Biz rtistin her gün al Şibi şerait içinde .Iştığını anlatıyor e ekseriya stüdyoda nasıl çalış İKE sa hay le mik pera me - alsınlar. rum. fakat bu film sanatkâr- (ih çok mühim bir şahsiyettir. hepimiz onun sayesinde halka Şörünürüz. Adrian Hollyvood'un Müyü terzisidi > sah "yl Ve senaryonun o müellifinin de Yür eyi Olmalıdır. Yoksa Adrian tek - meg Biseleri tamzim etmeğe düzelt - diy, Pecburdur. Bu mesele halledil - Sine sonra bütün artistler, ve vazu * toplanırlar. Senaryoyu tetkik tip izükere ederler. Değişmesi icap Öne darsa, değiştirirler. İlâve e- ZE yer varsa onu ilâve ederiz. Ve *olj ,* 9 Zamana kadar oynacağım “ön Bere öğrenmiş olurum. Bundan Adria, Artık bir hafta muntazaman Tm 9 gitmeğe mecburum. Orada *dip, © Kullanacağım elbiseler prova a, Ve dikilir. Hepsi bittikten son - sahnenin tekrar bunları gö - tü, Eöğenmesi lâzımdır. Ayrıca iki ha de reklâm için alınan fotoğrafla Bağı, “ermek > mecburiyetindeyim.. e, resim alırlar, soldan resim a- bet? Biydirirler, huşatırlar resim a- 3 *Psine eyoallah demek lâzım- tap 'ötün bu işler bittikten sonra sı- Meşe gelmiştir. Film çevrildiği za- iy, Ber sabah saat yedide uyanma Mecburum, Hafif bir kahvaltı al - Mi snra Stüdio'ya giderim. Ye - kadar saçımın tuvaletini ve yüzümün boyanması bitmiş olmakıdır. Sonra elbiselerimi giyerim ve bir fin- can kahve içerim... Saat dokuzu çal- dı me, film çevirmeğe müheyya bir vaziyette olmam lâzımdır. Dokuzda gündüzün filme çekilecek parçaların provan başlar. Sonra bu provayı ikinci defa olarak vazu sah- nenin önünde tekrar ederiz. Ve niha- yet bir öçüncü defa daha oynarız. Ar. tık oyunlarımız filme çekilmeğe baş- lamıştır. Fakat bu kâfi mi? İlk filmler daima muvaffak olsa ne iyi olur. Halbuki ekseriya kasur « lar vardır, Yahut rejisör mütemadiyen kusur bulur. Bunun için oynadığımız parçaları bir daha bir daha tekrar e- deriz, Tâ ki rejisör bey memnun ol - sun, Biz han ter içinde çalışırken öğle olmuştur, Saat on ikide bir saat fasıla veririz, Bu zaman zarfında bir kâse et suyu veya bir fincan çay içerim. faz la birşey yemem, çünkü aç karnına galışmak daha ziyade hoşuma gider. Haftada iki üç defa gene bu za « man zarfında gazetecilere mülâkat vermek mecburiyetindeyim. Ayrıca tx valetimi tanzim etmek yüzümün boya larını düzeltmek için de zaman bul - mam lâzemder, * Saat birde tekrar işe başlarız. Ve bu saat & ya kadar devami eder. İş bu nunla bitmiş değildir. Saat altı ile altı buçuk arasında birgün evvel çekilen parçaları perdede seyrederim. Sonra gider temizlenirim.. Bunan için de yirmi dakika kadar zaman lâzımdır. Eve dönünce ilk işim sıcak bir ban yo almaktır. Akşam yemeğini cilem » le ebraber yerim ve bir müddet sonra tekrar sabah altida halkmak üzere wy böyledir. şey birir- gatlan başka birşey değildir. MİLLİYET CUMA 1: AGUSTOS 1934 Meşhur komik Sarlo © yeni iki film çevirmiş, halka göstermemiştir Çünkü Şarlo çok müşkülpesent bir adamdır. Öyle i olur olmaz filmleri derhal begenmez. Charlie Chaplin, daha doğrusu | şu meşhur Şarlo şimdi ne âlemde? | Ne yapıyor? Niçin sinema gazete-| leri, mecmuaları bu meşhur artis- #i artık hiç bahsetmez oldular? Halbuki “Şehir ışıkları,, ismin. deki fikmile en büyük muvaffakı- yetlerinden birini kazanmıştı. O zamandanberi (artık hiç film çe- virmez oldu. Acaba sevimli Şarlo, Şehir ışıklarından daha mükem - mel bir film çeviremiyeceğine ka- ni oldu da onun için mi sinema- dan çekildi?. Bu sunlleri sade (halk değil, sinema âlemini idare eden bütün direktörler de biribirlerine sormak tadırlar, Bir Fransız gazetecisi bu suallerin cevaplarını almak için yaz tatilini geçirmek için Parise gelen Şarlonun en yakm arka - daşlarından biri olan meşhur sah- ne vazı M. Knight'i yakalamış- tar. M. Karigbt bu sevimli artist hakkımda ne düşünüyor? Sözü ©- na bırakalım da bize vaziyeti bir bir olduğu gibi anlatsın: “.— Şarlo tanıdığım adamlar içinde i harikulâde bir şahsiyet- tir. Şayanı hayret bir sanatkâr dır. Bilirsiniz ki filmlermin oOen hurda teferrüatına kadar bizzat kendisi uğraşır, senaryolardan tu- tun da dekorlarm projelerine ve hattâ melodilere kadar hep onun- dur. Bir film çevireceği zaman asla ecnebi sermayesini çağırmaz. Üç ve dört arkadaşile beraber bir o- daya (o kapanır ve mütemadiyen filmin teferrüatını tetkik eder. Artık Şarlo hiç kimse için mev- cut değildir. Kimse onun yüzünü göremez. Bu meşhur komik ayni zamanda çok hassas ve çok nazik bir adamdır. Bakın size bir hikâye anlatayım: Bir gün Şarlo bir film çevire- i dyoda ber şey hazırdı. disleri, aktörler, si... Nihayet Şarlo geldi. İçeri gir- di. Hepimizi (o selâmladı. Etrafa söyle bir baktı. Ellerini oğuştur - du ve dedi — Hava soğuk değil mi? Bu havada çalışılır mı?.. Biraz sonra limozini kapınm ö- nünde durmuş ve Şarlo çekip git- mişti, Ertesi günü gene geldi. Mem- nun görünüyordu. Dekorları göz- den geçirdi. Dekoratörü tebrik et-| Resimler: Taita Sari Filippin'de en meşhur sine - ma artisti Taita Sari'yi görüyor sunuz. Filipin diy'pte geçme- yin. Bu adalarda sinema sanati son derece ilerlemiştir. Burada mükemmel bir stüdyo vücude getirilmişti. Sözlü ve şarkılı bir çak filmler yapılmaktadır. Se - vimli ve şirin Taita Sari'nin Manitle'de Chester Bennette'le beraber çevirdiği yeni film ya - kında Avrupa sinemalarında da gösterilecektir. Rosine Drean Rosine (oDrean'ın yüzünde göze ilk çarpan şey gözleri ile ağzıdır. Evet gözleri... Dikkat ederseniz görürsünüz ki bu göz ler her Zaman sanki bir şeye faz la hayret edipte açılmış gibi du. rurlar. Ağzı tebessümü unutmuştar. Bazan gülecek olur, fakat bu gü lüş iplerini çekerek ağzını açtır. dığınız bir kuklanın gülüşüne çok benzer... İçten gelen bir gü lüş değildir. Böyle gülmesini unutacak, her şeye hayret ede- cek kadar hayatında neler çek- miş bir kadın?., Lilian Harvey Daima mütebessim, daima neşeli görünen Lilian Harvey'i hiç böyle mağmum müteessir gördünüz mü? İnsan bu resme bakınca hayret ediyor. Ve hop- pa Lilian'ı bu şekilde görmeğe ti. Hepimiz memnunduk. Çünkü bugün çalışmaya imkân bulabile « cektik, Fakat biraz durduktan sonra kaşlarını çattı, ellerini oğuştur « du ve dedi ki» — Söyleyin otomebilim kapı. ya gelsin... İçüncü günü sabahın saat do- kuzunda Şarlo tekrar geldi. Her zamanki gibi neşeli idi. , — Aİ, mükemmel dedi... Çe- virelim... Operatör: — Derhal mi? diye sordu. — Hayır birazdan, evvelâ si « zimle sahneyi hazırlamam lâzım... Ve sonra e! harbiyesile be- raber bir salona girdi orada uzun uzadıya meslektaşlarile çevrile - cek film hakkında konuştu. Bir münakaşa başlamıştı. Herkes fik- rini söylüyordu. Bu esnada Şarlo yavaşça sıvıştı. £ Stüdyoya gitti. Dekordan bir ocağın başına vardı. Ve onun üzerinde duran küçücük bir heykeli alarak bir yere sak - ladı. Ve arkadaşlarının yanına gel diği zaman: — Hadi, artık çalışmaya başlı yalım dedi... Süratle makiyajını yaptı. Bir kaç dakika sonra her şey hazır- dı. Film başlıyordu. Fakat birden dekorcunun sesi | duyuldu: — Durun efendim durun! Kü- | çük heykel meydanda yok. Şarlo şu cevabı verdi: © — Ziyanı yok. Gene çevirebili- riz. Filhakika heykel ortadan kalk- kele dikkat bile © etmez ve filmi çevirirdi. o Fakat her nedense o heykelin bulunduğu vaziyet Şarlo nun İsiç te hoşuna (o gitmemiş ve üç gün onu ortadan kaddırmak i- | çin çare aramıştı. Fakat bunu ya- parken de dekorcuyu müteessir etmemeğe ayrıca İtina etmisti. Hiküye burada bitmez. Mevzuu bahsettiğimiz o sahne 50 metre uzunluğundadır. Ve tam 114 defa çevrilmiştir. Nihayet 114 üncüsü Şarlonun hoşuna gitmiş - tir. Fakat her şeye rağmen halk bunu görmiyecektir. Çünkü heye- ti umumiyesi gösterildiği zaman | Şarlo fikrinden caymış ve bu par- çanm hiç te zevke uygun olmadı. ğmı söyliyerek filmin o parçasını kesmiştir. Şarlonun bu suretle kes tiği sakladığı birçok parçalar var- dır. Halbuki bu parçalar için biz- | zat kendisi de dahil olmak üzere filmi çevirenler haftalarca uğraş « mişlar ve bunun için binlerce do- lar sarfedilmiştir. Şarlo bunları tekrar tekrar sey rettikten sonra derhal (o makaslar ve hepsini bir kasaya saklar. Şunu size söylemeğe mecburum ki bu saklanan ve kesilen parça - lar dama küçük küçük sahnöler değildi, rlo bazan bütün bir kinmez. Nitekim Şehir Işıklar. dan sonra iki tane film (vücuda getirdik. Fakat bunlar asla halka gösterilmiyecektir. Çünkü Şarlo ber ikisini de kasa bentliğe mah- küm eti Bunlardan ilki, Şarlonun bir nevi tercümei halidir. Ve kardeşi Sydney'in yardımile çevrilmiştir. İkincisinin ismi “Ebedi koca,, dın Niçin Şarlo bu filmleri mah- küm etmiştir. Bunun sebebini hiç kimseye ve hattâ en yakm dostla rına bile söylememiştir. < Fakat benim tahminime göre sebep, bü filmlerin sesli ve sözlü oluşudur. Şarlo bunu çevirdikten sonra dü- şünmüş © taşınmış ve ben neden sessiz kalamadım diyerek filmle- ri kilitlemiştir. Bu filmler & Şarlo sağ olduğu müddetçe katiyen halka gösteril- miyecektir. Fakat yalan © söylemiyeyim: Şarlo bunu bir defa o Meksikada küçük bir sinemada halka göster- miştir. Ve kendisi bir köşeye sak- lanarak halkın ne yaptığını, filmin seyredenler arasında ne gibi bir Şunu itiraf etmek lâzımdır ki, halk filmi mütemadiyen alkışla - mış ve gülmekten kırılmıştır. Buna rağmen sinema (bitince Şarla filmi almış ve derhal evine giderek kasaya kilitlemiştir.