Şeh şleri Istanbulda su meselesi Bizim İstanbul Belediyesinin, bu ta- fihi şehri idare ederken, onun taril ni daima hatırında tuttuğu pek te din edilemez. İstanbulun meşhur yeni ka nalizasyonu belediyede imar tarihinin u- Butulmuş olduğuna kâfi bir delil iken bu kanalizasyonu bize hediye | eden şehremini kendisinin şehir tarihi ile alâkası olmadığını teşhi: Impara- tor Justinien'in hiç bir eserini yerinde bırakmıyacağını gazetelerle ilâna lü- tü. Bereket versin ki,o şehi inin makamındaki ömrü ve- fa etmedi de Ayasofya, o güzel moza- yıklarile birlikte, yerinde kaldı. Terkos Kumpanyasının ortadan kal dırılarak, İstanbulda su işinin mes'uli- yetini belediyenin kendi üzerine ması da, fikrimizce, İstanbul tarihinin belediyede rağbet görmediğine yeni ve parlak bir delil teşkil eder. - Çü: kü, belediye bu şehirde susuzluk xünden çekilen zahmetlerin taril hatırlamış olsaydı, elbette terkos kumpan yasını kaldıracağı yerde, onu yerinde bırakmak için elinden geleni yapar ve susuzluktan ber defa şikâyet edildik- çe “vur abalıy» rek Terkosu bir kalkan gibi kullanırdı. Öyle yapmadığı için, şimdi susuz luktan şilâiyetler hep doğrudan doğ. ruya belediyeye dönüyor. (Mi üç gün evvel yazıyordu: Fab: su işinde belediyeden yaka silkiyor- larmış!, Felek bile | hararetten su.. su.. diye feryat ediyor. gizem Istanbulda su derdi bu şehrin kuru- luşundan beri vardır. O Burası daha Garbi Roma İmparatorluğunun küçük i i ilâdim ikinci asrında in, una bir çare bulmak ve Berberizes denilen, bizim Küğithane ve Alibey derele- rinin sularını buraya getirmeğe çalış- inş, fakat derelerin alçak © olmasın. ışte. Dördüncü asırda şehir imparator. luk merkezi olunca su işi daha ciddi- İniş ve btranca ormanı tarafından st Fakat bu sular pek az olduğu gibi, za- ten barbarların İstanbul üze: $ bn sefer derenin membaları olan ırmaklardan su getirmek kabil olmustur. Şehir büyüdükçe esasen az olan yal üç derenin suları, © başlarında Vi beee iple eriş radan şehre getirilirdi. Başhavuzun erisin Elleme Keme sehir için- de de büyük havuzlar yapılmestı. Şim- di bize spor mevdanı olan Çukurbos- tanlar işte o büyük havuzlardır. Üstü açık oian bu havuzların zararı onları yapanların da gözlerine carptığından sonraları yeraltında büyük sarnıçlar vapılmın ve muhasara zamanları için Tizen olan sular bu sarnıçlarda sak- imdi bizim antika diye gez- birdirek, Yerebatan sara- altındaki Üç derenin suyu da bede idare etmediğinden bunlardan başka bir de Alis kemeri suyu diye bir membadan gelsn &u vardı. Böyle dört muhtelif yerden başka başka ve her biri büyük masraflarla yapılan kemerler ile İstanbula su ge- tirmak mecburiyeti bu sehrin daha Bi- yama Anvrinda mavsinltan ne kadar zahmet çektiğini kâfi derecede gös- terir. İstanbul Türk © İmparatorluğunun merkezi olduktan sonra da sehirde su sıkıntısı davam etmistir. Daha yüz se ne evvel İstanbula gelen bir Amerika- Milliyet'in edebi romanı: YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — Yavaş yavaş inandıracağım. O vakit onlar beni bırakmıyacaklar. — Ogün gelinciye o kadar ben sizin stüdyonuzu mu bekliyeceğim? Bunu mu istiyorsunuz? — Alay etmeyiniz. Ogün ya- kındır. Ö güne kadar başka sekil de anlaşabiliriz. — Köse dayı ile konuşunuz. — Benimle hiç konuşmasın. — Neden? — Senin hesabma ben Yahudice © konuşurum da, — Kolay anlaşırız. — Yani? — Yani ? Petek Hanım Elhamra da çalışsın. Petek atıldı: — Gecede on altı lira! — On altı defa teşekkür ederim. e bol teşekkür! — Elbette. Ben bunu teklif etme- — Ze gelirken en az yirmi beşi gözü- me al rin. In pek doğru olarak söylediği gibi, burada cami şadırvanlarmdaki, ince- cik bir su aktan küçük musluklar bu şehirde suyun hiç bir vakit bol ol- madığına alâmetti Bizans devrinde üç derenin suyunu İstanbula getiren yollar gittikçe bo- zularak suyun miktarı daha azaldı. ğından büyük Sinan heş sene bu yol- ları tamir etmekle uğraşmış ve İstan- bul suyunu çoğaltmıya çalışmıştı. Daha sonraları o üç küçük derenin min edilemiyeceği tamacten unlaşıldı- ğımdan on yedinci asrda, hakikaten dâhiyane bir fikirle, eskı Acem me- inler enli olam bonilerde yağ. | mur sularını toplamak usulüne müra- makalesi yetişmiyeceğinden © şimdi 1 — İstanbul tarafına Kırkçeşme sularını veren Belgrat bentleri — To- puz bendi, Büvük bent, Kirazlı bent ve Ayvat bendi diye — dört tanedir, Hepsi birden dolduğu vakit ve hiç su kaybetmezlerse, 1,623,612 metremikâi bi su topliyabilirler. 2 — Beyoğlu tarafı ile Boğaziçinin Rumeli tarafıma Taksim suyunu veren Bahçeköy bentleri — Valde © bendi, bent diye — üç 619,700 metremikâbı su toplıyabilir- 2 ... Bu bentlerin topladıkları sular da İstanbulun ihtiyaca yetişmediği gi bi yüksek mahallere de çıkarılamadı ğmdan bir çok küçük membala: su toplanarak ayrı ayrr er getirtilmiye zaruret gö Kalı suyu dediğimiz ba yollardır tanbul tarafındaki 16 ve Beyoğlu ta- rafındaki 1 suyun hepsi | birarada ile Boğaziçinin Anadolu taraflarında hesapsız çeşme suları varsa da bunlar rın ne kadar su verebilecekleri bizce ler. Başka büyük şehirler gibi İstanbulun da müşterek suyu bol ol. saydı, ayrı yollar yaparak su petirt- mek bir hayır işi olmaz ve bol su sar. fetmek te bir israf addedilmezdi. Zaten gerek Kırkçeşme ve Tiksm | sularmın, gerek Halkalı sularınm eta si miktarları birer hendese adetleri- | dir. Kırkçeşme suları nazaci olarak günde 120,600 metremikâbi su akıtmak icap ederken — elimizde bulunan ve on sene evveline ait bir vesikaya gö- | ve — kışın en çak 3600 ve yazın en az 1800 metremikâbı verebilmekte. | dir. Halkalı suları da esasen © 6120 metremikâbı iken gene on sene evvel kışın en çok 600 ve yazın en az 300 | metremikâbı akabilirdi. On seneden- beri bu yolların ciddi bir tamir gördü. | ğüne dair haberimiz olmadığından o vakittenberi daha azaldıkları kolay- ca tahmin edile .. 1889 senesinde Terkos suyu kum- panyası İstanbula tazyik altnda” ve evlerin yukarı katlarma çıkabilecek kadar kuvvetli su verince İstanbulda su sıkıntısının zail olduğuna hükmedil mişti. Vâksâ irkçeşme, Taksim ve Halkalı sularının esas itibarile her gün verebilecekleri 13.800 metremi- kâbı suya yeni kumpanvanın günde vasati olarak verebileceği 23,300 met- remikâp su ilâve | edilince © günde 49.100 metremikâp su İstanbul için büvük bir ümitti, Fakat tazyik altında su meydana çıkınca artık İstanbulun eski su yol- larma bakılmaz o'du. Yolların bir kıs mı büsbütün bozuldu. Eski vollardan bol bol su alan mürsseselerden, cami- lerden hazılarma bile Terkos suyu a» lındı. Nihayet bütün su işi hemen he. men Terkos kumnanyasınm üzerinde kaldı. O da elindeki o mahdut suyu her tarafıma yetistiremediğinden — daha evvel suvoleularmın yaptıkları gibi — İstanbulun muhtelif semtlerine 61 Samuel Bensusan gülerek lâfa karıştı: — Petek Hanımın pazarlık et- meğe hakkı yoktur. Umumi vekili benim! Graboveki ikisinin ortasını bul du: Yirmi. Fakat bir şartla: Önce- ki teklifleri yapılacak. İhsan İ- pekçi razı oldu. Akşam yemeği i- çin Tokatliyana devat etti. Yemek- ten sonra Elhamraya gideceklerdi. Yemeğe oturdukları vakit Petek” i bir gülmek tuttu. — Ne gülüyorsun yavrum? — Aynaya gülüyorum. Karşıki büyük aynada köşeden köşeye ince bir çatlak vardı. Çatla- ğa isabet eden Petek aynada tuhaf bir şekilde ikileşiyordu. Ağzı çar- pık, burnu iğri, çenesi şiş görünü- yordu. — Bu aynayı neye “değiştirmi- MILLIYET ÇARŞAMBA 6 EYLOL 1933 LESIHHİZ ZN ÜS ÖĞÜTLERİ Vücut ve sıhhatinizin deva- mını temin eden sebep ve amiller Uyku zamanında vücudunuzda alelâ- de zamanlardakinden ziyade maddi ve manevi bir yorgunluk duymamalı, Sa- bahleyin kalktığınız vakit | vücudunuz dinlenmiş bulunmalı, Kuvvetli ve fayde- lı yemekler için iştihanız yerinde Devamlı hemmiyetsiz bazı rahatsız- Iıklardan şikâyetiniz olmamalı. Halk ile ihtilât ve düşüp kalkmaktan zevk duy- malı. Nefsinize itimadınız olmalı. Yaşımız. ve boyunuza nisbetle sikletiniz takriben G. ondan aşağı veya 15 ten yukarı bu- lunmamalı. Hal ve tavrınızda sıkhat ve İş yapmağa kudret görülmeli. Ayaklar ve bacaklarınızda bir istrabınız” ölma- malı. Adalel in mukavemet küdreti mevcut bulunmalı, Gözleriniz ya döğru- dan doğruya veya gözlükle iyi görmeli, 16 kadem mesafeden konuşulduğunu duy malısınız. Deriniz temiz, rengi güzel ol- mali: Saçlarınız çok yağlı olmamak yar. ile yumuşa k bulunmalı, Kuru olmama- lı ve kırılmamalı, Dişleriniz sağlam veya doldurulmuş bulunmalı. Sık sık soğek alıp hastalanmamalı. Daimi veya sık sk gelen sancı ve dan mustarip bulun in bir miktar esmer ek- ünde altı bardak su içmeli. | İ vereyi takriben sekiz saat uyku uyu. v yemeklerden sonra ber gün bir mıktar tatlı yemeli, Yemek: İ lerinizi her gün ayni saatte yemeli mey- a | veler başka zamanlarda da yenebilir, tatesten maada her gün iki türlü sebze yemeli, Bunlardan bir pişmemiş, salata halinde olursa daha ölâdır. Lâakalşgünde bir kere yemiş yemeli. Et, süt, peynir, yumurta, balık gibi şeylerden birini her gün yemeli. Yemeklerinizi yavaş ve mun de ve gerek dışarıda her gün en aşağı ya- rım saat kadar kuvvetli vücut idmanları yapmalı, Her günkü © eğzersiz ve hare İketlerden manda haftada nihayet on sa- at kadar bir müddet içtimai faaliyet, ütalen eğlence ve gezintilere sarfetme- W İş ve meşguliyetiniz haricinde hayati ve haz ve memnuniyetinizi badi bir zevki nizi tatmin eden iyatlarınız varsa onları gene bildiğiniz ve yaptığınız gibi yapınız. Büyükada : Dr. ŞÜKRÜ Asrın umdösi “MİLLİYET” ür. ABONE ÜCRETLERİ : > K. Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti geçen müshalar 10 kuruştur. — Geitete ve matbaaya ait işler için müdiriyete mü- racant edilir. Gazetemiz ilünların mes'e- iyetini — BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy nekeri rasat merkesinden ve rl limata göre bugün hava er bu- lutlu ve sakin olacaktır. Dün hava tazyiki 757 milimetre, an faz İs hararet 26, en ax 17 derece idi, İmıyan yerlerde yangın çıkın- İemedi. İstanbulda büyük büyük yangınlar oldu, Yangınlar bü - yüdükçe eski Kırkçeşme ve Halkalı suyollarının bozuklukları arttı. Eski su yolları bozuldukça Terkos suyunun azlığı bir kat daha meydana çıktı. Dizer taraftan İstanbulda hayat lanması il partilerde barel bapyolz yapıl. dı; vapurlar çoğaldı; fabrikalar tı; otomobiller geldi. Bunlar: he, su düşmanı, Vâkın sokakların sulan- ması çoktan unutuldu. Fakat öteki su düşmanları hep işliyor, su istiyorlar. ki susuzluktan “ şikâyet simdi fabrikalardan çıkıyor. ondan. — Aynanın hatırası m olur? — Niçin olmasın, Büyük muha- rebeden bir gün evvel — burasının camlarını çerçivelerini kırdılardı. Bu aynanın çatlaklığı oradan kal- mış. — A, çok münasebetsiz bir iş! Kim kırdı bu güzel şeyleri? — Kılıçlar istasyonunda sana pis çingen diyen adam. — Zaten suratından belli. Men- deburun birisi. — Öyle deme yavrum. Suratı kahve tepsisi gibi yamyassı, biçim- sizdir ama kalbi temizdir. Sana çin | gen demesinde de mutlaka başka bir maksat vardır. — İyi adâm olsa elâlemin cam- larını kırar mıydı? — Kırardı. nitekim kırdı. Yahut başkaları kırdı da o üstüne aldı. —Ayıp, ayıp! —Belki öyledir. Fakat bunları kıran adam hiç bir zaman milleti- nin parasını çalmamıştır. Valanı- nın haklarına el uzatmamışlır. j Demek ben onu beni böyle biçimsizleştirdiği için affetmeli- yorlar? — Onun bir hatırası vardır da yim? — Sen bilirsin. Affetsen de et- İ rasımı, hem terzi parasını haddim Elbiselik kumaş alacaktım. Rast- gele bir mağazaya girdim. Önüme topları serdiler. Artık beğen beğen, beğendiğini al.. Mağaza sahibi ta- nıdığım bir adam değildi. Fakat bana öyle tatlı dil döküyor, benim le o kadar teklifsizce konuşuyor. du ki bir başkası görse, kırk yıllık ahbap olduğumuza hükmeder Çıkardığı kumaşları beğendir- meğe çalışmasında bir hususiyet vardı; meselâ: Bu kumaştan beni dinleyip bir kostüm yaptırınız! Diyordu, şa- yet beğenmesseniz, hem kumaş pa- olmıyarak iade ederim! Sonra ikide bir: —Aman, ne açtı sizi.. Ne açtı!. Diye söyleniyordu. Gösterdiği ku- maş, desen itibarile sahiden güzel- di. Fiatini sordum: — 14 lira! Cevabını alınca gül meğe başladım: —Hakkmız var, aman ne açtı Ne açtı! Yalnız şunu haber : müsaadenizle biz bu ka- dar açılıp saçılmağa gelemeyiz. O bir taraftan, kumaşının met- hiyesini yapmakta devam ediyor- du. Bir aralık dedi ki: — Efendim; bizim bu kumaşlar 933 modeli, Double façon dedikle- | ri cinstendir! Bir yüzü eskiyince zünü kullanırsınız. Ne ya- parsınız buhran.. Ben dayanamadım: —Şuna iki yüzlü desenize! Zeki adammış, hemen lâfıma mim koydu: — Ama efendim, kumaşlarımız, bize benzemezler! Ve tekrar teminat vermeğe baş- ladr: — Sizin güzel hatırız için. Baş kasına olsa, Allah sizi inandırsın , bu fiata vermem Sözünü kestim — Aman pek ileri gitme; kumaş larıma benzemeğe başlıyorsun! M. SALÂHADDİN | Herik Fayat Sigortalarınız Gala Galatada ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede, bilâfasılı icrayı mMüâmels etmekte olan ÜNYON Kumpanyasına bir kers uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 44333 İstanbul Üniversitesi Mü bayaat Komisyonundan: İstanbul Üniversitesi bin ısı arkasmda bulunan harap ve enkaz halindeki mutfak, Çama şırhane, ahır ve saire müşteme- “ lâtlarınm ve sair teferruatmın mucibince kaimen hedmi ve en deye konulmuştur. Taliplerin Üniversite Dahiliye müdüriye çin de komisyon kitabetine her ları ve ihale günü olan 27 Eyl il 933 çarşamba günü saat on Bu akşam yeni sinema mev» simine başlıyor ! Tersine Dünya Şen, neşeli, zevkli büyük film, Mürmessilleri : HENRİ GARAT MEG LEMONNİER ğustos İstanbul Tayyare Bayramı. Nümerolu mevkilerin evvelden temini, Bugünkü proğram İSTANBUL: 18.7 Gramofon. - 19.: Cennet H. 19.45: Hâzım B. tarafından Karagöz. 20.30: Udi Salâha B, ve Kemani Nobar B. o refakı Hamiyet H. 21.30: Gramofon. 22.: Anadolu Ajan- sı, borsa haberleri, saat ayarı, Pakel bir atiye tem. konseri. — Mütmakihen: ROMA, 4'i m. 21,35; Karışık konser, 2220: Tiyatro. — Caz. BÜKREŞ, 304 m. Ate Haberler — PL Dr. A. KUTİEL Karaköy, Topçular caddesi No. 33 (6895) (5997) Kaza ve Otomobil Ünyon Banında Kâiı 5987 mevcut şartname ve krokisi kazının satılması aleni müzaye mezkür mahalli görmek için ine ve şartnameyi okumak i- gleden sonra müracaat- 3 üncü koiordu ilânları Niğde Askeri SA. AL, / KOM. dan: Kapalı zarfla münakasaya konan 13,000 kilo sade yağma teklif edilen fiat pahalı görül düğünden 20 gün müddetle tekrar kapalı zarfla münaka saya konmuştur. İhalesi li Eylül 933 pazartesi günü saat 10 dadır. Taliplerin tayin e- dilen gün ve saatte teklif ve teminat mektuplarile Niğde de Askeri SA, AL. KOM. nu- na müracaatları. (3277) (4436) ... Amasya Askeri Satm Alma Komisyonundan : Garnizon ihtiyacı o için 255,000 kilo ekmeklik Un ka palı zarfla münakasaya kon muştur. İhalesi 12 Eylül933 salı günü saat 15 tedir. İstek- lilerin şartnameyi görmek ü- zere her gün ve münakasaya iş tirak için o gün ve vaktinden evvel teklif ve 1339 lira temi- natlariyle birlikte Amasyada Askeri Satın alma komisyonu na müracaatları. (3280) (4442) ... Bursa Askeri Satın o Alma Komisyonundan : Bursa Askeri lise ve Has- tahane için (o satın alınacak | 220,000 kilo ekmeğin kapa- kı zarfla münakasası 23 Eylül 933 cumartesi günü saat 15 te Fırka Satın alma komisyonun .İda yapılacaktır. . Taliplerin şartnameyi görmek için her gün ve münakasaya iştirak i- çin de vaktinden evvel temi- nat ve teklifnameleriyle F. SA.AL.KOM. nuna müra caatları. (3281) (4478) 6099 Çorlu Askeri Satın alma Ko misyonundan : Çorludaki kıt'at . ihtiyacı için açık münakasa ile 12.000 ! kilo yerli malı Toz Şeker sa- © tn almacaktır. ihalesi 27 Eylül 933 çarşamba (o günü saat 14 tedir. İsteklilerin şart namesini görmek oüzereher gün ve münakasaya iştirak i- çin o gün ve vaktinden evvel Çorluda Askeri Satın alma ko misyonuna müracaatları. (3292) (4636) #.* Manisa Askeri Satın alma Komisyonundan : Manisadâki krt'at ihtiyacı için 208,950 kilo kuru Ot ka- palı zarfla münakasaya kon muştur. İhalesi 25 Eylül 933 pazartesi gü saat 15 tedir. Şartnameyi görmek için her gün ve taliplerin münakasaya iştirâkları için tayin (o edilen beşte muhammen kıymetin yü zde 7,5 teminatı muvakkatele- rile beraber Üniversite mübay aat komisyonuna müracaatları ilân olunur. (4638) mesen de ona vız gelir. — Beni bu aynada biçimsizleş- tiren, bana Kılıçlar istasyonunda Pis çingen diyen adamin şerefine bir bardak soda içiyorum. Horra! Elhamra Petek'in gözlerini ka- maştırdı. Sinema diye Yenibahçe- nin salaşını gören Petek bu dekor i çinde âdeta alıklaşmıştı. Hele ha- nımlar! Hele hanımların akıllara durgunluk veren süsleri! Ankara- da bunların binde birini görmemiş- ti. Ne iyi, ne şık, ne samini hanım- lardı, Sanki kendi evlerinde idi- ler. Bar artistleri, Nihal abla gibi aynasını çıkaran dudaklarını bo- yuyor, sürmelerini tazeliyor. Per- dede oynanan şeye bakan yoktu. seyredecek vakit bu- lamıyordu. Derken perdede büyük harflerle bir yazı göründü: (Yayla kızı Petek.. Büyük kud- retli küçük Türk artisti.. Hayrete şayan milli danslar.. Konservatu- var profesörlerini şaşırtan ses ve milli şarkılar.. Cuma gecesi başlı- or.) ie Petek karanlığm içinde ellerini çırptı. İhsan İpekçinin bu sürpri- zi pek hoşuna gitti, Derken bir ışıklı sürpriz daha: (Muhterem O Hanımefendiler, Beyfendiler! Büyük ruhlu küçük Türk artisti Yayla kızı Petek şim- di, şu dakikada aranızdadır.) Bir el şakırtısıdır koptu. Yazı devam etti: (Lâmbalar yanmca bakınız. Kır mızı kadife tuvaletli, sarı şapkalı | ve sarı boyunbağlı küçük hanımı | —Sarı kırmızı! Sarı kırmızı! — Galatasaraylı! — Hayır, Fenerli ama öyle gi- Ortalık bir karıştı. Kalkan, otu ran, iğilen, arayan. Yayla kızı Pe- tek meydana çıktı. Ortalık bir ka- rıştı. Sevimliliği bütün gönülleri yakaladı. Bir alkıştır başladı. Yay- garalar çınlayordu * — Galatasaraylı mısın? —Fenerli misin? — Süleymaniyeli! o Süleymani- yeli! Ku — Kendisi ys kendisi! Yayla kızını iskemlenin üstüne çıkardılar. Herkes sordu: gün ve saatte Manisada As- keri Satın alma komisyonuna müracatları. (3293) (4637) — Nerelisin? Nerelisin? Yayla kızı Petek parmağını kal. dırdı. Herkes nefesini kesti. Yayla kızı söyledi: — Türkiyeliyim! Salon öyle coşmuştu ki polisler mi çıktı diye salona hücum etti- ler, Beyoğlunda parası, pokeri ve sa- lonu ile tanınmış olan Madam Lâ- baron dö Tanbe hemen çantasını açtı küçük defterine şu notu yaz- dı: (Çok güzel bir parça. Yanaşma- lı, Büyük artist yapayım diye Pari- se götürmeli. Yağlı kuyruk.) Dişçi Haydberg'karar verdi — Yarın oteline gider dişlerini fırçalarım. Mükemmel bir reklâm! Sezai Nur Hanimöfendi zaten buruşuk yüzünü bir daha buruştu- rarak yanındaki samimi arkadaşı- na fısıldadı: — Ahmet! Bunun neresi güzel? Halis muhlis köy kızı! Sarı Fifi İhsan İpekçiye | gizli bir çimdik attı: Ki —Ya.. Bunumu buldun? Beni | bırakacaksın ha! Ben sana apartı > manda gösteririm kakos andropos! (Bitmedi)