarlar. ü da geniş kırmızı ipek pele- bürünürler. > büyü. yınca kesilir, ancak te- bir kâkül bırakılır. Çoğu. 1 fakirlerin bile boyunla. gümüş gerdanlıklar vardır. #ndiğine göre, bu, güya onları tklardan muhafaza edermiş beş yaşına gelince, mek- örşağ başlar. Her yerde ah gibi ayni dershane, ayni ka- ta, ayni sira, ayni gözlüklü i im. Bir Çin mektebine gir- —Z zaman gürültüden dura. "z, çünkü (hepsi dersl. sesle öğrenirler. Eğer ço- sini öğrenemezse, hocası çlırır, — elindeki kapalı 1d; ir. 2eyi sok uçurtma uçuran çocuklar nn» Uçurtmalar yağlı kâğıt- ir ve her biri birer ejderha- il eder. Tayyare karargâh- mda çocukların uçurtma u- hi ları menedi ilmiştir. iler bayramları severler. Biz dört gi süren kurban * gibi en ik bayfam ora- AY sürer. Bu bir ay mektep- balıdır, X Şocukları spora çok merak- . Genç Çinin ileri ürnidi şim “ MİLLİYET PERŞEMBE 7 MART 1935 İh | adi Heyar beş kuruşun keymeti nedir? — Sinemada bir koltük efend im? HİKAYE Küçük Cemil Taharri memuru Küçük Cemilin zabıta işlerine merakı çoktur. Sinemaya gitse hep polis filmlerini tercih eder, roman okusa, zabıta romanı okur. Hattâ bu hevesi o kadar ileri gitmişti ki, en nihayet dayanamadı, ne yapıp yaptı. Kendisini poliste sivil tahar- Ti memuru yazdırdı. Artık sevincine son yoktu. Hırsız larla uğraşacak, yankesicileri yaka- layacak, hülâsa insanlara fenalık yapanları, cezaya çarptırmak için kanunun kendisine bahşettiği hak- kı kullanacak, vazifesini yapacak- tu. Ancak henüz bu işlerde acemi olduğundan kendisini ufak bir mer keze verdiler. Orada da üzerine öy- le ağır işler yüklemiyorlardı. Komiser de pek sert bir adamdı. Hele vazife işlerinde hiç şaşmıyor- du. Günlerden bir gün... Cemilin s6- vineli günü... Ablası evlenecek. Ar- nildi, davetliler o yavaş yavaş dü- ğün evinden ayrılmağa başladılar. En nihayet kimseler kalmayınca, Cemil düşündü: — Eh, buradaki vazifemizi bitir. dik, şimdi de asıl vazifemize gide- lim, Böyle diyordu ama, Bay komi- serin tam izin vermesi daha hoş o- lacağını da düşünüyordu: — Davetliler o çekilince hemen burada bulunmalısın, demişti. Lâkin ne zararı var! Küçük Ce- mil vazifesine âşıktır. Hattâ bir ke- re daha gözüne girmek istiyordu. Karakoldan girdi ve selâmı çak- te — Geldim efendim. — Aferin, hiç bir hırsız düğün hediyelerini çalmak istedi mi? Ha- ni o hırsız? Neye yakalayıp getir- medin? — Kimse çalmak istemedi? Ya Dıvarda göl ge oyunları tık böyle uğurlu günde de çalışma olur mu ya? Düğünde bulunmalı, misafirleri ağırlamalı.. Hemen mer- keze koştu. Komiserden izin alaca- ğma sağlam umudu vardı. Mer- keze vardığı zaman, komiseri pek canı sıkgın buldu, hay aksi şeytan! Fakat çaresi yok. Bir selâm verdi: — Bay komiserim, dedi, bugün kız kardeşimin di dileğim, bana izin verin de, bu kut- lu günde evde bulunayım, yardım edeyim... Komisi ları çatıldı: — Ne imiş o? dedi. Tam karakolda adam bulunmadığı bir sırada izin olur mu? Değil hemşi- renin, senin bile düğünün olsa bu- gün veremem, Cemil şaşırdı, kekeliyerek: — Fakat.. .dedi, ben merasimde polisi temsil edeceğim Bay komi- serim. O zaman komiserin yüzü güldü: — Pekâlâ, dedi, mademki öyle- dir, bizi temsil et. © Fakat gözünü dört aç.. Davetlilerin arasına sabı- kalılar da karışabilir. Düğün hedi- yelerini aşırırlar. Böyle bir tanesini gördünmüydü, cürmü meşhut ha- linde ensesinden yakala, buraya getir.. — Emret Bay komiserim... Küçük Cemil izni kopardığına son derece memnundu. Belki ko- miser fikrinden cayar © diye daha fazla kalmadan ve daha fazla söy- lenmeden bir selâm verdi ve hemen karakoldan dışarıya fırlayarak e- vin yolunu tuttu. Düğün evi pek kalabalıktı. Her. | * kes Cemilin eniştesi tebrik ediyorlar, hazırl den bol bol pastalar, pöti yorlar, çay, likör, limonata içiyor- lardı. Başka bir salonda da gramo. fon kurulmuş, çiftler boyuna danse- diyorlardı. Cemil için bu mübarek gin hiç unutulacak bir gün değil i. kalayıp getiremedimi efendim. Bay komiser kulaklarına inana- mıyordu. Ne olmuştu da, hırsızlar böyle birdenbire uslanıvermişti. Alemin gözüönüne açılan hediyele- ri, hem de o kalabalığın içinde a- sırmasınlar. Bu, olacak şey miydi? — Getiremedin ha! dedi. Ben de seni becerikli zannederdim, bugün- lerde sana daha mühim vazifeler var. Sizden | vermek istiyordum. Artık sana iti- madım kalmadı. Küçük Cemil atıldı: — Aman Bay komiserim, dedi, düğünde bir tek hediye yoktu ki, hırsız gelip de çalsm.. Gemilerde telsiz Büyük ticaret gemilerine telsiz telgraf konalı şöyle (o böyle ancak yirmi sene var. Bir kaza vükuun- da yardıma çağırmak, kara ile da- ima ilişiği muhafaza etmek nokta sından t telgrafın ticaret gemi- lerinde faydaları çoktur. Telsiz telgraf denizlerde ilk de- fa 1900 senesine doğru kullanıldı. Fakat her şeyin başlangıcmda öl | duğu gibi, o zamanki makineler pek iptidai idi. 1912 senesinde Titanik vapuru Amerikaya giderken bir buz da- | ğıma çarparak battı. O zaman Tita- nik denizlerdeki vapurların en bü- yüğü idi. Bu kazada 1500 den faz- la insan öldü. Kurtulan birkaç ki- v kurtuldularsa gene telsiz sayesin- e, O sene içinde Londrada uluslar arası bir konferans toplandı, Va- purlardaki telsiz telgrafı daha ti; bir yola koymak, gemilerin ve için- dekilerin emniyetini sağlama bağ. lamak yollarını aradılar. Bu konferans, telsizin felâket an larında çekeceği işaretlerin tulü mevcini 600 metre üzerinden tesbit etti, Ayni zamanda çekilecek felâ- ket işaretine de bir ad takdı; S.O.S. Umumi harbde vapurların ve harb gemileri çoğu, gittikçe da- ha kuvvetli “emniyet telsizleri, de- nilen bu telsizlerle techiz edildiler. Bu cihazlar vapurlara yerleştiri- lince, onlardan ayrıca istifade et- mek çarlerei de arandı. Meselâ va- purda bulunan yolcuların telgraf- İarını karaya göndermek. 1925 senesine doğru hemen bü- tün vapurlara hem alıcı, hem veri- ci telsiz konmuştu. Vapurların em- niyeti noktasından karalarda da on larla daima rabıtayı muhafaza e- decek kuvvetli telsiz istasyonları yapmak mecburiyeti hasıl olmuştu. Bunların dalgası uzundu. 1927den Mibaren daha kısa dalgalar kulla- nılmağa başlandı. Yani daha uzun mesfelerle irtibat temin edildi. Halbuki şimdi işler ne kadar i- lerledi. Vapurlardaki yolcular ka- radakilerine sadece telsiz telgraf çekmek ve cevab almakla kalmayor lar. Şimdi telefonla da konuşuyor. lar. Telsiz telefonla... Başka memleketlerin reisleri kimlerdir? * Arnavutluk (Avrupada) Birin - ci Zogo Hz. (Kral). Andor (Avrupada) Font - Are- my (hükümet reisi) Annam (Asyada) Bao - Dai (im parator). Bolivya (Amerikada) Daniel Salamanca (cümhurreisi) Kamboç (Asyada) Sisovat Mo- nivong (kral). Kolombiya (Amerikada) Playa Herrera (cümhurreisi). Kostarika (Amerikada) Gonza- laez Vikez (cümhurreisi). Küba (Amerikada) De Cespe - i Moktali yerleri siyah kurşun kalmle doldurursanız, resmi tamamlamı Con Saymen Berline gitmiyor (Başr 1 inci sahifede) müteallik meseleleri müzakere etmesine | müsait olmadığından şüphe etmemekte dir, Filhakika Bay H gelen gazete Haberler dan çok a ziyade hasta olduğunu farkete bir çok sebepler vardır, Şimdiye kadar Sir John Simonun siya Berlinden n anlattıklarını ine ait yeni bir tarih tesbit edil © Haniiliği nedir ? BERLİN, 6 (A.A.) — Havas ajan- 81 muhabirinden: Bay | Politik ve diplomasi mahafil, Hitlerin ani rahatsızlığı yüzünden Sir | John Simonun ziyaretinin bir başka ta- ası karşısında o hakiki bir ce Bay Hitlerin e hafif bir soğuk algınlığını ve sesinin kısıldığını söyle- mektedir. Fakat harpt, z ile hastalık kapmış olan Bay Hitlerin gırtlağında ciddi bir rahaterzlık olduğu şayiası, sık #ık deveran ederdi ve sesindo zaman zaman kısıklıklar görülmüştü. Cuma günü sıhatini düşünmeden dışarı çıkmıştı. Söylendiğine göre, bu rahatsızlığın diplomatik — olduğunu zan- nettirecek bir şey yoktur. Bu kadar 13 varla bu ziyareti istiyen hükümet, mü- him sebepler olmasa, bu ziyaretten vaz geçemezdi. Bununla beraber, Alman efkârr - mumiyesi, (Hitler) in rabatsızlığı ha- berine karşı bu dakikaya kadar tame - men lâkayt kalmışlır ve iyi bir mem- badan öğrenildiğine göre, Bay Hitler meşguliyetlerini bırakmış değildir. Bay Hitler'in temasları Dün akşam gece yarınna kadar bir çok kimseleri kabul © etmiş olan Bay Hitler, öğleden sonra da, Von Ribbent- ları bırakma meseleleri bak- ine göre, propaganda Bazırı Bay Göbbels ile de görüşmüş - tür, Berlin politika mahı kümetinden Sir John üni tehir etmesini Hitlerin rahatsızlığınn muazzam bir tesiri olduğunu saklamamaktadır. Çünkü bu, Avrupa büyük devletle ri arasındaki görüşmelerde bir gevşek- liğe sebep olacaktır. Böylece vakıt kaybedilmesi de mec- buri olarak, Avrupa vaziyetinin inkişa- fına müessir olacaktır. LONDRA, 6 (A.A) — Reuter ajan-. | sından: Beyaz kitapta Almanyanın tekrar si- lâhlanmasına ait kısmında yeni bir şey olmadığı — görülmüştür Bay Baldvin, bundan dört ay evvel, avam kamara- sında, Almanyanın tekrar silâhlanması hakkında ayni mealde bir nutuk söyle-” mmişti, İngiltere hükümetinin müsellâh kuv- vetlerini asrileştirmek kararı, — Berlin görüşmelerinin tehirinin asıl sebebi ise, pek yakmda bu bususta bazı diploma- tik izahat verilmesi tahmin (edilebilir. Bundan sonra yapılacak teblizatın da Berlinden gelmesi lâzim gelir . Berlin görüşmelerinin tehirinin, Sir Simonun © Moskova ve Varşovaya yapması tasavvur edilen seyahat üze - rindeki tesirlerinin ne olacağı henüz belli değildir. Vaziyet, bugünkü kabine toplantısında tetkik edilecektir. Con Saymenin telgrafı LONDRA, 6 (A.A.) — Sir John Si- mon, Berlin sefiri vasıtasile Bay Von Neurath'a bir telgraf çekerek, Bay Hit- lerin hastalığını haber (o almakla esef duyduğugu ve kendisine âcil şifa dile- diğini bildirmiştir. Almanlar ne diyorlar? BERLİN, 6 (A.A.) — Alman D. N. B. ajansı bildiriyor: İngiltere hükümeti tarafından çıka. rılmış olan beyaz kitaptan © bahseden Correspondance Higiemelee - Politiğue gazetesi, İngilterehi das (cümhurreisi) Dominik (Amerikada) Leonidas Trojilu (cümhurreisi). Estonya (Avrupada) Jean Ta - mant (hükümet reisi) Hattıistiva (Amerikada) Ayora (cümhurreisi). Habeşistan (Afrikada) Birinci Hayle Sellaziye (kral). Finlandiya (Avrupada) Lori Leander (cümhurreisi). Guatamala (Amerikada) Gene- ral Ubiko (cümhurreisi) Hayti (Amerikada) Stenio Vin cent (cümhurrei Honduras (Amerikada) Paz Ba rahona (cümhurreisi) Letonya (Avrupada) Kivicis Albert (cümhurreisi). Liberya (Afrikada) Edvin Bac- lay (cümhurreisi). Lituanya (Avrupada) Smetona (cümhurreisi) Fas (Afrikada) Mevlay Muham met (sultan) İrak (Asyada) o Gaziyülevvel (kral) z Maskat (Asyada) Timur Seyit (sultan). Nepol (Asyada) Tibur bin Bik- ram (mihrace) Nikaragua (Amerikada) Sakaz (cümhurreisi). Panama (Amerikada) (cümhurreisi) Paraguay (Amerikada) Ayala (cümhurreisi). Peru (Amerikada) (cümhurreisi). Salvador (Amerikada) Artür Araujo (cümhurreisi). Siyam (Asyada) Prajad Hipok Arias Benavides gramını haklı göstermek için ileri süre mekte olduğu (delillerin uluslararası vaziyetteki gerginliğe dayanmakta ol- — : kkında çeşit çeşit ve cihan vaziyetin, çılkmış olan muhtelif meselelerin mı İiyetini Almanyaya yüklemek istemesi ne Leessüf eylemektedir. Diğer memleketlerin ve hattâ Sor - buki Avusturyanın teslihatı Sovyet si- yasilerine göre çok ziyade dikkate anma gayesini tahakkuk pılan bütün teşebbüsleri suya düşü- recek surette bazı devletlerin harbin ni- hayetindenberi mütemadiyen silâbl malarından mütevellit mesuliyeti & ile geçmektedir. (Beyaz kitap) Almanyanın emniye- #ne müteallik isteklerinin tamamile te- sadüfi olan askeri teşkilâtın stgarisine mahsur olduğu ve Almanyann ancah zaruri olan tedbirleri almış bulunduğu- nu söylemektedir. Bu gazete, netice olarak İngiltere nin Beyaz kitabın kullanmış olduğu gibi çeşit lisanm ber halde bir terakki adımı teşkil etmiyeceğini söylemektedir. Ayni mevzudan bahseden Döyçe Al gemanye Çaytung; Beyaz kitabın Sir John Simonun — Berline olan ziyareti nin icrasından bir kaç gün evvel ne: redilmesi keyfiyetinin tamamile gayri dürüstane bir hareket olduğunu yaz - maktadır. BERLİN, 6 (A.A.) — Havas müha- birinden: Dün akşamki Alman matbuatı Ingiliz Beyaz kitabının intişarı ile İngiliz na- zarlarının o Berlin seyahatini tehir etme lerini bais olan Bay Hitlerin o ansızın hastalanması arasında her | hangi bir münatebet bulunduğuna işaret etmek- ten kemali itina ile tevakki etmiştir. Gazet sadece, mezkür kitapta Almanyaya isnat olunan £ kabahatleri mevzuu bahsederek asabiyetini izhar © diyor. Fransız gazeteleri ne diyor? PARİS, 6 (A.A.) — İngiltere - Al manya görüşmelerinin tsehbüre uğra - ması, başvekil Hitlerin kararımı İngiliz Beyaz kitabının — intişarı nelicesi te - lâkki eden Fransız matbuatında uzun tefsirleri mucip olmaktadır Gazetilar İngiliz « Alman hudud nun, şimdi her vakitkinden ziyade, Rem pehri üzerinde bulunduğunu ve Sir Joha Simonun Moskova ve Varşovaya seya- hat tasavvurlarının altüst olduğunu kaydediyorlar. Oy, Almanyanın, bir Alman - yeyi temin için müracaat teşebbüsünde ( bulunacağını zannediyor. (Figaro) ise, Almanyanın, Lİ mart- ta avam kamarasında cereyan edecek müzakerat neticesini o bekliyeceğini muhalitfetin, İngiliz kabinesine müşkü- Jât ihdas eyliyeceği ümidini beslediğini tahmin ediyor. İadei âfiyet temennisi LONDRA, 6 (A.A.) — Daily Tele- yakında iadei afi- Yad başlaması temennisinde bulun- maktadır. Morning Post, ayni temenniyi izhar ederek: (Ansızm hâdis olan bu maniin, müzakeratı iptal değil de, yalnız tehir 6- İeceğini ümit etmek lâzım gelir) diyor, Daily Herald da diyor ki: “Dostane bir ziyaret ve nazik bir müzakere ari- fesinde Beyaz kitabm Almanya tesli - hata dair olan o kısmı, yaman bir pa tavatsızlık olmuştur. Müzakeratın esas- ları, büsbütün baştan kurulmak iktiza edec: Suriye ve Lübnan (Asyada) Fransız mandası altnda. Tonga (Okyanusya) İl inci Ge- orge (kral). Tunus (Afrikada) Ahmet bin Ali (bey) Uruguay (Amerikada) Kampis- tegui (reisicümhur). Venezuella (Amerikada) Cene - ral Gomez (reisicümhur) i Zangibar (Afrikada) Seyit Ha - life Bin Harus (sultan) Yeryüzünün nüfusu Yeryüzünde kaç nüfus yaşadığı- nı biliyor musunuz? Asyada 1 mil- yar, 130 milyon, Avrupada 506 mil- yon, Amerikada 252 milyon, Afri- kada 142 milyon, Okyanosta 9 mil. yon. Demek ki şu hesaba göre, yeryü- zünde iki milyardan fazla insan yaşayor . Gene yeryüzünün ne kadar in- san barmdırabileceğini de hesap etmişler ve toprağın 6 milyar insa- nı yaşatıp ik yari meyda- na çıkarmışlar... Nü artma nisbeti (o gözi e ala, 2100 senesinde yeryüzünün nüfu su bu miktara varacaktır. Beş yaşında miralay Beş yaşında Miralay kimdir? di- yeceksiniz. Mektep görmeden, deri hanelerde dirsek çürütmeden, ara- zide tatbikat yapmadan, hülâsa bir asker mektebini bitirmeden Mi- ralay oluvermek, ne iyi şey d mi? Halbuki böyle bir Miralay var ve bu da Fas Sultanının oğlu Prens Mevlây Hasandır. Demek sekiz yaşına varırsa General ola -