Sıhhi bahisler Terleyenler Bazı kimseler terlerler ve hasta değil- dirler.Hararet gölgede 35 tir onun için... Bazı kimselerde yatakta yatarlar, hasta- dırlar, Terlerler; hastalıkları esnasında terlerler, hastalıkları düşerken terlerler ve ölürken terlerler. Ter dökmeleri za- yıtlıktandır, yorgunluktandır. Yahut ter- İ vücutlarından bir takım zehirleri & tarlar. Koşanlar, güreşenler, etleri ile çabala- yanlar terlemekten (o şikâyet etimezler, Kan ter“içinde kaldıklarının sebebini bi- li Terini siler, gene işine bakar, Ta- bü olarak koltuk altları, ayak parmak- larının araları, deri kıvrımları terler. Ba- kılmazsa, oraları pis pis kokar. Sık sik banyolar, su katılmış kolonya suları ile Losyonlar, bir kaç kaşık fırmol katılmış ayak banyoları ile bu kokular defedilir. Kadmlarda bu terlemeler daha müz- iç olur, Hâsıl olan pişikler ve kızartı- lar yalnız banyo ile temizlenir. Srkı- &ı sular, ve kurutucu © tozlar lâzımdır. işmanlar başkalarından çok terlerlar - Onlar bir nevi zehirlenmiş kimselerdir. Çok terliyerek zehirlerden kısmen kurtu- Turlar, Biraz iş görmekle, çabalamakla duydukları yorgunluk, ter dökmek için onlarca bir başka | sebeptir. Yağlıları, hamur işlerini, tatlıları, ekmeği azalta- rak ve ıskara etler, yeşillikler, “yemişler yiyerek çok terlemenin önüne geçilebilir. Şişman olmadıkları halde terliyenler açık havada (o yaşamalı, su tedavisi, ılık su banyosu yapmalıdırlar. Kansızlar, hastalıktan kalkanlar kolayca terlerler. Kuvvet ilâçlerile onlar da çığırından çıkmış olan tabiiliğini yolu- na koyar, İntani hastalıklarda hastanın kupkuru derisinin birdenbire | nemlenip terle bürünmesi iylil alâmetidir. Bir hastalık, uzun süren bir hastalık var, geceleri terle yorgun düşü- mi. Hastalar kendilerini sıkan ve yoran bu işkenceden çok bizar olurlar. Buna karşı ne yapmalı? Geceleri ispirtolu loi- yonları,ilâçlardan ziyade işe yarar.Hekim likte başlıca bir kaide vardır: Eserden ziyade müessire / saldırmak. Dumanla meyen bir teri kesmeğe uğraşmak bazı ballerde kurdu koyun ağılı içine kapat- el atılır, Anjinlerde, Bronşitlerde en iyi usul bugün de budur. Hastalık ilerledik- ten sonra iş işten geçmiş bulunur, Terle- menin faydası (o olmadıktan başka zaten yorulan hastayı büsbütün kuvvetten dü- sürür. Bel ağrıları, romatizma yahiklar İn eğe bile sicak hava banyo. ğ . Artritile İĞ ba esulden istifade — ederler. Bura ve Yalova kaplıcalarımızda o hastalıklar üzerine aynı tarzda tesir etmektedir. #, Eskiler bütün bunları bilirlerdi. Has- talık onlarca fazla bir madde idi. O mad- deyi vücuttan atmak lazımdı. Atmak yol- vr da türlü türlü idi, Hastalık madde- İleri bağırsaklardan müshiller ile, deriden ici ilâçlarla, böbreklerden sidik sö- larla atıl : ilâçlar da sayılırdı. Bunlara kan a'makla da yardım edilirdi. Bir zamanlar bu kan almayı felâket dermal pere ki hekimleri de sürükliyordu. bil diklerine göre iş yapacakları her- yerde kesin keyfine kapılırlardı. Bazı hallerde faydalı olan bir tedavi usulü çığırından, Küçük Nesrin babasınm biricik kızı idi. Bu sene yedi yaşma Kökmaştı. Ilk mektebin birinci sınıfda bulunuyor, sa- bahları sarı, kesik saçları, mavi gözleri, kısa önlüğile mini mini mektep çanta sını eline alarak (| kaldırım taşlarından seke seke mektebe © gidiyordu. Hocası Zehra hanım da onu çok severdi, Tale- besine bir kuzu manzumesi belletmişti. Bu manzumeyi söylemekte en çok mu- vaffakıyet gösteren & Nesrindi. Ortaya kalktığı zaman masum tavrilet — Arkamdan koşar gelir, Yaramaz pek neşelidir. Derken #65 mahzunlaşıyor, mavi göz- leri yaşla doluyor gibiydi. Zehra ha- | nım küçüğün bir kuzuya © hasret çeken bu halini bir gün annesi Makbule hanı- ma anlattı, Makbule hanım da bunu ko- casma açtı. Sabih Bey mini mini kızının üzülmesine tahammül edememiş, hemen o gün gözleri sürmeli, beyaz tüylerinin üstünde siyah yamalar bulunan küçük bir kuzu almıştı. Karagözle Nesrin çok iyi ahbap oldu- lar. Nesrin mekteplen gelince kuzuyu a- lip çayıra çıkıyor, yeşil çimenlerle karnı- nı doyuruyor, sonra kucaklıyor, öpüyor, seviyor, gene peşine takarak eve getiri yordu. Gece evin altıma alıyorlar, belki karnı acıkır da yer diye bahçedeki ayva ağacının yapraklarından önüne bir küme yaprak, küçük eltasmın içine suyunu da koyuyorlarsa da hayvancağız yalnız k. lımca annesinden ayrılmış bir çocuk bağırıyor, ağlıyordu. Kaç gece Ne bu acı feryatları işitirek uykusu kaçmış, kuzusunun bu üzülmesine tahammül © i ti. aci ner me- başını kal. — Anne dedi. Karagörün annesi yok. Bak ağlıyor, en onun annesi olur mu Bir gece yene Tiyordu. Küçük kız yastıktan dırarak: un? Makbule hanım, çocuk ruhundaki bu safiyete gülmüş, yavrusunun . mütees- sir olmasını istemiyerek: — Olurum, Nesrin, demişti. — Karagöz aşağıda — galiba üşüyor, koynumuza alarm. Ana, kız gece vakti | evin altıma inip kuzuyu kucaklıyarak odalarma aldılar. Ve ona yataklarının yanına serdikleri İ bir çuval parçasmdan küçük bir yatak yaptır. Hayvan sesini kesmiş, küçüğün ını uzatmıştı, Kadın kocasının titiz halini bildiğinden kendi. sini mazur göstermek istiycrek: — Sabih, dedi. Nesrin gece israr etti, dayanamadım. Nİ Mel tn e — Makbule sen » cuk oluyorsun. Bu konuşma küçüğü uyandırmıştı. Ba- gözü — İyi ama, kızım. Hayvan anlamaz burasını kirletir, hem odaya fena koku dolar, Bir daha böyle yapma emi yav- rum, Nesrin babasını haklı gördise de kuzu- ya karşı içinde duyduğu şefkat yüzünü Bsterdi. Kirmızı dudakları zçağı sarktı. O gün ağzına bir şey koymadan mektebe gitti, çıkarılmış, iğri yola sapılmıştı. ve. : Birde can çekişenin terlemesi var. Son nefeste ecel teri... Bu, — yaklaşan ölüme karşı son savaş ve çabalamadır. Istarap- lar içinde kıvranan uzviyetin bu ter dökü $ü çok acıklı bir manzaradır. Terin bu türlüsü korkunçtur. Dr. Rusçuklu HAKKI Milliyet'in edebi tefrikası: 66 KANLISIR nım, bu gece beni meclise zorla çi- kardı. Çünkü geç haber vermişsi - niz, başka bir tanıdık bulamadı. Ellerimle şakaklarımı sıkıyor * dum. Eğer sıkmasam kafamın çat- lıyacağından korkuyordum. Bu ki zın söyledikleri yalan da olabilir . di. Beni tuzağa düşürmek için el birliğile bilhassa tertip edilmiş ol- ması da muhtemeldi. Fakat bu genç kizm bitik, yor- gun ve ağlıyan sesi, bana emniyet veriyordu. Sırrı Nevres'in şahsiyeti ve kabiliyetleri hakkındaki şüphe- lerim de bu emniyetimi artırmakta idi. Sırrı Nevres'in bu iğrenç cüreti kalbimi alev gibi yakıyon bu his ve ahlâk düşüklü cüret ve marifetlerini unutturacak, gölgede bırakacak kadar müthişti. Beynim, bir çürük gibi Ea Ben, bu kıza ne suretle ve ne. sıfatla yardım edebilirim? Acımak hissinin asaleti, gururumu okşa - mıyor değil, lâkin hayatımm karış- ması, kuvvetli ve bir ih- Yazan: Ma'ımat YESARİ timal.. Kendisine acıdığımı, genç. kız da hissetti mi acaba? Bana, a-| çılışı neden? o Beni,. diğerlerin -. | den daha insan, yahut insana ya - kın mı buldu? Saçlarımm akları, yüzümün kırışıkları ona emniyet. mi verdi? , Yokse, Sırrı Nevres üzerine be nim tesirim, nüfuzum olduğunu mu tahayyüt ediyor? Benim nüfuzum. | tesirimle mi Sırrı Nevresi merhame te, insafa getirmek istiyor? Biraz. evvel, Sırrı Nevres hakkında, bana söyledikleri, bu ihtimali reddedi - yor! O halde? İhtiyarlarn Kalpleri kolay ri kate gelir. Yalan veya sahi ma sallar, hikâyelerle beni, kendisi ne acındırarak, paramdan ist de yollarını, çarelerini mi düşi yor? Bu yaşta bir genç kızm, han- gi mecburiyetlerle olursa oil yalan söylemesi, tuzak .kurma - sı ve sonra bu kadar temiz, sami-, mi görünebilmesi, gene feci bir fırsat buldukça babasından gizli kuzuyu yukarı çıkarıyordu; Fakat bir gün misa- fir odasındaki halmın üstüne karagöz bir kabahat yapmış annesi bunu babası- na söylemişti. Sabihin buna canı sıkıldı. Demek ki hayvan çayırda gezer gibi odalarda, 80- (larda dolaşıyordu. Zaten gece gündüz “nuni — Me me me... diye bağrışı sinirine İokunup duruyordu. Hidrellez yaklaşı- yordu. Çocuk ta zaten hevesini almıştı. Karagözün icabına bakacaktı. Karısına, me çocuğuna hiç bir şey söylemedi. Hidrel- leze bir kala bir sabah erkenden kasabı çağırarak karagözü o kestirdi. Ana, kız uyanıp evin altında kuzunun ayakların. dan tavana asılmış olduğunu görünce hayret ettiler. Nesrin ağlamağa başlamış- w Ertesi gün kırda âlem için helva, dol- ma pişirdiler. Kuzuyu fırına verdiler. Hidrellez günü scpetlerini, çıkınlarını bağlamışlar, komşuları Nâzım beylerle söğüt ler. Ça: kuzu tepsisi ile yeşil salatayı ortaya koy- muşlardı, Nesrin, küçük yavrusunun ke- sildikten sonra bir de çayır çayır fırında | yanıp kebap olmuş halini görünce içi | çok fena oldu. Onu kıymadan nasil yi- yecekti, Içinden gelen bir hüzünle ağla- | mağa başladı. rinden alık ılık yaşlar döküyor: Babası : — Kızım bu kuzular kesilmek için 9- Ienırlar. Sen üzülme ben sana başkasını alırım, Diyorsa da öteki büsbütün her. sınlaşıyorduz — Hayir, ben karağözümü isterim. Çocuğu kendi haline terkederek Kuzu: yu yemeğe başladılar. Kuzusu iğin ağlüt Yıp yemeğe iştirâl etmiyen, Nesrinin te essürü bu —O.N.— zehir etmeşti. Ir, HORHORUNİ Eminönü Valide kıratanesi yanında <8 (15570) 2481 Beyoğlu dördüncü sulh hukuk mâhke- mesinden: Bursada Haci İskender mahal lesinde 4 Nolu hanede sakin iken dü- hastanesinde tedavi altında bulunan Hü- seyin oğlu Hayri efendinin hacri ile Ci- bangirde Ateşpare sokağında 4 mumara- İr evde oturan kız kardeşi Hikmet ha- nımm kendisine vasi tayinine — 2.5-934 tarihinde karar verildiği ilin olunur. Bartin limanına bağlı 29 tonluk derya güzeli motoruna sit evrakı seferiyelerin- den 933 kazanç makbuzu 2 gemici tes. keresi maa kazanç makbuzu reis şaha- detnamesi tastiknnme mesaha şahadet- namesi ve sairelerini*zayi ettim, Yenisi- ni alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Bulup getirenlere bahşiş veririm. Un kapanında 235 kahvede Ismail kaptan. Bugünkü program ISTANBUL : 18/30 Plâk neşriyatı. 19,20 Ajans ha- berleri. 19,30 Alaturka musiki neşriyatı. (Kemal Niyazi B. Hayriye H. Mahir B, | Müzeyyen H.) 21 Selim Sarı Bey tara: | fından konferans, Ajans ve borsa haber- İeri, 21,25-Radyo orkestrası tarafından ns musikisi (Feriha Tevfik Hanımın iştirakile). siki piâkları, 24: Mi ları. BUKREŞ,36im. 13, Boru H operasında verilecek opere te: BUDAPEŞTE, $60 Zirai neşriyat, 18,30: Vidak 18,15: Amele santi. 15,45: Polyder ve Bruna viek grmefon plâkları, 2015: Ecsebilere bir bakış. 20,30: Peşia öporasından naklen Verdi rin “MASKELİ BALO,, operası. 24: Bellevne otelinden; Cazband. HAMBURG,352m. 4. İrana sefir gönde iyatı. 10: Müsahı gan musikisi, Hafif musiki, 405: Ge- MOSKOVA, v 19,30: Musikili meşriyat. 2): Musiki ve mi. sah. 22: Çar Rusyasmda harici siyaset, vanlı Almanca konferans, hs Ayni me Haberler. 2020: Aşk çi hefakatile tapanmi. Zir ndan maklen Filhermo. konser. — Haberler. VİYANA, SO m 18,10; Siley Ulanawıky tarafından şarkı lar. 19: Muhtelif bahisler, er 20,15: Haftanın 48: GONIGSVUSTERHANSEN, “iikbahaha doğru » (konser). turya hakkında konferans, Zir 15: liği Mayıs doğurur, gli ie Amerikadan plika alınan haberleri neşir. 24) Hamburgtan naklen: Hafif muniki, VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ ISTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925 İzmir sür'at yolu SAKARYA wrws HER PERŞEMBE sünü at ite Galata rıhtımmdan kalkacak doğru İzmire gidecektir. Bu O vapur HER PAZAR günü saat 15 te İzmirden kalkıp doğru İstanbula gelecektir. İmroz yolu He PERŞEMBE zünü Ga- lota rihlimından saat 18 de TAY- YAR vapuru kalkar, Gidiş ve dö nüşte mutat iskelelere uğrar. “ Mudanya yolu SAADET ve BARTİN urları cumartesi gününden maada yapı saat 9,30 da Tophane HERGUN VAPUR KAHVE OCAKLARI Vapurculuk Türk Anonim Şirketi nin çalıştığı Trabzon, Mersin, İzmir sürat, Karabiğa, Mudanya, İzmit, ve İmroz yolu postalarını yapan vapur. ların kahve ocakları toptan veya ay- er ayrı açık artırma ile Mayisin 9 uncu günü saat 14 te ihale edile cektir. Taliplerin muayyen günde yüzde 10 teminat paralarile Sirkeci- de Liman hanımda müdüriyete mü- racantları, Paviyon Hilâliahmer Cemiyeti Merkezi Umumisinden: Aksaray'da Haseki caddesinde Hilâliahmer Hastabakıcı Hemşireler binin bahçesinde bir paviyon yaptırılacaktır. Bu paviyonu yapmak İsi bu inşaata ait keşifname ile şartnameyi almak üzre Eski Zaptiya lâliahmer satiş deposu müdürlüğüne müracaat etmeleri ilân olunur. (16397 Gümrük Muhafaza Umum Kumandanlığı Istanbul Satınalma:Komisyonunda 1—87:120 adet yangın söndürme aleti 5-5-9 pazarlıkla satm alınacaktı 2 — Şartnamesi her gün komisyondan alınabilir. 3 — İsteklilerin yüzde yedi buçuk teminat olan altmış yedi liralık vezne makbuzu veya teminat mektp zamanında komisyona gelmeleri. (2106) martesi günü saat on dörtte Galata İthalât Gümrüğü Müdürlüğünde Bu akşam saat 2İ Fransız Programda: Mozart'ın 2 Cuma günü saat 16 ve 18, matine suvare 21 de! Diğer günlerde: 18 de matine suvare 2İ Pazar günü matines: 16 inşaat Kilogr. Marka No. Kap. Nev'i (o Eşyanm cinsleri LOL 12 2 o S. - Cam otomobil fes 1,600 ) SAGA 55/562 | S. Otomobil pencere 13 ) i » — şasi aksi 1g») »» o muşaml ) de 2,850 ) ” vE 105 TA 5337/782 Paket İpekipliği 56,400 KM 1916 1 S. o Yünmensucat * 750 KR 174/84 ll Kafes Taharat kâğıdı » 962 MHK ,, 6 şş — Kamyonet çam! 6 » wn n İpekli pamuk ! i içvy ş ğ i| ; sucat sil 22 *» e ». Seccade e 0,560 ,, ” » » — İpekli pamuk m iz cat 1 0,040 çi " " p kes v3 imi ,» , çİpek mensucat. Yukarda yazılı eşya 3-5-934 tarihinden itibaren arti Armutlu Kaplıcaları Açılıyor. Bahçekapı, . Anadolu Han No, 6 dan izahat ve risale isteyiniz. | (16353) Devredilecek ihtira beratı “Kalvileri ve toprak kalvilerini ve yastıklara kurşun halitalarmın usul ve imali” hakkındaki ihtira için istihsal e- | dilemiş olan 28 Nisan 1928 tarih ve 1676 numaralı ihtira beratınn ihtiva ukuk bu kere başkasma devir | veyahut icara verileceği teklif edilmekte olmakla bu hususta fazla malümat edin- mek isteyen zevatın İstanbul'da, Bah- çekapuda Taş hanında 43-48 numaralı idarehaneye müracaat eylemeleri ilân 0- lunur. (16358) suretile satılıktır. İsteklilerin 22-5-934 salı günü saat kadar Satış Komisyonuna müracaatları. (2162) ZAYI — Ziraat bankasının lu cüzdanımı kaybettim. Yeni ğımdan hükmü yoktur. Asm. si kabul etmez. talih cilvesi.. Bu kız, her cihötten ve her şekilde acmılacak bir hal - de.. Ona elimi uzatabilirim. Eğer. hakikaten mayesi . bozuksa, çok geçmeden kokusu © çıkar. Fakat. genç, hayata henüz açılmış kör - pe bir gençliğin kurtulması. , in - sanlar için de, cemiyet için de bir kârdır. Tamamile kurtulmasa bi -. le, büsbütün çamurda, çirkefte bo- ğulmaz ya.. Kendimde üzerimde. taşıdığım insanlığın şerefini, bu â- di, iğrenç zilletten, biraz olsun, u- zakta ve temiz bulundurmak vic - dani bir haz sayılamaz mı? Ferhunde, siyah kehribar göz- lerinin yaşlarını içirdiği küçük men dilini avucunda sıkarak dertli dert- İli başını sallıyor; — Bana inanmıyorsunuz, bey-, efendi. Ba müştü; : — İnanmamakta da haklısı « nız! . Onun, göğsü üstüne .düşen ba- şını, ellerimin arasına almak, ok. şamak, sevmek iyordum., Bu, göğsünün, üstüne düş - içimde, gayri ihtiyari coşan bir his- ti, Kaybolmuş evlâdımı bulmuş; hasta kızımı ölümden kurtarmış gibiydim: . — — Sana inanıyorum, kızım... Ferhunde, başını kaldırdı, si - yah kehribar gözlerinde kıvılcım - lar parlıyordu: ii Teşekkür ederim Beyefen - i. Kafam, artık oğuldamıyordu;. etrafımı iyice seçebiliyordum. Ay- ni odada, Ferhunde ile yalnızdım: — Sana, bir şey soracağım kı-. zım? — Sorunuz, Beyefendi. — Daha evvel, bana, Sırrr Nev- resin, Semine Hanımın, Melda ha- pon nerede ve ne olduklarını söy e Ferhunde, elilş kapıyı işaret e- ,diyordu: — Sırrı Bey, Semine. Hanmm, aşağıda arka salonda kumar oy -. nuyorlar. Semine Hanım, sizden. yirmi lira borç aldı. Bilmiyor mu- sunuz? Demek, ben, kendimi fena kap- tırmışım: — Hayır, kızım. Hiç farkında, ili eki, size birdenbire tesir et- “. - — Alışık değilimdir de on ». dan. — Genç kiz, kim bilir hangi meçhul ve yahut unutulmuş has - elen içini çekmişti; — Ah, siz, ne iyi insansınız! . a Ferhundeye sordum — Bana söylediklerini, Sırrı Nevrese açayım mı? Genç kız, kirpiklerini oynatı - yordu: : — Ben, size o maksatla söyle, memiştim. — Buna da inanıyorum, yav -. rum., Benim, kim ve ne kıratta a- dam olduğumu, ister araştır, öğren; ister | sus, hiç öğrenme. Eğer icap ederse, lüzum görür -. sem Sırrı Nevresle konuşurum. Ne | den icap eder, niçin lüzum görü -. rüm? Bunları da sorma.. Sana, hiç bir gizli maksatla söylemiyorum... Benim, küçük bir yardımımı kabul eder misin? Ferhunde, kulaklarıma inanamı- yormuş gibiydi; zayıf parmakla -. rile saçlarını taradı: — Nasıl yardım efendim? — Bir oda tutarsın, kendi ha -. linde yaşarsın.. Genç kız, cevap vermiyor, kor- kak korkak yüzüme bakıyordu. Tekrar ettim: v. — Hiç bir gizli niyetim, gizli maksadım yok.. Senin hayat tarzın kadar, gönlünü de serbest bırakı -, yorum. Sana, bir avukatın yazıha-. | bir saniye ayakta durdu; $ dolu dolu idi. Kollarmı kucaklamak mı istiyordu? tavrı değişti, ayaklarımt! çöküverdi, ellerimi tuttu “ği yaşları ile ıslatarak ladı. Kesik kesik hı — Size, bir esir gibi & deceğim, kulunuz, köleniz ğım. Onun saçlarını okşu! — Hayır kızım., Ben, esir, ne de kul, köle olma” rum! Senin, insan olman! “58 rum, o kadar. . Islak gözlerini, göz | miştiz ea | — Beni hiç mi göri? mi aramıyacaksınız? — Ne zaman isterse” Bir kere tabii ve insani b#lyd Ben, seni, gezdiririm,. rim. Benim, kotram istediğin zaman biner, > Bana, bir haber ei başımı beğ yamıştı; biraz evvel " gekkürle bakan gözlerinde merhamet vardı: ; izi, hem anladım rum, hem de anlami y il > mediyorum. Beni âşık olmadınız her halde