N | Sinemanın yeni | i | İmkânları sahada ins imdiye kadar verm masal ve mitoloji | can vermek im Hiç şüphe etmiyo na güzellik sevg şılayacak film ittir. Fakat bu yeni t adar dar bir saha lendirerek de mü. ayan hayallere dalmak an zaman uyanır, Feeri fi ibtiyaet za leri uyuşturan ve hisleri keski bir içki gibidir, fakat Faydalı bir Entelektüc bil renkli o ve müzikli | fautazi leri çocuklara mahsus masallar rak hayal ihtiyaçlarını tatmin imlin olmayan büyüklere, biran için maddi hayatın güçlüklergi ve yorgun luklarını unulturan, dimağlarını dinlen- diren fesriler seyrettirebilecektir. Şimdi bütün iş, bu barikulâde vasıta- hisli bir şair ruhunu lesile birleştiren sanat- kârların eline geçmesindedir. Şarlo, e- mekleyen sessiz sinemayı bir hamlede sanat seviyesine cıkardı, Sinemanın bu yeni şubesi de imlcânlarını isbat etmek için Şarlosunu bekliyor. Yasar Nabi NAYIR Kurban kesecek vatandaşlara! rostam muha Memleketimizin hava müdafaa- sına çalışan Tayyare Cemiyetine; düşkünlerin yardımına her an ko- sesiz çocuklara şefkatle bakan Hi- mayeietfal Cemiyetine; çok hayırlı bir yardımda bulunmuş o olmak i- gin: Kurbanınızı veya © parasını Tayyare Cemiyetine — teberrü edi- Kurban kestiğiniz takdirde: De- risini, her halde barsağile birlikte Tayyare Cemiyetine veriniz, Bu milli ve vatani vazifenin lâ- ile ifası için yardımda baslı acağınızdan eminiz. Milli tefrika: 123 — Daha çok var mı? — Geldik. işte karşısı. Alay mı ediyorsun arkadaş? Dört tane ev var burada.. Dört tane değil.. Bir tane ev vardır. Öbürleri abırlardır. — Hükümet konağı hangisi? Jandarma bıyık altından gülü- yordu: Görürsün şimdi.. — dedi — — Ya hapishane?.. — Hapishane mi? Burada hapis hane ne gezer? i — Peki ama.. beni nereye haj sedecekler — Bu kaymakam beyin bilece Ül iş... £ p- Otları kurumuş bir çayırın orta- “ "2 Tisaltan epev fantezist bir | Bir Yarenlik Ve Çocuklar Şu kaypak n sıca aya gidip sonun gibi serilmek ister misiniz? - Kim ister? lara momya rılıp dö Z parayı avrulara veriniz. Sevdik- lerin saydıklarınızdan ba: ramlaşmağ nizden ö! klerini j nda meyiniz, çünkü onla zin gibi yapacaklarma inanabilirsiniz. Bayram ziyaretlerinde birbiri- mize karşı ne gülünç olduğumuzu üz mü? hele bir dü- şününüz. Hava iyi. Maşallah pek iyi. cıva fena, Evet pek fena. Son- | ra suspus. Daha daha nasılsınız? biç düşündü im: siz nicesiniz? hen de öyle | ne t1sss... ve daha, ove daha... Adamın daha düşünürken eği | geliyor. İşte bu gülünçlükten kur. tulmamız için bir yol vardır: bay- | ramlaşacağız deye kapı kapı dolaş | mayalım da bunun yerine yurdun yoksul bebelerine bir para arma- n edelim. Bu ulusal iş bir genel- se artık kimse kimseye gelme- nedi diye gücenmez. nmiyeceğim. Bana da gücenmemelerini en derin say- gılarımla dilerim. AKAGUNGUZ ÇAĞIRIŞLAR Bedava halk temsilleri Cumhuriyet Gençler mahfilinden; Mahfilimiz — tarafından ber on beş günde bir verilmesi söz birliği edilen bedava halk temsillerinin — altıncısı 8 mart 935 cuma günü Beyoğlunda Cum- huriyet Halk Fırkası Beyoğlu © kaza merkezi binasındaki Beyoğlu / halkevi müsamere salonunda verilecektir. Müsamereye saat tam 15 te başla - Bır. Salon 14 te açılır. Dolunca kapılar kapanır. Çocuklar alınmaz. | Askeri tebliğler | Kadıköy Askerlik şubesinden: Şu- bemiz yedek zabitan defterinin 1925 sayısmda yazılı Fatih simitçi sokak 13 No. da iken ne tar: ği madığından bulunamıyan Yedek demir yol mülüzumı Bay Salâhaddinin Istan- bulda ise ilândam 24 saat sonra şube ye gelmesi hariçte ise bulunduğu ma- hal askerlik şubesi vasıtasile oturdu - ğu yerin ve uğraştığı işin şubemize bil dirilmesi ayk: dallifi: Nazmi Şahab mafih mermerden büyük bir kapısı vardı. O tarafa doğru yürüdüğünü gören jandarmı — Arkadaş! — dödi — Buraya gel buraya... Binayı dolandılar. Bir ahırdan neşeli kişmemeler geliyordu. E- ğilmeden geçilemiyecek derecede alçak bir kapıdan girdiler. ; İçerisi tezek ve lâğım kokuyor u: eceel! Jandarma sürgünü, kapalı bir kapıya yaklaştırdı. Bunu üstünde büyücek bir tabelâ vardı. hayretle söylendi «B... Ka: Tuhaf şey! Mi oturuyor. m burada mlaşıla- | a hardal | kes Fakat bi m değil de lâzu mi ya? iri düğün 8 , börekle: da i k sofra: an evvel rıca b mişti, E mahallede bir hâdise olmuştu. Her unu zengin düğünü sayıyorlar dı. Yalan da değildi. Çünkü Bay Dürriyi sokağa atsan, en aşağı Yir- ! mibinli idip geliyor, kafalar | ilmiş, herkes araların- du g 1 mevzuunu kc y Dürri de hem misafirlerini a; hem kimsenin «, diye arees bir sofraya bir baştan bir başa göz atıyordu. Bir Lir taraftan söz, kafa- taraftan sa dince, bu 4€- | unlar başladı. Evvelâ ortaya kabaz çıktı, Evin kadınları 1 çocukları da kapıya üş ere ilişmişler, onlar kabazı seyrediyo an sonra evin la» ktepli bir genç ortaya çıktı, komik £ bir monoloğ söyledi, herkesi güldürmeğe mu vaffak oldu. Ondan sonra bir tak- litçi geldi. Birçok hikâyeler anla- tarak birçok milletleri taklit etti. Oyunlar da bittikten sonra Bay Dürri kızına gelen hediyeleri mi- safirlerine gösterecek, ondan son- ra yemek yenilecek, yemekten son- ra de kahveyi müteakip herkes çe- | kilip gidecekti. Bay Dürri “ sdiyeleri göstermek- le derecei itibarını da göstermiş o- | lacaktı, Bir aralık misafirleri he. | diyelerin yerleştirildiği odaya da. | vet etti. Herkes merakla odaya gir- diler. Burada neler, neler yoktu. | Yalancı taşlı taraklar, kordonlar, | Dantelâlar, tornak takımları, kah- ve değirmeni, çay takımı, vesaire vesaireden maada bir de altın sa- at vardı. Herkes, bilhassa ihtiyar kadınlar hediyeleri birer birer ellerine ala- rak gıpta ile tetkik © ediyorlardı. Bunların içinde en çok takdir edi. len saatti, Mini mini, zarif, min- yon bir saat. Üzerine gelinle gü- de hakkedilmi Şeker sandıklarından yapılmış bir sulukule gazinosu masası. üs- nde şunlar var: 1 — Beş kuruşluk bir mor mü- rekkep şişesi. 2 — Ucu kırık bir kamış kalem. 3 — Büyük ve buruşuk bir sır- malı çevre... Yer toprak. İki kalın direğin, or tası göbek vermiş bir tavanı tut- mak için, son kuvvetlerini harca” dıkları belli, Ve... Şeker sandığının başında, altından otları fırlamış bir iskem- le üzerinde bir Asüri vezirini an- dıran kalpaklı bir adam. Sırtında bir sadakor entari. Ayaklarında şt: | pıtık mercan terlikler. Çorap, hak: | getire. Her parmağında üç Ama ne yüzükler? Mekke > müş teller, zümrüt taklidi, bakla- va biçimi beş yüz kuruşluk işporta malları... Ellerini bit bastonun sapına ve kara sakallı çenesini bu ellerin üs- İ kiki bulunmakt tünc dayamış bakıyordu. Heybet- ten zerre eksilmeksizin; — Hoş geldiniz. — dedi — andarma, elindeki zarftan sevk | bu tarlaların, du. Lâkin bi srunun ttikten son- yavas birden tekrar | e bakacak mın içine Herkes bu teklifi kabul etti. Çün. ii kimse şüphe altında kalmak is- mediği için saatin nasıl olursa olsun meydana çıkarılmasını isti- yordu Bay Dürrinin düşündüğü de şu di. Hiç şüphesiz hırsız tanındığı ş örüldüğünü z derek korkacak, karanlıktan tifade lm i < mahfazanın içine koyacaktı. — Hazır mısınız? Evet, hep hazıriz. — Öyleyse, söndürüyorum. Lâmbalar söndürüldü, Ortalığı esif bir karanlık kapladı. Bu ka- ranlıktan bilhassa düğüne gelen delikanlılarla genç kızlar hokka- baz oyunundan fazla memnun ol. şmuşlardı. Bir taraftan da Bay Dür- ri sayıyordu: Bir... ici. üç.. on.. Nihayet lâmbalar yandı, ortalık aydınlandı. Bütün gözler mahfa- zanın durduğu yere teveccüh et- ti, Herkes şaşırıp kalmıştı. Çünkü mahfaza da yerinden uçmuşt YENİ NESRİYAT ı Siyasal Bilgiler (Mülkiye) Aylık siyasal bilgiler mocmuasının 47 inci sayısı özlü yazılarla çıktı Bu sayısında prof. Dr. Etem Menc- mencinin (Cehle hürmet) ve mevzuu hukukun kaynakları yazıları ile ürbanist ve profesör Agache übranizm ismin - deki bir etüdü, Dr. Kilisli Rifatin genç- lik ve evlenme ismindeki makalesi, Ha- san Şükrü Adalın mahalli idareler tet- ayın Hukuki, ekono - mik, syasal bâdiseleri özenle tetkik o- lunmaktadır. Soysal ve sıyasal © meseleleri bilgi gözü ile araştıran bu değerli mecmua- yı okurlarımıza sağlık veririz. Ho'ivut Holivut'un 6 Mart nüshası renki n son Hafta haberleri — Hayır.. tarladadır. Jandarmalar? — Onlar da... — Kime imza ettireceğiz bu- nu? | Zarfi uzatmıştı. Bu garip kay- makam. Bir saniye kadar cevap ver medi. Sonra buruşuk yazma men- dili açtı. Bunu bir ucuna büyücek bir mühür bağlı bulunuyordu; w- zatir: AL!.. bas!,, Ikindiye doğru, jandarma tek- | rar Diyarbekire yollanmıştı. O za. | man Nazmi vaziyetini öğrenmek istedi; Beyefendi — dedi — bu bir hapishaneniz yok. Ne yapacı hapishaneyi? Kimi hapsedeceğiz? Aygırları mı? — Peki ama... ben ne olacağım. - Mademki buraya göndermiş- ler, kalacaksın.. başımız üstünde yerin var. Gel seni evvelâ ağanın yanıma götüreyim. Ağa da kim? Buraların sahibi işte.. Bütün aygırların, kısrak- larm, şu binanın sahibi. — Jandarmalar da onun tarla- | s meraklıla üriyeti bir NE NORO MAX İl edi 3: ZAHARİADIS beyaz eşya decektir Senenin En OVA küçük hediye SK O ü program ISTANBUL 17,30: Inkilâp dersler teden nakil, C, H. F. genel Recep Peker. 18,30: Dans plâk. 19,30: 19,40: Rita Mahmut, şan piyano 20: Trovator operası, plâk. 21 Stütyo Sigan orkestrası. 21,15: berler, 21,30: Radyo © orkestrası 22. Bayan R. T. şan ve radyo caz ve tan. go orkesirası. Universi- 3k. VARŞ sarsa). Spor. 19; Pir İzbiyak, 10445: PAL karin kantar 2148: Haberler. 22: Stürye | tiras Oran, 23; Reklimlar SANA? ar inin ezerlerinden kon ver 243 Sözler Ki. MOSKO VAŞIIZtm 15 rak. 10 GS EMG 0 V A Gi ŞE Sente kansere dee ekler. 130 lke zarla Sak 200: Bema ese Ka BELGRAD, Am 0 EE Keki e Sm ie Ral yal Sözler, 2015 Haberler 2adö Ü Hi eri; Make Dir kanser 34 Sürer 2lü: Pi 8/40: Pik, 18,45: Zirant VB: Me vaşriyat. 20,10: Askeri kon: Gala neşriyat. 23,1 9ı Orkestra kanseri. 20,30: Habarlar. 2145: Kaz mu, 22 Sönler. 22,0: Odu musikisi. Kir. LEİPZİG,3özm. 19,20: Hafif müsiki. 20:20: Sözler. 20,30: “Der Günetline,, adlı opera temsi Habe: lar. Spor. 7120: Sözler. 241 Gece konseri ss.Khu. BUDAPEŞTE, S60m 19,35: Piyano - keman konseri, 19,18: Sör. 22,10: Dış de» be BRESLAU, 3m Ha e m 2 ner. 20401 A kk Gümmnileri ZA; Habarlar. Zçl0e Bin 225 Küle marşları e Haberler. 2304 Oül manda. Bel Pi, Yarınki program 12,30 plâk meşri; 18 otel Tokat Konuşa konuşa büyük, mermerli kapının önüne gelmişlerdi. Bir de- ve yere çökmüş, çenesini oynatıyor du. Kaymakam bastonile vurunca don paça bir adam kapıyı açtı; Çıplak toprağa halılar ve pöste- kiler sermişlerdi. Sedir gibi bir ye- rin üstünde avazı çıktığı kadar ba- Bıran bir adam anlaşılmaz bir li- İ sanla konuşuyordu ve galiba ara- sıra da küfürler ediyordu. Kaymakam; — Kürtçe bilir misi bu kürtçedir. — Hayır... bilmiyorum. Ağa onları görmemezlikten gel- mişti. Fakat Nazmi — Merhaba ağam.. Deyince birdenbire kendini to- parladı. Hattâ ayağa kalktı: — Buyurun efendi Ve derhal kürtçeyi bıraktı, Te- miz bir türkçe ile; —Hoş geldiniz.. — dedi — Tahsil memuru musunuz? Kaymakam söze karıştı: — Hayır.. Misafirdir. Anlaşılan ağa bir (o tahsildarın gelmesini bekliyordu ve o geldi 7 — dedi — İ zannederek bu kadar yüksek bir Ve küçük m ayanlara birer Büyük Filmi amam” GECELERİ “Bitmemiş Senfoni, şaheserini? meşhur vazii sahnesi WİLLY FORST Dün Akşam SUMER Sinemasındâ PAUL HÖRBİGER - DOLLY HAAS ve THEO LİNGEN ile beraber temsil ettikleri BÖYLE BİR KIZ UNUTULUR MU? Şarkılı ve ili komedide parlak muzafferiyet kazanmıştır İlâveten: Fox Jurnal hünbd #rilişep TEPEBAŞI ŞehirTiyateoso o ŞEHİR LL Tiyatrosund! İNİ verir umu” MUFETTİŞ 8 perde komedi Fransız Tiyatrosunda BU AKŞAM Yazan N. Ges Saat 20 de UÇ SAAT 3 perde Yazan : Ekrem Reşit. Beste yen: Cemal Reşit. a ga yandan nakil çay eaeti, — telsiz ©“ 19/20 Çocuk saati: hikâyeler, Esat e mil, 19,50 Haberler. 20 Sonat nata, Bethoven, plâk. 20,30 Hi kitar. Dirat ve arkadaşları. 21 Babisyan (şan) piyano ile. 21,29 — haberler, borsalar. 21,30 Radyo trası. 22 Radyo caz ve tango ork0”” ları musi di - Olmaz. bir bez parça secidiye veremem. İş Pek iyi canım.. Kırk ola Gözleri Karanlığa alışımcs. ayl mi bir şilte üstünde oturan mi kılıklı bir adamı da seçti. Ağ* ne razı olmayıncı — Otuz beş ver... Deyen bu adam, bir sani ra; W ye 0” — Haydi. gör. En son fiat yirmi beş yedir. On para aşağı inmer — İnmez misin? m Vay efendim vay. Sen ŞİA: malını daha ucuza satmayö”. çef ğa yerinden fırlayıp herife Ye'yol: gibi sarılmış ve saçımı, baş" /iç mağa başlamıştı. Kaymak; yör i oralı olmıyor, parmaklarınd? bir züklerle oynayarak eğlen pal şey seyrediyormuş gibi kah iye atıyordu. Pataküta birkaç devam etti. Nihayet esna! Peki peki.. Senin di sun.. — diye bağırdı Ver yirmi mecidiy. Ağa mağrur bir gülüms yerine oturunca ellerini biri vurdu: sem hürmet göstermeğe lüzum görmüş: | ir 1 l ine bemen 0 — Reşido! “ nu Donpaca dolaşan adam © ge”