MİLLİYFT CUMA 8 EYLUL 1933 CİNNET DİYARINDA YAZAN: Mahmut Yesari 4 Dünya güzeline kaside! — Taş'tm nöşeli bir öğle yemeği! — Kahkahalar, şarkılar, nutuklar! Dünya güzeli (Keriman Halis anım için yazdığı methiye okun- mağa değer: Dünya güzeli Keriman Hanıma Seçildin güzellerin içinden sen en güzel Ey iffetli Keriman ey nazenin Matmazel güzellerin başına Hep kalemler kırılsa azdır ka- lem kaşına Sana Ece Keriman dedi necip Türk kavmi Bu ismi ihkak etmiş başka hanım var mt mahitap nurla gözlerin yıldız Dünya güzelliğine seçildin bah- tiyar kız Zarafetin cisminde nezaketin di- linde Kemer olmuş taravet sallanıyor belinde Saçlarının dalgalı kıvrıntısı mer- hale Saçın sünbül bahçesi erken er- | miş kemale Gözlerinde uyuyor melâhatin en- eda mı? Etvarım bürüyen nazla memzuç edamı Şuhluk, iffet, fehamet çorabının bağıdır | gençliğinin çağıdır Dişlerin inci gibi ak pâk beyaz tertemiz Kirlenmez ve çürümez her gün | kırsa bin ceviz | Dudakların çilekten daha ren gin görünür Bütün mevcut güzeller allığı sü- | rüni Ellerin gümüş kepçe kolların gü | müş baston Parmağını ödemez satılsa Çinde- kanton Hep güzeller önünde eğilecek- ler senin Çünkü halis gümüşten daha kıy- metli tenin Senin hüsnün Türklerin ayna- sıdır dünyaya Bu ayna hiç kırılmaz çarpılsa da | kayaya mutantan olsa lâyik Lâyıktır sana olsa hep güzeller halayık Kazandığın şerefi Türkler için kazandın semalara u- zandın Olmalı bir âbide sana güzel bir bahçe Hüsnünü temsil etsin açıldıkça gül gönce Sana çiçek negerek çünkü sen de giçeksin Bankalardan milyonlar çeken canlı bir çeksin Neler hediye etse azdır sana bu millet Milletin kesesine eyledin sen çok himmet bir şeref bahşeyle- din Türklere Giymek değil otursan lâyik sa- mur kürklere Düşmanların başına ayakların tunç tokmak kalbi olsun sana benzinli çakmak Buyurun bakalım? Nasıl, fena- mı? Güzellerle, güzellik müsaba- kası ile, hiç umulmadan © kimler €şgul oluyorlar? Mehdi şairin şarkılarından da bir nümune görün: Şikâyetim sendendir gönül şa: dolduğun yok Her emelden mahrumsun ber- murat olduğun yok Cefalarla hemdemsin sefayı bul-| duğun yok Bir an olsun elemden âzade kal- dığın yok Mehdi şair Eşref'in, destanı, Methiyesini, şarkısını okuyunca şa- irliği haklsında kâfi bir fikir edin- iniz. İl Zararsız, o halde | Kıraliçe sen oldun Gülünç yüzün Zindeliğin kaynağı | İstikbalin ne kadar Frenklerin elinde Başka tü: Eşref'in Allahtan ki o gün, mehdili pamıştı yoksa divanmı o almak bahtiyar ndan ve okumak zev- inden mahrum kalırdık. Yemek vakti! p Beyaz gömlekli kadın, erkek ha- “meler, ellerinde irili ufaklı tas- ar, karavanalarla pavyonlara ye- Mek taşıyorlar, Pavyonların kapıları açıldı ve et örgülerin içi behimi stiiarla, | smlamağa başladı. N Pavyonun arka tarafındaki uzun ahta masa ve sıraların etrafını Mr. | beyaz donlu, beyaz gömlekli Sıplak ayak bir insan sürüsü kuşat- la coşan bir yemek sofrası! tı. Çocuk denecek kadı genç kız- lar, genç ve orta yaşlı, ihtiyar ka- dınlar, ellerini kollarını oynatıyor, yerlerinde duramıyor, zıplıyor, rıyorlar!.. Cinnet diyarının en şen neşeli sakinleri bunlar olma! Kül aralarının üpülöridilmi kabin na sığamıyan, neşe kabını taşıran- lar da var. Onlar gömlekle dolaşı- yorla. Masaların etrafı, arı kovanı gibi oğuldıyor. Kadın hademeler, sıra- larm üstüne çıkarak yemek kapla- rını dağıtıyorlar, Ne serbest, etiketsiz, lâubali ye- mek sofrası.. Gülüyor, kahkahalar atarak gülüyor; kaşlarını çatarak küfürler ediyor, yumruklarını sıka rak bağıra bağıra nutuklar söyli- yorlar, Kuzguni siyah bir arap bacı, ö- | nüne çektiği sahandaki kabak dol- masını avuçlıyor ve beyaz dişleri- ni göstere göstere bağırıyor: Kabak... Bir de ma- | karna... Evet sana söyliyorum, yü- züme ne bakıyorsun? Ben, alışma- dım ayo! Lalanga isterim, turşu lâpası isterim... Sen, beni tanıyor musun? Yanında oturan yumurta kafalı zaif bir çocuk, kabak © sahanını kaptı ve kaçtı, Fakat bacı, nutku- na devam ediyor. Kabak sahanını kapıp kaçan çocuk, demir örgü- nün uc köşesine koştu, saklanır gi: bi çömeldi, kabak dolmasını avuç- lıyor. elinde büyük bir ekmekle tel | örgüden bakan saçları makine ile kesilmiş, kuru esmer, yüzlü bir ka- dın, kabak dolmasını avuçlıyan | çocuğa usul usul yaklaştı. Çocuk kabak sahanını bırakmış, sıçrıya- rak masaya dönmüştü. Saçları ma- ne ile kesilmiş kuru ve esmer yüz | lü kadın, elindeki ekmeği hiddetle tel örgüden dışarı attı ve kabak sahanı üzerine atıldı. Masanın baş tarafımda, beyaz saçlı, şi uma, Giritliye andı- ran bir ihtiyar, ayakta durmuş, aj lar gibi bir şeyler söyliyor. «Koyu sarı saçlı bir genç, elinde ısırdığı ekmeği, ihtiyar kadının ağzına u- zattı, ihtiyar kadın, ekmeği dişle- di, fakat tekrar dişlemesine vakit kalmadı, kulakları salkım küpeli, ıçları tepesinde başak gibi dikil. miş sıska esmer bir kız, ekmeği o- nun elinden kaptı, ,pavyonun ön tarafma koşuyor. Eline sapsız bir kaşık geçirmiş tıknaz bir kadın, yerde (o bulduğu bir kabak sahanında pirinçlerini ayıklıyarak yiyor! Bu bir yemek sofrası değil, âdeta devirlerin çıl. gm işret ve sefahat âlemlerini hı tırlatan bir Bacchanale “sahın, Kahkahalar, şarkılar, nutuklar, naralar, küfürler; hepsi ayrı ayrı sağanak halinde!,. Hademelerden birinin, kirli kap- ları daldırıp çıkardığı bulaşık suyu | karavanasına £ saçları merdiven merdiven kesilmiş, gözleri içeriye batmış bir genç kız yaklaştı; Bu. laşık suyuna ellerini soktu, çıpıl Şıpıl yıkandı, sonra baktı, güldü, güldü, ki nı soktu ve sudan ka- na kana ii Yemek sofrasındaki arı oğultu- su devam ediyor. Oturanlardan ki- mi kalkıyor, bir müddet keyifli ke- yifli, yahut hiddetli dolaşıyor... Ki- | mi durup dururken ekmeği var kuv vetile tel örgünün dışarısına fırla- tıyor, sonra sağında veya solunda- kinin ekmeğini kapıyor. Bu mütemadiyen kalkıp oturan sofra halkının keyfine dokunma- yın... Bazan bir dilim ekmek ısırıla ısırıla, dişlene dişlene, bir yemek sahanı avuçlana avuçlana © bütün masayı devrediyor. Mahmut YESARİ Vecihinin geçirdiği kaza Tayyareci Vecihi Beyin tayyaresile Kadıköy üzerinde bir uçuş yaparken, makineye ârız olan bir sakatlıktan do. m dire ve talebesi Fu- at Beylerin hafifçe yaralandıklarını yazmıştık, Aldığımız tafsilâta göre, Vecihi B, bir aralık çok aşağıdan uçarken kot ra direğine ansızın çarpması üzerine tayyarenin müvazenesi bozulmuş ve kaza vukun gelmiştir. Çarpışma hafif sının önüne geçi emiştir. Tayyarenin kayatları ve pervane si tamamen parçalanmış ve kulanı'ma yacak bir hale geli kazadan sonra hafif Fuat Bev de, sukutun tesiri tır. Verihi ve Fuat Bevlerin bir iki verleri berelanmekten baska vücutçe bir â »madıklarını memneni vetle öğrendik. Tekrar geçmiş olsun dı riz. Mevsim başlarken Bu hafta, Beyoğlunun iki büyük sa- lonu yeni mevsime başlamak üzere ka- pılarını açıyor: Melek çarşamba akşa- mı (Tersine dünya) filmile, Saray (Es- ki Glorya) perşembe akşamı (Bekâr Baba) filmile.. > Bu sene yaz mevsiminin plâj »e gar zinocuların zararına serin göçmesi ya- zm başında olduğu kadar sonunda da sinemacıların yüzünü güldürecek gibi görünüyor. Avrupada herkes serinletil- miş salon ararken bizde üşümemek sinemaya gidiyorlar. Arapça bir darbı meselde denildiği gibi (Birinin zarari Vakıa bu sene mevsim, geçen sens- lere nazaran daha erken başlıyorsa da mevsimin ciddi programlarının da he- men başlıyacağına pek ihtimal vermiyo- ruz. Bu haftalarda gösterilen filmler mevsim ortasında tekrar gösterilmek ü- zere ayrılmış filmlerdir. 933 — 934 sinema mevsiminin baş- ladığma dair olan bu kısa yazımızda sinemacılarımızın büyük bir kusur ve ihmallerinden bahsetmeyi gazeteci vazi- fesi biliri : Daha dört sene ancak oluyor ki: gazetemizde ilk sinema, sahifesini biz yapmıştık ve bunu şehrimizin maruf bir sinemacısınm teşvikile yapmıştık, O 20- man bülün sinemacılar bu teşebbüsü alkışladılar, tasvip ettiler, manevi yar- dunlarını eksik etmediler. Zaman geş- Evvelen kat'iyetle iddia ederiz kiş bizdeki sinemacılar ve filmciler (Mat dirler ve kendilerini böyle bir. mükellef addetmezler, Bunların içinde yalnız bir firma bazı gazetelere Avru- padaki reklâm neşriyatından © birinin haftalık mecmualarını göndermeğe delâ- let etmiştir. Ve bu servis kendi kendi- ne devam eder gider, | Sinemaları. mız garip bir Kurunuvüsta zihniyetile | mevsim esnasında ne filmleri göstere” :oğini olsun haber vermek istemez, Ra- kihinden, komşusundan — yılar, mecmuu dört beşi geçmiyen bu esnaf | arala. sai- şimdiye kadar hiç bir meseled: rmda birleşmiş değildirler. Bi leri biribirlerini kırmak ve szrar etmek- tr. Bu harekette haklı mıdırlar, orayı Milmayin fakat (vazıh müşahede) bu- du Bunlardan hiç birisi mevsim başın- da seyircilerini, matbuatı ve halkı o se- menin yenilikleri hakkında, yeni artist leri hakkında, tenvir » etmez, Haydi bunları yapmak istemiyorlar veya ya- pamıyorlar diyelim, Lökin cskiden haf- tada bir beş tane fotoğrafin ufacık ve fena tercüme edilmiş bir hülâsayi gaze- telere gönderirlerdi, şimdi onu da yap- mıyorlar,. Ve saniyorlar. ki; - gazeteler, sinemacıların ve filmcilerin peşinde ko- şarak yalvarıp yakararak bu malümatı alacaklardır. Boş hayal! Binlerce lira ver getirttkleri film ler için burada özürsüz bir mübaliğa debiyatile filme aldırdıkları haftalık. kısa gazete ilânlarından başka hi me: yolda meler yapmakta olduklarını dür Şünmüyorlar mu? Sinema işleri, bir zabıta vak'ası de gildir ki gazeteci onun peşinden git- sin ve bütün unsurları toplasm!, Sine- ma sanatla, ticaretin birleştiği garip bir halitadır. Gazeteciler bugüne ka- dar bu garip halitanın hırpalanmaması ve san'ati başkasına ait te olsa ticareti Vilâyet koşusu bugün Bugün yapılacak son koşulara yirmi yedi at iştirak ediyor Yarış ıslah encümeni tarafımdari ter. tip edilen at yarışları geçen hafta niha- yet bulmuştu, Bu hafta da İstanbul lâyet ve belediyesi tarafından tertip © en at koşuları yapılacaktır. Bu koşu diğerleri gibi beş koşu olarak yapıla" caktır, Bu yarışta en ziyade nazarı dik- etlbeden şoy her yarışın ayrı ismi | olması ve yarışlara 27 atın girmesidir. Bu yarıştan başka artık yarış yapılmı- yacaktır. BİRİNCİ KOŞU: 1933 senesi zarfm- dâ biç koşu kazanmamış üç yaşmdaki yerli yarımkan arap ve halitkan arap erkek ve dişi taylara mahsustur. 4 at iştirak edecektir. İkramiyesi: — (250) liradır. Birinciye, 175 lira, İkinciye 56 lira, Üçüncüye 20 liradır. Dühuliyesi: Iki buçuk liradır. Siklet: 56 kilodur. Mesafesi: 1400 metredir. IKINCI KOŞU : si koşusu) Üç ve yerli ve yarım İn; mahsustur. 9 at iştirak edecektir. İkrar miyesi: 400 liradır. Birinciye 325 lira ikinciye 55 üçüncüye 20 liradır. Dühu- liyesi: 4 liradır. Sıklet: Uç yaşındakiler 50 kilo, dört yaşındakiler 60 kilo beş ve daha yukarı yaştakiler 62 kile taşıyacak lardır. Mesafesi: metredir, ÜÇÜNCÜ KOŞU Adalar koşusu. Handikap Üç ve daha yukarı yaştaki saf kan İngiliz at ve kısraklara mahsustur. liradır, Birinciye 375 hira ikinciye 55 lira üçüncüye 20 liradır. Dühuliyesi: dört buçuk liradır. Mesafesi 2600 net redir, DÖRDÜNCÜ KOŞU : Veliefendi ko şusu, Dört ve daha yukarı yaştaki yerli yarımkan arap ve haliskan “arap at ve ksraklara mahsustur. Sat iştirak e- decektir. İkramiyesi 400 liradır. Birin- ciye 325 lira ikinciye 55 lira ücüncüye 20 liradır, Dühuliyesi: 4 liradır, Sik- * memesi için her Dünya filimciliği ne kadar sermaye üstünde duruyor Dünya sinema sanayiinde 45 milyar frank sermaye vardır. Bunun yüzde sek i 36 milyarı Amerikanındır. A- | merikada bu yüzden 350 bin kişi geçi F'er hafta dünyada sinemaya gidenlerin adedi 250 milyondur. Bunun 115 mil- yonu Amerikadadır. Her sene sinema reklöms için 2 mil. yar frank sarfedilmektedi Almanyada — Fransadan © Almanyaya 933 - 34 | mevsimi zarfında 40 film ithal edilmesi | hakkında Almanlarla Fransızlar arasın- da £ hâsıl olmuştur. — 1933 - 34 mevsimi için 103 Alman filmi hazırdır. — Maruf Alman Güstav Frö- ich vâznsahne olarak ilk filmini Peşte- | 9 çekmiye başlıyacaktır. po Fransada film çevirmeğe başlıyan Pola Negri bizim olan bu müesseselerin zarar gör- imkünü yapımışl dır, Bunâ mukabil sinemacılarımız ken- di İşlerinin neşriyatna ait gayretlerini bugün artık sıfıra indirmiş bulunuyor. ar, Mahiyeti meçhul bir lâübalilik eseri olan bu geyşemenin bu sone artık orta dan Şiialliğinı ve matbant gönt ek bütün tafsilâti- .| le saktiğde haberdar edileceğini, retim: lerin ve; teknik malümatın muntazaman gönderileceğini kuvvetle ümit ve temen- ni ediyoruz, Sinemacılarımız pek âlâ bilirler gazetelerimizin abone olduğu Avru, mecmua ve gazetelerinde bu malümatı bulmak hem de en bitaraf kalemlerden öğrenmek mümkündür, Ancak çok de- fa bizde filmlerin asıl â vildiği için ona görmeden mek müşküldür. Program gösterilmeye başladıktan sonra yapılan neşriyatı da | sinemacılarımız gecikmiş addediyorlar. | Hâlâ umuyoruz ki sinema sermayedar- larımız matbuatı ihmal © etmiyecekler- dir, Burhanettin let: Dört yaşmdakiler 54 kilo beş ya- #mda ve daha yukarı yaştakiler 56 kilo taşıyacaklardır. 933 senesi zarfındaki ka zandıkları ikramiye yekünu 500 lirayı dolduranlara ikişer 600 lirayi dolduran- lara üçer 800 lirayi dolduranlara dörder ve daha fazla kaznmış olanlara beşer kilo ilâve edilir. Hiç kazanmamış olan- lardan beşer kilo tenzil edilir. Mesafesi: 4000 metredir. BEŞİNCCİ KOŞU: Dört ve daha yu kari yaşta ve 933 senesi zarfında kazan dığı ikramiyeler yekünu 300 lirayi dol- duramayan yerli, yarımkan arap ve ha- liskan arap at ve kısrakira mahsustur. 4 at iştirak edecektir. İkram 200 liradır. Birinciye 125 lira ikinciye. 55 lira üçüncüye 20 liradır. Siklet: Dört yaşındakiler 58 beş ve daha yukarı yaş | takiler 60 kilo taşıyacaklardır.. Mesa- fesi: 2000 metredir. Celâl Bey geldi (Başr 1 inci sahifede) hati etrafında izahat vermişlerdir. Ve kil Bey, dün Sirkeci istasyonunda ken dilerini karşılayan gazetecilere seya- hat yorgunluğundan dolayı henüz bir şey söyleyemiyeceklerini beyan etmiş lerdir, Iktısat vekili Celâl Bey dün öğ- leden sonra üçte Dolmabahçe sara- yına giderek Gazi Hazretleri tarafın dan kabul edilmiştir. Reisicümhur Hz. Celâl Beyi Ankaraya hareket buyur- dukları saate kadar meztlerinde alı koymuşlardır.. Yarın Ankaraya gidecek olan Ve- kil Bey hükümet merkezinde Yunan nazırile cereyan edecek müzakerata iştirak edecek, birikmiz işleri, takas ve sair meseleleri tetkik eyleyecektir. Celâl Bey Avrupada vaptığı itilâflar hakkında da Heyeti Vekilede izahat Yunan başvekilinin Seyahati Bir erkek güzeli: Yeni Sinema haberleri | * Maurice Chevalier Hollywood'da in gilizce ve fransızca olmak üzere yeni bir film çevirecektir. Filmin ismi (Aşk yo- la) dur. * Boby le Roy ismi verilen bir yaşın- daki bir artist o Maurice Chevalier'nin Monsieur Bebe ismindeki filminde oyna- dıktan sonra Paramount Firması hesal na daha üç filmde'oynıyacaktır. Ne ta- lihli çocuk değil mi7. Almanyada çevrilmekte olan (Dü: yanın öbür ucu) ismindeki film çekilir. İken hazır olmak üzere Fransız matbuatı | davet edilmiştir. Bu filmin fransızca nüs | hasında Kate de Nagy ve Pierrer Blan- char oynuyorlar. * Münich Fransız Konsolosu bu şehire deki Galsteleteiğ stüdyolarmı ziyaret et miş ve Tunnel filmi çevrilirken hazır bu Tunmuştur. * On sene evvel eylül ayında piyasa- ya çıkarılmış olan filmler: Büyük Petro (Emil Janninge ile), Sa- ev, Çocuk kral, Parisli çapkın, şarkısı, Jöneviev, Öldürdüğüm a- dam, Bübacıkk, Sadık kalp, Caz ve gita- ta, Dilenciler Kralı * Mary Pickford ile o Douslas Fair. banks'ın boşandıkları yeller. Mary r'un anası Mary değildir, Doug las'ın ilk karısmdandır. * Rusyada beş dil üzerinden bir film çevrilmiye başlanıyor. — Bu filmin adı (Büyük Petro) dar. Ve üç kısımdan mürekkep olacaktır. * Richard Arlön bilâinkıta on senedir Paramount firmasile konturatlı idi. Bu komturat ahiren bitmiş-ve henüz. tecdit edilmemiştir. Üzen konturat rökoru bu suretle teessüs etmiştir. * Meşhur yüzücü ve sinema Yıldızı (Aslan adam) ismini alan Bester Crabbe (Başı 1 inci sahifede) re bu sabah toplanmıştır. M. Çaldaris, içtimada hazır bulunan muhtelif siyasi fırkalar rüesasına seyaha- tın maksadını ve Ankarada imza edi- lecek olan Türk - Yunan dostluk mi kının mahiyetini ve ayni zamanda hükü metin siyaseti hariciyesinin anahatları- nı izah etmistir. M. Çaldarisin izahatını takiben bilu- mum firka reisleri, hükümetin dünya | sulhüne bâdim olmağı | istihdaf eden siyaseti hariciyesini tasvip etmişler ve Türkiye ile bir dostluk yeisakı imzası hususunda tamamen mutabık oldukları nı bildirmişlerdir. Yunan emniyeti umumiye müdürü şehrimizde Yunan Başvekili Mösyö Çaldaris'in layısile / şehrimize an Eminyeti umu miye müdürü Mösyö Ange Evert dün müzeleri ve Topkapı sarayını ziyaret etmiştir, Muhterem misafirin mihman- darlığına komiser Nail Bey tayin edil- miştir. Bayii Sofya seyahati zetesi yazıyor! T kiye Başvekili İsmet Paşa Haz- retlerile Hariciye vekili Tevfik Rüştü Beylerin Sofyayı ziyaret programları tasdik Ismet Paşa ile Hariciye vekili Tev- fik Rüştü Bey 20 eylülde Sofyada e k i i a il Paşa Hazretlerinin verecekleri cevap» tan anlaşılacaktır. Türk misafirleri evvelen sefaretha- yerleşeceklerdir . Türkiye Sot- nelerine ya elçiliğinin kalemi mahsus müdürü | gem Zeki Bey bugünlerde ziyaret programı hakkında Ankaraya gideceklerdir. MAŞ verecektir. Vekil Bey Ankaradaki iş- lerini intaç ettikten sonra tekrar is- tanbele gelecektir. i Fransız artisti Jean Pierre Awment.. Rus sinemacılığı Geçen sene Rusyada 950 film çevrildi Rusyada bütün sanayi gibi sinemacı lık ta hükümetleğtirilmi Orada iki film çevirme müessesesi vardır. Mejral- İ por ve Soyouzkino. Bunlardan birinci yalniz Moskovada ikincisi hem Lenin- grat hem Moskovada stüdyolara malik- tir. Bu stüdyolar Rusyanın Hollywood u addedilen Potelicha sırtlarında on bü. yük binadadır. Ve bütün teçhizat en son fen esaslarına göre yapılmıştır. Rusyada geçen sene 950 film çevril- miştir. Bu meyanda havadis filmleri da- bil değildir. 950 den 300 tanesi sanat eserleridir. Geri kalan 680 si ise terbiye ve öğretme filmleridir. ———— ———— ata binmesini bilmiyor. Son çevireceği filmde ata binmiye mecbur olacağı için şimdiden talim etmekte ve her defasın- da attan düşmektedir. * Güzel Silviya Sidney elyevm Paris tedir. , * Paristeki sinema üniversitesi yakın. dn tekrar derilere başlıyacaktır. Bu mü essese açılalı üç sene olmuş ve mütcad- dit genç artistler yetiştirmiştir. * Pala Negri'nin çevireceği (Taas- sup) isminde ve başlanmıştır. * (Demirhane Müdürü) filmi bitmiş- tir. Başlıca artistleri Gaby Morlay ve Henri Rollar'dır. | * Alman sansörü King - Kong filmini menetmiştir. * Herbert Ernest Grek ismindeki Ak man tenoru (Saadet şarkısı) ismindeki filimde baş rolü almıştır. Vatan için Ölenleri ziyaret (Başı 1 inci sahifede) şehitlerini ziyaret vapur s0 yahati tertip etmiştir. Gülcemal va puru dün akşam, ziyaretçileri hâmi « len saat 18 de Galata rıhtımından ha reket etmiştir. Vapur, alay sancaklarile donan - mış ve Marmaraya açılırken hava fi- şekleri atılmıştır. Gülcemal cumartesi sabahı limanı muza dönecektir. , Gençliğin iki güzel kararı Türk talebe birliği idare » heyeti dün toplanarak öl in iş perşem be günü Çanakkale şehitliklerine bir ziyaret tertip etmiştir. Talebe şehitlik lere varınca karaya basacak, bütün şik heda mezarlarını birer birer gezecek birer çelenk SİHHAT ALMANAKI Büyük tıp üstatlarımızdan (Mazhar Osman) Bİ. nin çok geniş fedakârlık. larla ve yüzlerce doktorumuzun en fay dalı yazılarının da ilâvesile neşrettikler ri ve bir nüshasını, yüksek iltifatlarile namıma gönderdikleri bu emsalsiz sağ- lik definesi kılavuzunu, bütün kıymet tanıyanlarımıza, şükranla | tavsiye ede rim. Türk şiir kral; Filorinalı Nâzem (7172) .. sa Göz Hekimi »r- Dr. Süleyman Şükrü Birinci sınıf mütehassıs (Bâhsali) Arikara caddesi No. 60 Vuva dak Ürlka bal “Mi ai ka Mah malda