X ILLIYET in Tefrikası 1 Dm Dai kelepçeyi kağıda sardı vepolis hafiyesi Sumers'e gönderdi oma » Hırsız nâmile maruf © a en Dal hususi bir baloda ga- yet yarip bir hırsızlık vakasının içine nıştır. Çalınan şey ev sahibi Ma- Koverlihin yeşil elmasıdır. Bunu Brina isminde bir genç kız aşırmıştır. Hülâsa Maksadı şudur: Çünkü | bu yeşil ek mas Cimi Barinjer isminde bir adamın karledildiği gece bunun üstünde İdi. Ve elmasın bir parçası da cinay»tin ok duğu yerde bulunmuştu, Brina/eyı mü- cevheri tekrar elde. ederek o kendisini kurtarmak istiyordu. Halbuki mücev- her tekrar ortalıktan esrarengiz bir $€- kilde kaybolmuştur. Bunu acaba ev Sâ- bibi Koverlih aşırmasın? Fakat neden bu adam böyle bir hırsızlığı yapacak ur? İşte Dal, şimdi genç kıza bir yar- dım olmak üzere Koverlihin arkasını takip etmiş ve onun da bir gece Cimi Barinjer'in katledildiği daire de aynı şe- kilde vurulduğunu görmüştür. Dal şim- di Kondon'un evine gitmiş ve bir çok maceralardan sonra mücevheri alabil- miştir.) — Evet sizin elinizden geleceği- ri zannediyorum. Kilit ve anahtar- lar hakkında sizin bilmediğiniz şey yoktur. Bakın bakalım bunu ne yapabilirsiniz. Cebinden sağ elini çıkardı. Çilingirin gözleri faltaşı gibi açıl dı. Fakat buna hayret etmişe ben iümüyorde iliyar kilidi. isilik etti, sonra iş masasına giderek bir âlet aldı, kilide soktu, çevirdi. Çe- lik daire açıldı. Dal; Mükemmel! dedi. Adam: — Çok basit bir şey. dedi. Şim- di de bir sargı kâğıdı ile bir etiket isteyeceksiniz zannederim. — Aman yarabbi. Siz falcı mı - sınız kuzum? , falcı değilim amma, si tanırım. s2 Dal kelepçeyı kâğıda sardı ve ü- zerine “İngiltere sivil polis teşki - Tâtında M. Sumers'e,, diye yazdı. Sonra çilingire teşekkür ederek dük kândan çıktı. Birkaç adım ötede - ki posta kutusuna paketini attı ve bir otomobile atlayarak evine gitti. Orada Fantoma hırsızın mütevazi elbiselerini çıkardı ve terzisinin daha bir gün evvel getirdiği bir kostümü giydi. Yirmi dakika sonra küçük Trio- non da, Brina'nın yanında oturu - yordu. Garson uzaklaşır uzaklaş - saz genç kızın tabağına küçük bir kutu koydu. Brina sanatkâr bir na zarla ona baktı ve küçük karton kutuyu titreyen elile aldı. zi çok i; — Bunu size, kapağının üzerin - de bir pırlanta bulunan altın bir kutunun içinde getirebilirdim am- ma, dedi böylesini tercih edeceği- nizi tahmin ettim. Oh. Evet. Kutuyu açtı, Baktı. Ve derhal kapadı. Yüzünden yn ha, Ne saadet. diye Şi ker 2 Nasıl becerebildiniz?. — Çok uzun bir hi «. Biran oldu ki herşeyden ümidimi kestim. Fakat siz, broşü ve bu parçasını ne yapacaksınız?.. Ne yapacağımı ben de bilmi- yorum, Bunları ortadan yok etmek lâzım, Bütün neş'esi kaçmıştı. | Dal: — Yarına kadar bekleyiniz. de- di. Belki yarın bunu ortadan kal - dırmağa artık lüzum kalmaz bel- ki de. Bazan hâdiseler biribirini öyle çabuk takip eder ki.. Yarına kadar belki Barenjer'in katili bu- İunur, sizin de üzüntülerinizin 80- nu gelir. — Dün gece hâdiseler birbirini İM Kor e Şa el lerde eri gelen- leri okudunuz mu?.. — Evet. Bazı şeyler öğrendim. Çok garip değil mi Brina?. Baren- jer'in koltuğunda otururken ve Mi mi'ye mektup yazarken üzerine ta- banca sıkmışlar. — Hem de mektubu fransızca yazıyormuş!.. — Evet. Ben, onun bu lisandan | bir kelime bile bilmediğine emi - nim... Polisleri çileden çıkaracak bir vaizyet, n masaya geldiği için Dal bir müddet sustu. Sonra: — Ben, dedi. Semalarda bir ev- le, yeşil bir kapr buldum. Brina hayretler içinde: — Nerede?. diye sördu. — Kondon'un apartımanı; kia... 1 tepesinde, hem de yeşil bir ka- Nakleden: M. F, pısı var, Bu belki hiç bir şey ifade etmez, fakat Kondon'u bu sabah bir korku aldı ve alelâcele evini terketti. Genç kızın kurşuni gözleri sual ile dolu idi. Dal devam etti: lodan sonra nereye gittiğini öğren mek istedi. O da o aralık bemen sırra kadem bastı. Brina: — Ne garip şey. dedi. Ne ise ar- tık beni bu broşün parçası ile da- ima rahatsız edemiyecek. Size çok teşekkür ederim M, Dal, Brina güldü: — Teşekkür ederim Dal. dedi. İsimler o kadar ehemmiyeti haiz değil değil mi? size ister Marten, ister Mösyö Dal diyeyim bu benim izin hakkınızda edindiğim fikri değiştiremez — Benim hakkımdaki fikriniz nedir Brina? — Siz öyle bir adamsınız ki, e ğer bundan birkaç asır evvel dün- yaya gelmiş olsa idiniz muhakkak parlak kılıçlı cesur bir şövalye, bü- yük bir kahraman olurdunuz. — Ne hayalperest bir kızsınız. Ne yazık ki o kahramanlık devir- leri artık geçti. | Düşmanlarımızı parlak kılıçlarla tehdid edeceğimi- ze onları pencereden aşağı fırlatı- yoruz. Brinaın birden neşesi kayboldu: — Kondon sizi hiçbir zaman af- fetimeyecektir, dedi. O kılıçla mü- cadele etmez. O bir yılan gibi mü- cadele eder. Dal başını eğdi. Hiçbir şey söy- lemedi fakat Kondonun muhakak kendisinden ve Brinadan intikam alacağını düşünüyordu. Birkaç dakikalık bir sükütten sonra genç kız: — Marten, dedi. Kimbilir benim hakkımda ne fena şeyler düşünü- yorsunuz, beni çok (fena bir kız zannediyorsunuz değil mi? — Siz bir meleksiniz. ır, melekler, geceyarısı erkeklerin apartımanlarına girmez- ler. Onları kendi malikânelerine davet ederler. Benim Barenjer'in — Hiçbir şey itiraf etmek iste- miyorum. Sadece fena bir hare- | kette bulunduğumu zannetmenizi istemem, — Sizin fena harekette bulundu- ğunuzu gözlerimle görsem inan- mam. *Brina: Marten beni dinleyiniz, dedi. Hakikati söylemenin benim için çok acı olacağını zannettiğiniz için sözümü kesiyorsunuz. Fakat ben her şeyi anlatmak istiyorum. O ge- <e bir suvareden kaçmıştım. Onu muhakkak o gece o görmeli idim. Çünkü ertesi sabah uzun bir seya- hate çıkıyordu, sonra bir daha onu göremezdim. Üzesmde broşu bir- sok kimse görmüştü. Hattâ bazıla- rı “ne güzel broşun var,, demişler- di. Başımın ağrıdığını bahane et- tim. Ve suvareyi terkettim. Bir taksiye atladım. Barenjer'in evinin biraz ötesinde indim... Aman ya- rabbi ne korkunç yerde oturuyor- du. Geri dönmeği düşündüm... Ust katların birinde ışık vardı. Bütün cesaretimi topladım binaya girdim. Cimi Barenjer beni içeri aldı. Yal nızdı ve bu gelişime de hayret et- mişe benzemiyordu. Bu saatte evi- ne genç bir kadın almak ilk defa olarak başıma gelmiyordu zannede- rim. Dal kaşlarını çattı. Ve hafifçe i- çini çekti: — Onu çoktanberi tanıyormuy dunuz? — Birçok defa ona tesadüf et- — Bitmedi — MLLİYET'in yeni adı olaca'lır. | dilen metne göre, Almanyanın si MİLLİYET PAZAR Almanyanın ceva- bı beğeri.medi (Başı | inci sahifede) lifini de memnuniyetle karşılar. Alınan hükümeti, prensip itiberile kendi hava kuvvetlerini sulhu ihlâl ede- , eek olanlara karşı kullamaya amade ve binnetice bütün veziulımza devletlerin emniystlerini zaman altma alacak olan böyle bir mukavelenamenin ne gibi yel larla ve ne gibi çarelerle bir o bakikat haline getirmeyi alâkadar bükümetlerle bilitilaf araştırmaya mütemayildir. Alman bülümeti, şu fikirdedir: Kâ- fi derecede ihzar edilmemiş olan müza- kereler, bu müzakereleri yapan devlet. ler arasmda bir takım çarpışmalara mey dan vermekde olduğu cihetle | hetayici itibarile temamen yeni bir mahiyette 0- lan böyle bir mukavelenamenin akdinde de bu gibi çarpışmaların önüne geçilmesi lâzımdır. Alman hükümeti, bu kabil müzakere lere girişilmeden evvel, alâkadar hükü- metler arasında bir takım mütekaddem prensip meselelerini ayrı ayrı görüşme. İerle tenvir etinek lâzım geleceği muta- Ieasındadır. Binaenaleyh İngiliz - Fran- sız müzakerelerin. sonra < İngiltere bu müzakerelere iştirak etmiş olmak i- tibarile ve aynı zamanda Lokarsonun zâmini bulunmak haysiyetile Alman bü- 'kümeti ile de doğrudan doğruya müza- kerata girişecek olursa bu bal pek ziya- de memnuniyete şayan olur. Alman hükümeti, bir hava mukavele- namesi akdinin Avrupa milletlerinin te- sanüdüne doğru mühim bir merhale ola- cağı ve hatta diğer Avrupa meselelerini de bütün devletler için memnuniyete şa ya sureti halle sevkedeceği mutala- sanda Fransa ve İngiltere hükümetlerile hemfikirdir. Londra nasıl karşıladı? LONDRA, 16 (A.A.) — Almanya. nm cevabı, tamamen gayri müsait bir tesir uyandırmıştır, Cevabın, Fransız ve İngiliz hükümetlerine derhal bir istişare emrettiği o söylenmektedir. Çünkü, Ingiliz kabinesne göre, 3 > batta karar altma alman görüş birl in muhafazası lâzımdır ve Berli: nihai cevabı, Fransa ve İngiltere ile müştereken mutabık kahnarak tesbit edilmelidir Böyle bir cevap, elzem telâkki edil- mektedir. Çünkü Alman notası, bir red demek değildir. Fakat Almanya- nın Avusturya ve şark misakları ile uluslar kurumuna dönüşü baklandaki niyetleri de öğrenilmek isteniyor. Bu münasebetle 3-2-935 plânınm unsur. larının biribirine tâbi oluşu tekrar te- yit edilmiştir. Tekliflerin diğer kısım- İarı kabul edilmediği takdirde bir ne- tceye bağlanmıyacak olan Karled: de İğ olmaz. Şark antlaşması hak- kmda ise, şunlar söyleniyor! Antlaş- ma, imzalayanları mütekabil yardıma esas itibarile mecbur etmekle er, erişilnek istenilen gaye elde edilmek şartile, yazılış ve tatbikat tareı alâ- nda münakaşa, edilebi- kındaki Versay muahedesinin şartla” rının galip devletler tarafından tat- bik edilmediğine dair noktadaki itti: hamiları şiddetle karşılnmakta, Fran- sız - İngiliz tekliflerinde Almanyanın | muahedeyi ihlâl eden hareketlerinden bahsetmekten ictinap olunduğunu ha- tırlamaktadır. Bunun tesssüfe değer bir saygısızlık olduğu tebarüz ettiril- mektedir. Diplomasi yollarile İngiltere ile Fransa arasmda derhal istişarelere başlanacaktır. Neticede eğer bir Ingi- liz diplomatının Berline gitmesi Yüzu- mu hâsıl olursa Bay Eden'in gönderil- mesi muhtemeldir. Bununla beraber, böyle bir ihtimali zannettire- cek birşey yoktur. Almarların sükütla geçtikleri noktalar PARİS, 16 (A.A.) — Salâhiyettar mahafil, Alman notasına pek te hay- ret etmemişlerdir. Bu vesika, bir uz- laşmadan bahsetmeğe müsait değilse de, ileride bir anlaşma ihtimaline de büsbütün set ve henüz başlıyan ve hiç şüphesiz uzun ve nazil olacağı anlaşılan bir müzakerenin bi- rinci safhasını teşkil etmektedir. Londra beyannamesinin ortaya at- tığı meselelerden, Almanyanın yalnız kendisine bir askeri hava kuvveti ba- imlayan hava anlaşma projesini ele almış olması dikkate şayandır. Uluslar kurumunun da mevzuu bahsedilmemiş olması, nazarı dikkati celbetmiştir. Tahmin edildiğine göre, Almanya, iki yıldanberidir bu kuruma karşı takındığı vaziyetin bir daha iza- ha lüzum görmemiş ve kendisinin bu husustaki son kararmın, öbür me- selelerin halline bağlı olup olmıyaca- ğı cayısusl görülmekte bulunmuştur. Alman notası, Londra beyannamesi” nin esasını teşkil eden meselelerin te- çezzi kabul etmeyişi ve müzakerelerin hep icrası hakkında omütalca beyan etmektedir. Bu ihmal nası) izah edilebilir? Fransa hükümetinin noktai nazarı, Fransız » İngiliz tebliğindeki tabir ve prensiplere tamamen bağlıdır. Alman- yanın cevabı, ayni suretle, umumi bir terki teslihat hakkında fikir beyanm- dan kaçmmaktadır ki, bü terki tesli- hat, Londr: üzakerecilerinin kana - atlerince, Versay muahedesinin be - şinci maddesinin yerini tutmak üzere, Tuna ve Şark antlaşmalarile beraber akdolunmak gerektir, Bu münaseebtle dün akşam neşre- lanma siyasası münasebetile vukubu - Jan şu itirafı da dikkate değer. Al- manya bu sıyasasını: «Kuvvetle müsellâh bulunan dev- letlerin muahedelerle kabul edilmiş olan hları bırakma taahhütlerini ikten istinkâf etmelerinden ötürü lüzumla göstermektedir. Halbuki Ber- Hin zimamdarlarının mütemadiyen is- tinat ettikleri 11-12-9332 tarihli beyan- name, silâhların tedricen azaltıkması- nı mevzuu bahsetmektedir. Kezalik, ” ŞUBAT 1935 Türkün medeni haka ıile şeriat ar.s.nda farklar | ve evlenmeğe aitti, (Baş: iin sahilede) dilerinin de öz Türkler gibi kanunu me- dem ahkâmından isüfade ettirilmeleri- Bi vekiletten resmen rica ettiler. İaş- vekâlet bu talebi kabul etti. Bu & retle kilise, havra imtiyazları azlık! rın kendi arzuları ile bir tarafa bıra- kelmış oldu. Her yurddaş kanun na- zarında bir oldu. Eskiden bunlarm bir çok hakları vardı. Kilisenin, bavranın azlıklara kendi dinlerini tatbik eti. Evlenmek, vesayet hep bu kanunlarla yapılırdı. Kanunu medeni bunların hepsine ni- hayet verdi ve Türk hükimi karşısm- da hepsi bir oldu. Fransızca hukuku hususiyei düvel mecmuasında İş: şey gördüm, O saman şürayi devlet reisi bulu- nan Bay Nusrat göstermişti. Pariste bir boşanma davası olu- yor. Türk tebiiyetinde bir Yahudi ka- rsını boşamak istiyor. Bu boşamayı da havra prensiplerine göre İstiyor. Bu te- lep karşısında Fransız müddeiumumi- si işe karışıyor £ — Bugünkü modern Türkiyedeki bu gibi mesailde artık havranın, kiü- senin camiin, dini prensipleri o mevzu değildir. Bundan daha mütekâmil olan Türk kanunu medenisi vardır. Hiristi- yanlar da, Yahudiler de buna tâbidir. Ona göre muamele yapılması lâzımdır. Bunu talep ediyorum, diyor. Seine mahkemesinde olan bu vak'a kanunu medeninin ekliğini harıç- te de gösteren bir vak'adır . Kanunlar, borçlar kanunu da kabul edilince & ay müsaade verildi. Bu müd- det zarfında mühim meselelerle kar- şılaşıldı. Bu müsaade kanunların ha - kimier tarafından anlaşılması meselesi | idi, Yeni bir kanunun anlaşılması kolay bir şey değildir. Bunu hal için bir ça- re vardı. Verhal şerhleri tercume edil di, Bu dahu muvafık görüldü. Çünkü kanunu medeni çıktığı zamanda bizim hukukçular şer'i hukuk zihniyeti ile | mücewnezdi. Onlarm şerhleri bir bakım- dan tehlikeli olabilirlerdi. Zira bunlar başına yeşil bir sark sarmak gibi bir sey olurdu. Bunürt için tercüme tercih edildi. Virjil Ruselin dört cillik — kitabi ter. cih edildi, Kıymeti şu idir İsviçrede kanunu medeniyi hazırlar yan heyet azasndan idi. Jeviçve kanu- Du medenisinin fransizcasını © yazmış- “ Bundan sonra Kürs'nin eseri, gene höyet azasndan pı Marten'in borçlar şerhi, icracılara © yardım için Frisurg'un © hocalarından von Ober- wek'in eseri tercüme edildi. Bugün de tercüme ettirilmesi yeni hukukumuz i- gin lazım. Von Tur'un borçlar şerhi bir an evvel sakledilmelidir. Mühim bir noktaya daha ilişmek is tiyorum: Geçen iki dersimde yeni | hukuku medeniye muarızlarının (bize göre ka- nan) tezinden bahsetmiştim, Bunu gözlerinizde daha fazla canlan- dırmak için size meseleyi bir hâdise İ- le izah etmek isterim. lâyihayı gönderdi. Bunların bir an ev- vel meclise sevkini ve kanun haline ge- tirilmesini komisyon namma rica edi- yordu, Bu lâyihalar velâyete, vesayete ilkteşrin 1933 ta: Cenevreyi terkettiği zamana müsadif, Fransız, İngiliz ve Amerikan progra- mu safha, bir silâhları bırakma plânı tasarlamakta idi. Londra ve Berlin zimamdarları ara- smda, Alman notasında teklif olundu- ğu gibi hususi müzakereler yapmak bahsine gelince, bu tarzı hareket asın- tıdaki bütün meselelerin hallini ko- laylaştıracak olduğu takdirde, Fransa hükümeti buna herkesten önce sevine- Londra arasında elbirliği katle mütalea edilecektir. Fon Nörat'ın temasları BERLİN, 16 (A.A.) — Alman ös tihbarat Hariciye Nazırı, il bürosundan: Von Nörat, alya ve Belçika sefirleri- hakkında tebligatta bulunmuştur. Sürünceme siyaseti CENEVRE, 16.A-A. — Beynelmilel ma- Mnliği — memul edildiği veçhile — iza» le edeceğinden şüphe etmektedir. Evvelce Aknanyanın muhtemel işi u- yatma tabiyesi dolayısıyla ermniyetsizlik ise no- Mamafih, zi İngiliz dostluğunun o muhafı Kia ok Sn b şeniyet teşkil etmekde olduğu imutalcasında bulunul- maktadır. Havacılığın ehemmiyeti LONDRA, 16 (A.A.) — Seçicileri- nin karşımda söylemiş olduğu bir söylevde hava antlaşmasına dokunan Bay Neville Chamberlain, demiştir ki: — Ingiltere, girişeceği taahhütlerin hakkile altmdan kalleabilmek için, bu türlü ihtiyaçlara uygun bir hava kuv- vetine a olmak gerektir. Bay Chamberlain; — Ayni medi havacılığımızı te- sirli yapabilecek kara ve deniz kuv- vetlerimiz de olmalıdır.,, diyerek sö- zünü bitirmiştir. vünse göre manun) tarallarlarının lâyunaları evlenimeği uüşunmuş, taşın - miş, birinci karı imevcu iken ikamcı bir karıyı aimağı muvarık buumamığ. Bus - bütün bırakmağı da muv,fık görmemiş, şöyle yapmış: “Evlenirken kadın o kocasının bir daha evlenmiyeceğini şart ederse, ko- cası evlenmez. Şart koymamışsa dörde kadar alabilir.,, Bu bize göre kanun değildi. Milli hukukumuz bilmiyorlardı. Bize göre dedikleri şey, daha fazla şeriat hüküm- eri idi. Şeriat bükümleri de bizim ba- bamızın ve tarihimizin meli değildi. Fransız hukuku bize yabancı ise şeriat hukukunun menşei de Arap. Bunun nereden ve neden bizim ol- duğunu anlamak O müşküldü. Bunlar meclise sevkediimeden heyeti vekile - den izde edildi. Bu tezi müdafaa edenler (o mecellei celileyi çok yüksek buluyorlardı. Bize uygun buldukları meceliei celile 1800 küsür maddeden ibaret olduğu halde an- cak 300 maddesi güçlükle memleketimiz. de tatbik edilirdi. 1500 (maddesi adı var, cismi yoktu. Cevdet paşanın us- lübü güzeldir. Fakat bunu bir kanun i- çin tam bulmayız. Esas bu uslüp me- selesi değildir. Esasen uslübü anlamak için butun uslüp şerhine (lüzum var- dır. Yeni Türk hukukunun ana hatları Yeni Fürk hukukunun ana hatlarını, evliliği, din meselesini, mirası, vakıf - lan ve değer mesemeri tetkik edece - ğiz. Yeni Türk kanunu medenisine gö- re, ba harmın zannettikleri gibi, aile Malım sir serbes ve anarşi içine atıl- mış değildir . “Bu yeni kanun aile bağında rabıta- | sızlığa meydan vermiştir. Serbestide aile bir hurabinin içinde tebah olup gidiyor, diyenler vardır. Halbuki eski hükükun modern aile haklarını ifâde edemiyen iptidai, der- me çalıma âmarşısi vaziyetine yeni ka- nun nihayet verdi. Eski şeriat hukukunun anarşik va- siyetlerine nihayet verirken o Türk millet. Ja o basletine, © cıbiliyetine ve asilliğine uygun sile kurmuştur. bu kadarcık bir şey vaktle çöller arasında yaşıyan kavimler için kâfi i- di. Fakat 20 inci asır medeni; er modern Türk mil kâfi gelmezdi. İçtimai, siyasi, hattâ ahlâk balından... Şunu da ilâve edrzim ki eski hu - kukta evlenmek için şart yoktu. 12 ya sındaki çocuklar da evlenebilirdi. Ye- ni hukukta bu sakat değil ahlâka da magayirdir. Türk hukuku medenisi nikâh tabiri- ni bir tarafa bıraktı. o Çünkü © ifade etiği mana ile kanun arasma girmek haldanı haiz değildi. Bunun yerine (evlilik) kelimesi kon- du. Modern medeniyette ve hukuk gren sibinde © kadın ile erkek araya gel - çiftleşme » değil, ev kurma me idi. Eskidenberi Türkler böyle derdi. Evlenme, ev kurma ve. bir ©- se vinç noktasıdır. Eğer Türk camiasında eski hukukun nikâhı gibi anlaşılsa i- di, bu bizim için ber bakımdan © milli bir facia olurdu. Milk bir sukuta sebe- biyet verirdi. Muasır medeniyetin Yeni hukuk Türk © sile teşkilât bozarak onu amarşiye vermedi. Mut - İnk bir serbestinin yıkıcı o ve tahrip edici sebepleri arasında unutmadı. Eski hukukun o modern hukuk moktasından mefhumunu © kaldırdı. Anarşiyi attı Esasen anarşi yeni hukukta değil, 0s- ki hukuktadır. Yeni hokukta evlilik bir mecidiye ile ve wi taralın rızası ile (olur şey ve Ev kurma ve bozma bir fert işi de- öl, bir esmin işidir. Bir devlet mese - lesidir. Ferdin haklı vardır, fakat yal nız ferdin halkı (değildir. Milletin bul etmek Kurunu Ulâi ve Vüstai pren- siplerdedir. Bugün fert yok cemiyet vardır. Bugün ben yoktur. Cemiyet metele- si de vardır. Cemiyet hakkı git gide daha üstün tutulacaktır. Şeriat hukukunda giftleşme gibi boşanma da serbesttir. Devletin böşan- istediği zaman kadına kapı gösterir. Bu eski hukukta kadm mo- 'dern bukuktaki hizmetçi © vaziyetini haizdir. Muasır medeniyet kanunları mese- lâ İsviçre kanunu hizmetçiye yol ver- mek için 15 gün evvel haber vermek lâ- zımdır, diyor. Şeriat hukuku ise2 —3 —4—5 çotuk ariası olmuş Türk bayanma bu hakkı bile tanımıyor. Bayın canı sıkılınca 15 senelik hat- tâ beş çocuk anası ei bohçasını koluna | sıkşturmca kapı dışarı atıyor » du, Bu bahıtsiz kadın Türk camiasına ve yapmış bu kadın nereye gi - decek,.. Şeriat kanunu bunu tanımıyor. Nereye giderse gitsin diyor. Bu hukuk etrafında Dahlia . mız (bize göre kanun) diye | söylenip duruyorlardı. Böyle beş çocuklu bir kadın bir va- tanın anasıdır. Bu nasıl atılır. Modern hayatta “bu nasıl olur? Böyle bir vazi. yette bir hizmetçi bile bulunmaz. Yeni Türk kanunu medenisi bunu da ortadan kaldırdı. Ee bepieraen cumnuriyet | bâl " pisina çıkardı. Onlara hesap mecburdur. Ev yekılıri basli mek ve cumhuriyet hâkimist rak lâzımdır. — Bu kadar zor olur Mh — Evlenme efendim. söylüyor. Evlenmek bir arzu değisii yi meselesidir. Ne bayın ve BE nm keyfine , arzusuna ri Şeriat hukukunda bir Li tadi dinla leşebi Şu kadar ki dört mii se, birisini atar, gene du. Bir hataramı söyliyeyim? Eski Alman Bm Blovun hatırasmı sindi helm ile iyi geçinemediğinde e mişti, Bu adam imparator helm ile Abdülhamidi ziyareti, lar. Abdülhamit bunları , İst ken, Sultan gelmediği için Abdülhamitle arabaya gi İmparatoriçe müteessir yi vekil anlatıyor Burada ws9l dir diyor. İmparatoriçe ben “EN seydim, diyor. ” hi, sarateriçenin Ab dür rılarmı ziyareti mevzuu | b İkinci Vilkelm imparatoriçey? miyor. Zira imparateriçe: || gö — Hangi kadınları? diyot. ahlükuzlk müessesesidir.. $ Memleket politikası için — gif” dakıka sonra ayrılıp gidiyo : ski hukukun müessese$i rülüyor. İşte bu onu isbat edil hukuk prensipleri bunu gez da ea gi unun için işe karışır ve larr cozalandırır. Yeni hukuki” bir kadın alır iki alamaz. . Sg Bu taaddüdü zevecatı ilg” W mücadele yapıldı. Bunun ları pek çoktu. Taaddüdü zevcat neden 1 — Dörde kadar karı ele” artması. için lâzım imiş. 2 — Kadm fazla olan m bu zöruri imiş - Uç esas da bir (niş) ile »i Böyle düşünen varsa şü bep olamaz. Medeni Medeni ber “yi 3 — Bazı erkeklerin husuf ti bunu istilzam ettirirmiş. İuyor. Bunların mantık manası yoktür. g ia: “O günlerde şu cevap 7 Taaddüdü zevecat müfus arti yok. Hepsi birer ahlâksızlık dilir, 5 — 7 sene cezas vardi” milletlerin nüfus mütemadiyen artakisiğy yı li Rusyada, Almanyada ne olacak? İstatistiklere gör9, şey de yoktur. Burada & değil, bunun yanmda söylemeden aram Nihayet ev kurulmak Hara tesis edilmek istel