(öz dilimizle | İki ölüm karşısında Bir büyültüncü avadanlık (1) al- | tında göze görünmez nice bin ya- | ratılganın nasıl yaşadıklarına va- | rıncaya kadar bilip öğrenen insan- lar, ne yazık ki başlarına geleceği kestiremiyorlar. Uzağa gitmiyelim £ de şu Marsilya baskınını ele alalım. Gazeteler, kralın £ Marsilyaya ilk ayak bastığı dakikayı şöyle canlân- dırmışlardı: Kral Aleksandr. ihti- yar Barthou ile el sıkışıyor. İkisi de öyle sevinçli ki; sanırsınız bir düğüne gidiyorlar. Uç beş dakika sonra, başlarına ne geleceğini bil- seler; bu kadar şen görünürler mi idi? İşte arabaya biniyorlar. Yolla- rı dolduran insan selleri, gürül gü- rül akarak. bütün göğüslerden : — Yasasın Kral... sesleri yükse- liyor. Bütün Marsilya, irili ufaklı kralı alkışlamak için onun yoluna dökül- müsşler, Bu dakikada, ne kral, ne Bar- thou, istiflerini bozmuyorlar. Kral, eli şapkasında, sağı solu esenliyor | (2) İşte bu arada, nereden, nasıl çıktığı anlaşılmayan birisi, sıraları yararak otomobilin çamurluğuna fırlayor: Dan, dan, dan!... Artık, | ne konuk kral var, ne de onu karşı. | lamağa gelen M. Barthou... Biliğ (3) istediği kadar ilerlesin, insanlar, göklerde, yeraltlarında, | deniz diplerinde dolaşsınlar, neye yarar ki, başlarına ne geleceğini bir | tek öğrenen (çıkmadı. Bu gidişle çıkmayacak ta... Salının uğursuzluğa iandığı için | sözde kralın içinde bir sıkıntı var- muş. Barthou, yakında biri tarafın- dan öldürüleceğini söylemiş ü Ben bunlara inanmıyorum. Çü kü can tatlıdır. Bilseler, — hiç biri yerinden kımıldanmazdı. M. SALÂHADDİN (1) Büyültücü avadanlık — mikroskop (2) Esenlemek — selâmlamak (3) Bil fen. Bugünkü program ISTANBUL 18901 Frame deri 686 Khz. BELGRAT, 437 m. 20, Plak, 20,10: Rahleler. 2020: Chopinin vanrlerindan parçalar. 21; MA lar.) 20,40: Aktüalite, haberler. 21,10: Neşeli Milliyet'in Edebi Romanı: 9 Öz Türkçe ile Bilmece Öz türkçe kelimelerle tertip et- tiğimiz bilmecemizin bugün ikin - ci günüdür. Şeklimizdeki boş ha - neler osmanlıca karşılıklarını bil « dirdiğimiz kelimelerin öz türkçe | mukabillerile doldurulacaktır. Ke- Timelerimiz tarama - dergisinin 9, 10, 11, 12 numaralı fasiküllerin - den seçilmiştir. Hâl puslaları ke - silerek idarehanemize gönderildiği takdirde çekilecek kura neticesin- de kazananlara gazetemiz tarafın- dan hediyeler verilecektir. Cevap- lar yarın öğleye kadr gönderilmiş bulunmalıdır. Öğleden sonra eli - olanlar kuraya ithal edilmiyeceklerdir. Hâl varakaları “Milliyet, bilmece memurluğuna,, gönderilmelidir. 12345678 91011 mize vâsıl Soldan sağa 1 — Muamma (7) Ulvi (3) 2 — Kasabım sattığı (2) ilâç (3) 3 — Eklet (2), Ariz (3) 4 — Akraba (3), nezaket (3* 5 — Firaz (4) Menfur (6) 6 — Siyah (4) Bir adet 7 — İşret (4) 8 — Kasap (4) 9 — Büyük (3) Nota (2) 10 — Nota (2) Bir meyva (4) Arı - nin yaptığı (3) 11 — Gıda (2) İnce değil (5) Yukardan aşağı 1 — Taze değil (5) Allah (8) 2 — Yama (3) Cesur (2) 3 — Mağara (4) 4 — Bir nevi taş (6) Lâtife (4) 8 — Lahim (2) İmza (4) 6 — Kin (5) 7 — Birader, hemşire (3) Sefir (2) Rabıta (2) 8 — Bir spor ıstılahı (3) 9 — Ahbap (2) dahil (2) ağyar (2) 10 — Rabıt edatı (2) Bir adet (3) 11 — Nazik (5). Ünvan (4) İş ve İşçi Milliyet bu sütunda iş ve işsi isti yenlere tavassut ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla İş büro - muza müracaat etmelidirler. İş arayanlar Tahsilim yüksektir. İngilizce, fran sızca, arapça bilir, rım, Öğleden sonra vaya gece işlerini ehven şeraitle kabul ederim. Adres: Milliyet A. H. orkestrası. son haberler LÜKSEMBURG, 1304 m Lüksemburg akşam 2035: A 40: Taganni. 21: Mabarler. si, 72,15: Virtğoz kemani nin iştirakile gala Senfonik © konser, 33,10 Aktüalite, 23,50 Haberler, 2050 Espe- yanto dilile müsahabe, 23.30 Haberler, 24 Ha Kb. BRESLAU 316 m ve daktilo yaza - | l MİLLİYET ÇARŞAMBA 17 TEŞRİNİEVVEL POLİSTE İki hırsız Yakalandı Bohçadaki mücevherler ve nişanlar sahibine verildi | Polis İkinci şube İkinci kısım sivil memurlardan üçüncü komiser Hulüsi Beyle Saim Bey Gdeikpaşadan geçmek- te iken meşhur sabıkalılardan ve harsız- lardan Antranik nammdaki şahsın elin- de bir bohça alduğu halde gitti i müşler ve Amtraniği çevirerek bohçada- ki eşyayı muayene edeceklerini söyle - nın içinide bir çok İerymetli mücevherat ve nişanlar görmüşlerdir. Tahkikat neti- cesinde bunların Fincancılarda çizmeci Koridis Efendinin evinden çaldığı anla - şılmıştır. Antra maruf Mihran is yakalanmıştır. Koridis Efendinin eşyala- sının alındığından haberi yoktu. Kahvede ölüm Beyoğlunda Hamalbaşı Yeniyol cad- sinde 93 numaralı apartmanda oturan ve 55 yaşlarında bulunan İspiro Kal - yoncukullukta Anastaş Efendinin kah - vesinde otururken üzerine fenalık gel- miş ve düşerek kalp sektesinden ölmüş - tür, Sandalya kırılınca Yanık Adliye binası önünde sandal - yada oturmakta olan Süleyman efendi isminde biri, sandalyanın kırılmasile ye- re düşmüş ve ağırca © yaralandığından hastahaneye kaldarılmıştır. Tramvaydan “atlarken Galip isminde bir çocuk Sultanah » mette tramvaydan atlarken müvazene « sini kaybetmiş ve düşerek ayağından yaralanmıştır. Çarpan otomobil Şöför Hızırın idaresindeki otomobil, Vali konağı önünden geçerken Kerime Hanım isminde bir kadına çarparak a- ğmca yaralamıştır. Kerime Hanım hasta- haneye kaldırılmış, şöför hakkında taki- | bat başlamıştır. Bir arabacı arabasının altında kaldı Arabacı Ahmet isminde birinin ara « bası ani olarak hayvanlar tarafından çe kilmiş ve kendisi altımda kalarak muh- telif yerlerinden yaralanmıştır. Alimet bastahaneye kaldırılmıştır. Dere kenarında koyunlarını yıkarken Çanta köyünde çobe Veysel oğlu Selim, dere kenarında ko- yunlarını yıkarken dereye düşmüş ve ğulmuştur. Yıldırımdan öldü Silivrinin Yapağca köyünden Nurettin oğlu Selime, Kuledere yanında yıldı rm dokunmuş, Pier Maliye Vekirinin tetkikleri Maliye vekili Fuat Bey, dün Istanbul rmliyesine gelerek mural Silivrinin ve mü - | dürlerle görüşmüştür. Fuat Bey vergi işleri ve noksanları hakında alâkadar- | lardan izahat almıştır. İcap eden işler hakmda tanzim edil- miş raporlar Ankarada maliyece tetkik bürosuna gönderilecekti Paris sefirimiz yarın gidiyor Paris sefirimiz Suat Bey yarmki eks- presle şebrimizden Parise hareket ede cektir. Fransız sefiri M. Kammerer dün Su- at beyle refikası hanım şerefine hususi bir öğle yemeği vermiştir , mişlerdir. Muayene neticesinde bohça - | kıntı yoktur. 1934 BELEDİYEDE | Memurlara | Yeni zamlar | Müdür ve memurlardan bazısına zam yapıldı Belediyede yeniden maaşlarına zam yapılan 15 kadar müdür ve memura ait tahsisat emri dün belediyeye gelmiştir. Tahsisat kül halinde olduğundan, bele - | diye taksim edecek ve bordro halinde, tazdik edilmek üzere Vekâlete göndere- | cektir, | Müstahdemin şubesi müdürü terfi eitiridil Belediye müstahdemin şubesi müdü- rü Muhsin Zey (55) lira asli maaş terfinn, yeni ihdas edilen Emlâk şubesi müdürlüğüne tayin edil Kapalı | çarşıda Mezat idaresi mücevherat şubesi memuru Baha Bey de terfian İktısat mü- | dürlüğü baş murakıplığma tayin edil - miştir, Belediyeden para alanlar Fakrı hallerinden bahsederek bir çok | kimseler belodiyeye müracaat ederek, içtimai muavenet faslından para almak. | tadırlar. Belediye kaymakamlara bir ta - mim göndererek, bütçede, bu fazla tahsisat olmadığını, binsenaleyh para verilirken, hakikaten ehillerinin a- ranılıp bulunmasını bildirmiştir. hususta Babıalinin tami Alayköşkü karşısında meşhur tari- hi kapınm tamirine başlanmıştır. Hel- | m Bâbrüli kapısı dediği bu eser gü | — 1 bir şekilde tamir edilecek ve hali | le muhafaza edilecektir. Resmi- miz bu tarihi kapıyı gösteriyo: Türk Kodeksi komisyonu Beş senede bir toplanmakta olan ve 1935 senesinde Türk Kodeksi kanununa göre toplacak olan ko- misyonun işlerini kolaylaştırmak üzere ihzari bir komisyon teşkili Sıhhiye Vekâletinden alâkadarla- ra bildirilmiştir. Bu tebliğ üzerir Sıhhiye Vekâleti Sıhhat Müfetti İsmail Hakkı, Müderris ve kimya- ger Mustafa Nevzat, Beşir Kemal | eczanesi sahiplerinden Cevat, Kü- çükpazar eczanesi sahibi Hacı Hü- seyin Hüsnü Beylerden mürekkep | bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu komisyon ilk içtimamı Vilâyet Sıh- | hiye Müdi.iyetinde yapmıştır. | Denizlide zelzele DENİZLİ, 16 (A. A.) - saat 10.30 da doğudan batıya d ru zorlu bir zelzele olmuştur. Yı- İZMİR ÇOCUĞU Yazan: Nezihe MUHİDDİN Bı, aydınlık yarının ilim müessese- lerinin mütehassısları olarak ye- tijtirmek Tü mun en ve- karlı bir gayesi olsun... Kuracağı- mız fi m temellerini alnı. muzin terlerile yoğuralım... O za- man Tüikün kuracağı sulhün ya- İtrığı bütün dünyanın gözlerini kamaştırsın...,, Bu inanlı Türk kızının ısı söz- leri ayırtsız bütün dinleyicileri coş- turmuştu, Feriha zaten çok sevdiği hocasına büsbütün ısınmış, çırpı- nan yüreği onun candan sözlerile rahatlamıştı. Genç kız birdenbire | imana gelen bir payyene benzi - yordu. Artık karar vermişti. Mek- tebi bırakacaktı bu sefer annesi bulmak için acele etti. Mütat çıkma gününden evvel izin alarak evine gitti. Furüzan hanım bu sefer çok meşguldü. Yaver Sami beyle artık serin gölgelerde şairane (o başbaşa sohbetler yerine salonda gizli fa- kat sözde ciddi müzakereler yapı- yorlardı. Bazan bu toplanışlara ya- bancı ülkelerin zabitleri de iştirak ediyorlardı. Hattâ içlerindebir tanesine karşı Füruzan hanım fazla iltifat göstermekte idi. Sami bey zaman sadrazamının yaveri olmuş- tu. Pek ehemmiyetli görünen meşgu- liyeti arasında Füruzan hanım kr zının mutat günden evvel gel, nin farkında bile (olmamıştı. Hiç ısınamadığı bu ana evinden biran evvel kurtulmak isteyen Feriha bir fırsat bularak annesile görüşmeğe muvaffak olmuştu: — Anne gene mektebi değiştiri. yorum ben! Füruzan Hanım zihnini doldu - ran hususi düşüncelerinden sıyrıl. mağa çalışarak sormuştu: — Nasıl? Mektebini mi değişti- riyorsun? Yoksa şimdi de italyan. ca mi öğrenmeğe heves ediyorsun? Feriha ciddiyetle: Ze Hayır, dedi, türkçe öğrenmek istiyorum ! Füruzan Hanim açık bir istihz. ile: — Türkçe mi?! - diye tekrarl. dı « Garip! Paradoksal bir arzu Yoksa yanlış mı işittim?.. Feriha ayni sükünetle cevap ve- riyordu: — Hayır, çok doğru işittiniz... Türkçe öğrenmek istiyorum. Füruzan Hanım: — Sen hakikaten garip ve eksant rik bir kızsm Feriha! Arzularıma kontradiksiyon yapmak için söyle- miyorum... Fakat bu Feriha derin derin düşünüyordu: — Bilmiyorum anne, buarzu şimdiye kadar içimde hiç ses ver - meyen bir yerden geli Füruzan Hanım hâlâ sarsıla sar- sıla gülüyordu: — Haydi, hatırın için peki! diye yim. Fakat türkçeyi nereden öğre neceksin? Sana şimdi yeşil sarıklı bir hoca efendi mi bulayım? — Yeşil sarıklı hoca öfendiler artık ders vermiyorlar, camilerde vâzediyorlar anne... Ben bir Türk mektebine gideceğim. Füruzan Hanım ayaklarını biri- biri üzerine atarak azametle: rüya görüyorsun galiba | Feriha!. ... Burada gidilecek Türk mektebi var mı? — Var anne... Hem de yalnız erkek değil, Dam dö Siyon ve Ko- lejdeki gibi kadın muallimleri de var, Hem öyle nazik, öyle terbiyeli öyle tana yakm hanımlar ki.... —Hiç inanamıyorum. . . nız... Ben gözlerimle gör düm ve onlarla konuştum. Müsaade ederseniz yarın Erenköy Kız Sulta- nisine yazılıyorum. Füruzan Hanım o zamana kadar Feriha ile asla meşğul olmadığı için bu arzusuna da omuzlarını silkip, başını sallamakla iktifa etmişti. ... Dam dö Siyonun cilt cilt ezber dersleri, Kolejin asri okutma usül. lerile dolu olan Ferihanın kafasın- dal? karanlık tabakalar birer birer kalkıyordu. Filhakika Feriha Fran- di ini biliyordu. U- mumi coğrafyayı öğrenmişti. Riya- ziyesi oldukça kuvvetli idi. Fakat genç kız benliğini (o tanımıyordu. Dam dö Siyonda sıkı bir dini terbi ye alırken yüzünü bile unutmuştu. Kolejdeki odasında aynalarda gü- zel olduğunu görmüştü. Erenköy | du Salih | hüdiseleri Lisesinde benliğini tanrmağa baş- lamıştı. Feriha hapishaneden yeni çıkmış bir mahküma benziyordu. Beyninde ve ruhunda perde perde Bulgaristandan Muhacir akını 48 hanede 221 nüfus mu- hacir daha geldi EDİRNE, (Mi 13 üncü günleri Bu ma kazasına mer Amaç, Kayalar, Doruklu Razgrat kazasına bağlı Ütükler, cak Taşçı, Hasanterzi köyünden ve O manpazarı kasabasmın Keçiler, köyün - den 4B hane 221 nüfus Türk muha- ciri Edirnenin Karaağaç © mahallesine gelmiş ve yerleştirilmişlerdir. Talisiz soydaşlarımız 14 gün yol - larda kaldıktan sonra Silvingrattan ge- çerek hududumuza altica etmişler ve bu müddet © zarfında son santimlerine varmcaya kadar soyulmuşlardır. Gerek yollarda ve gerek muhtelif bahanelerle Sivlingrat | istasyonunda maruz kaldıkları hazin vaziyetleri iza- ha lüzum görmiyerek hikâye ettikle - ri beş on vakayı birer madde halinde tesbit ediyorum 1 — Mal ve mülklerini yok pahası - na satan bu muhacirler “pasaportlarını ancak üç ay zarfında alabilmişlerdir. 2 — Birinciteşrin aymın 4 üncü gi nü Eskicumanın Sıratça köyünde Bul- garlar 10 Türk evini basmışlar ve bir kadını kırlara kaldırmışlardır. 3 ene ayni köyde iki Türkün üzerine gaz dökerek yakmak istemişler. dir. Bu köyün ahalisinden 40 kişi elye- vm Eskicuma hapishanesinde mevkuf- ter. 4 — Utükler köyünden 60 yâşında bir ihtiyar mevlüt münasebetile cami - den çıkarken Bulgarlar tarafından ya kalanıp dövülmüş ve şikâyet için Eski cuma, hükümet konağına vaki müracaa- ti nazarı itibara alınmayarak bir kere daha dövülmüştür. $ — Gene Eskicuma kazasına mer- but Amaç köyü ahalisinden Mehmet oğ- pasaportunu alm Ti“ e hicret etmek teşebbüsüne geçer Eeç - imez Bulgarlar tarafından dövülmüş ve derilere iz, beş maddede birleştirilen feci hiç bir şey ilâvesine lüzum görmüyoruz. Zulum ve itisala uğrayan Bulgar ekalliyetleri hakkında vaki gü - rültülerile ci ârı © umumiyesini kendi mağduriyetlerine doğru çevirmek isteyen dost ve komşu Bulgarlar asla tekzip edemiyecekleri bu feci hakikat - lere ne derler? | Küçük baberler | 9 Veremle mücadele cemiyeti heye- ti idaresi dün reis doktor Ali Paşanım ri- yaseti altında toplanmış ve bazı karar. lar vermiştir. * Vilâyet sıhhat müdürlüğü mübayaa komisyonu dün müdür Ali Rıza Beyin reisliğinde toplanmış, hastahanelere alı- nacak ilâç ve saire malzeme mübayaası ile meşgul olmuştur. * Çanakkalede ve cıvar mıntakalarda teftişlerde bulunan Sıhhat vekâleti mi fettişlerinden İsmail Halkı Bey şebrimi- ze gelmiştir. * Deniz ticaret müdürü Müfit Nec - eti reisi Hayri Beyler İk- tisat vekâletinden yapılan davet üzerine FEEŞEE ak hale ger | HAYAT BİZİMDİR Fransızca sözlü süper fil © “ Saray ,, sinemasında (Eski Glorya) Raşit Rıza tiyatro! Bu alişam 20,30 da e Kendisinin Gölgesi” 3 Era Nakleden Yu: TEPEBAŞI ŞEHİF T#YATROSUNDA Akşam saat 20 de CÜRÜM VE CEZA 20 Tablo Yazan F.M. Do: toyevsky. Tercüm eden Reşat Nuri. e. Mİ Eski Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20'de YARASA OPERET 3 perde, Besteliyen Yohann $İ Tertüme eden: Ekrem Raşit. Gelen evrak süskalar 10 kuruştur — Geneli ii ve Otomobil Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanmda Kâin UNYON SİGOR TASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : açılan aydınlıkta Li rak kendine geliyordu. Şimdi da- marlarında akan kanın hangi kay- naktan hararet aldığını anlamağa başlamıştı. Bu, hayata ilk bağlanış- tr. Ona, bu saadeti duyuran Eren- köy Lisesi, Feriha'nın ilk vatan bu cağı olmuştu. Elâ gözlerinde derinleşen sebep- gölgesi yeripi, ışıklı bir neşeye vermişti, Ona Türk olduğu için burada Kolejdeki gibi dudak bükülmüyordu. Ona, burada şimdi- ye kadar aralarma gelmekte gecik- tiği için sitem eden candan arka - daşları vardı... Bu alâka genç kızım kırılmış izzeti nefsini tamir ederek ona sevimli bir şahsiyet veriyordu. Burada Türkün mert ve necip kah. ramanlarını Amerikalı hatibe gibi kana susamış diye tavsif ederek yü reğini kırmıyorlardı. Burada ruhla- ra mertlik, insanlık, cesaret ve fe- dakârlik aşkı aşılanıyordu... Bura da İngiliz zabitlerine verilen ziy fetlerden değil, İstanbulu saran i- tilâf felâketine ağlanıyordu. Burada Vilson prensiplerinden değil, Mustafa Kemal Paşanın ted- birlerinden bahsediliyordu. Feriha da öbür arkadaşları gibi biliyordu ki burası şimdi korkunç bir buhran geçiren bir Türk diyarıdır. Bu Türk 4.4888, 6649 yurdu kendisinin de yurdudüf yıkılmak istenilen bu güzel bütün "Ilirk ellerinin desteği dır.. Feriha da elini uzatmak yordu. Bir çok fena tesirleri tında kalmış olan bu küçük v£ rin elde acaba bütün genç” vi larının kudreti var mıydı? Fi Ferihanım rahunu örten karaf bakalar altında nuru söndü miş küçük bir ziya menbar Orası büyük dedesi Seyit Der İSE een konisi esi o rzalmıştı « Genç kız artık yali rabından kurtulmuştu; Fakat Vi gınlıktan büsbütün kurtul Bu sıcak muhitte kalbi vam nasızlık hasreti derinleşiyord”” > defa evine giderken ruhund# kunluklar vardı. Köşkten içeri girince h rette bırakan bir ver sma koşarak tuvaletini yap adi meşgul olan annesini kucaklsfiii kaç defalar âdeta hırpalari e kayıtsız kadin: öptü. Füruzs” rai nım şaşırmıştı. Garip bir me' n le çekilerek hayretle kızımı İŞ, i Bayram mı geldi Ferih#* iye sordu - z (Bitmedi).