Filmlerin baş tarafları , Şüphesiz dikkat etmişsinizdir. Şimdiki filmlerin baş taraflarında bir şatafat, ler, sesler, süsler, izahatlar... Oynayanlar, oynatanlar, sesleyen- €r, yardım edenler, dekorları ya - Panlar, ona yardım edenler, muha Yereyi yazanlar, söyleyenler ne leyim, o kadar tafsilât var ki içeri- nde bir, etüdyoyu süpürenin adı » bir de seyredenlerin... Film he göre, bu baş taraftaki kuru pa- Yor. Bundan da kimse memnun de $il. Lâkin film âmilleri bundan Vazgeçemiyorlar. Neden?. Orasını bilmem. Yalnız ben sinemacıların Yerinde olsam asıl filmden bir ta - sahneleri kesecek yerde bu lü Pümsuz kısımları keserim de hem halk rahat eder, hem de filmin öyle beni ibi, filmlerin baş ta- taflarmdaki bu tafsilâttan bizar olmuş olan. Bir berbere filmci Müşteri gitmiş!, Berber filmciyi za €n tanırmış... Müşteri koltuğa 0- , berber havlıyı müşterinin numa takmış ve eline fırçayı İmış, göstermiş ve başlamış: . — Şu fırça falan fabrikanındır biliyor musunuz? Hem domuz kı - lındandır, — Ya?.. Güzel. . — Şu sabun da meşhur filân rt- Yiyat fabrikasının malıdır. İçinde Yüzde şu kadar badem yağı yüzde u kadar potas, şu kadar esans var ir. — Güzel... — Usturalarımın hepsi İngiilz malıdır. Maruf Şefild şehrinin şu abrikasındandır. Şu ustura kayı- nda... Hâlâ traşa başlanmadığını gören Müşterinin sabrı tükenmiş: — Be adam benim neme lâzım Wsturanın fabrikası, sabunun mar ast. Sen beni traş etsene!, Deyince berber gülerek cevap Yermiş.. Alâ efendim, haklısmız, lâ- z de fFilmlerinizin başmda $u oynadı, bu ses verdi, öteki fotoğ Ni sekli gibi tafcilât veriyorsunuz. gömelâzim benim bunlar. Filme “örüca başlasanıza! kı Zeki bu fıkra uydurmadır. lâ - in haksız değilidr. Filmler rek - ja o kadar ehemmiyet veriyor ar ki; bazan halkı böyle bizar e- decek katlar ileri gidiyorlar. Muharrirleri taklit ediyorlarmış! Yalnız malları değil insanları da taklit ederler. Geçen sene miydi? Bir herif Bourbon hânedanınn Prensi olarak yaşayıp (dururken öldürüldü idi. Sahte memur, sah - te yaver, sahte banger, sahte zen. Sin. Nihayet bir de sahte şair gö - Yülmüştür. Lâkin bizim muharrir. lerin taklidi çıkacağını hiç san inazdım. Sadri Etem yazdığı bir Yazıda bizim muharrirleri taklit e- len ve onların adlarmı edinerek endini öteye beriye takdim eden- türemiş diyor. Ben muharrirler Il bma memnun oldum. Malümya! Vie? taklit olunur. Demekki; seyr) de taklidi mucip olacak bir Yimiz varmış ta bilmiyormuşuz. alnız taklit edenlere halisane ha- yatırım ki; wz ya borç- FE; Ya suçlu olarak aranıp dururuz. ed böyle bir vaziyette asıl mu - rarir yerine taklidini - kendi ik arına - til Kinin dediği gibi son dove olma "ğını anlatmcaya Fr post el- len gider: Muharrirlik pek meta Nİ değildir. Biraz dikkat etsinler FELEK “iş Bankasından alman cetveldir) 7 Mart 1934 Akşam Fiyatları Tahvilât kalabalık, bir takım Urdının beş on dakika sürdüğü olu | vin “ 1208 $ Praj 1,208 Mei 4112 $ Viyana varsa Be. Any» *22,0 an 24815 gata, A2 30052 Boy, 11798 $ Bükreş 797445 S4A935 4 Moskova | 106250 ere Mıntaka İktisat kongresi Ayın Münde toplanacak ruzname tesbit edildi Istanbul, Trakya ve civar Anadolu vilâyetleri ticaret mmtakası iktisat kon gresi gelecek ayı 24 ünde toplanacak. tr. Mıntaka dahilindeki ticaret odaları- na ve İkisat Vekâletinin İstanbuldaki devair ve müessesatına kongreye mu- rahhas göndermeleri ve kongre ruzna- mesi, bildirilmiştir. Kongre rüznameşi mühim mevaddı ihtiva etmektedir. Ruzname şudur? 1 — Türk kooperatifçilik teşkilâtı ve kontrolü nasıl yapılmalıdır? 2 ei para kanunun sureti biki ve diğer kanunlarla münasebeti ve bugünkü ihtiyaca tevafuk edecek şeklin mütaleası, 3 — Ankarada toplanacak kongreye arzedilecek meseleler, Ruzname üzerinde mütalealar bildi. rilmesi için Odalar şimdiden meşğul o- lacaklardır. Italya ile ticaret muahedesi , Dün İktisat Vekâletinden bildirildi- ğine göre Türkiye ile Jtalya arasındaki ticaret muahedesi 15 Mart 1934 tarihi- ne kadar temdit edilmiştir. Yalnız, İtal ya mevzuatına göre, mezkür tarihe ka- dar tahmil edilecek mallar mevcut tica rel muahedesi ahkâmından istifade ede- bileceklerdir. Fransaya mısır ihracatı Paris ticaret mümessilimizin verdiği ümala nazaran Fransa hükümeti kontenjan taksimatının Türkiye hissesi- ne 25.000 kental misir Ayırmıştır, Gemlik zeytinleri Gemlik 934 senesi zeytin istihsa » lâtı, dört milyon kiledur. Geçen Beki istihsalât bu senenin iki misli 5 - di. Zeytinyağı istihsalâtma gelince, bu sene 900,000 kilo zeytin yağı istihsal edilmiştir. Kayseri mensucat fabrinası Kayseride inşa edilecek © pamuklu mensucat fabrikasma ait plânlar Rus- Yadaki heyetimiz tarafından gönderi miştir. umumi Fabrikanm yeri evvelce taayyün et- tiğinden © Kayseride yapılacak bu (-b- Şikanin inşantı meünakasaya konulmmış- Yoğurt bolluğu İstanbul piyasasına her yağurt ir, i sada rekabet vardır. Perakende olarak yoğurtun kilosu 25 kuruştur. Yalnız k ın İstanbula her sene 135 bin teneke yoğurt gelmektedir. hamam İş Balkesir, hattâ va pa işinde kesir, Mani yoğurtçuları İstanbul pi « yasasında rekabet edebilmek için, yo - Tarilere delin yeliz m7 Diğer taraftan Manira yoğurt da yağ nisbeti halkında aralarında bir birlik yapmışlardır. Ispanya ila ticaret muahodesi | müzakeratı MADRİT, 6 (A.A) Nazırlar Tü ile ticaret mwahedesi verilmiş olan talimatı tasvip etmiştir. Fen fakültesi talebe cemiyetinin çayı Fen fakültesi talebe cemiyeti pro- araya toplamak bir gün geçir » zunları şerefine bu - lonlarında saat on beş buçukta bir çay ziyafeti verecektir. — —— Muallimlerin Hususi hayatı İstatistik umum müdürlüğü maarif idaresine bir tamim yollayarak mual- limlerin hususi hayatlarma, sicillerine ait bazı malümat istemiştir. rif idaresi bu huvusta, hor mu- amal e ir dosyalar yapacak, yel istatisti i müdürlüğüne zolaya: e rabe Fransız sefiri geldi Fransız sefiri M, Kammerer bu - gün şehrimize gelecek olan refikası ve kerimesini karşılamak üzere, dün Ankaradan İstanbula gelmiştir. Sabık Maarif Vekili ve Aydın Mebusu Dr, Reşit Gali, şit Galibin ölümü ile uyandırdığı teessürü MİLLİYET PERŞEMBE 8 MART 1934 Ölümü ile herkesi teessüre bogan Doktor Reşit Galibin arkasından. İzmir-Ka Şirketle Vekâlet arasında müza- Beyin hazin ölümü ve cenaze merasimini dün tafsilâtile neşretmiştik, Resimlerimiz Re ve tabutunun arkasında ve başında dökülen gözyaşlarını tespit ediyor. saba hattı kerelere yakında başlanacak Malzeme bedeli Izmir - Kasaba ve temdidi hattımın hükümet tarafından satm alınmasına dair verilen karar üzerine, yakmda Nafia vekâletile şirket arasında mü- zakereye başlanacaktır. Şirket mu - rahhaslarmın Ankaraya gelmesi bek lenmektedir. İz Kasaba hattı son zamanlarda zar: i, Otomobil ve otohi abeti şirketi müşkül bir va ziyete sokmuştur İzmir « Kasaba hattı Fransız ser- nim şirketi tarafından tesisi edilmiş - tir. Yedi bin kilometre , uzunluğunda olan bu hat bugün şirket hesabma Re gie Generele şirketi tarafından işletil- mektedir. Şirket 1893-senesinde İzmir - Kasa ba hattı imtiyazını 99 sene müddetle almıştı. Bu hat bilâhara bir taraftan ve Bandırmaya ve dizer taraf- m tan da Afyona kadar temdit edi tir. Hattın bu suretle temdidi üzerine şirket 1933 senesine kadar battı iş » letmek hakkını almıştır. Fakat, muka- velename .mucibi Üret i yaz müdedtitin otuz sene sonra, her istediği zamanda hat İzmir - Kasaba ve temdidi hattında nakten verilecek Nafia Vekili Ali Bey ti satım almak haklımı haizdir. Bina- enaleyh bugün Nafia vekâletinin hat tı satın almak hususundaki kararı bu hakka müstenittir. İstiklâl harbinden sonra şirket hü kümete müracaatla, şartnamenin ba- zı maddelei yeni rejime göre ta- dil ve telifini istemişti, Bunun üzerine hükümetle şirket arasında beş senelik muvakkat birsitilâf aktedilmiştir. Bu müddet zarfında elde edilecek netice ler, yeni bir'#mkaveleye esas olacak» ti. Bu muvakkat itilâfın müddeti 'de 1933 senesinde-hitam bulmuş idi ve iki tarafa Thüzakereye girişmek için de 14 aylık bir mühlet verilmişti. Fa- kat bu müzakerat bitmeden hükü - mel, mukavelönamede mevcut saraha Şirket heyeti umumiyesini nisan ayı zar fında fevkalâde bir içtimaa davet edecek- tir. Mukavelenamede mevcut sarahate na zaran hükümet işletme müddetinin hi- tamından evvel hattı satm almağa takdirde edevatı mu - menin kıymeti ay - nen ve nakden şirkete tesviye edecek tir. Bunların kıymeti bir müteha, heyet tarafmdan (takdir edilecektir. Bundan maada hükümet aksiyonerle- 1933 senesine kadar gayrisafi hâ- tın yarısını ödeyecektir. . İştiraya takaddüm eden son beş senelik hâsr- latın vasatisi bu hesaba esas olacaktır. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Gün yok ki Bulgaristandaki Türklerin, yerli ahalinin ve hattâ hükümetin tazyikma uğradıklarına dair gazetelerde bir havadis gözü. müze çarpmamış olsun. Dün gene buna dair bir telgraf vardı: Burada ezcümle deniliyordu ki: “Komiteci. ler tarafından gördükleri tedhiş ha- reketlerinden dolâyı bir çok Türk > Komotini'ye iltiça etmekte- iri Bulgaristanda maatteessüf öte - den beri tatbik edilen siyasetin ne olduğunu biliyoruz. Muhtelif siyasi münaseebtlerin iyiliğine ve müteka bil ziyaretler esnasu irat edilen samimi nutuklara rağmen Bulgaris- tan kabına sığamaz bir vaziyette - dir. Fakat şimdiki halde haricen te vessü edemiyecek vaziyette olduğu için dahilen tevessü etmek çarele; ni aramaktadır. Bunun usulü de ga yet basittir: Orada yaşayan Türk leri kovmak ve onların senelerden beri kurdukları yerlerin üzerine yerleşmek. Bunun için'de her ne vesileden 0- lursa olsun istilade etmektedirler.. bir Arif Oruç'a Bulger kanunlarının — bahşettiği hakkı bir iradei kr, ile tanıma- ları da bunun delili: Fakat Bulgar diplomatları hari - cin bu politika işli hakkında ne diyeceğini de düşünmüş ve buna arşı güya tedabir almışlardır. Ne- tekim Bulgaristanda münteşir Zo - ro gazetesinin 4 Mart tarihli nüsha nun bir telgrafe ir. Burada ezeümle de Yabancı, bilhassa bazı komşu memleektlerin matbuatında Bulgaristanddki başka milletler az- lıklarının ve en fazla Türklerin 5is- tematik bir sürette kovuldukları hahkında haberler ve vesikalar gö- rülmektedir. Hatt bir çok Türk ai- lelerinin yerlerini | bırakıp kaçtığı şayiası tamim olunmaktadır... Bina- enaleyh bütün bu heberler yalan - dır... Yanlıştır. Ve saire...,, Bulgar Ajansı bu tebliği verir - ken unutuyor ki Sofyada intişar e- den Pobeda namındaki kendi gaze- teleri bundan bir müddet evvel Bul garistandaki Türklerin gördükleri tazyik yüzünden Bulgar hududunu terkettiklerine dair uzun yazılar yazmıştı. Bulgar Ajansının telgra - fonu okuyanlar bunu da görmüşler. dir. Hem daha uzağa ne gidiyoruz? Bugün Bulgaristanda mekteplerde okutulan coğrafya kitaplarındaki haritaları getirelim de bir gözden geçirelim: Burada Bulgar hududu (Midye - Enez) hattı olarak bile göslerilmemiştir. Bu harita Tekirda İri bile Bulgaristan hududu içine almaktadır. Bulgaristanda | İstanbulun ismi (İstanbul) değildir; Constantinople bile değildir, Adla sanla Çargrad- dır, Ortodoks klisesinin makarı o - lan Çargrad! Sofyadan telefonla İstanbulu aradığınız zaman Matma İ zele (İstanbul) derseniz olmaz. Mu | hakkak Çargrad demelidir. Bulgaristan dostluk siyasetini sözle, tekziple değil, fül ile göster- melidir. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Ea | kaydetmemiştir. Son asra kadar LIMANDA Adriyatikin en Zarif yelkenlisi Avusturyalı talebeyi hamil olarak limanımıza geldi Limanımıza İkaros isminde Avus- turya bayrağını hâmil bir yelken ge- misi gelmiştir. Gemi, Avusturya Darül fünun talebesinden bir grupu hâmil bulunmaktadır. Gemi, buradan Mu - seyahat Viyana — Darülfünunu tetkik seyahatleri akademi tip edilmiştir. Gemide seyyar bir sergi bulunmaktadır. Bu sergide sanatkârane elişleri ve tu - rizme ait bazı propaganda resimleri teşhir edilmektedir. Gemi, limanımız- da kaldığı müddet zarfında talebe ta rafından piyesler temsil edilecek ve konserler verilecektir. Ikaros yelken gemisi harpten ev - ve! Almanya hükümeti hesabına pılmıştı. Şimal ve Baltık denizlerin - de birçok seyahatler yapmıştır. El - yevm Adriyatik denizinin en zarif yel ken gemisidir. Geminin 50 beygir kuv vetinde bir muavin motörü vardır. Mü sait rüzgürl: havada sürati saatte 13 kilometre: 24 kamara: ir salonu, bir banyosu ve küçük bir mutbağı var dır. Gemi 28 yolcu istiap edebilir. Bu seyahate iştirak eden talebe, iki bahriye zabitinin | idarı dümen ve yelken kullanm. mekte, yüzme, kürek gibi deniz spor- ları yapmaktadır, Avu: xi atibi M. Vimierin vâki e Me par bu seyahat yalnız Avusturya ie münhasır değildir. Bu «5 - yahate ecnebi talebe de kabul edil - mektedir. Türk talebesinden arzu © - denler de bu seyahate iştirak edebile- ceklerdir. 3500 e çıktı Hilâliahmer cemiyeti fakir ilkmek tep talebesinden 3000 çocuğa haftada dört gün öğle yemeği veriyordu. Yar- dım edilen talebe adedi üç bin beşyü- ze çıkarılmıştır. Aşım istasyonlarına aygır gönderiliyor satm alınmıştır. Bu suretle Vilâyet ay gır deposunun mevcudu yirmi bire ba lif olmuştur. Depoda mevcut aygırlar 15 Nisandan itibaren (aşım) ist larma gönderileceklerdir. Aşım mın ihzar edilmesine başlan - mıştır. Aşım istasyonlarına gönderi cel ırların adetleri şunlardı Çatalca istasyonuna 4, Silivri istasyo- nuna 4, Bakırköy kazasma 1, Beykoz | kazasma 2, Yalova kazasma 3, Üskü dar kazasına 21, Kartal kazasına ve merkezde 4 olmak üzere 20 aygır. * Muallim Seyfettin Asaf Beyin sa- nat arkadaşları ve talebesi ile teşkil ettiği senfonik orkestranm birinci kon- seri cuma günü saat on yedide Kaza Ditalyada verilecektir. * Himayeietfal Cemiyeti nahiye ve kaza kongreleri nihayet bulmaktadır. 23 mart cumartesi günü saat 14 te vilâyet kongresi yapılacaktır. * Himayeletlal Cemiyeti anneler bir- i evvelki gün toplanmış ve mutat yaptıktan sonra muhtaç ve loğsalardan 15 anneye kun- İstanbul eski emniyet sandığı binası merkezi İni satın almıştır. Yakında bu binaya | taşmacaktır. * Ferit o Ferhat eden biraderi İzzet koyacağı © çelenk bedeli Gayrimübadillere! Tevziat yapılacak! Gayri mübadillere istihkaklarına mah. suben tevziata. bulunması hakkımda gayri mübadiller idare heyetinin Mali- Bey ye vekâleti nezdinde yaptığı teşeb büsler müsbet bir şekilde neticelen - iye vekâletinin gördüğü lüzum mesele heyeti vekilede müzake t icrası esas iti - ie Cemiyet bu hususta Ankaradan ge- lecek mütemmim malümatı beklemek» tedir. Kitap kurdu değil. asrın ve hayatın istediği genç Liselerin ıslahile Maarif O Vekâletinin “iddi surette meşgul olması, şüphesiz ki “nun en meşkür eserlerinden birisi ola- caktır. Bugünkü dünya nasıl dünkü dün- ya değilse, onun en tabii nelicesi olarak bugünkü tahsil sistemi de dünün siste. minden tamamen ayrı bulunmak lüzum ve zaruretindedir. Beşerin mektup tarihi son asr terakkisini hiç bir — d fen, şaf sahasına tabii ve n azam hatvelerle yürüdüğü halde son asırda harikulâde bir hız, bu inkişafa yü- rümekten fazla sıçramak” şeklini vermiş- tir. Bugünün tahsilini de asrın icablarma ve ihtiyaçlarma uydurmak lâzımdır. Bu- günkü hayat, kitap kurdu değil, iş ada- mı istiyor, O halde bugünkü mektebi de kitap İcurdu değil, iş adamı yetiştirecek bir hale sokacağız. Liselerin muayyen 8i- mıfından sonra talebeyi ya arzularına ve- ya kabiliyetlerine göre mesleki zümrele- ve ayırmak ve kendilerinin o zümrede ih- tisaslarını takviye etmek lâzrmd. Burada bu hususta şahsi bir müşahede ve mülühazamı kaydetmek isterim: Idadi mektebinde her talebe gibi ben de müsellesat, cebir, bendese vesair bir sürü dersler okumuştum. Müsellesattar hatırımda kalan bugün sadece “ceyp,, ile “Teceyb,, in ne oldukları değil «ceyp» ile “Teceyp,, kelimeleridir. Hendeseden ye- gâne mahfuzum olan, mustatil, ile mü- selles, zaviye, hattı müstakim, hattı mün kesir, hattı münhani gibi okumasam da öğreneceğim tabii olan harcıâlem kelime ve şekilleri, bir tarafa bırakırsak musta- til ve murabbam satıh mesahasının nasıl ölçüldüğüdür. Bunun haricinde mahfu- zum olan hemen o hiç birşey yoktur. Ve bugüne kadarki hayatında bir kere bile bu ilimlerin hayatta kendim için bir kere olsun tatbik sahası ve ihtiyacını da duyduğumu hatırlamıyorum. O halde mektebin Teceyp, Ceyp ile yıllarca kafa» mi yorması, bilmem hangi hendese dava- $ı içinde beynimin bunalıp kalması ve ni- hayet herhangi bir cebir muadelesi için senelerce ömrümün © tüketilmesi bana müspet, maddi ve hattâ manevi ne fayda temin etmiştir, sormak © İsterim, Buna mukabil, en sevdiğim dersler, tabii ilim- lerdi. Tabi ilimlerden mektepte okuduk- larım tamamen mahfuzum olmakla kal- mamış, ondan sonra da artmıştır. Hattâ daha ileri giderek diyeceğim ki, riyaziye ci olmağı kurmuş bir genç şehrinin Amerikanın neresinde oldu: bilmekle bilmemek arasında pek bir fark yoktur. Hele böyle bir genç için parasiyenlerin Franaz (edebiyatındaki mevkileri, kafayı lüzumsuz o malümatla doldurmaktan başka bir şey ifade etmez. Bagünkü maarif sistemimizin hedefi şu olmalıdır: Az, fakat öz. Bugünkü tale- benin kafasını “Karlman pasaji,, halin- 'den kurtarmak mecburiyetindeyiz. Onun değil, muayyen ma- kabilinden olmayıp esaslı ve sağlam bir halde orada teksif edilmiş bulunacaktır. ından böyle mektepten kitap kurdu asrın, hayatın istedi; “Adliye sarayının 'dıvar- ları yıktırılıyor binası dıvarlarının Yanan Adliye bin: heran l milli emlâ! ü münakasaya müteahhide ihale miştir, Müteahhit yakında burayı yık tırarak tuğla ve molozları kaldıracak ve bu saha tamamile temizlenecek » tir. Üsküdar tramvâyları Usküdar halk tramvayları heyeti mecmuası cumartesi günü bir içtima yaparak, hattın Kadıköy ve Fe neryoluna kadar temdidi meselesi: 5 rüşecektir. Şirket müdürü Necm; Sahir Bey Ankarada yaptığı tema: lar hakkında izahat verecektir. eti Neşet Ömer Beyin konferansı rektörü Dr. Neşet O - e Hal. hakkında bir konfe - rans vermiştir. Konferansta Tıp tale- besi, birçok doktorlar hazır lardır. Konferansı, bir henser takip