© bombalar yağdırdılar. © sında kendi gibi Askeri bahisler Uçkuların tesirleri hakkında Japon - Çin savaşından alınan dersler 'Malümdur, ki Büyük Cihan savaşı bi- teli on dört yıl oluyor. O vakittenberi uçkuculuk çok ilerledi. On dört yıl için- de uçkuların hareket saatleri, hızları eski sinin bir kaç misli artt. Pusatları mü- kemmelleşti, Hele taşıyabilecekleri borm- balar hem ağırlık ve hem de tesir itiba- rile eskisinden kat kat büyüdü. Bu hal- da gelecek bir savaşta havadan yapılacak bir bürüme (1) nin bir kara bürümesi dar kat'i neticeli olup olamıyacağı hak- kında yapılan münakaşalara dair bir fikir çıkarabilmek için Japon — Çin savaşın da her iki taraf bıklarını tetkik etmek çok bir şey olacak... enteresan ei çizi cl göşil İleri arasmda, mükayese yapılamıyacak kadar bir fark var. Japonyanın parası çok, sanayii kuvvetli ve tabü bava gücü gok üstün. Bunun karşısında sayısı, ta- İlm ve terbiyesi ve evsafı ve bakımı az Çin uçkuculuğu var. Böyle olmakla bera ber biz, kendimize yarıyacak bazı deri- ler alacağız. Japonya, (Şanghay) harekâta baş- İamazdan evvel, Notoro adlı — bir uçku gemisi ile, harekât sahnesine 10 deniz uçkusu getirmiştir (4 dü av, 6 s açkı(2) ve bombardıman uçkusu). Bu gemi ayni zamanda uçku üssü olarak kullanılmış- tar. Ondan sonra Hosho gemisi ile daha 20 bombardıman ve av uçkusu gelmiş- tir. Tekrar şubat başlarında 28 bombar- dıman ve 16 av uçkusu gelerek böylece sayıları 74 de çıkmıştır. Şubatın sonunda dahi S1 kara uçkusu | İatılarak (18 >i açkı, 18 zi bombardıman ve 15 şi av ol. mak üzere) Çinlilere karşı havadan sal- dıracak Japon uçkularının sayısı 125 şe varmıştır. Şuhat aymda bunların — İesrşısına çikacak Cin uçkularmın © sayısı ise an- cak 37 den ibaret olmakla beraber bun- lar da semacak bir halde idiler. Muhte- lif beş bölüğe mensup olan bu uçkuların istasyonları ve karargâhları harekât sah- nesinden yani (Şanghay) mıntakasm- dan 80 - 300 kilometre (uzakta idiler. İçlerinden pek azı asri tiplerdendi. Bom- alar: pek az olduğundan saldırım kuv- vetleri yoktu. Av uçkularından yalnız bir kaçı iş görebilecek halde idiler. Japon uçkularının ilk saldırım teşeb- büsü, (Şanghay) şimalinde Chapei mev- küne' oldu. Onların ilk amacı (3) Com- mercia| Press adlı Çin gazete idarehane ve matbaası oldu. Çünkü bu gazete Ja- ponya aleyhinde zehirli neşriyat | yapı» | sordu. Ondan tonra, Japonlar istasyon- ların, sanayi mıntakalarının, bazı mahal- lerin yıkılması, şoseler ve yollar üzerin- de gözüken bazı amaçların yok edilme- si için saldırdılar. Ve yangın bombaları dahi kullanmak suretile bu saldırıma üç hafta devam eylediler. Ayni zamanda da, kara ordusunun saldırımma yardım için (çünkü bu esnalarda topçu kuvvet- leri zayıf idi) nehre bitişik tabyaların bombardımanı, Çin telsiz. istasyonların Dın yıkılması, ve Çin tahkimat çizisi (4) çinde bulunan bazı köylerin yıkılması ile uğraştılar. Miyachang köyünü yakıp kül ettiler. Ondan istasyonlara ve hangarlarına saldırma- ğa başladılar. Halbuki Japon uçku ham | garları, Çinliler için pek değerli amaç: | lar idiler. Cünkü bu hangarlar, vuruşku | çizisinin yakınlarında o büyük ve göze sarpan çadır grupları veya | barakalar ediyorlardı. Böyle olmakla beraber inliler bu güzel hedeflere saldırama. . Düşman uçkularını yuvalarında basamadılar. Bilâkis J , en yakın bulunan Hujau yerli Çin uçku Duma bir günde üç defa ve beş gün son- ra da bir defa havadan (saldırarak bu istasyonu kötürüm ettiler. Sonra, Su- (0x Çin hanşarına ik defasında 3 bom. bardıman uçkusu ile, ikincisinde de 6 bombardıman uçkusu ile saldırdılar. Daha sonra uzak hava istasyon- larmı da bombaladlar. o Çin askerleri (Şanghay) dan geri çekilirken, Mart başında, değerli amaçlar üzerine tesirli bombalar fırlattılar. Çinlilerin Lungva civardaki muharebe idare yerlerine Japon bombardıman uçkuları, Çin uç- ku istasyonlarına saldırırken yanlarında Japon ar Seller onları koruyordu. Bu $r bir günde yaptıkları üç saldırımm. .rincisine 5, ikincisine9, üçüncüsüne de ; Milliyet'in edebi 'rornamı: uçkularının neler yap- | da Çin uçku | 3 bombardıman uçkusu iştirâk etmiş ve bunların yanlarında her defasında 3 av uçkusu da beraber bulunmuştur. Bu sal- dırımlarda 41 bomba atılmış, bunlardan 8 zi patlamamıştır. Patlıyan 33 bomba dan Zi bombanın beherinin ağırlığı 240 - 250 kilogram ve 12 tanesinin de beheri- nin ağırlığı 100 kilogram (idi. O halde patlıyan bütün bombaların ağırlığı 6240 kilogram olup Çin hangarını — yerle bir etmişlerdi. (Hangşov) daki Çin uçku istasyonuna 4 bombardıman, 6 av uçkusu saldırmış ve buradaki Çin uçkularını havaya kalkmak üzere iken yakalamışlardır. Mevcut 15 Çin uçkusundan dan da 3 çü Japonlar o tarafından, hava vuruşkusu neticesinde yere düşürülmüş tür. Japonlar tarafından ise, makinelitü- fek atığı (5) ile benzin borusu delinen bir uçku denize inmeğe mecbur kalarak | batmış, fakat pilotu bir torpido tarafın- dan iştar. Cenju üstünde 3 Çin av uçkusu ile Japonların 3 bombardıman ve 3 av uçku- su arasında yapılan bir hava da su Çinliler tarafından yere düşürülmüş- | tür. Kezalik Chapei'nin | şimaligarbisin- | de Tazang üstünde 3 Çin av uçkusu ile Japonların 6 yengil bombar ve3| av uçkusu arasnda yapılan bir hava vu- ruşkusunda dahi Ja, bir. bombar- dıman uçkusu yitirmişlerdir. (6). Netice olarak iki tarafım yitikleri şunlardır: Japonlardan: 2 si hava vuruşkusun da olmak üzere düşman silâhlarile 5 uç- ku tahrip edilmiştir. 5 Uçku da kaza ne- tcesinde düşmüştür. Hepsinden 6 ölü, 2 yaralı vardır. Çinlilerden: hava vuruşkusunda 4 uç- ku yitirmişler, 4 ölü vermişlerdir. Boz- bardımandan 13 uçku, 4 uçku istasyonu, 5 demiryolu istasyonu ve bir çok köyler | ve şehirler harap olmuştur. Japon uçku- larının tesiri ile 1500 kara askeri ölmüş , | sivil ahaliden de 3,000 O kadar kurban mıntakasından gerilere ve göç et- | | miştir. Yapılan istatistklere Şanghay çarpışmaları yüzünden Çinlilerin bütün zararları | milyar, 400 milyon (dolara varıyormuş. Chapci şehrindeki 101,000 insandan yalnız 800 kişi kalmış ve 100 bin kişi kaçmıştır. 7627 evden 6435 şi yanmış yıkılmıştır. Düşünmeli,ki Japonlar bu Şanghay mıntakaşma saldırmakta tamamile ser- best değildiler. Amerikalılar, İngilizler, Fransız ve İtalyanların iktisadi ve siyasi kontrolü altında bulunan bu mıntakada savaş hareketleri bazı mertebe tahditle- re tâbi idi. Bundan başka, Japon uçku- re büyül mikyasta da, Japon topçu- sunun noksanlığını telâfi etmek zarureti ile kara ordusuna yardıma tahsis edil- mişlerdi. Böyle olmakla beraber Çinlile- rin insanca, malca ve mülkçe olan bü müthiş zararları nedir? Bu rakamlar ne kadar korkunç şeylerdir. Gelecek hava tehlikesine karşı kendisini uçku pusadı ile saldırımlı ve müdafaali bir surette ve uçku savma toplarile ve mekinelitü- feklerile de müdafaalı surette hazırlama- yanların vay başma gelecekler. CİNOĞLU (1) Bürüme, (2) Açkı, Keşif (3) Amaç, Hedef (4) Çizi, Hat (5) Atık, Mermi (6) Yetirmek, Kaybetmek (7) Kırım, Meydan muharebesi Harik Hayat Sigortalarnızı. Galatada Ünyon . Handa Kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon : Beyoğlu 4.4888 6985 76 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — Köse dayının göğsü çatlıyacaktı. Noter gülümsedi. Yüz bin dola- rın Noterlik hakkını indü. Petek hiç bir sözü işitmiyordu. Biteviye kâğıtlara bakiyordu. Ha- yaller, şekiller, çizgiler (e biteviye karışıyor, alaşıyor ve gökten büyüye büyüye inen yıldız peyda oluyor. Açılan yıldızın içinden Pe- tek çıkıyor. Fakat bu çıkan Petek şimdiki gelinlik Petek, yıldız Pe- tek, şık Petek değildi. Bu bir kirli saçlı çocuktu. Sırtında yırtık pır- tık bir mintan, bacaklarında ya- malı bir şalvar vardı. Ayakları çıp- Taktı. Boynundan kulağının arkası»! na doğru iki bit gidiyordu. Arka- iy çocukları oy- Başıyorlardı. Emüş nine elindeki maşrapa ile, yerde yatan bir sıs- ka kadına ww vermeğe calısıyordu. tiler. Petek'in eli, hiç o haberi ol- madan kalemi gene bir kenara bı- raktı, İkinci Amerikalı sandı ki Petek bu parayı da beğenmedi. — Müşterek firmamızdan başka kendi firmam adına ben de yüz bin dolar katıyorum. Dedi ve ana mukavelenameye yüz bin rakka- mını yazdı. Petek bir an doğruldu. Avucunu alnından geçirdi. Ter- lemişti. Kalemi gene aldı. İnce, iç- lümseme ile elini uzattı. Kalemin ucu kâğıda değerdeğmez, © noktada bir takım hayaller pey- da oldu. Kılıçlar bayırının yemye- şil meşele i zengili, parlak yamgılı atlılar. Kü. cük Yozgat'ın Sarayözü.. Çağla. 2 si yerde | yakılmış, bavalanabilen 5 Çin uçkusun | ruş kuşun | ik bir Japon bombardıman uçku | KULAK (MARE beda A ER İ | Gü MİLLİYET PAZÂR'I TEŞRİNİEVVEL 1933 Yol oldu Üsküdara.. Kudemadan Ü: larlı bir ahba- bım vardır. Kendisi divan edebiya- tına meraklıdır. Geçen gün dert yandı: — Bu yeni şiirlerden ayıp de- gil ya, ben bir şey anlamıyorum. Eski şairler vaktihale münasip ne güzel kıt'alar yazar, ne canlı tarih- ler düşürürlerdi. Meselâ içki yi ğı çıkınca şair kalemi eline alır; “Humler şikeste, câm töhi, yok vücüdü mey; Kıldın esiri kahve bizi hey za- müane hey!,, Diye söylenir ve böylelikle için- de yaşadığı devrin mühimce vak'a larını kaydetmiş olurdu. Şu mısra bize Marmaranın don-| duğu seneyi ne güzel hatırlatır: “Yol oldu Üsküdara, 1030 da, ben deniz geçtim!,, Dayanamadım: — Peki ama, a hazret, dedim, bunun sanat neresinde?.. 1030 se- nesi Üsküdarla İstanbul arasında- ki deniz buz tutmuş. Şairazam da bu buzların üstünden kollarını sal-| laya sallaya geçmiş. Sen bunda na- sıl bir incelik buluyorsun? —Belki incelik yok ama, o de- | virdeki Üsküdarı. gözlerimizin ö- | nünde canlandırıveriyor. Sordum: — Nasıl canlandırıyor? Dedi ki: — Mısrar okuyunca: :1030 tari- | hinde Üsküdarm şimdiki gibi de- | gil, oldukça mamur bir yer olduğu-| nu hemen anlıyoruz! —Acaip? iç te acaip değil.. Dinlesen e şairi — Ne diyor? — Ne diyecek.. Yol oldu Uskü- dara... Diyor. Demek o tarihlerde | Üsküdarda yol varmış. 1933 senesi Üsküdarında bana bir tek yol göstersene... M. SAL&HADDİN sen Halkevinde konferans Istanbul Halkevi reisliğinden: 511-1933 perşembe günü saat (17) de evimiz konferans salonunda * Roma Universitesi. profesörlerinden, Dr. Et- tore Boşsi tarafından . Türkçe, olarak (ltalya, Türk tetebbülerinin tarihine umumi bir bakış) mevzulu bir konfe- rana verilecektir. Arzu edenler gelebi- lir, ” Üsküdar İcra Memurluğundan: Mahcuz ve paraya çevrilmesi mu karrer doğru rek bir arbe rekli 5- 10.933 T. ne müsadif per şembe günü Kadıköy iskelesinde açık artırma suretile sâat İl den Kaza 12 ye kadar satılacağından talip olanların mahalli mezkürda hazır bulundurulacak memura müraca - atları ilân olunur. (7994) Otomobil ve lü alanya EM Çek De mında bir çocuk. Aşağıya doğru çiş ediyor. Tanıyor. Tükenmez 0- gullarının en küçük çocukları Na- zif. Kalem yürümüyor. i, dirseği, kolu kaskatı, Herkes nefes nefese bekliyor. Üçüncü Amerikalı yüz bin de- lar daha veriyor. öse dayı sevincinden. ölmedi- ğine için için şükür ediyor, Ahmet Şükrü Beye benziyen gü- leryüzlü Amerikalı, hâlâ Petek'in İngilizce bilmediğini bilmiyerek dil döküyor: — Bebe Danyelin ( köşkünden daha güzel bir köşk sizi bekliyor. Dolar yerine altın isterseniz hazı- rız. İngiliz mi? Fransız mı? Yok- | sa çubuk halinde mi istersiniz. Ah- çınız gayet iyi yumurla © pişirir. Pastacınızım yaptığı hamur işleri sizi kat'iyen şişmanlatmayacağı- | na on bin dolara bahsa tutuşurum. Öbür Amerikalı daha canalıcı şeyler söylüyordu: — Size Lindberg'in tayjaresini göstereceğiz. Çocuğunu nerede öl- İ na gelmeleri. İstanbul Deniz yollama mü- dürlüğü ihtiyacı için 300 ton lâva marin kömürü 8-10-933 pazar günü saat 15 te aleni mü makas ile satın alinâcağından şartnamesini görecekelrin her | gün vö pazarlığa girişeceklekin, belli saatinde Merkez K. Satın alma komisyonunda hazır bu- | lunmaları. (315) (4963) 6581 Merkez Kumandanlığına merbut müessesat için alma- cak olan 3277 çift yün çorabın | beher çifti 48 kuruştan 3615 çift pamuk çorabm beher çif- ti de 18 kuruşta talibi üstün- | dedir. Daha aşağı verecekler | varsa 2-10-933 pazartesi günü saat 11,30'de Merkez Kuman danlığı Satmalma Komisyo- nunda bulunmaları. (349) ç, 27) 6931 | Merkez Kumandanlığına | merbut müessesat ihtiyacı i- İ çin 600 adet yüz havlusunun İ beheri 27 kuruş 50 santim de ve mendilin beheri de 27 ku ruşta talibin üstündedir. Daha aşağı talip olan varsa 2-10- 933 pazartesi günü saat 11 de Merkez Satınalma Komisyonu na müracaatları. (351) (8261) 6934 ... Harbiye ve merbutu mek- tepler bayvanatı ihtiyacı için 15,000 kilo kuru ot 1-10-933 pazar günü saat 10dan Il eka Jap pazari satın alacak * tır. Taliplerin mezkür saatte Merkez Satmalma komisyonu (361) (5296) ... Kuleli Lisesi talebesinin 1700 takım elbise ve kaputları nın apoletlerile şapkalarnın formaları yeni elbise kararna mesi veçhile 3-10-933 salı gü- nü saat 14 ten 15 e kadar pa - zarlıkla yaptırılacaktır. Talip İerin belli saatte teminatlarile Merkez Satımalma komisyonu- na gelmeleri. ... Küleli Lisesi için 50 masa 100 sıra ve 50 tabura aleni mü | nakasa ile almacaktır. İhalesi 24 Teşrinievvel 933 salı günü saat 14 te yapılacaktır. Şeraiti ni öğrenmek isteyenlerin her gün ve taliplerin belli saatte te minatlarile Merkez Satınalma komisyonuna gelmeleri. (360) (5297) Dikim evi için nümunesi | veçhile dört yüz bin adet ma- deni düğme 3-10-933 salı gü- nü saat 15 te pazarlıkla alına | caktır. Taliplerin belli saatte | Merkez Satın | Alma komisyonuna gelmeleri, | teminatlarile (356) (5301) Dr. A. KUTİEL Karaköy, Topçular caddesi No, 33 95 punenin yemek yeydiği lakalita şerefinize ziyafet çekecek. Petek bir şey işitmiyor. Gözü kâğıtlarda.. Amerikalılar vakit kaybetmek istemiyorlar. Rakip ( Almanların dün Berlinden yola çıktıklarını i- şitmişler, buraya ulaşmadan imza lâtmalı, işi bitirmeli. Elini bir daha kaleme attı, Bu sefer imzalayacaktı. Hiç bir kuruntu bu imzanın önüne geçe- miyecekti. Kalemin ucuna mü rekkep gelsin için şöyle bir salla- dı. Ve... Kalemin ucuna başı altınlı, zü- lüflleri burma burma, gerdanı bon- cuklu bir güzel genç kadın geldi. Gene durdu. Bu kadını seyre baş- ladr. Ne güzel kadındı bu. İçinde duyulmuyan bir ses: Annen! Dedi. Annesinin sağlık ve güzellik ha- lini andı. O zamanlar ki o babası sağdı. Yaylâda bir gözlü küçük, temiz bir damları, iki öküzleri, bir kaç davaları yardı. Annesi yedi ün en güzel, en şi idi. Şimdi buraya gelmiş, Parisin bu köşesinde Amerikaya gitmek için (362) (5295). Söz Bi MELEK MAHMUT MUAMMER CAHİDE NECLÂ Rejisör: ERTUĞRUL MUHSİN — e SEMİHA Allah Bir Musiki: MUHLİS SABAHATTİN Şimdiye kadar görülen türkçe filmlerin en güzelidir DAVET: “Söz Bir Allah Bir” filmi yarınki Pazartesi günü saat 10 buçuk- ta İpek Sinemasında Matbuat erkânma hususi bir matine olarak gösteri- leceğinden bilümum matbuat müntesibini, şehrimiz film şirketleri ve sinema müdürleri ve ayni zamanda sinemamız serbest dahuliye varakası olan- ların bilümum dostlarımızın teşrifleri | EML Yine büyük yıldız. Daima daha MELEK SİN ehemmiyetle rica olunur. . (8010) . Yıne bir şaheser... üzel filimler... İştes EMASININ prens'pi budur Önümüzdeki Çarşamba akşamından itibaren LİLİAN HARVEY ve CHARLES BOYER tarafından bir sureti fevkalâdede temsil edilen BEN İ gerin hüv İk ye zengin ve IMPERATORiÇE oneret gözterilecektir. * (8011) VERONİKA PAPRİK A kahramanı FR ANSIZKA GAAL'in yeni: filminin ismidir. Pek yatında ARTİSTİK Sinemasında LURK Misli görülmemiş DE M R SiNeMASINDA bir deniz filmi PENÇE Fransızca sözlü AŞK EDWARD ROBİNSON - ZİTA p tan "oc ” kısımlık rövülü komadi HEYECAN veDEH ğ E T filmi ICHARD ARLEN # ynca manzara. JOHANN - 5 İeşrmevvel Peşemve akşamından itibaren TÜRK SİNEMASINDA GABY MORLAY - VİCTOR FRANCEN PİERRE BLANCHAR tarafından müthiş bir kudret ve dehâ ile ibda edilen || Ç ateşin bir aşk macerası HÜLYALI Bürün İstanvui nalı bu hatta MELEK sinemasında SİLVİA SİDNEY ve GARY GRANT tarafından temsil edilen MADAME BUTERFLY (Jipon Çiçeği) filmini beğen'yor ve alkışlayör. İlâveten: . Paramount se dünya havad'sleri el İğ. Yeni neşriyat Türkspor beş yaşında Memleketimizin en eski ve kıymet- Wi spor gazetesi olan Türk Spor cu- martesi günü beşinci yılının ilk sayısı. nı cidden güzel bir şekilde neşretmiş- tir. Üç renkli bir kapak içinde ve mu- vaffakıyetli bir eser halinde çıkan bu sayının 24 sahifesini dolduran yazı ve resimleri biribirinden ayırt edilemiye- cek derecede alâka uyandırıcıdır. Beş sene muntazaman intişar ederek spor- cu gençliğe çok faydalı bir arkadaş ve rehber olan Türk Sporu tebrik ve bü- tün gençlere tavsiye ederiz. İRTİHAL Tünel Şirketi Meclisi İdare azasın - dan ve esbak Ziraat müdürü umumisi Bayındırlı zade Hasip Bey, altı aylık bir hastalıktan sonra vefat etmiş ve ce - kaldırılarak Rumelihisarında aile kabris- kaldırılarak Rumelihisarında ait kabris - Cnına defnedilmiştir. (7998) ; zmın karşısına dikilmiş, gülüyor, el sallıyor: — Gel! Gel! Diyordu: Yaban el. lerinde ne işin var? Ana yurduna gel anam Petek'im! Ana yurduna dön! Yıldız olacaksan bu ellerin yıldızı ol Yaylâ kızı! Gazi burada. Çankaya burada. Sakarya, yeşil söğütlerden gerdanlık, bulutlar. dan takı sarı o Sakarya burada. Bu çorak yaylanm toprak kokusunu duymuyor musun? Bu çorak yaylâlara on yıldanberi alın- di lüyor. oOÇorak yay- r yeşil (o yaylâlar oluyor. Bilinmezlere gitme! Bili- nene dön! Demiryoluna kavuşan Sivas Hollywood'dan güzeldir. Bu- raların kızları alnı ak (kızlardır. Yaylâ seni bekliyor. Damı yıkılan bir göz evin seni bekliyor. Çıplak ayaklı, dudakları güllü Petekler s6- i bekliyor. Noter Efendi oklava yutmuşlu- ğunu bozarak biraz eğildi: —Eğer halledilemiyen bir nokta varsa, dedi. Lütfen söyleyiniz, halledeyim. DUDAKLAR (MELOJ 8013 İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi Temsilleri Kşamı saat 21 de DİKKAT: Temillere tam sant doküz- da başlanacak ve perde açıldıktan s00- ra hemen kapılar kapanacaktır, Biletler şimdiden gişede satılmaktadır. Halk gecesi Jlilliyef m iz? Türkiye için Hariç için L LK Garmtemiz ilânlarin yete kah ei “BUGÜNKÜ HAVA Noter Efendi e — Bir şey göremiyorum. — Ben görüyorum. Fakat ons siz halledemezsiniz. (Hiç kimse halledemez. Birinci Amerikalı sordu: — Kaç dolarlık bir nokta? İkinci Amerikalı katıştı: — Onu da ikinci bir . mukavele ile hallederiz. Müşterek firmamı" zın bir milyona kadar açık kredisi var, Üçüncü Amerikalı da: i arkadaşlarımındır. Köse dayr yutkunarak: — Dünyada halledilmiyecek bir zorluk yoktur kızım. Hele bir im- za et, — Peki! Herkes derin bir nefes aldı. Yaylâ kızı büyük bir zorlanma ile bir el yazısı (P) harfi yazdı, ve 6 birdenbire kaskatı | kesildi. ör İ türlü (e) yi yazamıyordu. (P)'nir çengeli büyüdü. Açıldı. Aydmlağ- dı. Ankara kalesi bütün ovluluğu güzelliği ile karşısında duruyordu. “)