4 Öz dilimizle Balkan toplantısı Ankarada yapılan Balkan top- lantısı dolayısile büyük önder (1) ışıkle beyninden doğan düşüncele- ri, çok değerli bir haç sö: i de toplıyarak bize sundu. Türkün en uluğ (2) unun ağzından çıkan bu sözlerde barışıklık ülküsü, ba- rışıklığı severlik ülküsü bir tunç parıkısı ile kendini gösteriyor. Sa- vaş yapmasın: herkeslen iyi bilen Gazi, sulhu yapmasını ve sulhu ya- panları sevmesini de ne kadar iyi bildiğini bize bir gez (3) daha i- nandırmış oldu. Balkan anlaşmasının birleştir - | diği yüzlerde, Türkün görür g şunu okuyor: İnsanlık, barışıklığı severlik, kardeşlik! Dört Balkanlı törü, işte ba üç ülküyü başarmak yoluna girdiler. Ankarada yapılan toplantı, bü- tün acun (4) a bir gez daha anlat- tı ki, bizlerden dirlik düzenliğe bir köi ik erişmez. Şimdiye kadar, döğüşme rekoru- nu ktran Balkanlarda bundan böy- la top gürültüsü irağ olsun. Balkanlılar, biribirlerile el ele vererek; kendi iş ve güçlerile uğ- raşmak istiyorlar. Ulus (5) ları, bir avnç toprak uğruna biribirlerine kırdırmak. to- rihin kanlı bir türe (6) si idi. Bun- dan böyle ancak topraklarımıza el atıldığı gün, savaş açacağız. Kimsenin toprğında gözü. Kimsenin de bizim toprağımıza yan bakmasını istemeyiz. Balkan anlaşması, işte ba kafa birliği ve düşünce birliğinden doğ- du, Kanlı temeller üzerine değil, zeytin dalından yapılmış demirden sağlam direkler üzerine kuruldu. Bu çatıyı kolay kolay kimse yıka- maz. M. SALAHADDIN (1) önder — rehber, (2) uluğ — bü- yük, (3) gez — defa, (4) acun — dün- ya, (5) ulus — millet, (6) türe — ni- ZEAYYO ISTANBUL: 18 piük ile dans mu- sikisi, 21,20 Ajans ve borsa haberleri, 2130 Orkestra, radyo caz ve tango or- kostraları. Selim Sırrı Beyin konferansı Selim Sırrı Bey İstanbul O Radyosun daki konferanslarını şimdensonra pazar” tesi günleri saat 20 de verecektir. Yarın akşanki | alani mev BUDAPEŞTE 580 m 19 Koniorama, 10,35 Portis, 20/45 Musahale, 71,20 Spor ar konseri, 2240 Son hn resinde opera orkesira- TASHİH 2. T. Sani 934 tarihli Milliyet | gazetesinin 11 ci sayfasında çık- | mış olan bankamıza ait ilânda 1605 No. İu Tarlanın metresi 3675 olacakken 6375 yapılmıştır, tashih ederiz. Milli tefrika: 3 — Arkadaşlarma sor. Elbet bir anlatan bulunur. Sanatın elifbesini öğretecek zaman mı şimdi? — Peki ama yavrum... Bu kadar yeise düşecek ne var? (o Korkma sen... Bir kolayını bulur, bizo sansarı da atlatırız. Diyelim ki at- latamadık... Gene kolayı var. çal getirir, kafasını patlatırız. Herif işimize burnunu soktuğuna da sokacağına da bin kere pişman |. Olur. O zaman bildiğimiz gibi oku- ruz. On dokuza kelince onun bu - gün saat üçle dört arasında her gün kü yerinde bulunması lâzım. Vazi- yeti mühimdir. Ona söyle; gene öyle bir karış sakalla, üstünden ya- malı kundura ile gidecek olursa bu kuş kaçar. Şu kalenderlikten vaz- geçsin artık canım. Hem ne talih- iz çocuk bu be! Gi 5 Si e ir genç, İ- Öz Türkçe ile Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız kelimelerin öz türkçe mukabillerini şek- limizin boş hanelerine (Milliyet bilme memurluğuna) gönderi- niz. Doğru halledenler arasında kur'a çe» kerek kazananlara hediyeler vereceğiz. Bilmecemizin müddeti pazartesi akşa- mına kadardır. Yeni bilmecemiz 1234567891011 Soldan sağa ve yukardan aşağı 1 — Nevi (5) Arazii te (5). 2 — Rüzgür (4) . Siyah (4). 3 — Handan (3). Sahra (3). 4 — Hacalet (2). Nota (2). Tstif ham (2). Rabat edatı (2). 5 — Bir kış yemişi (7). 7 — Ebeveyn (7.) 8 — Ti> (2). Genişlik (2). Hâkim (3) Nota (2). 9 — Hal rabıtası (3) Gemiş değil (3). 10 — Afif (4). Bir prinç yemeği (4). 11 — Beddua, İnkiser, el ölçüsü (5). Bir tuvalet aleti (5 MADAM LONGINOTTİ Paris seyahatinden (o #vdet eti muhterem müşterilerine tebşir eyler. TEPEBAŞIŞEHİR TİYATROSUNDA Sant 20 de MADAM SAN JEİ Komedi 3 perde ve bir başlangıç. Yazanlar Viktoryen Sardu ve Emil Mora Tercüme eden Seniha Bedri H. gayri münbi- Şehir Tiyatrosu Tri LU) li Tulu 8263 Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20'de YARASA OPERET 3 perde, Besteliyen Yohann Strausa Tercüme eden: Ekrem Raşit. 7 e ari Fiyatlarda büyük tenzilât Deniz yolları İŞLETMESİ ISKENDERİYE YOLU İZMİR vapuru 6 İkinci Teşrin SALI günüsaat ildePort- ide kad 9: CAHİT CEVAT Birinci sıf Sinir ve ruh hastalıkları mütehassıs Lâleli — Cumhuriyet caddesi — Galip Bey apartmanı. Mum Munyene saat 16-19 E f Nazmi Şehap ki elini pantalonunun < iki cebine sokmuş, sâkin sâkin duruyor, dili- pıştırdığı bir sigarayı barfiks- te hüner gösteren bir cambaz çe - vikliğile oynatarak eğleniyordu. Birden bire heyecanlandı, telâşlı bir sesle sordu: — Ne o? Çok fena bir haber mi —N. . .. — Bonmarşe meselesini unuttu- nuz mu yoksa? — Vay! Onun günü mü bugün? — Öyle ya... Yoksa yanılıyor muyum? iin we sekizi değil mi idi? Bugün de dokuzu. .. Hayır, yanı! mıyorum Cafer. . . Tamam. l yerleştirerek | Gatem Belli. | Pek yakında . ., sinemasında BORA Sovyet Rusyada yapılan ve bütün dünyaca mü- kemmeliyeti tasdik edilen bir traj : i Takvime ününü) Aaliye mahkemeleri ikinci yenileme bürosundan: Davacı muhakemat müdü- tiyeti tarafından Unkapanmda Saraççı kara Mehmet mahallesinde Köprübaşı meydanında 6/17 askeri ambar mahal- lerinde oturan Ibrahim Halil Bey #- leyhine açılan tahliye davasında yeni - lenmesi esnasında müddeialeyhin ika - | metgâhmen meçbuliyeti hasebile ilinen tebliyat icrasma karar verilmiş olduğun- | dan tetkik günü olan 12-1-934 tarihine müsadif cumartesi saat on dörtte büro- da hazar bulunması lüzumu tebliğ ma- | kammna kaim olmak üzere ilân olunur. (4365) stanbul asliye mahkemesi hukuk dairesinden: Emine hanımın Za- | im efendi aleyhine açlığı tescili talik davası hüküm dairesine gelmiş ve intaç | edilmek üzere muhakeme 28-11-934 sa | at 13,30 a bırakılmıştır. Usulün 406 mer maddesine tevfikan gıyabıda ce- reyan etmiş muamelelere beş günde itiraz edilmekle beraber yevmü mez kürda gelmediği tekdirde gıyaben intaç edileceği ilân olunur. (4363) Istanbul Asliye Uçüncü Hukuk Mahkemesinden: o Petro Efendinin mahkemenin 934-1909 numaralı dos- yasile karısı Kadıköyünde Hale sine- ması karşısında Gül sokağında 10 mu- maralı hanede mukim Angıliki hanı- mın gösterilen adresine açtı a ma davasınm arzuhalimin bir sureti tebliğ edilmek üzere gönderilmiş ise | de mübaşirin şerhinden iki ay evvel haneyi terk ile Yunanistana gittiği ve adresinin meçhul bulunduğu anlaşıl - MİLLİYET PAZAR 4 TEŞRİNİSANI o 1934 ananas Şehzadebaşı Hi İ L A L Sineması İasszmz Dört gündenberi bayük muvafıak “lerle deyam etmekte olan SENENİN BÜYÜK FİLMLERİ ve sinema İkinci film: Proğrama ilâve: EKLER JURN retlerinin Marsilya'da sukastı âleminin pek kıymetli ROMA artisi “EDİKANTO,, Şaheser komedi en son temsil ettiği ÇILGINLIKLAR VOLGA . VOLGA Rusfilmi m fevkalade nöshası: Yuyoslavya Kralı “ ALEKSANDR ., Haz- İİ ğraması ve feci ölümü. Müteveffa Kralın hayatı kususiy sit ban safhalar ine Aynca: İpek film mamulâtından Münir Nurettin Bey tarafından “Ayrılık Tangosu,, Perşembe (ZOMBİ - YAŞAYAN Pek yakında ( ZENCİLER KRALI 1 NC KADIN Mimessilleri: JOHN BOLES ve MARGARET SULLAVAN i. Tekmil dahiler, bir nadirei san'at görmediklerini itiraf ediyorlar SUVARİLER En hissi ve tatlı bir mevzu, JOHN GİLBERT 1934 senesinin en büyük filmi makla iade edilmiş olduğundan ber - (ii mucibi karar bir ay zarfmda mahke- memize bir cevap vermesi lüzumu teb iğ makama kalın olmak üzere ilân olunur. (4387) ZAYI — Cumhuriyet © bayramına müsadif pazartesi günü saat 11 raddele- sinde Taksimde iken derununda 4767 scil numaralı şoför ehliyetnamemi ve arabamın karnesi le muayene cüzdanı ve on beş ira param havi cüzdanımı zayi ettim. Vesikaların yenilerini ala « cağımdan eskilerinin hükmü yoletur, (4381) şoför Ahmet ZAYI — Gazi Osmanpaşa mektebin- den 333 senesinde aldığım tasdilename- | mi zayi ettim. Yenisini o alacağımdan hükmü yoktur. Kâzım Pı | İ fen bestelenen Ml ün, ve halk tör İl küleri diğer güzel yeni eserlerle ar- monize edilmiş nefis Türk musikisi nümuneleri mevcuttur. Fiyatlar : 75-100-125-150 kuruş. Biletler şimdiden satılmaktadır. Hakiki bir Fransız Madamı Aile nezdinde çocuklara mürebbi- yelik veya yaşlı kadına arkadaşlık işi arıyor. M. L. rumuzile İstanbul 176 Nor posta kutusuna yazılması. — (4175) AL EĞ e üyelik ze we Harik Hayat Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanmda Kâin Kaza ve Otomobil UNYON SİGORTASINA yaptırınız Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : 4.4888, Merinos sırtı kafalı genç, yum- ruklarını sıkıp pazılarmı kabarta - rak kişner gil — Heheheyyit! - diye bağırdı - Hay yaşıyasın Nazmi! Az kaldı unutuyordum be! Nerede toplanacağız? Çabuk söyle. . . — şeyin sırası var... Biraz sabıriz ol. Mamafih, ete Deer İracağız. *k ki ü fi- lân toplanmak lâzum. Herkes ar « kadaşma söylesin. Parlak tırnaklı parmak küçücük defterin bir yaprağını daha çevir- li — Koerbo! — Pek tahil olarak corap yök. 3 Mel'un gene kimbilir hangi cehen: nemin bucağında sıkışmış kalmış - tır. Geçelim... Ömerof! Şüphesiz bu bahis te gelmemiş olacak. Bostan dolabından çıkar gibi boğuk ve gcıtılı bir ses cevap ver- iz çi 7 Hayır usta... Ömeref gelmiş. a Te e w Oğlan. Se sin bir yerden geliyor ama, kendin nerdesin? — Kömürlükteyim kömürlükte.., Sızmışım burada. . . 8044 Vay anam vayyy! Oduna dön müşüm bel. — Zaten nesin ki bırt? Haydi ça buk ol! Gıcırtılı ses bir iki inilti ile karı- şik mırıldandı: — Her yerim tutulmuş, billâhi kımıldanamıyorum usta, .. Bir zah met edemez misin? Kıyma bana... Kimi açık, kimi kapalı dört beş kapımın ve birinin taş bir merdi - venle karnı delinmiş, sıvaları dü- şük dört duvarın ortasmda, ötesin- den berisinden metrâk örümcek ağ ları sarkan bir tavanın altında dar, fakat uzun, çok uzun bir koridor- da sekiz on genç toplanmıştı. Bun- lardan bir ikisi merdivenin basa - maklarında, üç beşi kapı eşiklerin- de oturuyor, ve Merinos sırtı kafa- lıdan bir iki karış ötede ayakta du. ran bir genç, elindeki güderi kaplı bir defterin kenarları yaldızlı yap- raklarını karıştırarak temiz ve par- İak tırnaklı parmağını kurşun ka- lemle yazılmış bir takım notların üzerinde gezdiriyor, önüne gelene, durmadan, emirler savurüyordu. Eğer eskici dükkânları da, lüks terzi dükkânları veya hazır elbise satan büyük mağazalar gibi eşya - larmı mankenlere giydirerek teş - hir etmiş olsalardı, £ vitrinlerinin di . ii ” m sevenlerin ve 8 sinema müntesipleri bugüne kadar böyle azametli Bu müstesna şahesere ES İl Meşhur gününden itibaren : İki harika SLA UN ilâveten: tarafından temsil edilen KRALİÇE şaheserini muhterem halkımıza takdim edeceğimizi müjdeleriz. İPEK ve MELEK fiimi olan LÜLER ) ve ÇILGIN HAYAT ) İ BUBUL - GEORGES MİLTON ) anınız UTMAZ münekkitler ve bütün KRALI KRİSTIN Sinemaları müdiriyeti. emasınm Çarşamba akşamki Gala müsameresi için numero- lu yerlerinizi evelden aldırmız. Fiyatlarda hiçbir zammi > SÜMER at yoktur. (Eski Artistik) sinemasında ği Pek parlak bir surette oynıyan ve şarkı söyliyen MARTHA EGGERTH'in zengin, kuvvetli ve muhteşem temsili BITMEMiŞ SENFONİ şaheserini kemali takdirle seyrederek candan alkışlıyorlar. GYULA HORVATH. çığan musikisi — Viyana Filârmonik orkestrası, Türkçe izahatlı FOX JURNAL'de: Marsilya'da feci suikast hadisesi. Hanımlara moda gazetesi vesaire... Fiyatlarda hiçbir FES ERME Bugün Oy Douglas FAIRBANKS LESLİE Eşi bulunmaz bir Kr. TÜRK zammiyat yoktur. sinemasmda nıyanlar : Margaret LİNDSAY HOWARD harp ve aşk filmi, Mâveten: En mufassal Marsilya suikastını gösteren hususi Ekler Jurnal artist | DUŞMAN ELİNDE ESIR il l Bu hafta SARAY sinemasında Charles Laughton'un muhteşem filmi ve Mevsimin en mühim şaheseri olan 6 KARILI KRAL filmindeki müstesna oyununu nazarı takdirle seyrediyorlar, FOX JURNAL'de: Bütün teferruatile Marsilya'da Yu- goslavya Kralına yapılan suikast hadisesi vesaire... vesaire... mutlaka böyle bir du Bu ne sefaleti! Kiminin sakalı bir karış uzamış- tı. Kimi çapaktan biribirine yapış- mış kirpiklerini elinin tersile ova - layarak esniyor, geriniyor; bir di- geri eline kırık bir ayna parçası geçirmiş paslı bir cımbızla yeni ye ni terleyen bıyıklarını düzeltmeğe çalışıyordu , Kimbilir ne zamandanberi ma - kas yüzü görmeyen, kirden biribi- rine yapışmış parlak kara saçlarile $u esmer genç, kutusunu Bahçeka- pıdaki sebil önünde bırakıp solu- ğu Yenicamideki esrar tekkesinde almış lostracı bir çingeneden fark: sızdı. Merinos sırtı kafalı gencin cake- tindeki mendil cebi bir kenarından yırtılmış ve sarkmıştı. Gömlek yeri ni tutan spor fanilâsının asıl rengi beyazdı galiba... Fakat yıkanma- ya yıkanmaya bu fanilâ, kurşun? bir renk almış, devrik O yakasının enseye ve gerdana değen o kısmı kahve rengi bir meşinle kaplanmışa dönmüştü. Caketile bir kumaştan olmayan pantalonunun üst tarafı garip bir şekilde buruşmuştu ki, alt tarafı uzun müddet rütubetli bir yerde kalmış soba borularını hatır. latan bu pantalonun bir defa giyil- şü olur - mi bu bacaklardan kolay kol kurtulamadığı anlaşılıyordu. Pancar yüzlü tılmaz gencin kıy#” feti hayli düzgündü. Fakat b Onun önden görünüşü idi. Arkadsf bakılınca foyası derhal meydanf! çıkıyordu. Biraz kımıldadı mı, d belli kısa caketinin altmdan, gif pantalonunun kıçındaki iki yu lak yama vapur dumanı bir © sırıtıveriyorda, * > alnız, güderi kaplı | küçücük defterin yapraklarını. karıştır gencin kılığma bir diyecek O, bu umumi sefaletin ahengini b zuyor, şu yamalı pantalonlar, kiri gömlekler ve yırtık yakalı caketl# arasında refahı, rahat ve temiz şayışı temsil eden bir sefiri anı vie d uk, m derece şıktı. Sırtma kabı gibi yapışan koyu lâcivert kostürü Ta ek seri idi. Hem de İngiliz * dan yapılmıştı galiba. . ye Büyük dünya harbinin öçünlü senesini yaşayan İstanbulda, if günde kıçı eriyen, dizleri çıksf” dirsekleri delinen Erzats Alı mallarına bile mfiletin hasret tiği bir devirde, mes'ut sulh sen lerini acı acı hatırlatan bu kı eğer çok büyük bir servete d SES serial SeŞEFEİ SİESİ