Bulgaristanda dahiliye teşkilâtı ve belediyecilik 5 Belediyelerin mali işlerile, Dahiliye ve Milli Sıhhiye Vekâleti, mülki idare ve intihap daireleri müdürlüğünün birinci muavinliği meşgul olur. Vekâlet isminden de anlaşılacağı veçhile Sıhhıye Vekâleti, ayrı bir teş- kilâta malik değildir. Eskiden bizde lüğü vardır ki, Sofya polis kumanda- nı bunun muavini olup, bütün Bulga- ristanm dört emniyet mmtakası bu Umum Müdürlüğe merbuttur, cerikli sancak Beylerinden birisi olup sekiz senedenberi bu vazifeyi çevir- mektedir. Kendi mesleğine ait geniş mikyasta tetkikleri ve Bulgar Mahal- li İdareleri ile intihap işleri hakkında matbu eserleri vardır. Belediye mali i iin lerine bakan muavininden başka, olim iha üze Boklanlan LEE belediyeye sit mülki taksimat vazife- lerine bakar, üçüncüsü belediye reis- lerinin intihaplarını, tebeddüllerini ve intihap kanünunun diğer işlerini ve köy belediyeleri kanunu tatbikatmı takip eder. Dördüncü muavin, san- cak Beylerile, kaymakamların ve ko- miserlerin tayin muamelelerile zatiş- leri müdürü vazifesini görür. e Bütçe kontrol müdürlüğü bunlardan başka- dır. Müsteşarlık makamı, Teftiş Reisliği ve Hukuk Müşavirliği ile dahiliye kad rosu tamamlanmış oluyor. Dahiliye ve "Mili Sıhhıye Vekâleti binası da Türkler zamanından kalma, tek katlı, sade ve mütevazi bir ya- pıdır. ... Bütün ileri milletlerin yaptığı gibi belediyelerde vazifeler mecburi ve ihtiyari olarak ikiye ayrılmışı Belediye memurları, devlet erimi ru derecelerine göre idari bir tasnife tabi tutulmuştur. Maaşları, muadil devlet memuru maaşını geçmez. Dev. let, belediyede ye hizmet müdde- tini ve belediye de devlette geçen hiz- m müddetini tanımaz, telmütlük i- iye memuri > dan 9 Te 10 kesilir. Belediye de kendi bütçesinden her memurun maaşına gö- re “ç 10 ayırarak üç ayda bir teka- üt sandığına yatırır. Tekaüt müddeti devlet memurları müddetinin aynı- lir, Köy Belediye: meclisleri Dahiliye Vekâletinin emrile ve şehir Beledi ba kadar üç keşi- lik bir komisyon vazife görür, Köy Belediyelerinde sarf kâğıtları Belediye re: tahsildar kâtip ta- iştereken imza edilir. Bun- aralarında ihtilâf çıkarsa, me ncaktaki Dıvanı Muhasebat tetkik eder. Bunla; tihan irmesi şarttır. Şehir m zabıta işi let polisine tevdi edilmiş ise de köy belediyeleri kendi işleri için belediye zabıtası teşkilâtı yapmışlardır. Belediyenin Gelirleri Belediye kanununun 67 - 68 inci maddeleri köy Belediyesi gelirlerini an raz sesi telâkki ediyorum. Bilmem yanlış mı?, FELEK Hâmiş — Mecmuanın gönderdi- ğiniz mart nüshasını aldım. Teşek kür ederim. Genç ruhlar için alı — gecikme sayılır mı?. Teşekkür- er... F. Milliyet'in ede! iman; ve 88 - 89 uncu maddeleri şehir Bele- en çok irat getiren belediye meraları hasılatı ve icar bedelleridir. sonra belediye hududu içindi ler m alınan taksı gelir. — Bağ ve meyva Mi ücreti, Bu taks: ni ne ve nevine göre hesap edilir. Fakat her seneki mıktarı, bütçede bekçi teş- kilâtı için kopmuş tahsisatı geçmez. B — Hayvan satışından alman “4 3 ihtisap resmi: 1924 te yapılan bu kanun tadiline göre hayvanlar mübadele edilmiş ise ihtisap resmi aradaki fark üzerinden alınır ve mıktarı elli levayı geçmez. A- rada fark yoksa, yahut hediye mahi- yetinde ise belediye yalnız elli leva resim eler. C — Kilo kantar resmi: Belediye sınırları içinde'her tartı ye ölçü işi için mecburidir. Her elli kiloda ve ber hektolitrede birer leva almır. Kantariye kelimesi, Türkler za- manından kalma bir tabir olarak ay- nen muhafaza edilmiş, yalnız kanta- rina şekline konmuştur. D — Zephiye resmi: » Kilo başına bir leva, E — Tellâliye resmi: Müzayedeli her nevi satıştan 9, Z hesabile alınır, F — Oyun üzerinden en az yüz leva olmak üzere alınan Bele- diye resmi. G — İlik hizmetçi için yüz ve on- 'dan sonraları için beş yüz levadır. H — Su değirmenlerinin her taşm- dan 1500 leva, fabrikaları her elek- makinelerden 100 - 1000 leva senelik takar, | — Leva resmi: En küçüğü elli lovadır. Hususi fir- malardan on bin, şirketlerden yirmi bin leva alınır, yabancı dillerle yazılır .. üç mi — Yangın sigortalarının pirimleri üzerinden “7, 10 itfaiye hissesi, K — Sanayiden & devletçe alınan vergiye Belediyeler en çok ©, 60 zam yapabilirler. 1 —Kıymeti yirmi bin levadan yük- sek boş arsalardan metre murabbat üzerinden muayyen bir resim almır. M — Maden kömürlerinin beher to- nundan iki i, nevi tahsisi varidat usulü kabul edil. ir, N — Belediye aımırı içindeki kap- kıcaların girme biletlerinden birer le- va, O — Yazlık gezme mahallerine lenlerin büyüklerinden otuz ve kü lerinden on leva resim alınır. Bunda da sayfiyenin güzelleştiril- mesine tahsis usulü vardır. P — Belediye #mırı içinde yapılan kumaşların beher metresinden bir le- va resim. R — Kaldırım resmi, seyrüsefer biletleri üzerinden Belediye *takar, mezarlık ve eczahane taksileri. $ — Belediye gayrimenkulleri geli- T — Belediye emlâkinin satiş hası- | Tatı. U — Belediye istikrazları. V — Muvakkat diğer gelirler. Belediye istikrazları | hasılatınm bütçenin âdi masraflarma b 8 yasaktır. Bu paralar ancak yeni şaat ve tesisat için fevkalâde büt lerdeki masraflara karşılık olum, Gazino ve meyhanelerin camı yakt- mında bulunmaması için alınan ted- birler gibi, Bulgarlar da içki satışı yerlerinin kilise yakınında olmaması erlerinin tesbitine Belediyeye sa- lâhiyet verilmiştir. Bütün Bulgar Belediyelerinin 931 932 senesi bütçeleri yekünu 2,552,578, 274 levadır. Bundan hir milyar dört yüz 49 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — tedavi eden doktor daha iki üç gün odadan çıkmamasını sokakları seyrediyordu. Arada bir; — Klübe kadar bir gitsem. Dedikçe Nihal ile odaya misafir gelen öbür kızlar bırakmıyorlardı. O gece Nihal bardan gelince ya- tağma kapandı ve öğleye kadar ağladı. Petek, Nihalin yanma otur- muş, elini, küçük avuçlarma almış soruyordu: Çok ağlama gözlerin kızarır. Çok ağlama gü- zelliğin kaçar. Nihal yarım yamalak cevaplar veriyordu. Bar kızı Yayla kızına acırken, Yayla kızı bar kızmı ok- şayarak teselli ediyordu. Nihalin iç duyguları ezilmişti. Bunca yıl- lık bar kızı böyle bir hakarete uğ- çağırmışlar- dı. Bara sarhoş gelen bu beyler Ni- hali de sarhoş etmek istiyorlardı. Nihal tatlı tatlı reddettikçe onlar ekşi ekşi ısrar ei yifsiniz, bön de sarhoş olürsata biç. eğlenemiyeceğiz de... — Pekâlâ eğleniriz. — Biz o kadar enayi miyiz? — Hiç bir zaman. Yanlış anla- mayın rica ederim. İşte üçüncü şişe açıldı. Artığı artıktır. — Kesemizin kâhyası değilsin ya. — Evet. Ama.. Ne yapayım? Be- nim huyum böyle. Müşterilerimin | yere para o savurmalarını bir | türlü istemiyorum. 247 ÖĞÜTLER Gülmek nedir? Gülmek hayatın üzüntü ve sıkıntı acılarma karşı müdafaa o mekanizması- dır. Eğer Tabiat insan nesline bu gül mek insiyaki hareketini vermemiş olsay dı, onun yaşamak kudreti imkânsız o- lurdu. Bir mahlükun asabiyesi ne kadar yüksek ve tekâmül etmiş olur- sa, o nisbette muhitin ber türlü hare- daha şiddetle müteessir oluruz. . Haki- katte hayatta devamlı mes'ut olmak yok tur. Fakat biz onu sun talarla ö: rümüzün uzun merhalesinde mümkün mertebe mes'ut kılmağa çalışiriz. İşte biz am gülmek, bazan da günlük ha- yallerle kendimizi ayutarak ruhumuzun üçlü manen tadil etmeğe çalışır. ken diğer taraftan uyku sayesinde mad deten de bunu temine muvaffak oluruz. Kendimizi ve geçen hayatımızı vnut- mak demek olan bu hayallerle bir de di ğer arkadaşlarımızın uğradıkları musi- betlere karşı duyduğumuz ekseri derin alâkalarla selâmete çıkar ve kurtuluruz. Yoksa böyle emniyet supapları olmaza kafamız dayanamaz, çatlar. Hayvanların ıstırap ve elemleri basit bir halde olan cümlei mk üzerine böyle bir tetir göstermediğin- den onlarda gülmek gibi bir sevki tabi- iye ihtiyaç yoktur. Gülmek muvakkat bir zaman için da-" hi olsa yeis ve kederlerimizi unutturdu ğu için faydalıdır. Güldüğümüz zaman müşkül bir vaziyet hakkında şidddetle toplanmış ve birikmiş bulunan bütün dahil ve hariç gerginlik ve enerjilerimiz bu sayede birdenbire süratle dağılır!:r ve böylece sıkıntılı. bir vaziyetten kur- tulmuş olmak neticesi duyduğumuz fe- rah, geniş bir nefes almamıza ve bu su- retle yeniden kuvvetirhizi toplayıp ikin ci bir hamle almağa vesile olur. Bu iti- barla hayat mücadelesinde devam ede. bilmek için kuvvetli bulunmağa ve ye- miden kuvvet tedarik sebep 0- lur. işte gülmek hareketinin ruhi kıy- meti böyle gerginlik ve sekintıdan kur- tulmamıza hizmet etmesiledir ki, ondan istifade ederiz, Bununla beraber gülmek ayni zamanda sinir eenrjimizin ziyade- leşmesine de yardım eder ki, bu suretle yorgunluk ve düşkünlüğe karşı bizi em Biyet altında bulundurur. Bunun fiziyo Tojik kı i de , Doğru ve ha edi b saç teneffüs hareketini arttı. rır, kalp daha süratle vurur, kan daha çabuk vücudümüze dağılır, Baş ve bey nimize daha çok kan gider, guddeler daha ziyade ifraz ederler, damar- larm cidarları gevşer. Bununla temiz ve mugaddi bir mayi bütün ensiceye ya- yılar. Hâsılı vücudün her tarafı binli <i bir mayiden ii i ve tagaddi nin faydasına işaret kabilinden hastası- nı güldüren kimse, ölümle istihza etmiş olur derler. Maamafih bu hal gülmenin bilvasıta sıhhat üzerine tesir ettiğini gösterir ki, tecrübe de bunu teyit eder, Filhakıka gülmek nasil oluyor? Her hangi bir münebbih tesir ile birdenbire dimağn kontrü altında bulunmaktan kurtulmak ve müteakiben kısa ve kesik bir sa derin teneffüs hareketleri yap- mak gülmeği hâsıl eder. Gülerken çıkan ses teneffüs borusundan gelir, oradaki sada yapan yerden çıkar, gülmek esna- smda bir çok adeleler harekete gelir. Bunlardan yüz adeleleri, göğüs adelele- ri ile hicabıhaciz ve hattâ vücudümü. zün pek uzak kısım adeleleri bile gül mek işine karışabilirler, Tebessüm gül- mek gibi emniyet supapı hizmetini gör” mediği için ondan çok farklıdır. ee süm memnun olmak ve hoşlanmak hi is simizin bir ifadesi, tabii bir nişanesidir. istediklerimizi, çalıştıklarımızı elde etti imiz, kavuştuğumuz ve muvaffak oldu #umuz veya muvaffak olmak sırasında tebessüm ederiz. Fakat muvaffak ola- madığrmız zamanda ahengi bozmamak güleriz. İşte bizim çok faydalı olan gülmeğe çalışmalı ve bunun için daima vesile aramalıyız. Dr. ŞUKRU on sekiz milyon köy bel ittir. Lağvolunmadan evvel hususi idare bütçeleri 201,504,698 leva idi. Nihal düşüne düşüne cevap ver- di: — Peki. nereye gideyim? Bu acı sorguyu sarhoşlar anlaya- madıi ler: — Bize gidelim. — Herkes böyle söyler. — Fena mı söyler? — Söyliyenler için fena değil a- dinleyenler için çekilir şey de. — Vay canımın içi vay! — Vay iki gözüm vay! 2 misin, içmiyecek mi- sin? — İçiyoruz ya. İçelim, Nihal bunu demekle beraber ge- ne ihtiyatlı davranıyordu. Böbrek- lerinden korkuyordu. Kimyevi şa- rapla uydurma şampanya çok do- kunuyordu. Fakat sarhoşlar oralı değillerdi. Direktörü çağırdılar. Bi- risi locanın dışa çekti. Bir şeyler söyledi. Direktör eğilerek çekildi. Üç bardak viski ile bir sepet yemiş geldi. Nihal yarı şaka © yarı ciddi söylendi: — Akşamdan gizli rakı içtiniz. Sonra bira. Sonra şarap. Sonra şam | panya. Şimdi de viski. — Çeşit olsun.diye, — İyi ama.. Ben neyse ne. Bari Bir araluldi Dayak mı? Bir okuyucumuzdan şu mektubu al- dik: Efendim Ben yüksek iktısat ve ticaret mek- tebi ikinci sınıfmda okuyorum. Dün akşam saat yedide Küçükpazar mer- kezinde üçüncü komiser Nedim Bey tarafından döğüldüm. Sebebi yolda sokakları sulayanlar tarafımdan öğle üzeri ıslanıldığımı söylemek üzere ken disine müracaatımdır. : — Oğlum biz ona karışmayız. Se- nin bir şikâyetin varsa (Turuku kanu- niye mucibince müddeumumiliğe bir istida verir, hakkını talep edersin... Dedi. Ben de kendisine mevzuu ba- his Turuk'un ne olduğunu bilmediği- mi ve benim maksadım dava açmak değil yolcuları rahatsız eden dükkün- cıya bir tenbih yapılması olduğunu söyledim. “Vay sen bana türkçe mi öğreteceksin, beni mevkiimde tahkir mi ediyorsun?" diye üzerime hücum ederek beni evvelâ yumrukla kendi o- dasmda, ondan sonra gene tekme ve yumrukla koridorda dövmeğe başladı. Araya girmek istiyen bir polisi iterek elsterse müfettişliğe, isterse müddei- umumiliğe şikâyet etsin. Şahidi yok- tur.” diyordu. Ben polisleri şahit gös- tereceğimi söyleyince gene hiddetlen- di ve üzerime hücum ederek «polisler birbirlerini söylemezler» dedi. o Sağ kolumdan yaralandım. Unkapanı mer kezine müracaat ettim. Orada ifadem alındı Zabıta doktorundanda rapo- rum alındı. Ben kendim müddeiumumili ğe de, daha yüksek makamlara da şikâ- yet edeceğim, Hakkımın müdafaa odil- rica ede- Yüksek İktisat ve Ticaret mektebi ikinci sınıfında FAZIL Genç kariimizden aldığımız bu mek tubu aynen koyuyoruz. Hâdisenin na- sıl cereyan ettiği, genç efendinin karakolda muavin efendiye karşı na- sıl bir eda ile hitap eylediğini, bir suç işleyip işlemediğini bilmiyoruz. Bunu da araştıracak olan biz değiliz. Fakat, bir gencin suçlu bile olsa her hangi bir vatandaşın emniyet ve s6- lâmetini muhafaza ile mükellef olan bir polis karakolunda dayak yemesi doğru değildir. Bunu hem kanun, hem nizam, hem de polis hizmetinin asa- leti meneder. Herhalde hâdisenin alâ- kadarlarca tetkik edileceğinden emin bulunuyoruz. Tebrik telgraf kâğıtları Himayeletfal Cemiyetinden: Dost ve akrabanızm telgrafmızı İtinalı ve ze- rif bir kâğıt üzerinde alması için arz” nuzu telgraf kişe memuruna bildirme niz veya telgraf müsveddenizin üzerine düks) kelimesini yazmanız kâfidir. Bu telgrafların hasılatı > Himayeietfal Ce miyetinin baktığı yetim ve kimsesiz çocuklar içindir. Bugünkü proğram İSTANBUL : 18 Gramofon 1850 Fransesen doru, İlerlemiş olanlara sah 10 Kömal Niyasi Me Kar 20 Nebil Oğlu İsmail 2200 Anadolu Ağaası, Borun haberi saat ayarı ANKARA, 1538 m. BUDAPEŞTE, 550 m. 21,05: Harici siyaset, 2255: komser. 23,40: Tria konseri, VİYANA, 518 v. 20,20: Heli Çif piyano ile Beyin biri kızdı: — Biz buraya ukalâlık dinleme- ğe mi geldik, eğlenmeğe mi? e sırada bir garson Nihali çağır- dı. Direktör bir şey söyliyecekmiş. Nihal direktörü hiddetli buldu. — Bana bak Nihal! Ettiklerin bini aştı. — Gene ne oldu? terilere söylemediğin o kalmıyor. Ben İstanbulda öyle kızlar gördüm ki birisinin ayağına su dökemezsin. — Ne demek istiyorsun? — Burada kalkmışın hem kon- Ge Tasi boğ idir diye müşterili ri kıştırtıyorsum. —Beğenmiyorsanız çekilir gi- derim. — Zor gidersin. Mukavelename- deki imzanı unutuyorsun. Hele bir Vm temizle, ondan sonra ka- a tut — Borç, borç, borç.. Bıktım bu borçtan. — Öyle ya, paraları biz verelim, sen ödemekten bik. — Hâlâ ödenmedi mi canım? — Daha yüz otuz papel kaldı. taksime uğrayan Düyunu Umumiyesi meclisi Osmanlı Borçları Sabık Osmanlı imperatorluğunun tak sime uğrayan Düyunu Umumiyesi Mec lisi,- amortismanları mübayaat suretile icra edilmekte olan Osmanlı istikrazla- rmdan Fransız mandası altındaki şark devletlerine terettüp eden hissenin mü- bayaasını 1 Eylül 1933 tarihinden mü- kaddem ikmal zımnında muktazi tedabi- rin mezkâr devletlerle bil'itil†ietihaz edilmiş bulunduğunu, Osmanlı eshamı hâmillerine ilân eder. İşbu amortismanlar haricinde olarak diğer istikrarlara (ınüitedahil matlübat) mümessil bonoları, ikramiyeli Demiryol ları tahvilleri, Konya Ovası irva ve is - kası) ait olarak henüz hömillere karşı uhdelerine müterettip bulunan vecaibin derhal ve toptan olarak ifası zımnında da mezkür devletleri. 19 kânunusani 1929 tarihli mukavele çerçevesi dahilin Beher (A) serisinden mütedahil mat- lbat bonosu için Beher (B) serisinden müterlahil mat lübat bonosu Beher (C) serisinden mütedahil matlâ- bet bonosu için Beher ikramiyeli Demiryollar tahvili için Hilâliahmer yazlık balosu Hilâlihmerin yazlık balosu Büyük Millet Meclisi reisi muhteremi Kâzım Paşa Hazretlerinin riyaset ve hima- yeleri altında 3İ ağustos 1933 per- gembe akşamı Büyükada Yat klübün- de verilecektir. Balonun her sene olduğu gibi bu sene de eskisinden daha iyi ve mü- kemmel olmazı için lâzım gelen bü- tün tertibat almmıştır. Mevsimin bu en kibar ve en eğlenceli balosunun biletleri şimdiden Beyoğlunda iki i mağazasında ve Eminönünde Sel Bonmarşesinde sakinin. Biletlerin fiyatları bir hanım için bir lira ve bir erkek için iki liradır. Adalar, Kadıköy ve İstanbula dön- mek istiyenler için Büyükadadan tam saat iki buçukta bir vapur hareket ettirilecektir. Askeri Matbaa Müdürlüğünden: Askeri matbaaya iki lira günde- lik ile bir Kartoğraf ve bir Çinko- graf ve birer lira yövmiye ile de bir çinkograf bir ciltci müsabaka ile almacaktır. Bunlardan daktilo ve kaligrafi bilenler tercih olunur. Ağustosun 28 nci pazartesi gül imtihan yapılacaktır. Şeraiti anla- mak ve icap eden vesaik ihzar ey- lemek üzere şimdiden Süleymani- yede Askeri Matbaa Müdür Mua- vinliğine müracaat edilmelidir. (4325) 5762 m» DOKTOR «mz HORHORUNI Her gün akşama kadar hastalari Eminönü Vi kıraathanesi yanın- daki muayenehanesinde tedavi eder, Ig Te. 24131 (6512) HARİKA RAKISI Fıcılardn di-lendirilmiştir. 5996! 17 ağustos 1933 Hakkında Tebliğ da olmak üzere 29 temmuz 1933 tarihin de Beyrutta bir itilâf aktedilmiştir. Bu maksatla, mezkür devletler, işbu istikrazların her biri için, 19 kânmmsani 1929 tarihli mukavelede müayyen olani mütcakıp senelik taksitlerin yüzde 7 1-2 hesabile iskontosuna tekabül eden bir meblâğı 1 Eylül 1933 tarihinde Meclise tesviye edeceklerdir. Bu suretle taahhütlerini kâmilen ifa etmiş bulunacak olan Şark devletleri Os anlı Düyunundan uhdelerine terettüp eden hisse için hâmillere karşı her tür- lü vecaipten beri olacaklardır. Diğer taraftan İraka terettüp eden hisseden, mütedahil matlübata raci olan mebaliğin bakiyesi de kabili istimal bu londuğu cihetle, Meclis hâmillere ait olan zirdeki takribi? mebaliği yakında ta yin edilecek tarih ve şeklü surette ol- mak üzere tevzi edecektir. Şark devletleri o İrak hissesi hissesi Yekün Pr, Pr. 3720 39,50 315 5,25 Heybeli plâjda balo Bu akşam ve gecesi Heybeliada plâj | gezinasunda büyük bir kır balosu İrtihal Beyoğlu Kaymakamı Sedat yin hemşire zadesi T: arak eğin Zed dözilinberi bala 20 yı kıymetli bir genç olan Turgut hastalıktan kurtulamıyarak Sedat Azi Tı ei. çal Asir nm em Bezi gi yan ederiz. DEVREDİLECEK IHTİRA BERATI Gemi demirleri örtüsü kama çivisinin ve buna mümasil mevaddın dökülmesi i- gin usuj') hakkındaki ihtira için istihsal edilmiş olan 2 Teşrinievvel 1929 tarih ve 1008 numaralı ihtira beratı üzerindeki hukuk bu kere başkasına devir veya ica- ra verileceğinden bu hususta fazla ma- lümat edinmek istiyen zevatın Istanbul da Böhçekapıda Taş hanında 43-48 mu maralarda vekili H. W. Stock efendiye müracaat etmeleri ilân olunur. (6667). Yelilliyei Asrın umdesi “MİLLİYE T” tir, ABONE ÜCRETLERİ : Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti Evşen nüshalar 10 kuruştur. — Gazeti matbaaya sit işler için müdiriyete rnenat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- Jiyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy nekeri rasat merkezinden al. dığımız malümata göre bugün hava az bu: latin olacak ve rürgür Karayel istikamet- 738-933 Ben bunu iki senede ödeye- mem, emi çalış. ışıyorum ya. — Üzün lâfın kısası. Bu müşte- riler yağlı. Konsümasiyondan geri ei Ne derlerse yapa- m. — Bana bu bina içinde patronuyum. Nihal lem Bu binanın dışmda da ona ağ nb e İsterler se nefes aldırmıyabilirdi. Kibiri- ne yediremediği için: — Hiç bir şey yapamazsınız! Dedi ama gene arkasından: — Ey, ne olacak? Diye sormaktan kendini alama- dı. Bu pes etmekti. Direktör emir verdi: — Bu beyler ne derlerse onu ya- pacaksın! Bu kadar hadi locaya! Nihal locaya döndü. 7 Beyler kolundan budun- viski gitsin viski ! Eli kolu ba; Mim sk i kolu bağlı bar — içelim mi? Peki! İçelim! Gar. getir! sun! Viski vam in dışımda ben kendimin Yıp oturttular. Gelsin | | — Ha şöyle, İçtiler, içtiler. Nihal sarhoşlukta onlara yetişti, geçti bile, Artık vur patlasın gidiyorlardı. Barın kapan masma yakın kalktılar, — Hadi pastacıya gidelim, Patrondan izin alırız. Nihal iki abiekimiei İki beyi be, Öyle misin değil misin onu biz katışmış! Pastacıya gitmek. Bu ka- / dar içkiden sonra kolaydı ama bü- hep | iri Pastacıdan sonra? hır gibi oldu. re — Ben bu sarhoşum. Bia de ee kaşları gözleri ile Nihale itaat emir leri veriyordu. İş azıttı. . Nihalin inadı tutmuştu, haykırdı: — Ne oluyorsunuz yahu!? Ka- sap çengelinde et olsam bu biçim satılmam yahu! — Ulan kaltak! Uzun etme! (Arkası var,