a sv a ba Kana wi ea m a e A, £ a Alpullu şeker fabrikasın- | da bir mesai mucizesi $ aruf bir âlimin beyanatı— yeni sene isin pancar ekecek köylülerin müracaatı ALPU Meb'ugi silesind LLU (Milliyet) — Edirne ormun mutat ziyaretleri ve- <n istifade O etmek istiyen hobgi atımızdan Tahsin, Nuri ve | fik eyle tehassısı Salâhattin Re- it geçen gün Alpullu'ya şağilerdi, Fahtikayı, “eailikallp ve çip mektep ve hastahane- İteçirdik tiği. birer birer gözden mişlerdir sonra Edirneye hareket Mey köprü'ye bağlı olan ve kış güçle, asebile sevkiyat işlerin- Varı En seken (Edeköy) ve ci- Mania Kinin pancarlarını — Yu İabşiy ndan reçirilmek suretile — Plan e Yollamak hususunda ya- İeleyiy Antant) * münasebetile, ai- olan y, birlikte, Alpullu'ya gelmiş Müdü anlı gümrük ve istasyon tzayı €ri fabrikada gördükleri in- Ma bi, ve fevkalbeşer mesaiyi de anlaş” bayranlıkla karşıladıklarını luyaışlardır. Ayni günde Alpul- Dojg Eslen ve o fabrikayı en ince kik ,, ina varıncaya kadar tet- ny içn doktor M. Mikuş'la görüş Bitişi, gnelmilel şeker sanayii is- t irosü müdürü olan bu zat bu ağ bir kaç gün kaldığını ve tan aidat zarfında fabrikayı baş- iş ve") gözden geçirdiğini söyle- ağir ki: z ikada yüksek bir çalış. Me yavaffakıyeti var. Gerek işlet Mt y, , Yetini ve gerek pancar zira- almiygvkiyat işlerini her cihetçe kilin fevkinde mükemmel ve Ve Diğer buldum.,, Yaptıztaraftan Meb'us Nuri Bey- ir olam görüşmede fabrikaya ri Bay Müşahedelerini sordum. a Fabri tor ki: sa Mfaşg ikann çıkardığı şeke- A RAYlin; £Ve miktarr malüm. Se- ppemleketimizdeki inki- NİZ eyi v gide gör mesinde © ve işleti ğ . işletilme- büt İğümüz intizam ve inzi- dan ger <yesl küçük bir ibarçt olan Alpullu'd. a lazam © fabrika Yüzünde bi şehir haline girmeğe baş. raliyet hayatı ve niha- » (Harikulâde) de- ik kadar yüksek bir sanâyiin Mm başka bir şey rk M. Mikkuş'la biz de gö- vi er yıl bir kampanya yapa- k ek bu müessesemizin bu kd hi, Panya yapışmın (hari- “ söyge, * Müvaffakıyet) olduğu: ii e Alpullu'nun cihan sd, Sümta,ti ve fabrikaları sırasın ai, he aldığını izah » bütün bir , bata mira Sivar köylü. ik bize bulunduklarını sevindirmiştir. , etmedikleri küspelerinden pancar küspele. ğı gözönüne alı. hayvanatının tez. ir, ind, >emleketlerde hareket ee nakliye mk. kullanılmağa Dirto, laaan — nak- pda da ispirtonun is- sonra fabri. in lan da hayli men. 5 * şükran ve şayan dik- kasabalarm | kat olan cihet fabrika idaresinde çalışan genç ve kıymetli vatandaş- larımızın birer Avrupa tahsili gör- müş olmaları noktasında toplanır. Vazife icabı olarak Oömürlerinin mühim bir kısmını (köylerimizde ve köylülerimiz arasında geçiren bu değerli ilim ve fen sahibi va - tandaşlarımızın — başta liyakatli | bulunduğu halde — | müdürleri Trakya köylüsü arasında dolaşma- ları halk ve köylü seviyesinin yük- selmesinde en büyük âmil olacak- tır. Me Önümüzdeki sene için pancar ekmek üzere yapılan müracaatla rm sayısı bir derece daha artmış. tır. Ancak bu sene tahminden ziya- de mahsul alınması ve bunun sonu- na kadar işlenmesi zarureti yüzün. den fabrika, mutat kampanya müd detinin dört defa ziyadesile çalış- mak ıstırarında kalmıştır. Bunu te- lâfi etmek için zeriyat sahasını a- zaltmaktan başka çare görüleme- miştir. Fabrika © idaresi ve şirket böyle bir çareye baş vurmayı dü- şünürken diğer (e taraftan da akın halinde müracaatlar yapılmakta” dır. Bunların bir çoğunu pancar sa- hasında bulunmıyan köylüler teş- kil ediyor. Bunlarda hiç olmazsa vergi, yol parası gibi mükellefiyet- lerini ödeyebilmek ve asgari ihti- yaş olan tuz ve sabunlarını tedarik in hane başma birer iki- m pancar ekmelerine mü- temektedirler. Fabrika i- daresi hem zeriyat sahasını azalt. mak, hem de bugüne kadar pancar ekiminden istifade edememiş olan köylülerimizin müracaatlarını is'af edebilmek geçen seneki zeri- yat sahasını yüzde 30 - 40 nisbetin- de azaltmağa (omecbur olmuştur. Bu karar, ümitlerini pancara bağ. ruretleri ötedenberi takdire alışık oldukları ve Alpulludaki bu hum- malı çalışmaları gözlerile gördük- leri için bu zaruri kararı yerinde buluyorlar, bu vı ile de pancar ziraatinin kendileri için bir nimet olduğunu söyliyorlar, Alpullu, şeker fabrikası yüzün- den Trakyaya (dağıtılan paranın yelcünü 4,000,000 lirayı bulmuş- tur. Pancar ziraati meydan almış saydı coğrafi vaziyeti malâm olan Trakyanm ike yeti t - iktisadi buhran yeli olm ki vaziyeti, cidden, endi. — O Mehmet BEHÇET z iş Bandırma limanında bir motör kurtarıldı BANDIRMA, (Milli İ gü evvel bağla aşi ye ceden beri şiddetini arttırarak de. yam ediyor. Limanımıza kereste hamulesile gelerek fırtınadan ey » vel yükünü boşaltan Bartın lima nma mensup yüz otuz ton hacı istiabisindeki motör ve yelkenli gemi dün gece fırtınadan demirini tarayarak istasyonun kayalıkları - nın otuz metre yakinine düşmüş- tür, Motörünün batma tehlikesini hisseden kaptan motörünü kurtar. mak için limanda bulunan Asya vapuru süvarisine iki yüz lira ver- meği teklif etmiş isede denizin çok şiddetli odası vapur için de bir tehlike teşkil ettiğinden muvafa - kat edilmemiştir. Motör sahibi ve kaptanm perişan halinden mütecs sir olan kayıkçılarımızdan beş genç bir sandalla denize açılmışlar, kor ipe dalgalarla boğuşarak mo ir demir vererek gemiyi muhakkak bir tehlikeden kurtar. mışlardır. Kayıkçılarımızın büyük çesaret ve iyilik severliğinden mem yun olan motör kaptan ve sahibi yakılarımızı takdir ve tebrik &- Mi ime yüz on lira bah MM Babasının ölüsüng giderken kendisi de öldü /ATALCA, MİLLİYET PAZARTESİ 12 ŞUBAT 1934 Üç adamı Yakacaklar mıydı?) Zileye yakın bir köyde acayip bir gece ziyafeti SİVAS, (Milliyet) — Dün “Milli- yet” e yazı aramak için hükümet cad desinden inerken bir arkadaş koluma girdi: — Yahu haberin var mı Zileye ya kım bir istasyonda üç kişiyi yakmak istemişler şunu anla da “Milliyet” © yaz dedi... Bunun tahkikatma (girişmek için önüme rastgelen arkadaşlara sorma- ğa başladım. Hiç kimsenin haberi yok... Şu kahveye bir uğrayayım belki orada bilenler vardır diye girdim ve bir sandalye çekerek oturdum... Sağı- ma soluma bakıyorum. masanın başında dört ki nin kolu sarılmış yanındal dan meseleyi dinliyenler vardır. Ben de oraya yaklaştım ve meseleye ku- Ink misafiri olmağa başlad mam aradığım mesele idi. Zı kın İstasyonda vukubulan val atıyorlardı Masada kolu sarılı ve yüzünün ba xi yerlerinde çizgi bulunan zate yak- rm — Gazeteci olduğumu, meselenin Basil vukubulduğunu anlatmasını is tedim. Memnuniyetle kabul ederek: — Anlatıyoruz, haydi baştan başlı. yalım, diyerek anlatmağa başladı. 30 Kânunusani Salı akşamı Zile is tasyonundan (Ulu Suluğ) da vagona çekilmiş üç arkadaş. Ben, Ankaralı Hakkı usta, Hüseyin Aptullah oturu- yorduk.. . Aptullah ayağa kalkarak yemeklerimizi hazırlamağa başladı. — Haydi o yemeklerimiz hazır! Dedi ve toplanarak yemeklerimizi yemeğe başladık. Tam bu sırada va- gonun kapısı vurulmağa başladı. Kimo.. Benim Hakkı usta. Buyur bakalım Muhtar efendi. gelen istasyona on beş, yirmi dakika mesafede bulunan “İskoluz” köyünün muhtarı Eyüp ii, Odada — Haydi usta köye oturalım, dedi... ilk defa gitmek istemedim. — Bu gece fırsatı bırakmasak ol. maz m? dedi.. — Haydi Aptullah Efendi siz de kali», dedi... v b giderken yüre- ordum.... Aldıktan son- e gelmiştik. Kabak Mehmet denilen bir ada- mın kapısını muhtar vurmağa başla- dı. Mehmet gecelik kıyafeti ile kapıyı açtı. — Buyurun ti nereden? dedi. Biz şaşırmış bir vaziyet aldık. O. daya girdiğimiz zaman odanın ortası na iki yatak serilmişti. Muhtar bir. dışarı çıktı: , — Ben biraz hazırlık yapayım, de di. Biz bu gece vakti buraya neden getirilmiştik, ev sahibi yatmak üzere idi. Oturmadan ev sahibinin de habe ri yoktu. Yirmi dakika sonra odaya âşık de ilen bir adam elinde sazı ile görün- Kendi çaldı, kendi oynadı.. Âşık bu gece vakti senin halin ne böyle? dedim., — Ne yapah, aşağıda oturuyor. duk, buraya geldik., Aptullah “biraz dışarı çıkayım” alar! Bu gece vak- dedi. Bir dakika sonra bir ses: — Pat... — Vuruldum, anam!, Odadakiler dışarı fırladık. Bu Ap tullaj, , le var?. Ne oluyor. mağa başladı. Bi lerimi palar, bıçak sesleri susturdu. Arka arkaya, odaya köylüler, muhtar dolmağa başladı, mütemadi. yen bize vuruyorlardı. tar ort, el il le bağılar ortaya geldi ve sert bir ses — Vurun, öldürü; iklimi rün, yakın bual — Ne at, ne koyun b; yedilde saka; Koyun bıraktılar, hep Mütemadiyen köylüler yorlardı. Ellerimizi bağla, mizi birer köşeye yatırdılar, değnekle vurdular; vurdular, kadar. Ocak dehşetli yanıyordu. Beni tut tular, ocağm yanıma attılar, Artık Yağa. başlamıştım. — İşte! diye kafasındaki yanıklar TI göstermeğe başladı. Aptullah, sürünerek elleri bağlı olduğu hi beni ocağın yanından caksınız amma istasyon müdür zün buraya geldiğimizden haberi var, Hükümetin kolu uzundur.. sa kökünüzü ve hepinizi topla orta dan kaldırırlar. Bizim ne günahımız var? Allah aşkma onu leyin, sizin oturmanız böyle mi?. Diye inlemeğe Bu sirada isti üd "Bu sada isteeyon müdürünü Gani Beye haber göndermişler ki, Müdürle yol çavuşu içeri girdiler ve bizi kurtardılar. Allah niden dünyaya gelmiş — Pekâlâ, bunlar si: lar, arada mıydı bunu yaptr > cereyan öden bir mesele — Hayır, yalnız geçen sene bir çi DE et iş, MEMLEKE Egridirde kayak spor Coşgun spor gençleri 2,100 metrede mükemmel kış sporları yapıyorlar # pe Eğridirde Coşkunspor klübü gençlerinin Kayak eğlenceleri EĞRİDİR, (Milliyet) — Coş- kunspor klübünün gençlerinin ka yak sporlarını yakından görmek emelile Camili Yaylaya gitmek i- çin gençlere refakati kabul ettim. Sabahleyin saat 9 da Eğridir. den hareket ettik. Bir çok tepele- ri aşarak, mütemadi bir yokuş tır- manarak saat 12 de Camili yayla- ya varıldı. Yolda gençlerin yürü- yüş ve tırmanış hareketleri bu spordaki kabiliyet ve idmanlarını açık bir suretie gösteriyordu. Ca- mili yaylaya .müvasalâtta on beş dakika istirahati bile çok gören gençler, derhal kızakları takarak © günkü harekât hakkında mülâ- zim Yusuf Beyin 20 dakika devam eden dersini dinledikten sonra derhal faaliyete geçtiler, Akşama kadar ei yürü; sporla uğraşan gençler gece) de talimgâha ait barakalarda Elâziz gençlerinde okuma hevesi artıyor! | ç Ertesi günü havanın sert ve sis li olmasına rağmen saat 7 de 2100 metre irtifamdaki tepelere tırma- nan sporcular kayaktaki kudret ve bilgilerini tamamiyle gösteriyor- lar. 700 ve 800 metrenin dik iniş- lerden yıldırım süratiyle iniyorlar. İstedikleri yerde dönüş ve duruş- larını yapıyorlardı. Öğleye doğru bir saat bir isti- rahat verdikten sonra tekrar spo- ra başlıyan gençler saat 15 te ora dan hareketle Eğridire geldiler. Bu yürüyüş ve kayak sporlarında gördüğüm faaliyet ve gayret bana ati için pek büyük ümitler verdi. Şu mütevazi kasabada sükünetle çalışan bu gençler bir sene sonra Bursa sporcularile müsabakaya iş - tirak edebilecek bir hale gelecek- leri kanaatindeyim. Havanın sisli olmazına rağmen yüksek tepeler- de alınan iki fotoğrafı takdim edi yorum. Elâzizde memle ket kütüphanesi ELAZİZ, (Milliyet) — Elâziz gençlerinde göze çarpan bir oku- ma hevesi vardır. Epeyce eski bir teşekkül tarihine malik olan mem- leketimiz umumi kütüphanesinde bir çok kıymetli eser mevcuttur. Cumartesinden o başka bütün günlerde kütüphaneye (bir çok gençler dolmakta ve kitap, gazete mecmuaları okuyarak vakit geçir- mektedirler. Yeni yapılmakta olan Halkevi- nin inşaatı biter bitmez kütüpha- ne Halkevindeki kütüphane salo- Duna , Halkevinin kü- şat merasimi de 19 şubatta icra e- dilecektir, Kütüphanede mevcut ciltsiz bir kısım eserlerin de cilt. lenmesi ve tamir edilmesi için mü- bim miktarda bez ve mukavva si- kat devam ediyor., iş edilmiştir. Bunlar geldikten si Tüpten ciltlenmesine baş- lanacaktır. Sultanhisar Hilâliahmer Kongresi SULTANHİSAR, (Milliyet) — Na. hiyemiz e Hilâliahmer Cemiyetinin sene lik kongresi fırka salonunda toplan. dı. Kur'a neticesi idare heyetinden çı. kan Yusuf Ziye ve Bahri Beylerin yeri- ne Yusuf Ziya Bey tekrar ve mual- lim Refik Bey de yeniden seçildiler. Kongreden sonra idare heyeti top- landı. Yusuf Ziya Beyi tekrar reisliğe seçti, Aydın için su projesi AYDIN, (Milliyet) — Şehrimizin su avan projesinin İstanbulda bir çir- ket tarafından yapıldığını evvelce bil- 'dirmiştim. Belediye encümenimiz evvel- ki günkü toplantısında kat'i proje ve plânmı Ankarada mühendis Albert Ko- vaça 2800 liraya ihale etili. Şartnameye mazaran proje ve pi 3 ayda bitirilecektir. | dirirken, gençliğin Milâs gençleri Çalışıyor Evelce yardımsız çalışan i gençlere fırka elini uzattı MILAS, (Milliyet) — Kaza- mız C. H.F. idare heyetinin, son intihapta tamamiyle genç ellere geçtiğini, geçen mektuplarımız- dan birinde bildir: Bunu bi! - ilhassa Gazi gençliğinin heyecan ve kudretini düşünerek, çok mesut olmuştum. Fırka idare heyeti, şimdiye kadar bakımsız ve himayesiz akalan asil gençliğimizin derhal elinden tut- muş ve onların temiz du; zularına yardımı, kendi. şuurlu vazife telâkki etmiştir. | Memleketin her tarafımda olduğu | gibi, inkılâbımıza kıskanç bir sev- gi ile bağlı bulunan Milâs gençli- | ği maatteessüf şimdiye kadar yar- | dımsız - kalmıştı. Onlar, temiz duyğularının verdiği heyecanla şimdiye kadar s€ssiz sessiz tıpkı bir karınca gibi çalışmışlardı. Onu da dün akşam verdikleri müsame- rede isbat etmekte gecikmediler. 19 Halkevi açılıyor. Evin yedi şubesi için şimdiden hazırlık lara başlanmıstır. Dün bu hazır. lıklar meyanın » H. F. tarafın- dan gençlere güzel bir müsamere verdirildi. İstikamet sinema bina- 8 dün akşam, temiz ve heyecan dolu bir hava içindeydi. Perde a- çıldığında karşımızda temiz yü: İü, sevgili gençlerimizi, Cümhuri- yetin 10 uncu yıl marşını söyliyor gördük. Bu marşı ne asil bir gururla söyliyorlardı ve onları alkışlıyan avuçlardaki nemi ne sıcak ve sa- mimi göz yaşları hâsıl etmişti! Bundan sonra Fahri Bey tara- fından güzel bir Zeybek dansı ya- pıldı. Kıymetli (o gençlerimizden Hüsnü Beyin kemanmdan Wag- ner ve Mendelson'u dinledik ve kalplerimiz çarpa çarpa onu alkış ladık. Türk gençlerinin içinde için için yanan ne hararet ne sön- z bir ateş var! Parlayıvermek bu ateş ufak bir kıvılcımı bek liyor! Burada şimdi Ödemiş orta» mektebi musiki muallimi olan, diş hekimi Fikri Bey vardı. Dün ak- şam, kemanını derin bir vecd için- de dinlediğimiz Hüsnü Bendan $- 6 sene evvel haftada iki defa Fik- ri Beyin muayenehanesine gelir ve sas hastalarmın dai beklerdi. Fikri Bey, daha ilk ders lere başlarken daha bu çocuğun istsidadından bahsetmişti. Dün ak #amın müsameresi ilânlarında o- nun ismini gördüğüm zaman hay- ret ve takdir duymuştum. Onu ak kışlarken, yüksek ve her şeyi ru hundi an gençliğimizin a kudrı inde ruhumla eğildim. Garbin en komplike eserlerini ya- zan büyük üstatların ruhu da hiç şüphe yok ki, ufak tefek kusurları hoş görmüşlerdir. Halkevi reisi Nazmi Bey gü- bir nutuk söyliyerek Milâs gençlerinin ihtiyaçlarmdan bah- setti, Ve sahne üzerinden, menfi düşüncelere lânetlerini gönderdi. Aka Gündüzün “Beyaz kahra- man,, isimli piyesinde gençlerimi- ayrı ayrı muvaffak oldular. Çok iyi gayelerle yazılmış olan ve baş- tan aşağı bir heyecan kaynağı bu lunan piyesin bazı teknik hatala- rı, gençlerimizin gayreti içinde kayboldu gitti. İhtiyar profesörr Türkoğlu Doğan Bey rolünü ya- pan Kemal Bey çok muvaffak ol- du. Sesinin ahengi, ilimle ağarmış ak saçlara, hürmeti celbeden bir eda veriyordu. Bundan sonra tem sil edilen “Şeriye Mahkemesi” ko mik sahnelerle dolu idi. Dünün a- cıklı komedisi iyi ei N zel Aydında verem disp vı Sari AYDIN, (Milliyet) — Aydının bi- ricik sayfiye yatağı olan Paşa Yay- lana son defa vilâyet makamımızın himmet ve delâletlerile kurulan ve- rem mücadele cemiyeti tarafından 50 bir dispanser yapılması karar İaştırılmış ve teşebbüslere başlanmış» tar. Çanakkale valisi Balıkesirde BALIKESİR, (Milliyet) — Ça- nakkale Valisi Süreyya Bey ve na fia başmühendisi Balıkesire gel mişlerdir. Mumaileyhin Balıkesir « Çanakkale yolunu tetkik ettiği tah min edilmektedir