pr — Hariciye Nazırları seyahatte: Giçen hafta seyahate çıkan Hariciye azırları memleketlerine avdet ettiler. Italya Hariciye Müsteşarı Suviç Londra” ya gitmişti. Avdette Belçika'ya da uğ - radı. Bulgar Başvekili Muşanof Londra, Paris, Berlin, Roma ve Budapeşte'yi zi- yaret etli. O Romanya Hariciye Nazır Tituleseo © Paris'ten Bükreş'e döndü. Fransız Hariciye Nazırı Barthou da Le- histan ve slovakya ziyaretlerini ik- mal etti, Bütün bu ziyaretlerin büyük muvaffa- kiyet temin ettiği bermutat resmi teb - biğlerle ilân edilmiştir. Hakikatte hiç bi- rinden bir netice çıktığı anlaşılmıyor. Su- viç Roma protokollerinin şümül ve ma- biyetini Ingiliz hükümetine anlattı ve si- lâhsızlanma hakkındaki Mussolini noktai nizarma İngiltere'yi imale etmeğe tekrar çelıştı. Ancak Ingiliz gazetelerinin lisa- mından bu teşebbüsten bir netice çıktığı anlaşılmıyor. İngilizler Roma protokol- leri hakkında izahat almakla iktifa etti- ler. Silâhsızlanma hakkımda karar ver - mezden evvel vaziyetin inkişafını bekle- meyi tercih ettikleri görülüyor. Bulgar gazetelerinin yazdığına göte, Muşanof'un seyahati Bulgaristan'ı den Balkan misakıma iştirak etmedi büyük devletlere izah etmek maksadına matuftu. Bu sebepler kâfi derecede vâzıh olduğuna göre, Bulgar Başvekili geçen- lerde Bulgar Millet Meclisindeki beya - natını Londra, Paris ve Romaya ayrı ay- rı izah etmiş olacaktır . Ancak en ehemmiyetli seyahat Bar - #höu'nun Varşova seyahati idi. Malüm - dur ki bir müddetten beri Lehistan müs “akil bir siyaset takip arasındaki eslki münasebetlerin Lehistan'ı tekrar Fransa'ya (o bağlamak malktadile Varşova'ya gitmişti. Seyaha- tin böyle bir helice vermediği anlaşılı « yor. Lehistan © takip etmeğe başladığı müstakil o siyasetten © ayrılmıyacağını Fransız Hariciye Nazırma istasyona a - yak bastığı dakikadan itibaren anlatmak istemiştir. Barthou Varşova istasyonuna vardığı asan Lehiatam Hariciye Naze rn istikbale gelmediğini ha; retle görmüştür. Bilahare anlaşılmıştır Ii Leh Hariciye Nazırı Pari Eği zaman o vakit Harici nd bale gelmediği için şimdi kendiside Fransız Hariciye Nazırını istikbale git #memiş imiş. Fransız gazeteleri Barthou'- nün yetmiş iki yaşma hürmet olmak üze- re Leh Hariciye Nazırınm istasyona ka- dar zahmet ihtiyar edebileceğini yaz - maktadırlar, Barthou, Pilsudeki tarafından da ka- bul edilmiş ve hakkında ihtiram göste rilmişse de her halde Lehistan'ı müstar kil yolundan ayıramamıştır. Diğer taraf- tan Barthou'nun Prag'da gördüğü sami- yet devam ediyor. Manmafih Barthow!'- Tun ehemuniyelli vazifesi Varyova'- da idi. Uzak Şark'ta tehlike: Japonya'nın Çin'de takip edeceği siya- set hakkında Japon Hariciye Nezaretine mensup selihiyettar bir mak, bafisden söylenen sözlerin ber tarafta ğ heyecan devam etmektedir. yasetinin yeni izahı İngiltere, ediyor. İngiliz ve Amerika gazeteleri Ja. po aleyhine şiddetli neşriyat yapıyor. . Bu gazeteler, Japonya tarafından takip edilecek siyasetin © Vaşinyton'da imza edilen dokuz taraflı muahedeye mu- gayir olduğunu yazmaktadırlar. Filha - kika Ingiltere, Amerika, Japonya, Fran- $a, Italya, Portekiz, Felemenk, Belçika ve Çin tarafından 6 şubat 1922 tarihin- de imza edilen bu muahedenin dördüncü maddesile bu devletlerin hiç biri, Çi dahili vaziyetindeki müşkülâttan bilisti- fade diğerlerine faik bir vaziyet ihtas et- meğe teşebbüs (etmiyeceğini biribirine mütekabilen ç taahhüt Çin'e para a tayyare satılmamasını talep ediyor. 400 milyon nüfuslu Çin üzerine bir himaye ilin ediyor demektir. Japonya'nın Mançurya'yı istilâsmda | birinci derecede (alâkadar Rusya idi. Şimdi de birinci derecerle alâkadar İngil- Milliyet'in edebi isfrikası: 67 Haftalık siyasi İcmal tero'dir. Çünkü bu siyaset Çin'deki plâs- manları milyarlara baliğ olan İngilizleri istihdaf ediyor. İngiltere Japonya nez - dinde resmi teşebbüste bulunmuştur. Ve- rilen cevaplar Saponya'nın muülödnlere üretkâr olduğu bildirilmekle be- for, geçen hafta izah edilen yolda ileri gjililmiyeceği sarih surette bildirilme - tedir, Binacnaleyh iddia edilebilir i Japonya'nın cevabı müphemdir. Mesele İngiliz Avam Kamarasında da | ! araretle mevzuubahsolmuştur, Hariciye Nazırı Sir John Simon da müzakeratın hararetini artırmamak için baştan savma bir takım sözler söylemiş ve İngiltere'nin kendi haklarını temin edeceğinden emin folmalarını bildirmiştir. Diğer taraftan Japonya'da bütün dün- ya devletlerine karşı meydan okuyan bir İhaleti ruhiye hâkim olmıya başlamıştır. (Japonya'nın artık beynelmilel münase - betler sahasında istiklâlini ilâm ettiği ve hiç bir mukavele ve muahâde ile mukay- yet olmıyarak kendi menfaati, iktiza ettirdiği yolda yürüyeceği mşikâr surette söylenmektedir. o Japonya gelecek sene toplanacak bahri tahdidi teslihat konfe- ransında İngiltere ve Amerika ile müsa- vat istiyecektir. Sonra Japonlar Singa - por'daki İngiliz üssübahrisini kendi em- niyetleri noktai nazarmdan tehlikeli gö- rüyorlar. Her halde Japonya'nın bir ta- kım bareketler için hazırlanmakta oldu- anlaşılmal z Zu Bu son vaziyetin garip bir tarafı şudur ki Rusyn üzerindeki tazyiki azacık hafif- lettiği için Rus'lar bir nefes almışlardır. Mançurya istilâsmdan beri Rusya ile Ja- ponya arasında bir harp her gün bekle - nen bir hadise halinde idi. Şimdi Japoo- | ya Çin ile meşgul olmıya ve bu sebeple İngiltere ve — Amerika ile karşılaşmıya başlayınca Rus'lar Siberya'daki hazırlık larını bitirmek için vakıt kazandılların - dan seviniyorlar. Bununln beraber, Çin'- de Japon'ların yerleşmeleri Rusların da menfaatlerine o mugayiridir. Ancak ani bir teblike şimalde urya'da idi. Her halde Uzak Şark'taki vaziyet çok vahim bir safhaya girmiş görünüyor. , Rusya em Rusya'nın Almanya ile olan münase- betleri de hafta arası çok gergin bir saf- baya girdi. Rusya Almanya'nın şark si- yazetinden şüphelendiğinden £ şarktaki statükoyu bir takın mukaveleler ve ade- rim) tecavüz Merkel iki etmek stiyor. Kendisi üç küçük Baltık devleti olan Latviya, Bstonya ve Letonya ile uzun müddet için xmisaklar imzaladıktan sonra bu devletlerin istiklâllerini kefalet altına almayı Almanya'ya teklif etmiştir. Almanlar hafta arası verdikleri cevapta bu Rus teklifini sureti kaPiyede redde- diyorlar. Bu devletlerin istiklâlleri hiç bir tehlikeye maruz bulunmadığı için böyle bir kefalete lüzum yoktur diyorlar. > diyorlar. N N ke gelemez diyerek kendi hüsnüniyetle- rine ister istemez herkesin itimadı olma- sanı istiyorlar. Böyle bir teklif yapılma. saydı, belli de üç devletin istiklâlini ke- falet altına alan bir mukavele yoktur diye mana verilmezdi. Fakat bir defa teklif yapılıp ta reddedilirse, o zaman mukave- lenin mevcut olmaması — tehlikeli mana ifade etmeğe başlar, .s.. Avusturya'da korporasiyon: Avusturya'da mayısın ilk İtibaren yeni rejim başlamıştır. 1919 da Avusturya İmparatorluğunun dağıl - masını takip eden aylar içinde | kurulan parlementaire cümhuriyet idaresi kalkı- yor veyerine İtalya'daki faşizmden tül hem olan korporasiyon devleti kaim olu- | yor.Esasen bir seneden beri Avusturya'da eski rejim filen tarihe karışmıştı.Şimdi bir senedir devam eden fili bir vaziyete küle» mi şekil veriliyor. Yeni teşkilat belediye Feisleri tarafından intihap edilen vâsi sa- lâhiyetli Cümhurreisi etrafında temerküz ediyor. Hemen söyliyelim ki bu Cüm - hurrsisinin salâhiyetleri Amerika Cüm - hurreisinin satâhiyetleri kadar geniş de- Zildir. Binaenaleyh korporasiyon usulile Avusturya'da demokrasi ilga edilmiyor, Ancak şimdi Habsburg hanedanının geri gelmesi mevzuubahsolmıya başladı. Ne eski ne de yeni kanunu esaside buna | Eski hanedan bir kanunla mani bir kayıt yoktur, 1919 nisanında yapılan KANLISIR ze açıldım, bilmiyorum.. Bana, i- nanacağınız şüpheliydi.. Fakat i-. nandınız! Bana, babamm, anne -. min göstermediği omüsarıahayi, yüksek insanlığı gösteriyorsunuz!. Peki, bu neden? Yanıldığımı söy leyin, kalbim, çok ferahbyacak... İnsanlar , size, çok fenalık, etti - ler, değil mi? o — Maalesef, yanılmyorsun kı- zım! vw Sırrı Nevres, az çok elimde sa- yılır. Ona karşı oynayabilecek, be- nim de kozlarım var, şimdi! re İki gece süren bir içki âlemin-. den sonra Semine Hanımın eviu «. den ayrılmıştık. Ferhundenin bir- 'denbire neşelenivermesi, Sırrı Nev resi de, Semine hanımı da, Melda- yı da şaşırtmıştı. Semine hanım, genç kıza karşı gizli bir kin besli- yor gibiydi, bana manalı, manalı. bakıyor: Yazan: Ma'ımut YESARİ yi, bu haşarı , dik başlı kızı tes- a Be Se hanımı; 2 emine ın kinaye -. sinden yi Da çıkarıyordum: — Bunak, seni... Sarhoşli lidi ile beni aldatır, iade bel Senin gibi yağlı kuyruğu, ben, 6 toy kıza kaptırır mıydım? Sırrı Nevres, budalası da kandı! Bu se. fer, elimden kurtuldun, fakat baş- ka konuşuruz, iyar tilki! Se -. minenin kolay gündeye gelemiye- ceğini o zaman anlarsın.. Eğer sen, bir daha burada Ferhundeyi göre- bileceğini, bulabileceğini umuyor. san, şaşarım aklına! Melda yaprak yeşili gözlerini kırparak Ferhunde'nin © kolunu Şimdikliyor: — Çeokbilmiş, seni!.. O ilk so- murtkanlığının ne idi sanki? Bu, sarı toz gibi ipek saçlı genç kızın gözlerinde de: sa, ben, meydanı sana boş bırak» — İhtiyarı, yere vurdun, değil mi? İkinizde o nüsl sai z ki in ur adın Herkes beni talihli, pek neşe » li zannediyor ve biç kimse borç i- çinde pek sıkmtılı günler geçirdi- ğimden şüphe bile etmiyordu. Et- rafa yayılan şölretim sönmek Öze re iken Vicdan hanımefendinin bir portresini yaptım, tekrar şöbretin prtte. Gene parasızlığım korkunç bir şekil aldığı, bu yüzden kahvealtı ile öğle yemeğini birleştirdiğim bir günde atölyeme zamanın en meş- bur muganniyelerinden Seniye ha- nım geldi. Yapacağım resmi karar- laştırdrk, fakat fiatı hakkında bir şey konuşmadık. O gün, sanattan, san'atkârlar - dan uzun uzun bahsederken gittik- çe fazlalaşan yüzümün sarılığına kadın dikkat etmiş olmalı ki: “Her Avusturya'dan ihraç edilmişti, Şimdi bu kanumun feshedileceği bildiriliyor. Bina- enaleyh Habeburg'lar alelâde vatandaş gibi Avusturya'ya gelecekler. . Gerisini de arlık Avusturya'daki efköri umumiye den ziyade beynelmilel vaziyetin alaca- ğr istikamet tayin edecektir. Şunokta unutulmamalıdır ki gerek Avusturya'nın ve gerek Habsburg hanedsnmn. mukad- deratı yalnız bir Avusturya meselesi de- ğil beynelmilel meseledir. “e Hicaz - Yemen harbi: Arabistanda Hicaz Kralı Ibnizsünd ile Yemen Kralı İmam Yahya “arasndaki mücadelenin vonu görünmüşe benziyor. Harp mıntakasından doğru haber almak mümkün olmamakla beraber, İngiliz imembalarından Mısırdan gelen malimat İmam Yahya'nın hezimetini bildirmekte- dir. Münaziünfih olan Nejran mıntakası kâmilen ibnissünd'un kuvvetleri tarafn- dan işgal edildikten sonra şimdi Hicaz in, ren ye edilmiştir. İmam Yalıya ölmüştür. o Bu haberlerin ne dereceye kadar dağru olduğu malüm değil Fakat şu muhakkak ki Yemen - Hicaz yanal Tmkestini > gelip © ibnistünd Bilen Kral: Hüseyin'i sağı lüp ettikten sonra Arabistan yarımada - sında Yemen'den masada hakimiyetini münakaşa <decek hiç bir hüküm niş oluyor. İbnissüud'ün reisliği altında bir Arap Birliği tahakkuk saha- sına girmiş bulunuyor. Ahmet ŞUKRU mazdım... Ben, senden, elbette daha güzelim, daha alımlıyım... Şilkâyetini okuyordum, Sarı Nev hayretinde biraz da sevinç gizli idi, Kendi kendine: — Yalnız başımdan belâyı at - makla kalmadım... İlerisi için de ümit var! Ferhunde, bu ihtiyarı mı sevecek? O, dünyada benden vaz- geçemez: .. Hüsrev Bey, kesesini açsın bir kere, sonu kolay... Ara dan Semine ile Melda'yı hazfetme- nin yoluna bakmalı! De muhakkaktır, İçin için, ben de hayret ediyor - dum. Ben, bu âlemlerin yabancısı iken nasıl oluyordu da bir iki ge- cenin içinde bütün sırlarını öğreni- veriyordum? Bir hakikate erdim. İşret ve te- fahet âlemlerinin içyüzünü göre - bilmek için, kendini, o âlemlere kap tırmamak lâzım! Sırrı Nevres, yolda soruyor: — Nasıl, Hüsrev Bey, eğlendiniz mi? Onun kanaatini kuvvetlendiriyo- rum: 7 — Size çok müteşekkirim, doğ- MİLLİYET CUMA 4 yusu. Bir kaç gün sonra, Ferhunde tadan kayboluverince Semine Hav MAYİS 1934 halde işlerinizin çokluğundan faz- İn yoruluyorsunuz. Bir akşam ye- meğe sizi beklerim. Hem biraz din lenmiş olursunuz.,, dedi, Kadının ber günkü davetile aç- kığımı gideriyorsam da mali vi yetimin düzelmesine bir faydası ol- muyordu. Alacaklılar gittikçe be- ni sıkıştırıyorlardı. Nihayet yaptığım resme muka- bil Seniye hanımdan peşin bir mik. tar para istemeğe karar verdim. Bir gün arkasından yaklaştım. Al. çak sesle kulağıma: “— Bir kaç gündenberi size bir şey söylemek için bilseniz ne kadar mut Kadın iştiyakla başını bana çe- virdi: “Her şeyi biliyorum,, dedi ve dudaklarında manidar biz tebes- süm belirdi. O, gittikten sonra bu gülünç ser güzeşti dalgın dalgın düşünür - ken telefon acı acı çaldı: — Affedersiniz. Pırlanta bile- ziğimi kaybettim. Belki atölyede düşürmüşümdür. — Bakayım, Diyerek telefon - dan ayrıldım. Yakutlarla, iri pır - lanta taşlarla müzeyyen bileziği iyi ce batırlıyordum. Kanapenin üstündeki yastıklar- dan birini kaldırmca bilezik bü - tün şaşaasile göründü, Gayri ihti- yari, bir karar vererek telefona koştum: — Yok seniyeciğim. Her tara- fı aradım bulamadım. Dedim. O gün de akşam yemeğini her s gibi beraber yedik. O, bi - leziğin altı bin lira kıymetinde ol - duğunu ve pek zengin bir ahba - bın bayram hediyesi olarak ver- diğini, fakat maddi kıymeti için değil de, bir hatıra olduğu için üzüldüğünü söyledi. Ona tekrar a- rıyacağımı vadettim. O: “Üzülme — diyordu — o alı - babım çok zengindir, kaybettiği. mi söylersem daha iyisini hediye e deceğine şüphem yok, Bir kaç gün içinde bütün borç. larımı ödeyerek alacaklıları sus - turdum, Fakat ben, eğlenmeüin bütün manasile bir bırsızdım. Bu âdi hareketi irtikâp ettiğime piş - man olmuştum. Arlık yapacak bir şünecekler, ne hale girecekler aca- ba? Bu, aklıma geldikçe kahkaha- larla gülmek istiyorum, Sırrı Nevres, gayet dost bir tm - vırla koluma giriyor: — İçkiye alışık olmadığınıza pek inanamıyacağım. Haylı dayandı - nız! — Sızdım, azizim, .. Sızmak da- yanmak mıdır? — Fakat çok içtiniz! Gülerek omuzlarımı oynalıyo - rum: Evvelâ içtim, başım döndü... İkinci kadehte açılır gibi oldum. İçtikçe açılacağımı zannettim, Son- ra, açılacağım yerde, kapandım! .— Fazla rahatsız olmadınız ya? — Hayır... Biraz başım ağrı - yor... -— Gene iyi... Bünyeniz çok kuvvetli doğrusu. . . Surrı Nevres'in kolumda kıpırda- nışından, yeni niyetleri olduğunu anlıyorum: -— Yaşıma rağmen, yıpranmış sayılmaz | —— Bu gece, otelde istirahat eder siniz. Yarın, size bir surpriz hâzır- yorum! Çok keyiflenmişim gibi gülüyor. dum: -- Tamamile size tabiim. . ri Ne vücudum. Bugün İ TÜRK SİNEMASINDA Ankara Türkiyenin KALBİDİR Türkçe sözlü büyük inkılâp film İlâveten: Saygon isyanı, Mü- messilleri ANN HARDİNG ve ADOLPH MENJOU. Muazzam heyecanlı film. (Bugün saat 11 de tönzilâtlı matin: ( Eski Artistik ) Yaz tarifesile Dühüliye 25 kuruş 2 Büyük film birden: Ana İztirabı A ŞEN UÇAN ŞEYTANLAR mmm 1 6470) Konser Bugün hulkevinin Alay köş - kündeki temsil şubesinde saat on altı buçukta bir konser verilecek- tir. İRTİHALI MUESSİF Merhum Baytar Mehmet Ak Beyin zevcesi ve Doktor Osman — Şerefetön Beyle muallim Dürdane hanımın valde- si Ankara elektrik Şirketi müdür mun- vini Mühendis Süleyman Bey ve Bor- nalı Süleyman Beyin kayın valdesi Ne- biye Hanım vefat etmiştir. Cenazesi bugün öğle vakti Uluköy. deki banelerinden kaklırılarak cenaze namazı Bebek camii şerifinde eda olun- dukdan sonra Remelihisarı kabristanma defnalunacaktır. Cenabı bak kederdide anlesine sabri cemil ihsan eylesin. a şey yoktu. O, mütemadiyen: Artık beni sevmiyorsun sen eskisi gibi değilsin , diyordu. Evet, bir zamanlar karmı aç ©- larak, alacaklılardan kaçarak ge - zerdim, fakat namuslu idim. Şim- di, bir hırsız, âdi, sefil bir mah- Yük olmuştum. Onun beni | ziyaretlerinde de hep içimde bir vicdan azabı sızlı- yordu. Tablo bitince gönderdim. Oda, Ankaraya hareketinin arifesinde bir zarf içinde bin liralık bir çek gönderdi. Nihayet kâbustan kurtu- luyordum, Hemen terhin ettiğim yerden bileziği aldım. Fakat nasil Seniyeye iade ede- yim? Ona her şeyi itiraf etmek ken dimi lekelemek demekti. Düşün - düm, taşındım. Kadın muhakkak gitmeden evvel veda etmek için beni ziyarete gelecekti, Bir ko - medi hazırladım: — Kuzum şu senin bilezik me- selesi ne oldu?.. Buraya geldiğin zaman kolunda olduğuna emin - sen, Ankaraya gitmeden evvel se. ninle beraber şunu daha dikkatle a- rayalım. — Birdenbire ne oldun? Ehem- miyeti yok böyle şeylerle meşgul olma... O söylerken ben © arıyordum. Bu esnada bittabi bileziği de bul- dum. O (buldum) diye haykır - mamla sözümü kesti. Söyledikle - rimi işitmemezliğe gelmek istedi. Fakat ben saf ve riyasız bileziği kendisine uzattım. Rirdevs İSMAİL sürpriz ne olabilirdi? Semine Ha- pm, numarasından başka bir nu - #maradır. İstanbul gibi, eğlencesi nisbeten mahdut bir yerde sürpriz- lerin çerçevesi mahduttur. Ertesi gece, Taksimde bir Fran- $ız kadınının apartrmanında idik. Sırrı Nevres'in, o Matmazel Ger - maine Trefle diye takdim ettiği bu kadın, bar artisti idi, Kusursuz tu- valetine, kusursuz makiyajma rağ- men yorgun bir güzelliği | vardı. Fransızcayı pürüzsüz ve latlı ko - nuşukundan Paris'li olduğu anla - şılıyordu. Pariste doğma büyüme olmasa bile, uzun seneler, orada ya şadığı belli idi. Germaine Trefle, onun hakiki is- mi olmıyacaktı; bütün artistler bar kadınları gibi, onun da müstear i- sim kullandığı muhakakkaktı. Ben, buralarını araştırmıyorum, araştırmak ta lüzumsuz ve fayda - sızdı. Kafamın ve gözlerimin dik- katini çelen $ey, onun, Sırrı Nev - res'e vakıt vakıt, adeta bir düşman gibi bakması idi. Fransız kadınının, kahkahaları canlı idi; zekâsı uyanıktı. Kendisi- ni, kuru bir yaprak gibi, dünyanın bir bucağından öbür bucağına atan savurup sürükleyip götüren talih kasırgalarile alay eder gibi omuz İLAY! Bugünkü progr ISTANBUL : , 12,30 Al lâ manik Fahri H. İnci H. Ülkü 21 Ajans ve borsa haberleri, 21,29" car Siçan musikisi (Madam i Mösyö Malinin iştirakile). VARŞOVA, IMS m. yi mferana, LA,SO: Mektepli > eği fil orkestem musikisi, 1950: Ma ler. 21/08: o Plâk. Münehabesi İsveç (Stokhalm dn verilecek rupa konserini nakil, 2230: Fi m Maratmdan kanser. 2340: Ona KREŞ 36 m. — Pkk. — Haberleri orkestrası. 18: aHberl trasmmm devamı. 20: Bivârsite, 20,20: Plâk. 20,45: Ke AÂtene salonundan senfonik konser. islem, 22,151 Senfonik konserin dı BUDAPEŞTE,Ss0m. yvanat bahçesinden makji, 18 Opera mugenmici Tibor rafından tagamaili könser. 20,35; Spof Teri. 2050: Verhevinadnu nakil, 21,300 holmdan naklen: Beynelmilel Avrupm Ki 2250: Odeon ve Parlolen gramefön, 2350: Mandita talom takımı. 24,301 HAMBURG, 3m, 1830: Denizciliğe dair neşriyat. hikâyeler. 218: Münülen malleni eserlerinden mürekkep konser. 24: den naklen: Beynelmilel Avrupa MOSKOVA, m. 21; Musiki ve sözlü meşriyat, 22: riya, 23/05: İngilircez “Çar i Boiyevikler,, ünvanlı konferans, Zf: A edebi maşriyar. PRAG,470m, 19.20; Almanca mejriyat. 204 Karışık konser. 21,10: Meniki baki, Pik. 21,30: Siekkalmdan maklen bsi Avrupa konseri, 22: Müsahahe, 34 musikisi, 23: Haberler, 23,15 Russt 230: Piyano refakatile tegsnmi, ARESLAU, İS m. 301 “Temada bağlar Ni bir ilkbahar mesikili berler, 71,15: Mame Pi mürekkep konser (Mümihte, im apak 3,0: Sos ri kay iie Beige ri ze VİYANA, SO m. 18,8» Şarkılar, hafif havalar. 19 Baberleri. — Beden ayara. © Tarihi ” — İlktremdi meariyak 20: Sant ayari, 20,181 Şi sel zam A seri, an m Laharm KONİCSVUSTERHAYSEN, 1571 20: “Tahinke önümü ; izbe? istiyenler bir mektapla İt muza müracaat etmelidiri€ İşçi aranıyor “ Çamaşır ve ütü orta / hiz çalışabilir bir Türk Hantmı la iş arıyor. Adres Tokatliyan Nahabatyan nezdinde Şemsi H. ven e geçen nüshalar 10 kuruştur — vaatbanya sit işler için müdiri; tini kabul etmez. ve talihin oyuncağı olmuş ? lükun, kader ve talihi bir gibi eline alıp bakması, hs' ratlarma tükürmesi, i şamak hevesi, neşesi veri?” Onunla ahbap olmak #1 yim. Çünkü Sırrı Nevres€; lukları eski bir macerani” kapanmamış son yaprı ziyordu. is Suret, dostluğumuzu soruyor. cevaplar, bu, tecrübeleri çok fazla kadını ikna zünü benden çeviriyor, res'e düşman düşman b Evde kapanıp kalmak dik, gezmeğe çıktık... ” res, susuyor. . Dimağında, 9 neler hazırlıyor? Yoksür $ kumar partisi mi umuyo”.”. Gezdik, sabahlara tık... Beni, otelime biri Ben, hep Ferhunde vi rum; avukatı gördü MÜ yi el mu? Sabah başımın “iye mmiyet vermedim, Nazmini! y