allimlerden, Çocuklarımızı N Nakiye Hanımı Vilâyet Daimi Encü- men odasında yakaldım; ve ankete cevap vereceğine dair söz almadıkça yakasını bıral lam. Dün, söz verdiği saatte kendisile bu- baştuk: — Cevabınız hazır mı hanrmefendi?. Yazıyorum. . . * — O halde ben de bekliyorum... Nakıye Hanımın ile tedrisat meselesi halıkında düşündükleri, sahiden, üzerin- de durulacak şeylerdir. Nakıye Hanım diyor kiz * — İlk tahsil meselesi bence şehir ço- cukları, köy çocukları ve çağı geçmiş yurttaşlar için ayrı ayrı üç kısımda dü- şünülebilir. EHİR ÇOCUĞUNUN ilk tahsili: ir halkından çocuğunu mektebe mek istemiyecek zamanımızda hiç bir va- tandaş yoktur. En fakirinin bile çocuğu- ima mektep diye kapı kapı dolaştığını her örüyoruz. — Bunlar içinde tahsile vermiyenler olduğunu bir an dü- şünsek bile bunlar da hiç olmazsa çocuk- larının sokaklarda haşarılıktan, fenalık» tan kurtarılması kaygusu ile © mektebe yazdırmak isterler. Şehirlerde eğer mek- vebe gitmiyen çocuk varsa gitmek imkâ- nini bulmadığına hükmetmek lâzmge- lir, Buna, şehirlerde geçim darlığı yüzün- den bej on para kazanması da sebep ola- bilir. Birinci şelrilde; mektep adedini ih- Tiyacı karşılıyacak dereceye | çıkarmak, takir çocuklara masraf ihtiyarını mucip olacak şeylerden tevakki etmek, mecbu- vi ders İevazımını kısmen maarif idaresi- Be kısmen de hayır teşelekülleri ve hima- iç, Payetlerine temin ettirmek. lâzımdır. kinci şekilde ise, ilk tahsilini yapmıyan çağmı geçmemiş izmet ver- mekten, onlardan yardım — beklemekten olmalıdır. Hat- tâ gazete muvezziliği bile... Sınıf arkadaşın tabsili bırakarak ga- gele satmak veya bu çeşit bir iş yapmak yüzünden günde yirmi otuz kuruş kaza - pabildiğini gören ve para mahrumiyeti Belki ayni mahrumiyet acısı işinde ana © ve babasına da “oğlum artık para kazanı- yor” gururunu da verebilir. o Küçüğün tahsili: Bun- bocasız mekteptir. Bir mektep için kâfi çocuğu bulunan her köyde mektep açmak tedris ve sıhhi sartlar içinde tek katlı malar. Her köy; kendi mektebi için ya- pacağı masrafın ve her ana baba çocuğu- Da sarfedeceğinin daha zile bunu yapı- bilir. Devlet, hocasını verdikten sonra — Tarihi roman:90 Bu derdin çaresi nedir? Çocuk babalarından, mu- mütefekkir- lerden soruyoruz.. asıl Okutabiliriz? Nakıye Hanım diyor ki.. muhakkaktır. HOCALAR: Şehir mektepleri için kâ- fi muttaraa hocamız vardır ve yetişmek- tedir. Hattâ bu milli hizmete kendini recek az değildir. Muallim mektepleri talebeyi müsabaka ile seçerler. Eli tale- be alacak mektebe altı yüz namzet kay- dolunduğunu yakından bilirim. Müsaba- ka haklıdır. Bu kadar masrafla, ümitle zetler arasından bu vasıfları haiz iki, üç yüz çocuk çıksa gene almacak azami elli kişidir. Çünkü kadronun fazlaya taham- mülü yoktur. Türk vatanmda ilk tahsil meselesi halledilinciye kadar bu kadro meselesini ve bir de muallim mektebi mezunlarına köylerden işe başla- mayı ve muayyen ini köy hocalı- ve irdikten sonra bunda gösterece- kabiliyet ve vereceği semereye göre şehre gelmek ve terfi etmek || şartlarını Bundan başka orta ve lise tahsilini ik- ne kadar genç- ler varsa her gün resmi daire kapıların. da iş arar dururlar. Bunların arasından da mütehassrsların tayin edeceği müddet ve tespit edeceği şartlar dairesinde az bir masraf ve kısa bir zamanda bir çok köy mektep bocası temin edilebilir. ÇAĞINI GEÇİRMİ: olanlara ilk tahsil: Bu vazifeyi millet mektepleri pek yerinde ifa ettiler ve etmektedirler. Yal- Dz en ehemmiyetle nazarı dikkate muş kitaplar bulunmalıdır. Birçok kimse- ler millet mekteplerinde öğrendiler fakat den gene unuttular, Bamala için bekeme- hal alika ile okuyacaklarını ayaklarına göndermek * M. SALAHADDİN BELEDİYEDE Oi Kantariye Bü resim iade mi edilecek? se a Daimi encümen tetkikat yapıyor Belediye daimi encümeni, dün top- lanmıtşır. Bu içtimada Şehir meclisi - nin nisan devresine yetiştirilecek ba - zı meseleler üzerinde tetkikata baş - lanmıştır. Tıp fakültesi ve hastaneler plânına kaldı ddesindeki © muhterik arsası ile Merziffoni Ka türbesi arasmdaki yolun genişletil ine (o başlanmıştır. Caddenin Beyazıda kadar da AYDİ isti tarihiyesinden bahisle kal, ia. — Gez e ve eşhrin müstakbel a von bu monele Sahi elimi Kooperatifte konferans Belediye kooperatif heyeti umu - miyesi perşembe günü lanacaktır. Kooperatif idare mecli, Güneşin Oğlu T — Senin de öyle! Kaşların “altında iki yıldız ıyıldıyor! Gözleri. ni bu geceki kadar parlak görme. iştim. p — Gerçek, biz biribirini çok se- ven iki kardeş gibiyiz.. Ben sende ne görsem, sen de em yorsun! Çok temiz yüreklisin* — İk larda biribirini bu kadar sever mi? e ri Hi- tay! Benim bir küçük (kardeşim vardı. Her zaman boynuma sarılır- 'dı.. Ben de onu kucaklar, kuzu gi- bi göğsümde sıkardım. Onu bir ya- ban öküzü parçaladı. Yıllarca ar- kasından gözyaşı döktüm. © — — Kardeş sevgisinden üstün bir sevgi yok mu? ilmem... Belki ana, baba sev- — Ben de anamı çok severdim. Fakat, anam babamı daha fazla 8€- verdi. © —Seninonu (sevdiğinden de fazla mr..? Yazan: İskender FAHREDDİN — Evet.. Babam hastalandığı za- man da babam sabaha kadar başın- da dikilir, yatmaz ve uyumaz, yiyip içmezdi. Bu sevgi, kardeş sevgisin- den daha kuvvetli değil mi? — Babam ben küçükken öldü. Anamı nasıl sevdiğini, hastalandı. ği zaman başı ucunda nasıl durdu- ğunu bilmiyorum. Fakat, babam öl- dükten sonra, anamın gizli gizli ağladığı görürdüm, Bir gün suba- şında anamı kendi kendine dövü- NE yam Yanına koştum: “Ne derdin var, anacığım.. xe neden vuruyorsun?,, elle a tekrar ağlamağa başladı: “Babanı unutamıyorum, oğul! İçimde bırak- aza ateş bir türlü sönmüyor. Gün- leri aylar ve ayları yıllar kovala- dıkça, içimdeki ateş büyüyor. Ben onun yanına gidecek yolu arıyo- rTum,, dedi. Anamın kolundan tut- tum, eve getirdim. Bir daha subaşı- na göndermedim. Delikanlı bunları anlatırken bir- den gözlerini şevirdi, Hitay'ın yü- POLİSTE Emanete Hıyanet Sandığı “dola vermiş, boş almış! Büyük Çamlıcada Safa gazinosu sahi- bi Salihattin Efendi, içine çamaşır- larmı koyduğu bir sandığı Çamlıcada inekçi Ahmet Ağaya emaneten teslim et- miştir, Salâhattin Efendi, tekrar sandığı almı- ya gelince içindeki şeyaların çalmış ol- duğunu görmüş, polise haber vermiştir. Polis yanaşma Osman ile bahçivan İz- zetten şüphelenmiş, bunların evleri aran #maştr. Çalınan eşya bunların evinde balun- mmuş, ikisi de yakalanmıştır. Kumar oynarken Arnavutköy Rum mektebi bahçesinde Marko oğlu Kevork ile Eftim oğlu Vasil kumar o) iskambil kâğrtları ile birlikte yakalanmışlardır. İki zarfçı | Beşiktaşta oturan Hüseyin Efendi is- minde birisi dün tenhaca bir sokaktan rası ; Hüseyin Efendinin müracaati üzerine zabıta tahkikata ilamaş ve verilen eşkâl ile bunların Pinar ve Aleksi İsimlerin- de iki sabıkalı olduğunu meydana çıkar- mıştır. Panayotla Aleksi (o yakalanarak çaldıklari paranm bir kısmı üzerlerinde bulunmuştur. İlsisi de suçlarını itiraf et- mişlerdir. İki sabıkalı zarfçı adliyeye tes- Tim edilmişlerdir. Tramvaydan atlamanın cezası Fatihte o Reşadiye otelinde misafir bulunan Edirne lisesi talebesinden Şük- rü Efendi Sirkeciden Edirnekapıya gi- den tramvaya binmiş ve Fatihe kadar bilet © almaştır. Şükrü Efendi Fatihte tramvaydan inmemiş biraz ileride hızla giden tramvaydan atlamak © istemiştir. Bu sırada muvazenesini kaybeden Şükrü Efendi taşların üzerine düşerek muhte- e yea tehlikeli surette yaralan- “İfade veremiyecik kör kald bular Şükrü Efendi hastahaneye aklimi Tavuk hırsızı kadın Jadığı mısırla yakalarken cür- mü meşhut halinde e Sali- hanın elindeki torbada bu şekilde yakala. mp bağırmaması öçin kafaları kesilmiş e ve ad ii Darüşşafakalılar cemiye- tinin çayı Darüşşefakı iyeti “ gi ni Ziyafet, çek saral ve geç vakitlere kadar güzel bir gece geçi- tiği konferanslardan birincisi yarın Halkevinde verilecektir. >“ Itfaiye ikinci müdürü İliaiye M'idür muavini © Münir Bey görülen büz üzerine işten menedilmiş- tir. İtfaiye grup amirlerinin mübendir olmaları için verilen karara tevfikan, ya- kında grup seirleri başka verlere yer. erek angmeelene Herman dülât olacaktır. “Ankarada Cümhuriyet Bayramı başlarken film için de hazırlıklar ya - pılıyor “Türkiyenin kalbi Anakara, isimli bir film vücuda getiren Sovyet rejisörü Yot- keviç dün, çevirdiği film hakkında bir mu harririmize şu : i 2400 metrelik bir filmdir. Maarif Vekâle- kılâp hareketleri ve inkişaf hamlelerinden — "Türkiyenin kalbi Ankara, # hesabına yaptırılmıştır. Türkiyenin izahatı vermişti muhtelif parçaları ihtiva eden film, altı kısımlıktır. Birinci kısımda, eski Ankara, ve Anadolu gözler önünde canlanmaktadır. İkinci kısım, Sovyet ricalinin 29 teşriniev- vel Cümhuriyet Bayramında Türkiyeyi ziyaretlerine tahsis edilmiştir. Üçüncü kısımda tarihi Ankara, ve bu meyanda Cümhuriyet Bayramı günlerinde» ki Ankara vardır. Onuncu yıl bayramının bütün tezahüratı, filmde noktası noktasma kaydedilmiştir. Bu meyanda, civar köylerin birinden gelen bir köylü tpi ile kendisine mihman- darlık eden genç bir izci kız arasında geçen sahneler filme alınmıştır. Dürdüncü kısım, Yeni Ankaraya tahsis edilmiştir. Beşinci kısımda, Cümhuri- yet Bayramı vesilesile Gazi Hazretleri nutuk irat ederlerken görülmekte ve işi- tilmektedir, Altıncı kısımda, Ankaranın gece tenviratı ve umumi şenlikler vardır. Film, Paris, Ankara ve İstanbul sinemalarında gösterilecektir... Sovyet rejisörü M. Yotkeviç, aç güne kadar Ankaraya gidecek ve Ankara- dan avdette Parise giderek filmin Paris sinemalarında gösterilmesini temin ede- cektir. Film, bundan evvel Sovyet Rusyanın münevver zümresine müteaddit defa- lar gösterilmiş ve çok alkışlanmıştır. Sov yet rejisörü, İstanbul sinemalarında gös- terilmek üzere beraberinde 4 film daha getirmiştir. Bunlar, Fırtına, Kırmızı dev, Ukrayna ve İki tesadüf filmleridir. Çocuklara yardım ANKARA, 18 (A.A.) — Himüâyei- etfal temiyeti umumi merkezi 1 Mi 934 tarihinden 16 mart 934 cuma nüne kadar 2617 çocuğa yardım et - miştir. Bunlardan 508 hasta çocuk ve kadm umum imerkezin poliklinikel - rinde ve diş muayenehanesinde muaye ne ve tedavi edilmiştir. Sütdamlası kısımda 119 çocuğa 839 kilo bedava süt tevzi edilmiştir. Yardım iğin mü- racaat edi ailelerle çocuklar - dan 410 kişiye para yardımı yapılmış tur. Fakir talebele riçin açılan aşhane sıcak öğle ye talebeye her Anakucağı mücssesesinde gece gün düz bakılan çocuklarm yekünu 138 dir. Crt Şehrin su ihtiyacı Terkos tesisatınm islah ve ilemaline kadar belediye, sucuların dalmi surette sıkı bir kontrola tabi tutudmasına karar Karmeimirik ve Edirmekeı Gbellerini su ihtiyacını hal içim de eri yolları tamir ettirilecektir. Hüsnü Hamit Bey Kanser taharriyatının neticeleri gal ey er — emer ka patalogi Enstitüsünde berndorler tarafmdan ordinaryüs O- yalının neticeleri” mevzuuna dair açış Bir kaçakçı daha Dün Yalovadan hareket etmek üzere bulunan Maltepe vapuru yolcularından Hüseyin nanımda birinin vaziyeti muha- faza memurlarmın şüphesini uyandırmış, merkumun üzerini muayene etmişler, ya- nmdaki zembilin içinde bulunan sovan ve prasa demetleri altında üç kiloya ya- kın esrar çıkarmışlardır. Hüseyin esrarla beraber Emniyet Müdürlüğüne teslim edilmiştir. * Alacaklılar hakkında bir tamim ANKARA, 18 (Telefonla) — Bulun- dukları mahalden gayri bir mal sandığın- dan 25 lira ve daha az alacakları olan kim selerin bu alacaklarını bulundukları ma- haklen gönderecekleri istidada yazılı nd. reslerime posta veya banka ücreti istih- kaklarından kesilmek üzere banka olan mahallerde banka, banka olmıyan mahal. lerde posta ile gönderilmesi ve istidala- sile banka veya posta makbuzunun evra- ka müsbite olarak kabulü Maliye Vekâ- letince kararlaşmış ve — defterdarlıklara bilgirilemiştir. Buğdayı koruma lâyihası ANKARA, 18 (Telefonla) — Iktat encümeni buğadyı koruma hiyihasını tet- lamaş ü müm in ei Hileektir. Fırka maliye encümeninde buğdayı ko- rumak için alınması teklif olunan resmin ekmekten değil, fakat un üzerinden alın- ması için bir cereyan mevcut bulunduğun dan İktisat encümeninin henüz bu husus- ta nasıl bir karara varacağı malüm de- ğildir. züne baktı. Çoban kızınm gözleri ıslanmıştı. Ağlıyordu... Bavkut sordu: — Neden ağlıyorsun, Hitay? e kız başını yukarıya kaldır- Islak gözlerini sildi... — Neden mi ağlıyorum?! - Dedi- anana acıdım da. Büyük kadınmış- İşte benim de içimde öyle gittikçe büyüyen bir ateş var, Baykut! Ben o ateşi söndürmek istiyorum Delikanlı safiyetle elini uzattı. Hitay'ın alamdam okşadı: — Belli., Ateş gibi yanıyorsun Su vereyim mi? — Hayır. Bu ateşi mez... Hitay delikanlıya bir türlü içini açamıyor, dı i i su söndür- ini dökemiyordu. Baykut'a gelince, o, Hitey'ın re- ise ait olduğunu bildiği için, ona ö: ğa bile cesaret e- iyordu. Zipar'da bir gere | başbaşa kal- rışlardı. Fakat, Ceylânm oğlu on- ların neşesini kaçırmıştı. Ba; gece büvük bir feliket geçirdi bu yüzden reisin gözünden düştü. ğünü hatırladı. O gece o da damar- ykut o-| atlerce çıkmıyorlar. istemiyor ve kendi kendine: “ Bu gülü o koklasın. Bana zak. kum kokusu çok bile.,, diyordu. Sözün gelimini çevirdi. Bir şey gibi göründü. Zaten Baykut çok temiz yürekli ve mert bir gençti. Bora'nm mert- liğine karsı Hitay'a, başmı çevirip fena gözle dr. — Ne dedin, Hitay,. Içindeki a- teşi su söndürmez mi? Diye sordu. Çoban kızı başımı salladı ve ö- nüne baktı. Baykut: — Öyle ise seni suyun içine 20- kup çıkarayım.. Belki serinlersin! Dedi ve güldü. Hitay, delikanlının duyğusuzlu ğunu gördükçe sinirleniyor, hide detinden çatlıyordu. Delikanlı ısrar etti: — Haydi, Hitay. Suya gir. Derhal serinliyeceksin! Çalılarn dibinde ağızlarını bir karış aça- rak soluyan kum yılanları bile s- rinlemek için, suyun içine girip sa söndü- remediği ateş var mı?! ps — Benim içimdeki ateşi sön- dürmeğe Fratın sular yetmez, larında bir yanıklık, vücudunda bir | Baykut! değildi. Fakat, ürperme o, Güneş'in oğluna ihanet etmek ğ Delikanlı gene güldü: — Anladım.. O halde, seviyorsun! Gi Hitay, delikanlının gözlerinin içine baktı: deşimden çok severim, Hitay! Söy le bana, sevdiğin kimi. : da mıdır.. Uzakta mıdır? İnan ki, seni onunla birleştirmeğe çalışı. rım! t Hi Hitay SP Di ves Gözlerini kapadı. Başını, uyur gibi, kumların us- tüne koydu. |,|, Eliyle yüzünü örttü. Konuşmıyorlardı. Aradan saatler geçmişti. Baykut yavaşça seslen, — Hitay, u mu? Delikanlı hafif bir hırıltı işitti. Ve kendi kendine söylendi: — Uyumuş... Sonra ellerini yukarıya kaldır- di., Gözlerini açtı ve dişlerini sıka rak, yavaş yavaş Gök Tanrı'ya yal 5 — Ölünceye kadar yer yüzün- de, onun kardeşi olarak kalaca- ğım, Tanrım! Sen benim yolumu şaşırtma,. Beni de onun gibi yakıp içime dökece- | MAHKEMELERDE | Adam ve döviz Kaçakçıları Bir acentanın yazıhane de bulunan kroki nedifi Geçenlerde dört kişilik bir sebe nin memleketimize hariçten kaçak san sokmak suçu ile Adliyeye veril #i yazılmıştı. Bu şebeke ile alâki olarak Bozcaadada tevkif edilen Pür acentası Sokrat Efendinin yas” mesinde araştırma yapılmış ve bir Mİ | ki bulunmuştur. Krokide Mi 4 ile Ezine ve Ankara işaretleri lunduğu için bu hususta esaslı tabi” | kat yapılmaama lüzum görülmüştü” ( Burada evvelce yakalanan şeb mensuplarından Tevfik Efendi mevlf | fen Ezineye gönderilmiştir. Memlek” | timize girmesi yasak olanları Midilli? | den metörüne alarak Ezineye getir | | Hüseyin de kaçakçılık suçu ile Bel" İl kesir ihtisas mahkeemsine verimini” | | Diğer taraftan Sokrat Efendi de Vf | kalanan kroki üzerinde mütehass!” lar tarafından tetkikat yapılmıştır. 9500 lirayı zimmetine mi | geçirdi? i Beyoğlu mal müdürlüğünde pul ış memuru Şeref Bey 9500 lirayı 3 metine geçirmekten suçludur. Dün ğir ceza mahkemesinde muhakem. ne devam edilmiş, şahit sıfatile mü tiş Nazmi Bey dinlenmiştir. Nazmi tahkikatı kendisi yaptığını, defteri“İ. de tahrifat olmadığını, Şeref Efenf nin 9500 lirayı zimmetine | geçirdi tahakkukettiğini söylemiştir. Maznun Şeref Bey tahliye talel de bulunmuştur. keme defteri de tetkikat icrası talebile başka gü bırakılmıştır. Iki kardeşin muhakemesi Geçen sene Topkapu haricinde met Ağa isminde bir sütçüyü öl mekten suçlu Reşat ve Ahsen ismi? deki iki kardeşin muhalkemelerine ağır ceza eme: © arm miştir. Dünkü muhakemede e Muşf istenilen istinabenin gelmediği miş, muhakeme bunun in 1€, kit yazılması için başka güne bırak müşter. Döviz kaçakçıları Döviz kaçakçılığı yapmaktan su. Rafael ve Hanri Yahni zi harya ve Üziyel efendil, d hazal tahkikatı dün ikmal edis” ve suçlular dün birinci istintak hâki” liğine tevdi edilmişlerdir. bugün isticvapları yapılacaktır. Kumkapı cinayeti Kumkapude şoför Nuriyi öldürme ten suçlu eski birinci komiser Mü Beyle i Adilin muhakemeleri”” bu sabah ağır ceza mahkemesinde vam edilecektir. Bugünkü muhaken?. İlay am 6 memur İzmirde ihtiss$ mahkemesine verildi İZMİR, 16 (Milliyet) bele ile anlaşılmış ve bunun İzmirde yapıl. Sli Gole miydena çk Bunun üzerine gümrük muayehe murlarından 3, paket postahanesi > larından da 3 kişi ibtsas mahkemesi yerilmişlerdir. ge İzmir paket postahanesin/ iZMİ! yz ZMİR, 18 (liye) — Paket pe hakkında takibat yapılmıştır. ver.. Tuttuğum yeri koparayım” Sarıldığım ağacı devireyim.. Bas” ğım yeri titreteyim.. Ve hiç bir #6 | den yılmaz bir sınır bekçisi gi Türk elinin eşiğinde kocayıp öl. yim, Sen beni, anamı mezara $ türen bu tehlikeli ateşten kof” Pasral Baykut'un yeminini Çoban da ye . gi N attığı yerde rmermer gibi © nup kalmıştı. Baykut kocayıp ölünceye K dar, duygusuz bir taş parçası #”, | gönlünü bir kıza kaptırmadan 7” | sayabilecek miydi? '“.* * Türk akıncıları Suriyf topraklarına girince. Suru havalisini geçmişlerdi. wl a Suriye topraklarma girmiş! yolda giderli İn karşılaşmıf!” yar, kralın zülmü g z Güneş'in oğlu, Sariyeki bir'i Suriyeli ih den kaçtığını söylemesi üzel Bora akandan iadi.. İhtiyarm yeli na | oturdu: pr — Nereden geliyorsun, i” — | Pİ Biye dörde; “MATURE Suriyeli ihtiyar eeyap verd.