e am İf örme Öz (Öz dilimizle |) Humanısma için Temmuz 1934 tarihli Ülkü'de Kâzım Nami Bey humanismadan bahsediyor. Kâzım Nami Bey, mek- “teplerimizde © yunanca ve İğtince okutulması lâz; diği iddiasma nlardandır. o iki ölü dil den, gerek ilim, gerek edebiyat ba- “kımından edeceğimiz istifadeleri gösteriyor, onların bizim dilimize “ne gibi zenginlikler getireceğini söylüyor, ve klâsik dilleri mektep- İerimize sokmanın milliyet ideali- ne zıt olmadığı, bilâkis onu kuv- vetlendireceğini anlatıyor. Öteden- “beri söylediklerine — bir şey ilâve ediyor mu, Hayır, çünkü buna lü- © zum da yok. Kaç senedir onun ve başkalarının bu busustaki iddiala- rma © kadar çürük ve sudan cevap- “lar verildi ki artık yeni deliller gös termek ihtiyacı duyulmuyor. Kâ- zım Nami B. de,ben de bilhassa dil lerin öğretilmesi lüzumunu, hiç de- Zişmiyen sözlerle de olsa, ikide bir ortaya sürmekten çekinmiyeceğiz. Bizim davamızdan ayrılanlara u- ğurlar olsun! Fakat aramıza yeni karışanlar olunca bir sevinç duyu- yoruz; meselâ Esat Adil Beyin iki | üç ay evvel Kaynak'ta bü mesele- ye dair yazdıklarını bizzat okü. dum. “Sebat için muvaffakıyetten e- Eösin olmak şart değildir. derler. © Bizim humanısmu için söyledikle- rimiz de, bir gün mekteplerimizde yunanca ile lâtince okutulac: muhakkak saydığımızdan de 'Ümidimin büsbütün kesildiği gün- ler de oluyor; fakat edebiyatımızı manasızlıktan kurtarmak, kafamı- za metodu sokmak için biricik ça- renin humanicma , olduğundan e- minim, Bu da ısrar etmeme kâfi- dir. | Oo Bazı muarızlarımız yunanca ile Jâtincenin olsa olsa ancak edebi- || yatçılar için lâzım olduğunu, ilim- -İe iştigal edecek gençlerin kafası- nı ölü dillerle doldurmağı yalnız faydasız değil, muzırda buldukla- rını söylüyorlar. Bunlar ilim kafa. | sile sanat kafasının o biribirinden büsbütün başka olduğunu, demek ki ayrı yollarla kurulacağını sanan — zavallılardır. Onlara gülüp geçilir. Üniversitesi zoologia pro- fessoru Andrâ Naville, talebesinin bilhassa lâtince bilmemesinden şi- | küyet edi âsik “diller yalnız | Birçok kimseler de bu gibi şey- lerin birer ziynet olduğunu, bizde © bilhasa hayat adamma ihtiyaç ol- duğunu söylüyorlar. Edebiyat ve " mazari ilim hülya, para kazandı. © ran işler hakikat!.. Bu görüşteki © yanlışlık nasıl derhal dikkati cek iyor, anlamıyorum. Para ka- yani | tabii örerünü sürmek için, para de- nilen mevzuayı tanmmağa ihtiyacı yoktur. Bugün tasavvur ettiğimiz hayat kör ile iptidai insan, her. “ dilmiş, yani onun kendisinde olmı- yan bir şeydir. İnsanın hayalperest, tabiatten kaçar, mevzualar tesis eder bir hayvan olmasının mahsu- © Jüdür. Tıpkı edebiyat tanat, meta- fizik gibi. © © Fakat insanın mevzualar tesis etmek, öbür hayvanlar gibi yaşa- b mağa razı olmamak, konfort ara- “Birdenbire aklına geldi. Vay ca- nina! diye düşündü. Herkese dağıt tum da boncuk Emineye saklamak aklıma gelmedi. Ama birkaç daki- ka sonra yüzü güldü. Vagondan indiler. Polis bir fay- tonun arabacisinim yanına oturdu. Bacaklarının arasma da Sansarosu gömeltti. İstasyondan şehre para- 4ız gitsinler içi Sansaros Gömelirken cebinde (bir şeyin © şıngırdadığını hissetti, “Hemen elini cebine soktu. Ne bul- sun? © Takıdan artan dört beş çil lira. — Ya, dedi. Boncuk Emine kıs- metli çıktı. Ankaraya dönünce, iş “bulsmamışsa işine yarar. © Öyle ama bu altmları neresine saklasın. Hemen mintanmın bir i- liğini söktü. Liraları oraya istif Yüzlerce (o denemeden sonra ini ki bir hırsızın mintan i- Jiğinden başka her tarafını arar- lar, Hırsızın yırtık mintanlı göğüs 1 üzerinde para saklıyacağı- Can boğazdan getir., Her akşam, bizim köydekiler s0- rarlar: — Bugün Istanbulda çok sıcak vdr ma idi. Yorgun başımı ellerim arasında sıkarak: Sıcak ta söz mü? derim, gü- neş tepemizde kaynıyordu. Kolaylıkla inanmazlar: — Nasıl olur o ya.. Biz burada üşüdük, derler. Gerçek.. temmuz içinde Boğazi- si, bir dondurma kutusu kadar se- rin oluyor. Güneş, bu yeşil sırtlar- da buztu bir cam arkasından do- ğar gibi.. Istanbulda sıcak, her yanı kasıp kavwururken Boğaziçinde meltemle- rin çeşitlisi esiyor. Istanbulda sular, soğutmadan i- çilmez. Boğaz suları ise, azıcık ısıt- madan içilirse dişleri donduruyor. Dün gece,buğuları bardağın dışına vurmuş bir su içtim. O kadar 80- ğuktu ki, az kalsın: — Buzu nerden buldunuz? diye soracaktım. — Şuracıkta, bir tepede kol ka. İtnisğında akan bir su... o dediler, Sofrada önüme körpe bir salata- lık soydular; o kadar taze idiki ağ- a almadan eriyordu : — Çengelköyüne gitmiştik. Bos- tandan taze taze kopardık.. diye anlattılar. Yemekte, balık vardı. Eti çok tat lı bir baliktı. Adını bilmediğim için sordum: — Bu ne balığı? — Gelincik balığı imiş. Balıkçı kovanın içinden canlı canlı çıka- rıp tarttı! — Ya bu ağaç çileği? — Tarabyadan hergün, kayık dolusu geliyor! Censik (1) teri tıkananlar da, tıkanmıyanlar da Boğaziçine gel- sinler? Birinciler die çarçabık boğazla- rına düşkünlük başlıyacak, ikinci- İer ise daha tatlı, daha istekli ye- mek yiyecekler.. Can, boğazdan mı gelir bilmem. Fahat Boğaziçinde * adama “can geliyor.. M. SALAÂHATTIN (1) Censik : İştiha Asliye mahkemeleri İlinci ğ bürosundan: v Sıdaka hanımın kocası müddaaleyh İzmirde Alsancak Şerafettin B. caddesin- de 10 No, lu mobilya mağazasında müs- tahdem Hasan Ef, aleyhine açtığı bo - şanma davasının yenilenmesi esnasın » da: halen msi meçhul bulunan müddaaleyhe ilânen tebliğat icrasına ka- rar verilmiş olduğundan tetkikatın icra kılmacağı 22 - 10 - 934 tarihine müsa « dif pazartesi günü saat 14 de büroda ha- zir bulunması lüzumu tebliğ makamına kaim olmak üzere ilân olunur. ——— mak tabiati iktizasından olduğu söylenebilir. Doğrudur. Ancak gü- zellik, doğruluk, iylik diye mevzu- lara inanmak, lüzumsuz şeylerle: uğraşmak ta gene tabiati iktizasın- dandır. Bunu içindir ki edebiyat ile, nazariyat ile uğraşmak ta, pa- ra kazanmağa çalışmak gibi ve an- t adamı ile hülya adamını biribirine karşı koymağı bunun i- çin sevmem. Ölü dilleri öğre: Arzusun da bunun için hiç te sadece bir ziynet değildir, insanm tabiati iktizasındandır. Nurullah ATA Yazan: AKA GÜNDÜZ nı kim umar? Polis dairesine girdikleri vakit nöbetçi komiser uyukluyordu, Po- lis şöyle bir yalandan öksürüp ko- miseri uyandırınca: — Ankaradan hırsız Sansarosu getirdim, dedi. ri sersemi o komiserin yüzü — ” Ülün kerata! di a Biz eni kaç gündür beklişerdiz Ve kolunu kaldırdı. Polis, komiserin kulağına bir şey ker söyledi. Komiser kolunu indir- di. Ve yarı tatlı bir sesle Sansaro- sa: — Otur şuraya! dedi. Ertesi gün parası tüc- carı çağırdılar. Sordülar. Sansa- rosu gösterdiler. Tüccar uzun uzun tıktan sonra: — Bana çarpan, paramı aşıran çocuk bu değildir. O da buna ben- ziyordu ama.. Muhakkak bude- ğildir. Bundan hiçbir davam yok- tur. MY a MILLIYET SALI Bugünkü program İSTANBUL: 18,30 Plâk neşriyatı. 19 Mesut Cemil Bey tarafından çocuklara masal, 19,30 Türk Musiki neşriyatı (Keman Reşat Bey, tanbur Mesut Cemil Bey, Kanun Vecihe Hanım, Muzaffer Bey Vedia Hanım). 21,20 Stüdyo caz ve tango or- yı tarafmdan dans musikisi, Kr. MOSKOVA; 748 v. ir ilüşalabe. | 1830 Meraba yat. 515 Kiz, BUDAP, 20.00. yo orkestrası “er şarkılar orkestra refakatile. — Plâk, 23/40: Kahvehane konseri. .. konsnr. — 23: Hafif musikisi, Ze Haberler. ŞİMALI İTALYAN GRUPU, 248: La donma perduşta) isimli G: Piciri sin öpereti, Di: aHiberler. 592 Kw. VİYANA, 507 m. iran 5450: Masahabe, Tr B 904 Khz. HAMBURG, 332 m. 2 İstanbul asliye mahkemesi birinci hu- kuk dairesinden: fat ve Sirkecide Ankara caddesinde Ma» nav Konyalı Mehmet efendi arasında &- çılan 300 liranın tahsili talebine müteda- ir olan davanın cari tahkikatında müdda- aleyhlerden Konyalı Mehmet © efendiye tebliği muktezi davetiyenin mumailey hin ikametgâhmen meçheliyeti hasebile H.U. M. K. nun İdi inelemaddesi muci- bince ilanen tebliğine ve tahkikatm da 11-9 - 934 salı günü saat 14 de talikine kartır verilmiş olduğundan £ mumaileyh Mehmet efendi yerm ve vakti mezkürda tahkikat hakimi huzuruna bizzat gelme- diği veya bir vekil göndermediği tak « dirde bakımda muamelci gıyabiyenin ifa edileceği mahkeme divanhanesine talik edilen davetiyenin tebliği makama ka- im olmak üzere ilan olunur. O (1015) Hali tasfiyede bulunan ISTANBUL MAVNACILARI Tahmil ve Tahliye Türk Anonim Şir- kim İstanbul Mâvnacıları o Tahmil ve Tahliye Türk Anonim Şirketinden mat- lubu bulunanların nihayet bir sene zar- fında yukarda yazılı adreste tasfiye he- yetine müracaatları lüzumu ilân olunur. (1017) Sansaros baş komisere göğsünü kabarta kabarta söyledi: > Beyim! Bir yanlışlıktır olmuş. Ama benim karnım çok aç, meteli- ğim yok. Bana biraz ekmekle iki sigara verir misi Oradakiler ikişer halk sigarası verdiler. Tüccar Boğazii dolu altın işlemeli sını cebinden çıkarmadı: — Ben üç gündür sigarayı br- raktım, dedi. Adliye bırakmız dedi. Masum Sansarosu Ankaraya göndermek gerekti. Öyle ya. Hırsız diye ge- #irdiler. Olmadığı anlaşılınca... Bu işlerin tahsisatı yokmuş. Yar hut varmış ta bitmiş. Sansaros bu yüzdan Eskişehirde kalacaktı. Po- lis müdürü ile başkomiser bunu is- temiyordu. Ne yapmalı? Parası aşırılan tüccara: — Yol parasını ver de bu ma- sum çocuğu gönderelim. dediler. Birkaç kâğıdm içinde olan bu tek :— Bu çalmadı “dediğim yetmez mi? Üstüne (birde paramı vere- lim?,, Dışarda Eskişehirin ilikleri kuru- tan ayazlı rüzgârı esiyordu. San- saros; Meryem ana resminin ku- sağındeki etli canlı, şişko bacaklı | İİ İstanbul kumandanlığı sa - ç tmalma komisyonu ilânları 10 al — Deniz yolları İŞLETMESİ Acenteleri : Karaköy Köprübaşı Tel. 42362 — Sirkeci Mühürdarzade Hap, Tel 22740 Trabzon yolu VATAN vapuru 10 Temmuz SALI 20de Galata rıhirmın- dan kalkacak. Gidişte Zongul- dak, İnebolu, Sinop, Samsun, Fatsa, Vakfıkebir, Trabzon, Rize'ye. Dönüşte bun- lara ilâveten Sürmene, Ordu'ya yacaktır. (3723) o 4060 “Ayvalık yolu BANDIRMA vapuru 11 Tem. muz ÇARŞAMBA 19 da Sir- keci rıhtımından kalkacaktır. (3799) Gireson, 1. F. ihtiyacı için 10,000 kilo Kuru ofasulya ihalesi 26-6-934 tarihinde, İhalesi ya- pılmış ise de makamca pahalı görüldüğünden tekrar pazar“ lığı 12-7-934 persembe günü saat 14 tedir. Taliplerin şart- nameyi görmek üzere her gün | ve pazarlığa iştirâk için de o | gün ve vaktinde oFındıklıda İstanbul Kumandanlığı Satın alma Komisyonuna mürazaat- ları. (4) (3787) rı için mevcut şartnamesine gö| re mübayaa edileceği ilân e- | dilen 380 litrelik 50 ilâ 75 adet Galvanizli ispirto varili için talip çıkmadığından pı- zarlığı 16-7-934 pazartesi gü- nüne* bırakılmıştır. Vermek isteyenlerin mezkür gün saat 14 de Fabrikada Satmalma Komisyonuna müracaatları. (52) (3772) Üsküdar tapu baş Memurluğundan: «Hasbiye H. tarafından verilen istida- dü hâlen ikamet etmekte olduğu Kadiköy Zühtü Paşa mahallesinin Rüştiye Soka- ğnda 24 numerolu hanenin ittisalinde ve tahminen 302 metreden ibaret olan arsa- | nin tapuya tescilini talep etmiş ve bu ye- rin tapuda kaydı olmamasından dolayı senetsiz tasarrulata kıyasen muamele yapılacağından bu yerlerle alâkası olan ların vesaiki tasarrufiyelerile bizzat veya bivleküle terihi ilândan itibaren on gün zarfında Üsküdar © Başmem: müracaatları ilân olunur. (1016) Bililliyet | 5 Iİ ABONE ÜCRETLERİ 3 verilmez. — Müddeti seçen kuruştur — Gazete ve matbasya ait işler için müdüriyete müra- emat edilir. Gazetemiz ilinleren mas'uliyo- tini kabul etmez, çocuk gibi boynunu büktü, masum masum: Bırakmız vermesin, ne çıkar? dedi. Ben yolları sora sora, yayan dönerim!!! Tüccar başka bir şey söyleme- den çıktı gitti. Orada bülunan müdür, komiser, birkaç polis, esnaftan iki kişi, dost ve kıskançlık kavgasından getiril miş iki tane sokak kadmı, karako- hun kahvecisi Sansarosa acıdılar. Arlarında para topladılar. Bol bol para... Ve Sansaros, Ankaraya dönmek için «rene bin di. Sansarosu getiren polis, Sansa- rosun yanından ayrılmıyordu. Göz- kerinin içine bakıyordu. Sansaros vagonun koridorunda ayağına çar- pan çantayı hâlâ anmiyordu. Tren hareket ederken pencereden sark- tı, Kendisini Ankaradan getiren seyyar polisin elini öpmeğe çalıştı. | Polis yaşımı gizlemeğe çalıştığı göz lerini Sansarosun birer kara bon- cuk gibi parlak gözlerine dikerek: — Sansaros! dedi. Beni doğru sözlerinle kötü vaziyete düşürme. din, Senin iyliğine düa edeceğiz! (Döa edeceğiz!) Sansaros anladı & ki polis bunu kendi adına değil, çoluk çocuğu- İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icrâ eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Handa Acente bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. 5 A T TİE VANTİLATÖRLERİ ve fevkölâde tediye şartları sayesinde ERESİYE SERİNLİK (693) amman) 3980 İstanbul. Mil i Emlâk Müdürlüğünden: Tophane Kürabaş Cubukçular caddesi 89 Muhammin Bedeli Lira Kur 165 60 eski 81 yeni numaralı üstünde bir odalı mev cut ahşap hane. Yeni Cami Hoca Alâettin Yeni Fındıkçılar eski sabuncu han caddesi 34 numaralı eski 8,10,12 144 00 yeni numaralı ahşap dükkânın 672-1680 hissesi. Yukarıda evsafı yazılı emlâkin bizalarında gösterilen kıymetler üzerinden 25 Temruuz 934 çarşamba günü saat on dörtte peşin para ile satılacaktır. Taliplörin yüzde yedi bu çuk pey akçeleriyle müracaatları. (M) (3653) Deniz Levazım Satınalma Komisyonundan: 8 ton Gaz : Açık azaltriası : ba günü saat 14 de Deniz Levazım depoları ğustos 1934 tarihine rastlayan Çarşamba günü saat açık azaltma ile satm almacaktır Şartnamesini görmek ve almak isteyenler her gün ve azaltmaya gireceklerin de mur-. | 1 Ağustos 1934 Çarşam- ihtiyacı için8tonGazl A» 14 de 3l vakkat teminatlarile birlikte Kasımpaşada kâin Komisyona müracaatları, (3755) Istanbul Maarif Mü idürlüğünden: İstanbul Kütüphaneleri için mübayaasma lüzum görülen 212 çeki odun ve 2900 kilo Mangal kömürü ile 13 ton kok kömürü açık münakasaya konulmuştur. Teliplerin şartna- | mesini öğrmek üzere her gün Maarif Müdürlüğü muhasebe kalemine ve münakasaya iştirâk edeceklerin de 28-7-934 Cumartesi günü saat 14 te İstanbul Vilâyeti Muhasebecili- ğinde müteşekkil komisyonu Mmahsusuna müracaatları ilân olunur. (3801) Dr. İHSAN SAMİ Tifo ve Paratifo Aşısı Tifo ve Paratifo hastalıklarını tutulma mak için tesiri çok kati muafiyeti pek emin bir aşıdır. her eczane ve Feza de- polürinda bulunur. gamma 709) 3943 Dr. Nuri Fehmi Göz Hekimi Cağaloğlu Süreyya Bey apart. saat 2-6ya kadar. Telefon 23212 13833) İstanbul İkinci iflâs memurluğundan: Müflis Mahmutpaşada Mahmutpaşa hamamı karşamda £ Tirikolajdr İsmail Ülasan efendinin muamelesi yenilenminli- tedir, Müflis alacaklılarına konkordato teklif etmiştir. Yenileme ve konkordato meseleleri hakkımda bir karar verilmek üzere alacaklıların 18 - Temmuz - 934 çarşamba günü saat 16 da Yenipostaha- de ikinci iflas dairesinde hazır bulunma ları ilanı olunur. (1018) sında Aşır efendi enddesinde Türlö- ye hanında oda, depo ve mağazalar Öl kiraya verilecektir. Fiyatlar ehven dir. Türkiye hanında (3) oeü katta Rüştü efendiye müracaat olunuması. 14 İstanbul İkinci Tera Memurluğ, Bir borçtan dolayı mahcuz olup pars” ya çevrilmesi tekarrür eden yazıhane eşyası 16 « 7 - 934 tarihine müsadif Par zarlesi günü saat on altı buçukta itiba ten Galatada Ahen Münih hanında açık “| artırma ile salılacağından talip olanların mezkür gün ve sanite mahallinde hazır | bulunacak memuruna müracaatları ilan olunur. (1013). | ZAYİ, — 927 sicil mumerolu arabacf ık ehliyetnamemi kaybettim. Yenisi al” nacağından diğerinin hülemü yoktur. Yi suf oğlu İbrahim, (1009) lemişti yürüdü. Sansaros yolu üçe Birinde ağladı. Birinde gül Sansaros Ankara istasyonuna - inince, daha trendeki seyyar poli- sin söylemesine meydan kalmadan istasyon komiser muavini haykır- dı.: — Vay Sansaros! ne çabuk dön- dün? z Sansaros' etrafını güldüren bir komiklikle: — Dönerim ya! dedi. Bana suç- suz hırsız Sansaros ' demişler. Su- çum varsa yerim dayağı (girerim bodruma. Suçum yoksa böyle kol- larımı sallıya sallıya gezerim. — Ulan trende bir halt etmiye- sin. Malüm a gece geldiniz. Tren polisi şahitlik etti: De Yanımdan ayrılmadı muavin ey. Sansaros pantalonunun cebin- den bir avuç para (o çıkardı belki seksen doksan kuruş kadar vardı. — Benim param da var! — Nerede buldun onları? — Dur muavin Bey! Ben kula- ğına söyliyeyim. Sonra polis efen- di ağabeyime açık sor. İkimizin lâ- fı biribirini tutmazsa o vakit ne ya- parsan yap. Sansaros polis Gelişi side gele, müstantik odalarma gire çr ka (tayini mevki ve zaman), (ifa | delerde tetabık) noktalarını avur katlardan çok daha iyi öğrenmişti Muavinin kulağına bir şeyler < Muavin polise sordu, şu cevabi ir: — Eskişehir polis müdürlüğün de yol parası topladılar. Artanmi buma verdiler. Daha çok vardı # ma yarısından fazlasını istasyon larda şuna buna dağıttı. | Sansaros koltuklarını kabarta | kabarta dinliyordu. İstasyon komi” ser muavini: — Ulan! dedi. Sana birkaç 28“ mandır bir şeyler oldu. Galiba 8 dam olmağa niyet ettin? Tuhaf! ne oldu? Sansaros birdenbire muavin ve yin yazı masasma kapandı ve hüm” gür hüngür ağlamağa başladı. Palabıyıklı, yaşlıca bir polis y#” nındakinin kulağına: — It oğlu itin gene bir kurna” lığı var. Yalandan ağlıyor, dedi. Genç komiser muavini Sansar0” sun omuzunu, başını okşıyarak. o — Ağlama! dedi, kalk. Dünya" da herşey olur. Karakolda yazılı olduğu kârhs” »eden izinsiz kaçıp trende Tal lanmis bir ablak Sl rastıkl