| | | e İCorumda evciler çalışıyor z —aap e Se e Her Halkevine nasip olmıyan bu büyük bina her gün arı kovanı gibi işleyor Çaram Halkevi ÇORUM, (Milliyet) — Çorum, halkevine, vakitli vakitsiz girip ©" orum; birarı sb si we ka 1. Neşeli yüzlerde, neştİ sekiler ülkü, sevgi dolu var lıklar seziyor, hayran hayran soru- Yorum niz, her zaman böyle mi- dir? a Gc bir Çorumlu, lâhzada me- rakımı gideriyor! — Evet — diyo öyledir. 4 Çorum'la bir yül gönüllerde heyecan mr. kak, halkevi gençliği baştadır... ıllardır aştığımız “Gazi yolu,,nun gönüllü, istekli bir ( yolcusu olan rum, çocukları, | hacısı, hocası İ, din, mezhep boğuşmalarının ynak yeri bir bucakta, bütün çe- tinliğine ve bütün güçlüğüne rağ- Men önlerinde duralayan meri , geçilmesi zor görünen birer birer yıkarak Gazi yolunda Yürümekte devam ediyorlar ve İn haşre kadar edeceklerdir de Çünkü onlar, evlerinin tatlı, srcale, > Itında Gazi yolunun ie ne raci dalmışlar- r — her zaman kseliş, ileri gidiş, mr var? Mu- Boğazköyde, Hitit tarihini ay: | in eler bulunuyor. Halkevi Bençlerini, akm akın, buraya koş- Muş, hızlanmış görüyoruz. Binlerce | Yıl önce yaşamış bir medeniyetin hayret verici harabelerinde bilgile- ine bilgi katıyorlar. Vilâyet sınırlarını Ayan yollar yapılıyor. #evinç, herkeste bir coşkunluk va: Halkevi gençleri, hemşerilerinin *evinmelerine ortak oluyor, Mecit Üründe, Alacada, Sungurluda, İski- ribirine bağ- Herkeste bir unluk var. ii Gazi sevgisini, Gazi say- vezin aa ana heyecandan heyece- na Müş ? Me et, gün | ge » göze , Faydalı, iyi işler görülü- Sai unutulmuş, bakımsız Çorumu, soyulup sovağa çevrilmiş verimli diyarı güzelleşiyor, başta- Taşıyor. Haykevi gençleri tatlı tat- lı helecanlanıyor, yüzleri renkleşip dınlaşıyor. ye z *" Memleketin efendisi, çimi de, kendi evi gibi hiç ği hissetmiyor. Güleryüz görüp, tatlı işittikçe, i ye ele hayrete düşüyo: — SAĞOL GAZİ... sözleri yü- en kopup, yürekten doğuyor: "“Ğorum, adir memleketteki bak kevinin bütün şubeleri, yorulmak, dinlenmek, usanmak bilmez bir ça- mek Van sasen, yorulanlar, lışma içindedir. yese den değil. ii ler usananlar bizde dinl zel sanatlar, içtimağ yardım, |, tarih, edekiak. öycülük komiteleri oem K afafkyotla çelengini takmış- dır. : Özrü halkevinin, her halkevine nasip olmayan büyük ve geniş bina sında, salonunda, yüzlerce kıymet» Ti ciltlerle dolu kütüphanesinde cr. vel cıvıl kaynaşan, okuyan, ene le- nen bilgi dağıtan gençliği, başbuğ- larm ışıklı, parlak yolunda yn mekte devam edeceklerdir. ari büyük heyecanı, en büyü r elat ülküyü bu, yolda bula» i lar. ki sake sevgimize son olmadığı nı bilen Çorum. kaleyi, memleket gencliğinin bütünleşmesini ağrı la bahtiyardır. 5 mama lkerinin varlığıyla ö- vünüyoruz... geçtikçe göze lipte perçinleşmiş yolların #$ılı? Eğridir Pınar panayır! e VE ME gg İnanılmayacak de Zardır belediyenin Eğridir pınar EĞRİDİR, (Milliyet) 5 devirlerde yaşayanların yerli a Ba ve mahsülleri teşhir ve kel yracı temin için bağlarda > tı (Pınar panayırı) yeni ifndan her seme kurulamak mili Öylül 15 te bağa taşınan ES izi 4 hafta, hattâ havalar en ai luğu takdirde, beğ hata k pekmez ve er re Eve etraftan Krala pe *ftanın pazar günleri an bütün kış ihtiyaçlarını Min erlerler. Sağuk sular bas z eni$ Yeşil ağaçlarla çevrilen bu # recede ucuz bir pa- himmeti hekleniyor | panayırı meydan hakikaten çok caziptir. Bu | rada aranılan her $€Y bulunur ve u- - Tereyağını kilosu 30 - 35, GARİ. 25; domates 1 kuruştur. Yumurtanın 18 - 20 tanesi beş ku- ruş olduğu gibi her şey de bu nis- bette ucuzdur. İşittiğim bu ucuzl ğa inanmayarak bu pazara gittim, her şeyi yerinde tesbit ettim. Haki. katen panayır yeri ve ucuzluk iyi- dir. Yalnız belediye bu işlerle uğ. raşmalr, satıcıları karma karışık ya ziyetten kurtararak ve sahayı tak - sim ederek her cins satıcmın yerini göstermeli, yenilen meyvelerle ve dertlerine ortak bul- | temsil, spor, | emsalsiz bir | | Suyu bol şehir Su şehri nasıl bir yerdir? - Tarihi - Hal kı - Ziraati - Bugünkü vaziyeti SIVAS, (Milliyet) — Bu mektu- bumla da “Milliyet, karilerine su şehri kazasından bahsedeceğim, Su şehri eskiden Karahisara bağ- la idi. Karahisar vilâyetinin lâğvın- dan şonra Sıvasa bağlanan bir ka- za merkezidir. Su şehri: şarkan OKarahisar, garban Köylühisar şimalen Kel. kit çayı cenuben Zörâ ve Re fahiye kazalarile çevrilidir. Kısmı. azamı dağlık ve bir kısmı ovalık a- raziden ibaret bulunan kaza 1447 kilometre murabbaı bir sahayı ih- tiva etmektedir. Cenubu garbisinde ki “Köse,, dağı ve eteklerindeki yay lası hayvanların otlamasma elveriş- li ve suyu mebzüldür.Kızıldağda 'da hi yaylası mevcut olup suları daha tatlı ve havası lâtiftir. Kazanın 250 bin metre murabbaı mer'ası 350 bin dönüm ziraat edilmekte bulunan ara zisi muhtelif yerlerde Kelkit çayı- na karışan beş ırmağı ile garptan- şarka doğru 70 kilometre uzanarak bazı yerlerinde 2 den başlıyarak 8 | kilometreye kadar geniş ve tepecik. lerle çerçevelenmiş tatlı inhinalı bir ovası vardır. “Kızıldağ,, kösedağınm şimal e- teklerini kesen ova bu dağlarda çı- kan sularla bezenerek ufak tefek bataklıklar terkederse de mayıstan sonra kurur, Bu o sulardanelli ka. dar un değirmeni işletilmektedir. Kazada kış teşrinisani ortasından mayıs onuna kadar devam eder, Ak şamları çıkan garp rüzgârları kuv- vei muharrike vazifesini görebilir. se de bu sayede işletilen © bir âlet yoktur. Kömür, bakır, kurşun ma- denlerile daha gayri mekşuf ma. denler mevcuttur. İşledilememekte. dir. Toprağı volkanik olduğundan zelzele olduğu ve tahribat yaptığ zamanlar olur. 929 senesindeki zelzele hayli tahribat yapmış ise de Hilâliahmerin — nakdi ve bilfiil muavenetleri halkın © faaliyet ve gayretine inzimam ettiğinden zarar daha iyi bir şekilde telâfi edilmiş. tir, Bu senede. ekmegi olan köy yerleri, değiştirilmiştir. Kaza- nım köyü 70 kilometredir. Tarihi Su şehri kazası 1860 senesinde teşkil edilmiştir. Fatih zamanında Akkoyunlulardan Türkiyeye geç- miş bu kazada memba sularının mebzüliyeti ve beş çayın omemba ve mecrasının kaza dahilinde bulu- nuşu bu isimle anılmasına sebep olmuştur... Esaesn-isminden de an- laşılacağı vechile bu mânâ pek açık çıkmaktadır. Halk Su şehri halkı o çalışkan ve za- man mefhumunu anlayan insanlar- dır. Boş bir zaman — sarfetmezler. Çalışırlar... Giresona un, İstan- bula davar sarfiyatı durmuştur. Şimdi sığır Sıvas, ve Kayseriye da- var, buralarla Malatyaya sarfedil- mektedir. Sürücüler hayvanatı son- bahara kadar kazada otlatırlar, Sıvastan Erzuruma kadar uzana- şose Suşehrinden geçmektedir. Su şehri Karahisar, Koçhisar arasında dahi her nevi vesaitin işliyebilece- ği yol mevcuttur. Kaza ile köyler a- rasmdaki yollarda ihtiyacı temine kâfi bir şekildedir. £ Sıvas Erzin- can şosenin kazadan itibaren Sr. vas istikametinde tebdilat vukubul- muş, yol bu sebepten 20 kilometre uzamış ise de nakil vasıtaları ev- velki yolun ( fenalığından kurtul- muştur. Kaza çerçevesindeki şose kilometre olup (o her sene tamir edilen yerleri ve köprüleri vardır. Kazada altı tane ilkmektep var- dır. Nüfusa nisbeten maarif ihtiya- cini kat'iyen tatmin edememekte. dir.Ziraat te kara saban ve kağnra rabası ile yapılmaktadır. Meyve ve sebzelerin envaile kenevir, keten haşhaş, tütün ekilebilirsede bu da durmu;Jur. Su şehrinin kavun ve karpuzları puz mahsulü almır. Kuvvei inbati- ye hububatta sekiz, Bakliyatta bire otuz nisbetindedir. Ziraat istihsa- Ki senevi 150000 dönüm üzerinden yapılır. Mahsul kaza ihtiyacını te- mirgen başka komşu kaza ve vilâ- lâyetlere sarfedilmektedir. Ihracat Dp: yün, yumurta ve balmu- mundan ibarettir. . Tilki, tavşan: LERİN el karışmaktadır. En ziyade bunlar. dan tâvşan postu fazladır. Arıcılığa da eheinmiyet verilir, Altı bin kadar kovan bal yapmak: tadır. Bunlar da petek şeklinden ko yanlardan toplanır. On kiloluk pançarlar Merzifon ve havalisi Turhal fabrikası nınkuruluşundan çok memnundurlar ÇORUM , (Milliyet) — Birin- citeşrin güneşinin fersiz ışıkları, u- zak yamaçların buzlanmış tepele- rinde, damla damla erir, etrafın kızıllığı karanlıklara boyanırken, “Yakup köyü,,"derin ve hüzün dolu bir boşluk içerisinde (o bucalıyor? “Ne bir ses ve ne de bir nefes,, var. İnsan, bu sessi hareketsizlik içinde gayri ihtiyari, İstanbulda, gürültüyle yapılan mücadeleleri ha- tırlıyor. Vakit vakit, kağnılar gı- cırdamasa, kazlar, ördekler ciyak ciyak haykırışmasa, Yakup köyü, muhakkak ki, sessizlik rekorunu kı- racak bir belde olacaktır, Harman sonu Harman sonu, Yakupluları, kat kat sevinç içinde bırakmış. Bir ek- mişler, Allah vermiş; on almışlar. Almışlar ama, gel gör ki, dertleri de firaklı... Bazı açık gözler köylüleri aldatıyorlarmış. Beş (o para etmez mataları ile saf yaradılışlı insanları soyup, sovana çeviriyorlarmış. Balkanları karış karış bilen, A- rap çöllerinde ömrü geçmiş bir yar: — Cer hocaları, kalktı ama - de- di yerlerini — boş bırakmadılar? Köy gezen, sözüm yabana, alı- —————— insanlar arasma karışan hayvanlar. la pazar yerinin pislenmesine mâ- ni olmalı. Vesaiti nakliyenin ücre- tini tespit ederek halkı otomobilci- lere soydurmaktan ve hacmi istia- bilerinden fazla müşteri alarak hal ka işkence yaptırmaktan kurtarma lıdır. Bunlar temin edilirse pazarın daha fazla rağbet göreceği şüphe- sizdir. Oradaki satıcılardan sergi parasını muntazaman tahsil eden belediyeden bunları istemek hakkı mızdır. cılar, ölçek ölçek arpaları, buğday- ları bi rkilo gafa, tuza alıyorlan,, Yakup köyünün mektebi Köyün güzel bir mektebi de var. 60 köy yavrusunu bilgili insan ola. rak yetiştiren bu, mektep köylüle- rin okumaya verdikleri istekle ya- pılmıştır. Kimi toprağını taşımış, kimi taşını getirmiş, kimi ağacını bulmuş, Yakupluların yüzlerini a- gartan bir GAZİ mektebi ve GAZİ çocukları türetmiştir. Soku taşı âlemleri Yakuplular, anbarlarma bol bol indirdikleri buğdayları değeri fi- atile satamayınca - sakla samanı, gelir zamanı kavlince - şimdi bul. gur kaynatmaya ve döğmeye baş- lamışlar. Kaynatılan buğdaya “he- dik,, diyorlar, Hedikler güneşte ku- rutulduktan sonra SOKU taşında dövülerek bulgur oluyor, , Şoku başı, görülmeğe değer ori- jinal bir manzaradır. Bulgur dövü, lürken, genç kızve delikanlılar soku taşının etrafını çeviriyorlar, Bulgur dibekleri pat, küüt inerken biribirlerine karşılıklı, cinaslı sev. dalı mâniler söylüyorlar. Bu minta. kanın şehirli hanımları erkekler. den bucak bucak kaçarken, köylür kadınlarının asriliğine hayret et- memek miimkün olmıyor. Bol bol donlu, renk renk yamalı, kara göz- e köyü yeniye hürri- yel ğe isyan ileri görüşlü Geliri yaz ze ,, Şeker pancarı Merzifonun bütün köyleri şeker pancarı ekmiş. Buna “kocabaş, di. yorlar. Nazara uğramasın, herbire. ri 58,10 kilo geliyormuş. Gü vü, işi, a, iki dönüm kilo pancar met tarlasından binlerce İ meşhurdur. Çok tatlı ve verimli kar” Güze Bir haftalık dahili 5 Hakkı telif saray'dan Macit Ali Bey kazanmıştı rica ederiz. Fransa mühim bir Fransa; son günlerde üstüste dost ve evlât acısı gördü. Kendi toprağında çok takdir edilen bir Kral kanı aktı, İki meşhur ricali ve Fransanm en kıy- | metli ve Biribirinden ikiyer yaşla fark- lı ihtiyar çocukları o Hariciye nazırı | Mösyö © (Barthou) yu bu hailede ve Mösyö Puankareyi bunu müteskip kay- betti, Fransanın iki parlak yıldızı ve Fransa mateme büründü. Felüket ve saadet hep böyledir. Gelince biri. birini velyeder. Ölen Mösyö Puan - kare © (Turen) li Burjuva, bira: | ileye o mensup ve Paris hukuk fa | kültesinden mezun idi, İlmile; zekâsi: | İ leve çalışkanlığile şöhret bulmuş, yük | sek kültür sahibi, edip ve hatip ve ni- hayet meşhur bir siyasi olarak dünya: ca tanınmış eski Fransız cumhurreisi | idi. Bidayette mesleği avukatlık olarak | müteveffa Mösyö (Reymon Puankaro) 1536 da politika hayatına atılmış; ter- biye ve içtimaiyata dair bir çok eter- ler vücude © getirmiş ve mühim siyasi işlerle muvazzaf olmuştu. Harbi umu- İ miden evvel (o (Fransa - İngiltere) ve | (Fransa - Rusya) hükümetlerince iti- lâf ve dostluk tesisinde parlak hizmet. | leri geçmiştir. Senelerce yüksek memu- riyetler işgal ederek kademe kademe mebusluk, nazırlık, âyan azalığı ve başı vekil ve Cumhürreisi makamlarını ih- raz etmiştir. 1860 ta doğmuş, 1934 te ölmüştür. Kudreti ilmiyesine nişane olarak a- M. POİNCARE M. Barthou'nun © bıraktığı boş luğu henüz doldurmamışken, Fran- sabık o cumhuyreislerinden, M. *yi de kaybetti. o Siyasi ün arka arkaya uğradığı bu te Fransa için değil, bütün bir dünya için çok mühimdir. M. Poincare vatanının kuvvetlenme- sini ve rc/ah içinde yaşamasını temin İ- çin büyük bir feragâtle uğraşmış, ordu- yu çok mükemmel, adeta sarsılmaz bir hale sokmuş, bununla beraber dünya sul- hunün bozulmaması için de azami gay. retini sarfetmişti. Hukuk tahsilini bi- tördikten sonra avukat olan ve siyaset hayatma atılarak genç yaşımda mebus intihap edilen Poincarâ, 1906 da Sarri- en kabinesinde maliye nazırlığı yaptık- tan sonra 1912 de kabineyi teşkile me- mur edilmiş ve başvekillik mevkiinde bir çok muvaffakıyetler kazanmıştır. Da- hildeki bir takım anlaşamamazlıkları hal ilettikten sonfa, | Almanya ile çök nazik bir hale giren siyasi gerginliği izale et- ti. Fas sultanın ikna ederek burasını söndü almış, Memiş dayı, keşke, yirmi dö- nüm ekseydim diye sızlanıyor. Ali onbaşı, beşer beşer liraları keseye indirmiş keyifli keyifli çubuk tüttü- rüyor. Döndü hatunun sanduğunda 175 kuruş bile bulunmazken, 175 lirayı bir arada görünce aklı, fikri bütün bütün dönmüş... Muhakkak olan bir şey varsa, o da, Turhal Şeker fabrikası, To- kat, Amasya, Çorum vilâyeti ve ha- valisi halkına © geniş ve engin bir yükteliş yolu açmıştır. Bunun şük- ran dolu, Gaziye sevgi dolu izleri- ne rastlamak, her lâhza tekrarlan- dığını görmek, insana büyük bir haz, gurur, övünme veriyor. Cevdet YAKUP Sıvasta talebo tehacümü SIVAS, (Milliyet) — Şehrimiz ilkmekteplerinin kadroları vekâlet ten tasdik edilerek bütün mekteple- re tebliğ edilmiştir. Bu yıl Sivas o maarifinde fazla bir kaynaş göze çarpıyor. Lise, orta ve harici en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: 5 lira | İkinci gelen makalenin sahibine: I yözı rmüsabakarnnız vakayii takip ediniz lira verilecektir. Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. 75 ve asgari 30 Bu yazılar cuma günü akşamına kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. Geçen müsabakayı kazananlar Güzel yazı müsabakasında birinciliği (Fransa mühim bir yet kaybetti) serlevhalı yazı ile Kabataş Lisesi talebesinden Saim Bey, ikinciliği (Poincar&'nin ölümü) serlevhalı yazı ile Galata « şahsi - Rıdvan ır. Kendilerinin hüviyet varakala - rile birlikte idarehanemize müracaat ederek mükâfatlarını almalarını şahsiyet kaybetti kademi âzalığ Fransanın dahili ve harici derece derin bir emniyet telkin gibi Avrupanın da itimat ve te- veccühünü kazanmıştı, Fransaya mı cepheden ettiği hizmetler de kabili kâr değildir. Fransız frangının yuvar- landığı bir sırada Başvekâlete getirile rek Fransayı panikten kurtarmış ve Fransa maliyesinin bugün dahi takip ettiği o kuvvetli | istikamet bep o â- lim ve vatanperver büyük adamın eseri bulunmuştur. Beş defa başvekillik et- miştir. Fransa devlet adamlarının en kıymetlisi ve istikbalin ihtiyat adamı olarak el üstünde tutulan Mösyö Puan- kare siyasi hayattan çekildikten son- ra memleketine gazete, risaleler neşri» le kitaplar ve eserler yazmakla ve mü- tuklar söylemekle hizmetine devam et- miştir. Fransayı teselli eden nokta; kaybettiği kıymetli evlâtlarınn her bi- rinin ölmez eserler bırakmasıdır. Ve bugünkü ve yarınki nesle güzel misal İ olacak hamiyyet nümuneleri ve gay- ret örnekleri kalmasıdır. Son günlerde kuvvetten düşmüş, köşeye çekilmişti. Hatıratını yazmakta iken ( ilmamına muvaffak olmadan (ölüm) ün pençesi- ne düşmüştür. İşte Fransanın kaybetti ği (Puankare) bu büyük Fransız idi. Fındıklı dereiçi Alipaşa apartıman $ numara Kabataş lisesi talebesinden Rıdvan Saim. 'NİN ÖLÜMÜ Fransız mandası altına aldı. 1913'te cum hurreisliğine büyük bir ekseriyetle inti- hap edildi; büyük harbin bir emrivaki baline girdi görünce İngiltere ile ittifakı temin etti. Bu büyük ve mühim bir muvaffakıyetti; çünkü, Gayrikabili inkâr bir varlık haline © giren İngiltere donanmasının müzaheretini temin etmek le harp mukadderatında büyük bir şans - ları olacaktı. 1920 de cumhurreisliği müddetini dol- durmuş olarak yerini Paul Des-henni'e bıraktı. İki sene sonra Briand kabinesi istifa edince telerar Kav, mekle vatanını ne kadar sevdiğini rakip- lerine olduğu kadar bütün dünyaya da isbat etti, ve 1924 de pek vahim metice- ler tevlit edebilecek (olan frangın düş- mesine, sari görüş ve karar verişleri ile müni oldu, istikrar temin etti. Bugün yetmiş dört yaşında olarak öl- müş bulunan Raymond Poincarö, vazi- fesini tam manasile başarmış bir insan. dir. Galatasaray 12 inci sınıf Macit ALI Hafikte öz Türkçe adlar HAFİK, (Milliyet) — Dil sava- şında ileri bir o kalkınma yapıyor. Kaymakam Celâl bey bütün daire- lere ve nahiyelere gönderdiği bir tamimde yazılacak ve gönderilecek yazıların öz türkçe & kaynağından seçilmesini ve adların öz türkçeye çevrilmesini bildirmişti Celâl bey ilk olarak ismini Coş- kun, Malmüdürü Hulki Bey Ya- ran, doktor Zakir bey Yalçın diye değiştirmişler ve bu o husustada mahkemeye müracaat etmişlerdir. Sıvasta pançar SIVAS, (Milliyet) — Turhal Şe- ker fabrikası için bu yıl Sivas ve havalisine ekilen pancarlar toplan mağa başlamıştır. Hergün trenle, vegon, vagon Turhala sevkedilmek- tedir. Köylünün buğdaydan başka ikinci bir & dayanacağı olan şekör pancarma gelecek yıllar daha faz- la ehemmiyet verileceği dir. Esasen Sıvasın Harbi umumi yıllarından beri “kocabaş,, diye tar. mektep, o ilkmekteplere hiç bir yıl görülmeyen talebe akını vardır. Bu fazlalık karşısında mekteplerde şubeler açılmış ve mektepsiz talebe bı ya çalışılmaktadır. a & tek ei İalarında ekip kışın yedikleri pancardan başka bir şey değildir. Tarlı pancar ziraatine çok elverişli olduğunu — gösterecektir. , Köylümüz pancar ziraatinden çok memnun görünüyorlar.