ve gibi bü- © yük deniz devletlerinin savaş gemile- ri arasında düzinelerle sayılacak de- gemileri savaşta 18,700,000 tonlup ticaret ge- misini mahvetmişler, ayrıca da 431 savaş ve savaş yardımcısı küçük ge- © mi bat ki, bunların 8 i bü- © yük sınıf gemisi, 15 i de krovazördür. Görülüyor ki, elde edilen netice yü- cedir. Eğer büyük savaşta, bazı müf- rit Almanların sözleri dinlenerek, denizaltından hudutsuz ve insafsız. bir boğuşmaya devam edilseydi, bel- ki de Almanlar, şimdi iddia edildiği üzere düşmanlarına iyi bir sulh ka- bul ettirereklerdi. ük savaş esnasında pek tehli- keli bir posat olarak kendini göste- © ren, koca denizleri müttefiklerin tica ret filolarma ölüm yatağı kılan ve i lar, hemen savaşm neticesi- yapacak gibi görünen -af edilmelidir ki, harp- ten sonraki on altı yıllık zaman zar- fında en az terakki gösteren, eski kıy ilerliyememiştir. Teknik, Büyük harp tenberi, denizaltı gemisine esaslı bir yardım yapamamıştır. Denizaltı ge- misinin batmış vaziyetteki hızı art- © mamış, gürültüsünü kesmek mümkün olamamış, torpido atışındaki | güçlükler yengilleştirilememiz, Yağ bırakmak mahzuru yok edilememiş- tir. Buna karşılık, diğer posatların bu na karşı olan saldırım metotları pek ; İ | İ ; k hedefe karşı muvaifakiyetle muhare- be etmek kudretleri artmıştır. Hülâ- sa, diğer silâhların, denizaltı gemisi- ne karşı mücadeleleri işi gerek tek- nik ve gerekse taktik bakış noktasın- dan artmıştır. Bir kere, gere'x bekle- o ma ve gerekse kestirme vasıtaları te- bunların gel mekte oldukları istikameti kestirmek denizin çok görmek kabiliy. yüzünden saldı bunları deniz dibinde tahrip eylemek usulü çok ilerlemiş ve bu maksat için çok tesirli ve sıhhatlı atışlı bombalar yaratılmış, sözün kısası, bu kaplum- ğaların dibindeki hayatları kendilerine cehennem olmuştur. Çok küçükleri, korkularından her vakit denizin yüzüne çıkamıyorlar, çünkü ber hangi bir tüccar gemisinin bor. drasma y. KE ie e ila enes bile muhafazalı değildirler; çok büyükleri ise manev- ra yapmak için büyük güçlüklere ma ruz bulunmaktadırlar, Fakat şimdiye kadar söylediğimiz © — sözler, denizaltı gemisinin artık mü- sahama edilecek bir silâh sırasına gir miş olduğu manasını vermesin. Buna karşı mücadele usulleri ve vasıtaları artmakla beraber maharetli ve cesur ellerde bu silâh, gelecek bir savaşta dahi mühim bir rol oynamaktan geri © kalmıyacaktır. Ve bu sebepten her deniz devleti, kendi donanması içinde bunlara dahi yer vermekten geri dur mıyor. Aşağidaki rakamlar, muhtelif devletlerin bugün malik (oldukları i mış, hiç kımıl, lira la Ba yorgun, bu bitkin va. © ziyetten ne kadar müteessir oldu- © ğumu size tarif edemem. Harekete geçmek zamanı gel © mişti. Elimi cebime götürdüm ve © gikardığım yüz franklık bir bank- © motu uzatarak: — Şunu almız, dedim, bundan » otel parasını verirsiniz, yarın da Nice'e gidersiniz. © Hayretle yüzüme baktı. Tered- | düt etmekte olduğunu gördüm. Bu — tereddüdü izale etmek lâzımgeldi- İ ğine hükmetmiştim. | — salonunda sizi uzun u- | zadıya tetkik ettim. Bütün paranı, © Ozı kaybettiğinize vâkıfım. Bundan — yeise düşerek delice bir harekete kalkışmanızdan korkuyorum. © Hem bir yardım kabul etmek ayıp © bir şey değil ki... Haydi bakayım, gu Di alınız. 4 Denizaltı gemisinin gelecek bir savaşta oynıyacağı rol ziyade ilerlemiş, bunlarm denizaltındeki | Bugün mevcut Yapıda Toptan Fransa 95 $ 14 — 109 Amerika ad Japonya 6 * z Italya ** 2 7 İngiltere S9 4 6 - 6 Hollanda e ar e İsveç MA Norveç 9 9 Rusya ie tee Portekiz Ee eni eğisığ İspanya 13 ka m 14 Brezilya 4 4 Şiki 9 9 Bu bir şey göze çarpı- yük devletlerden daha az denizaltı gemisi var. Bunun sebebi nedir? Çün kü bu posat, bir saldırım posatı olmak tan ziyade müdafaa posalı telâk- ki edilmektedir. Ve bu yüzdendir ki, denizin yüzünde kuvvetli olan devlet ler bu gemilerinin uğ- harpte ti gemileri aleyhine kul- lanılmasınm kati olarak menedilmesi tarafını gütmektedirler. 1923 yılmda yapılan Vashington mukavelesi ile bu bapta oldukça mühim kararlar dahi ilmişti; fakat sonunda Fransa bu nı yapan Amiral Caster'in o zamaı lar Franrş: Deniz Mecmuasnda dığı şu sözler, o zaman mühim & ler uvandırmıştı: “Denizaltı gemileri nin, Büyük harpte Almanlar tarafm- dan yapıldığı gibi, ticaret filoları a- leyhine dahi hudutsuz bir surette kul lanılması işi, gelecek savaşlarda dahi tekerrür edecektir. Ve böylece hare- ket takbih edilemez.” Daha sonra, 1930da Londrada aktedilen deniz mukavelesinin 22 in- ci maddı denizaltı gemilerinin milletler hukukuna riayet edilerek kullanılması ve meselâ ticaret gemile rinin mürettebatı, yolcuları ve gemi evrakı emniyet altma alınmaksızın Batırılmaması hakknda kararlar ve- rildi, Bundan başka 2,000 tondan da- ha fazla ve 13 santimetrelikten daha kuvvetli toplara malik denizaltı ge- bü yümkabini kerelik be giltere, Amerika ve Japonya 1936 yı- ına kadar 52,700 tondan fazla deniz- al gemisi yapmamağı taahhüt eyle- diler, Her halde, denizaltı gemisinin ser best ve hudutsuz kullanılması tarafı Dı tutanların başında Fransa geliyor. Çünkü, milletler ârâsı hukuka riayet etmiyen denizaltı gemilerinin kuman- danları hakkında korsan muamelesi yapılması için yapılan tekliflere Fran sa yanaşmadı. Ve Fransa, denizaltı si lâhının kaldırılması hususundaki İn- giliz arzularına her zaman karşı dur- du. Çünkü Fransa, geniş kıyılarmı ve ama ülke ile müstemlekeleri arasında ki irtibatı korumak için denizaltı ge- di gibi diğer bir çok Çay devletler dahi bu silâbı ablokaya şı ve kıyılara yapılacak tehdide ve saldırıma karşı en muvafık bir müda- faa silâh olarak saklamağı tercih ey lediler, Bütün bu sözlerden sonra denizal. tr silâhmın gelecek bir savaşta oyni- yacağı rol şöylece hülâsa edilir: De- nizaltı silâhı, diğer yeni savaş vasıta- ları kadar hızlı terakki edemedi. Fa kat kıyıları geniş ve deniz üstü savaş gücleri zayıf memleketler için kıyı müdafaasma yarayan, ablokalara kar şi cevap verebilecek değerli bir po- sat olarak kalmakta devam ediyor. İyi yapılmış denizaltı gemileri, kud- retli ve yürekli kumandanlarm ve mü rettebatın elinde, Büyük harpteki tec rübe kudretini tekrar gösterehilecek- tir, CİNOĞLU Tercüme eden: İsmail MÜŞTAK 15 ğim bir azimle elimi itti: — Sen iyi bir kıza benziyorsun. Paranı boş yere sarfetme. Benim için yapılacak hiç bir şey kalma- mıştır. Bu gece uyumuşum yahut uyumamışım, Bu, bence müsavi- dir. Yarın her şeye nihayet verece- Sim, artık bunun çaresi yoktur. emi israr ettim: > Hayır, mutlaka bu parayı ala- caksınız. Hem göreceksiniz ki ya- rın düşünceleriniz büsbütün başka olacaktır. Şimdi şu otele giriniz, bu gece sükünetle bir uyku uyuyunuz. Gecenin hali gündüze insanın gecleyin £ gördüğü şeyler gündüz manzaralarından ayrıdır, gecenin koynunda nasihat ve tesel- Tiyet saklıdır. Ben hem bu sözleri söyliyor, hem de yüz franklık banknotu uzatıyor- dum. O, âdeta huşunetle beni bir kere daha iterek boğuk bir sesele — Beyhude israr ediyorsun, de- di, bunun hiç bir faydası olamaz. Bu otelin odasını kanımla lekele. a (STARI 5 5 ——— GEÖĞÜTLER Grip Harbi umumiden beri grip artık her sene bizi ziyaret etmeği unutmu- yor. Gribin mikrobu prinç tanelerine benzer ve mikroskopun pek kuvvetli bir adesesi altında ancak görülebil Bermutat gribin senelik ziyareti ek - ser Avrupanm şarkından başlar ve ya- vaş yavaş garbe doğru gider. Bunun- la beraber her sene şiddetinden bir az kaybettiği görülüyor. Cihan sava- şının son senesi olan 1918 de umum dünya halkının gıda noksanmdan ve- bahusus vitaminsiz gıdalardan sıhhat leri bozuk, teessür ve helecanlarla ma- neviyatları kırık bulunmak neticesi vücutlarında hastalığa karşı durmak kuvveti pek ziyade — szalmış bulundu- #undan grip olanca kuvvetile hükmü- nü icra' etmiş ve pek çok tahribata se bep olmuştur. Hattâ o zamanlar “Flan der,, harp cephesinde kâzağilan mu- zafferiyetleri her iki tarafın grip ne- ticesi pek bitkin bir halde bülunan ordu ve askerlerinden ziyade hasta - Hk mikrobunun kazandığını istilânm şiddetine telmih ve işaret kabilinden söylerlerdi. Grip mikrobu insanların ağız ve burun sularında bulunur ve oralarda çoğalır ve hava vasıtasile bir şahıs » tan başkalarına geçer ve ulaşır. Şid - detli öksürük veya aksırıkla hastalık- Ik bir kimseden milyonlarca “mikrop etrafa saçılır ve yakında bulunan kim selere teneffüs tarikile hastalık aşıla- nır; teneffüs geçitlerinden giren mik rop yerleşmek için zemini müsait ve mukavemetsiz bulursa derhal yerle- şir ve çoğalır bu suretle yeni bir grip hastası daha mevcuda ilâve olunur. Bilhassa hastalık tohumları pislik nevinden oldukları için ziya ile saf ha vadan ve temizlikten hiç hoşlanmaz - lar ve daima onlardan kaçarlar. Bu - nun için nefes salma yolları pis olan kimseler hastalığa kolay tutulurlar. Burunlarında müzmin nezle, badem- İe mütcaffin iltihap, dişleri 'a müzmin ciğer hastalığı 0- lan kimselerle temas edenlerle sıh - hatçe düşkün olanlar bütün kış ayla- rında kapalı yerlerde çalışanlar, Oka- labalık trenlerde seyahat edenler, jimnastik o yapmıyanlar o hastalık tohumunun intişar membat olürlar. Hastalık ya birden bire yerleşir veya- hut bir nezle ile başlar . Bu halde hastalığın şiddetli olacağına buna alâ #net addederler. Çabuk tedavi edildi- ği halde grip çabuk geçer. Müladinfib şiddet ve şekline göre muhtelif man - zaralar gösterir. En çok görülen şek- li göğüste yerleşir. Bu da öksürükler, aksırıklar, burun akmaları alâmetle « rile tezahür eder. Ayni zamanda ar- ka ve bacaklarda ağrılarla başağrısı bulunur. İkinci bir şekli mide sancı - larile il ü Hasta nadiren tesadüf edilen üçüncü ları, düşkün lüle bibi alâmetler haftalarca devam Grip haddi zatında ağır ve ehem- miyetli bir hastalık değilse de başka hastalıklarla karışıp ihtilât ettiği için ehemmiyet kesbeder, o hattâ bazan ha- yatımızı tehlikeye bile kor, Gripten kimse ölmez, fakat gribin sebebiyet verdiği zatürreeden çok insan ölür. İşte zatürree ile ihtilât etmesile grip salgınından korkulur, Gribe tutulan bir kimse başka hastalığa karışmama hastalık başlar başlamaz yata- üsbütün iyileşinceye kadar yataktan çıkmamalı, yataktan kalkın ca da hemen sokağa çıkmayıp en aşa iyidir. Beni ne yüz frank-| i lik, nede bin franklık kurtarabi- lir. Sizden alacağım bu yüz fran- gın bir kısmını otele verdikten son- ra üst tarafile yarın tekrar gazino- ya gideceğim, o bunuda kaybedip gene el çıkacağım. O halde ayni işi arlamağa (o sebep ne? Ben artık bıktım. ör Bilemezsiniz, bu boğuk ses kal- bimin ta derinlikleri; nasıl bir tesir vücuda getiriyordu! Benim o dakikadaki halimi bir kere gözönü- ne getiriniz: İki adım ötede bir in- san duruyor, bu insan gençtir, par- Jaktır,vücudu hayat ve sıhhatle dolu dur, fakat bu kuvvetlerden istifade ederek onu kurtarmanın yolu bu- lunmazsa şimdi düşünen, konuşan teneffüs eden bu genç ve dinç a- damdan iki saat sonra sadece bir nâş kalacaktır, bunu muhakkak biliyordum. O anda içimde bir ar. zu uyandı: Bu adamm mukaveme- tine behemehal galebe çalacaktım. | Buna karar verdikten sonra; Budalalığın lüzumu yok, de- dim, sözümü dinliyeceksiniz; otele gidip kendinize bir oda kiraliya- caksınız. Yarın ben tekrar gelirim, Da aye götürürüm. Mutlaka u şehri terkedip — gitmeli, yarın miştim, Küçük Iktıba Almanyada takim nasil yapılacak? Alman Dahiliye nazırının bir mür | messili, bezün irsi illetlerin önünü ol- mak için tatbik olunacak tedbirlere dair tafsilat vermiştir. Bu tedbirlerin tatbik edileceği kimselerin adedi bilinememek- le beraber, 400 bin kişi kadar olacağı tahmin ediliyor. Verilen izahata nazaran hükümet, kı tasfiye siyasetinin ik adımı olarak irsi illetleri ortadan kaldırmağa karar vermiştir. Alâkadar şahıslar, bir hâlem ve ili doktordan müteşekkil ve hafiyyen çalı- sacak olan hususi bir mahkemeye sev. kodileceklerdir. Yalnız irsi bir illetin ve dimaği zafiyetin mevcut olduğu muhak- kuk ettiği ve bunların çocuklara sira- yeti ihtimali fazla bulunduğu vakit ta- kim (sterilisation) kararı verilecektir. likesi olmadığına dair bir kefalet ver- diği takdirde hâkim ameliyatın icrasm- da ısrar etmiyecektir. Hükümler, hâki- ların bitarafane derpiş edilen icabatına istinat edecektir. Bütün muamelât gürültüsüz ve he- yecansız cereyan edecek, ve cinayeti itiyat edenlerin muhakemesi bu husus- taki hususi kararlara tevfikan ceroyan edecektir. Times —————— ğı üç gün evde kalmalı ve dışarı çı * kaçağı vakit sakin ve güneşli bir ha- vada saat on bir ile üç arası bir za - manda çıkmalıdır. Gribe yakalanan kimse bahusus çocuk olursa her şey- den evvel yapılacak iş yatağa girmek ve sıcak tutmaktır. Sıcak şişeler, i- cak örtüler ve sıcak banyolarla sıcak şeyler içmelidir. Bunlar vücudü ısıtır ve terletir. Hararet derecesi tabii © - Tuncaya kadar katı şeyler yedirmeme lidir, Grip pek çabuk tekrarlar, tek - rarlaması ise daha tehlikeli olduğu i- çin acele edip iyileşmeden hemen kalkmamalı, nekahet devrini uzatma- lı, gripten sonra ziyade bir gevşeklik ve cansızlık bedenen ve fikren çalış - mak için bir isteksizlik hâsıl olur, nekahet devrini kısaltmak için müm - kün olduğu halde hastanm etrafında bir değişiklik yapmak çok faideli o - Hur. Hastalıktan sonra görülen bu hal ler ve nâhoş duygular hakikatte mik ropların toksinleri | veyahut (zehirleri henüz vücutte mevcut olduklarının alâmetidir. Bunlar vücutten tamami - le çıkmcaya kadar hastalığın tekrar. lamak tehlikesi vardır. Hastalıktan korunmak için manen ve maddeten kuvvetli bulunmalı, vü - cudümüzün sıhhatine itina etmekle beraber ruhumuzu da sıkmamalı, has talıktan korkmamalı, cereyanlardan sakınmakla beraber bol saf hava al- malı, yorulmamak şartile jimnastik - ler yapmalı, izdihamlı yerlerden ka - çınmalı, burundan nefes almalı, gü - neşten istifade etmeğe çalışmalı, ak - #ıranların o yanında gri istilâsı devam ettiği müddetçe hafif bir muzadı taaffün mahsulile sabah akşam ağzmı , burun deliklerini te - mizlemeli, keskin ve kuvvetli bir mah lâl kullanılırsa burun ve boğazın-bas- #as olan guşayi muhatisini temrin ve tahrip eder ve mikroplar da orada daha iyi yerleşmelerine kl Temiz ve muşadâi yemekler yemeli, ve hiç bir vakit aç karnına iş ve hiz- metlere gi bunlardan başka hastalık için sıkılıp merak etmemeli şayet tutulunursa yatağa girmeli, icap ederse doktor çağırmalı. Dr, ŞÜKRÜ alıp vagona (o binmedikçe gönlüm rahat etmiyecek. İnsan oyunda bir kaç yüz,yahut bir kaç bin frank kay bedince hele böyle sizin gibi genç bir yaşta hayatına kıymaz. Kendini biddetin, ümitsizliğin sevkile böy- le bir buhrana kaptırmak alçakça bir hareket olur. Yarın siz de bana vereceksiniz. erine acı ve müstehzi bir sesle: — Yarın, dedi, bilsen yarın ben | nerde olacağım! Ah bunu ben de bilseydim! Doğ- rusunu istersen buna ben de merak ediyorum: Acaba yarın ne olaca- ğım? nerde olacağım? Hayır kızım | hayır, beni kendi halime bırak, na- file yere üzülme, paranı da beyhu- de israf etme! Ben fikrimden (o vazgeçmemeğe karar vermiştim. Onu behemehal kurtaracaktım. Bu benim için bir iptilâ, taşkın ve mütehevvir bir ar- zu olmuştu. Elini yakaladım ve a- vucunun içine yüz franklık bankno- tu sıkıştırdım. — Haydi bakayım şu parayı alı. nızda hemen otele giriniz. Bunu söylerken bir taraftan da kapınm çıngırağına giderek ipi çek- Beyoğlu'nda, ARTISTİK sinercalarında: LUCIEN MURATORE - VERA KORENE ve MAXUDİAN'ın temsilleri GAİPTEN Fransız filmini görmüş olanlar bunun çok güz“l ve pek mühim ; bir film olduğunu tasdik ediyorlar. gym (12577) Bugünkü Program * İSTANBUL 1 1730 Gramofon. 1830 Orkestra. 19,30 Kemal Niyazi B. ve arkadaşlari, 21 Gramefen 2130 Anadolu Ajansı, Borsa haberi, Saat ANKARA: 1230 Gramofon. . 18, Orkestra : Beethoven Ouverture Neo- nere Lakoma suite Cotillon. 18,45 Alatarka saz, 20. Ajsnmbaberleri VARŞOVA WIZ m. 1660 Hafif musiki plâkları , 17,40 Müsaha- be, 1755 Hafif mesikiden mürekkep konser, 18,50 Müsahabe, 20,05 Muhtelif sözler, 2106 Polonya istikliline ait musiki eserlerinden mil yekkep konser, 2138 Popüler konser, 23 Ope» ra plükları, 23,0 Dane plâkları, 24 Müsaha be, 20/05 Sişan musikisi, BÜKREŞ 4 m. 13 Borsa haberleri, plâk, haberler, plik. AT Çocuk neşriyatı, 1730 Dinlco takımı Ha- GE musikisi, 18,30 Haberler, 18,48 Konserin devamı, 19,10 Üniversite radyosu, 1930 Kom- 1945 Ramen operasında verilecek 6- sili maki, BUDAPEŞTE 550 m. 1430 Bande orkestra, 17 Genü kızlara mah- 18,30 Britanya ote” berna sun maşviyak, 18 Zirmat , inden, caz m Sandor Bura 2050 Piyano ve viyolonsel ile senntlar, 2140 Stüdyodan bir temsil, 23,20 Haberler, 2350 Opera orkastrası tarafından konser, VİYANA S0 m. 18,18 Konser Karl Fratrer, Gertrude Könü- ger, Hamsi Veiner, Karl Lafite, 1905 Müsas haberler, 20,05 İçeri Avnaturyaya mahsus halk sarkıları 20,55 Muhtelif, 21,20 Yeni İngiliz mu» sikisi Anton Konrath, Erika o Rokyla, Max Kundezraber, Helen Per rana Senfanik 23,15 Ak. Hasar, ere 18,50 Alired 20 Kü di aletile oda musikisi, 2150 Müsahaba, 22 Berthoven konseri, 9 cu senfe- si D-Moli, Müsahabe, 23,55 Beethoven kom seri Yaylı aletler ile Meali, 24,40 Marşlar ve valalar, Askeri tebliğler Emisönü Askerlik Şubesi Riyasetin- — senesi için yapılacak (ikramiye defterine kayıtlarını yaptırmak üzere şu- bemize kaytılı malülini askeriye ile şe- hit yetimlerinin aşağıdaki gösteriliş tar- zında 1 şubat 934 tarihinden itibaren şubemize müracatları. 1 — Cumartesi, pazartesi, çarşamba günleri saat 13 ten 17 ye kadar malülle- rin müracaatları kabul olunur. 2 — Pazar, salı, perşembe günleri sa- at 13 ten 17 ye kadar şehit yetimlerinin müracaatları kabul olunur. | 3 — Gürek malüller olsun, gerek ş6- | hit yetimleri olsun maaş © cüzdanlarını | değiştirmeden ve noksan vesaikle müra- caat edilmemesi menfaatleri namma — olur içeri girerek odanızda nız. Yarın sabah tam dokuzda ge- lir, sizi otelin kapısı önünde bek- lerim, Birlikte istasyona gideriz. iz, evinize Tım. Şimdi gidip yatınız, rahat bir uyku uyuyunuz, başka bir şey, dü- şünmeyiniz. Bu esnada otelin iç tarafından kilidin anahtarı gıcırdamış, garson ka ti. a ni dleli sert, hiddetli ve azim kâr Md ir — Öyleyse gel! i Dedi, Bunu müteakip bileğimin demir bir pençe içine | düştüğünü hissettim, Birden yüreğime dehşet inde öyle bir korku çökmüştü, his- atım yıldırımla O urulmuşçasına öyle bir felce uğramıştı ki biç bir şey düşünemez ol Dıma- ğımın faaliyeti âdeta (durmuştu. Çırpınmak, nefsimi müdafaa et mek, bu demir pençeden kurtul mak istiyordum. Fakat bütün ira- dem bir rehavet — içine düşmüştü. Bu manzarayı sabırsızlıkla seyre- den kapıcınm önünde yabancı bir adamla boğuşmaktan utanıyordum. Beni anlayorsunuz değil mi? Der- ken biran içinde, bilmem nasıl ol- du, kendimi otelin methalinde bul- —— ARTİSTİK'de ———— Yeni neşriyal Pangaltı'an TAN BİR SES | KAL deki halharız hevidiler arasında | STAVİNSK Y'nin ji: karanlık meslekinin ve böyük İl” | i terilmekte olan FOX JOUR- i ) rezaletinin bütün teferruatı. gö- rülmektedir. 112574) İSTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatrosu 25-1-934 Perşembe akşamı sant 20 de ÜVEY BABA Yazan Arnald ve Baci Nakleden H. Kemal Komedi 3 perde Umuma — Aile bütçesi İktisadi buhran herkesin gelirini azaf- tı. Hesapla, kitapla, bütçe ile yaşamak lüzumu bir kat daha kuvvetlendi. Garp memleketlerinde, hükümetler gibi, ailelerin de birer (o bütçesi vardır. Bizim de kazancımıza göre birer bütçe | yaparak bu bütçe dahilinde yaşamaklığı" muz lâzımdır. Aile bütçesi nasıl yapılır? Kazanç muh” tehif Easıllara o nasıl ayrılm?.. Merhum Fazli Necip Beyin uzun tetkikat ve tecrü- bir surette anlatılıyor, 50 liradan 1000 liraya kadar muhtelif kazanç için bütçe şekilleri gösteriliyor. Holivut Helivut'un 4 üncü sene 5 inci sayıst Metro artistleri ile son sinema havadis lerini havi olarak intişar etmiştir. AKBABA Akbaba bugün de yeni şeklile, nefis ve renkli bir kapak içinde çıktı, Pek güzel ve zarif bir tarzda süslenen Akbar" İ x, buda Cemal Nadirin, Ramizin bir çok | kıymetli karikatürleri; Yusut Ziya, Or” han Seyfi, Ercüment Ekrem, Servere" di Beylerin ve daha bir çok imzaların itinalı ve mizahi yazıları vardır. Tavsiye ederiz. “DOKTOR Rusçuklu Hakkı Galatasarayda Kanzük eczabanesi karşısında Sahne sokağında 3 numa- İğ! ralı apartmanda 1 numara, Mülliyet Asrın umdesi “MİLLİYET ” tr. ABONE ÜCRETLERİ: boğazımın boğulup kalıyordu. Elini kolumun | üstüne koymuştu. oAğırlığını duy” | duğum bu el hâkimane bir eda il€ beni çekiyordu. Ne yaptığımı bil yerek, şuursuz adımlarla merdive > nin üst başına kadar çıktım, bi: ” sonra bir odanın kapısı açıldı, bif | anahtar döndü, bir kilit kapandı | & , Ve ben, yabancı bir odada, h ismini bile bilmediğim bir oteld: pi bir erkekle tek başıma kaf rm. SİSFBİLLELLREUY İIE İLMİ SE 2S ... | Madam (C...) hikâyenin bu nok” | tasına gelince tekrar durdu. Ar“ tık sesine hâkim değildi. Birden #* kalkarak pencereye iü ve orada © bir kaç daki kımıldanmadan, kaldı, Pencei nüne dışarı k içinmiy sıcak alnını soğuk cama da; mi gitmişti bilmiyordum kü başımı kaldırıp ona cesaret edemiyordum. Kalbi büyük bir heyecan çırpınan bu ihtiyar kadının tını takip etmek bana pek elim liyordu. Ben de sessiz ve harek* iz duruyordum. Ne ağzımı bir şey surabiliyor, ne de o ğum iskemleden kımıldanamıY9* dum. ği ia a i İIE ETER SPESSELEİ ik kk a e