MİLLİYET ÇARŞAMBA 6 TEŞRİNİSANI SINEMA Sinema yıldızları nasıl yetişiyor ? Bu yıldızların birdenbire fırlayıp yükseldiklerini, ha- yatta meşakkat çekmediklerini sakın zannetmeyin Yüksek yıldızlardan bir kaçının nasıl yetiştiğini ve neler oy geçmişteki maceralarını size anlatalım... Ba Marlene? nin ne kadar güçlükle bugünkü şöhretini yaptığım gösteren r resimdir. yıldızları zannedildik- birdenbire rejisörün na- ortaya n bu mesleğe intisapları | a çıkan bütün hikâyeler Greta Garbo ilk filmlerinden birisinde... birer masal ve — efsaneden başka bir şey değildir. Ne Villi Friç bir Hosar zabiti i- ken bir gün bir rejisörün nazarı dikkatini celbederek film çevir - Miş ve âtide parlamış, ne de Gre- ta Garbo bir film direktörünün gö- Züne girerek şöhret kazanmıştır. Film, sanati çok müşkül, baş langıcı çok çetin olan bir sanattir. Bu sanaate intisap edenler her sa- Batte olduğu gibi kademe kademe Yükselirler. Fakat bu sanate intisap etmek her sanate intisap etmekten daha Süçtür. ŞAN ANE Avrupada. Amerikada tiyatra Marlene arka sırada okla işaret edilen figürandır. ve konservatuvarlarından diploma almış nice, nice genç kız ve genç er kekler film şirketlerinin kapıların da ömür çürütürler. bar Bir film direktörünün ve | rejisörünün yanma girmek, ona ! hizmetçirelü, dert anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan çok daha güçtür. Amerikada Avrupada film artis > ti olmak isteyen fakir ve heveskâr gençler bir rejisör ahbaplığı edin- mek ümidile uzun müddet çabala- yıp durduktan sonra nihayet bu hevesleri tatmin ve bir parça para kazanmak için film borsasına mü racast ederler. Film borsası Me - ran talep eden film müessese ne bu film işçilerinden matlüba mu vafık olanları yollar. Bu çocuklar bazan yüzlerce figüranın arasında bir kere veya iki kere bulunurlar. Bazan da gitgide, terakki ed Evvelâ siloetleri âlınır. Bu birinci rütbedir, yani kalabalık bir $ de bir kenarda dudağını boyayan | bir kadım olarak ayrıca resmi alı- nir, sonra biraz daha ilerlerler. Bir iki kelime söyler, daha daha sonra biraz daha ehemmiyetli ve biraz daha ehemmiyetli bir rol ve en nihayet birdenbire sanatkârın parladığı ve bir yıldız olduğu görülmüştür. Bugün bütün dünyanın hayran olduğu Marlene Ditrich, cinsi cazi besi dillerde dolaşan meşhur Mar lene meşhur Mavi Melek... Hans Albers 934 senesindenberi parlamış bir sanatkârdır. Ondan evvel muhtelif filmlerde küçük rol ler oynamış, hattâ bazan kendisi- ne de büyük roller de verilmişse de bir türlü muvaffak olamamış ve iyi angajmanlar yapamamıştır. Ya Greta Garbo dünya ekran- İarmın hâkimesi, erkek gönülleri. sonra bir 1920 de Willi Friç rolünü yapıyor. Arkada ayakta daran v, yerdeki Hans Albers'dir. ter. | nin sultanı olan ve kibrit kralının iflâsma ve feci ölümüne sebebiyet veren bu harikulâde kadın kimdir. bilir misiniz? Bir moda mağazası- nın çırağı. Zamanla o manken ol. muş, mankenlikten cambazhane- ye geçmiş, oradan da filmde ufak rollerle işe başlamıştır. Greta Gar- bo, bir film artisti olmak istediği vakit bir Alman rejisörü onu isti » dalsız bularak kovmuştur. Bugün Amerika filmlerinin en büyük yıldızlarından olan Vilma Banky sinemacılığa Almanyada başlamış ve gayet müşkül vaziyet. lerde kalmış ve ondan sonra parla yabilmiştir. Villi Friçe gelince, onun hak - kmda uydurulan hikâyeler de ya - landır. Villi Friç figüranlıkla işe başlamış, sonra ufak roller yapmış ve tıpkı çıraklıktan ustalığa çıkan bir demirci gibi ağır, ağır ve zah- metle ismini ve'şöbretini yapmış » insanlar film mesleğine girmek için yalnız güzel ve genç olmanm kâfi bulunduğu kanaatindedirler. Ve bunun için bütün hülyaları film yıldızları olmak ve filme intisap et mektir. Bu hevesle beyaz kadın tacir. lerinin eline düşen güzel ve fa- kir işgi kızları dolandırıcılara pax ra kaptıran zengin kadınlar sayı. sızdır. Filmde oynamak isteyen zengin kadınlara bazan açıkgöz dolandırıcılar çatar onlara şu ka - dar para sermaye , vereöek ölürse ve burada verileceği kâr tered- düt etmeden bu parayı bir film çevirebileceği kendisine birinci ol söylenir. Zengin h min çevrilmeğire intizar eder Büyük Avrup suretle aldatılmış olan | hirlerinde bu kadınlar sık, sık mahkemeye müracaat e « derler, Hattâ Lus Angelos'ta böy- le bir dava açmış olan genç bir ka- dın bu yüzden bir tiyatro direktö- rü tarafından tanmmış ve tiyatro» suna Revu artisti olarak angaje e- dilmiştir. Fakat Revü yıldızları değil... Joch Hulbertin muvaffakiyeti Jack Hulbert son zamanlarda, İngilterede temsil edilen “develer geliyor,, ismindeki filmde bir Mısir hı kıyafetile rol almış ve son derece muvaffak olarak kendisinin bütün İngilterenin en büyük komedi ol- duğunu herkese isbat ettirmiştir. olarak Fransızlarda bir hava mü- sabakası yapacaklar Fransız hava nazırı General De- in bu sene İngilizlerin tertip etti- ği gibi beynelmilel bir hava müsa- bakasımın Fransızlar (o tarafından tertip edileceğini söylemiştir. Uçu- şa girecek tayyareler Pariiten Soig- non'a gidecekler ve oradan geri dö- neceklerdir. Gelecek sene yapıla- cak olan bu müsabakalarda Fran- szların İyi sötice altnnlerr için çok çalışacakları ve son sistem tayyare- ler yapacakları ümit edilmektedir, Fransızlar İngiltere - Avusturalya uçuşuna davet edilmediklerinden hiddetlenmiş ve bu yüzden bu mü- sabakaya ne bir Fransız pilot ve ne de bir Fransız makinesi istirak etmişti, o adama || kaptırır. Haftalarca ve aylarca Fil- 1934 Pire Tiyatrosu Futbol Oynayan Dans Eden PirelermDe Var Bir pire tiyatrosu Bir pireyi yetiştir mek için üç ay ça- lışmak lâzımdır Pire tiyatrosu Siz hiç Pire tiyatrosu seyretti: niz mi? Şimdi bana gülecek: — Amma da tuhaf lâkırdı edi- yorsunuz! Hiç pire tiyatrosu olur- rü? Pire tiyatrosunu ancak pire- ler memleketinde pireler seyrede- bilir? Sözlerim yanlış anlaşılmasın. Pire tiyatrosu vardır. Ve bunun artistleri, baletleri, oyuncuları hep pirelerden ibare'tir.Futbol oynadık ları bile vakidir. Avrupada bir panayirde gördüm. Bakm gördük- lerimi size anlatayım: Panayirde bir salaşın üstünde kocaman bir yazı gözüme ilişti: | —Meşhur pire tiyatrosu!, Siz olun da merak etmeyin. Siz olun da iki franga kıyıp içeri girme yin. Ben de bileti aldım ve içeri dahil oldum. Hakikaten içeride bir sürü pire min Fklarr idare eden re- ır hepsine birer birer söz geçi- Bunun için evvelâ her bir pire- Yi zaptı rapt altına almıştı. Çün - kü bu artistler malümdur ki fazla havaidirler.Ele avuca #'ğmazlar,O- nun için her birinin ayağına göre görünmiyecek kadar ince hirer tel bağlamıştı. Zaten seyirciler nok - tai nazarından da böyle bir tet - bir almak zaruret vardı. Kimb'lir, wübarek hayvanlar yerlerinde du- ramazlar, belki birisinin yakasın - dân içeri kaçıverirlerdi. Sonra sa- hibinin bütün emekleri de berha , va olurdu. Pire haddi zatında zeki bir hay vancağızdır, Fakat imkânı yok ko laylıkla terbiye edilmez. Sahibinin söylediğine bakılırsa bir pireyi yo la getirmek ve ona oyun öğretmek için tam üç ay lâzımdır. Eğer üç ay sonra uçup giderse üç aylıl'e - mekler de berhava olur. Fakat bu üç ay zarfında bun- ları beslemek te lâzımdır? Ne ile? Pire çok kibar bir hayvandır. Yalnız içki içer. Başka bir sey ye- mez. İçtiği şey de kandır. İşte bu nda ge pertevsiz altında hunhar hayvanları beslemek, ye tiştirmek için insanda haylı sabır olması lâzımdır. Pirelerin sahibin de de her halde çok sabır olmalıy- dı. Fakat mesaisini şimdiye kadar kat kat çıkarmıştı. Kendi söyledi. ğine bakılırsa, bilmem hangi şe - hirde kurulan bir panayirde bu pire (yatrosu yüzünden tamam el li bin frank kazanmıştı. 50 bin frark bu dile kolay... O zaman iman ettim ki pire oy natarak servet yapmak mümkün ol duktan sonra insan ekmeğini taş- tan bile çıkarabilir. — da efendiler. hanımlar o İçeride küçük Bir masanın üz: kutular yerleştirilmişti. Kutuların arasında küçücük beyan fanile ge geler vardı. Kutuların içi de Bem- beyaz boyanmıştı. Seyirciler evvelâ bu masanın etrafına toplanıyorlar ve ondan sonra oyun başlıyordu. Altı yedi pirenin küçücük arabaları, sepet - leri, kayıkları bir çekişi vardı ki hoyret? Hedefe vâsıl oldukları za- man kendiliklerinden duruyorlar © zaman pirelerin sahibi elindeki küçük değnekle bunlara işaret e - derek: — Hadi yürüyün küçük hanrm- lar, hadi localarınıza! diye hepsi- ni tekrar kutularına sokuyordu. Bundan sonra ikinci perde! Futbol maçı!... Maça iştirak eden sportmenler biraz daha iri cüsseli idi. Meydana çıktılar. Ve ufacık bezelşe tanesi kadar bir topla maça başladılar. Oradan oraya sekiys'lar ve topu burunlarile itiyorlardı. Üçüncü perde: Balet! Balet pire tiyatrosunda şahe - serdir. Bu küçücük mahlükların, bu müstesna elbiseleri eteklikleri nasıl vücutlarında taşıyabildikle - rine insan hayret eder... Artistler meydana çıktılar. Hepsi bir reverans j Milâs tütünleri İyi fiaatta | li Müstahsil inhisar idaresine minnettar bulunmaktadır MİLAS, (Milliyet) — Milâs ve civarında bu sene az miktarda, fa- kat çok nefis tütün yetiştirilmiştir. Bütün kaza dahilinde yetiştirilen tütün cinsinin, bu sene memleketin her tarafına faik olduğunu eksper- ler beyan etmektedirler. Amerikan kumpanyalarının bütün memu rı gelmiş ve mahsulün derecesini tesbit etmiş bulunuyorlar. Yalnız ecnebi alıcılar henüz alrm işine baş- lamamışlardır. İnhisarlar idaresi 4 gündenberi piyasayı açmış ve tü- tün almağa başlamıştır. Mahsulün cinsi çok nefis olduğundan hiç is- konto ve skarta yapılmadan tesel- lum edilmektedir. İnhisar idaresi, diğer (o senelere nisbetle iyi fiatle alım muamelesi yapıyor. Bu sene Milâs tütününün azami değeri 82 kuruşu geçmekte- dir, Kilosu 82 kuruşa satılan tütün- ler pek çoktur. Bunların, kiloda maliyet fiatleri 25 kuruşu aşmadı- ğına göre, tütün zürraı oldukça mü- him bir kazanç karşısındadır. İn- hisarlar idaresinin, bu çok insaflı kanaati bütün halkı minnettar bı- rakmıştır. Hele, mıntal eksperi Cahit beyin gösterdiği nezahet ve i hüsnü niyet burada zikre cidden değer bir iyliktir. Milâs, bu sene diğer mahsulünü de İyi satmıştır. Çiftçinin elinde, hububata ait hemen hiç bir stok kalmamıştır. Gelecek aylar içinde istihsal edilecek olan zeytin mahsu lü de bu sene her (o zamankinden fazladır. En az 4 milyon kilo zeytin yağı ümit edilmektedir. Çok eski zamanlarda 7 milyon kilo zeytin yağı veren mıntakanın verimi son zamanlarda | milyon düşmüş iken bu sene birdenbire artması halkın bu mahsule gene fazla ehe verdiğini gösterir ki bu da le kaydedilecek bir hâdise İlk tahsilhavasi AYDIN, (Milliyet) Aydın merkez ilkmektebinde geçen sene 1100 talebe okumuştu. Bu sene şimdiden 1590 talebe okumağa baş lamıştır. Daha 80 kadar talebe alı- nacaktır. Maarif idaresi hiç bir tal açıkta kalmaması için vaktinde ted- bir almış ve bir çok şubeler açmış- tir. ebenin Maarif müdürü mektep müfet- tişlerile merkezdeki altı mektebi do laşarak talebelerin toplama ve a- yırma işlerini de bitirmişlerdir. Bu sene vilâyetimiz çevr 7 tane daha köy mektebi tr. Bundan başka evvelce lan bir kaç köy mektebi daha ye- niden açılmış ve kaza, nahiye mer- kezlerindeki mekteplere bir çok şu beler eklenerek baş vuran hiç bir çocuğun geri dönmesine meydan verilmemiştir. Sivas - Erzurum hattına nön- derilen traversler BANDIRMA, (Milliyet) — Ya- pılmakta olan Sivas - Erzurum şi- mendifer hatlı için Sazlıdere, Kara biga, ve Edincik | iskelelerinden dört ay içinde 30,000 travers gön- derilmiştir. Bu iskelelerde daha 20,000 travers mevcut olup bunlar da peyderpey £ sevkedilmektedir. Traversler vapurlarla o Derinceys a ve oradaki fabrika larda ilâçlandıktan sonra mahalli- ne gönderilmektedir. ————— sonra oyuncunun değneği ile i etmesi üzerine halka oldular ve ha fit bir musikihin âhengine uyarak dansetmeğe başladılar, Oyun bitmişti: Bütün seyirciler hep bir ağızda bravo! diye bağırdılar. Ve art ler İocalarına çekildiler, Oyunda: sonra rejisöz cenaplarile konuş - tum; merak etmiştim. Bu kadar pi reyi nereden bulmuştu: — Oo, dedi, mesleki bir sir; (a- İ kat size söylüyebilirim. Satın alıyo- rum. Öyle adamlar vardır ki siri pire yetiştirip satarak geçinirler. Sonra bazı kimseler de sırf iyi. lik olsun diye, yakaladıkları pire - leri bir zarfa koyup bana yollar . lar. — Peki bunu anladım. Pireleri nasıl besliyorsu O zaman reji kolunu sıvadı re yeniği içinde — Kendi kanınızdan mı yorsunuz? diye sordüm. — Ne yapayım, dedi, mecburur onlar beni, çocuklarımı, karın herkesi besliyor, ben nasl kendi | lerinden hergün bir damla karım açılmış kapatı redingolumuz allının kolu pi veri