versitesi açılmak üzere olduğunu gazetelerde okuduk. Bunun fayda smı burada uzun boylu anlatacak değiliz. Sağlam bir bedenin, tek nikle mücehhez bir işin nelere ka: dir olduğunu biliriz. Bunun için bu yeni üniversiteyi büyük bir mem nuniyetle"karşılıyoruz. Beden ter- biyesinin tarihçesi bizde nisbeten Yenidir. Buna rağmen az zamanda Şok büyük adımlar atmış ve iler- lemiştir, Fakat bu kâfi değildir;az zamanda beden terbiyesinde ilerle- Miş milletler mevkiine irişmemiz için, tabiatimizde meknuz olan ka- iliyetlerden niçin daha süratle is- tifade etmemeli? Niçin onu oldu- $u gibi bırakmalı... Bir milletin kuvvetini vücuda ge- hen sebepler meyanında beden ter 'Yesi de zikredildiği gibi, bir mil- etin güzelliğini temin eden yegâ- ne sebep te budur, Vücudun tena- ü, vücudun sıhhat güzellikte her #eyin fevkinde gelir. Kadim Yuran “arm güzellikleri neden bugüne adar meşhur olmakta devam edi- Yor? Çünkü burada çocukların be- den terbiyesi tahsilde en belli bas- * mevkilerden birini işgal etmiştir. ,, Milletler ancak bu terbiyevi tah- *ilde bir siyaset olarak kabul et- mekle fertlerini, ve netice itibarile Yesillerini güzelleştirebilirler. Yok- sa meselâ genç kızları tafre furuş- ğa, başkalarına hoş görünmeğe, modanın ekseriya gayrı sıhhi olan İssirlerine kapılmağa boyaya, uy- uruzluğa seykeden güzellik müsâ- mn” güzelliğe hizinet ede- cek yerde-Bünun üzerinde aksi te- sirler yapmaktan hali kalmadığı inkâr kabul etmez bir hakikattir. , Bunun için her memleket bugün işi n terbiyesi cihetinden tut- muştur, Bir çok yerlerde beden ü- hiversiteleri açılmıştır. Size misal “İmak üzere, Romaya bir kaç kilo Metre mesafede Örvicto kasabasın genç kızlara mahsus olmak üze. f* açılan bir beden terbiyesi mekte Beden üniversitesi | İtalyada genç erkekler ve genç kızlar için iki mektep kuruldu Ankarada bir iş ve beden üni- | miş ayrıca buradada istikbalin genç inden bahsedeceğz. Bu işin ehem. Miyeti mahsusasmı anlayan Fa pisme idaresi sade Romada erkek- ere mahsus olmak üzere bir beden “niversitesi açmakla iktifa eteme- siri Bir çok mektep talebeleri, bir Şok gençler ve battâ yaşlılar pul ioplamak iptilisndadırlar. Bu çi zatında çok iyi bir şeydir. | Çünkü pulların üzerlerini okuya o- UYa, resimlerini göre göre hepi miz birçok şeyler öğreniriz. Çünkü ir memleket pul koleksiyonu üze- vimd bir hü- Asasını görmek habildü Pul koleksiyonu merakı pulun i- <adı kadar esiririi;. 1846 senesin- den beri, yani Fransada pul kulla- Yulmuya başlamadan evvel İngilte- | t€'de zengin pul koleksiyonları var . Bunları toplıyanlar ekseriya | Şocuklardı. Üzerlerindeki resimle- 78 imrenirler ve defterlerini, oda- rnn bir köşesini süslemek için yuna pul toplarlardı. O zaman Dul toplamak gayet kolaydı. Çün- e e Pulculuk Dünyada bir tek nüsha :. olan pul kimdedir? kızlarını yetiştirecek kadın mual- limleri elde etmek için bir daha kurmuştur. Buraya lebelerin on yedi ile yirmi bir yaş arasında olma: mdır, Namzet- ler ayrıca sıhhatlerinin yerinde, ah: lâklarının mükemmel olduğunu ve | şimdi siyasi rejim hakkında sami: mi kanaatler beslediklerini göster- mek mecburiyetindedirler. Üniversiteye kabul masrafı Ro- mada erkekler için 8,175 lirete, Ör vieto'da genç kızlar çin 5,300 liret tir. Bazı şeratit altında talebelerin b nücretlerden istima edildikleri de vakidir. Tahsil müddeti iki se- nedir. Mektebi bitirenler isterlerse yeni gelenlere,bir sene ders vererek staj yapabilirler. Tahsillerini ikmal edenler “beden ve gençlik terbi- yesi muallimi,, diplomasını alırlar. On yedi milyon İtalyan çocuğu. nun gerek beden, gerek ahlâk ve gerek zihni cihetten talim ve terbi- yesi bunlara aittir. Orvietodaki mektep — ki İtal yanlar buna akademi diyorlar — üç sene evvel tesis edilmişttir. işin-| de, Gymnaseleri, tenis 1, ti | yatrosu, yüzme havzu velhasıl her seyi vardır. Ve günden güne büyü- mektedir. Mektebi ( izyaret eden herkes burasının temizliği ve inti- zamı karşısında takdir hislerini söylemekten kendini alamamak- tadır, İdare eden, itaat eden, hizmet | eden, tahsil eden bep o genç kız. | dır. Burada annelği, ev idaresini, a ileye ve vatanına merbutiyetini, ru- hun ve bedenin terbiyesini, bedii hislerin tekâmülünü, vücudun ar- zularına mukavemeti, ( tenasübün güzelliğini öğrenir. Musolini, ce- sur, sağlam ve fakat onlar için ha- zırladığı erkeklere tam bir saat ve- rebilecek derecede vücutça ve ka- faca cazp kadınlar stiyor... Bu İtalya misalini daha bir çok memleketlerde bulabiliriz. Her yer de vücut terbiyesi âdeta bir mez- hep halini almıştır. İşte şimdi bu- nun bizim memlekette de teessüs etmekte olduğunu görmekle bah- tiyarız, kü istenilen pulu derhal bulmak mümkündü. o Fakat 1858 de yeni pullar tabedilince eskileri kullanıl maz oldu ve piyasadan çekildi. Ko leksiyoncular o zaman müşkülâtı anladılar. Ve bulunmıyan pulları aramağa başladılar. o Bu merak Fransaya, İtalyaya ve Belçikaya da sirayet etmiş ve buradaki münev- verler arasında bir alâka uyandır. mıştı. İlk defa olarak 1861 de Po- tiguet isminde bir adam bir'pul ka. taloğu neşretti, B sonra bir çok neşriyat yapıldı ve pulculuk ce- miyetleri tesis olundu. Pul koleksiyonu yapmak tıpkı pa ra koleksiyonu yapmıya benzer,Bu nun için fazla malümat sahibi ol. mak lâzım değildir. Yalnız fazla dikkatve itina ister. Koleksiyona evvelâ kolayca bulunur pullardan | BI Beyefendinin Istanbulu teşrif ederek “başlamalıdır. Bundan sonra padir 2,5 Hakkı telif Bir haftalık dahili ve harici vakayii takip ediniz en şayanı dikkat bulduğunuz hadise hakkında bir yazı yazıp bize gönderiniz. En güzel yazılmış makalenin sahibine: S5 lira İkinci gelen makalenin sahibine: Bu musabakaya yalnız liseler, yüksek mektep talebeleri iştirak edebilirler. Yazıların gazete yazısıyla azami satır olması, kâğıdın bir tarafına yazılmış bulunması lâzımdır. Bu yazılar cuma günü akşamına kadar elimize geçecek tarzda postaya verilmelidir. Bu haftaki müsabakayı kazananlar Geçen haftaki güzel yazı müsabakasında birind'liği lira verilecektir. 75 ve asgari 30 “Ticaret ve sanayide terakkimiz,, serlevhalı yazı ile Dam dö Siyon lisesi talebe - sinden 347 Muallâ Lütfi Hanım, ikinciliği “Türl!'ye - Rusya ve sanayi- imiz,, serlevhalı yazıst ile Ankara Veteriner Fakültesinden 96 Ahmet Bey kazanmıştır. Kazananların hüviyet varakaları ile idaremize müracaat edip mü- kâfatlarını almaları mercudur. Gelen cevaplar şunlardır: z ç Ticaretve sanayide ai terakkimiz Ticaret ve ER A âleminde günden güne ilerlemekte olduğumuz pek aşikâr bir surette göze çarpmaktadır. Bu son bafta zarfında iktısadi sahada en ziyade nazarı dikkatimi; 'celbeden hadise de cümhuriyet hükümetimizin en faal erkâ- undan olan muhterem Iktısat Vekili Ce- güzel yurdumuzda ticari ve iktisadi fa- liyetin bir kat daha artması çarelerini ramaları ve muhtelif iktisadi meseleler ıkkında tetkikatta bulunmalarıdır. Hü- ımetimizin memleketimizde ticaret ve | sanaylin terakki ve inkişafı için sarfettiği immet ve gayretler sayesinde bugün gö- | Züslerimizi iftiharla kabartacak parlak muvaffakıyetler elde edilmiştir, On sene evvel iğneden kadar en ufak ihi ie temleke ücareti yapan bir millet olduğu- muz halde bugün sanayide; ülkemizde mebzulen yetişen iptidai maddelerden hakkile istifade edebilecek bir mevcudi- yet ve kabiliyet gösteriyoruz. Memleke- timizde tesis olunan ipekli, yünlü kumaş fabrikalarında, şeker, çimento, kiremit, kundura vesair sanayi müesseselerimizde ecnebi memleketlerden gelen emsali mal- lara rekabet edecek kadar terakki ve te- köâmül âsâr; görülmektedir. Bütün bunlara ilâveten Istanbulda Pa- şabahçede yarım milyon liralık tesisatla asri bir şişe fabrikası açılmasına karar verildiğini ve hattâ birkaç güne kadar fabrikanm inşaatına — başlanacağını pek büyük bir memnuniyetle öğrendik. Yur- dumuzun en lüzumlu ihtiyaçlarından bi- rine cevap verecek olan bu pek mühim iktımadi teşebbüsten pek gok faydalar de- ğacağı şüphesizdir. Ezcümle birçok kim- seler iş bulup çalışacak ve geçinecekler; ie emdr pa eni çak ve binmetice mil- . Memleketimizde bir kâğıt fabrikası te- isine dair projelerin de pek yakında hax kikat ve filiyat sahasma girmesini sabır. pzlikla bekleriz. Çünkü biz mektepliler ğ kâğıt sarfetmek. te olduğumuzdan bu ihtiyacı daha yakın dan duyuyoruz. Bu paralar da harice git, meyip memlekette kalacak olursa İkt — bünyemiz daha ziyade kuvvetlene. cektir. Dam dö Siyon lisesi talebesinden 347 Maallâ LUTFİ pulları elde etmeğe çalışmalıdır. Böylece başlanan — bir koleksiyon yakın bir zaman içinde büyük bir kıymet kesbedebilir. Nadir olmu - yan bir pulun kıymeti etrafımdaki dantelâda, içinin filigranlarında, zamkında velhasıl heyeti necmua- sındadır. Bununla beraber İngiliz Güyanında 1856 senesinde neşro- lunan 1 sentlik pulun dört köşesi kesik olmasına rağmen haiz oldu- ğu kıymet çok muazzamdır, Çünkü dünyada bu puldan bir tek kal- mıştır. Bu pulun tarihçesi çok gariptir. İlk defa olarak 1873 senesinde on dört yaşında bir pul meraklısı tarafından ailesinin birçok peri - şan kâğıtları arasında Bu çocuk pulla fazla alâkadar ol - mamış ve satmıya karar vermiştir. Birçok yerlere baş vurduğu halde istediği fiati bulamamış ve nihayet 6 şilinge Mac Kinnon'a satmıştır. Türkiye - Rusya ve sanayiimiz —— Osmanlı İmparatorluğundan © sonra Türkiyenin ilk karagün dostu Rusya ol. muştu. Zaferden zafere koşan Türkiyede bu kadirşinaslığı unutmadı ve en bahtlı günlerinde Rus dostları sevgile andı, Padişahlık ve Ke devirlerinde biri di- iyi iki deş memleket oldular. Bu kardeşlik cüm- h etle beraber doğduğundan samimi- dir ve asrın icabatına her cihetçe uyan bir ant ile perçinlenmiştir. Bu dostluk ve anlaşma gevşek değildir. Fakat zayıflamamak için kuvvetlenmeğe muhtaçtır. İşte bir gidiş geliş var, nere- Ye? diyoruz; Türkiyeye diyorlar, Nere- den? diyorsun: 'ürkiyeden (diyorlar ve bunları Çrazetem) de alâka gemi yorum. Okuyoruz, Bayler Moskavadan & dönüyorlar; Türk tayyarecileri Moskoraya vardılar; min Rus dostlarımız. Türkiyenin kal Rus sahayi m de ve saire... Avrupanın, başımı tehlikeye sokarım diye, son zamanlara kadar tantmak bile istemediği Komünist Rusya ile cümhuri- yetçi, hallıçı, devletçi, inkılâpçı, lâik ve milliyetçi Türkiye bir sözle Mustafa Ke- malci Türkiye işte böyle anlaştı ve böy- le kaynaşıyor. Almanya arzu etmiyebilir. Fakat şu mu- bakkak ki bugün Türkiye onu büsbütün. kıskandıracak bir sanayi hareketine geçti Fabrikalar kuruyoruz. İmalâthaneler açı- yoruz, sanayi dünyasında bu cepheden de geri durmuyoruz ve bu işte Rus dost- larımız da bize yardım ediyorlar; işte s- tanbuldalar, Ankaraya geldiler, Kayseri- ye gidiyorlar ve orada bez fabrikasmın kuruluşunda Türk mühendislerile bera- ber bulunacaklar. Evet sanayi kuruyo - ruz; yalnız şu noktayı iyi bilmeli bizdeki sanayi kurluşu. Avrupada olduğu gibi sanayi ve ziraat kavgalarına yol açmıya- caktır. Çünkü Türkiyede sanayi zirante istinat eder ve Türkiyenin ziraati de sa- mayi ile inkişaf eder. Ankara Veteriner Fakültesinden 96 AHME Bu adam 1885 e kadar beklemiş ve nihayet bu bir sentlik pulu 25 lira- ya bir başkasma devretmiştir. Bun dan sonra bu pul bir çok ellerden geçmiş ve en son 1922 senesi 6 şu- batında Hind isminde bir Amerika lı bunu 351.000 frank mukabilinde elde etmeğe muvaffak olmuştur. Bu pulun manzarası çok pistir. Üzerindeki yazılar müşkülâtla o - kunmaktadır. Rengi soluktur. Şimdi bu Amerikalı'da ölmüş - tür. İhtimal yakında yeniden mü- zayedeye çıkarılacaktır. o Görülüyor ki pulculuk ne kadar mühim ve aynı masraflı bir iştir. Onun için pul meraklıla- rı pullarına çok ihtimam etmelidir- ler. Bugün kıymeti yok gibi görü- nen bir pulun yarın size milyonlar temin etmiyeceği ne malümdur? Bir çok karilerimizin pula merak k olduğunu bildiğimiz için fırsat düştükçe gene bumevzu etrafında yazılar yazacağız, Damga VE Betonarmenin icadı Bugünkü inşaata hâkim olan betonarmenin kısa bir tarihi Bugünkü inşaat sahasını baştan aşağı istilâ eden ve yeni bir mi - marlığın doğmasina sebep olan betonarmenin icadı nisbeten yeni- dir ve geçen asrın ortalarında vu- kubulmuştur. Birçok inşaatçılar ve mimarlar bunu ilk defa kendilerinin icat et- tiklerini iddia eylerler. Zaten ga- yet basit ve sathi bir tetkik netice- sinde mahiyetleri derhal anlaşıla- bilen ve fakat istimali bütün dünya | ya şamil olabilecek derecede mü- him olan icatların doğrudan doğ- ruya kime ait olduğunu kestirmek çok müşküldür. Çünkü kısa bir za- wan içinde herkes “ben yaptım, ben icat ettim, işte eserim budur,, diye meydana çıkabilir. Meselâ 1854 senesinde (İngiliz mimarı Tyerman bu hususta bir ihtira be- ratı aldığı halde aynı sene zarfında Fransız mühendisi Lambot da bir berat almış ve 1855 senesinde Sana yi sarayında cimentarme ile yapıl mış bir küçük kayık teşhir etmiştir. Bu kayığın iskeleti demirle vücuda getirilmiş ve etrafı çimento ile ö - rülmüştü. 1860 dan 1865 senesine kadar Fransız inşaatçılarından Coignet Dün mekteplilerin bayram günü idi. Her bir yere talebesini götürdü. Resmimiz Gel, ve Monier Cimentarme'den küçük borular, düz taşlar imal etmişler. dir. Bu tarihten sonra birçok mü- hendisler Monier'niri kurduğu esas dahilinde çalışmışlar ezcümle A . vusturyalı Wayss cimentarme hak- dında yaptığı tecrübelere dair bir. eser neşretmiş ve bunu birçok yer- lerde cimentarme'den yapılmış in- şaat takip etmiştir. Fakat Betonun ilk mucidi Fran- çois Hennebigue isminde bir mü - hendistir. Bu mühendis 1842 de Pas-de.Calais civarında ziraatle müştegil bir aileden doğmuştur. Hennebigue daha on sekiz yaşında iken bu gibi şeylere merak sarmış ve yirmi beş yaşında birçok kilise- ler inşa etmiş ve şimendifer inşaa- tında çalışmıştır. 1870 senesinde Belçikalı zengin bir kızla evlenmiş ve bundan #on- ra Bruxelles'de ve Paris'te beton arme üzerinde çalışmıştır. Paris'te ilk betonarme bina bu mühendisin 1899 senesinde rue Danton'da ken- disi için evdir. Hennebigue “in usulü 1900 senesinde beynelmi - lel Paris sergisinde tatbik edilmiş ve çok büyük bir muvaffakıyct ka. zanmıştır. po mektep idaresi intihap ettiği ERİM eren kire sinin tenezzüh çıkışını göstermektedir. (Başı 1 inci sabifede) 1 cihan müzakeresini istemekte bu- | lunduğu bildirmiştir. | Leh ve aleyhte geçen müzake- reden sonra bütçe encümeninin bu talebi kabul edilmiştir. Kanunun heyeti umumiyesi üze- Bey (İstanbul) yeni bir kanun lâ- rinde söz alan hatiplerden Vasıf yihası şeklinde teklif edilen kanu- nun tatbik usullerinin daha ziyade mazbut bi rhele getirilmesi için ça- lışılmak üzre vakit bırakılması lâ- zım geldiğin söylemiş ve hükü- metçe varidat noktasından gözeti- len maksadın mer'i bulunan kanu- na bir zeyi yapılmak suretiyle de temin olunabileceğini ilâve eyle miştir. Rüştü Bey (Bursa) — Mevzuu inüzakere olan kanunun bazı kı- sımlarınım noksan bulunmasına rağmen eskisine nazaran daha eyi bulunduğunu söylemiş ve kanu nun vergi muafiyet nisbetinin ta- yini selâhiyetin: hükümete veren maddesinin teşkilâtı esasiye kanu - Dun 83 üncü maddesile taarız teş- kil ettiğini işaret eylemiştir. aliye vekilinin izahatı Maliye Vekili Fuat Bey, kanu- mun gözettiği maksatlar etrafında izahat vererek sanayimizin inkişa- İt için sınai müesseselerimizde mua mele vergisinden verilmiş olan muafiyetlerin geçirdiği | safhaları rı anlatmış ve demiktir ki ; “ Sunayiimizin inkişafı. için ve- rilmş olan muafiyetler semereleri- ni vermiş ve sanayimiz iptidai maddelerimizi mamul bir hale ge #rerek memlekette bir cok ihtiyaç- Muamele vergisi mecliste larımızı karşılayabilecek — bir hale gelmiştir. Gümrük himayelerile gördüğü muafiyete ilâveten mua- mele vergisinden de muaf tutulma- sma devamda sebep görülmemiş- tir. Bu maksadı temin için madde- lerde e m e suretiyle ve çok maddelerde yapılması icab et- tirdiğini gördük, Bunun içindir ki tadil şeklinden ayrılarak müstakil bir kanun haline getirdik.” Fuat Bey muamele vergisi ka- nun lâyihasının yeniden hazırlan- ması yolunda tetkikat (yapılırken halen mer'i cibayet usullerini değiştirmek için de tetkikatta bu- lunduğunu fakat binnetice yine be yanname şeklinin muvafık görül- düğünü işaret eylemiştir. © - Vekil Bey, sınai müesseselerde mamği eşyanın vergi matrahı ola- cak kıymetinin her rene ma- liye ve t vekâletlerince müş tereken tertip ve icra vekilleri he yetince tasdik ve ilân edilecek cet velde mevaddı iptidaiye payı ola- rak gösterilen nisbetler “dahilinde bir kalemde yapılacak tenzilâttan sonra kalacak mikdardan ibaret bu lunduğuna dair maddenin teşkilâ tı esasiye kanunu ile bir tezat teş- kil etmediğini ve bu hükmün halen meri bulunan kanunda da mevcut bulunduğunu söylemiştir. Bu münakaşa ve izahattan son. ra kanunun maddelerinin müzake- resine geçilmiş ve beşinci madde - ye kadar müzakeresi bitirilmiştir. Meelis pazartesi günü topl br.