E İstanbul havası! Hava itibarile bu, ne günü günü- Me, hattâ ne dakikası dakikasına nzemez bir şehirdir. Gün olur ki berrak bir hava ile gözlerinizi açar sınız, öğleye doğru birden hava bo- Zar. Bardaktan boşanırcasma bir yağmur tufanmı, ikindiye doğrü sisli puslu bir hava takip eder. Ay- ni gece başınızı göğe kaldırdığınız Zaman gördüğünüz, berrak ve pırıl pırıl yıldızlı bir gecedir ki hiç kim- #e ona, beş saat evvelki puslu ve s€- kiz saat evvelki yağmurlu kubbe diyemez. Günü gününe ve saati saatine benzemiyen bu şehirde ılık günler» den sonra böyle birden karsız bir kânunusani havası eserse neye hay ret etmeli) Çünkü insanı odasında soba yakmak ve sırtına kalın bir Palto geçirmek mecburiyetine 80- kan bu sovuk günlerin ferdasında temmuz mevsimine mahsus sıcak | günlerin gelip çatmıyacağını kim. | temin edebilir? Hayret emiyelim: Buna, adile, sanile İstanbul havası demişler ki fettan bir kadın gibi Oynaklık onun baş şiarıdır. Filhakika yer yer ağaçlar solu- yorlar, ve caddelerde sarı yaprak- lar, hüzün ve melâl hışırtıları i de yer yer rüzgârla savruluyorlar. Her şey, bize bir sonbahar içinde Yaşadığımızı söylüyor. Fakat inan- Mıyalım... Bu soğuk günlerin vakitsiz gelip Çatışmın en çok oduncularla kö- mürcülerin işlerine yaradığını gö- Tünce insan, bu şehre Fikretle be- raber Sadece Bivci bakir değil, ka- dınlarm en düşkünü de diyeceği geliyor ! Salâhattin ENİS ze Kalp onluklar Sahte onlukları nasıl farkedebilirsiniz? Son günlerde ötede beride Kala on kuruşluklara tesadüf edilmektedir. Sah- te on kuruşluklar bilhasın tarmvaylar- da çak meydana N Polis ikinci şube müdüriyeti bu hu- susta mütesddit tahkikmtn devam ediyor, Bu on kuruşlukların da evvelce mey dana çkarılan yüz liralıklar gibi memle- ketimizde yapılmadğı, hariçte yapılıp mütenddit eller vasıtatiyle memlekete Piyasaya sürüldüğü anlaşılıyor. Zabita kalp paraları memlekete sakan © Piyasaya çıkaran bu gizli elleri ara- maktadır,“ m2 Kalp onluklar ilk bakışta diğerlerin- den farksız gibidir. Fakat biraz dikkat gdilince bariz farklar görülebilmektedir. Sahte onlukların renkleri hakikatlerin- daha açıktır. 10 rakamının altındaki arap harflerle yazılmış olan kuruş keli- Mesi ile gayri muntazam, hatlar daha e ve fazla kabarıktır, Yukarıdaki 3y Yıldız da intizamsız ve yıldız fazla kaba Fikter. Defne dalı pek cüzi bir dikkntle gö- bilecek derecede ve biçimsiz ir: Arka taraftaki Türkiye Cümhuriye ti yazımın da hatları pek ince ve bir Şok yerleri birbirine karışmıştır. Buğ- dey dalı silik ve fazla pürüzlüdür. Paranm büyüklüğü aynen hakikileri gibidir. Ancak bense tırtıllar da- ha seyrek ve kabadır. Biraz dikkat edilirse aldanmamak ka bildir, | BORSA I (İş Bankasmdan alman cetveldir) 26 Teşrinievvel 1933 Akşam Fiatları İstikraz dahili 90 İEtektrik 1933 İatikvanı 05,50 $ Tramvay | Khz ee İM Güzürikler © “TAO $ Ar ars Girit üzümleri Avrupa piyasalarında İzmir üzümüne rekabet ediyor tina, Ticaret mümessilimiz, Yunan ie İitaretine dair alâkadar dairelere bir rapor göndermiştir. Bu aporda, ö- tedenberi, İzmir üzümlerine rekabet ©- den Girit çekirdeksiz üzümlerinin Avru pa piyasalarile olan münasebetlerinden bahsedildikten sonra, bu seneki satışlar dan tüccarı memnun olmadığı da ilâve edilmektedir. Üzüm ticaretinin tekâsüf ettiği Kan- diyada, üzüm tacirleri, üzüm ticaretinin geçirdiği buhran hakkında bir kongre aktedeceklerdir. Kırmızı biber Bu sene Yugoslavyada kırmızı bi- ber mahsulü azdır. Kırmızı biber, Yu- goslavya için en mühim ihracat madde- lerinden biridir. Geçen sene muhtelif memleketlere 250 vagon ihracat yapıl- muşta, Diğer taraftan Bulgaristan da, kırmı 71 biber ihracatında, Yuçoslavyadan ge ri değildir. Kırmızı biber, Çekoslovak- ya, Macaristan, ve Balkanlarda en ziya- de sarfedilen bir maldır. Bu itibarla kırmız: biber Türkiye i- çin bir ihracat maddesi olabilir. Halbu- ki bizim ihracatımız yok denecek kadar azdır. İhracat ofisi, bu maddenin ar catmı arttırmak maksadiyle alâka larla temasa geçmiştir. Diğer taraftan Çeloslorakyada bir müessese, Türkiyeden kırmızı biber ula cağını Ofise bildirmiştir. Bunun için ba şerait sel ; A ” "Karınızı biber, Bursa, Geyve, İzmit; Maraşta geniş mikyasia istihsal edil mektedir. Bursa tezgâhları seret Odasnın hazırladığı bir istatistiğe nazaran 823 senesinde yani Cümhuriyetin ilk yıllarında bir i- pek memleketi olan Bursada üç harap fabrikada tezgâhların adedi 15 i geçmi- yordu. Bu gün Bursada 54 fabrikada 581 modern tezgâh çalışmaktadır. Gümrüklerde Kaçak eşya müzesi İstanbul gümrük muhafaza mü dürlüğü, simdiye kadar yakalanan kaçak eşyadan müteşekkil bir müze yapmıştır. Burada kaçak eşyalarla beraber kaçakçıların fotoğrafları da teşhir edilmektedir. Müzede daha şim diden bine yakın muhtelif kaçak eş- nümüneleri - bulunmaktadır. An Karada her dairenin bir senede Yap, tığı faaliyeti gierlerile | tesbit eden bir sergi açılacağı için kumandanlık müzelik eşyanın mühim kısımlarını Ankaraya göndermiştir. Çekoslovakların milli bayramı Bu gün Çekoslovak hükümetinin milli bayramı olduğundan oyak konsolosu Tokatliyan otelinde bir resmi kabul tertip etmiştir. ŞEHİR HABER Beledıyeda Yeni laboratuvar Hıfzıssıhha laborâtuvarı bayramda açılıyor Cümhuriyet bayramında Ayasofya- da eski Talât Paşa konağında. açılacak çiyolejikne lerazmnmın ikmali ledi iyor. ği İli sene evveline kadar şebrimizde bakteriyoloji işleriyle meşgul bir mües nin Ankaraya naklinden sonra şehir bu ihtiyaçtan mahrum kalmıştı. hem bu ihtiyacı telâfi, hem de şeb de bir hıfzıssıhba lâboratuvarı tesisine karar vermiştir. Cümhuriyet bayramında açılacak 0- lan hıfzıssıllın müessesesi şehrin umu- mi haf sini meşğul olacak, ilmi kikatta bulunacaktır. “nu müessesenin muhtelif şubeleri ol- duğu gibi bir de halka hıfzıssıhha usul ve kaidelerini öğretecek nejriyat ve pro pağanda şubesi bulunacaktır. Köylü kadını namına teşekkür Istanbul Umumi Meclisi azasmdan Nakiye has köylü kadına yeni veri- len haklar eleşsiyle Cümhuriyet Halk Fırkası İstanbul merkezine tabriren te- şekkürde bulunmuştı Nakiye Hanım şekilde tercüman olmaktadır: “İçinde yaşadığımız. ü i inde bini buği sene evvel şehir kadmlarına verilen intihap hakkını tevsian köy kadınla. 1 istimale kanuni salâhiyet verildiğini gazetelerde gö- rerek sıcak göz yaşları döktü. , Bilhassa lâyihanın Meclis huzu- runa çıkarıldığı esnada gerek Fırka ve gerek hükümetimiz tarafından mil- let huzurunda söylenen çok kıymet- li sözlere lâyık olduğunu isbatten bir an çekinmemiş olan Türk kadını- nın bu emniyeti sarsacak en küçük bir hareketini beşeriyetin gözü gör- miyecek tarih kaydetmiyecektir. Türk kadınının minnet ve şükranı ğini en büyük saygılarla yüksek bu- zurunuza arzederim efendim., Et fiatları atana siradaki köylerde et fit. leri mühim bir miktarda düşmüştür. Me seli, Pendikte koyun eti en pahalı ola rak otuz kuruşa satılıyor. İstanbul Bes lediye hududu haricindeki et fiatlerinin İstanbula nazaran bu suretle yarı yarı | ya düşmesi İstanbul içindeki et satışını müteessir etmiştir. nbuda da et fiatlerinin i bekleniyor. Bele- diye, et Fiatlerini da yapılan otomatik basküllerin son tee rübelerini yapmıştır. Tecrübe heticesinde basküllerin son derece hassas odukları ve hile yapılma sına İmkân bulunmadığı anlaşılmıştır. Belediye bu baskülleri yakında işleterek mezbaha rüsümunu tartı üzerinden al- mek istediğinden Şebir meclisinin Teş- rinisaniye sit ilk celselerinde yeni rö- sum cetveli müzakere ve kabul edilecek tir. Poliste Şiledeki cinayet tahkikatı İp uçları bulundu. Katillerin yakında ele geçirilecekleri umuluyor Bir hafta evvel Şile - Pendik yo- Tunda bir cinayet oldu. Pendikli bas- Sabatay feci bir şekilde öldürüldüler. Sekiz gündenberi devam eden tahki- kat dün de yazdığımız gibi müsbet netice vermiştir. . Şekilerden dördü yakalanmış ve ikisi de yakalanmak üzeredir. tr ki Akif ve Karakaş E leden dönerken Çarşamba günü öğle- den sonra Haciz köyüne uğramışlar ve.orada satış yapmışlardır. Haciz EM in lü) ört ki Adapaza- rından bunlara misafir gelen iki köy- Ki bunların paralı olduklarını anla- mış'ar ve derhal köyden yedi kile- metre uzakta bulunan Dindere mev- kine a kurmuşlar. Ve sa- at (6,5) ta da Akif ve fendiler oradan geçerleri ne geçerek kendi dir. Katillerin hepsi de — sabıkalı a- 'damlardır. Katil şerirlerden Adapazarlı iki Çerkes Adapazarından çaldıkları bey irleri Haciz köyüne satmaya getir- mişlerdir. Müşteri aramıya lüzum görmeden hâdiseden sonra sabakle- yin atlarma etlyarak Haciz köyün- den ayrılmışlardır. Jandarma katil- leri ararken Adapazarlı tacirden iki kişi de Ha gelmiş ve atla- rmı çalan iki çerkezin bu köyde ol- duklarmı haber aldıkları için jandar- maya ilk ip ucunu vermiştir. $nkiler karanlıkta cinayeti işledik» ten sonra bir kutu kibrit yakmışlar tabanca kovanlarını tamamen topla- mışlardır. Jandarmalar hâdise yerin- ovv5 de canilerin masıisa bulamadıkları yal niz bir tek parabellüm kovanı bul- muşlardır. Elyevm Şilede bulunan dört mevkuftan birisinin vücudunda ve yüzünde bir çok yara ve bereler vardır. Bunlar cürümlerini henüz a- çıktan açığa itiraf etmiyorlarsa da kuvvetli deliller karşısında da büs bütün inkâr edemiyorlar. Adapazarı na kaçan şerirler getirildikten sonra hâdise tamamen aydmlanacaktır. e girerek ceket ve sniresini çalan Pet vo elindeki eşyalarla birlikte yaka- tar Düşen fıçı Galâtadâ rıhtım açıklarında bu- lunan Alman Dapkoviç kumpanyası- »ın P vapuruna tahmil edil- mekte olan tuzlu balık fıçılarından biri Kasımpaşada oturan hamal Meh- medin başına düşmüş ve Mehmedi ya ralamıştır. Bir sandal devrildi Küçük Eminönü iskelesinden 8 yolcu ile Üsküdara hareket eden 262 iile çarpışmış, içinde düşmüşlerse de kurtarılmışlardır. Dokuz randevu evi Polis ikinci şube zabıtai ahlâkiyesi von bir hafta içinde Beyoğlu ve İstan- Gihetlerinde şüpheli yerlerde. tırma yapmıştır, Bu araştırmalarda diz ere gili aliş TaŞ leg diği ila. Maarifte LERİ Fakültelerde on sene İstanbul Üniversitesi on senelik faaliyet hakkında bir broşür neşretti Cümhuriyetin ilânmdanberi geçen on yıl içinde İstanbul Üniversitesinin faaliyeti hakkında izahi bir broşür hazır lanmıştır. 1923 te tecanüsten uzak bir mahiyet arzeden İstanbul Darifününu. Bun on sene içinde meler yaptığı, bir tekâmül g izah edilmektedir. 1923 te Darülfünun şubelerinin bir araya toplanmasına başlanmış ve edebi- yat, hukuk, ilâhiyat fakülteleri eski Harbiye nezareti binasında yerleştiril. iştir. O zamana kadar Kadırgada ba- bi tepleri de ledi binada olan dişçi ve eczacı mek- Beyazıtta şimdiki binaya nak , Haydarpaşadaki Tıp fakül- tesine ihtiyacı kadar müteaddit seriryat lar ilâve edilmiştir. Bu meyanda Kadır- gadaki Doğumhane ve Ebe mektebi de bu seriryatlardan birisine yerleştirilmiş- ör. Her fakültenin kendi hususi kütüp- hanesinden başka, a, şimdi cilt ve adedi 120) bini bulan Darülfünün kü- tüphanesi vücude get 1923 te Darülfünunün bütçesi (300) bin lira iken bu rakam (800) bine çıka- rılarak faaliyeti fevkalâde genişletilmiş- tir. Bu geniş bütçe ile beraber 1924 se- Besinde Darülfünuna şahsiyeti hükmiye de verilmiştir. Tıp fakültesi y Bu fakültede tedrisat programı tadil ve tensik edilmiştir. Birinci ders senesi- yaa risatı P, n iy! en ine devrediliyör. İkinci seneden itiba iyatlarda talebenin devamı te- min edilmiştir. Bir takım faydalı ders- ilâ İmiştir. Antropoloji ve kan- ii açılmıştır. Kadırga do- gum hastahanesi yerine Haydarpaşadı (10) yataklık bir doğum seririyatı açıl- mıştır. 1923 senesimdenberi tıbbın muh telif şubelerine sit (29) cilt kitap ber- rolunmuştur, Her iki ayda bir çıkmak ü zere Li Fakültesi Mecmasının neşri- ne başlanmıştır. ri senesinde de, her altı ayda bir intişar etmek üzere bir Antropoloji Mecmuası tesiş edilmiştir. Bu mecmua şimdiye kadar (14) sayı neşretmiştir. Tıp fakültesinin kütüphanesindeki cilt adedi (9650) ye baliğ olmuştur. Tıp fa kültösine merbut olen Eczacı, Dişçi ve Ebe mektepleri faaliyeti de her sene art- sw, derş programlarında tadilât yapı muştar On sene içinde Tıp Fakültesine (1167) erkek (61) hanım. girmiş ve bunlardan (742) erkek (33) hanım (16) i talebeden 6 sı da mezun olmuştur. de 1000 hanım girmiş ve850 hanım me- Zun olrmutur. Edebiyat fakültesi Edebiyat fakültesi, Edebiyat, Felse- fe, Tarih ve Coğrafya olmak üzere dört ül ibarettir. Bu fakültenin de bir mecmuası vadır. Bundan baska biri felsefeye, biri coğrafyaya, biri edebiyata dair 9 ciltlik müteaddit broşürleri var- dır. Fakültenin her zümreye ait kütüpha- neleinde bulunan kitaplarım miktarı 10085 tir. 1924 senesinde Türkiyat ens- ttüsü kurulmuştur. Türk medeniyet ve tarihi hakkında tetkikat yapmakta, meş yetmektedir. Beynelmilel müesseselerle müamsebata | girişmiştir. Enstitünün (11) bin ciltlik bir kütüphanesi vardır. Neşriyatı 25 cilt tutmaktadır. Bünlar- dan (6) sı tercüme, (19) u teliftir. 131 senesinde bir coğrafya darül- messisi tesis edilmiştir. Memleket coğ- rafyası hakkmda bir kaç risale neşret- miştir. İslim tetkikleri enstitüsü 1924 senesinde İlâhiyat fakültesi olmuş, yeni bei inne zl Sini Ba enstitü, inkılâp etmiştir. Bu fakültenin 9 senelik neşriyatı olan İlâhi mi fakültesi mecmuası iki cilt tutmak- tadır. Edebiyat Fakültesinin muhtelif şube- lerine on sene içinde giren talebe adedi kız ve erkek olmak üzere 3850 dir. Bu müddet zarfında Tarih şubesinden 28 erkek 19 hanım, Edebiyat şubesinden 29 erkek, 15 hanım, Falsefeden 48 erkek, 26 hanım, Coğralyadan 30 erkek, 19 ha arm ki, mecmau 135 erkek ve 79 hanım mezun olmuştur. Hukuk fakültesi 1923 senesinde Hukuk fakültesi 4 sınıftan ibaretti. 1926 senesinde lisans tedri: 3 senede ikmali kabul edil- di. Dördüncü sınıf doktora sınıfı adde- ül iye kadar iki sörlmiştir. 1926 nda & senesinde ders program yapılmıştır. Hukuk Fakültesi, fakültelerde olduğu gibi enst i edilememiştir. - Yalnız, devam ibtiyari olmak üzere Seminer sistemi tecrübe €- dülmiştir. Yeni Üniversite teşkilitmda Hukuk Fakültesi tedrisat sistemi değiştirilmiş, derslerde merkezi sikleti tetkik ve tahar riler teşkil etmiştir. Bundan başka fa- külteye bağlı bir de İçlimaiyat ve İktr- sat enstitüsü tesis edilmiştir. Semi kütüphamesindeki kitap adedi (3) bine i seminerindeki kitap adedi de iblâğ edilmiştir. On sene için- ötesine 6#41 erkek, 618 hanım girmiştir. Bunlardan 791 erkek, 56 hanım mezun olmustur. Fen fakültesi 1923 senesindenberi bu fakültede ders ameli ve nazari olmak üzere, tekem mül ettirilmiş, memleketin ihtiyacına göre değişiklikler yapılmıştır. Sertifika usulü kabul edilmiş ve dört sertifika alana bir diploma verilme si esas tutulmuştur. Fakültede riyaziye, fizik, kimya, hayvanat, nebatat, arziyat, hey'et, ElektrolMekanik, teşrih ve fiziyo loji enstitüleri tesis edilmiştir. 1926 se- mesinde Fransadan Elektro — Mekanik; Fizik — Kiyma, Hayvanat profesörleri “getirilmiştir, 1926 dn kurulan Elektro — Meka nik Enstitüsü mühim bir yer tutmakta dir, Burada tahsil müddeti dört senedir. Yeni Üniversite teşkilâtında Eczacı mektebi de Fen fakültesine bağanmış- tr. Kütüphanesindeki | kitap ndedi (3700) cilttir. Fakülteye on sene çinde 3735 erkek, 1000 hanım girmiştir. zen olmuştur. Kimya ensti! sene içinde (40) talebe mezun olmuş- tur, Üniversite mahallasi Tıp Fakültesinin İstanbal tarafına nakli, Beyazıt ve civarını şenlen ii tir. Her şeyden evvel bu civarda ev ki- raları artmıştır. Fakülte profesörleri ve alâkadarlar, bu semtlede ev ve apat m. lar. Diğer taraftan, talebeye mahsus lo- kantalar ve gazinolar da çoğalmaktadır. Bu itibarla Beyazıt semti pek yakında Istanbulun en kesif bir talebe mahallesi olacaktır. Fakat bununla bu semtin ihtiyaçları bitmemiştir. Henüz telebe için,düşünülen lokanta ve passiyon meselesi halledil- memiştir, Talebeye mahsus o civarda ucuz İo- kanta lâzımdır. Halbuki Beyazıttaki lo kantalar Beyoğlu ve Sirkeci lokantaları na nisbetle pahalıdır. Ucuz yemek içim piyazcı dükkânlarından başka yer yek» tur, Beyazıtta, Belediye Kooperatif 1o- kantası gibi 30 kuruşa yemek veren bir lokanta açılmalıdır. Vefalılar yurdu Vefn Lisesinden mezun olanlar 30 Teşrinievvel Pazartesi günü #nat 14 te Halkevinde bir töplantı . yapacaklardır. Bu içtimada bir “Veğalılar” Yurdu tesisi içim esas dahili nizamname tetkik v— müzakere olunacaktır. Bu içtima müte. akip önümüzdeki ay içinde umemi bir kongre toplanarak «Fevalılar Yurdu» İanliyete geçecektir. Yurdun tesisinde Deme i maksat teavün ve tesanüt olacak mış, bu evler kapatılmıştır. Rakı kazanı patladı Calatada Mumbane caddesinde Irak- Efendinin rakı fabrikasında rakı çıka nılırken kazan patlamış ve ateşler etrafa dağılmıştır. Dağılan atı döşeme ve duvarlar tutuşarak fabri iç kıs mi tamamiyle yanınıştır. Bir kadın korkusundan > çocuğunu düsürdü ener civarında oturan Elmas Ha- nmla komşusu Fatma Hanım evvelki gün kavga etmişlerdir. Gündüz ağız kavğasiyle geçmiş, ak- şam olunca Fatma Hanım kavgayı yeni den tazelemek istemiştir. Fatma Hanım gece karanlığında El ani taş yağmurundan korkmuş ve bağı- yarak yere yuvarlanmıştır. Bu korku ü- zerine Elmas Hanım fena halde hastala yarak hamile bulunduğu iki aylık çocu ğunu düşürmüştür, Vakaya zabıta vaziyet etmiz, hasta olan Elmas Hanım tedavi altma alınmış. tor. Fatma Hanım yakalanarak tahkika- ta başlanmıştır. sarıtı mubremeleri de verilecettir. (5910) Inhisarlarda Rejiden inhisara İnhisarral idaresi de bir bülten neşretti İnhisarlar idaresinin onuncu yıl mü- masebetiyle neşrettiği İnbi: bülteni nüshasına nazaran 973 sene- sinde reji zamanmda tütün hazineye Kn riğ lira veriyordu. 932 senesinde inden hazineye 20,100,000 lira gir. zineye nisbeten &z para verebilmekt, gn da Zr ei az ei satmış olması değil, ucuz H a olmasıdır. UK. ültene nazaran içki inhisari safi hasılatı 6 senedenberi 5 küsur milyon li- imi sermayesini muhafaza etmekte- ir. İnhisar tuz istihsalâtını da seneden seneye arttırmış ve 924 - 25 senelerinde vasati 124,356 ton tuz elde edilirken bu gün 218,531 tona çıkarılmıştır. Tuz gay vi sahi hâsılatı da 10 sene evvel 3 mil. yon küsur lira iken şimdi senevi vasati 8 milyon küsur liraya çıkmıştır, 7890 e ml Ankaraya giderken!. Birinci mektup 26 1 ci Tş. 933 , (Ankaradaki bayram merasi- mine iştirak ve oradaki spor te- pimli idare etmek üzere An- raya gitmiş olan arkadaşımız (Felek) bize seyahatinin ilk in- tibaatını anlatan şu mektubu gön- derdi. Arkadaşımızın hükümet merkezimizde geçireceği bayram haftasına ait yazılarını eyderpey; - neşredeceğiz.) 925 tarihindenberi Ankaraya hiç yataksız gitmemiştim. Hele ((muhtelit tren) denilen acayip şe- ye ömrümde binmemiştim. Salı © akşamı idmancı arkadaşlarla saat yedide bu (muhtelit tren) denilen kara ve telâşsız tırtıla binerken bana: i — Yarm saat dörtte Ankara- dasmız!. Dediler. İnanmadım.. Is- rar ettim.. Temin etiler ki, eğer | rötar olmazsa ancak o saatte va- * rılabilirmiş.. Doğrusu pek hoşuma * ' Senelerdenberi akşam trene binip geceyi yatakta ve yol. da geçirdikten sonra sabahleyin Ankaraya çıkıvermek rahatlığına alışmış olan bir adam için uyku: * © suz geçirilmiş bir gecenin ertesi gününü de gene trende geçirmek Eri bir hayal manzarası arzetmez * li, Bindik. Elli beş kadar gencin © verdiği sıcak hava ile ancak bi- raz ılman büz gibi bir kompartı. manda yola çıktık... Spor seyahat- lerinin, kafile seyahatlerinin en- teressan tarafları vardır. Böyle rahatı az bir yolculukta herkesin girginlik ve pratiklik kabiliyetini, zorluğa karsı yüzü var ok mu ve nihayet havat felsefi öğres nebilirsiniz.. Kimisi daha saat o- na gelmeden ayakkaplarını çıka- rır ve bacaklarını arkanızdan doğ ru uzatarak up uzun yatar.. Onu ceyrek geçe artık onunla uyanık. ık münasebetleriniz kesilmistir. Bir muhtelit trende anlatılacak, ne olabilir? Evvelen telâşsızlığı. ağırlığı. Efendim one vakür tren! O ne ağır başlı tren! Dört saatte İzmite vardığımız zaman adeta in sanda Bağdada gelmiş hissi hasıl oluyordu. . İzmitte bir kondüktör efendi oturduğumuz kompartımanın bi. rinci olduğunu ve fark vermemiz lâzım egldiğini — lisanı münasip- le — söyledi. Bize bu kompartır manların Haydarpaşada tahsis © — dildiğini biz de ona — lisanı mü- nasiple — anlattık. Gel gelelim herkeste olduğu gibi bu memur e fendide de kuvvetini göstermek me rakı var.. v Oraya kadar — ne ise — bize © müsamaha ettiğini söyledi. Bu mü. samahanın bir vazifeşinaslık ola: © bileceğini hatırlattım. Kekremsi sözlerden sonra başkalarını kom trol etmeğe gitti... Tren makarne | yiyen bir çocuk gibi ağır ağır yo- Junu yutuyurdu.. ö Ne kadar ve nasıl gittik?. Ora- sını anlatamam. Hâlâ hayrette il — Bilmem hepsi ( böyle Bizim muhtelit tren yü: rümediği halde Ankaraya vardı... Şüphedeyim.. O mu geldi?. Anka, ra mı sabırsızlanıp bize yaklaştı?. Gitmeden varan bir böyle acayip © şeye başka yerde rast gelmedim. im trenin yürümesi hıçkı- alin di... ve bir elli metre ui tan sonra duruyor... Nefes alıyor... Eyleniyor ve tekrar elli metrelik bir hıçkırık daba geliyor- bu. yıldızlar ense taraflarına il tur. Tevazudan mı?.. nutu maktan mı? Yoksa orijinal olsun diye mi bilemem. Yeşil pazban dan sebetsizde bir lisanla — anlattı. Biz de ona ayni cevabı tekrar et- tik. Fakat efendii mumaileyh ze ders vermeye - kalktı. Ben defa tesadüf etmişimdir. Ha; boca olması lâzım iken ne leklere girmiş böyleleri vard Bilet kontrol ederken işini un: ve kendini hoca, yolcuyu farzederek girişir... Efendim. “şehirli oldusi balde.. bö yaparsak ayağı carıklı kövlünün ne yapacağını sordu. Tabii bu v: (Lütfen sayıfayı çeviriniz)