Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Haftalık siyasi icmal M eclisin 79 uncu liçtimat: — Milletler Cemiyeti Meclisinin 79 uncu İ pazartesi günü Cenevre'de top - Meclisin rııuzıkere edeceği ruzna- — Bolıvıyı ile Pınıuıy ınıın- ihtilâf. 4 — Çin'e yap olan Görülüyor ki biribirine bağlı olan bu meseleler Sovyet Rusya'nın önayaklığı ile birer birer — çözülüyor. Avrupa'nın şimali şarkisi sulh ve müsalemet nokta- sından en tehlikeli bir miıntaka idi. Son bir kaç ay zarfında sarfedilen Kari mektupları Bir tavzih Bir buçuk ay evvel yeni çıkacak o- lan ciddi bir haftalık gazete için ben den bir talebem bir ilmi makale iste- di. Ben de mesleğim olan Koopera - tifçiliğe dair bir makale verdim. Meğ ismi Savaş i- bu tehlikeli mıntakada sulhün takviye- sine büyük mikyasta yardımı olmuştur. * &* * İngiltere, Japonya: — teknik yardım. Bu dört mesele arasında en ehemmi - .denSıırmeıclosı olduiuııı ;ııphe yok- !ur Milletler Cemiyeti etaıınırieıındıAlnıınPropııındı Nazırı Goebels hududun öteki tarafındı y K , ile J tica- ret harbi 'lıı;illcı 'nin bombardımanı ile başladı. lıı.ilızlu 1931 senesindenberi Jıpon ıılılı ü endişe ıl l In- gilizlere ait olan Uzak Şu-lı. Yılnıı Şark, bir çok Avı'ııpı mqnleketla'ı ve hattâ hıt nutuk söyliyerek Saar'ın Al dan asla ayrılamıyacağını bir defa dılıı dünyaya ilân etmişti. Cenevre mehafili Meclis ıçuınımm a- rifesinde Macaristan'ın bir sürprizi ile hl'!'llıh. Macar hükümeti Yugoslavya i bazı h ııkıyeı ederek bu meselenin Meclis. ruznamesine ılıııı-naıını teklif ett; Mıfır llıülhm.h. nin di da muhtelif ıımınlırdı 15 Macar köylü- sü katledilmiştir. Macaristanın - şikâyeti Meclis ruznamesine ılınıııı;tır Ancak bu içtimada bir şey y el - f mez. — Mesele bermutat bir komııyonı $t — havale edilecek ve belki de Meclisin de- /— mirbaş meseleleri arasına girecektir. Son bhaberlere göre, Meclis Saar l ları bi- rer l-ıırer Japonların ııtıluını uğradı. Ingiliz sanayüi ve — Ingiliz tüccarları Japonya ile serbest ticaret sahasında re- kabet edemiyeceklerini ııılıymcı piya - saların aralarında taksimi için Japon'la- ra teklifte bulundular. Bu zemin üstün- de bir anlı temin edil. In- gilizler ağır bir darbe ındırılıler lrıgıl tere'ye ve İngiliz müstemlekelerine gire- cek Japon emtiasını kontenjana tâbi tut- l—iı lı.ınr verdiler. Filhakika lnı ilk çok l"ıkıt bu, Jıpon'lırı yola getirmek ıçııı bir ilk adım tedbiridir. Yola gelmezler- sîkl:ıuıııı daha kat'i tedbirler takip ede- ©€ . Vızıyet bu ıııeı-lıuaa olmakla bera « müzakere ettikten sonra dünkü perşem- — be gününe kadar faaliyetini tatil etmişti. . * * LAkl. : — Silâhsızlı ve ber, dan alınan bu ted - lıını-ı ümitsizlik içinde çırpınan bir dev- let tedbiri olduğuna şüphe yoktur. Gerçi bir devletin ithalâtı kontenjana tâbi tut- masında bugün artık aykırı bir cihet yok- tur. Fakat İngiliz Imparatorluğu milli bır devlet degıldır Hatta ince elenir, sık Milletler C: Meclisi ,a.ıı ııyıdı elıemuıyetî hııı içhuıııy so- konfe- miş. Fakat ılk nüshada makalem neş- redilmedi. İkinci sayısında makale - min bir kısmı geçti. Bugı'iıı iki sayı - falık ve efkârı ıııııııuryeyı telâşa ve - rici bir gazetenin sokaklarda satıldı- ğını görüp bir tane aldım. Siyasi, kavgacı, gürültücü bir gazete içinde yalnız benim bir buçuk ay evvel yeni çıl:ıcılı olan ciddi bir haftalık gazete için yızdıgın bir kooperatifçilik ma- kalesi. Hı’ret ettim. Ben siyasi gazetecilik etmiyorum. Gazetelerin kavgalarıng karışmıyo - rum. Hayatımı ilme hasrettim. Benim eski makelelerimi parça parça ve ta- bit arzum hilâfına neşredenlerden da vacıyım. Tekrar ediyorum, ne Savaş- la, ne de siyasi gazetecilikle alâkam yoktur. Suphi NURİ ten sonra San'a üzerine yürürken mug- külâta maruz kalacağı söylenmişti. Bu müşkülâtın iki sebepten ileri geldiği an- Taşılıyor: Evvelâ arazi dağlıktır. Sonra bu mıntaka ahalisi Şi'idir. Son Yemen Valisi Mahmut Nedim Paşanın yazdığı birkaç makalede izah ettiği gibi bu mez- hep meselesi Imam Yahya'nın sukutuna ve İbnissüud'un — galebesine yardım et- miştir. San'a işgal — edilirken mezhep meıeleıı lmıııı Yıl'ıyı 'ya yırdıııı ediyor. ne pa- hasına olursa olıun, San'ayı almıya az- metseydi, belki de muvaffak olurdu. Fa- kat Hicaz Kralmın harp yapmasını bil- diği gibi, vakıt ve zamanında sulh yap- masını da bilen bir devlet adamı olduğu Imam Yahya da ııtedıgı . bi ı d . Bu içti iki haf- — tadan daha az bir zaman kaldığı halde — hâlâ ıılalııızlarımı meselesi etrafında — bir zemini bul değildir. muk ıplıiı ile hı;lı lıır ıqekkuldur Mü; in a çeleri var. Ida- re v'ejı.ııılıye noktasından bir çokları müs- — Almanya geçen sonbaharda konferansı e la-ke_tu Fruın da geçen nisanda l'ıusu- B Si Bi Bu vaziyette bunların gümrük kapılarını ve binnetice iktısadi hayatla- . rını Londra'dan ıdıre e(ınek Ingiliz ne konferans yolu, ne de hususi müza- kere yolu ç kar bir yol ıorıı.ıııııııyur. Hafta arası konfi SİYi uygun bir hareket degıldır. lngılteıı yi an'ane- den ıynlı'nıyı sevkeden sebepler çok — bir takım temaslar yaptı. Almuı Hükü- — eti de Londra'ya Ribbernthorp namın- — da bir fevkalâde sefir gönderdi. İngilzi gazetelerinin yazdığına göre bu sefirin ııyaretındekı hedef, Ingiliz Hükümeti - nin silâhsızlanma hakkındaki noktai na- zarını öğrenmekten ibaretmiş. Her lıa.l- de şu muhakkaktır ki eğer vaziyette bir Bu şartlar altında içtimam tekrar tehiri — icap ediyor ki bundan sonra toplanması belki de mumkun olmıyacak Eıasen mücbir Diğer taraftan Japonya'nın mukabil lğdîrlîfmdeı: _l'ıeııııı bir haber yoktur. nlaşılıyor lapon'lar çok teenni ıle hareket edıyorlır Ticaret rekab şartları kabul ettiğinden mütareke imza- lanmıştır. Ancak şimdi acaba İbnissüut Hüdeyde'yi geri vermeğe razı olacak mi? Malümdur ki lıu lınıın Oımanlı Impara- torluğ sonra bir çok seneler Aıırlılerın elinde kaldı ve Imam Yahya'nın eline sonradan geçti. Şimdi Ibnissüut burayı ele geçirdikten ve oğlunu da Hüdeyde Emiri ilân ettik- ten sonra geri vermek istiyeceği şüphe- Hidir. Arabistan'da mütareke imzalandı amma, sulh daha uzaktadır. &* #—ir Ebedi ve ezeli borçlar meselesi; yük sanayi memleketleri için en tehlıkelı ve en müşkül ılıtılıflırılır Harplen ev- vel Alı ile I i ih- tilâf gibi. Ingiltere bir rıılubını boğar- ken, daha tehlikeli rakiplerle kırşılaş - mıştır, z # #-£ Radikal Sosyalist Kongresi: 15 haziran yaklaşıyor ya... Borçlar meselesi tekrar tazelendi. Malümdur ki Avrupı devletlerinin — Amerika'ya olan zorçlarının vadeleri her senenin 15 ha- ziran ve 15 kânunuevvelinde gelir. Fa - kat 1932 kânunuevvelindenberi Fransa ve bir kısım devletler bu bon;ları hiç yorlar. 1983 . hazir beri de Ingiltere ve bir kısım devletler “sanki devletler - silâh bir netice çıkmıyacağını lıeıaba katarak ona göre hazırlığa başlamışlardır. Al - y silâhlandığ EEÜRRRİ Hafta arası toplanan Radikal Sosya- list fırkası kongresinde Fransız hüküme- tinin mukzdderıtı müzakere edildi. Dou- hükü ıçın “bir program hazırladığını dün- yaya ilân miştir. Son sene zarfında si- lâhlanma yarışı harpten evvelki silâh ya- rışına benzıyor * S Rusya, Lehı'ıtan ve Baltık: Garbi A y 'et ok bi vnıpada vaziy! ç MS:_ 1945 lnd g.. _dıt edilmişti. Şimdi l.elıııtan'la Rus- ya ırııındakı misak ta ayni şekilde 1945 senesine kadar temdit edılmıştır Misa- kın temdidi Avrupa'nın şimali şarkisin- » de beynelmilel münasebetler üzerins şu lesıırlerı yapmıştır: — Lehistan'la Sovyet Rusya arasın- daki münasebetler düzeliyor. 2 — Alman - Lehistan misakı imza - landıktan — sonra bu misakın Rusya'ya taarruzu bu fırka mensupla- rından yedi nazır iştirak etmiştir. Topla- nan Radikal Sosyalist lmngre:ınde bu verdim,, namı altında ufak bir- meblâğ tediye ediyorlar. Amerika âyanı geçen ay bir kanun yıparal: Amerika'ya borçlınşı tediye et- miyen devletler hakkında bir takım mali kedbı.rler almıya katar — vermiştir. Bu d r Kaf Ülserilea'da nazırların hükümette kalıp kalı müzakere edildi. Eğer kongre nızırlann hükümetten çekilmesine karar verseydi, Doumergue hükümeti sukut edebilirdi. Bundan sonra da artık Fransa'da neler olacağını tahmin etmek kolay değildir. Radikal Sosyalist fırkasının bir züm- resi sosyalistler ile birleşerek bir hükü- met tqkılmı iltizam — ediyorlar. Dıger in l'ıazıne T l Bu iyetin İngil: tere gılıı *sanki verdim,, ş&hnde tedi - yatta bulunan memleketlere de şamil o- " lup olmadığı mevzuubahis olunca, Adli- ye Nezareti kanunu İngiltere lehine tef- sir etti. Fakat bundan böyle “sanki ver- dim,, ıeklııııle leflıyeler yapılırsa kanu- nun lıııkmu içine gireceği bıldırıldı Bı- 15 h bir zümre sosyalistlerin 1932 intihabatından Doumergue hükü- metine kadar teşkil edilen hükümetlere benzer kabine teşkili mümkün olduğuna inanıyorlar. Sağ ile bir koalisyon yapıl- masını ııt'ıyeııler de vardır. Her halde Radikal S listl ın"'l“h' zanıp ta hükümet teşkıl edememek ağır geliyor. Bilhassa Doumergue hüküme- tinin emirnamelerle Fransa'yı idare et- mesi fırka arasında büyük bir iğbirar ve infial uyandırmıştır. h şimdi İngil: ya tam tediye yapmıya mecbur kalacak, yahut ta Fransa — gibi acze düşecektir. Aıııenkı nın bu borçlardan vazgeçmiye- ceği anlaşılıyor. lngıltere de tam olarak ledıya ehuıyeceiıııe ınre, acze duçul& ğ bir d bıı şekilde acze duşmeıı gayriahlâki te- lâkki edilirdi. Fakat lııı. Ingiltere ve Franön'nz eli oldük n vazedilmiş bir ahlâk kudui idi. Şimdi Fransa başta olmak üzere her devlet ac- ze dü Ingilizler şimdi ıedıye melerine karar verildi ve Fransa'da sü- etmemenin ahlâka uygun olduğunu ispa- karşı bir Alman - Lelı ettiği işti. - Böyle bir ulılıke nlııııdıüı ınlıqıl:yor. ile g* V'ılnı ılıtılıfınm halline yardım ediyor. ” 4 — Uç küçük Baltık memleketi ara- sındaki münasebetlerin samimi bir şekil almasını kolaylaştırıyor. Arabistan'daki'harbin sonu göründü. Ibnisüut Hüdeyde'yi kolayca işgal ettik- lııııı ve istikrarın devamı namma bunun | ta hazırlanıyorlar. Üzerinde - işlenen iyi ve yerinde bir karar olduğ şüphe k silsilesi şudur: Borçları tediye et- gel İtalin mek buhranı derinleştirebilir. Bu da Ce v ğ Ui diinî_ı için bir felıket!u:- Binaenaleyh Arap lıarbuıuı sonu mu? dünyayı bu kurtar - mak için borçlarını tediye etmiyecektir. Parayı yermemeğe verdikten sonra tevil mi bulunmaz? Ahmet ŞUKRU Haai ea ei z ç Mıllıyet’ edebi iefrıkası* 79 — Yeter. beyefendi.. Kâfi artık. | Benım menfutımle ngny:n bu lııılu KANLI SIR Yazan: Mahmut YESARİ tı; dudak büktü: — paraya l:ı:;r, kuru bir adam mi sü , nıyorsunuz? Sırrı Nevres, âdeta hücuma geç- mişti. Temkinimi kaybetmekten korkuyordum: uî— Son defa soruyorum. Teklifi- — mi kabul ediyor musunuz? Sırrı Nevres, başını geriye it - mıştı. — Hayır! Şahadet parmağımı tehdit e - — der gibi salladım: — Size, düşününüz, diyorum. — Neyi düşüneceğim? — Fakat sonra hakkımızda fena lacak. Ş g aĞırrı Nevres kollarını kavuştur - “du: — — Beni tehdit mi ediyorsunuz? Şiddetle ayağa kalkmıştım: — Orasımı bilmiyorum. Sizinle -— he:halde tekrar konuşacağız. e$ te ayıza knlkmış - Büün ü yüzüne yaklaştırdım: xa Umılmıyımz ki elimde Fer - hunde gibi, Germaine ııbı iki koz var. Sırrı Nevres, sinirli bir kahka - ha attı: — Bu tehdidi ııvurmimııı da biliyordum. — Korkmıyor musunuz? — Neden korkayım? — Demek, kendinize o kadar gü veniyorsunuz ! Sırrı Nevres, cevap vermedi, ka pıya doğru yürüdü. Arkasından bağırdım: — Sirri Bey, son defa - olarak söylüyorum. Sırrı Nevres, yarı döndü, beni te peden tırnağa kadar sürdü ve se- sını çıkarmadı, yuı'udu p k iş kal tı. Kalıve;len çıktxm Tekrar Cer'« maine'i bulmak, Ben, apartımanın kapısından gi rerken Germaine, lıılımden vnıı - yeti anl güldü: i _?— Muvaffak olamadınız, değil mi Bir lmlhiı yığıldım: ; Neye bu kadar inat etti, hâlâ nnlıynmıyorum Germaine, yanıma Oturmuştu: — Acaba, hakikaten kızı sevi - yor mu? Nılııyet o da insan!. Bışlıışı vermiş, dıişıııuyorluk' Ne yıpı.lım — Hiç! Çıreıızlık ıkııııııın de belini üştü. Bqnıu ağır ağır kaldırdım, Ger- maine'in yüzüne baktım: — Bü akşam, içelim mi kızım? Germııııe, dişlerini gıcırdatarak ayağa kalktı: — Ve hem çok içelim. Başını sallıyarak ilâve etti: — Düşünmeğe muhtacım! Zavallı kadının sinirleri o kadar gerilmiş ve kafası o kadar isyan ha linde idi ki korkmıya başladım: — Metanetini kaybediyorsun, yavrum.! O, gözlerini açtı, elini alnından eçîrd(i_ ve bir aha kopırdı' SYN bir karar vermek ıstıyordum. refle, met k,yı,eımez. Sen, claha lıenı. ıyı ta- Natık; uykudan gözlerini açtı- ğ halde yatıl:tın kalkmıyor, e - nine boyuna uzanarak sabah key- fi yapıyordu. Kulak verdi. Dışar - da konuşmalar — oluyordu. Biraz sonra karısı Ulviye oda kapısını hızla açarak içeri girdi: — Daha yatıyor musun, haydi kalk memurlar geldi. Adam hayretle gözlerini aç - tız — Ne memurları? — Elektrik kumpanyasından. — Ey, ne olacak? — Eve elektrik koyacaklar. — Ne münasebet, benim öyle bir niyetim yok.. Haydi, lıaıyrlı Geçen gün de geldtler, Ben senin evde oldu - ğun bir zaman gelmelerini söyle - dim, ayıp olur kalk, konüş.. Gazyağı parasını zar zor yetiş- tiren adamın lüks elektrik mas - rafı hiç işine gelmedi: — Ben babamın evinde gaz ya- kiyordum, sen ne yakıyordun? " Öteki hiç istifini — bozmadan cevap verdi: — Elektrik. — Ben seni aldığım zaman daha tramvaylar işlemiyordu. E - dirnekapıda elektriği nereden bul- dunuz? — Aman Natık, zirzopluğu bı- rak, heriflere rezil olucagız Adım karısının , fikrini zorla kabul ettirmek inadında olduğu - nu bildiğinden naçar yataktan çık- ı. Çıplak ayaklarına bir terlik ge- çırerek gecelik entarisile sokak kapısına geldi: — Ne haber beyim? — Efendim , devlethaneye e - lektrik koyıcıgız — Peki amma, masraf ne ka - dar? — Kırk lira efendim. — Geç, birader. — Amma beyefendi bunu bir bu çuk senede ödeyeceksiniz, çok tes hilât var, ayda iki lira kadar bir şey vereceksiniz, o da cereyan gel- dikten iki ay sonra, İçeriden karısı: — Alalım Natık, diyordu. Arkasını döndü: — Ben istemiyorum, paran var- sa buyur al.. Ulviyenin kafası kızmıştı: » — Canım, sen ne lâf anlamaz adamsın, nasil olsa ayda bir küçük teneke gaz yakıyoruz, düşünse - ne tesisat masrafı ödendikten son- ra her ay yarrm liraya gelecek. Bunda kâr var alalım, iktısadi o- lur. Natık, bir çok mazeretler gös - terdiyse de karısının ısrarı yanında hiç tesir etmedi. Ulviye senedi ken disi imzalamıştı. Memurlar depozito akçesi ola- rak üç lira istedilerse de paraları ol- madığı için veremediler. Bunu baş: ka bir güne bıraktılar. Ertesi gün iki memur geldi, o - dalara, sofalara lâmbaları taktı - lır Atıdıu on gım geçtiği hılde i hâlâ ver lerdi. Bır sabah gene memurlar ka pıya dikildiler. Ulviye, kocasını sıkıştırdı. Ay başına kadar idare edecekleri üç lirayi depozito ola- rak memurlara teslim ettiler. Günler geçti, eve cereyan gel - miyordu. Paraları da bittiği için ak reddetme, nımıyorsun. Ben, kolay kolay yı- kılmam. Fakat inkârına rağ h CEREYAN şamlırı lâmbaların — diplerindeki gazyağını biribirine boşaltarak ev- lerini aydınlatıyorlardı. Bu hal, a- damm dehşetli surette canını ke mıştı. Halbuki, karı, koca ne hülya - lar kurmuşlardı: Duvarlardaki düğ meleri (çat) açacaklar, (çut) ka - pıyıcaklır, ne kolıylık Ulviye de şişeye, şiş huniyle lâmbalara gaz bo;ıltmık lâmbha- ların şişelerini silmek gibi zahmet- lerden kurtulacaktı. Gazyağının ay dınlattığı odaları elektrik güneş gi- bi nurlarla yıkayacaktı. Belki de yattıkları odaya bir de kırmızı am- pul koyarlardı. Natık , bir kaç defa şirkete git- ti, şlkâyet etti; fakat bu işten şir- ketin haberi yoktu. Bunu müteah- hitler yapmışlardı. Bununla bera- ber şirket tarafından müteahhit - lere telefon edilerek cereyan gel- mesi temin edileckti. Bu vaxtle bek Jediler, mümkün değil, cereyan gel miyor, karı koca tavanlardan beyaz kordonlarla sarkan ampullere ke - di ciyere bakar gibi bakıyorlar - dı. Ulvıyenın sinirli guıılerıııden bi- riydi. İh 1 ki bu ine bi- raz da elektrik lâmbalarının yan- maması sebep olmuştu. Tavan sü - pürgesile odaların örümcekleriııi a- İ /ZAPYU, SAD E N Bugünkü program ISTANBUL : 1230 Alaturka plâk neşriyatı. 18,30 Plık neşriyatı. 19,20 Ajans — haberleri. — 19,30 Alaturka musiki neşriyatı. (Eliza, İnci, Ül- kü, Sevim Hanımlar). 21,15, Ajans ve borsa lııberlerı 2l.25 Madam Mılı ve Moıyi Mali- VARŞOVA,1415m. 19,10: Koro koönseri. — Muhtelif bahisler. 21,15: aVrşova filharmonik heyeti tarafından senfonik konser. 23,40: Dans musikisi. — Mu- sahabe. 24,05; Dans musikisinin devamı BÜKRE Ş, 364 m. 13: Borsa. — Plâk. — Haberler, — Plâk, 18: Radyo orkesştrası. — aHberler. 19,15: Radyo orkestrası. — Üniversite dersi, 20,20: Plâk, — Konferans, 21: Chopinin eserlerinden, tagannili piyano konseri. — Musahabe, 21,45: Tagannili konser. 22,15: Soksofon- —solo. — Habhberler. MOSKOVA,1724m, 19,30: Musikili neşriyat, — Konferans. 21: Tagannili konser, YANA,SI7 m. 20,15: Konser. 21; Radyo popurisi (tagan- Şarkılar. beri nili.) 22,30: 23,30: Hal Koııfıııııı 23,55: plâk. RA 431 18: Populer havalar (ıılık) — Musahabe. 21: Zagrepten nakil 23,30: Dans musikisi, KONlGVUSTERHAUSEN 1571 18,50: Plâk. — Muhtelif — bahisler. 21,15: Piyano - keman taganni triyosu. 22: Skeç. — Musahabe, 22,30: Torinodan naklen İtalyan halk şarkıları. 23: Siyasi haberler. -23,30:” Ati ıı.ı;. spor şenlikleri. : Haberler, — Plâk. — Musahabe. 20,10: Plâk. — Musahabe. — Plâk. 23,45: Hafif mu- siki konseri, IRTIHAL Ka Şoförler Cemiyetinden : İdare Heyeti Azasından ve Buik Ga- rajı müdiri Suphi Mahir Bey vefat et- miştic. Ziyaı, gerek cemiyet ailesini ve gerekse bütün lekdaşlarını derin bir ü keden güzide arkadı lrrken bir t i kır - dı. O, gün ay başıydı, nasıl olsa kocası bugün maaş alacaktı. Ak - şama -da her halde bır teneke gaz yağı getirirdi. Bunu düşünerek biraz içi ferah- ladı. *Akşam olunca gaz olmadığı için ışık yakamadı. Kocası gelin - ceye kadar karanlıkta oturdu. Ak- si gibi Natık, yatsıya doğru geldi. Sarhoştu da.. Karısı, elinde gaz te- nekesi gormeyınce ağzını açtı: — Rakı içmeği biliyorsun, bak karanlıkta oturuyorum, — Elektrik yak! — Niye gaz getirmedin? Bugün maaş alamadım, bor - tiler. — Bugün zaten beıı ımpulun birini kırdım. — İyi halt yedin. Karı, 'koca: kavgaya tütuştu « lar. Bu esnada Natığın içtiği rakı beynine çarpmış, evdeki elektrik tesisatını koparmış, ampulleri kes- tane fişengi gibi patlatmıştı. O ge- ce bakkaldan tedarik ettâakleri iki mumla dertlerine yandılar. Ertesi gün eve cereyan vermek için şirketten memurlar gelip te- cum için tezkere geldi, icraya kes- i, bugün öğle namazı Teşvikiye camiinde badeleda Feriköy mezarlığına nakledilecektir. Arkadaşlarımızm mesle- ğe bir çok hizmetler ifa etmiş oaln Sup- bi Beyin ebedi medfenine teşyi merasi- minde hazır bulunmaları rica olunur. IRTIHAL ci ölemt sellek ne müdürü SUPHİ MAHİR Beyi pek kısa süren bir hastalıkdan sonra dün ge ce kaybettik. Bu kiymetli arkadaşımıza son vazi- felrini ifa etmek isteyen dostlarının, bu- gün öğle namazının eda edılecegı Teş- vikiye iinde hazır bul rica olunur, OTOMİBİL TİCARETİ T.A.Ş. MÜDİRİYETİ Ölüm Mülga babı seraskeri reisi merhum Şerafettin Beyiıı refikası Ülfet lıınım dün vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğ- le vakti. Kalımıgtılu lıqkıındeıı kıldıı'ı- larak 1 h Merh ı disini ta- nıyan bütün aileler ve muhitler nezdinde hurmet luıuıımış çok mıyetlı hanım- idi, Ail, ve l sisatın tahrip edilmiş olduğ gö- rünce hayret ettiler. (Gece, gı:lı bir cereyan gelip müsbet, menfi tel lerde bozukluk olduğundan kon - tak hasıl olduğunu) ıoylıyerek ge- vi dönmüşlerdi! N. Milliyet Asrın umdesi “ MİLLİYET ” tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için L.K. L. K. Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti geçen nüshalar 10 kuruştur.— Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müra- caat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliye- tini kabul etmez, men lıı;. knnuşınuyordu. Yalnız al- yeise kaptırdığı aşikârdı. Onun, nının kırış oy- dini dımagıııın müthiş bir fulıyette olduğu anlaşılıyordu. k is- ş olup dan korku- nefsine olan &mniyetini & temedim: — Peki, yavrum, nerede içelim? * Germaine, kolunu, ümitsizliğe de benziyen, hovardalığı da andı- ran bir tavırla savurdu: — Nerede olursa olsun... Fa - kat bir kere evden çıkalım. — Ya, Sırrı'ya rastgelirsek? Germaine, gülüyordu ve güler- ken saçları diken dikendi: — Daha iyi... Ben, onunla ko- zumu paylı yı bilirim. Fakat o, yordı,ım. Lal(ın beyni, öyle humma içinde işliyordu ki alkolü lıeıııen yakıverdiği muhakkaktı. Germaine, bir rüyadan uyanmış gibi kırpıklerını bana ba kıyordu, elil: le kolumu tuttu: .— Srrı' dın para isterim. Mem- leketime döneceğimi söylerim. - — Verir mi? Hem bakalım para- sı var mı? — Madem ki evlenmiye karar vermıç. Sıgıo solu dolınılırınış, para bugünlerde, bize tesadüf et için tedbirler alacaktır. — Tahminlerin yanlış - çıkıyor, kızım! Gcl . » n Cat 5 ŞŞ | İ muş bir insan gururile göğsünü ka- bartmıştı: — Hayat, beni aldattı. Arasıra tahminlerimde yanılır, aldanırsam ne olur? Fakat sen, Sırrının kafa tutuşuna bakma. O, şimdi mutlıış bir korku ıçındedır. Buna emin ol.. Apartrmandan çı Tenha kış bahçelermden birine girdik. Ger ğ main, cigaranın birini söndürüp bi , , pa- rayi icat eder. Germaine her halde bu tahminii - taziyetlerimizi arzederiz. Allı.lı rahmet “eyliye. VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925 Trabzon yolu Dumlupnar “giz * PAZAR günü saat 20 de Galata rıhtımından kalkacak. Gidişte: Zon- guldak, İnebolu, Ayıııcık Samsun, Ünye, Ordu, Gireson, Tirebolu, Gö- rele, Trabzon ve Rizeye. Dönüşte bunlara ilâveten Of ve Sürmeneye uğrayacaktır. b yız. Biraz bocalasın... Sen de bu suretle vakit kazanmış olursun. Kı- zın fikrini çelmeğe uğraşırsın. Ar- tık küçücük bir kızı da yola getire- mezsen, yi sana, Hüsrev! Hat- tâ senin yapacağın bir şey var ve hem en mükemmeli... — Nedir? ğ — Kızı alır, Avrupa'ya gider- sin. Sırrı, sizi takip edemez. — - Beıı, ıln lnıçuk kıdel&'l:ın ıçıııış : deu daha sersemdim; beynim uıul duyordu: — Bunu da duşıındüuı. Fakat — kız hiç oralı değil. . Germaine, derındçün içini çek T de yanılmıyordu. Sırı Nevres, kırat- ta bir adam, her zaman para bula- bilirdi. Lâkin cebine giren parayı, kumardan başka yere vereceği bir az şüpheli idi. Germaine, acaba neye güveniyordu? Sırrı Nevres, is l_:;_ı;dal korkusu ile parayı verir mi idi? Biraz da merak ediyordum: — Parayı aldın, diyelim. Sonra ne yapacakım" Hemen Paris'e mi rini yakıyor ve biribiri arkasına bi ra, konya ı,mırlıyoı—du. Hem lıe — l’ırıs e gitmek, sonraki iş... Sırrı'yı müşkül vaziyete sokmalı « ti: — Demek fena tııhılımşl. Bu, te - _*’ davisi imkâ bir şey... Zıvallı'vl ynvrııcık! | Ben de göğüs geçirdim: Ş — Evet ... zavallı yavrucak! Germaine, dizlerimi tutmuş, be- — ni sarsıyordu: | — Bu kızla ben, konuşsam! . Başımı eğdim: — Onu da düşündüm. .. — Seni, kendine bir rakip telâkki edecegl için sözlerin, büsbütün menfi tesir- — ler yap: n Gerınnuıe, lııçkınr gibi güldü: — Bitmedi —