Müttehit Amerika Cümhuriyetleri | icümhur Raaseveit'in iktidar mev | geldiğindenberi i büyük faaliyetlere başlamış ve ka mali ve iktisadi tarihinde rülmemiş fevkalâde tedbirler ittihaz ederek krizi yenmek uğurunda çok mühim tecrübelere girişmiş bulunu- yor. Bütün dünyaca bu tecrübelerin çok dikkatle takip edilmesine sebep 1929 paniğile, krizin doğduğu bu ecrübelerden bekleni- eninde sonunda bütün dünya iktısadiyatı üzerinde icra ede- M. Roosevelt muhtelif ve Ameri- in ittihaz eti memleketlerin Ameriki kadan ihracat ve ithal : şünkü müsbet veya menfi te- krizin ortadan ka'k- Amerik < ması suda genişliyen halkalar gibi ted ricen genişleye genişleye dairesini bü yüterek bütün dünyanın refahı uğu- nda mes'ut tesirler £ yapabileceği; memleketlerin de yavaş yavaş andan kalkmasına yardım edebi leceği gibi meselenin aksi, yani tab bik edilen yeni tedbirlerin mevcut ik- bısadi orğanizasiyonu bozarak iye ti daha fena bir sokması da dünya iktısadiyatı üzerinde çok fena tesirler yapabilir. Diğer taraftan Müt tehit Amerika Cümburiyetinin kalkın ma gayesile vazettiği bir takım yeni esasat bir çok memleketlerin ticari müvazeneleri üzerinde bilvasıta mü- esir olmaktadır. İşte bu sebepler bütün dünyanın dikkat nazarlarını Amerikaya çevir. miştir. Hiç bir şey yapmadan vaziye- tn kendi kendine düzelmesini bekle- medensa bir hareket, faaliyet göster- mek ve uğraşmak prensipile hareket eden Roosevelt'in krizi yenmek için âdeta seferberlik ilân eder mahiyet- teki faaliyeti Londrada iktısat konfe- ransı sıralarında başlamıştır. Denile- bilir ki, dünya iktisat konferansında bu konferansın en başlıca gayelerin- den biri olan staplizasiyon meselesi- ni akamete uğratan Roosevelt'in yeni siyasetidir. Ney Recorery Act N. R- A. diye tanılan yeni program meya- nında en mühim unsuru şüphesiz ki, paranın kıymetten düşürülmesi teşkil eder. Konferansm stabilizasiyon hakkın daki büyük ümitlerini sırf progri esasatından olan dahilde fiatleri ai tırmak maksadil Amerika yeni bir para siyaseti çığ, açmış oldu. Bu tarihten sonra doların tedricen kıymetten düşürüldüğüne ve ecnebi kambiyosuna; nazaran müba- Dahilde her şeyden evvel fiat leri arttırmak ve bu suretle bir yan- dan milli istihsalâtı teşvik edici ve art tırıcı bir vaziyet aranırken diğer ta- raftan da para kıymeti ecnebi döviz- lerine nazaran düşerek ihracat vazi- yetini de korumak ve hattâ fazlalaş- turmak gayelerile hareket edilmeğe tar. Londra konferansına iştirak ede- bilmek fırsatma nail olduğum cihetle Amerikalıların bu konferanstaki vas siyetlerini, paraların svablizedi için çalışan atın bloku teşkil eden memleketlerin bü: tün ümitlerini suya düşüren kararları Bi yakından görmek imkânı da el. de ettim. Altın blokunu teşkil eden memle- ketlerin gurup halinde tebellür eden fikirleri büyük devletler arasındaki para muharebesine bir nihayet veril- mesi ve yeniden altın esasına dönül- mesi, paraların munsif bir seviyede stablize edilmesi (şeklinde formüle edilmiş ve hattâ Amerika murahhas- Jarı da başlangıçta bu fikirlere müte- mayil iken, hattâ konferans haricin- de dolar, isterlin ve frankın istikrarı için uğraşılırken Roosevelt'in her hal de pek müsait bir zamanda ittihaz ettiği siyaset ve program neticesinde Amerika tarafından bu esası tamami- Yazan : Stefan Zweig Umumi harpten on sene evvel, Fransanın Riviera sahillerinde u- fak bir pansiyonda bulunuyorum. | Aşağıda hikâye edeceğim bir hâ- dise yüzünden bir gün pansiyonun müşterileri arasında bir münakaşa koptu. Bu münakaşa n içinde o kadar kızıştı, öyle alevlendiki az kalsın kötü bir kavga halini a- lacaktı; hattâ bir aralık kin ve kü- für dolu sözler bile teati edildi. İn- sanların bir çoğu böyledir: Onlar da muhayyele kuvveti âdeta yo- sunlu olduğu için kendilerine doğ- rudan doğruya — alâkası olmıyan, kafalarına sert bir darbe ile çarp- mıyan hâdiselere lâkayit dururlar, halbuki bunlardan daha az ehem- miyetli başka hâdiselerle karşılaş- tıkları zaman mevcudiyetlerinin içinde derhal ölçüsüz bir ihtiras ilerine gösterdik- | İktisadi bahisler ) Roosevelt'in para siyaseti Bir kadının 24 saatlık hayatı mamış olan dolar siyasetine başlanı- lacağı anlaşılmıştır. Her ne pahasına olursa olsun infi- lâsiyona devam hakkını muhafaza et mek istiyen Müttehit Amerika Cüm- huriyetleri stabilizasiyonu tmek le yeni bir para siyaseti takibine baş ladı. Karşılığı altın veya döviz değil. Fakat O emtia | fiatlerinin o makul bir seviyeye eriştiği zaman stabilize edileceği vadedilen bir dolar peşinde koşulmağa başlandı. İlk zamanları doların kiymeiten düş irülmesi lüzumu ileri sürülürken, bun ın ihracatı arttırmak suretile ya- pacağı faydalı tesirleri, dahilde fiat- lerin artması suretile bugün hiç bir verim getirmiyen teşebbüsatın yeni- den faaliyet imkânları bulacağı şünülüyor ve İngilterenin parasını dü şürdükten sonra İngiliz sanayiinin yap tığı mühim istifadeler parlak bir mi- sal olmak üzere öne konuluyordu. Hall aki, dolarlı ünü mük wyesesi doğ dolunamazdı. Çünkü isterlin de kıy- metten düşürülmüş olmakla beraber İsterlinin evvelce (sun'i bir seviyede olduğ ı da yüzde 30 nisbetinde bir su kuttar sonra normal bir seviyeye ge- tirildişi malümdur. Maamafih burada dolarla İngiliz Yirası arasındaki kıymetten düşme farklarını daha derin mükayese et- mek doliu olamaz. Çünkü doların depresiyonu Rooseveltin programına dahil en mühim kısmı teşkil ediliyor. du, Ve bu yapılırken her hangi bir formalite müş değil, i mıntakalardaki ziraatin yük teşkil eden borçları ıflatmak ve hattâ bunları yarı yarıya indirmek üzere elli sentlik bir dolar için çalışılmıştır. İlk zamanlarda Mayıs ile Tommuz arasnda şayanı gıpta bir kalkınma meydana gelmiş ve iktısadi faaliyette bir canlılık görülmeğe ve istihsalât tezayüt etmeğe başlamıştır. Maalesef pek uzun devam etmiyen 'bu vaziyeti Roosevelt'in depresiyon siyasetine atfedenler olmuş ise de bu ziyade Reisicümhurun Ameri- kan efkârı umumiyesini kendisile be- raber sürüklemesinden ve herkesin bidayette yeni programa bağladıkları ümitten doğmuştur, Yeni para ihracının Amerikada buhranı izalede pek lüzumlu olmadığı nı Amerikanın para vaziyetine dair güzel bir fikir veren ve New-York Fe deral Rezerv Bankası tarafından ve- rilen şu malümattan anlayabiliriz. Mayıs ile Teşrinisani arasında Fe- deral Rezerv bankaları 563 milyon dolar kıymetinde esham ve tahvilât satım almışlardır. Ayni devre zarfın- da altın rezervleri 5 milyon dolar yük. selmiş ve tedavüldeki evrakı nakdiyo de (291) milyon eksilmiştir. Bu suret le Federal Rezerv sistemi Aza banka larma 864 milyon dolarlık bir kredi temin edilmiş bulunuyordu. Bundı yalnız 30 milyonu artan depozitolm karşılık olarak kullanılmış, mütebaki si âtıl olarak kalmıştır. Buna rağmen Roosevelt paranın 'depresiyonu siyasetine devam etti ve doları biraz daha kıymetten düşür- mek üzere yeni bir çareye daha teves sül etti Altın mübayaasna başladı. Gi den yapılan mübaya- at ecnebi memleketlerde de teşmil o- lundu. Dahildeki fiatleri arttırmak üzere altın için resmi bir fiat tayin o- lundu. Roosevelt'in parayı düşürmek ha- reketlerinde bu kadar ileri gitmesi ve altın mübayaası siyaseti bir çok ten- kitlere sebebiyet verdi. Mali müşaviri Dr. Sprague İstifa- ya mecbur kaldı. Bizzat kendi fırka- smdaki (Demokrat) en nafiz şahsi- yetlerin bile açıkça Roosevelt'e mu- halefet e ine sebebiyet verdi. Hat- tâ on iki federal Rezerv bankası tara- fından intihap olunan Federal Müşa- vir Meclisi (Vederal Advisory Cou- nil) Roosevelt idaresinin umumi mak Tercüme eden: İsmail MUŞTAK yonun müşterileri bir Alman karı koca, Danimarkalı şişman bir a- dam, bir İtalyanla karısı, kibar bir İngiliz kadını, bir de ben, yedi ki şiden ibarettik. Hepsi Burjuva sı. fına mensup olan bu müşteriler ye- mek sofrasında havai sohbetler e- derler, şundan bundan görüşürler, tatlı ve zararsız lâtifeler yaparlar, yemek bittikten sonra kalkıp dağrı- 1 da ek yili ğa do- şmağa ve foto; r, Danımarkalı adam EA ie itiyat ile balık avıma gider, İngiliz kadını yemek münasebetile fasıla verdiği mütaleasına koyulur, İtal- yanla karısı Monte Karloya doğru bir gezinti yapar, bende ya bir bahçe iskemlesine uzanarak tenbel- MİLLİYET. SALI 9 KANUNUSANİ 1934 K BdifAP Kılıbık — Kal ibik... Bir kılıbık arkadaşa takılıyor duk: — Dikkat et. Geçikiyorsun! ni kapınm arkasında bekliyor.. Karişmam hal. Adı kılıbı arkadaş güldü: — Kılıbık değilim diyenden korkun!.. Ben, kılıbık olduğumu gizlemem... Fakat Kazak olduğu- nu ilân eden ne kılıbık kocalar bi- lirim ki, karılarının yanında süt dökmüş kediye dönerler. — Demek sen kılıbık değilsin? — Öyle görünürüm amma, de- gilim.. Sonra sözüne devam ederek: — Bir kere “kılıbık” kelimesi- nin nereden kaldığını size anlata- yım, dedi, Anadolu içlerinde bazı horozları, ihtiyarlaynca tepele- rinde kıldan bir ibik peyda olur. Tavuklar, bu kıl ibikli horoza hiç rahat vermezler. Zavallının za fından istifade ederek ikide birde üstüne çullanırlar. Kıl ibik horoz, tavukların hücümu karşısmda kö mesin bir köşesine siner, acı a- «ı bağırarak, tepesini didikliyen dişilere hali ve dilile “yapmayın, etmeyin!” diye Ni Tavuklar, dinlemezler. İhtiyar horozun döve döve' pestilini çıka- rırlar. Ben “kıl ibik” diye bu kıl ibikli horoz gibi karısından dayak yiyenlere derim! Ben gülerek: — O halde, hakkın varmış, de- çıkan bu yeni evli di zümü tamamladım: — Kaşık düşmanı, sende para- lanacak Dik birakınaımış ki!> M. SALAHATTİN VEFAT Mülga Harbiye Nezareti Muhasebat müdürü merhum Salahattin Bey zevce- salihatı nisvandan Fatma Zehra Ha- nım vefat etmiştir. Cenazesi bugün saat on buçukta, Unkapanında, Tepebaşın- da 8 numerolu hanesinden kaldırılarak Eyüp camiinde namazı badeleda ailesi makperesine defnedilecektir, Mevlâ rah- met eyliye, ta (41966) C.H. F. Alemdar nahiyesinin Divan ğ yolunda semt ocaklar merkezi bina» in gençlerden teşkil et- da bir karar verdi j > İ töğü musiki heyeti tarafından davetli , İktisatçıların ve ların bu fi | dere bir konser verilmiştir. Davetliler kirlerine, ve tenkit Fağmen poli | arasmda nahiye reisi Rıfkı Beyle fır- tikacılardan o Rooseveitin siyasetini | kanın ocak reisleri ve azaları bülun- | tasvip ve takdir edenler vardır. muşlardır. Son haftalar içerisinde altın müba br roma yaatınm azaltılması ve doların İngi- Himayeietfal Alemdar olduk ça sabit kalması artık stabilizasiyona temayül edildiği zehabı uyandırmış olmakla beraber Roosevelt para siya setini terketmiş görünmemektedir. Teşrinisani ayında ticari vaziyet evvelki aya nisbetle aşağı doğru oldu ğu halde Teşrinisani 932 ye nazaran lehe bir fark göstermektedir. Ihracattaki tezayüde nazaran it- halâttaki tezayüt daha fazladır. Bu keyfiyet te bunun iktısadi fi i nin artmasına atfedilebileceğini göste rir, Eğer bu nisbi salahi parayı kıy- metten düşürme siyasetine atfedecek olsa idik. o zaman ihracatın tezayü- düne ve ithalâtın İmasına şahit ol mamuız lâzım gelirdi. Bugün Amerikada iktisatçı devlet | adamlarının gayesi esasen pek bol 0- lan nakit mevcudunu, ihra- bir hal | ki misafirlerden müsaade alarak çekilirlerdi; o gün ise “ sofradan herkes hiddetle kalkıyor ve taşkın bir tehevvürle odayı terkedip gidi- yordu. Maamafih © itiraf etmek lâzım- dır ki pansiyonumuzun bu ufak masası etrafında bu derece heye- canlı bir münakaşayı davet eden hâdise alelâde bir şey. değildi. Ön- | cephesindeki (pencereden okar- şıki sahillerin kayalıklarla süslen- İ miş güzelliklerine bakan pansiyo- numuz, ilk nazarda, müstakil bir köşkü andırırdı; halbuki hakikatte (Palas otel)'in bahçesi içinde ve ötelin müştemilâtından idi. Gerçi otele nispetle burası daha ucuzdu. Fakat doğrudan doğruya otel ida. üne? Pi felan bahçesi | idi, Bütün mevcudiyetinden bir le- teldeki müşterilerle da, | tafet, bir şefkat ve rikkat intişar &- im bulnurlar, dar, | diyordu. Herkese » karşı mültefit ma beraber vakit geçirirlerdi. ve son derece nazikti; (e etvarında Münakaşaya sebep olan hâdise bir gün evvel otelde vukubulmuş- tu ve tam mânâsile bir — iskandal mahiyetinde idi. Anlatayım: O gün öğle trenile tam saat on ikiyi yirmi geçe otele genç bir Fransız gelmişti. Hikâye- yi böyle saati ve dakikayı kaydet- mek suretile Hanım, elinde süpürğe sopası ile se Mübadalod Mübadele komisyonunun lâğvı itilâfnamesi Muhtelit mübadele komisyonun 8€- kiz ay zarfında ma dair olan iti- lâfnamenin bu zarfında Yunan parlamentosunca tasdikine intizar © dilmektedir. İlilâfname ayan meclisince de tas- dik edildikten sonra nihayet şubat iptidasında tatbikatına başlanacak - tır. İtilâfnsme mucibince emlâke ta- allük eden tabiiyet meselelerinden komisyonun iâğvına kadar halledile- memiş olanlar ecnebi bir hakeme ha- vale edilecektir. Hakemin bu husüs- ta vereceği karar kat'i olacaktır. Türk-Yunan hakem mahkemesi Muhtelit mübadele komisyonunun lâğvımdan sonra Türk — Yunan ha- kem mahkemesinin de lâğvı için Tür- kiye ile Yunanistan arasında müzake- Jâfnamenin tatbikatına sonra başlanacaktır. Türk muhtelit hakem mahkemesi diği takdirde bu mahkemede yn tebaası tarafından ikame edil olan davalar, Türk Yunan mahalli mahkemelerine devredilecektir. tler Türk mürettipleri kongresi Türk mürettipleri Cemiyetinden : 12 kânunusani 934 cuma günü saat 13 te cemiyetimizin senelik kongresi Vilâyet karşımdaki dairesinde icra edileceğinden cemiyetimize kayıtlı bi- lümum arkadaşların bulunmaları ehem miyetle beyan olunur. Himayeietfal kongreleri Himayei Etfal Cemiyeti senelik kon- greleri yapılmıya başlanmıştır. o Bu meyanda Himayci Etfal Cemiyeti A- Iemdar şubesinin senelik kongresi cu- ma günü saat 14 te şubenin Divanyo- lundaki merkezinde yapılacaktır. Pr. Nissen'in konferansı Beyoğlunda saka çıkmaz sokağındaki hususi dairesinde her bafta sah günleri saat 18,30 da toplanmakta olan Türk Tıp Cemiyetinde bugün 9-1-34 İstanbul Üni- versitesi cerrahi Ordinaryüsü Profesör Nissen “ Ak ciğer vereminin cerrahi tedavisi” mevzuu ile bir tebliğde bulu- nacaktır. Alemdar nahiyesinde konser aşevi Himayei Etfal Cemiyeti Alemdar Nahiye şubesinin muıntaka dahilindeki mekteplere devam eden fakir ve kim- sesiz çocuklardan 30 talebeye sıcak yemek verdiği yazılmıştı. Bu şube- nin teşkil etmiş olduğu aşevinin açıl- ma merasimi perşembe günü saat 12 de yapılacaktır. Tel. Beyoğlu : de şubenin Divanyolundaki merkezin. | İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi : Galatada Unyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Bugünkü Program ISTANBUL: | ya hanim ve Kemani Sadi B. ve Ajans habe leri, l arkadaşları, İ 21,30 Belkis banımın iştirakile Bedayli mw siki heyeti. ANKARA: 12.30 - 1320 Gramefen. az Gluck Or Ajans haberleri. VARŞOVA m BUDAPEŞTE: 550 m. 13,05 Josef Müller Sigan takımı, 1430 Plâk üsahabe, 18 M. F. Frledi idlaresindeki'or- in konseri, 19 Müsahabe , 19,30 Pesie ndan naklen Rizhard Vaymer'in Üstat simli operas, müteakiben dans mus BÜKREŞ 3m m Boran haberleri; plâk 1415 Plâk musi- karışık konser, 'Radyo orkestrası tarafından Senf: len, 22,15 Senfonik kanserin deva» mürekkep konser, 21,20 Skeç 2220 D. , nek, 23 Son haberler, 23,5 Gece mu- Karl şikâyetleri Nasıl selâmlaşsak? Bugünkü sayınızda M. Salâ tin Beyin “ Nasıl selamlaşsak?. 5 yazısı cidden Türklüğün yaradıcı- İığı içinde pek mühim bir eksikli- ğine parmak koymuştur. Pek doğrudur : Bir dostumuzla anlatacak (Karıncalara varıncaya İ kadar bir selâm tavrı olduğu hal- İ de) ne bir söz, ne de bir öz tavri- mız kalmıştır, nedense kaypetmi- şiz, Bunu yine yaratmak için bir anket açsanız : “ Türk nasıl selâmlaşmalıdır? Sorgusuna verilecek cevaplar toplanarak en kolay ve en kısa 0- lanını alsak. Meselâ ben şu cevabı verirdim: —Günuğur ! — Tunuğur! — Uğurola ! — Sagol ! Ali Riza | Matbuat balosu Senenin en nezih ve kibar balosu olan matbuat balosu bu sene de 18 İkin- ci Kânün 1934 Perşembe günü akşamı MAKSIM SALONLARINDA verilecektir. Kotiyon ve hediyelerin mebzul ve zengin olmazma kilhassa itina edil. diği gibi balo esnasında da mütcad- dit sürprizler hazırlanmıştır. 179 4887. 5 led fk b İSTANBUL BELEDİYESİ | karşılaşsak duygumuzu, dileğimizi | POKER-KUMAR- HİYLELERİ Genç bir kadının, kumarbas kocasile saadetini müdafaa için mücadelesi KADIN VE KUMAR filminde misilsiz bir surette tasvir edilmiştir. Oynıyanlar: GLARK GABLE ve 'AROLE LOMBARDE Önümüzdeki perşembe matine- lerden itibaren İPEK sinemasında (11984) PARİS'te. İl ay £ zarfında 600,090 kişi tarafından görülen ve Amerika'da 1933 senesin'n en güzel filmi olarak seçi Fransızcı sözlü büyük aşk ve ihtiras filmi Yarın akşam MELEK sinemasında Oynıyanlar: İRENE DUNE - JOHN BOLES (11986) erim TİYATROSU © Bu akşam saat 19,30 da .UKUS HAYAİ Büyük opereti Yazan: Ekren ve Cemal Reşit Bu akşam saat 20,45 te FRANSIZ TİYATROSUNDA MARİKA KUTOPULİ HEYETİ tarafından Jacaves Deval'in en meşhur komedisi MADEMOİSELLE Pek yakmda: VOLPONE, Askeri tebliğler Harp malüllerine Beyoğlu askerlik şubesinden : Harp” ve askeri malüllerinin tesbiti için numaralı tefsir kararı mucibince yazıla ve M. M. V. Teksüt şubesinden ind€ edilen defterde isimleri hizasında harf veya askeri malülü yazılı olmayan 199 Kâlen müteksit zabitlerle walülen “mü” tekait neferlerin 25 Şubat 934 akşam” na kadar behemehal şubeya müracaat rı lâzemdır. yeilliyet ABONE GCRETLERİZ kiye için Hariç içi ceği L Asrın umdesi leri geliyor ki gerek bizzat hâdise- nin, pan münakaşanm bu teferruat ile yakından alâkası yardır. Yeni ge- len müşteri otelin denize bakan cephesinde bir oda ( kiralamıştı. Bundan vakti hali yerinde bir adam olduğu anlaşılıyordu. Bu genç Fransız yalnız kıyafetindeki ciddi zerafetle değil, şahsan güzelli sevimliliği ile de herkesin dikkat ve muhabbetini (o celbetmişti. Bir genç kızın yüzünü andıran uzunca bir siması, dudakları üstünde sıcak bir buse nüvazişile duran ipek gibi yumuşak ve sarışın bıyıkları, beyaz alnımın yukarısından başlıyarak dalga dalga kıvrılıp giden kestane renginde saçları vardı.Bakışı tatlı hiç bir gayritabiilik,' hiç bir sahte- lik yoktu. Uzaktan, büyük moda mağazalarının camekânlarında pen gerek bizim pansiyonda ko- İ ve | | di. Onda nezaket sanki (o kendisile beraber doğmuş, mevcudiyetine bi- tişik bir şeydi. Herrast — geldiğini tevazu ve samimiyetle selâmlıyan bu adamda daima ibzal edilmeğe ha zır öyle bir zarafet, öyle nazik bir eda vardı ki bunu görmek hakika- ten bir zevk teşkil ederdi. Meselâ otelde mantosunu aramak için bir kadının vestiyere gittiğini görse ken disi daha evvel koşar, mantoyü a- | lıp getirirdi. Her rast geldiği çocu- ğa mutlaka tatlı bir bakışı, güzel bir lâtifesi vardı. Onu meclis âr: hoş sohbet ve ayni zamanda ihti- yalkâr bir adam olarak seviyorlar- dı. Bu meziyetlerile o, mümtaz bir insan tesiri yapıyor ve daima mü- tebessim simasile, daima genç ve zinde İetafetile başkalarma hoş gö- rünmek için her hareketi ona yeni bir cazibe ilâve (o ediyordu. Onun otele gelişi ekserisi yaşlı ve hasta- sonra Liyonlu in rün iki kızile dkbap iki kıf tenis partisi yapmağa Bu kızların küçük on iki, bü ön altı yaşmda idi. | Birinin (Anhette), ötekinin adı (Blanchf) idi. Genç kızlar saf ve masum bil işvebazlıkla tenis o oynar, bu yeri misafirle flört ederken ötede 90) leri Madam (Henriette), otuz #f yaşinda, narin, zarif, sessiz bir kadın, tatlı bir tebessümle on” rı seyrediyordu. Genç Fransız o gi | 2 akşamı satranç tahtası üstüm” azı maharetler yaparak bi kadar bütün otel halkını eğlendi” İ di. Aralıkta bazı zarif hikâyel” anlatıyor, fakat bunları anlatık© cemiyet ve terbiye adabından SÖ re kadar | ayrılmıyordu. Fransız bir kaç defalar lıklı insanlardan — ibaret olan otel müşterileri için bir niymet olmuştu. be balmumundan . yapılmış, elinde zarif bir bastonla ideal erkek güzel liğini temsil eden mankenleri andı- rırdı. Fakat yakından tetkik edil diği zaman onda kendini beğenmiş erkeklere mahsus o kotbinlikten, Onda gençliğinin zaferinden kuv- vet alan öyle bir hal, öyle canlı ve çevik bir öda, tabii letafetin bazı insanlara verdiği öyle bir teravet yardı ki çok geçmeden ona bütün otel halkının muhabbetini kazan- Henriette'le otelin trasasında ca müddet gezindi. Gece dan sonra odama çıkmak için lin müdür odası önünden g: onu odanın loş bir köşesinde bir daktilo ile, şüpheyi cali? aye sıkı fıkı * görüşürken 8