4 içi, sahitede) - Kak ayini türkçemizle bunu yalnız askeri işlerde ile » yü |, Paris komünü tam ve ilmi mana i- bir komünist hareketi değildir. Matink bir sosyalist hareketi de de Delikanlı cevap verdi: Rb komün... nitekim Klemas- p inen bile ayakta gömüldü. İ Paris komünü neden kaybetti İ, Neden? Bu kadar yüksek dilekler. ortaya çıkan hareket prensiplerden sline Öze ml. Çünkü Fran- , mağlüp idi. Alman orduları Pari - Na östihkâmlarını işgal etmişti. it değildi. Nihayet (Kanlı hafta) namını taşı - an hafta içinde Mareşal Mak Mahon i altinda yürüyen ordu karşı « dayllar Parite girmez, devlet İankasına DM Fakat komünarlar hiç bir para Prensipleri iin inandılar kavga ettiler ve öldü. Paris komüncüleri milleti elde ede- Mediğinden ikinci bir zaafa daha düş- tüler. Zira Versayllar halkı komün- rin aleyhine yürütmüşlerdi. Muvaffak olmuş devrimler olmuş bir ili Son zamanlarda Rus sosyalist devri- üni ve Türk devrimini misal olarak Rus sosyi devrimi kendi sis - lem ve prensiplerinin tatbikata konma- & bakımından biç yanlış hareket et - ir. Zamanı kollamıştır. Almanlar Rus çarlığı karşısında Mağlüp olmuştu. Rus çarlığını Kereniski hükümeti düşürmüştü. Fakat o kuvvetli değildi. Çarlığın aleyhtarlığı vardı. Keroniski İstunmadan sosyalist hareketi başladı. yirmi bir meclis yoktu. Bundan weyadaki zemin O çoktanberi m ür Tolstoy ve Maksim Gorki gibi bir #ok münevverlerin eserleri köylere ka- dü, Çünkü Türk milletine galipler bak ka hayat bile vermiyorlardı, Vatan is - ©lâ altında idi. 1789 Fransa ihtilâli patlak verince, Fransa Fransızların vatanı idi. Rus ihtilâli başladığı o zaman da böyle idi. Fakat Türk ihtilâli Atatürkün ön - derliği aftmda başlandı. Atatürk Türk devriminin faaliyet merkezini İstanbul olarak kabul etmedi. Eğer böyle olsa idi Türk ibtilâli tehlikeye düşerdi. O zaman galipler ihtilâlcilerle değil sarayla anlaşacaklardı. Atatürk din - i. Son Meclisi Mebusan Osma ni Letanbulda Kısa bir zaman sonra hain Vahdettinin elile & meclis kapandı ve Maltaya sevkiyat başladı. Paris komünarlarının düştüğü bata bizde tekerrür etmedi. Bundan başka Atatürk Ankarada o hükümeti kurdu. Türk milletinin kalbi içinde yaşadı. Atatürk Ankarayı merkez İurma- dan Anadoluyu baştan başa dolaştı. Er- surum, Sıvasta kongreler yaptı. Fikir lerini yavaş yavaş etrafa yaydı Mü- dafai hukuk etrafa propaganda yaptı. Devrim üzerindeki propaganda o ka - dar genişledi ki dava üç bez kişinin de- Gil milletin malı oldu. Sarayın otrafında toplananlar mil. let haini oldu. Devrimin icabatını yerine getirmek değil, muntazam Düşinan mağlüp edildi. Vatan kurtarıldı. İlk iş olarak irti- cam tabii beleçini izm ge « len saltanat ve onun arkasmdan hi- lfet ilga edildi. Eğer be iğmea elile idi günün bi” rinde tarihin bize söylediği şeylerin yete suikast olacağı muhakkaktı. Tarihin yalan söylemediği müker * rer verimlerden bunu anlarız. Mitat Paşayı hatırlarsanız bunun doğru ol duğunu anlaramız. Sonra devrimin Bütün safhaları yapıldı. Pazarlık et « meden safha safha muvaHfakıyet elde edildi. İnkılâp pazarlık tanımaz Troçkinin - (Hayatım) © ismündeki mlm dair güzel | misaller vardır. Fasıl: Devrimin son gecesi... Günlerce uğraşmışlar uyumamışlar gok yorgun düşmüşler, Lenin ile bir odada telefon başında imişler. Troçlei anlatıyor: — Çok yorgunduk. Biraz dinlenmek istedik. Uzanamadık. Yanmızdaki ©- dada Sovyetler kongresi açılıyordu. Leninin kız kardeşi Ulyanova çabuk beni — Martof söz söylüyor sizi çağır” yor, dedi, 'Martof suikastçilere yani bize kar- w hesaplarını düzeltmeğe çalışıyordu. Bizim isyanımızm patlak © vereceği ni bir Peygamber gibi anlatmak istiyor du. Bunun önüne geçmek, çarenin ih - lie sosyalimtlerle > ve si birleşmemiz lâzım olduğunu bağıra ba ğa eöyliyordu. Fakat bahsettikle - skârda iken bizi hissediyorlar ve bize yapıyorlardı. Şimdi. Devrildikten sonra bizimle anlaşmak istiyorlardı. Kürsüye çıktım, — Cereyan eden şey bir ihtilâldir. Martofun dediği gibi suikast değil - dir. Milletin devrim hareketi şu ve bu taraftan haklı görülmesine — ihtiyacı yoktur. Biz işçi ve asker | enerjisine kuvvet verdik. Kütlelerin hareketini demir döver gibi dövdük kazandık. Bizim kalkışmız e muzaffer oldu. Bize zaferden vazgeçmeyiniz diyorlar kiminle uyuşalın... Siz zavallı varlık - larsınız. Hileli müflislersiniz, yerini. #e gidiniz. Yeriniz tarihin süprüntü se petidir., İşte bir devrimin pazarlık kabul et- miyeceğini gösteren bir misal, Bedreddini Simavi devrimi Size eski bir devrimden daha bah - setmek isterim. Eski 15 inci asırda yapılan devrim. Bedrettin Simavi (o devrimi... Bu adam tam bir Türktü. Ortaya büyük Fikirler koydu. Bedrettin şunları istiyordu: 1 — Hükümderliğn ilgas. Kral, imparator, halife... Ne olursa olsun, ilgası... Bunlar gasiplir. Soyguncudur diyordu. 2 — Dinlerin ilgasını istiyordu. Is - Mz ae e yi hariçi yet iki talebe ri Torlak. Hattâ bir aralık Sakız a - leğine fileler buldular, İzmirin etrafında O Böğrülcelinin kuvveti ile padişahım kuvveti çar » pıştı. Her orduyu mağlüp ettiler. hayet Böğrülceli Selçük adını taşı - ; — Iâdm yanına giderken bile Gömmeli > ler. Torlak Kemal Manisada mağlüp ol- daşlarına radağda yakalandı, Sirozda asıldı. O zaman fetva İâzmdı. Hiç kimse fetva verememişti. Nihayet Heroy is- mindeki “bir yabancı adam | (Hurücü “Alessultan) diye fetva — verdi. Verilen fetvayi Bedrettine gösterdileri — Doğru mu7 dediler, — Evet, dedi. Kanaatinden dönme- medi, Bedredd'nin karşısmda bir de şe - riat kanaati vardı. Bu işler şeriata uy gun değildi. Bedreddin bu bakımlar « dan kaybetti. Alim bakımından bir ihtilâl Bu Romada patlak veren Sparta küs hareketidir. Bu Trakyalı bir esir- di. Bu adam esirliği zamanında Ro- ma çok kötü idare ediliyordu. Dış po- litikada cihana hâkimdi. İç pol tikada zulüm vardı. Romalı vatandaşlar içim de ayni idi Spartaküs zeki bir adamdı. Vaziye- 4 iyice anladı. Ondan sonra hareke te geçti. Roma yüzbinlerce | esirleri zadeğir na esir ediyordu. Yerllierin. rin otlatacakları yerli çiftçilerin te laları yoktu. Italya 5 - 10 zengin'nma hı idi. Bir de idare zulmü ilâve edilin- ©e artık çekilmez bir hal almıştı. Nihayet bir gün Spartakün efendi 70 arkadaşını da be raber aldı. Silâh nakleden araba yol- larını kestiler, Silâh ele geçirdiler. Hü kümet zabıtası ile müsademelere baş- ladılar, Bu müsademeler büyüdü. Mu vaffakıyet başlayınca esirler kaçtılar. Spartaküslerin otrafmda toplandılar. Nihayet çiftçilere köylüler de katıldı. Hareket büyüdü Büyük muharebeler başladı. Spartaköslerin karşısmda bel libaşlı kumandanlar da mağlüp oldu. Bir aralık Roma yakınında Sparta- küs Romalıları öyle mağlâp etti ki za- degân eline esir düştü. Burada haklı bir şey oldu. Spartan küs bunları esir alınca dedi — Ben vaktile filân efendinin esiri idim. Benim vazifem diğer esirlerle efendimizi eğlendirmek için glâdyatör talimleri yapardık. Siz birbirimizi ök- dürünlü, biraz da biz eğlenelim... de- Ml Baylar: , Tar'h böyledir. Oç almıyor. Zalim olmaktan tevakki etmek icap Spartaküs bütün sürellakıyatliri ne rağmen şimarmadı. Herhangi bir devrimin şimaran şefi olursa devri - madı. $ mali İtalyayı da esirlikten kur taracaktı, Sonra Romayı alacaktı, Şefler arasında ihtilâf çıktı. Asıl da va kayboldu. Kazansa idi. Iyi bir şey olacaktı. — Beşeriyet için esnretin ilgası, im- sanlara maddi saadetleri temin ede » cek kadar maddi saadet istiyordu. Im- sanlığı esaretten kurtarmak ii du. Olamadı, Göllerin şefi sö lemedi. Cenubi italya le iktifa leri istediler. Spartaküs ısrar etti. Bu sıra- da panik içinde bulunan Roma şey - tan bir kumandan eline düştü. Bu bir irtica hareketi idi. İrtica çok kurnaz - lıktır. Çünkü mürteciler çok kurnaz- dı. Çelyüs Romayı sıkı tuttu, Sparta» küs üzerine indi. Ve Spartaküsü sar- dı. Ya kılınçtani geçecek, va denize dö- külecekti. Spartaküs ordusunda oto - rite kalmamıştı. Bu da felâketin sebep lerinden biri oldu. Otorite olmalı ki dalga gibi düran irtica parçalanan. Spartaküs bir hamle daha yaptı. Muhasarayı yardı ve çıktı. Fakat Ro- malı kumandan ihtilâleilerin halini için derhal Spartaküs üzerine Spartaküs kaçtı o kovaladı. et savaşı kabul edince perişan Teslim olmadı, Kendi (o kendini öldürdü. Cenubi İtalya baştan başa çarmı- gerilmiş insanlarla doldu. Pompe tarafından kaçanlar da imha edildi. Bir devrim hareketi bir taktik şartları na riayet edilmediği için yok oldu. MİLLİYET CUMA 73 KANUNEVVEL Devrim pazarlık tanımaz 1934 Yeni saylavlar Şubatın ilk hafta- sında ilân edilecek Başı inci sahifede) Taksimde yan ile birlikte Bay Hüsnünün öğle ye yemişler ve akşam üzeri Tokat zı beyanatta bulunmuşlardır. bein diyor ki: — Bu defaki saylav seçiminin husu- siliği seçime kadınlarımızın da girme si ve kendilerinin de saylav seçilebil- meleridir. Şimdi her 40 bin nüfus üze rine bir saylav seçilecektir. Vilâyetler den toplanan malümata göre beşinci Kurultayda 395 saylav Halbuki geçon devrede tep 317 i 78 saylav fazladır. Bu fazlalık ta Tür | artmış olmasından ile- ri gelmektedir. Kadınların seçime işti- raki ve seçilmeler nden ileri gelen bir İ fark değildir. Çünkü eskiden yirmi bin nüfusta bir saylav seçilirken, bu defa 40 bin nüfusta bir seçilmesinin | adedi mürettep üzerine bir tesiri ol- maması lâzemgelir. Kadınların sayizvlar arasında bu- lunması memleket için çok faideli .Ja- caktır. Türk kadınları arasında bilgi- lerinden memleket i;in istifade edile- cek ihtisas sahipleri ve başka başka yapm bulunan iyi okumuş olan goktur. Beşir -i kurultayda er bei kaç kadın eml sn den kestirmek kabil değildir. Bu, se - şim gününe kadar bilinemez. Dördün- cü kurultay memlekete çok iyi işler gördü. Tarihi vazifesini yaptı. Beşin- ci kurultaym da yüksek işler başara- bileceği şüphesizdir. — Yeni kurultayda eski saylavların çoğu bulunabilecek mi?. — Benim buna dair 3öz söylemeğe salâhiyetim yoktur. Fırka mamzetleri- ni fırkanın başkanlık divanı Seçer. Far inn kimleri seçip halka bildirec: si bilmiyörüm. Saylavları d& balk seç tiği için, halkın kimi seçeceğini bil - mem kabil değildir. — Namet İstesi ne zaman ilân edi lecektir? — Müntehibi sani seçimi İkincikâ- Bunuğ yirmisine doğru bitecektir. Nam Zek İistesi ancak şubatın ilk günlerin- de ilân edilir. Kurultay da martın bi- rinde toplanacaktır. Zaten dördüncü kurultayın, tatili bir marta kadardı. Yeni seçimden sonra beşinci kurultay onun yerine çağırmadan kendiliğin - den toplanacaktır. — Eski kurultay enciimenlerinde kalmış kanunlar var mı?, — Eski kurultay encümenlerine gel miş kanunların artık hükmü yoktur. Bu lâyihalar, kurultayın dahili yasası mucibince yeniden teklif ve encümen- lere havale edilmedikçe müzakere ©- dilemezler. Kurultay toplandıktan son. ra hükümet bu lâyihaları geri alır ve lüzum görürse yeniden teklif eder. Bu lâyihaların bir kısmı hülcümet, bir kıs mı da saylavlar tarafından (teklif edil. mişti. Teklif sahibi saylav yeniden in- hap ilir. Bu sebeple encü- menlerde bulunan evrak ve lâyihala - rın yeniden müezakresi için tekrar teklif ve encümenlere havalesi icap 6- der. Bu iâyihalar içinde mühim olan- ları üşphsiz ki yeniden teklif edilecek tir. Fakat bir kısmı belki de hiç bir muamele görmez. — Bu defaki seçim iki dereceli ©- lacaktır, fakat bir dereceli intihap için bir temayül yok mudur?. — İnt hap yasası değişmediği için bu defaki seçim tabii iki dereceli ola- caktır, Fakat beşinci kurultayda belki bu mesele görüşülür ve yasa da değiş tirilir. Şimdiden kat'i bir şey söylene- mez.,, ECEİ Olüm günü, 2, Songu, DILKUŞA, Gönül açar. ECELİ KÖSEM, Atalı Ynt özlek. DILNOVAZ. 1. Gönül okşar. 2, Barlak, ECHEL, (eçhel), 1, Bilmezrek, 2, Cipbilginiz, (Bak: ca DİLPESENT, Beğenilir. ) DILRUBA, Gönül kapsa, EÇIR 1 Aylkşı 2 Caler, Bekçi, 4, Gündelikçi, 5, DILSAZ, Öönül, yapar. Karakullakçı, 6, Ter eri, 7, Tutma, (Bak: Amele, ecr, üc DİLSUHTE, Yanık, yürekli yüreği yanık. ret, icar) DİLŞAT, 1, Gönlü sevinçli. 2, Serinmiş. Gi Yabanc, 12, Yal ECNEBİLEŞMEK, Yatıkmak. Atatürk'ünAnkarayailk geldiklerinin yıldönümü (Başı Linci sahifede) etmiş ve halkın bağlılığını sunmuş. tur. Atatürk kendilerini güzel söz- lerile karşılamış, iltifatta bulunmuş ANKARA, 27 (A.A.) — Atatür. kün Ankaraya geldiğinin on beşin- ci yıldönümü müna.ebetile bu ün şehrimiz batşan başa donanmış ve gece de her yer elektrikle aydınla- tılmıştır. Ankaralılar bu mutlu gü- nü candan kutlulamaktadırlar, Hal kevinde gece bir müzikal festival verilecektir. ANKARA, 27 (A.A) — Bugün Atatürkün, Ankaraya ilk ayak bas tığı günün onbeşinci yıldönümü idi. Bu sayılı günde Ankaranın duydu- Kirof'u öldürenler (Başı inci sahifede) ve son zamanlara ka- dar sürmüştür. Bu çalışma bilhassa 1933- 1934 yılında şiddetlenerek Leningrad'da eski azadan müteşekkil bir gizli ihtilal gurupu teessüs etmiştir. Bu grupun faa- liyeti mutlak surette karışıklık çıkar. mak içindi. Grupun istediği şey Sovyet hükümetinin idaresinde bozgunluk yap- mak için iktidar mevkiindeki adamla.a karşı korkutma hareketlerinde bulunmak ve bu wretle şimdiki siyasada Zinovyef Troçki fikrine göre bir değişiklik yap- maktır, Grup, Kirof'a indirilecek darbe- nin memleket içinde bir harekete işaret olmıyacağına inandığından bazı ecnebi devletler tarafından silâhlı bir müdahale için dışarmın yardımma — güveniyordu Sovyet iktidarın devirmek için en iyi ça re olarak silâhlı müdafaa ümidi Niko- laef'in yakım ahbaplarından gizlemediği düşüncelerinden açıkça anlaşılmaktadır. Nikolaef Leningrad merkezi azasından Kontolina file önceden anlaştıktan sonra bir kaç defa Leningrad'da bir konsolosun ziyaret etmiştir. — İthamnamede bu konsolosun ismi ve mensup olduğu memleket bildirilmek» tedir. Nikolaef bu konsoolsla, mumaileyhin grupa yardımda bulunması imkânları hakkında konuşmuş ve kendiğini alâka» dar eden yüzlerce iş hakkında haber ver- miştir, Diğer grup Troçki'nin kabanlığında, Nikolnef cinayetinin hakiki sebeplerini gizlemek için cinayetin şahsi knlerle ya- pılmış bir hareket olduğunu göstermeğe çalışıyordu. Bizzat Nikolasf bunları, ci- nayet şahsi bir hareket gibi göstermeye karar veren grup azasiyle anlaştıktan son ra uydurduğunu söylemiştir. 'Nikolaof temamen suçlu olduğunu #öylemiştir. Kotovinof, şeflerinden biri bulunduğu gizli mukabil ihtilâl grupuna girmekle suçlu olduğunu söylemiştir. Kotolinof cinayetle doğrudan doğruya alâkası olduğunu İnkâr etmekle beraber grupunun bakanı olduğundan cinayetin mesuliyetini kabul ettiğini Mei emer Şatzki, suçlu olduğunu söylememiş İ- .i şahitlerin ifadesi suçunu göstermek Sokolof, Zvezdof, Bumiantsey, Tolmo- sok, Levin, Kanik, Snikof ve Sositzki cinayete iştiraklerini bera» ber gizli teşkilâta intisaplarını itiraf et- mişlerdir. Bütün maznunlar Sövyet birliği temyiz mahkemesinin askeri kollejime sevk odi- DİV e m m DİLDADE, 1, Gönül vermiş, 3, Tutkan, DILFIRİP, Gönül aldatan. DILGİR, Öüccenmiş, i i;- DİLGİR ETMEK, Gücendirmek, Incitmek, DILHIRAŞ, 1, Yüreği tırmalar, 2, Yürek DILMUN, A Yüreği kanlı, 2, Yüreği kan ağlar, DEAR Yüçekdeler DİLŞİKESTE, Kırg, yüreği kırgın, DİLİR, 1, Batır, 2, Yiğit, (Bak: bahadır, cesur, kahram ğu üstün ve aşkın sevinci, en büyük Ankaralınm katına yükselti.ek i- çin dün vali ve belediye başkanı Bay Tandoğanın başkanlığı altında Diyanet işleri başkanı Bay Rifat Ö- rekçi, C. H. F. vilâyet idare heyeti başkanı vekili Bay Mümtaz Ökmen ve Atatürkün Ankaraya ilk geldi. Hi sirada müdafani hukuk üyelerin den olan Bay Ahmet ve Bay Halim Kütükçü Çankayaya gitmişlerdir. Atatürk, Türk tarihinin son onbeş yıllık bölümü içinde yarattığı bir kent adına, kendisine saygılarını su nan bu heyete iltifatlar etmiş ve gü zel dileklerinin, yüksek duyguları - nın Ankaralılara bildirilmesini bu- yurmuştur. İç işler bakanı (Başı 1 inci sahifede) , te bütün İstanbul kaymakamları Bay Şükrü Kayanın yanında toplanmışlar dır, Toplantıda Bay Şükrü Kaya ken- dilerile hasbühalde bulunmuş, vilâyet ve belediye işleri hakkında izahat ala gerekli olan direktifleri vermiş - tir, Bu toplanlıdı mebus “içimi hazir lıkları, üzerinde de görüşülmüş oldu- ğu tahmin edilmektedir. Bay Şükrü Kayadan sonra toplan- tiya, vali ve belediye reisi Muhittin Ustündağın başkanlığında geç vakte kadar devam edilmiştir. Emniyet müdürü Fehmi Vural da bu toplantıda bulunmuştur. Bay Şükrü Kaya dün Halkevine de gitmiştir. Burada şehrimiz kaza kay. n.hmivm, belediye er kan, ehe.“ nda» bazıları o Mamif erkâ- nı, Hilâlishmer cemiyeti rücsası oldu ğu halde bir hasbühal yapılmıştır. Bay, Şükrü Kaya, son günlerde ilk mektep lerde 7 bin fakir talebenin gıdasız ol- .duğuna dair neşriyatı işaret ederek ba zı sözler söylem ştir. Dahiliye Bakanı Bay Şükrü Kaya, ilk mekteplerdeki bu fakir talebeye gıda temini için alâ kadar makamların müştereken hare - ket en in istemiştir. Ik mekteplerde 7 bin ağ talebe « den ancak iki bin talebeye Hilâliah. mer cemiyeti haftada 3 gün öğle ye « meği vermeğe başlamak üzeredir. Ce» miyet öğle yemeği ve-eğe önü Ji- deki ay başında başlayacaktır, Ge.i kas lan 5 bin talebeye yemek verilmesi is çin belediye, maarif, Halkevi, Hilâlik ahmer cemiyetini müştereken çalışma ğa başlıyacaktır. Bu hususta alikadas makamların mümessillerinden mürele kep bir komisyon toplanacaktır. Aybaşında, haftada üç gün yemeli verilmeğe başlanacak iki bin talebe le birlikte, diğer beş bin talebenin ge dalandırılması için her çareye baş vü» rulacaktır, Muhtelif membalardan bu husus için varidat bulunacak, ilk mele teplerdeki fakir talebelerin gıdası be» hemehal temin edilecektir. Gazetecilerle hasbihal İçişler Bakahı, Bay Şükrü Kaya düm öğleden sonra gaztecilerle kendilerile mesleki meseleler hakkın şleri tenvir etmiştir. Gazeteciler bu hasbi. halden istifade etmişlerdir. 45 ! yırtan, . Gi W mami eği 2, Ter, ECRİ MİSLİ, Benzeri ECYEF. 1 aval, 3, Kol, 4, Koruk, Kuğuz, kung. ECZ. an man.) 1, Düğü, (Bak: ilâç.) ECZA! Erd, 2, Kökçü, (daha çok aider mın) ECZAHANE, Ot yam evi, ECZA, (Cür'ün sa) 1, Keseler EDA, (Tediye ve ila man) 1, eşi “Üni deyin “iz Kılma, 3, Ödeme, 4, Öleme, Yine 6, eze TMg:K, 1, Kılmak, 2, lemek, 3, Vermek, 4, Yapmak, Ba e (iv man.) Boy, 3, Ölsüm EDANETMER” (öive ve tar.) 1 2. Böp 3, Ölçüm 4, Yordam, (Bak: Şive, Lâhin, tarz, tav£.) EDA ETMEK, (iade man.) 1, Sözlemek, 2, Söylemek. (Bak: ifade) EDA, Nan man.) 1 Avağ, 2, Boya, 3, Çalım, 4, Kurum, (Bak: Naz, cilve) EDALI, 1, Erkovun, 2, Yosma, 1 Ertem, 2. Üs, 3, Ut (Hayâ, hicap, man) 4, (Bak: hayâ hicap, ırz, na- Yüz suyu Ürz, namus man.) sne, fazilet.) EDEP HARICI, 1, Basil. EDEPLİ, 1, Denli, 2, Oranlı, 3, Utangaç, EDEPSİZ, 1, Aşkar, 2, Utanmaz, 3, Yüzsüz, (Bak; ) EDEPSİZLİK, 1, > 2, Utanmazlık, 3, Yüzsürlük, EDEP YERİ, 1, Ut, EDEVAT, 1, Aradaki, 2, Engiz, (Bak: Alet) man.) DİLİRANE, Yiğitçe. DİMAĞ, 1, Beyin, 2, Bıngıldak, (K. T. det Yeni doğum çocuğun tepesindeki yumuşak yer.) DİN, 1, Din, 2, Kirtgünç (iman man) 3, Tura, töre, 4, Yan (Cam, ruhi halet, karakter, det, abilik, iman, din, man) (Bak: akide) DİN REİSİ, 1, Taym, Tayan, 2, Tuyan, DİPLOMA, Çökuşlağ, DİRAHSAN, 1, “Cılavlı, 2, Parlak, 3, Yalbudak, DİRAHŞAN OLMAK “1. Parıldamak, Parlamak, 2, Yal Yiltarmak. 3, Ürümek, DİRÂYET, 1, Becerik, beceriklik, 2, Bilik. 3, Bilgü, 4, Dayu, (Ba İsraset, zekâ.) DIRAYETLİ, 1, Becerikli, 2, Bilge, DIRAYETSİZ, 1, Beceriküir , 2, Bilgisiz DİREKTİF, 1, , öküt, 2, Yöntem (Usal, ka , muvafık, yakm, bir işin ve buna benzer muhtelif 2-E manaları vardır.) DİRHEM, (Tartı man.) 1, Avrt, DİRHEM, (Para man) 1, Akça, DİRİĞ (etmek), 1, Abamak, 2, Ayamak, 3, Azirgünmek 4, Dürtinmak, 5, Esirgemek, 6, Kıyamamsk, 7, Tartmmak, DİRIĞ | (Nida) 1, Vah, Vah, vah! 2, Yazık! DIV (Dev), Ocü, Ocübücü, Umucı, DİVCOSSE, 1, İriyar, 2. ona, koskoca, kacan, koskoca: man. BİVANE 1 Ak, 2. Çilem, 8. Deli 4, Salak; DİVANELİK, 1. Alıklık, 2. Çılgınlık, 3, Delilik, 4, Kalya fu (Tehevvür, cinnet man.) 5, Kudurgak (tehevvür, cinnet