Almanya'nın ceva Almanya'nın 1934 senesi bütçesinde milli müdafaa için yapılan zam üzerine Ingiltere geçen hafta Almanya nezdinde teşebbüsatta bulunmuştu. Avam rasında hararetli bir müzakereyi takip eden bu teşebbüste Almanya tarafından ayrilan bu tahsisatın Versailles muahe- desine mugayir olduğu iddia edilmekte idi, Almanya bu Iginliz teşebbüsüne cevap vermiştir. Cevabın hülâsası şudur: Ka. ra silahları tahsisat, Almanya'ı 100 bin mevcutlu ve İZ sene hizmetli ordu- Mg masraflarına Filhakika uzun hizmetli ve 100 bin mev- cutlu ordunun kısa hizmetli ve 300 bin mevcutlu bir orduya değiştirilmesi silâh- sızlanma müzakerelerinde mevzuubahzo- İnn bir meseledir. Ancak bu nokta hak- kında henüz bir karar verilmemiştir. De- niz silâhları için ayrılan tahsisat ta sene- lerden beri eskimiş bir halde bulunan bazı gemilerin yenileştirilmesine sarfedi- leceği bildiriliyor. o Hava için ayrılan 210 milyon mark ile Obazı servislerin takviye edileceği ve halkın hava taarruz” larma karşı müdafaasına sarfedileceği ilâve ediliyor. Filhakika Almanya bi- zim paramızla beş yüz milyon liraya ba- 1iğ olan “milli müdafaa,, tahsisatının sarf cihetleri hakkında istenilen izahatı ver - mektedir. Fakat bu izahat kimseyi tat min etmiyor. Almanya'nın büyük mik- yasta silâhlandığı aşikârdır ve buna ma- | ni olmak ta mümkün değildir. e 4 Silâhsızlanma meselesi : —e ae. Almanya'nın silâhlanmasına mani olu- ramıyacağının anlaş'lması üzerinedir ki Fransa artık “bir miktar, silâh rıuvafakat arasındaki budur. Şimdiye kadar Fransa Almanya?» nm silahlanmasile neticelenecek bir ti kaveleye asla © yanaşmıyordu. o Ancak Fransızlar Almanya'nın silâh moktasın- dan müsavatını tanıdıklarından ya Al manya'nın silâhlanmasma, yahut ta ken- di silâhlermın, ina muvafakat etmek gibi iki şıktan birini tercih etmek zaruretinde kaldılar. Bu vaziyette Al - manyanın “bir miktar,, silğ na muvafakat ediyorlar. “Miktar” müzake- re ils tayin edilecek. Ancak buna müka- bil iki şey istiyorlar: 1 — Miktarın kararlaşan raddede ka- 2“ Bu raddede kalmazsa mukavele yi imzalıyan devletler tarafından muka veleyi bozan devlete karşı zecri tedbir alınması. Şimdi Ingiltere ile Fransa arasındaki muhabereler bu üç prensip üzerinde du« rup dolaşıyor: Silâhlanmayı bir had da hilinde tutmak, o had Kenlaca: ğını muahede ile tespit © had devlet aleyhinde harekete geçmek. Şi e & - (ye dar Fransa Alman slihlarınn iü masına razı değildi. İngiltere de beynel- milel mukavelelerin tatbiki için yeni ei ni mes'uliyetler altma girmekten çekinir- di. Görünüyor ki her iki devlet te bir iti- iz m yerlerinden azacık Seyahatlerin manası: Bu hafta Balkan memleketleri Harici. ye Nazırlarının seyahat haftasıdır. Bul- gar Başvekili M, Muşanof Londra'ya ka- dar gitti. Romanya Hariciye Nazırı M. Titülesco Paris'i ziyaret etti ve Fransız Hariciye Nazırı M. Barthou ile Yugoslavya Hariciye Nazırı M. Yevtiç te bu satırları yazdığımız dakikada An- kara'da bulunuyor. sakı hakkında sön vaziyet üzerine fikir töati etmek © maksadını istihtaf ediyor. Filhakika bir taraftan Yunanistan'da Balkan misakı aleyhinde Venizelos tara- fından sarfedilen faaliyet, diğer taraftan Bulgaristan'ın Balkan misakına iştirakini temin için bu misakm imzası tarihinden beri sarfedilen gayret bu misak etrafm- da bir fikir teatisini ( istilzam etmiştir. Gerçi misak Yunan Hükümeti tarafından imza edilmiş ve Yunan Meclisi ve Yunan Ayânı tarafından da tastik edilerek mu- amelesi bitmiştir. Ancak Venizelos ehem- miyetli bir maddesinin tadil edildiğini iddia ediyor ve bu madde de Yugoslav. demi tecavüz misakı imzalamıya hazır olduğunu bir çok defalar tekrar etmişti. Bulgaristan'la her hangi şekilde bir an. laşma temin edilirse, bu itilâfın bilâhare Bulgaristasi'ın da Balkan misakına gir- mesine bir adım teşkil edeceği düşünül düğünden şimdi bu yoldan da yürün - mekte olduğu anlaşılıyor. Titulesco'nun Paris seyahati daha şü- lerin iadesi meselesinin — teşkil edeceği tahmin ediliyor. Rusya ile Küçük Itilâf devletleri arasmda henüz siyasi münaso- bet yoktur. Büyük mikyasta Fransa'nın Rusya'ya muhasım olduğu mirası olan bu vaziyet hâlâ devam edi - yor. Fransa Rusya'nın Milletler Cemi - yetine girmesini iltizam ettiğinden bu teşebbüsten evvel, eski müttefiklerile ye- ni dostu arasındaki münasebetlerin tam- zimine çalışıyor. .. Barthou'nun Seyahati? Fransiz Hariciye Nazırı M. Barthou bu hafta seyahate çıkacaktır. M. Barthou Varşova va Prag'ı ziyaret edecektir. Bu seyahatin hedefi, bir taraftan silâhsızlan- ma meselesi etrafında iki müttefiki ile fikir teati etmek ve Fransa ile Lehistan ve Çeokslovakya arasındaki münasebet. leri takviye etmek, diğer taraftan da Çe. koslovakya ile Lehistan arasında gittik» çe vahim bir safhaya giren ihtilâfları hal- 4 , Lehistan'ıh müatar uyandırmıştır. Bu müstakil siyasetin ili tezahürü, Rus ya ve Almanya ile ayrı ayrı birer misak imzalanması şeklinde tecelli etmiştir. Gerçi Lehistan'ın Rusya ile imzaladığı misak Fransa'nın tasvibi hattâ yardımile olmuştur. Fakat Fransa, Lehistan'la Al manya arasmdaki ünaebetlerin sami - endişe ediyor. Lehistan'la Çekoslovakya arasındaki münasebetlere gelince; bir zamandır bu İki sabık dostun yolları ayrılmakta ve araları da açılmaktadır. — Lehistan son zamanlarda Çekoslovakya'nın bazı ara - gisini ilhak etmek lüzumunu ileri sürme” Ze bile başlamıştır. M. Borthou bu vazi- yet ile de alâkadar olacaktır. ..z İtalya'da tasarruf tedbirleri: Italya Başvekili M. Mussolini şeyde olduğu gibi iktisadi mü karşı tedbü yolları vardır. Hafta arası imzalad'ğı bir emirname ile şunlara karar vermiştir: 1 — 509 liretten unaaş alan me 46 dan 9/12 ye murların kadar tenzilât yapılması. 500 lirete kadar maaş alanlara dokunulmuyor. 500 liret. ten 1000 lirete kadar maaş alanlardan 2.6, 1000 liretten 1500 lirete kadar ma- aş alanlardan 748, 1500 liretten 2000 li, . M. Yevtiç'in ziyareti hem Tevfik Rüş- tü Bey tarafından Belgrad'a yapılan bir ziyareti inde içindir. Hem de Balkan mi- Milliyet'in edebi tefrikası: 53 rete kadar maaş alanlardan 10, 2000 liretten fazla maaş alanlardan da 7412 kesilecektir. Nazırlar kendi maaşlarının KANLISIR Halim Siret, omuzlazını kal - dırmıştı, kendini hayretten kurta- -amıyordu: ri iz — Sen, hakikaten değişmişsin!. Ne mana vereceğimi şaşırdım. — Uzun uzun düşünüp kendi- ni bozma,. Kumar hakkındaki hük- mün doğru... Ben, kumardan lezzet almıyo - rum; dediğin gibi, gönülsüz, istek- siz oynuyorum. .. Viskiyi de lâf ol sun, diye getirttim. Avrupa seya- hatlerimde bir kaç kere viski içmiş- tim. Sıcak havalarda, soğuk soğuk içince bir ferahlık duyuyorum... Garip bir sersemlik veriyor, beni birkaç saat uyutuyor. .. Nitekim, şimdi, yarım kadehi çekince, oda- ma çıkıp yatacağım... Senin anlı- yacağın, işsizlik canımı sıkıyor... Otelde, kimse ile konuşmadan o- turmak ta, biraz garip düşüyor... Poker, bakara, piket partileri olu- yor; vakit geçiyor. .. Halim Siret, sözlerimi az çok ak- la yakın bu'makla beraber, gene N ki a miki izni dl. Yazan: Mamat YESARİ tamamen kanmamıştı: — Can sıkıntısını kabul ediyo - rum... Her ne şekilde olursa ol - sun, hattâ büyük bir menfaat mü - kabilinde bile, evlilik hayatmı tec- rübeye yanaşmıyacağına eminim. . Fakat sen, kendine, kumardan ve içkiden başka, türlü eğlenceler bu- labilirsin. . . — Meselâ, ne gbi eğlenceler? — Senin keyfine, zevkine, miza- .cıma uygun eğlenceler mi yok? Fa- kir olsan, sesimi çıkaramam. in paran var, öğsünü gere gere: zenginim! diyecek kadar zengin - sin! Sen vaziyette insanlar, istedik leri her hangi eğlenceyi, pahasma kmadan, satın alabilirler, Viski kadehini dudaklarıma gö- türüyordum, durdum: — Bunda hata ediyorsun! her şey satın alınabilir, eğlence satın almamaz. Zorla eğlenilir mi? Bu, kendi kendini aldatmaktan, başka nedir? Halim Siret, safdilliğime mi, toyluğuma mı, tecrübesizliğime mi MİLLİYET CUMA 20 MAN 1954 KULAK - BlYAFıIR Gözden ırak olan.. Şehir Meclisi koridorunda Bo - ğaziçinin kara kalem eski bir ve - simden kopye edilmiş bir panora- ması, asıldığı davarın tozları altın- da oyuklar durur. Geçen gün ona bakarken düşündüm: Bilmem kaçıncı asırda, Üskü- darın bilmem hangi. tepesinden, bilmem hangi ressamın çizdiği bu tablo, eğer canlanıp ta, . gözlerini bugünkü Boğaziğine çevirecek ol- saydı, yüreği kim bilir ne kadar sızlıyacaktı. Kuruçeşme bir kömür deposu... Üsküdar geniş bir harabe. .. Ana- dolu yakası, baştan başa unutul - muş bir diyar... Her tarafta boşalmış evler, ha « Burgası çıkmış yalı iskeletleri, de- gize gözlerini yammuş kayıkhane- ler, ... Ben böyle levhaya dalgın dalgın bakarken, biri kolumdan çekti: — Ne düşünüyorsun? Güldüm: — Bir darbımeselin daha yala - na çıktığını. . . — Hangisi 0? Dedim ki: — Hani “gözden irak olan gö - nülden de irak olur,, derlerdi. Gö- nülden irak olmak için, her za - man gözden irak olmiya lüzum yok. Şu Boğaziçi levhası, Şehir Mec- disi azasının senelerdenberi O göz- leri önünde duruyor. Şimdiye ka- dar, hangisi onu bir gün olsun ha- tırladı. Gözden irak değil ama, güzel Boğaziçi, alâkadarların gönülle - rinden irak oldu.... M. SALÂHADDİN terkediyorlar, 2 — Gıda maddelerinin © fiatlerinde 710 ve kiralarda da 9615 tenzilât yapıl. ması, 3 — Bekârlık vergisinin İki mâsline çe” karılması, M. Mussolini bu tedbirle'hem devlet masrafını azaltmak, hem de hayatı ucuz- latmak maksadını iştihdaf gdiyor. Italya Başvekili Italya'da yaşamayı ucuzlatarak mazariyelere sığmıyan bir çok tedbirle - rin muvaffak olduğu görülmüştür. ... Roosevelt geri döndü: Cümhurreisi Roosevelt üç haftalık is- tirahatten sonra tekrar Vaşington'a av- det etti, Roosevelt'in hükümet merke- siniz kolaya üç hafta zarfında yan âyân azaları, Cümhu karşılamak için mızıka ile istasyona git- tiler, Roosevelt'in âyân azalarına ilk 8ö- Zü şu acı serzeniş olmuştur: Ben burada değilken fena olmak- tan Wirt olmağa Odoğru yürüdünüz. Wirt Cümhürreisini ve “beyin tröstü” denilen müşavirlerini şiddetle tenkit eden bir adamdır. Roosevelt bu sözlerile gibi düşünüyorsünuz, demek istemiştir. Bundan sonra üç haftayı balık avlamak: her ne ise, yarı acı, yarı o mahzun güldü: — Haye, azisin. .“ Anl yanılan aldanan sensin... Hiçbir keyif, hiç bir zevk, hiç bir eğlenti, bida- yette insanı, birden O sarıvermez. Çok defa insan, kendi kendini al datır, fakat yavaş yavaş (kendini kaptırıverir. — Sen, ihtimal, kumarı düşüne- rek böyle söylüyorsun! — Kat'iyyen... paralı bir ada- mın, eğlenememesi, sırf, kendi ken dine dimağına yaptığı telkinin ese- ri olan bedbini yüzündendir. Bir bara gidersin, beş dakika geçmez, canın sıkılır, çıkarsın, Biraz di- şini sık, otur... Gö; alışsın, eğ- Tenecek neler görürü, neler bulur - sun!... Halim Siret, bunda biraz haklı gibi: — Belkide.... VR O, hak verdiğimi görünce cesa- retlenmişti: — Belki de, deme... muhak - kak. .. Hem, sorarım sana, neden bir kotra almıyorsun? Senin gibi |" spora meraklı bir adamın neden bir kotrası olmasın? Taaccüple doğrulmuştum: — Kotra mı? — Öyle ya... büyük bir kotra Bütün Türkiyenin Beklediği film ANKARA Türkiyenin Keatibidir kano mu? Aydında bina gelirleri yarı yarıya düştü AYDIN, (Milliyet) — Aydm Şehir Meclisi toplandı. lerinin Aydında yüzde 50 düştüğün den bina kanununun maddei mah- susası hükmüne tevfikan bu husus- ta şehir meclisince bir mazbata ya- pılarak vilâyet idare encümenine verilmesi hakkında azadan Hamit Bey ve arkadaşlarının takrirleri it- tifakla kabul olundu. Harita, çap bedellerinin değişti. rilmesi de kabul olunarak şehrin imar mıntakası haricinde bırakıla- cak kısımlar hakkında tetkikat yap mak üzere şeh'r meclisi azaların - dan beş kişilik bir heyet seçildi ve lüzumunda fen memuru ile dokto- run fikrinden de istifade etmeleri için heyete salâh'yet verildi. Avcılar için bir poligon yaptırıl. ması hakkındaki temenni Şevki yazi Beyin teklifi üzerine reddedil di. Bundan sonra mülkiye ve bütçe encümenleri seçilerek haftaya cu- martesi günü toplanmak üzere cel- seye son verildi. Aydın yağmur bekleyor AYDIN, (Milliyet) — Vilâyeti- mizin bir aydanberi yağmur yağ- maması çiftçimizi düşündürmekte. dir. Dört beş gün evvel çilenti ha- linde yağmur düşmüşse de hiç bir tesir yapmamıştır. Bilhassa arpa, buğday ve afyon mahsullerinin yağmura ihtiyaçları çok fazladır. Bir hafta içinde yağmur olmazsa tarlalardaki mahsullerin kuruma sından ve yanmasından korkula- caktır. Ova ve dağlarda otlar tamamen yetiştiğinden tereyağı, peynir ve yoğurt fiatleri düşmekte devam €- diyor. Cümhurrei- söylemiştir. Her halde #inin gaybubeti esnasında bütçede ki masraf fasıllarını şişirten muha- riplere tahsisat lâyihasmı kabul et- tiğinden dolayı âyân mahçup bir vaziyettedir. Çünkü şimdi bu tahsisat kabul ettikten sonra bu paranın temini için yeni varidat memba aramak kizım- dır. Esasen âyân Roosevelt'in vaziyetini işkâl etmek için Cümhurreisinin bu ve- to'suna rağmen, lâyihayı kabul ve tasdik etmişti. Roosevelt'in ber halde çok mü. iyetle hükümet merke- zine döndüğü anlaşılmaktadır. safhaya girdi. ve Necit Kralının oğlu muvaffak ol ve Yahya askerleri geri çekilmişlerdir. Ibniseğyd'un oğlu ve veliahti cenuba doğru ilerlemekte devam edecek olursa, Imam Yahya'nın vaziyeti hayli müşkül olacaktır. Bunu anladığı içindir ki Imam Yahya mütareke teklif etmiştir. Yahya'- nın Hicaz ve Necit Kralı tarafından ay- lardan beri takip edilen siyaseti zaf te - lâkki ettiği anlaşılıyor. Her halde bu mağlübiyetten sonra Arabistan muhare- besinin uzun sürmiyeceği beklenebilir. Ahmet ŞUKRU alırsın... İstersen tek başma en - ginlere açılırsın, istersen, eşini dos- tunu davet eder, günlerce denizde dolaşırsın. Kotra, bir âlem, bir zevktir. üme İaaccüple bak - ma,.. Senin, şimdiye kadar bir kotran olmamasına, ben taaccüp €- diyorum. Yahut küçük © bir kano al... Onun da zevki, keyfi ayrı - dır. Sen, nebat gibi hep olduğun yerde yaşıyorsun, sonra da can #- kıntısından şikâyet ediyorsun! eği... Halim Siret, hemen ayağa kalk- mıştı: — e ii elite geçelim mu — Nası iyete iz?. — Sama bibi Sele bir ki no bulacağız. , Şaşırmıştım: — Hemen şimdi mi? — Aklın yatmışken, sıcağı sıca- ğına hallediverelim. Vücudumda bir gevşeklik, bir kesiklik vardı: — Acelesi yok. .. Bugün, bura- da dinlenmek fikrindeyim. Halim Siret, kollarmı açarak be- ni temin etti: — Korkma... korkma... Ye- rinden tedirgin ( olmıyacaksın.., Sen, evvelâ karar ver. Kotra mı, metresin yok, kumarın yok, içkin yok. Bu büyük inkılâp filminde büyük Gaziyi görecek ve işideceksiniz. Pek yakında Beyoğlu'nda TÜRK ve SUMER sinemalarında ZENER Halil Kâmil Film MEMLEKET Fırat mınlakasında pamuk ekimi ELAZİZ, (Milliyet) — Fırateli- nin'pamuk ekimine çok müsait bu- lunması dolayısile pamuk tohumu- nun ıslahı pamuk ziraati üzerinde çiftçilerimizin tenviri için Ziraat Vekâletince şehrimize gönderlen pamukçuluk mütehassısı M. Clarak Sakit Bey isminde bir müşavirle birlikte geldiler. Mütehassıslar E- lâziz ticaret odası kulübünde mi- safir edilmişlerdir. Yakında vilâ- yetimiz pamuk ekim mıntakalarını tetkika başlıyacaklardır. İki erkek bir kadını yaraladı SAMSUN, (Milliyet) — na bir saat mesafede papas kö; de iki kişi bir kadını ağır surette yaralamışlardır. Vaka © şöyle ol muştur.: Sarı Şaban mübadillerin- den Mümin ile Süleyman Kâhya oğlu Bayram ve Mustafanın ara- ları ötedenberi açıktır. Müteaddit defalar kavga etmişler ve hattâ bi- ribirlerini yaralmışlardır. Bayram- la Mustafa bu eski kine bir niha- yet vermeğe karar vererek dün ge ce Müminin evine gidip lâmba ya- Dan penceresinin camının vurmuş- lardır. Kim geldiğini anlamak üze. re pencereye gelen min karısı Nesbiyeye silâh sesleri cvap vrmiş ve kadıncağız el ve göğsünden ağır suretle yaralanmıştır. Carih kar- deşler adliyeye teslim edilmiş Ne- sibe de hastahaneye kaldırılmıştır. Köylerde gezinti AYDIN, (Milliyet) — Halkevi köycüler şubesi komite heyeti köy- lerde gezintilerine devam etmek- tedirler. Bugün de, Kadıköy, Yeni- köy, Ovaemiri, Çeştepe ve Tepe- cik köylerine giderek zirai, içtima- i, sıhhi tetkikatlar © yapmışlar ve köylülerle konuşmuşlardır. Pancar ekimi SIVAS, (Milliyet) — Sivasa ya- kım bir istikamette bulunan Turhal Şeker fabrikasına pancar ekilmesi için memurlar gelmiştir. Şehrimiz- de de tarla sahipleri bu sene pancar ekeceklerdir. Sivas © tarlalarmda harbi umumi bidayetinden beri e- kilen ve kışın evlerde (o yenen bir mahsul vardır: “Kocabaş,, bu mah- sul esas itibarile bir pancar kökün- den ibarettir; Çok tatlı olur. Şeker- den farksızdır. Sivas arazisinin ye- tiştireceği pancarın iri olacağı an- laşılıyor. Tekirdağ ticaret odası kongresi TEKİRDAĞ, (Milliyet) — Şeh- imiz ticaret odası senelik kongre- ini 24 nisan 934 günü aktedecek- tir. Oda meclisi şimdiden rüzna- meyi müzakeratının hazırlamışlır. Rüznamede başlıca ithalât ve ihra- catın teshili ve nakliyat mevzuları bulunmaktadır. Aydın takımı Nazillide AYDIN, (Milliyet) — Nazilli or tamektep spor takımının daveti ü- zerine Aydın sanatlar mektebi fut- bol ve voleybol takımları maç yap- mak üzere bugünlerde Nazilliye gi deceklerdir. — Bugünkü program ISTANBUL : i 12,30 Türkçe plâk neşriyatı. İf Plâk neşriyatı, 19,15 Ajans ve muhi neşriyat, 19,30 Türk musiki (Eliza H. İnci H. Ulkü H. Sevim 21,20 Ajans haberleri. 21,20 Necip kup Bey orkestrası tarafından muh BE eserler. i 17,38: Kore kanseri, 18,15: Plâk. W ferane. 18,50; Mektepli neşriyatı. 19,105, ve yeni operetlerden o plâklar. 21,15: Varşova filharmenik — heyeti Saf dan konser. 23,40: Dans musikisi BÜKRE 64 m. 13: Boran, — Plâk, — Haberler — 18: Radyo orkestrası. Haberler. 19,188 orkestrasmın devamı, 20: Üniversite Konferans. Zi: köngr (klemens Kraı idaresi Mütalea, 22,15, Konserin devamı, 19; Ecnebi seyyah Spor haberleri — senfonik orkestrası # muganni ve mül NNILI KONSER, 23: berler. 23,15: Plök ila hafif musiki. SLAU,3löm. apahili serenat konseri, Zi: 1,15, Milk k İRTİHAL Tüccardan BALCİ ZADE Beyin annesi ve İzmir Ticaret reisi Balcı zade Hakkı Beyin desi salihalı nisvandan Hesna efendi irtihal eylemiştir. Genazesi gün saat 11 buçukta Maçka'da Palastaki hanesinden kaldırılarak zı teşvikiye camiinde badeledâ Yi fendi dergâhı kabristanma di tir. Mevlâ rahmet eyliye. İrtihal Selânik eşrafından merhum LâtiE efendinin haremi ve Ayşe cı Hanımın ve Musa ve Nadir beylerin valideleri Şefika Hansm bir hastalığı müteakip vefat Cenazesi bugün Şişlide Osman Rumeli caddesinde Hasan Tahsin apartmanının 2.'No. lu dairesinden 10 da kaldırılıp Üsküdardaki aile rma defnedilecektir. Allah lesin. Önümüzdeki pazar günü matis? ZAYI — Adapazar Türk ticaret sının 12.857 ve 12.858 hisse zayi ettim, yenilerini alacağımdaf mü yoktur. Gelen evrak geri verilmez.— geçen nüzhalar 10 matbenya mit işler edilir. G — Kotrasma, e göre... ie ya , malına göre, biri biri; tercih edilebilir? ri — Şu halde, ikisini birden ara- riz. İşimize hangisi gelirse, hangi- sini gözümüz keserse, onda karar kılarız. Sen, esas itibarile kabul e- diyor musun? Sonradan caymak yok... Boşuna araya girmiyeyim, beni de mahcup etme... Halim Siret'in acelesini anlamı- yordum: — Telâşımdan, hemen burada, meseleyi halledivereceğe benziyor- sun! — Şüphesiz... — Otelin satılık kotrası, kanosu mu var? — Şimdi sorgu suali bırak, , E. sas itibarile kabul mü? Kat'i karar ver... Ondan sonra odana çık, yat mışıl mışıl uyu... Halim Siret tereddüdüme kız - mıştı: — Bu kadar düşünmen tuhaf, .. Ne düşünüyorsun? para mı? Cebin den bir kaç yüz lira çıkarsa, fakir düşersin, değil mi? Velev bir iki bin çıkmış olsun, sana , gene vız gelir. . yok, çocuğun yok, Hemen sözünü Kestim. Halim Siret, hiddetle vurdu: — Senin oynadığın oyuna mar mı denir? Sana, bir kad ki içtin, diye, içki içiyor mu? ceğiz! Ne mübrem, hiçbir masrafın yok... Alİ cinden versin, yengen de cak olursa, bütün m rinde, azıvermen ihtimalini, kesini düşünelim. . . Halim Siret'e dargın dar; tım: — İhtiyarlığımı yüzüme v Nerdeyse, bir ayağın N yeceksin! — Yek, o ciheti bırak ya:*” ihtiyar değilsin, hepimizden $ sin... Fakat gün görmüş, uslu bir adams. . . Bilhasss vetli karakter sahibisin. Beş©” aflara kolay kapılmazsın; ihtiraslar seni yıkamazlar. — Bu ne kadar iltifat! Halim Siret, lâkayt bakı! uz — Ne iltifat, nem