Awni por Fn yeti Dra- fafta s ğliman, eyyah meseles — Gezgin yazılar taraflarda bir temcit pildv ki; adına (İstanbula seyyah cel- ler, Ben bunu okudukça aklıma arda kuşbazların (dikse) ya - ünına da çığırtkan kuşlar koy - 1 gelir. Bilmem ki; bu seyyah de- mahlük (celp) edilir bir şey mi- Yoksa bizim şehiri onun yolu - rine düşürmek mi lâzımdir?.. çekişe çekişe münakaşa edi- bir şeydir. Bir şehre seyyah cel- k için güzel manzara, çenebaz örülecek meraklı geyler, x. Dünyanın en çok hri olan Paris bütün bu bizim topuğuna varamadığımız şart- alih iken birden bire gürledi Seyyah geliş gidişi çok azaldı. ki orada, Şanzelize ayni geniş güzelikte, Eyfel kulesi hepo klikte © ve Parisli kadınlar hep zerafet ve kokudadır. Neden böy- 7. Buna Parıl size kolağ. iylüyorlar. Çünkü Paris pahalı bir oldu. Eğlence pahalı, yiyecek pa- Seyyah dı le pasport, Gelen adam çıkıp bizim le oturamaz... Yabancı memle - in ihinci derece otellerini gördük lara güçlükle yetişen bizim otel- fiatları lerindeki hırpa- u kadar (konfor) a alışmış bir &- in kalkıp Büyükadadaki — adı lâ- 'değil — otellerin içine gireni di- Büyünün yataklarında, soba lekesi pike ve lı sabık be- örtüyü üstüne çekip yatacağına ESNIZİ İasının yanında, içinde lavabo, ap- » daş veya banyosu olan odada para ile üç liraya oturmağa alış- Wbu Paris fiatıdır. Başka yerler da- ) bir adam kalkar da helâsı atımı ölüme vi suyu bakraçtan Mi gelir. ka 2. Ee Lar ot ler mii em de kuruşa). bu işin eriyim, demiyorum. (Iİ i kim olduğu da belli değil ya!) bizim memlekete seyyah gelme değil, yaşayış şartlarının ucuzla- temin etmek her şeyden önde inde (Mançester Guardiyan) is- ile Atina) da bir ecnebi gözü ile yapılmış. mukayese vardı. Bu mukayesede i- hir arasındaki yaşayış ve canlılık İstanbulun. aleyhine ve berikinin rah anlatılıyordu. Bu yazıda mama lar ; hangi yabancının ka. kırdık? Hangisine: Mösyö! Sinyor! Mister! deme - en bizi hâlâ yabancr düşmanı pr? Neden bizim böyle ın yanlış o rivayet ve tevatürlere eye im İl ir > len dünyanın en güzel ye- sahip olmak servetini yemişler - va Niçin bundan kazan edemiyoruz?.. Neden hâlâ kendi. ü kimseye tanıtamadık?.. Görüyo- kiş dü en büyük silâhını ih- etmekteyiz. Bu silâh toptan tüfek- torpilden,tayyareden daha dehşet- Bu silâh Propağanda silâhıdir. le bu iş yok! O kadar yok ki; bah- erim: Londrada bir e du. 100 kişiye şanları sorsak: id nerededir?.. ri ; Nasıl idare edilir? Çeumhüryet saltanat) Merkezi Bu suallere Bu yüz kişinin doksan cevap veremez, beşi de eksik ce- p verebilir. 'Nemize yerek, ilin Ingilizi?.. mi bulunur. Ben ba fikirde Alem, propagandayı kusur- örtmek için kullanıyor, biz sade- msi tanıtmak için yapalım, ne tedavi işin çağırdığı Ingi e yola çıkarken dostlar- birinin verdiği çukulatalardan sun İ Demek be çukulütolar İstanbu * .. diye baka kaldı. z ve aldığımız beteri Me hayli tuhafına gitti. Ve sonunda: — Türk çocuklarının analarma İn- izlerden daha müşfik olduğunu gö- yorum, Dedi. Ne bileyim? Kendi hesabımeza de- i kemi eelei sre e var, Neden bir ları sivriltemiyoruz... o deal bizim gazeteleri göster- höyesinde kalmışız. mizi ışığa çıkarmıyoruz. Yar ma ız? Yok muyuz? kimse farkında de- Yalnız arasıra politika hadisele - İsmimiz geçiyor. Bu kadarı yet- Azdır &z. Türkleri ve Türkiyeyi için seferber olmalı, takım ta- münevverleri dört tarafa salmalı. ınslar lermeli, kitaplar basmalı. Seyyah beli mektepli kümeleri n lâfi azat- ŞE - | Mahmutpaşada Kanlı bir vak'a vermiyen bakkalı yaraladı Evvelki gece saat 20 raddelerinde Mahmutpaşada ağır bir yaralanma ha - disesi olmuş eski bir katil olan bastoncu Nuri ismindeki şahıs kendisine rakı ver- meyen bakkalın oğlunu muhtelif yerle- rinden ağır surette yaralamıştır. Yapılan tahkilertn göre bastoneu Nuri Mahmutpaşada Bezircilerde Yarım han- da bakkal İştefenikin dülkânma gelmiş Istefenik'in oğlu Armenaktan ili şişe kat bastoncu Nuri bu söze ehemmiyet vermemiş ve kızmış şişelerin derhal ve- rilmesini İstemiş, bunun üzerine isi a- raznda ağız kavgası başlamıştır. Ba se rada Ni üstünde duran büyük elinden bıçağı almak isterken elinden yaralanmıştır. Nuri de kavga esnasında ellerinden yaralandığı için Armenak ve Nuri Cerrahpaşa hastanesine kaldırıl- muşlardır. Tahkikat devam etmektedir. e ni ke ii Çarşamba parkı Belediye Fatih - Çarşamba caddesinide genişletiyor Belediye, Fatihte Çarşambada eski te- mizlik ahırı yerinde bir park yapmağa karar vermişti. Bu havsli halkı umumi bahçeden ve temiz hava alaculk mürasip bir sahadan mahrum bulunuyorlardı. Bu- Galatasaraylıların kongresi olinadığımdan teplemti gelecek haftaya birakılmıştır. Cemiyetinin Fakat ekseriyet muvazenesinde başlıca bir kozdur. i size (Turizm) denilen bu işin, başlıca memleketlere getirdiği pa- rayı Fransız frangı olarak yazıyorum: Milyon vk Fransa Kanada İtalya Birlaşik Amerika İsviçre Meksika İngiltere Almanya #5 Bu rakamları aldığım gazete diyor 3,000 2,000 1,725 1425 700 575 550 “Bundan sonra tarihlerile meşhur fa» kat otel organizasyonu bozuk olan ya- hut büyük yollardan uzakta kalan mem- İeketler gelir ki şunlardır: (İspanya 325 milyon) (Belçika 300 milyon) (Avusturya 300 milyon); (Yu- nanistan 250 milyon), (Japonya 250 mil- YÜK Yunanistanın ismi var, bi- simki yol ve olamaz. yalım, a- teş püskürmeyelim. Bu iş bir tek (Tu- ring Kulüb) ün yapacağı iş değildir. Yunanistana senede bu yüzden 20 mil. yon Türk lirasımdan fazla giriyormuş. Senelik bütçesi yaliba 3, 4 bin üraran içinde gibi hatırımda kalan Turing Ku lüp ile İstanbul tercümanlarına İstan- bulun seyyahlara gösterilecek yerleri- ni bilen bir Türk mütehassıs bile bula. milyonlar kazandıracak ler almasını beklemek tere otun- da şeftali olmasını ummak demektir... ur iş için görmüş geçirmiş, aklı kasının altında adamlardan büyük se- lâhiyetli bir komisyon yapmalı, Evve- lâ otelleri düzeltmekten başlama. lı; sonra hayatın güçlüklü Bi, sonra o memlekete pasaport pürüzlerini erik sön- ra da heriflerin bize kadar gelmeleri için ayaklarına gelip propaganda yap- etmeli, resimler, haritalar e binaların mede imrendirmeli, Çığırtkanlık etmeli. Bakınız gene milyon Fransız frangı hesabile milletlerin dışarıda sarfettik- leri paralar: Milyon Amerikalı 5875 İngiliz 2125 Kanadalı 925 Alman 575 Fransız 500 Cenubi Afrikalı 125 Arjantinli 325 dünyada yedikleri paralar.. Marifet, bunlardan bize de birer parça ayırta - bilmektedir. Lâkin bunu, yalnız Turing Kulüp, Istanbul belediyesi yapamaz. Bu iş bir devlet iş'dir. Ve devletin bel. ki başlı ve kârlı bir işidir. dare MİLLİYET ÇUMARTESİ LU IKINCIKANUN 1955 HİR Talebe birliği kongresi Bir adam kendisine rakı | Kongre çok hararetli oldu, yeni idare |suvarede My seçimine başlandı Talebe Birliğinin — yıllık kongresine dün Halkevi salonunda saat onda devam talebe gelmişti. Kongre çok gürültülü ol. tü Em Müzakere edilecek meseleler şunlar. gi — Çay neden geri bırakıldı? 7 — Nizamnamede tadilât. 3 — Seçimin yapılması. Evvelâ Talebe Birliğinin £ Dağcılık Kulübünde bayramın ikinci günü vere- ceği çayın niçin tehir edildiği idare be- yetinden soruldu. Idare heyeti kongre heyetine meseleyi izah etti. Bu izabata göre Dağcılık Kulübü sa- hipleri bayramın ikinci günü salonu Ta- icbe Birliğine vereceklerini vadettikleri ve kaparo aldıkları halde arife gününden bir gün evvel yirmi beş birinci kânun ta- «ihli bir enektup göndermişler bayram Diş hekimleri dün saat 10 da yıllık kurultaylarını yapmak üzere ku- rum merkezi olan Etibba odası salonuna madığından kurultay 15 gün sonra tekrar toplanmak üzere geri bıra- kılmıştır. HABERLERİ Kadınlar birliğinin Verdiği suvare yemek ve pasta müsabakası yapıldı Kadınlar Birliği geşen perşembe ak - 1 Dağcalık Kulübü binmemda güzel m suvare tertip etmiştir. Suvarenin ori- Jimal bir yanı şu idi ki, burada | İstan» bultün tanınmış lokantaları ve pastacı - ları işlerini teşhir etmişlerdir. (Bir jüri tarafından tetkik edilen bu yemekler ve pastalara mükâfatlar verilmiştir. Yemekler arasında mükâfat kazanan müesseseler şunlardır: 1 — Tokatlıyan — Fevkalâde. R na teta ve Mile Fehmi Birinci 6 — Fabrikasiyon: Royal — Birinci. eke Sr sr vere e rek kendilerinden maddi manevi tazmi. | sabakaya girmemeldle beraber, hediye 6- nat istenmesine karar verildi, gönderi, iştir. Kongre divanı kongrenin geçen hafta | © Suvare çok eğlenceli olmuştur. Elde neden yapılmadığını anlattı. Bu izabata | edilen hasılat Trakya'ya perişan anha nazaran da Üniversite konferans salonu- | cirlere gönderilecektir. Kadınlar Birli- Dun Talebe Birliğine verilmediği, onun | ğini bu muvaffakıyetli ve Te teşeb- için Kongrenin geri kaldığı anlaşılıyordu. | büsten dolayı tebrik ederiz. Bundan sonra ramamenin iline ted e OL/1ST1E e a Hırsız k kadın yüksek okullardan ve gerekse üniversi- teden idare heyetinde asgari bir azami Kalmpazai d despinanın ün ab b e evini soyarken yakalandı Bundan sopra seçim işine başlandı. Yeni seçim için altmış ve bir hafta zarf:ada yeni idare heyeti se çimi yapılmasına karac verildi. Bundan sonra kongre heyetines Birli siş ser, işlerinde büyük faydaları görülen avukat Rae o pirimi 4 Bay İrfan Emine teşekkür edildi. Ve bu- Ml bırakarak yandaki bakkal nun kendisine bildirilmesine karar veril. | dülddnma girmiştir, Bu fırsatı kaçırma- di. yan hırsrz Şükran hemen aralık kapıdan ik | girip eşya aşırıyormuş. Birlik gezetesi Birlik gazetesinin temyizden nakzolu- “bir hırsız kadın daha Fethiye adında bir kadın da Ortaköy- de Nimet adındalti kadının evine girmiş Taltan gi Verilerek yakalattırılmıştır. Fethiye de adliyeye teslim edilmiştir. Acıklı bir kaza | kaptırmıştır. ar ze mağa uğraşırken fazla eğilmiş ve dönen kolunu şerit gibi çekerek kendi- üm makineye yaklaştırmıştır. Demir arasnda — kol kemikleri Bi de m e kurtaramayan Cemil can acısı ile çırpı. gelmişler ise de çokluk ol up Geçen gün bir gazetede gözüme i- lişti, İstanbulam bir tarafında soyadı düşünen bir adam kalkmış kendi ken- dine: — Atatürk! Adı takmış ve şimdi moda olduğu gibi bunu ilân etmek için de gazeteye göndermiş. Gazete cevap veriyor: «Atatürk büyük önderin adıdır. Ve bir yasa ile bu ad yalnız ona verilmiş» tir. Başka kimse bu adı alamaz. Ken- dinize başka bir ad bulunuz.» Bu, bilgisizlik değil, saygısızlıktır. Türkiyede yaşayıp ta büyük önderin (Atatürk) olduğunu bilmemek eğer bir cürüm sayılmazsa bence mutlak bir sersemliktir ve bir adam bile bile kendine (Atatürk) adını veriyorsa bu hareketi cürümden daha yüksek bir küstahlık olur. Soyadının bir soydan gelen hadınlı erkekli insanları belli etmeh için alın- dığını hâlâ anlamayan o mankafalar pek çoktür. Gazetelerdeki listelere ba- hınsz... Bir soyadını bir şehirde, bir bir mahalled hattâ ge .0- İl ırpar Jİ Soyadları çorba oldu! e meleler geldikleri zaman hızla dön e aç gr am kal ya e TE yanik Hayri adında tanınmış bir sabıkalı ev» velki gece sarhoş bir halde Galatada On- nik uslanın lokantasına karnını AR a a Bana da haber verdijer. (Köroğlu) adını Boğaz'çinde biri daha almış. Ben bu adı sekiz yıldanberi üzerine emek verdiğim için aldım ve ik öç aydanberi | Hayri ir hazmi seni veni Bl taşıyorum. İstanbulda oturan bir ada- ei mun bunu bilmemesi © habil değildir. | yeceksin... diye adamın üzerine atılmış- Peki, nasıl olur da Anadoluhisarında bilmem kim benimle bir soydan oldu. ğunu belli edecek olan bu adı alabilir. l EY M pi Bunu anlatırke, hndelarımız| bakla . ağ ete Me ey li — Şükret ki lnız bir akraba all Münir orya a ENSE ” Bayübağı merakı belki otuz kişi aldı. Dedi. isporta ile dükkün önünde dururken 18 Eer soyadları böyle yağma edile. | tane boyunbağınm çalındığını anlamış cek hırsızlığa uğrayacaksa bundan Ka e emar beklenen ayırma ve belirme kolaylığı iz Abdillah oğla K. kaan nerede kalır? Ben kendi hesabıma bu- Mezklme göermii ve Kemal yakalanarak günden (Köroğlu) adını bırakıyorum. | boyunbağları geri alınmıştır. Herkes hızını alsın, kapışan kapışsın. Tramvav kazası Daha vaktım var, Ortalık durulduğu seci Genie bir saman kendime artık kimsenin or- e tah çıkmayacağı bir seyadı bulurum | vey Cemil isminde bir çocuğa geen Gg eği ednkallb,; Günü i ima esi Dünyadaki ökorolri durumunda Türkiye- nin vaziyeti Geçen yıl içinde bütün dünya: daki ökonomü hareketleri hafif bir ilerleyiş gösterdi. Ve epeyce za- mandan beri iş adamlarını kıskı- rak bağlayan buhran yavaş yavaş * düzelmeğe yüz tuttu, 1932 yılının yazına nazaran 1934 yalının yazın- da en belli başlı 53 sanayi memle- ketinde istihsalât hissedilir dere- cede arttı. 1933 yılının güz mev siminde bütün dünyada 30 milyon işsiz vardı. Halbuki geçen yu ay- ni mevsimde bu mikdarın 22 mil- yona düştüğü görüldü. Bir çok memleketlerde zirai durum düzel- di. Bunların arasında bilhassa Türkiyenin mevkii şayan dikkat. tir. Netekim geçen sene buğday ihracatımız bir milyon küsür kile iken 1934 te mevsim başlangıcın- dan sene başına kadar bu mikdar 37 milyona baliğ olmaktadır. Bü- tün seneyi nazarı itibare alırsak ihracatımızda aşağı yukarı 50 mish bir fazlalık olduğunu söyleyebili- riz. Bu yükseliş sade yurdumuzun zirai vaziyetinin düzeldiğini değil belki ayni zamanda ökonomi işle- en idarç edenlerin ne kadar Tari bu işe sarıldıklarını mi ne Pa işten anladıklarını da mena eder. Onun için bu fazlalık her hangi bir ma ifün eseri değil belki büyük bir çalışmanın mah- sulüdür ve gelecek zamanlar için bize iftiharlı ve sevinçli bir ümit verecek derecede büyüktür. Şurasını da unutmamak lâzım- dır ki Türkiye sanayileşirken, ve bir çok zirai mahsullerine, iptidai maddelerine çok müsait mahreçler bülurken, uluslar arası alış veriş eski geri mevkiini muhafaza et- miştir, 1929 dan beri uluslar arası ti- caretin keymeti yüzde 65 düşmüş- tür. Fakat bu inişi eşya fiatların- da kaydedilen umumi tenezzüle gö re tashih etmek lâzımdır. Eşya fi- atlarındaki düşküklük ise yüzde #7 dir. Bütün bu hesaplara göre ha- rici ticaret hacminde yüzde 25 bir tenezdül vardır ki bunun e- hemmiyeti küçük görülmemelidir. Şurasını nazarı itibare alalım ki bu tenezzül her memlekette ayni derecede hissedilmemiştir. Uluslar arası ticaret hacminde yüzde 50 den çok fazla düşüklük kaydeden yerler çoktur. Bütün bunlara rağ- men uluslar arası ticaret hacim ıti- brile 1932 den, 1933 e kadar yüz- de 1 fazlalık göstermiştir. Fakat kıymet itibare yüzde 4 düşüklük vardır. : s4 Görülüyor ki buhran biraz ha fiflediği halde uluslar arası tica- ret, hemen hemen hiç te göze çar. pan bir terakkiye uğramamıştır. Bunun sebebi nedir? Çünkü ökonomik buhrandan en çok müteessir olan memleketler evvelâ para düşüklü ve buh. ranın doğurduğu dahi Harici borçlar yeniden ödenme ğe başlanacak, yeniden varidat membaları bulunacak, kambiyolre nın istikrarı temin edilecek, Ve saire ve saire.. İşte bütün bunlar temin edildikten sonradır ki ulus- lar arası ticarete girmek ve alış ve riş yapmak mümkün olabilir. Halbuki Türkiyenin vaziyeti böyle değildir. Buhran güzel yur- damuzun yanına bile uğramamış- ter, Türk parası her zaman giduğu gibi daima sağlamdır. Harici borç larımız iyi ve müsait bir tediye sis- temine r. Memlekette işsizlik denilen bir âfet yoktur. BE lâkis yeni fabrikalarımız, yeni na fia işlerimiz ve imar programlarf mız bir çok yurtdaşlara umdukla rından fazla iş ve menfaat temin etmiştir. Diğer taraftan memleke- tin zirai vaziyeti de düzelmiş, buğday siyasetimiz köylüyü sevin- dirmiş, şeker fabrikaları pancar ekimini, kumaş fabrikaları, pa- ek Siraatini kamçılamıştır. em vaziyette Türkiyenin mev nine ve heri övsek yeridir. Mümtaz FAIK TAN MİLLİYET'in yeni adı olacaktır.