Hıdırelez Malâm ola ki; bugün medrese tâbirile Hıdırilyas ve halk tabirile Hıdırellez'dir. Derler ki, Hıdırellez Çingene bayramıdır. Benim bildi - #im, o gün baharın başıdır ve ku - zu yenir, yeşillik yenir ve tabiatin ilk canlanması tes'it edilir. Doğru sunu söylemek lâzımgelirse Çin - genelerin olarak bu günü seçmelerinde büyük bir isabet var dır. Tabiat bayram ederken, insan ların da buna iştirak, etmeleri, ha- vanın, suyun ve toprağın neşesine kalılmaları hiç te yanlıs değildir. Hıdırellez bahsini ederken Çinge- neliği hatırlamamaya imkân yok - tur. Bu filozof ve kalender ırkın tarihini uzun uzadıya tetkik etmiş değilim amma doğrusu hayat fel - #efelerine bayılırım. Evvelâ beşe - riyeti tedirgin eden ve çok defa Para kaznmaya, mes'ut olmaya, rahat etmeye mâni olan utanma - | nın aleyhindedirler. Sonra bir ye - re bağlanıp oranın derdine ortak olmadansa göçebe halinde yaşa - mayı tercih ederler. E bütün bun- lar bugün dünyada yavaş yavaş taammüm etmeye baslayan telâk - kilerdir. Birçok memleketlerde 81- kılma, utanma çoktan kaliımış, hattâ utanma ve sıkılmayı hasta - hık telâkki ettiklerinden tedavisi i- Şın gazetelere ilânlar bile koymus- İardır.. Göçebe hayata gelince; | Insanların en zenginleri muttasıl seyahat ediyorlar; Şu halde?. Şu halde efendim bir dostumun dediği gibi insan Yahudi gibi kaza e Çingene gibi yaşamalıdır. Bu- istediğiniz gibi tefsir edebi- Mi Sin sene olduğu gibi bu sene de hel mel > isi umumi çeri ığından (Kakava) serlevhalı ve yarısı çir- genece, yarısı türkçe manzum ve Mensur bir davetiye aldık. Çinge- oz kısımlarını bir yabancı lisan ş luğundan dercetmiyorum. Dave zemini başındaki taş basması gö - | eh atan çingene resminden sonra deniyor: Mut Barolara (bu baro avukatla. | rın barosu değildir.) Milleti necibei kıptıyanın yev - mi mes'udu mübareki olan 6 Ma- Yıs 1934 sabahı tulüyi şemsten bir e on dakika üç saniye mukad - lem edasına borçlu oldukları bay ram âyini davetiyesidir.,, Ve altında da on beyitlik man- Zum kısım geliyor. Bu kısmdan iş- te birkaç beyit: . “şte nevruzu hızırda milletimiz iz fahreder. “Kâtfei çergenişinin gamı âlâmi a ider.,, Çoluk çocukları pür e yet kurup hamdederiz Di hâlimize evmi mahsus muktazası her ça- dır ehli bugün kuzu mutlaka ke - bap eder saz şöyle emsali düğün “ Fukara şakirtleriz “İş işret bir de “Davulizurma “bir takım | “Pembe zümbül raksederler dide > dan ref'eder.,, “Gel bu meçlişte şevk gör ihtiyar et zahmeti,, Vakıa vezni düzgün değil am - ma kafiyesi bozuk. Yeni bizim şi- irlerde de bundan fazla düzen a - ranmıyor... Ne yazık hi; davetnamede ne - veye gidileceği yazılı değil, hi 7 FELEK Polonya Münakalât nazırı gelemedi Polonya münakalât mala mM rimizde yetim. .M. Rabkovski seyahatini tehir Gtiğini .— ancak pazartesi günü Yarın rimizde Biyel bulunacağını N Polonya münakalât nazırı Ye- #ilköyde, Tayyare Cemiyeti erkâ - Bi ve tayyarecilerimiz tarafından sa Mimi surette karşılanacaktır. al e To Müsadere edilen : kaçak eşya İnhisarlar İstanbul başmüdiriyeti çip memurlar çala zarfında " dardır yakalanan kaçak eşya id papket ithali memnu Benra, 10 tşakestelı takı salı vaka, “e çakmak, 16 adet çakmak taşı, hi #ram kaçak tütün, 8 deste oyun dei 753 varak sigara kâğıdı, 6 a- Şt Misir sigarası, 86 kilo 750 gram şa ap, 1 kilo, 350 gram konyak, 4 şise e ahiyeti meçhul içki, 900 grain ver - vat, 150 gram ispirto, 23 adet taban- © ZI adet fişenk müsadere olunduğu Bibi bunların alâkadar sahipleri de ih Vans mahkemelerine verilmişlerdir. İha EKONOMI Esnafın Kazancı Reis ve kâtiplerle, müra- kıplar dün de toplandılar E:maf cemiyetleri reis ve umu - mi kâtipleri dün Beyoğlunda mu - siki cemiyeti salonunda Esnaf ce- miyetleri mürakıplarının da iştira kile bir içtima yapmışlardır. Her a yın ilk cumartesi günü yapılan bu içtimaların dünkünün de geçen cu | martesi günü yapılan içtimada gö- | rüşülen e:mafın kazanç vergisi ü - zerinde müzakerata devam edil- iştir. Bu hususta maliye müra - kıpliğile temas etmek içtimada ayrılan beş namına izahat verilmi: vergisinde ismi zikredilen zümrelerinin kıyasının Ticaret o - dası meclisi tarafmdan yapıldığı! hakkındaki izahat ta dinlendikten ! sonra içtimaa nihayet verildi. Fındıklar düşük larmdaki düşüklü- işlerdeki durgunluk |! devam etmektedir. Geçen hafta bir Evvelki gece Bakırköy Emrası akliye ve asabiye hastanesinde az- gm bir deli bağlarını çözmüş ve, yatağında mışıl mışıl uyuyan bir” başka azgın deliyi boğarak öldür- müştür. : Bu facin gece yarısından iki saat sonra ve tam 150 azgım deli- nin karyolalarında bağlı bulundu: ğu beşinci kovuşta cereyan etmiş- tir. Vak'a gecesi delilerden Naciye hanım dişlerile ayaklarımı bağla - kaç alış verişten maada iş olmamış | tır. Avrupa müşterileri bu sene mah iğ sullerinin tohumlarını bekliyerek vâdeli muamelâta girişmemekte vö | ellerindeki stokları kullanmakta - | dırlar. Bu ay içinde mahsul vaziye | 8 anlaşılacaktır. Bu vaziyet bir ke re anlaşıldıktan sonra hararetli a- ış verişler yapılabileceği tahmin e dilmektedir. Amerikaya gönderilecek mallar Aldığımız malümata nazaran Amerika hükümetile hükümetimiz arasında Amerikaya ihraç edile - cek Türk mallarının Amerikaya girebilmesi için bazı şeraiti haiz olması şeklinde bir anlaşma yapıl raıştır. Bu anlaşma mucibince A - merikaya girecek Türk malları - nın yalnız mahreç şehrinin ismini taşıması kâfi değildir. Bu malların ayni zamanda ambalâjı üzerinde behemahal Türkiye kelimesi bulu- nacaktır. Ereğli çilekçileri vapur istiyor Karadeniz Ereğlisinde her sene yüz bin kilodan fazla çilek yetiş - mektedir. Bu havalinin çilek müs- tahsilleri dün Ticaret odasına bir müracaatta bulunmuşlardır. Çilek- çiler bu kıymetli mahsulün çürü - meden İstanbul limana indirile - bilmesi için sık, sık vapurların Ka- radeniz Ereğlisine uğramasının te- minini istemektedirler, Oda vapur culuk şirketi ve denizyolları ida - resi nezdinde bu postaların temi - | ni için teşebbüste bulunacaktır, Buğday sevkiyatı Geçen hafta şehrimi zi bancı memleketlere 1690 2 “Zhi le 135 ton buğday sevkedilmiştir Istanbul stokunun 30 bine el olması ve dünya ünya fiatlar, yen düşük gitmesi dolayısile yAi cat yekünları fiat üzerinde mües- sir olmamaktadır. İ BORSA | (lş Bankasından alınan cetveldir) 5 Mayıs 934 AKŞAM FİYATLARI | ISTİKRAZLAR TAHVILAT T lstikrazı dahili 9650 918 Kuponsuz in 1803 İrtikranı Sa m Kuponsuz 07 Ünitürk 2m ie W Siz 1205 | ” m. 3125 SA, Şark D.Yalları 260 sas Gümrükler * Bağdat s8 470 ESHAM | Iş Bankası Nama 880 $ Şir, Hayriye is Biel ar SMS a0 1075 1925 *$ Çimente 1225 Türkiye Cünkü. İhtihar dey. Di Diyet Bankan 5750 $ Kuponsuz j Komar Şark dey, 5 aray “ Anadolu Hisaz Pür o ger ÇEK FIYATL Londra Prağ ve 1 Dolar 17 ri 21 1 Mark * 1k 24) 1 Zeleti 2050 15 Ley 19 24 $ 20 Dinar s5 Bİ 1 Çerneviç 7 Altan Bas Bİ 1 Mecidiye 3512 106 Banknot 27 kemirmeğe başlamış üç saat uğraştıktan #onra bunları tamamen kurtar - Mmağa muvaffak olmuştur. Bu deliler ayaklarından bağlı oldukları gibi ayrıca uzun kollu ve kolları arkadan bağlı gömlek te giymektedirler. Bu gömlekler yel- ken bezinden yapıldığı için kolay kolay yırtılması ve sökülmesi de kabil değildir. Fakat Naciye hanım, bu göm - leğin içinden tırnakları ile bir de- Hik açmaya, bu delikten çıkardığı parmakları ile de elini arkasından bağlayan ipleri çözmeye muvaffak olmuştur. Bu suretle tamamen serbest ka- lan Naciye hanım yatağından fır. lar fırlamaz doğruca Lâtife haniiii' isminde eli kolu ve ayakları bağli olarak uyuyan bir başka delinin yatağı başma geldi. ve sırtından çıkardığı yelken bezinden gömle- ğin sağlam iplerini Lâtife hanımın gırtlağıma dolayarak olanca kuv - vetile sıkmaya başlamıştır. Lâtife hanım bir kaç dakika sonra ölmüş, katil deli de karyo - lanm başında oturup bu ölünün ba- şında kahkahalarla gülmeğe baş - Tamıştır, > Bu kovuşun bütün işi 6 gardi- Ağaçlar tomurcuk vereli çok ol- du, Hattâ çiçekler bile döküldü. Ve meyveler piyasaya düştü. Ağaçların tomurcuk açması bir kaç cihetten mühimdir: Evde- lâ baharın girdiğine“ delölet eder. en imtihanların yaklaştığına. z iyi bir profesör söyledi: “A- lr o tomurcuklanmağa başladı mi korkun çocuklar! mz pa rılın. Çünkü sonra birden bire çi- çekler açılır ve birden bire meyve- lerle beraber imtihanların karşı « sında bulunursunuz. , Dün gazetelerden öğrendik ki Üniversitede yirmi mayısta imtihan lar başlıyacakmış. Şurada kaç gün kaldı? Demek on beş gün sonra talebeler için büyük ve sayılı fırtı - Bizim asıl mevzuu bahsetmek istediğimiz nokta imtihanların böy le birden bire ilân edilivermesidir. 20 Mayısta imtihanlara başlamak talebenin çok, hem de pek çok a - leyhinedir. Eğer bu cihet evvelce malâm olsa idi, o zaman bu satır. ları yazmağa hiç te höcet yoktu. Eğer talebe, imtihanların meseleâ 15 Mayısta yapılacağını bundan dört beş ay evvelinden bilseydi, şimdi şikâyet etmeğe hiç hakkı ol- mazdı. Çünkü çalışmak ve hazır - lanmak mecburiyetini daha evvel- den hissederdi. Vâka on günde koskoca Univer site'nin dersleri hazırlanmaz. Lâ « | Biz böyle düşünüyoruz, iz Siz adaba ne dersiniz? Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Bir deli bir deliyi boğdu! 150 azgın delinin kayış bağlarla bağlı yattıkları koğuşta bir facia! aa a Deli kadın iplerini nasıl çözdü, arkadaşını nasıl öldürdü? yana mevdudur. Gardiyanlar ge - ce münavebe ile kovuşta nöbet beklemektedirler. Ancak kovuş o kadar büyüktür ki bir nöbetçi yatağı teker teker dolaşıp tekrar eski yatağın başına dönünceye ka- dar yarım saat geçmektedir. Ayni zamanda bu kovuş biri- birinden ayrı salonlardan müteşek- kil olduğu de vaki olacak w- fak tefek gürültüleri nöbetçilerin Doya işitmesi mümkün değil - Bunun için gardiyanlar ve has- İ tahane idaresi facianın ancak er - gi sabah farkına varabilmişler - ir. Vak'a derhal müddeiumumi - liğe haber verilmiş, diğer taraftan katil deli Naciye hanım tekrar ve müşkülâtla yakalanarak eli kolu bağlanmış ve tecrit edilmiştir. Vak'anm tahkikine müddelu - mumi muavinlerin Kâmil Bey va- ziyet etmiştir. Kâmil Bey hasta - haneye gitmiş, bizzat kovuşların vaziyetini tetkik etmiş ve gardi - yanları bu faciadan mesul tutma- ya imkân görememiştir . Katil de ehliyeti cezaiyesi ol - mıyan bir deli olduğu için taki - bata mahal bulunamamıştır. Gayrimübadillere Bono tevziatı Gayri mübadiller tevziat ko - misyonu, bono tevziatma başla - mak için, üç büyük cilt tutan on biner liralık büyük kıtadaki bono- ların gönderilmesini beklemekte - dir. Küçük kıymetteki bonolar, ta - games bazırlanmğ ya Lowjsyona tevdi edilmiştir. Tevziata pazartesi günü -baş - lanması muhtemeldir. Komserlik terfi imtihanları Merkez memurluklarile komi - serliklere terfi imtihanları dün vi- lâyette yapılacak idi. İmtihanlar hazirana talik edilmiştir. Gülhane müsamereleri Mutat tibbi Gülhane müsame- releri bugün saat 16,30 da yapıla- caktır. kin öyle dersler vardır ki çalışıl - mıştır. Fahat insan, bir kere oku - madan imtihana girse belki döner ve bir defa okuyup girerse belki pek iyi bir şekilde sınıfın: geçebi - lir, İşte talebelere bu imkânı bah- şetmek için imtihan başlangıcı o - lan tarihi daha evvelden haber ver melidir. Avrupa Üniversitelerinin hemen hepsinde bu usul caridir. Resmi ta- til günleri, ders kesimi zamanı, im- tihan başlangıcı olan tarih, ve ne ticenin ilân edileceği gün daha se- nebaşında tanzim edilen bir broşür ie ilân olunur. Fakat imtihanların lebeler, akademik bir usule teb'an, idarenin tesbit edeceği bir veya bir kaç dersten belki de eyni günde imtihan vermek mecbariyetinde - dir. : Ehseri yerlerde imtihan devresi on beş günden fazla sürmez. Tale- benin sabahleyin bir imtikwna, öğ- leyin başka bir imtihana ve akşam üstü diğer bir imtihana girdiği çok dir. Yalnız Alman Üni inin bazılarında talebe ha zaman hocasını gider bu lar ve istediği zaman imtihana gi- İşte bu imtihan usulünü bizim Universitede iyi bir nizam altına sokmak için A wealleri tetkik etmek ve e ai yemize göre telif edertl i şekilde bu işi tanzim etmek lâzum- dır. O zaman sızıltı çıkmaz. MAARIFTE Doçentlerin Askerliği Ecnebi profesörler tercü- mansız mı kalıyor? İD Üniversite kurulurken muhte - Hf fakültelere bir çok genç doçent alınmıştı, Bu doçentlerin hemen hepsi bu ay başından itibaren, hiz- meti mecburiyelerini yapmak üze- re askere alınmışlardır. Bu yüzden fakültelerde bir çok ecnebi profesörler tercümansız ve muavinsiz kalmışlardır. Tedrisat kısmen sekteye uğramıştır. Üniversite rektörlüğü bu husus- ta bazı tedbirler almaktadır. Mekteplerin bahar gezinlisi Mektepler dün bahar gezinti - lerine başlamışlardır. Dün Eyüp orta mektebi Kâğrthaneye gitmiş- tir. Bazı ilk mektepler de hocala- rile birlikte muhtelif semtlere gez- meğe gitmişlerdir. ri Eski Adliye vekili Yusuf Ke - mal Bey bu akşam inkılâp tarihi enslitüsünde derslerine devam e- decekiir, : Yusuf Kemal Bey inkılâbımı- zın iktisadi tekâmül O safhalarını anlatacaktır. Çocukların dişleri çürük— İlk mekteplerde diş tabipleri | tarafından talebelerin diş m - mi yapılmakta olduğunu yazmış tık, Diş tabipleri cemiyeti mektep- lerden alınan cetvellerden bir is - tatistik çıkarmıştır. Bu istitasti - ğe göre, 30 bin çocuk muayene e dilmiş ve yalnız bunlardan ancak bin kadar talebenin dişlerinin sağ- lam olduğu görülmüştür. alınmıyan müderrisler Darülfünun ıslah edilirken, niversite kadrosu içine alınma yan müderrislerin maaşları tem o- larak verilmeğe devam ediliycr « du. Açıkta kalan bu müderrisle « rin gesi: mayıs sonunda kesile - cektir. Eski hocalar, dün son maaş, larını almışlardır. T Bu müderrislerden bir kısmı muhtelif liselere muallim tayin e- dilmiştir, Bir kısmı da meslekle - rile alâkadar diğer vekâletlerde iş almışlardır. Haziran birden itiba- ren hiç bir vazifeye tayin edilmi- yen, fakat tekaütlük müddetlerini dolduran hocalar tekaüde sevkolu- nacaklardır. Mübadele Komisyonu- nun löğuı 19 Teşrinlevvele kadâr. bitmemiş muamele kalmıyacak Muhtelit mübadele komisyonu- nun mesaisine, Yunanistanla ara - mızda aktedile nitilâfname muci- bince 19 Teşrinievvelde bilfiil ni- hayet verileceği için, müterakim işlerin süratle bitirilmesine çalışıl maktadır. Malüm olduğu verhile, bu tarihe kadar işler bitsin, bit- mesin komisyon lâğvedilecektir. Komisyondaki Türk heyetine mensup bir zatın dün bir muhar » ririmize söylediğine göre, mütera- kim işlerden hiç birinin ait olduk- ları mahkemeye intkal ederek uza masına meydan bırakmamak için âzami surette çalışılmaktadır. Tahmin edildiğine göre, elde bu lunan dosyalar, 19 Teşrinievvele kadar kâmilen intaç edilmiş ola - caktır. > Pr, Vittemoare Ayasofyada işine tekrar başlıyor Ayasofyanın İstanbulun fethi esnasında o zamana göre gayet sanatkârane ve mahirane iş bir badana ile üzerleri örtülen mozayiklerini meydana çıkarmak- la meşgul olan ve her sene bu mev simlerde işe başlayıp kışa yakın faaliyetini tatil eden mütehassıs profesör Witmaare'un | şehrimize geldiği yazılmıştı. Profesör bu seferki gelişinde de yanında bir kaç mütehassıs us- ta getirmiştir. Bu defa Narteksin methalinde bulunan ve Hazreti İ- ü meyda | sa ile Hazreti Meryemi tasvir eden| na çıkarılması işile meşgul ola mozayiki açacak, sonra da camiin | caktır. EEE Üniversite kadrosuna © “| 32. Her sahada yapılan işlerini “ Adam sende!... ,, Arkadaşım Sadullah — Türkiye- de ilk radyo spikeri, — Geçenler. de bana si: sinirli dert yandı: Tâksimi Fındıklıya vasleden ka- zancı caddesinin tam Fındıklı ile birleşmek üzere olduğu noktaya ci- var bir mahalde epeyce zamandır bir adam türemiş. Nişan atmak su- retile piyango yapıyormuş. Filhakiha ticaretin serbest oldu- ğu bir memlekette buna bir şey de- memek lâzımdır. Lâkin işin fenası, bu adamın bir kumar masası mahi- yetinde olan tezgâhını oradaki ilk mektebin köşesinde kurmuş olması dır. Sabahleyin ilkmektep çocuk- ları bu adamın başına ü, baht oyunu * oynıyorlarmış. Yani sokak ortasında daha küçük yaşta- ki yavrular uluorta kumara teşvik ediliyor. Benim bu sütunlarda bu mesele etrafında asıl mevzuu bastemek is» tediğim nokta, buradan günün her saatinde polisin, mektep muallimi. tezgâhın çocuk ruhlarında yapaca» ğı fena tesirlerden her üç insanın da gafil bulunması ve bum men'e teşebbüs etmenin ahlâki ve içtimai bir vazife olduğunu her üçünün de hatırlarına getirmemeleridir. İşte asıl hastalık bu noktadadır. Böyl, küçük ihmaller, cemiyete ait vazi- feyi böyle benimsememizliklerdir ki cemiyet için fena örnekler ve fe- ne neticeler doğurur. “Adam sende! Dünyayı düzelt. mek bana mı kaldı.?,, sözü, dilimiz de çok tedavüldedir.Bu söz,bir çok larımızın ruhi haletini (o gösterir. Pek çoklarımız, cemiyet içindeki vazifemizi, yalnız sabah olunca u- yanmak, işe gitmek, yemek yemek, gece olunca da yatıp enem ei. nihayet bir gün gürleyip gitmek 5 bi basit bir çerçeve içinde görünür. Bir insanın cemiyet işindeki va- zifesi, bu Yemler kaba, ve bu kadar iptidai değildir. ve olmasına imkân da yoktur. Dün- siz ve ben düzeltmeyip te kim düzeltecek?.. Kediler | mi, yoksa ördek veya örümcekler mi?.. Elbet- te biz düzelteceğiz; vazifelerimizi bilerek, gördüğümüz aksaklıkları, sakatlıkları ihtar ederek, ait oldu- ğu mercileri ikaz eyliyerek... Hattâ bur, bizim şahsımızı doğrudan doğ- ruya alâkadar etmeyip te yukada A Birini tarzında cemiyete ait İsa i.. Bu, bizim için bir hak Zeke hadar bir de este bor. — Biz, maalesef Böyle gördük. | Böyle alıştık. Hiç olmazsa çocuk” || larımız da olsun, “adam sen de!” zihniyetinin teessüsüne asla mü- samaha ve müsaade etmiyelim, Salâhattin ENİS Tekirdağ; umumi Müfettişi bekliyor” bir blânçosu hazırlandı Ibrahim Tali Bey Trakya yollarını teftiş ederken bilme gin ilde Train Uzi irl gün içi mun Kine bei kile Tali ayin Şek rimize geleceği ve Vilâyetimiz civar kazalarında (tetkikatta bu- lunacakları anlaşılmaktadır. Şeh- rimizde bulunacakları iki gün i- çinde her sahadaki yapılan işlerin bir bilânçosunu tetkik etmekle be- raber Trakya şehirleri içinde ehem miyeti iktisadiyesi itibarile birin- ci o derecede gelen Tekirdağ hin- terlandı için da bir çok dilekleri- miz vardır. En büyük ihtiyaç yol- lardır. Trakyanın her sahada inki- şafını temin için çalışacak kıymet. li müfettişimiz candan karşılana- caktır. dahilindeki mozayiklerin