İ SANAT İ Türk mimari Bizans motifleri Bursada yeni bir devrin ilk sanatini yapmıya başlıyan Türkler bu devrin mimari eserlerinde, bir çok Bizans motifleri kullanmışlardır, mesel hanm büyük kardeşi Alâed sarda yaptırdığı mesçit ve Orhan ca- i ilk eserlerden tutunuz 'da bu son eseri olan | İkinci Murat nda Bizans mi- direk, — direk başlığı, kat silmeleri, vesaire gibi par- çalara tesadüf edilir. Gerçi bu âdet öteden beri ön Asya "Türklerinde görülmektedir. o Hattâ Ankarada şene Hisar mahallesindeki Alâettin camiinde bu yabancı tesadüf edildiği & lardan birisi başaşağı bir vaziyette konmuştur. Bu başlıkların başağı kon- muş olmasma ben hiç bir suretle bil- gisizlik diyemiyecek bilâkis bunlara (bilgi ve maksat ifade eden hâdiseler) diyeceğim. Türk eserlerinde görülen bu hi senin mahiyetini anlayıp tam bir dan kanaati hasıl etmek istersek Bur- #a'nın başlangıç devri U eserlerinde meseleyi bütün vuzuh ve samimiyetile hallederiz. Bunun için saygılı okuyi cularımla birlikte Bursada Yeşilcari- de buradan sonra İkinci Murat türbe- sinde kısaca bir tetkik yapalım; Yeşilcamide dış kapıdan girilince sağa ve sola giden koridorlarda ik serden dört tane heyetiumumiyeleri' kurulmuş yani: babuç, gövde ve baş- Tıktan ibaret Bizans direkleri görülür. Bunların önünde duralım:, Evvelâ şunu söyliyeyim ki bu di- Tekler çalışmamaktadır. Yani üzerin- de taşıdıkları bir yük yoktur, ne du- var vardır ne de kubbe.. Şu halde bir İnşai vazifesi olmıyan bu dire rin konmasındaki sebep ne olabi Bu direklerin o vakitki Bizans ha- rinden toplanarak buraya mon- akkak olduğuna göre bir işçi özü ile bu keyfiyeti tahlil e dince, Yeşilcami ustalarının bilgili ve muvaffak sanatkârlar olduğunu tak- | dir ve teslim etmemek kabil değildir. | Dört başlık, dört gövde ve dört tane | babuçtan ibaret olan bu dört sütun heyeti umumiyesi terkibatımda gerek desen ve gerek eb'at itibarile hıç hi- ribirlerine uygun wp dördüncüsü hepaind. ince siyah granit olduğu ha'de Yeşi matkârları bunları hiç bir su- retle incitmeden ve muhtelif sanat cil- | veleri yaparak oraya muvaffak, kurmuşlardır. E'e geçir: gövdelerinin ikisi di, Tudan doğruya zemin üstüne bin mişlerdir. Bu noktada sanat sırrı bu hadiseyi nazarlardan saklamıştır. Oy- le ki bu binayı müteaddit defalar yaret edenlere soruyorum buracıkta böyle bir set bulunduğunun bile kim. si tarihinde izale edilemedi ne murabba tı bu mermer tablaların irtifa: alâkadar eden kalınlıklarını azaltıp çoğaltmak suretile santimi santimine seviyede be- raberlik husule geirdikten sonra bun- lar üzerine küçük Türk kemerleri çe- virerek montajı itmam etmişlerdir. Yeşilcami sanatkârların bu direk- lerin montajındeki vukuf ve mehare lerini teyit için diyebilirim ki bu rekleri bugün oradan söküp bir arke- olog mimara tevdi etseler bir müze ancak Yeşilcami usta» edemezdi. ami ustaları Bizans le kanun ve mizamlarına tamamile vâkıf sanatkârlar olduğu sabit olmuştur. Türk ustaları bu direkleri buraya yerleştiriken bunlara bir arkeoloz bi hürmet etmişlerdir. Eğer bu hürmet hissi olmasaydı seviye birliği | temin için neden bu kadar uzun boylu sa- | nat cilveleri göstersinler ve neden bu | sit ve ameli çaresi uzun gövdelerini altımdan vey: da kesmek değil mi H ün bu parçalardan tırnak. ucu kadar feda edememişlerdir. Baş- lıkların Akant yapraklarında volütle- rindeki sakatlıklar buraya gelmeden harabelerdeki geçirdikleri macerala- rın kurbanlarıdır. | Şimdi Yeşil'den çıkıp İkinci Murat | türbesine gidelim: Burada (o kubbeyi taşıyan direkleri de gene Bizans met- rukâtı göreceğiz. Bu direkler tama- mile çalışmaktadır. Fakat şayanidik- kat ayrıca bir nokta vardır ki bilh: sa bu noktayı tavzih edeceği ustaları bu direklere lâzım tarda babuç bulamadıkları tanesinde direk babeyu yerine direk başlığı kullanmışlardır. Bazı müel ler bu hâdiseyi de Türk sanatkârlarr na (şapkayı ayağa ayakkabıyı başa giyme kabilinden) bir gaf olarak kas- tetmekten çekinmezler, Halbuki bu isnat garaz ve iftradan başka bir şey | değildir. Türk ustaları bu hususta iftiraya da daha evvel yaptığı Yeşi camide mükemmel cevabını verm'ş- tir. Ancak Türk ustalarının bu hâdise. lerde maksatları ne Bizans mimari zamlarma tebaiyet etmekti, ne de bu medeniyetin ankazile sanat yapmak sovdasındı Onların maksadı yalnız yeni Türk medeniyeti ab'dele- rinde bizans hatıraları sak'amaktı.Bu arma da kâfi derecede vâsıl dır. idi? iler. ret edeceğim. Yeşilcamide bir direk heyetiumumiyesinde babuç, gövde ve başlık ne demek olduğunu ve bunların nası) kurulduğunu çok,derin bir vu- kufla ispat eden Türk sanatkârları bundan sonra yaptıkları İkinci Murat türbesinde kullanmak üzere | babuç bulamayınca o vakit henüz ayakta du- ran Bizans binalarından da sökmeğe kıyamamışlar ve bunun yerine bulduk ları başlıkları kullanmışlardır. Çünkü Yaptıkları abide bir padişah türbesi fküreyo de olsa Türk medeni me! sa de. se farkında değil... Sol tarafta yapı. lan bu set ile direklerdeki boy farkı gortalarınızı Galatada Ünyon Hanmdı UNYON SİGORT, Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan - ÜNYON Kumpanyasma bir kere uğramadan si; Telefon : Beyoğlu 4.4888 Yazan: © Stefan Zweig Mektubun meali, aşağı yukarı, idi: “Bana hikâye etmek istedi. ir ki bugünkü hayatile hiç bir bet ve alâkası kalmamış sa- i gün sonra | buradan ayrılıp gidiyordum, o hal- de yirmi seneden beri ruhunu işgal eden, yirmi sene kalbini azap ve rap içinde yaşatmış olan bir ha- diseyi şimdi bana anlatmak kolay- — demektir. Madam (C...) ru di i rica ediyordu. Bu mektup bende fevkalâde bir tesir bıraktı, İngiliz hisanile yazı lış tarzı bile ona yüksek bir vuzuh ve kat'iyet veriyordu. o Mektubun bende uyandırdığı büyük alâkaya rağmen cevabımı kolaylıkla yaza- madım ve ancak üç müsvedde de- #tirdikten sonra aşağıdaki satır. arı karalıyabildim: “Hakkımda gösterdiğiniz yük- | inanmanızı rica ederim. , ve hiç bir zaman tahripkâr Bursa, mimar: SEDAT ve Otomobil A ia Kâin ASINA yaptırınız. gorla yaptırmayınız. 6 Tercüme eden: İsmail MUŞTAK Tayin edecej saatte davetini» ze icabet edeceğimi samimiyetle arzederim. Bana ne söylemek, ne- leri tevdi etmek is tiyorsanız bun- dan fazlasını söylememenizi rica- ya hacet görmüyorum. Yalnız Şir nu kaydetmek isterim ki bana tev- di edeceğiniz şeyleri olanca haki- katile anlatınız. Hakkımda göster. diğiniz itimadı bir takdir öc tevec- cüh eseri olarak kabul © etiiğime Bu satırları yazıp o akşam ken- disine gönderdim ve ertesi sabah şu cevabı aldım: “Tamamile doğru söyliyorsunuz : Yarım hakikatlerin hiç bir kıymeti olamaz. Hakikatler, olduğu gibi ve tam ifade edilmelidir. Bu i('bar ile ben de size anlatmak istediğim meselenin hiç bir noktasını ken- dimden ve sizden | saklamamak irin olanca | kuvvetimi sarfedece- gim. Yemekten sonra odama geli- niz. Altmış yedi yaşında bir ka. sek itimat benim için bir şereftir. İ dın, yatak odasında böyle bir gece Tanıdıklardan biri, söz aramız- da bir kadın seviyor. Niçin mi aramızda? Çünkü bu ahbabın sev- diği kadın, güya çirkinmiş.. Bana sorarsanız, kadının çirkini olmaz. Tabiatte güzel ve çirkin di- ye bir tasnif yapmak bile doğru de- ğildir. Malüm ya, gönül kimi se- verse güzel odur, demişler. Fakat, herkesin ağzı torba değil ki büzesin! Kadıncağızın adını bir kere çir- kine çıkartmışlar. Geçen gün, bu ahbabın hazır bu- lunduğu mecliste | sevgilsinin â ünü sakınmayanlardan sen sahiden midesizmişsin. Nesi: seviyorsun bu o kadınm? Kaş, göz hak getire. vücut desen deynek gibi... bula bula bunu mu buldun? Başını salladı: Benim gözümle baksanız,böyle söylemezdiniz? — Evinde aynada mı yok yahu!.. — Çifter çifter... — Peki., Bir gün olsun, onu sey- rediver aynada... Güldü: — Her gün seyrediyorum. — Hangi aynada? Mağrurane cevap verdi: — Sizin bildiğiniz aynada değil, ben onu kenı inlümün âynasın- da seyrediyorum. ! M. SALÂHADDİN Kari şikâyetleri Garip bir ilân 4 kânunusani tarihli (Türkiş Post) gazetesinde ecnebi bir mühendisin garip bir ilinmi okudum. Radyo, gramofon gürültüsünden uzak, sakin ve mobilya” kı bir oda istiyen bu mühendis şartları na sokak satıcılarınm görültüsünden de azade olmayı ilâve ediyor. Fakat ne ga- riptir ki bu zat sokak satıcıları için AL miancada doğrudan doğrüya ve tek ma- maya gelen Dat Gelerüll kelimesini kul- lanıyor ki bu da yabani hayvanın bağır- masr demektir. Merak ve tecssüf ettiğim nokta bu- dur. Acaba bu zat Türk vatandaşı sey- yar esnafın malını satmak için çıkardı- İı sesi nasıl bir cesaret vecüretle vah- şi hayvanların ulumasına Veya haykır. sına benzetiyor, bu haklı o İkon disinde © nasıl buluyor. ve nasıl ©- Tup ta mayi SEYYAR sezhc Vkla temin eden bütün Bir'amif halka hakaret edebiliyor?. ME Halkevinde Rusça Halkevinden : Merkezde Rusca dersleri başlamıştır. Pazar günleri (17) de verilecek olan bu derslere yazılmak ve devain etmek İste- yenler her gün Idare Müdürlüğünde ka- Şıtlarını yaptırabilirler. MUESSİF BİR İRTİHAL Taksim'de Stadyum kapısında Milli ş0 för ve zirni makinist mektebi sahip ve müdiri Bahriye çarkçı kıdem'i Yüzkaşı- lığından mütekâit ve Belediye Fen iş- leri makinas ve Sanayi şubesi müdürü Şefik Beyin biraderi Mehmet Ali Beyin dün akşam irtihali daribeka eylediği esef ile haber alınmıştır. Mağfaru mümailey hin cenazesi bugün öğle namazından sonra İngiliz sofarethanesi | arkasında köln Kamer Hatun Camii şerifinden kal dır larak Edirnekapı şehitliğindeki perei mahsusasına defnolumacaktır, Tan- rıdân rahmet diler birader ve niles taziyetler beyan eyleriz. (12164) yanlış tefsirlerden korkmaz. Sizin- le ancak odamda © konuşabilirim; bahçede yahut başzalarının göre- bilecekleri herhangi bir yerde bunu yapamıyacağımı zannediyorum. İ- timat ediniz ki buna karar yermek için hayli güçlük çektim. Mektubun tayin ettiği ziyaret sa- tinden evvel bir kere daha sofrada buluştuk ve öteden beriden konuş- tuk. Bir aralık yemekten sonra bahçeye çıkmıştım. Orada kendisine “rast (geldi- ğim zaman benimle yüzyüze gel- mekten ihtiraz eder bir hali yardı. Ruhunda eski sükün kalma- mıştı. Bu, ap; görünüyordu. Onun, kabahatini saklamak istiyen bir genç kız korkusile benden kaça- rak bahçenin çamlı yoluna sapması | bilseniz, bende ne acı ve elim bir tesir bırakmıştı! , muayyen sâatte, gittim. Kapıyı urdum, derhal açıldı. İçeri- si yarı aydınlıktı. Yalnız masa üs- tünde duran ufak bir limbadan sa. rı bir ziya dökülüyordu. Odayı bir alacakaranlık kaplamıştı. Madam | CC...) hiçtelâş göstermeden bana doğru geldi, oturacağım koltuğu gösterdi, kendisi de karşımda baş- ka bir koltuğa oturdu. Her hareke- Ziyareti kabul et, tini evvelden ölçerek * hesaplamış du ilkönce hir ğu anlaşılıyo İ ai L SIHHİ g ÖĞÜTLER Kışları sıhhi yaşama yolları Kışın çok kimselerin sovuk tesirile çehreleri bozuk ve renkleri kaçık bi halde bulunurlar, Bahusus da, yazın güzel havalarda görülen se- vimli güzel .simalara pek nadir tesa- düf olunur in başımda vaktinde bulun mağa mecbur olan kadın erkek bir sü- rü halk kalabalık vapurlarda, dolmuş tramvaylarda, kucak kucağa oturulan otobüslerle trenlerde sıhhat kaideleri. ne hiç uymıyan hal ve £ vaziyetlerde seyahat edenlerin çehreleri ve renk- leri tabii halini ve güzelliğini muha- faza edebilir mi? En çok gençler ve genç kızlar üze- rinde bu hal daha şiddetle tesirini gös terir. Şurada burada fabrikalarda işe giden bazı kızların bu mevsimde çek- tıkieri ıstırapları ve geçirdikleri #cık- lı halleri görenler bilirler. Zaten bun- lârm çalıştıkları yerlerde ve iş mahal. lerinde de sıhhatle telifi kabil olabilen de gıdaları yerinde olur. Kış mevsimin de vücut sıcak içinde bulunmalı ve kan muntazam hareket etmelidir. Bu ç e sovuktan muhafazaya ya- bise ve uygun yiyecek İâzım- nun için rayan dır, Sovuk tesir etmiş donuk ve şaşkın, derisi porsuk ve $ kin gibi olur, Yediğini de hazmed; miyecek derecede hayat makinesmin işi bozulur. Deveran yolunda olmadı- ğı için ayaklar eller şişer, | çehrenin rengi kaçar. Burun kızarır, ayni za- manda bir sürü rahatsızlıklar ve isti raplar başgösterir. Bunların önüne geçmek için sabah- ları bir ilik banyo almaları imkân da- hilinde olanlar veyahut mahfuz bir yerde vücutlarını silenler ve akabinde lu ile ova'ayıp kurunan'ar vücut hareketleri ve id- yinip çıkanlar sovuktan hiç müteessir olmazlar. Vücuda giyilecek çamaşır üst üste fani'alar ve çifte cifte hırkalar yerine yalnız bir tek hafif ve geniş | fanila giymekle iktifa e'meli. Aksi takdirde kat kat giyilen çamaşırlar fayda ver- med'kten başka kanın cereyanma ma- ni oldukları için çok zararları o'ur. Hâsılı sıkan, dar hiç bir şey giymeme- li, kundura sidivenler de sıkmamalı, bunları vücudunuz sıcak ve hararet'e sismiş iken kışları satm atmalı, üşü- müş iken almamalı, üşümüş iken alı- nan kundura, eldivenler sıcakta sikar- lar. Kışları giyilensavakkabının taha. nı sağlam ve kalın olmalı, aksi takdir. de rütub-t tesirile aalanır ve Foratiz- maya istidat verir, dışarıya çıkmadan evvel sıcağın vanma sokulma, oturdu- Zun iş gördüğün vere dısarı"lan temiz hava girmesine mümkün mertebe mij- sait olacak surette pencereyi açık bi- rak. Uzun müddet kana'ı bir yerin havasını teneffüs sd-nler kuvvetten düser. Sinirleri br #'“ar. Rasları ağrı Mümkün olduğu k dar dısarının ha- vasmdan istifade etmek icin vez yürü, oyunlar oyna ve sporlarda bulun. Yazları sisman'ık yanar dive ye- mekten korktuğun yağı ve tatlılı şay- leri ren bol bal yemekten hic kork. ma. Böyle hareket edildiği ha'de ke Tarı har türlü rahatuzlık ve elem ke- darlerden masun, rahat ve mes'ut yar sarsın, Büvükada Dr. ŞUKRÜ —————— İSTANBUL BELEDİYESİ SEHİR TİYATROSU Bu akşam saat 19,30 da IKUS HAYAT ük opereti Yazan: Ekrem | ve Cemal Reşit 121 | şey söylemeden durdu. Müşkül vermeden evvel bir müddet , gayri ihtiyari, duran insan'ar gibi o da uzun, hem pek uzun bir vak- fe geçirdi. Ben söze başlamak su- retile bu tevakkufu ihlâl edebilir- dim, fakat bu cesareti kendimde bulamadım. Hissediyordum ki o dakika onun mevcudiyetinde kuv- vetli bir azim ile kuvvetli bir mu- | kavemet arasında sert bir çarpış- | ma vardı. Alt kattaki salondan ara- sıra bir valsin hafif ve perişan nağ- meleri bir kasırga halinde bi: dar geliyordu. Ben odada hüküm süren sükütün tazyikini bir parça azaltmak istiyormuşum gibi aşağı- dan gelen bu musikiyi müfekkere- min olanca gerginliği ile dinliyor. dum.Karşımda oturan kadındı. Bu gayri tabii sükütün uzamasından müteessir gibi görünüyordu. Niha- yet kendini topluyarak, bir hamle yaparcasına, söze başladı: —Bütün güçlük ilk adımr atabil- mektir, üst tarafı kolaylıkla ken- iliğinden gelir. Ben de iki günden beri, her şeyi açık ve doğru söyle- yebilmek için kendimi hazırlama. ğa çalıştım. Ümit ederim ki bunda Huvaffak olacağım. Bu hareketim- | deki mânâyı, neden bir yabancı dama bu hikâyeyi anlatmak ii pek az şey bulunur. Ne havaları ve ne | | kat gün geçmez ki ben bu vak'ayı | Bugünkü Program İSTANBUL: 17,30 Gramofon. 1890 Orkestra ve türkçe tange: 190 Kemeni Reşat Bey ve arkadaşlar 21 Ajanı ve Gramofon. 21,40, Bedayli Munikâ heyeti, ANKARA 1230 Gramofon, 18 Viyolonsel konseri (E- dip B. tar )41840 Alaturka snr 20 A Jana haberleri, VARŞOVA: tu. 17,30 Pliik, 17,48 K a m. atı, 18 Kon- Lembergten naklen Le ssignevr Boruta isimli | «koç V9,40 Tagansili piyama konseri, 20 Mü sahabe, 20,50 Plâk, 21 Pragdan naklen Beymel al olarak kabul edilen çek musikisinden 22 Mürahabe, 2225 Lem- Spor 23 Da kkep komser. bergteni Neşeli neşriyatı, musikisi, 24,05 Devamı BÜDAPEŞTE 550 m. 16,45 konser, 18,45 Müzahahe, 1020 Orkestra, 18 Tapa: 200 1130 Ruhi neşriyat, İLAS Ruhi m Senfonik plik musikisi, 23 Plâk, 14 Haberler, 14,15 Plâke Hafif musiki, 17 Köylü programg, 18 Vişoi takrmr Urafından dans musi Haberler, 19,18 Dasarn devamı 17 Halk konseri, 16 Haberler, 19,50 Bala! ka konseri, rus musikisi, müsahabe, Zi İki perdelik Basthoven'in Fidelis operası, hab: ler, 23,40 Lucerneye mararen dalga taksimat 15 ikinci kânun Pazartesi İSTANBUL: | Avrupa istas bugünden itibsren tali Gramalen, 18 Fransızca dere (İlerlemiş olanlara). 1830 Mahmure handan hanım. 1930 Badayii Müsiki heyeti 21 Ağına haberle 21,30 Kemal Niyazi Hey ve arkadaşları. 16 ikinci kânun Sah İSTANBUL, Orkestra. Behzat Bey tara 19,35 Eftalya hanım ve daşları, 21 Ajanı haberleri, gramofon. 21,30 Hedayii Mütiki heyeti. 17 ikinci kânun Çarşamba İSTANBUL: Sadi Bey ve ark 1750 Feanarren dere Çİlerlemi 18 Şehir Tiyatrosu | Artistleri temsil, 18 Gramolen, 19,30 Bedayii Musiki geye 21 Gramofon ajanı haberleri, 18 ikinci kânun Perşembe ISTANBUL; 1130 Gnmelen, 1430 Orkestr. 1018 Selim olanlara). tarafından irrı Bey taratından o kenfe- | 1935 Gramoton, 19 ikinci kânun cuma İSTANBUL: 1289 Türkçe Plâk maçriyat 17,30 Gramelen, 1830 Orkestra, 19,20 Haramlar heye 21 Gramefen, 20 ikinci kânun Cumartesi İSTANBUL; 1730 Gramofon, 109 Franası 18,30 Belki 1930 Tank 1 ders (Müptedilere malısus). hanım, Refik Bey ve arkadaşları heberleri, düşümiyeyim. Bir insanın bütün ha. yatı müddetince nazarları mevcudi- yetinin bir noktasına, tek bir günü- ne saplı yaşaması hakikaten taham- mül olunmaz şeydir, İhtiyar ir kadının bu sözüne inanınız. Tek nokta, tek bir gün dedim; evet şimdi anlatacağım vak'a şu altmış yedi senelik O ömrümün topu topu | yirmi dört saatini işgal etmiştir. E- ğer zamanla kendi kendime sayık- lama nevinden: “adam sende, bu kadar uzun bir ömür içinde bir dakika, tek bir dakika çılgınlık et- | mişim, ne çıkar!,, o derim. Ancal€| hani şu mühim © bir tabirle adına vicdan dediğimiz şey yok mu, bu- nun elinden kurtulmak Oomümkün olmuyor ki... Geçen gün, siz Ma- dam Henriette meselesini, maddi ve gayri şahsi bir noktadan, tetkik ederken ben de mütemadiyen na- | zarlarımı maziye çevirerek nefsi Yaşatmak, muttasıl | kendimi mahkümiyet altın- da: bulundurmak gibi abes bir yol | üzerinde yürüyüp © durmaktan ise hayatımın bu yegâne hâdisesini çıkça birine anlatarak bu azaba ni hayet vermek mümkün olup olma- | rüğünün 3545, 3679, 3825, 4055.İl na kadar olan kısmında b kalâdelik yoktu. Ailem İs zengin lortlarmdan i: rikalarımız, büyük vardı. Memleketimizin bütü de geçirir, kışm Londraya &* HARP VAk; manr Fakat top ve tüfekle değil KEMANLARLA, FLÜTLERLE, FİYANOLARLA i VALS MUHAREBES Baş kumandanı: FERNAND GRAVEY Erkânı Harbiyesi JOHANN STRAUSS - JOSEPH LANNER mevsimin en eğlenceli, en ze0 gin ve en ihtişamlı şiheserlef şaheseri Bayramın birinci Çaf şamba günü matinelerden ii” baren Bursa lisesi mezunları cemiyeti U.K nü ekseriyet gelmediğindi” İkinci defa olarak o 16-1-934 salı günü saat 15 te Halk evi konferans saloni toplanılacalıtır, FRANSIZ TİYATROSU Bugün saat 17 matine olarak Mari Kutopuli heyeti tarafından Demoirel8 Bu akşam saat 20,45 te La Fem Noe, Pek yakında Ma Socur de Luf# Gnorissate OLi... Dr. Nuri Fehmi Göz Hekimi Cağaloğlu Süreyya Bey saat 2-6ya kadar. Telefon 2: 2 istanbul Mr. Kumand: Satmalma kom. ilânları Maltepe Askeri Lisesi tal leri ihtiyacı için 800 çift da potin 800 çift harici potif 21-1-934 pazar günü saat te kapalı zarfla satm alın: İtır. Şartnamesini görecekleri" her gün ve münakasasına veceklerin teklif mektuplar belli gün ve saatinden e Merkez Kumandanlığı Sati ma Komisyonuna vermeleri, (696) (7032) ZAYI — Istanbul Ticareti dahiliye © vi r. 523, 549, 763, 1004 mumaralı ihracsf yannamelerinin kayıt suretini İzmir İ rüğüne ibraz edilmek üzre almıştı İ kür kayıt sureti İzmir güm üne vaz etmeden zayi eyledim. Yenisini kartacağımdan eskisinin hükmü yı İstanbul Baker Han Orla Ni (2146) f Gelen evrak geri verilmez — Mü grçen ulshalar 10 kuruştur. — Gazeli, baaya mit işler için müdüriyete mt edilir. Gazetemiz ilânların tini kabul etmen. > Ramazan: 27 Imsak Iftar & sm önüne gider, günahımı vi derek bu yükün altından kurt” dum. Ne çare ki dinimiz — bei, teselliden mahrum iii mahrumiyet sebebiledir ki bali 6 tevdi etmek sare kendi kendime günah çıka! nevinden tuhaf bir yol tutturd”. Bu hareketimdeki arabeti b yor değilim, fakat siz tereddü eğ termeden teklifimi — kabul © lütfünde bulundunuz bunda” layı size teşekküre borçluyu” Demin de söylediğim gibi.) anlatacğım hâdise hayatımı ğe bir gününe aittir. Bunun hari ki günlerim ehemmiyetsiz $* dir, bunların hikâyesi bende"! ka kimseyi alâkadar etmez, P can sıkar. Hayatımın kır iki, iç Pi il il ge” bi biz de senenin 4 iri Kocamla bir sösyetede ilk dığını düşünüyordum. Eğer Angli- olmayıp ta ğım zaman ben on sekiz idim. Kocam bir