İstanbulda (Başi Linci sahifede) i dolduru: geldiği i seldi ve Ali Rıza Bey nutkuna başla - &. Sık, sık alkışlarla kesilen bu nutuk- ta Ali Rıza Bey ezcümle dedi ki: — Arkadaşlar! Bizim bugünkü bayramımız tek değil rel, Ona Sela Kül alara Bi “çifte bayramına kekin olun erlndap- çin ilk önce bu büyük timsalin, bu ü'kü mabedinin saygılı yerine asılmasını, E - vimizin halil i ve Reisi Cevdet Arkadaşlar, “ Her irşat ve işaretinde olduğu gibi Ulu Gazinin bu baha biçilmez armağan- larının da yetişilmez yükseklikte, erişil. mez derinlikte manası vardır.. ona ula- şamayız. i Ancak Bu sevinçli günün heyecanı i- çinde. biz, kendi anlayışmızın dar vevesi içine girebilenini ifade edebiliriz. Ali Rıza Bey bundan sonra İstanbul salkevinin iki yıllık mesaisini"hülâsa et- i nihayet verirken da. miştir kiz © * Sözümü Gümheriyetin ikinci on ye İ mn çalışma plânenı Türk milletine su- sn o büyük İnsanın sözüle bitirmek i3- iyorum. Çünkü bu, önümüzdeki on yı- lın milli savaş seferberliğinin üç teme- Yi çizmiş bulunuyor. “ Yurdumuzu, dünyan en mamur, imcağirz” O halde arkadaşlar, iş başına. Cevdet Kerim Beyin nutku Ali Rıza Bey alkışlar arasında nutku m bitirdikten sonra Cevdet Kerim Bey kürsüye geldi. Cevdet Kerim Beyin süyük bir heyecanla söylediği nutuk uk, sık alkışla kesiliyordu. Cevdet Ke- im Bey mutkunda dedi ki: “Arkadaşlar, Cümhuriyet Halk © Fırkasmın kültür ipabesi olan Halkevleri iki yılık çalışma 're tecrübeden sonra yeni heyecan ve ve- den maksudumuz olan büyük ülkü etra- fında hissen, fikren toplamış bulunuyo- ruz, Aziz Arkadaşlar ş Biliyorsunuz ki Cümhuriyet güneşi al- tında işıyan Türk Milleti, sınıfsız, imti- yazsız, tabii hadiseler (icabı iş bölümü noktasından birbirini temamlayan fert- lerden ve ailelerden kaynaşmış bir küt- EEŞEÇ sef # P # zaptı, dünyanın takdir ve bayretini Bütün celpeden ii ütekabil inanışla kütleleşmemizde- u millet bugün, yarın hep böyle « bep böyle duyacak, hep böyle işacaktır. İşte Halkevleri dilde, kültürde, ülkü- de birliğin, daimi bir kaynak yuvası ve bağ yeri olacaktır. pe a i yamıyacağını ve aksülamellerile Janlarn da bozulacağına heves ve tesadüfle değil büyük m ön varlıklarını vi öl muldur, Bu büyük esere baş olan (Gazi Musta- fa Kemal)e vo onun izinde . yürüyerek 'Türk vatanı, Türk hakları, Türk istiklâ- Ki ve Türk inkilâbı için can veren kah- lâtlarını veren kabre dan sonraki milli hayatın * ber yönden üstünlüğü için çalışmağa devam edenle- re hürmet ve minnetler olgun.) her gün anlatmak için de başlı başına Tekette nasıl tatbik edildiğini bir Arkadaşlar ; Bilirsiniz ki Cümhuriyet Halk Fır kasının programı bir taraftan milli mev- cudiyetimize temel olan yüksek inkilâp mefhumlarını tespit ve diğer taraftan devletin kudretini ve milletin saadetini temin için bugün ve yarın takip oluna” cak esas yolları prensipler halinde ifa- de eder. O prensipler ve Fırkamızın ana vasıfları, Cümburiyetcilik, milliyet- silik, halkıcılık, devletcilik, lâyıklık ve inkilâ pçılıltır. İşte her seneye düşen hisseyi tam bir muvaffakiyetle geçerek isabetini göste- Yen bu ana ve temel prensiplerin haki- giyime i çin bu vasıfta uv vel yetiştirmek, yeni nesli bu ri daima olgun ve heyecanlı tutmak, milli seciyeyi Türk tarihin ilham ettiği derecelere | çılcar- mak, milli İrültür, ilmi hareket ve faali- Halkevlerine düşen işlerin başlrcasıdır. ve manalarını yalnız samimi bir hisle bi- zi dinleyecek olanların hepsine anlatabi- leceğimiz iddiasındayız. Eğer mutlaka inanmamak için daha evvelden verilmiş bir karar ile gelen birisi karşısında kal. mazsak, söylediklerimizin bu memleke- tin menfaatine en muvafık olduğunu is- bat etmek güç değildir, Cümhuriyet Halk Fırkasının prensipleri vaateden değil, an- <ak geçen her gün için o muvaffakiyet yıldizile parlayan birer eserdir. Arkadaşlar ; Milli bir müossese ehemmiyetini at- Halkevlerine girmek ve ora- da milli kütlenin terbiyesine çalışmak için Fırkaya girmek şartı yoktur, Hal- evleri inkılâba sad.k, ve milliyetçi bir ha- vanın bütün vatandaşları saran bir kar. deşlik duygusu içinde çalışacağı bir yer- , Bâzamder in vatandaşları bu tesit gününde ö- nümüzdeki senenin çalışma £ imecesine bir daba davet edi (Az zamanda çök ve büyük işler yap- tık. Bu işlerin en büyüğü, — teme'i Türk Türk.kükürü o- idir. Bundaki kahıremanlığı ve yüksek lan Türkiye Cümhuriyeti, Tarihi roman:67 Memlekette Yirmi Beş Halkevi Ankarada (Başi 1 inci sahifede) dileyetim, (Alkışlar), Halkevleiinin leyli Arkadaşlar, Halkevi yeni Türkiye ha- yatının başlı başma bir unsuru, başlı başma bir remzidir. Yeni nesil açık ha- meydanında bii bir dam daha mühim olan fikir kuvveti ve iman kuvvetiyle yeni Türkiyenin istikbalini kuruyor. Yeni zamanın bütün sert lerine cevap vermeğe hezvlanror evleri kurulan bütün medeniyetleri tüne geçmek iddiasında bu.unan Tuna- ye Cümhuriyeinin hayatı için aziz bir toplantı yeri bütün bu kabiliyetleri in- kişaf ettiren bir o mibrek sayılmalıdır. Halkevleri bizin kendi anlayışımıza gö- re Türk Vatandaşmda Türk Cümhuri- yetinde ahlâk. ilim ve anlayış mefhumla- rinin tatbik olunduğu. izah olanduğu *e- paletildiği, kökleştiri'ip.. yerleştirildiği yer'erdir. (Şiddetli alkışlar). Halkevlerinin ve bilhassa karakter ve ahlâk mefhumlarında — oynrvacağı rolo, büvük role, bugün şu anda bütün Halk- evlerinde tonlanan vatandaş'a-ımın dik- ini celbetmek isterim. Halkevlerin- de her toplamıs vata-” sn kar-kterini sağlamlaştırmak. yükseltmek, süzeller- #rmek icin eyi bir fırsat olmalıdır. Bü : A basında büt lal m vatandaşı vatanperver'iği “dünümmeli sir, (Alkalen). r Hnlkenleri ve votanrerverlik Arkadaşlar, vatanpervoliği Falkevle. rinin terbive etmek iin belli Kaş- kat edersin. mevzu addet- iviz. Ve her vesile ile anlatmalıyız. Za - dn m ne rini ve Yusuf Ziya Bey (Halkevi) şii- rini okudu. Sporculara madalyalar "Tekrar kürsüye gelen Ali Rıza Bey bu büyük gün vesilesile Rusyadan mem- lekete büyük bir şerefle dönen spor - Mustafaya, Semihe, Yusuf Arılana, Nuriye madalyalarını vererek ellerini genç ve dinç sporcularımız uzun uzun allkışlanıyordu. Çoban Mehmet madalyasını alırken bu yüce güreşçiye olan sempati “ şid- detli alkışlarla > etti. 'onser | Madalyaların tevziinden sonra Mu- bittin Sadık ve Ferdi Beyler tarafın - dan viyolonsel ve piyano ile bir konser verildi. Ve alkışlar arasında kendileri- ne halkevi tarafından bir buket takdim E— Merasim geç vakit şehir bandosunun çaldığı istiklâl marşile bitti. ece Gece de halkevi çok kalabalık ol müş Nakiye hanım tarafından “bir kon- ferans verilmiştir. Nakiye hanımım konferansını bir kon ser takip etmiştir. Diğer taraftan A - Köşkünde Refik Ahmet Bey tarafın- Beyoğlu halkevinde şair Mehmet E- min Bey tarafından bir konferans veril- miş ve bundan sonra temsil verilmiş - tir. #nünasebe- tile, dün gece Şehir tiyatrosunda da Bolu mebusu Cevat Abbas Bey güzel bir hitabe irat etmiştir. Cevat Abbas By bu hitabesinde ya kın tarihimizi tahlil etmiş, inkelâbın manasını anlatmış, cümburiyet kalk fir“ daima önay. şunu, balkcen öğrenme ve bilgi yolundaki mesaisini zah etmiş ve hitabesi çok alkışlanmış - tr. ea Bundan sonra İstiklâl piyesi temsil e- tir. Ten ve tebrik telgrafları stanbul Halkevi namına Gazi Din İsmet, Kâzm Paşalara ve çekilmiştir. Ayrıca 80 halkevile müte- kabilen telgraflar teati edilmişi Daha Açıldı manın vesaiti ne kadar ilerlerse İl leiin memleketlerin zenginlikleri ne ka- dar çoğalırsa çoğalsın, bir memleketin emniyeti için başlıca vasıta, esaslı va - yüzüne bakılmaz yabancı bir şeyden i- bilinmesi memleketi yaşatacak olan tek şart — Ur. Arkadaşlarım, bütün halkevlerinde sözümü işitsinler, bu za - man, gelecek zamanlar ve geçmişler gi- bi Türk vatanperverliğinin bu memleke- tin hudutlarını bekliyen başlıca vası - ta olduğumu hiç bir zaman gözden ka- aklardır. çarınıyaet vaiğilğ Vatanperverik üzerinde israr ettiğim bütün bu sözlerimi dünyanın dört köşe- sinden türlü bulutlar geçtiği bir zaman- da tarafımızdan serdedilmiş başl ca bir endişe olarak telâkki etmeyiniz. Bunu Halkevlerinde terbiye unsuru olarak bu- pu bilhassa tebarüz ettiriyorsam ve bu tebarüz ettirmem dünyanm bir çok yer- İerinde karışık havalara rastlıyorsa bu bir tesadüflen ibarettir. Geniş zamanda olsun, bulanık bir zamanda olsun ve her zaman Türk mevcudiyetinin vatımner- ver'iğe ve fedakârlığa istinat ettiğini ve bu ahlâk mefhumunun bizim için esas ol- duğunu söylemektir. Halkevlerinin karakter sahasmdaki va» sifelerini anlatırken Büyük Gazinin mille- tin yüksek karakterli olarak vetiştiril- mesine verdiği ehemmiyeti tebarüz ettir- Yüksek mek isterim. karakterin baş- hca tecellileri doğru ve haysiyetli ve çalışkan olmaktır. Hallkev'erinde ettirmeğe, doğru ve haysiyetli ve çalış- kan vatandaşlar yetiştirmeğe hususi bir itina göstermelidir. Arkadaşlarım, bu vesile ile müsbet tekrar bütün helikevlerinin dikkatler ö- 'nüne koymak isterim. Bu zamanda ye- bet ilimlerin sade ve yaratıcı mahiveti- ni bütün memleketin | entelektüelleri, memurları, şurada ve burada e enlemaldar. İlmi seviyeyi yükseltmek Arkadaşlar, yeni nesiller bizim bu bulunduğumuz şartlardan çok daha muğlik şeraitte yaşamak için hazırlanı- yorlar. Fizik, elektrik, kimya ve bu gibi müsbet ilimlerin tatbikatını bilen- | ler - bütün halkevlerinde toplananlara söylüyorum - her vesile ile ilmi seviye- si mahdut olanların bile kavrıyabilecek- leri sade şekili anlatmağa çalışma» hıdırlar. tekemmül dır. Halkevleri içtimai mevzularda vatanı sarfettikleri | gay - t ilimleri va - şekillerile yay- dikkat gösterme- sanatlar Halkevlerinin toplantı yeri rn. Güzel san'atlar Arkadaşlar, güzel sanatlar yalnız yüksek bir insan cemiyetinin temeli olan ince ve güzel hisleri terbiye 6- zf 51 Çetin bir mücadele hayatında Vİ raşacak unsurların © yüksekleriN” kuvvet, neşe, bayat, azim bulmsle” muvaffak olabilmeleri, mücade © debilmeleri için hem başlangıç Do ar, hem de vasıtası ve hem de meli” ye ermenin tesiri tılısmı Güzel atlerdir. Halkevleri güzel sanatlei”. yalnız kendi cemiyetleime ruh ver” vasıta değil, vatandaşları terbi den, onları çalışmaya. hırıla ları vatanı güzelleştirmek ve İzmdirmek iin daha çok işteba Li ki iz eden başlıca bir terbiye vam” saymalıdır. Burada bütün Halkevi | yin Güzel sanatleri sevmeleri ve irmeleri ve yaymaları için > duymaya teşvik ediyorum. -alkışla” Halkevi Ulkü evidir Halkevlerinde toplanan vatan” | Tarım, | Halkevleri bütün vatandaşların” vatanda ülkü sahibi, çalışmak v8 $j ıştrmak istiyen bütün güzide ue rm toplantı yeridir. Bu sene bize kevlerinin faaliyeti hakkında veri? malümat hepimizi memnun edef” kadar zengindir, fakat To FAJESSE EEE ERSTAADESE büy: ha büyük hizmetler, daha sürekli #” ha feyizli etniceler vermelidir. Tek bir aile gibi , Arkadaşlar. bu vatanın asy'ardan PE | rim atandaşların 19” bir aile gi bie orada vatan TİE Bütün Halkevlerine söyliyorum, #V*” tazam feyizli ça'ışmanm terseli, HÜstiğ selrin bütçe noktai nazarından düsüğg olmasını temin etmektir, Başkasını füne ve yardımına ihtiyaç gösteren hayat sun'i ve süreksiz bir hayattır. ye | nun devamına güvenilemez ki, feysi”*” | tesirine inanılsın. : Her şeyden evvel devamlı bir hay hale di SEYE NE FİRE IZ KE şe. Necip Ali Beyin nutk“ 3: 3# Sk ye <p Ali Bey şu mutlu söylemiştir iy “Muhterem Hanrmefendiler, Halkevleri kendisine verilen met içinde her gün dünden daha Hİ# | | Bira İnal emekten Türk n yüklendiğimi 5 tarihi Güneşin Oğlu — Sizin suriyelilerden bir şikâ- yetiniz var mı? — Hayır. Fakat, Batıkuşu başi- na topladığı çapulcularla Suriyeyi baştan başa işgal edeceğini bildir. ** Suriyelileri tehdit etmekteki YAZ mir ağda bir defa vergi almak. — Suriyeliler Batıkuşu'na vergi verecek kadar zayıfladırlar mı? — Kral (Oşaser) çok sulhper- ver ve korkak bir o hükümdardır. Böyle tehditlere ehemmiyet verir. Zaten haber aldığıma göre Suriye de bir çok eşkıya reislerine de ayrı- ca vergi verirmiş. (Hebran) dağın- da yaşayan yüz kişilik bir (o çoban ilesi, kralın davetine rağmen şehre inmezmiş.. (Oşaser) bu bir avuç çobandan korkarak, her yıl yiyeceğini ve içeceğini dağa gön- derirmiş. piçi dudaklarını büze- rek mırıldandı: — Gülünecek şey.. Koskoca Sur Yazan: İskender FAHREDDİN riye kralı yüz kişiden korkar ve on- lara her yıl haraç verirce, Batıku- şu'nun böyle korkak bir hükümdar- dan yılda iki defa vergi istemeğe var. Ur muhafızı bu sırada kaplan postunu açmakla meşguldü. — İşte kralın gönderdiği taçı ye Diyerek, parlak ve renkli taşlar. densin a kıymetli tacı mey. Bora, o güne kadar, kendi yur- dunda böle göz katsayı "DE taç görmemişti. Tacı eline aldı ve kendi kendine söylendi: — Oşaser bunu yılda bir defa başma takıyormuş ha...! Ve omuzlarını silkerek: — Al bunu sakla..! Balıkuşu'- nun eline geçmesin. Dedi. Güneş'in oğlu o güne ka- dar başına ne taç, ne de süslü bir şey takmamıştı. Suriye (o kralının tacı her iki reisi de düşündürmeğe başlamıştı. Türkler | başı taclıbir hükümdar görmemişlerdi. Bilhassa | Bora'nın böyle süslü. ve parlak, | göz boyayıcı şeylere temayülü yok- Beril li a leri tamamile kendi elinde oldu- ğu halde, bunlardan bir külçe al. tın veya bir sepet bakır alıp evine getirmeyi hatırından bile geçirme- mişti, Güneş'in oğlu bu malâmatı al. acan; şokla İaliliieee. yanından ayrıldı. bora şehri baştan başa dolaşmış. Güneş'in oğlunu sokakta yalnız gezerken gören eski vurgurları, Bora'nm geçtiği yollara mis koku- hu gişeler serpiyorlar ve. meşei türküler iyerek genç reisi se- lâmlıyorlard. , Umulmayan bir tesadüf Güneş'in oğlu bir akşam Ur'da dolaşirken, kendisir» dikkatle ba- kan bir delikanlı ile karşılaştı. ki ii nerede görmüştü? endisini baştan ayağa süzen bu delikanlıyı Güneş'i . dille ialiiseğ Güneş'in oğlu tanı Delikanlı yolda — duralamadan Bora bu sevimli yeğitin arkasın Cen gözden kayboluncaya kadar ir. Reisi baştan ayağına kadar sü- zen bu delikanlı kimdi? Düşündü.. Kafasının içinde le bir kimsenin hayali yerleşmemiş. Yoluna devam etti. Ur şehrinin zengin çarşısını gez- di. Zenginlerle görüştü... Batıkuşu'nün! yakında el geçirile- ceğini söyledi. Bora biraz dolaştıktan sonra, mi. safir kaldığı şehir muhafızınm e- İnn dhl yam rastladığı (o delikanlmın hayali gözünün önünden gitmiyor- du. Keşki kim olduğunu, niçin bak- tığını soiği bu derece meraka düşmiyecekti.. Bora, evin avlısında dolaşıyordu. Suriye Kralı (Oşaser) genç re- isin zihnini kurcalamağa başlamış- tı. Surüyeye inmek.. Türk akıncıla- rile bu geniş ve zengin memleket- leri baştan başa istilâ etmek.. Bu, ne güzel bir fikirdi. Bora, avlıda bunları düşünerek dolaşırken, kapının önünden kırat- İ bir delikanlının süratle geçtiğini gördü. Başını uzattı. O ne?! yolcu, biraz evvel şehrin göbeğinde rastladığı ve kendisini — geçtiği delikanlıydı. Bora arkasından dışarıya çıktı.. Delikanlıyı çağırmak istedi.. Fakat o, köşeyi dönmüş, gözden ka: uştu. çazyabak kayma cet er e evinin önünde, kendisini süzerek geçen bu delikanlıyı mutlaka tanı- lâzımdı. Bora derhal atına bindi. Sokağa çıktı.. Tozu dumana katarak geniş yol- larda dolaştı... Kıratlı delikanlıyı arıyordu. Bora şehir kapılarından dışarıya çıkmıştır. Türk akıncılarının yayıldıkları meydanda kolbaşlarından birine rastladı. 3 Selâmlaştılar.. Bu cesur akıncmın reise bir dt yeceği vardı.. Atının yanma sokuldu: — Koca arslan, dedi, Sertelli den gelirken, benim kolumla bera- ber bir de kadın. yardı. Cesaretine üvendiği için, akıncıların arasa ge ka akkuş! Ci rayım|,, diyor. Siz ne dersini, Yanma beş döğüşçü verip 79” karayım mı? Bora düşündü sai Sİ — Bu kadın a rede olduğunu biliyor mu? — Biliyormuş.. 1 — Şimdi onu nerde çörebili Şir“ uzaktan göstereyim. iii gibi anlatıyordu: i ateşten korkmuyor. Biraz ileride, akıcıların — da a; — Biraz evvel karargâb gidiyordu. Beni takip edini”* Yürüdüler.. a Kolbaşı kendi kendine > —Çok cesur. Çok atılEEİ, kadın. Ölümden YılmıY9ı arın Batıkuşu'nun sırtını yere lir... ir halde oturdukları bir ey si yakta duran iri boylar | gözünü göğe dikmiş — işte, dedi, dalgın dals”” “|