MİLLİYET SALI 26 KANUNUFVVEL 1933 K Jr i “ - ME ez Kar dindi, lr Bulgar Hava yumuşadı Susuz bir mahalle “Güreşçileri gittiler Yugoslav kafilesi reisi © ihtisaslarım anlatıyor N ŞELANDUL. 25.A.A. — Şehrimizde ! olan Balkan güreşçilerinden ie lavlar bu akşamki kon- ile memleketlerine Gönmükler İğir. Yunan sporcuları vapur beklemek yüzünden | hareketlerini tehir etmiş ozer kafilesi reisi ve Balkanların. en maruf erkinmdan Doktor Polotz, i- ii Balkan güreş şampiyonası hakkım ihtisasatını şöyle © < — Istanbal'a her şeyden ei sa- bir spor teması yapmak için gel Bu aradaki müsabakaların cerya nı ve najl olduğumuz dostane kabul, bu i yası olduğumuza işarettir. “Türk milli güreş takımının yüksek tefevvuk i/ade eden bir netice alması ga- yetle tabidir. Türk güreşçileri, diğer Bal- imilletlerini temsil eden #porcular- çok daha iyi hazırlanmış bir vaziyet- iditer, Bu avantaj tabi neticesini ver- miş ve Türk güreşçileri birinci Balkan piyosasnda yükseldikleri mevkii şe- » müdafaı etmişlerdir. Üçüncü Balkan güreş şampiyonasının. ağustosta İstanbulda icrası Balkan gü ileri için yeni bir ufukaçacaktır. lr vazih surette gördüm ki ke gelen Yugoslav ve Yunan gü“ kipleri geçen seneye nazaran çok i- u hamle bir çok csbap ve mill sr aranda en ziyade. birinci Bal. a güreşinin semeresi olarak kabul et- », Balkan güreşlerinin idames bu pyona'ya iştirak eden milletler için il kte mulemadi bir çalışma ihtiya cı uyad rması itibarile de çok faydalı ve Şayan temenni mahiyettedir. Üçüncü şampiyonaya Romenlerin ve wwutlarında iştirâki çok kuvvetle bir idir, Romenleri ikinci Balkan şam- sına işlirakilen men eden ârızi mah m İzelesi ve Arravatlarında bir m teşkil edebilecek hale gelmesini ni edilen bu iştirâki hakiki bir em vâki haline getirecektir. ” Uladağa çıkacak kayakçılar BURSA, 25. A.A. — Dündenberi Bur Dağkulübü kayakçıları antrenmanla guruplar Bursayi saran sırlar üze dolaşmaktadır. f 1STANBUL, 25. A.A. — Türk daş- cık: kış sporları Zekât ve Fitrenizi Tayyare Cemiyetine Veriniz Boğazda bekleyen vapur- lar Karadenize çıktılar Bir kaç günden beri devam eden kar dinmiş, güneş dün biraz yüzünü göstermiştir. Hava da iodosa çevirmiş- tir, Karlar erimekte, belediye cadde- leri temizletmektedir. Sovuk biraz bafiflemiştir. Dün sabah hararet si- fırdı. Karm devam etmiyeceği tahmin edilmektedir. Denizlerde de fırtma oldukça sükü- net bulmuş, Boğazda bekliyen vapur- ların hepsi Karadenize çıkmışlardır. Seferdeki vapurlar da salimen gel- mektedirler. Havalar düzelirse hir iki kadar, son | fırtmalar yüzünden intizamını kaybetmiş bulunan seferler yoluna girecektir. Fırtına yüzünden Ünyede Sakarya vapurundan yük alan bir mavuna dal- gaların şiddetile gemiye çarparak bat mış, Bayram isminde bir tayfa boğul muştur, Liman idaresine başkaca ka- — vukuuna dair malümat gelmemiş- Boğaz haricinde fırtma yüzünden bozulan ziyalı ve sadalı şamandıra ta- mir edilmektedir. Karların erimesi yüzünden tehlike arzeden bazı binalar belediyece tahii- ye ettirilmiştir. Bu meyanda Fatihte bazı binalar boşaltılmıştır. Belediye caddelerin oOkardan temiz- lenmesi için büyük caddelerde dün ge ce de nezafet amelesi çalıştırmışlır. Bu meyanda Eminönü meydanı açtırıl | mış, Beyoğlunda elli araba caddeler- de biriken karları taşımıştır. Dün ak- şam da Ankara caddesindeki karlar ken derulmaştar. Bazı dik yokuşlara da belediyece kum döktürtülmüştür. Vilâyetlerde kış FETHİYE, 24 (A. A.) — Şimdi kadar görü'memiş sovuklar bü rüyor, Vilâyetin bütün yüksek dağla- rına kar düşmüştür. Derece sıfır tındadır. Muğlaya bir karış kar yağ. mıştır. Süleymaniye ocağı kongresi C. H. F. Süleymaniye ocağının senelik kongresi evvelki akşam ya- pılmış ve ocak reisi Recep bey tara- fından okunan mesai raporu takdir ile kabul olunduktan sonra yeni i- dare heyetine Recep, H. Kemal, Saim, Nurettin ve Hüsnü Beyler seçilmiş haikm ihtiyacatı ve dilekleri tesbit edilmiş, ve mektep çocuklarının mil- Nk ve vaziyetleri ve dil hâ- akay ve Erçal Bale gel rı tahvilâtmm kıymet ve fevaidine ee Alafranga neşriyat Radyo Şirketi abonelerinden birinin alafranga neşriyata nihayet verilmez- »e iade edilmek şartile şirkete senelik abone ücretini tesviye ettiği yazılmış. t. Bunun bir temenmiden ibaret oldu- ğu anlaşılmıştır. Şirketçe böyle bir ta ahhüde işilmiş değildir. Sütlücede Karaağaşta Zümre Zade Şakir Beyin Türk sanayi harbiye ve madeniye fabrika srnin mamulâtmdan YENİ ÖLÇÜLER Yeni seneden itibaren tatbik edile cek olan yeni ölçülerden 1/2, 1, 2, 20, 50, kilolarla bir gramdan 500 grama kadar tahta kutular derunun: İa sarı pirinç ölçüler ve tahta metreler imal edilerek ölçüler müfettişliği rı damgalanmış olarak piya saya çıkarılmıştır. Toptan ve perakeı e satış mahallerinde satılmağı eğme li > Fiatlerimiz o heryerden sera SA GALATA TÜNEL CAj MA GĞAZALARI NO.36 GALATA MAHMUDİYE CAD. Yedi sene evvel yangın mahalli o- lan Lâleli Çukurçeşme, o Kemalpaşa Genç Türk sokağı bugün âpartıman ve evler yapılarak şereflenmiştir. Pek çok uğ. şartile ancak elektrik tesisatmı yaptırabildikse & de terkos hakkındaki uğraşmamız, maalesef, bo- $a gitti. Yazım toz, kışın çamur der- yası olan mahallemiz yolsuzluk, ter- kossuzluktan elâman demektedir. Bu defa mahallemize Aksaray maliye tah sil şubesi taşındı. Nakletiği binanın dahili ahşap olmakla beraber kuyusu da yoktur. AN sarayı yangınından artık mütenebbih olalım! Bu bina da hafazanallah bir yangın zuhur ederse dirhem suyu olmıyan mahallemiz kav- 'ül etmeğe ahdetmiştir. Gazetenin bir köşesine yazılmasını hürmetlerim- Je rica ederim. Salik MUNÜR Cümhuriyet Merkez Eankası İstanbul Şubesi biyo mürakıpliğine bir emir gönderm'$- tir, Bu emirde bundan sonra mark satı- şının yalnız Merkez Bankası tarafından yapılmasına müsaade edimesini ve di - ğer bankalara bu müsaadenin verilme mesini bildirm'ştir. Vakıa kambiyo mü rakıpliği Maliyenin bu emrini tatbik et mekte ise de Cümhuiryot Merkez Ban- kası İstanbul şubesinde bazan müşteri- lere verecek kâfi mikdarda mark bulu- namamakta, bu yüzden de işleri çoğak maş olan mezkür uzun müddet beldemeye mecbur kal - maktadırlar. Bu yazımın mezkür banka umum müdürü tarafmdan hüsnü telâk- ki edilerek iş sahiplerinin, yolcuların ve müşterilerin diğer g'bi iş lerinin çabuk görülmesi için icap eden tedbirlerin alınacağını ümit eümekte - yim. Askert tebliğler Af kanunundan istifade edenler Fırka Askerlik dairesinden : 1 — İhtiyat zabitanından senelik yoklamaya gelmeyenlerie hiç bir şu- beye kaydmı yaptırmayanlar. 2 — Efradan para cezasını müstel- zim olan yoklama kaçakları ve be- kayalar, 3 — Asker kaçakları: 4 — 2330 numaralı af kanunu ile suçları affedilen yukarıki maddeler- deki yoklamaya gelmeyenlerin kanı. mun 14 üncü Omaddesine nazaran 28-1.934 tarihine kadar kayıtlı bu- lundukları veyahut ikamet ettikleri mmtakalardaki şubelere müracaatla. r. 5 — Tarihi mezküre kadar müra- caat etmiyenlerin haklarında kema» fissabık ahkâmı kanuniye ceza mad- deleri tatbik olunacaktır. ke ekleye saati tebliğe uymak suretile ke le Cuma, pazar ve önümüzdeki pazar- tesi günleri ÜYubepı ve aparet heyet nin hareketi münasebetile) be yeti biri saat on beş, diğeri 18,30 da a “naşümkü sal, yüzülki parasi. ve be ve cumartesi suvaro- Ter tam 20.45 te başlıyacak ve 23 te bitecektir. Bu akşam; FLEDER MAUS Yarın (çarşamba) 20:45 tez VİCTORİA et SON HUSSARD Perşembe günü: BAYADERE . FRANSIZ TİYATROSUNDA Madam Erika Voskov ve Mösyö Leo- gard Sommer tarafından İki Piyano ile konser vereceklerdir. Program tiyatro Gazianteplilerin Günü... (Başı 1 inci sahifede) büm, Gazi Antebin nüfusu, Maarif, ikti sat işlerine ait grafikler konulmuştur. Meras'me saat 17 de başlanmıştır. Salonu dolduranlar hep ayağa kalkarak bir ağızdan İstiklâl marşmı söylemişler dir. Bundan sonra Gazi Antep gençler birliği reisi Mehmet Bey kürsüye gel - müş ve yanık bir sesle bir hitabe söyle - miştir, Mehmet Bey Gazi Antep müdafaasın dan bahsederek dem şile kiz — Gazi Antepliler bu büyük kurtuluş günlerine tarihi hâdiselerin cereyanile &rmemiş, bilâkis tüfeğini yorganile, fişe ğini gömleğile tem'n etmis, Garbin çe- yaprak on bir ay cuğunu, yurdunun top; gömmüş ve dünyada hiç bir millete nasip olmayan ünlü bir zafer â bidesi yarattıktan sonra tarihin indire” na açık alınla çıkmıştır. Cihanda hiç bir şehir halkı, ölümlerin pençesinden ml- li varlığını bu kadar kahramanca ve bu derece mahirane bir basiretle kurtarama mıştır. Dünyanın en haklı ve en çoşkun destanı muhakkak ki, Antep müdafaası için yazılacaktır. Bu kahramanlık des - tanlarmın şan ve şerefi onu yaratanların ebediyete intikal ettirenlerindr. Mehmet Bey hitabesini şöylece bitir. miştirs — Teklif ediyorum; namları tari- hin ebediyetine intikal eden ve alkanla- rı vatan topraklarında hâlâ kurumayan Gazi Antep şehitlerinin ve Çanakkale, İnönü, Sakarya, Dumlupmarda milleti. ne hayatını veren kahraman Türk çocuk larmın aziz hâtıraları için bir dakika aya fa kalkalım. Süküt edelim. Hazır bulunanlar ayağa kalktılar ve derin bir huşu iç'nde Aziz Türk şehitle- rinin hâtıralarını kalpten anarak takdis ettiler, Mütesluben Hüseyin Remzi Bey ta- rafından (Gazi Antepi'n müdafaası) mev onfı iştir. cavüzün başlangcımdan sonuna kadar an lattı, Gazi Antebin müdafası için ük silâh 1 Nisan 1336 da patlamıştır. 5 Haziran da muazzam düşman kuvvetleri Antebin Akyaya mevkiinde karşılanmış, büyük mücadele olmuştur. Düşmanlar birkaç defa mütareke teklif ediyorlar, kabel o - lanmuyor. Cephanesizlik başgösteriyor. Fakat Gazi Antepliler yılmıyorlar, silâh tedarik ediyorlar ve yapıyorlar. Hüseyin Remzi Bey fransızca çıkan bir eserde müdafa kuvvetini kuvvetler - dirmek için müdafa hattının gerisinde Kemalistler tarafından mitralyözler kon muş olduğunu yazdıklarını, bunun yalan olduğunu söylmeiş ve (yalnız milli i - man ve sevgi vardı) demiştir. silsilesi vardır, Her taşmda şanlı bir oz GA a e lara beligatle yaşa - yan cali bir kaledir. Bu ifade geçmiş gün erin hâtıralarından yardım dilenmiyecek Dad önül gür ve köye. Bu; — O yaralı bir Gazidir. diyor. Yaralı bir Gazi ki büyük hayat ve istiklâl kav ee ri henüz Bu ifade aaa | bi destandır bir e İşte Türk tarihine 11,000 şehit kanı kaydettiği destanın mefabirini yaratanAn navatanm kabilesinde 11,000 demir dağ kütlesinden yükselttiği bu yalçın kaleyi Türklüğün bu aşk ve iman örneğini sen de ey Türk vatandaş saygı ve sevgi ile Selâmla!,, Bundan sonra Süleyman Bey Gazi anlatmıştır. Dr. Fahri Can Bey de Gazi Antep cidalinde sıhhiye vaziyetini anlat muştur. MM“ ikret Esat Bep de Gazi Astep mil dafaasında hâkim olan fikir ünvanlı bir SE A TY lik islâm paraları Filistinden Berut gazetelerine ya- zalıyor: 'Nablüs yolunda çalışan amele bir sandık bulmuş, sandık kırılınca için- de Emeviler devrine ait 168 adet al. tn sikke çıkmıştır. Bu paraların ü- zerlerinde görülen tarih 86 hicri 8€- nesini göstermektedir. Bu paranın bir tarafında (Lâjlâhe illâllah vahdehu Jâşerikeleh), orta dairesi içinde (Muhammet resulüllah erselehu bilhüda ve dinilhak liyaz- harehu aleddin küllühü) ve diğer tarafınm ortasında küfi yazı ile ga- yet muntazam olarak “Kulhüvallahu ahad, Allahussemed, lemyelid velem yüled velem yekün lehu küfüven a- had,, çevresinde ise “Bismillâhi da- rabe hazeddina sene sitte ve sema- nin,, yazılı Eminönü mıntaka sicil muhafızlığı İstanbul tapu idaresinde temmuzdan itibaren ihdas edilen ve 18 mahalleyi ihtiva eden b'rinci Eminönü mınlaka sicil mubafızlığı yeni yapılan dairesin- de dünden itibaren vazifeye başlamıştır. Sicil muhafızlığna elti ay zarfında 5 bini mütecaviz müracaat vâki olmuş, fakat bunlardan ancak b'ni kanunu me- deninin gösterdiği şekle uygun olarak secil edilmiş ve kütüklere geçirilmiştir. İstanbulda bulunan Tapu ve Kadastro umum müdürü Cemal Bey daireyi ziya- rot ederek muamelâtı teftiş etmiştir. Üroloji cemiyetinde tak- dim edilen vakalar Türk ürologi cemiyeti Prof. Beh- get Sabit Beyefendinin riyasetinde iç- tmamı yapmıştır; İhsan Arif Bey: İd- rar yolları taşlarının : cihazı ( bevlide husule getirdikleri intanm avakibini gösteren mikroskopik o müstahzar i- zah ederek iltihaplı mesane ve böb- rek taşlarında ameliyattan evvel ve sanra yapılması icapeden ürologi muayene ve tedavilerinin lüzum ve ehemmiyetini anlatmış, gelecek içti- mada bu mevzua dair bir tebliğ ya- pacağını söylemiştir; Bu mevzuun münakaşalarına Beh- get Sabit, Ali Eşref, Besim, Fuat, Ha- mit, Bohattin Lütfü beyler iştirak et- mişlerdir. Ali Eşref Bey: Bir taş anürisi va- kası, ameliye ile elde edilmiş müte- derrin dumuri bir kilyre vak'ası tak- dim etmişlerdir, vak'alarım münaka- şalarına Behçet Sabit, İhsan Arif, Fuat Hamit Besim, Mehmet Ali bey- ler iştirak etmişlerdir. Milüiyet bu sütunda iş ve işçi isti. yenlere tavassut ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla İş büro- muza müracaat etmelidirler. İş aranıyor Pamuk ve yünlü tuhafiye mağazala- beli, muhabere işlerine vâkıf bir efendi ciddi bir tiearethanede iş arıyor. A. C. Tumuzuna müracaat. P. K. 1025 Galata. Göz Hekimi Dr. Süleyman Şükrü Birinci sınıf mütehassıs (Bâbıali) Ankara caddesi No. 60 içtiman nihayet verilmiştir. Bu yıldönümü, 'münaşebetile Gazi An mke NO. Si ANKARA BANKALAR CAD.ZÜMREZADE A. ŞAKİR BEY e İkv 100 kerre Bai a izah lağaz : 9763 ruştur, .Cümhuriyet onun yıldönümü marşile Tarihi roman:10 çoban daha konaklıyordu. Hitay | yürekli, atıcı ve cesur bir kız bula. Güneşin Oğlu irde yüzlerce gönül alıcısı var- , Sen bu Mim arasında na- © Hitay bu sözleri işitince telâ- şa düştü: — Siz (Bora)yı yakından tanır- 1? — Güneş'in oğlunu tanımaz mı- ?! Gönlünde her kıza yer veren kızları evine dolduran ha- ve duygusuz bir delikanlı. Hitay'ın komşu çobanlara itima- i yard. İhtiyarların yalan söyle- mi er a rem! — ruyacaklarından “& — li ezik nasıl isterseniz öy- ir biri kızm kolun- dan tuttu: a — İma bize gidelim. Sabah- leyin erkenden sürülerle © ve hep b te yaylaya ineriz. Hitay ibtiyarların peşine takıl- — Sabah oluncaya kadar onların Yazan: İskender FAHREDDİN ötürecek, onlar- la bir tutacak ve onlar gibi gönül eğlendirecekti! Hitay, hiç bir zaman, hiç bir er- keğin gönül eğlencesi olamazdı. htiyarların sözünü dinledi.. Şafak sökerken, ihtiyarlarla be- li sürüsünü önüne takarak yo- Rl başka bir otlağa- gitmiş li Bora onları akşama kadar ara- dı.. Hitay'ın izini bulmak mümkün değildi. İhtiyar çobanlar bir akar- suyun başında (Hitay)a ottan u- fak bir kulübe yapmışlardı. Çoban kızı o günden sonra, köy- deki, kulübesine gitmemişti. Yeni suyun başında Eşer e ona daha sakin, daha üzüntüsüz geli- yordu. Hitay yeni hayatından mernnun- du. O civarda çağır başlı bir kaç bunlarla da arkadaş olmuştu. Ço- banların kaval sesi Hitay'ın yegâ- ne eğlencesiydi.. Sabahleyin kaval sesile uyanan Hitay, geceleri de O hazin kaval lerile uyuyordu. tiyar çobanlar onu - her gün yüksek gezerken bile yalnızlığını hissetmi- yor, eskisinden çok daha rahat ve kaygunuz yaşıyordu. .. Ulun hâtun kör mü oluyor? Bora, bir kaç ay evvel hiç bir kız Ja evlenmek istemezken, Hitay'ı gördükten ve sevdikten sonra ev- İenmek sevdasına düşmüştü. Ulun hatun (Hitay)ı günlerce, aylarca arattıktan © sonra, oğluna başka bir kız aramağa koyulmuş tu. Fakat, Bora, anasının bulduğu kızların hiç birini beğenmiyor: — Hitay gibi bir kız isterim.. Diyordu. Ulun hatun, oğluna istediği gibi bir kız belamadığına müteessirdi.. O da bulduğu kızların biç birini Hitay'dan üstün görmüyor ve on- ları candan sevemiyordu. Bora'nın. anası, Hitay gibi, temiz mıyacağmı anlayınca dertleri bir kat daha artmıştı. Geceleri oğlu- nun uyku uyumadığmı, mütemadi- yen Hitay'ı düşündüğünü gördük- çe, ıstırabından o sabahlara kadar gözyaşı döküyordu. Ulun hatun biricik oğlunun dert li bir âşık gibi üzülüp yanmasına tahammül pi silmesi Bir sabah gözlerini açtığı ozaman ortalığı bembeyaz görmüştü. Ulun hatun korkulu bir rüya gör- düğünü zannediyordu. Bir müddet gözlerini uğuşturdu.. Hizmetçilerin ve sabah kuşlarının seslerini işitti. Uykuda değildi. Gözleri neden görmüyordu? Ulun hatun gibi bütün kabile efradı körlüğün ne olduğunu bil. miyorlardı. Kabile arasmda o güne kadar gözlerinin kuvvetini kaybe- leri kuvvetli ve uzağı görür insan- lardı. - O gün kabilenin (Asu) ları bir a- raya toplandılar..: Bora'nın anası- nın gözlerini açmak için bin türlü ilâçler yaptılar. Saatlerce uğraştı. lar. Beklediler.. Ulun hatun görmüyordu . Türkler, o gün körlüğün ne ol- duğunu anlamışlardı. Gümrü kntrepolardaki malların gümrüğü Gümrüklere gelen ve antrepolara da hil olan beyannam-leri gümrüğe veri « Bir verilmez gümrük resmins tâbidir. Ancak son zamanlarda resmin veriliş tarzında bir anlaşmamazlık hâsıl olmuş tur. Hükümet vaziyeti tefsir eder(k ma İm girdiği zaman değil, çıktığı zaman ücret almacağını bildürmişt r. Tacirler odaya müracaatla bu yetin kendilerini mulazarrır eti çünkü kendi mallarının evvelce gümrük resimleri çok düşükken gümrüğe geldiği ni öne sürmüşlerdir. Yo.cu'arın getirecekleri ispirto'u mevat Yolcuların beraberlerinde muayyen bir miktarda getirebilecekleri ispirte- lu mevattan şimdiye kadar gümrük ve inhisar resmi alınmıyordu. Badema bu maddelerden yalnız inhisar resmi alın ması alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Gümrüklerdeki malların resimleri Gümrüklerdeki malların, beyanna- melerin tesçil tarihinde mer'i küküm- lere nazaran resme tabi tutulması hak kındaki karar üzerine alâkadar tacir- ler tarafından ait olduğu merciler nes- dinde teşebbüsat yapılmıştır. Lisan dersleri Halkevi idare heyeti reisliğinden : İtalyanca dersi birinci kurları baş- lamıştır. Dersler cumartesi va salı ak şamları (6-7) e kadardır. Arzu eden ler istifade edebilir. Yeni neşriyat Mülkiye macmuası Her ay muntazman intişar etmekle olan Mülkiye mecmuasmın 33 üncü sa- yısı çıkmıştır. Mülkiyenin 57 inci yıldö- nümüne ayrılan birinci kısınında Prof Babanzade Hüseyin Şükrü, Prof, Mene menli zade Etem, Prof. M. Cemil, M Atıf, Cezmi Beylerin yazıları bulunmak tadır. 5 İçtimaiyat kısmında: Rusyada içli « mai ilimler, içtimsi hastalıklardan fren gi, hukuk kısımda; Beynelmilel avu - katlar birliği ve beşinci kongresi, ür- banizm, iktisat ve Maliye kısmında: Framanda aksiyonlu şirketler, muhasebe wini taşıyan etütler bulunmaktadır. Memleketimiz neşriyatınn iç'tmai ilim ler sahasındaki boşluğu dolduran bu mecmuayı okuyucularımıza tavsiye ede- riz. “Tünelden ilk çıkış!,, Hüseyin Rahmi Beyin beş seçilmiş güzel ve eğlenceli hikâyesini Hilmi ki tüphanesi (Tünelden ilk çıkış) ismi al tında neşretmiştir. Tavsiye ederiz. DOKTOR Rusçuklu Hakkı Galatanarayda Kanzik eczahanesi Dr. Hafız Cemal Dahiliye kama ri tarafından Reisicüm- Cumadan başka (2,30 dan 6 ya) kadar Mabel Divanyolu No. 118, Kabina tele- fon : 22398. Kışlık ikametgâh Telefon 42519. Ulun hatunnun gözlerini kaybet- muhalefet görmezdi. mesi, oğlunun cesaretini kırmıştı. “Ulun hatun, gün görmüş, Asya dan iki ırmak arasına göç ederken Bora, anasının gözleri kapan» dağı gördükçe içi sezlıyördu. km hatun böyle ne vakte kadar bin bir felâket geçirmiş, kabilenin Ye Mİ en akıllı bir kadı idi. Bora, babasınm ölümünden son- ra, anasının öğütlerini dinlemeğe, (Asu)lardan biri, Bora'ya: — Kapanan göz sarfolan para- ya benzer. Ananın dünyayı De onun gösterdiği ( yoldan gitmeğe ei imkân yoktur! başlamıştı. Bora son günlerde yapmak iste- mete eği Yün um diği bir iş vardı: Bütün (birleşik | yanma yaklaştı Türk kabilelerini ayaklandırıp ce- Kadıncağız başını iki elinin ara- nuba doğru bir akn yapmak ve 6- | gına sıkıştırmış, odasında oturuyor- ralardaki göçebe yerlileri dağıt- | du. mak. Bora, körlüğün insanlar için ne Bu kolay bir iş değildi. büyük bir felâket olduğunu o gün Ulun hatun oğluna biraz daha | her zamanmkinden daha fazla an- beklemesini tavsiye ediyordu. lamiştı. ç Göçebe yerlilerle döğüşmek ve Ulun hatun oğluna * bakiyor gi- onları yeni çizilen Türk surları dı. | biydi.. Fakat, yüzü — gülmüyordu. şma koğmak için birleşik Türk ka. | Çünkü oğlunun yanma geldiğinin bil lerinin başma yılmaz ve demir | farkında değildi. bilekli bir kahramanın geçmesi lâ- Bora, eskiden annesinin yanına zımdı. Ulun hatun oğlunda bu kabili- yeti görüyordu. Ve bunun için bir | lerile karşılaştığını “hatırladı. Ba- iki yıl daha beklemesini istiyordu. şmdan ayağmın tı ka Ulun hatun kabileler arasmda | dar, kaynamış bir su ile vücudunun. kamçı ve ateş vazifesini gören kadındı. Hangi kabileyi, hangi düş- man üzerine isterse , bu istediğine derhal muvaffak o- lur ve bic bir kimseden itiraz ve başlandığını ee . — Anacığım... eli mek Ulun hatunun (Bitmedi). İ İ (