Nereye gidiyoruz? MİLLİ Milletler arasında politika cereyanları ve cihan politikasına umumi bir bakış (Başı 1 inci sahilede) yanm yeni harp maceraları aradı- ğını dünyaya haykıran siyasi züm- reler propaganda ve politikanın her vasıtasını kullanarak çalışmak tadırlar. M. Hitler iktidara geldik- ten sonra bu çalışmaya ye niş bir mahiyet verildi. Hasımları, bütün dünyayı Almanya aleyhine çevirmeğe muvaffak oldular. Berli nin politikasını şimdiye kadar ok- şayan, hattâ biraz da teşvik eden ile Almanlardan yüz ika. sına öyle bir istikamet verdi. Hit- ler idaresi kurulduğu gündenberi, Almanya ile Rusyanm da arası a- çılmış bulunuyor. Bunun bellibaş- İı sebebi, Hitlerin yalnız komünist- lere karşı aldığı şiddetli vaziyet değildir. Umumi politika mülâha- zaları da bunda âmil olmuştur. Polonya ile yapılan anlaşmanın ge niş bir hududu yoktur. O halde Almanya, harici politikasmda tam mânasile yalnız başma, açıkta kal mığtır. Beynelmilel siyasette o ka- dar mühim olan kuvvet ve hesap müvazenelerinde mücerret kalma- nım iyi birşey olmadığını söyleme- ğe lüzum var mı? Beynelmilel politikanın ve dün- ya matbuatının göze görünen te - zahüratına bakılırsa, ortada bir Alman tehlikesi vardır. Bunu, ye- ni bir harp tehlikesi gibi görüyor» lar. Bütün devlteler; Almanyaya karşı müşterek bir cephe almışlar- dır. Hepsi de sulh ve sükün taraf- tarıdır... Vaziyeti şöylece tesbit et- tikten sonra, işim yalnız zahiri ci- betleri üzerinde duran bir araştırı- & tabiatile kendikendine soruyor: Böyle müttehit bir cephe karşısın- da Almanya, ne kadar kuvvetli o- larsa olsun, bir tehlike olmaktan çıkar. O halde bu telâşa, bu harıl harıl silâhlanmalara, İngiltere, Fransa ve İtalyanın deniz, kara ve hava kuvvetlerini bin düzüye artırmalarına sebep ne?.. Maat - teessüf vaziyet, o kadar basit de- ğildir. Paris ile Roma; Avusturya» nın Almanya ile birleşmesine en- gel olmak noktasında birleşmişler- dir. Ancak Fransa ile İtalyanm amumi politikada böyle müşterek görüsleri buna benzer birkaç mok- taya münhasır kalıyor, Mühim bir çok meselelerde bu iki Lâtin hem- şire arasında pek derin ibtilâflar ve uçurumlar vardır. Bundan baş- ka, Fransa tarafından hoş görü - len İtalyanın bazı arzuları ve nok- tai nazarları var ki, bunları Yuzos lavya gibi, Çekoslovakya gibi Fransanın orta Avrupadaki müt - tefikleri kendi menfaatlerine ay - kırı buluyorlar. Fransa; bu mütte- fiklerini incitecek herhangi bir karar veya kombinezona gidemez. Meselâ Avusturyanın işlerine iza- bında müdahale yolundaki Musso- Yininin tok sözleri ve ileri tetbiric- ri; Yugoslavyanın dikkatini ve Mussolininin düşündüğü bütün başka bir mahiyette olan noktai nazarınm izahını davet et- &. Bu bir izah değil, Italyan hü - kümet reisine şiddetli bir ihtardan ibaretti, Daha birkaç hafta evvel, İtalya- nn 35 er bin tonluk iki zırhlı inşa- sı kararının Fransada yaptığı tesi- rn, dayet ettiği mü ları ve neticede verilen kararları hep ha - turlryoruz. iz Son zamanlarda İngilterenia politikasında; mühim, bir iykişaf öze tı: Bugüne ar Avru - ED karşı âdeta lâkayıt ve bitaraf kalan İngiltere; Başvekili- nin dilile: “Büyük Britanyanın mö dafaa — hudutları, Manş sahilleri değil, Ren nehrinin kıyılarıdır!,, aki beyanatile rene ye hava taarruzundan. korkulduğu için, İngiltere hava filosunu takvi- ye ediyor. Hakiki sebebin büsbü - tün başka olduğuna şüphe yoklur. İngilterenin Almanyaya emniyeti olmayabilir; bu demek degildir ki, Fransadan her itibarla, yüzde | yüz emindir. Dünyada politika te- Takkisi ve siyasi ahlâk o kadar düşmüş ki, hiç bir devlet, öbürü- nün yarınki politikasına güvenemi yor. Bunda başka bir âmil daha var. Bugün iktidar mevkiinde bu- lunan ve muayyen meseleler üze - rinde sözleten devlet adamlarının biribirine emniyeti olabilir. Fakat yarın hangi sınıf ve hangi telâkki. | yi taşıyanların o mevkie geleceği kestirilemediği için, milletlerin münasebatında “emniyetsizlik,, a- srl olarak kalıyor. Şimdi hükümet- lerde ve onların prensiplerinde | asıl olan istikrar değil, istikrarsız. hıletar, Sovyet Rusyanm © beynelmi- İel konsere girmesi, başlı başına mühim bir hâdisedir. Avrupa iş- derinin tanzim ve idaresinde kos- koca Rusyanın yabancı, aykırı kalması gayri tabii bir şey o olu- yordu. Anlaşıldı ki, beynelinilel münasebetlerde kuvvet ve müva- zene hesapları mevzuu (bahsol- duğu zaman rejimin hükmü kal- mıyor. Cümhuriyetçi, (o Fransa, vaktile Çar Rusyasile nasıl itti- fak ettise, (bugün ayni Fransa, Bolşevik Rusya ile teşriki mesai edebilir. Her halde Kızıl Rusya, dahil olduğu her devlet (o zümre- sinde ağırlığını hissettirecek kud- retli bir devlettir. “8 Ne Akvam Cemiyetinin mesa- isi, ne de bu cemiyete bağlı ola- rak çalışan silâhsızlanma gibi konferanslar müsbet bir o netice vermedi, Bütün devletlerin bir hamlede birleşmesine, bir araya gelip müşterek kararlar vermesi. ne imkân olmadığı anlaşılmış. tir. Bu imkânsızlık < karşısında iatile rejiyonal anlaşmalara gi- diliyor; Balkan paktı, Şarki Av- rupa paktı, Akdeniz paktı, Tuna devletlerinin paktı ve saire.... Bu santte (Şarki Avrupa paktı) veya başka bir ifade ile “Şark Lokar- nosu,, günün en mühim politika mevzuu olmuştur. o Fransa tara- fından müdafaa edilen Şark Lo- karnosuna, Sovyet Rusya da gi- recektir. İngiltere v>'İtalya: hü- #ümetleri; bu fikre tu-aftar oldu- lar. Şimdi Almanya ve Lehisi nım bu kombinezona girmesi if ediliyor. e Berlin ve Varşova- dan hâlâ müsbet bir cevap çik- madı. Almanyanın bu teklife ve- receği cevabın ehemmiyeti var- dır. Hitler, böyle bir vesikaya im- » koymakla (o munahedelerin tesbit ettiği hudutları - kabul et- miş olacak... Almanyanm, kayıt- sız ve şartsız böyle bir anlaşma. ya gideceğine ihtimal verilmiyor. Balkan misakının gayesi dur: Mevcut sulh. nizamının mü- dafaası esasında Balkan devlet- lerinin teşriki mesaisi, harici hiç bir müdahaleye meydan vermek- sizin, büyük devletlerin tesir ve nüfuzundan hariç ve müstakil bir politika takip edilmesidir. Garip- &ir ki, Balkanlıların bu esas dahi- finde beraber | çalışmalarını hoş görmiyen büyük devletler çıktı. Balkan devletlerinden | Bulgaris- tan; Balkan misakını hâlâ imza- lamamıştır. ley Amerika ve Uzak Şarkta o- hap biten şeyleri başka bir yazı- mıza bırakıyoruz. Yalnız şu ka- darını söyliyelim ki, oradaki işler ve tecrübeler Avrupada (olup bi- tenlerden daha iyi değildir. Uzak Şark ve Amerikada hem cinsle- rimiz de ayni dert ve ayni müş- külâtla çarpışmaktadırlar, Bununla beraber (o milletlerin anlaşmasına mâni olan şey, yal- nız siyasi ve milli ibtiraslar de- ildir. Asıl . iktisadi : buhrandır ki; insanların, milletlerin müva- zenesini bozuyor. — İşsizlik her memlekette artıyor. Ticaret hac- mi, her sene biraz daha küçülü- yor. Milletler, iktisadi o hayatla- rında sıkı bir nasyonalizm politi- kası takip ettikçe, zorluklar da o nisbette çoğalıyor. Avrupa. Amerikada tecrübe edilen yeni ik- tisadi ve içtimai rejimlerden hiç biri mutlak olarak muvaffak ol- madı. Eski iktisadi ' rejimler ise, bugünün icaplarına milletlerin ih- tiyaçlarina uymuyor. Milletler a- rasındaki siyasi münasebetlerin iktisadi münasebetleri yoluna koymak lâ. zım olduğu kanaatine varılıyor. Bu münasebetleri tanzim — Yolun- da atılan ilk adım ise, siyasi en- gellere maruz kalıyor. e Beynel- milel siyaset düzelmeden iktisat olur mu? diyorlar, İşin (kısası, dünyanın siyasi ve iktisadi poli- tikası fasit bir daire içinde bir düziye dönüyor. Hiç bir millet; bu daireden nasıl (o çıkılacağını kestiremiyor. Esasen tek bir ida- re ile tek bir millet (olarak işin içinden çıkılamaz. & Gözlerimizin önünde dağ gibi biriken siyasi ve iktisddi'zorlukları o yenmek i- çin müşterek kararlar, müşterek hareketler İizımdir. Bu lüzumu, bütün milletler ayni zamanda duymağa başlıyacağı gün kurtu- luş ümidi kendini Bugünkü ahval ve şerait | içinde ümit, istikbal ve (o muvaffakıyet; mevcut. > zorluklara katlanarak vaziyetlerini muhafaza (o edebile- cek, ayakta durabilecek ( millet lerindir. Sürt Meb'usu MAHMUT Dil kurultayının tolana - cağı günler yaklaştı (Başı 1 inci sahifede)) Hilmi Beyin hazmlamış olduğu mar- şın provalarını başlanmıştır. Marşı ilk mektep muallimleri söyliyecekler- dir, Maarif idaresi dün 45 ilk mektep #muallimini bu münasebetle cemiyete göndermiştir. Provalar muvafık neti- ce verdiği şakdirde marş kurultay mar şı olarak kabul edilecekt'r. Bu marşı aşağıya yazıyoruz. Güftenin içindeki yeni türkçe kelimelerin osmanlıca karşılıklarını da ilâve ediyoruz: Kurultay Marşı Gözün aydın Türk oğlu, açıldı benlik yolu Ey bur yolan yolcusu artık Gazinin çocukları iline il bastırmaz sana ne mu Kurultay Buşgutları diline dil kattırmaz Selâm sana Kurultay yeni Selâm sana ey Gazi bizden Bil ki Tarih ile Dil benliğin damgasızdır İçi dışı gösteren bir kılık aynandır Ba cankıdan ocak öz Türklüğe yumolca Özge dilden öz dili kurtaracak Kurultay Selâm sana Kurultay yem Selâm sana ey Gazi bizden Buşgut : Şakirt, tilmiz, Kolik: İnsanım iç yüzü, şekli batını : Yum: sana bin ohkay meşveret, fur, meymenet, ikbal, saadet. Olcay: Uğur, meymenet, ikbal, saadet Özge: Yabancı, başka, gayri Muhafızgücünün Tam zaferi (Başı 1 inci sahifede) ZI gün süren meşhur Fransa turu bü- tün Fransadan başka © diğer memleket leri de alâkadar ediyor ve bu memle- ketin sporcu halkını heyecandan he- yecana sürüklüyor. Bizde ne bir Türkiye turu için İ lâka gösterecek Bir buçuk milyon porcu halk, ne böyle b'r tura sahi ler ve nüshalar tahsis edecek gazete- ler ve ne de böyle bir tura müsait fev kalâde yollar var. Muhafızgücü bi - sikletçileri, bu şerait içinde ve yalnız. başlarına her sene sevimli mem'eke - timizin dört bucağını dolaşıyorlar ve bu dolaşmayı büyük bir #portmeni k tevazmu içinde muvaffakıyetle ikmal ediyor'ar. Doğrusu, Muhafızgücü bisikeltçi- | İ lerinin yaptıkları bu iş; Fransa turu » na giren bisikletçilerin b'nbir pohi Mesele e lay ve daha az şerefli değildir. Bunu takdir eden Ankaranm spor cu halkı ve muhtelif teşekküller Mu- hafızgücü bisikletçilerini büyük te » zahüratla karşılayacaklardır. Muhtelif müesseseler, Muhafızgü- cü b'sikletçilerine kupalar ve madal - yalar hediye edeceklerdir. Her fır - satta memleket (sporunu ve sporcula- rıni teşvikten geri kalmıyan gazete - mizde (1934 Türkiye turu) nu mu - vaffaluyetle başaran Muhafızgücünün kıymetli bisikletçilerine bir kupa he- diye etmeği bir vazife ve şeref bl - tedir. Muhafızgöcünün uzun bir seyaha- gösterecektir. | Hindenburgun Cenazesi (Başı 1 inci sahifede) iki kilemetre ileride de dört zarhlı otomobil gidiyor ve ar - kasmda motörlü bataryalar geliyor - du. i Yüz kilemetrelik uzun yol imtide- 'dıncn iki taraflı dizilmiş olan ve elle- tabut, abidenin sine götürülmüş, ve kulenin sethalin- ö8 tabutu, valetile kumanda ettiği Hüssardların büyük üniforması- Di giymiş bulunan Mareşal Von Mac- kenzen tarafımdan selimlanmıştır. İhtiyar ceneralin o müteveffa harp arkadaşmı son defa olarek bu selim - layışı çok hazin olmuştur. | Meraşime muazzam bir geçit res- mi ile nihayet verilmiştir. Ölünceye kadar sadık ol TANNENBERG, LAN Ma- reşal Hindenburgun tabutu, Tannen - berg muharebesi abidesindeki jeneral - der kulesinden, avluda cesim bir ha - çın önüne götürülmüştür. Cenazenin etrafında o miralay Hin- denburg, kâbine erkânı, sefirler heye & ve Tannenberg muharebesine işti- rak etmiş alayların sancaklarını bulunan eski askerler mevki almışlar dir. Almanyanm her tarafımdan gelme 200,000 kişiden fazla bir halk kütlesi, saha haricinde da, hoparlör r takip odebilmik- iler sayesinde merasimi lerdir. Başpapas, Mareşalm (vasiyetname- sinde, aynen şu sözlerin okunduğunu söylemiştir: "Ölünceye kadar sadık <i,, M. Hitler, irat ettiği mutukta, har bin feci sürette neticelenmetinde, Hin- denburgun biç suçu olmadığımı, ve fa kat bu neticenin, politikacıları o mah- küm ettiğini söylemiştir. Gene M. Hitler, demiştir İd: "Nülliyetporver > Almanyanın, 1925 senesinde Mareşalı © cumhurreisliğine intihabı, eski ordunun bir muzafleri - yeti sayılabilir. Zira, Hindenburg, na- zi imkılâbının hamisi ve binmetice mil- Hi kalkınmanın ömili olmuştur. Fransada da âyin PARIS, 7 (AA.) — Bugüm Pa- riste protevtan kilisesinde Mareşal Hin- denburg için bir âyin yapılacaktır. Ayinde Framsayı mezun o bulunan Hariciye nazırı yerine vekili M. Pietri temsil eyliyecektir. Alman ceneralinin sözleri PARİS, 7 (A.A.) — Petit Journal gazetesi, Alman cenerali Von Reiche- ptığı bir mülâkatı neşret - mektedir. Alman cenerali bu mülâ - göstermiştir ki, milli sosyalist hücum kıtaları askeri değil münhasıran si - i bil üldür. Biz Hitleri & bareket etmitşi da tek bir insan £ cakârane ve saltanatı daf eden herhangi bir cühle karşılayacağımıza dair dialar, asılsızdır.,, Esnaf bankası | Tahkikati (Başı 1 inci sahifede) mülkiye başmüfettisi Tevfik Ta- tasile ât Beyin raporunun sureti de istenil- it miştir. çi Ma A liğin yaptığı tetkikat | neticelenecek dir. Win bütün meşakkatlerine sportmen - ce göğün germesini bilen bisikletçile- rini candan tebr k eder, muvaffakı - «etlerinin tekerrürürü dileriz. Ajansın tebliği ANKARA, 7 (A.A) — Türkiye bisiklet turunu tam bir muvaffakiyet- le baaşran Muhafızgücü bisikletçile - yarın şehr'mize geleceklerdir. ikletçileri karşılamak için Muhafız - gücü büyük hazırlıklar yapmıştır. Bisikletçiler Kırıkkaleden ve Kayaş - tan karşılanacak ve Samanpazarında ayrıca merasim yapılacaktır. Turu, tam kadrosu ile bir ârızaya uğramadan büyük bir başarışla sona erdiren bisikletçilere C. H. F. bir şilt, idman cemiyetleri itti kezi bir vazo, Vakit gazetesi bir ku - pa, Muhafızgücü de her bisiklelçiye kıymetl: birer saat hediye edecekler dir. Dünkü maç (Başı 1 inci sahifede) laşılıyordu. | du etmiştir. : Bizim muhacim battı sağ ve sol a mekte mübim âmil olmuştur. Eğer Rus- ların sağ içi İstanbulun tanıdığı meş hur Pulusaf ağır oynamıyarek | Süviç kadar süratli o) olsaydı belki de bu devred Ruslr daha iyi netice alahi. birlerdi. Müdafaada tanadığımız Rus oyun culamdan Sabin oynamıştır. Bu mü- dafi hücumlarımızı en fazla kesen o- yunet ölemişter. İle devre iki taraf sa- Yı yapamadan bitmiştir. İkinci devre İkinci devrede yalnız bücüm hat- tında takımımızda ufak bir tebeddül yar pılmış, Reşadın yerine İzmirli Sait gir. miştir. İlk hücumu sağdan biz yapıyoruz. Niyazi ceza çizgisine girdiği ve Ruslar için tehlikeli bir vaziyet hâdis olduğu halde Ruslar bu tehlikeyi de atlatı. yorlar. İlk golümüz Maamafih O takımımız bu devrenin başında ilk devreden daha güzel oynu- yor, biribiri arkasına hücumlar yapı- yor ve yedinci dakikada sol açık Fik- retin verdiği bir pas Muzaffer Nole bir şütlin topu Rus kalesinin ağlarma ta kayor. Rusların golü Bu golümüz stadı dolduran binler- ce halk tarafından şiddetle alkışlanı- yor. Bu golün verdiği sevinçler ve al- kıların uğultusundan hasıl olan du- raklıkstan istifade ederek © Ruslar bhe- men mukabil ve çek sıkı bir akma ge çiyorlar ve müdafaamızın O kendisini toplamasına vakit kalmadan k; önüne geliyorlar , çok sıla bir şütları kale direğine çarpıyor , top geri geli yor, ortalık karışıyor... en bersberlik sayısını yapıyor. , | Kaleci Avni yerde yatıyor, ufak bir inkita oluyor. Avniyi çıkarıyorlar ve kaleye yerine Mehmet Ali geliyor. Gitüikçe sürat kazanan ve güzelle şen oyunun 25 inci dakikasında Rus Har, gene sağ içlerinin ayağle (ikinci gollerini yapmışlardır. Oyunun bundan sonrası golsüz geç- miş ve takımımız sahadan 1 — 2 mağ- löp çdemıştır. Netice böyle olmakla beraber, takım âde olmuştur. » Bugün oynanan maç, heyeti umu: miyesi itibarile &z görülmüş derecede mükemmel bir oyu nimetin. Leningrada hareket MOSKOVA, 7 (A-A.) — Bu ak- şam güreş müsabakaları y. om dan sonra Sovyet öli spor şürası tara- fından Grant otelde şerefimize verile cek ziysetie bulunulacaletır. Oyuncuların hepsi sıhbattedir. Ya- rm akşam Leningrata hareket ediyo- ruz. Sefarethanemizde i yapılmış ve M. Krestinski, Karahan, bedeni | terbiye meclisi rel ve Müdafaa komizerliği, harici münasebat dairesi şefi ve diğer birçok zevat hazır bulunmuştur. Resmi kabulde bütün Türk spor cuları ile Türk kolonisi azası ve bir. Resmi kabul çok canlı i defalar Türk - Sovyet e salan içil- metr Tabriri bitirilen mahalleler Kadastro postaları mesailerine de vam etmektedir. Birinci, ikinci, üçün cü merkez komisyonlarına bağlı 9 ko- misyon mahallelerde e dolaşurek tahrir yapmaktadırlar. Bu meyanda Hoca Gryasettin su icmal edilmiş ve senetlerinin veril. mesine başlanmıştır. Süleymaniye civarmda Ballesine (Başı 1 İnci sahife) Bundan sonra gümrük disine oturması için ve hâkim demiştir kiz — Siz gümrük başmi çakçılık vak'alarınm meşgul olmazsınız. N zat tahkik ile meşgul Dinlenen şahitlerden mümeyyizi İbrahim Bey Beyin deklere, eşyası " lediğini, Raul Hayri Beyin peket gümrüş sl om Rauf Hayri Beye sit © âyene memuru Adnan Bey ri Beyin gü resmine bulunmadığı söylediğini, öşlerdir. Rauf Hayri Beyin eşyasını? yene eden Nuri | Bey ilk yaptığını, Rauf Hayri Beye dilecek eşyası olup olmadığı. zaman yoktur cevabını verdiğiğ yene başlayınca valizlerde seleler, deriler çıktığını, R Beyin deri ve köselelerin k lâ çıktığını velhasıl zabıt ; azılanların hakikate muvafık dafaa vekili Sabri Bay Kocasi su Sur: Beyle diğer iki kişi fatile celbini, Odesa ha di ve Rauf Hayri Bey mahsusla tertip edilmiş olan mürettep ". yledi. Iddia makam Saim isminde bir şahidin di. ğazalardan antika mübay: ti duğumu söyledi. Bundan sonÜği Tevfik efendi Kocaeli meb, Dediğini söyledi. Hâkim iddia makamında”. | kında mütaleasını ei Yad sne evrakı istedi, Muhakeme 108 cumartesi gününe bırakıl, Almanya demi Çenber içinde (Başı 1 inci sahifede) turyaliları Almanya ile eski Tl rını tesise çalışmaktan mep Avusturyanın Alınanyaya ifl nün meselesi değildir. A' doğru bir reyiâm yapıl bütün meselelerin tenevvür den eminim Avanturyapı e müna| aşanın . NÜ a Mn iner etmemektedir. Hepimiz. bili bu ilt hak bugün tahakkuk” yf Çünkü Ayrupanın diğer buna karşı mukavemet çok lacaktır. M. Hitler, bugün elinde yük mesuliyete işaret ki: wi üiletin reyile kurula “gi kü hükümetin istinat ettiği ç Kİ me bir milli rayiâmla ortağsfi madıkça devlet reisi lâhiyetlerini birlikte M. Hitler, Almanyanın öm. vaffakıyet ihtimallerinde" derek demiştir ki iptis mekten tamam le vareste Nihayet, Almanyanın “y avdeti ihtimali sunline de şu cevabı vermiştir: Tam bir hukuk müsavsfi dildiği vak't belki Millete” ne bir daha gireriz. Rusyadaki Odesa Başşe b derinin kaçak$i gr GFEİİZSETSİ