Fikirler ve insanlar Tenkidi müdafaa Akka Günü daş ve değerli bir muharrirdir. N söyler gibi yazı yazar ve kavgadan in ü mubarrirlerimizin çoğu halka tesir edecek şiirler, hikâ- yeler yazmak davasındadır; — fakat bunların içinde bir tek kişi, aranılan edayı bulabilmiştir, o da Aka Gün- Ağla bülbül! çok zehir var dilinde, Türk kalmamış koca Ürumelinde disinde gördüğüm meziyeti nesrinde bulamadığım söylemek için değildir. Aka Gündüz'ün tesri de, kelimeni: en iyi manası ile, “populaire,, dir; hiç şüphesiz ki «populaires nı İai yoktur. Aka Gündüz tarzını, örneksiz olarak kurmuştur. Evet, onun birçok meziyetleri var- dır; fakat onları başka bir zamana bırakıp bugün bir kavga © açacağım. Zaten kavgâyı kendisi açtı; cuma gün- kü O Milliye'te benim iki dinime birden küfrediyordu. Tenkide bü cum yetmiyormuş gibi denizler tan- rısı Posei ile de — ei male isini sevdiğim için, bir deniz yolcu- disini sevdiğim için, zaman, bakmamasmı o büyük tanrıdan dile- rim; zaten tanrıların müdafaası bize düşmez. Fakat tenkit insan işidir ve onu, sevmiyenlere karşı korumak bir borçtur. Refik Ahmet Bey “Bizim istediği miz edebiyat, (1) isimli kitabmı, tenkit düşmanlarına bücumla (| bitiri- yor. Diyor kiz *... tenkitten korkanlar, tenkide dayanacak eser vücude getirdiğine i- nanmıyanlardır. Yahut da, (ne bile- yim, eğer (2) böyle değilse bunlar e- serlerinin ellenip o küllenmesine (?) edemiyen kıskanç ruhlu Ben Refik Ahmet Beye uymıyaca- ğım; vakıa biz münekkitleri hor g' renler hakaretten çekinmiyorlar ama biz ağzımızı bozmasak da olur. Hem Refik Ahmet Beyin tenki tarifini kabul edersek, tenkit düşmanlara pek ses çıkaramayız: “Tenkit, bir eserin daha iyi anlaşıl- masını temin için o eseri san'atkârca- sına tahlil ve hikâye etmektir.,, Böyle ise münekkit daima eser sa- hibine karşı aşağı bir mevkidedir. Y: zılan eserin anlaşılmasını o temin et- mek! Münekkit ilân memuru mu? şa- irin veya romanının elulağı mı? Öyle ise e isinin hakaretlerine derazı olsun! Tenkidi, ye düşmanlarına karşı değil, onu küçük düşüren dostlarına darp da müdafaa etmek lâzımgeliyor. Fakat biz yine Aka Gündüz'e dönelim. O diyor ki: a “Münekkit hastadır, tekit te hasta- lık. “Münekkit yapamıyan demektir; “Tenkit te yaptırmayan. . - “.., Bunlar (münekkitler) hayatta bir şey — isterse kötü olsun bir şey — beceremedikleri m hi bütün ui kendilerine ZESİN. ayak Aka Gündüz'ün tenkit ve münekkit hakkındaki en hafif sözleri! Fakat bir noktaya dikkat etmiyor: tenkidi tenkit ediyor, yani oda mü- sekkitliğe kalkıyor. o Aceba odamı hastalandı? o da mı “sıska, kansız, yıl gar, ecüş bücüş, aksırıklı, tıksırıklı, sağ ayağını kaldırıncıya kadar solu- nu ip kapacak kadar bitkin, bir a- dam oldu? İnsanı diğer canlı mahlüklardan a- yıran farkların başlıcası realiteyi ol- duğu gibi kabule razı olmaması, iyi, takım kıymet hükümle- lu itibarla tenkit insa- nın, en insani işidir. Münekkit, okudu- ğu eserler hakkında hüküm verir; bu hareketi ile birtakım fikirler yaratır, yayar. Her eser, roman, hikâye, şiir de bize bir görüş teklif etmiyor mu? O hülde sanatte asıl olan || tenkittir; ancak sanatin öbür kollarında bu hü- | küm verme, görüş teklif etme tarafı birtakım hayalleri, “yalan, (3) ları kendine perde edinir. Tenkit ise çır- sıplaktır. Münekkit kötü bir şey bile vücude getirhekten o âÂcizmiş!... Kendisine roman, şiir yazmak teklif olunan mü- iz de bakalım tenkidi bece- rebilir misiniz?,, diyemez mi? Asıl o- lan roman yazmak değil, hayatı oldu- Hu gibi kabul edip hiç bir şey yapma. maktır. Mademki buna razı olmuyo- ruz, realitenin fevkinde ( saydığımız birtakım hisler, fikir kurmağa kalkı- yoruz, sonra bunları başka kimselere kabul ettirmeğe de çalışıyoruz, biri- birimizin mesleğini hor görmeğe hak- kımız yoktur. Romancı bir kitap çı- karıyor, bunu güzel diye, içindekiler iyi fikirlerdir diye karie teklif ediyor; onun bunu yapmağa hakkı var ama münekkidin kendi güzellik telâkkisini yaymağa hakkı yok!... Böyle şey o- lur mu? Ya sizin yazdığmız kitap be- nim bütün hak bildiğim şeylere hücum ediyorsa, ya ( sizin © fikirleriniz benimkilerin © kabul edilmesine ma- olabilirse ben niçin susayım? Ver- diğim hükümler indi it peki, fakat her kıymet hükmü gibi, oyani sizin eserinizi güzel bulmakla verdi- ğiniz hüküm kadar indi, Ama denebilir ki ben de o kitapta- ki görüşe cevabımı yine bir o roman şeklinde vereyim. Mademki romancı çalışmış, bir vaka tasarlamış, fikirleri- ni birtakım “yalan,, lara bürümek zah- metine katlanmışben de i keli me ile, nihayet bir makale ile değil, hiç olmazsa o kadar zahmete müte- vakkif bir eserle cevap (o vereyim. Böyle bir muhakeme esastan ziya kalıba, haktan ziyade (hakkın teza- hürlerine, keyfiyetten ziyade kemiye- te, eserden ziyade sahibine ehemmi- yet vermek demektir. OO zaman ro- mancıya (veya herhangi bir sanatkâ- ra) sorarız: “Kendinize eserinizden, güzeli ifade için bulduğunuz vasıtala- ra güzellik mefhumundan fazla mı iti- bar ediyorsunuz? O hâlde siz sanati değil, kendi kendinizi seviyorsunuz. Fikirlerinize değil, size itiraz ettiği mizi sanıyorsunuz; feragat göstere- miyorsunuz; halbuki sanat feragatte- dir. dığı güzelliği yalnız yaymağa çalış- makla kalmaz, onun zıddı olan gü- zelliklere de hücum eder. Nurullah ATA (1) 32 sayıla, 35 kuruş. Tevzi ye- ri gösterilmemiş. (2) Relik Ahmet Bey arapça ve a- cemce kelimelerden mümkün olduğu kadar kaçtığı hölde türkçede hiç bir lüzumu olmıyan bu “eğer,, kelimesini bilmem niçin saklıyor? (3) Bittabi bu kelimeye hiç bir ha- karet manası vermiyorum. ez mElğiğn Kii kdz Kısa haberler Gülhane müsamerersi Gülhane sekizinci tıbbi müsameresi- ne 25-6-933 Pazar günü saat 17 de baş. Tanacaktır, İNN li SAF İki yüzlü... Berberliğin, biraz da gevezelik demek olduğunu artık bizde de bilmiyen kalmadı. Bi lâfı faz- laca uzatınca: — Ama, traşı birak! diyoruz. Geçen gün, berberde traş oluyor dum. Baktım, yanı başımdaki kol- tukta ahbaplardan biri.. Havlular boynumuzda olduğu için başımızı çevirebildiğimiz nispette selâm- laştık. Benim berberim, > nasılsa pek geveze değildir. Fakat arka- daşın berberi, kelimenin tam mâ- âsile berber, Usturasından fazla dili ve çenesi işliyor. Kulağıma ka. dar gelen sözlerden anladım ki bi rini çekiştirmekle meşgul.. Onu bi- tirdi, başkasını ele aldı yahut iki çenesi arasma kıstırıp adamcağı- zın eler tutar yerini bırakmadı, Bir aralık benim berbere; sor- dum: — Bütün gün böyle adam tsi çe- kiştirir bu? — Eh.. Fırsat buldukça... — Ama, fena bir şey. — Ne çare efendim. Bukadar nasihat ettik, söz geçiremdik. — İki yüzlü adam desene. “İki yüzlü,,yü galiba biraz yük- sekçe söylemişim ki geveze ber. ber duydu: — Affedersiniz, kim bu iki yüz. lü adam? i Gülümsedim: — Senin müşterilerden biri... — Adını söylemez misiniz? Ne yapacaksın? Bütün ciddiyeti ile cevap verdi; — Kim ise bilelim de iki misli traş parası arayalım!.. M. SALAHADDİN sl İlam Dil anketi Liste 98 ANKARA, M.A. A. — T.D. T. Cemi. tinden : Karşılıkları © aranacak arapça ve farsça kelimelerin 98 mamarı İstesi şoduru 1 — Haddi setinde p 2 — Mümkün mertebe — mehmaemken — 35 Kah dağın — gayri kabil < 4 — İmkâsi yok — gayri mllmküz 5 — Fazla olarak G Lüalettayim 7 — Behmehal muhakkak — 8 — Ceman yekün 9 — Hema hal — İcnbu maslskat 10 — Emri vaki 1 — Kooelemyokün 12 — İlâmaşanllahi 3 — Hemen M — Kümilen — mutlaka, bor hölde, Kaza ve Otomobil Sigortalarınızı Galatada Ünyon Hanında Kâin ÜNYON SİGORTASINA (yaptırınız. Türkiyede bilâfamla icrayı musmele etmekte olan ÜNYON Kumpanyasıma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4.4888 Milliyet'in edebi romanı: 15 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — ile dönsün.. Asıl o vakit ürkülür. — Kız! Ez eylen! Petek durdu. Çobanı bekledi. — Buralarda ne arıyon kız? Petek ülküsüne ulaşmak için zekâ kesilmişti, hemen karşılık verdi: — Heç... İşte.. Muslihiddin Efen- di ağam bir danası yitik te, onu arıyorum. — Sen Tatlarlı mısın? Ben seni bilemedim. — Tatlarlı değilim. Muslihiddin Efendi ağam beni yanına aldı. Be- nim kimsem yok ta. — Dana buralara kadar gelmez. Sen şaşırmışm. Yolu aykırılamı- şın. — Ne bilem ben . Köye yeni gel dina, Gök vik şaşırmışım? Köy buraya bir buçuk saat. Belki de artık. — Ben danayı bulayını da ister- se on yüz saat olsun. — İkindiyi geçti. Sen doğru kö- ve var, Ben buralarda görürsem öbür çobanla sürdürür. Köye gön- deririm. Muslihiddin Efendi ağa düğünden dönmedi mi? — Bilmem, ben er çıktım. — Öyle ya, dönmiyeceti. Iki ge- ce kalacağını bana söylemişti.Umt muşum. Hadi sen doğru köye! Bu yolcak git. Sağa sola sapma! Petek geniş bir soluk alarak köyün yolu. nu tuttu. Her işi tıkırında gidiyor. du. Yalnız bir şeye canı sıkılıyor. du, Abacılar hanıma bugün varıp Ankara şosösine kavuşamıyacaktı. Ah şu Ankara! Bir ip bağlasalar, | Tatlarlılar bir olup çekseler, çek- seler de Ankara şurayacak yakı- nacak geliverse ne olur sanki? Ankaraya gidince Bunu mırıldandıkça sevinçten deli oluyordu. Ankaraya gidinte iş arayacak. İş buluncaya kadar. | Olur'a... ermişler her şeyi yaparlar. Ermişler Dın rüyasına zi Paşa dese: — Kız Petek! Niye geldin bura- 3266 | RADYO PROGRAMI F) STANBUL 18 den 1830 kı .». 19 Gramofen. Doktor Ali Şükrü Bey tarafından konferan: (Çocukların kemik has talığından korunması). Relik Talat Bey ve ar. Tamburi Refik Bey ve ürkadaşları. Li Gramafon. itibaren “ Ajans haberleri ve ssat ayarı, Cavalle Fantajsis Zara, Glin ka Valee Fantatigı 1845 - 19,30 Alaturka sex 19,0 - 20. © Gramefen. 20,— Ajans haberleri. VARŞOVA 1411 m. 1315: Sab 15.0 Şorkular. râ mahsus sep 1. 2835: Cnr. VİYANA 518 m 2108: “Üç fakir şeytan” isimli radyoya mahsus bir musikili temsil, 23.20: Konuşan kâğıt, 2850: Çarly Gaudric cast. NO İNO - FLORANSA imli Male'nin oparaa, Klâsik piyano kon- lilerin halk ISTANBUL : 18 den 18,30 kadar Gramofem, 1480, 19 Safiye Hanım ve arka- daşları, Z » Gramefon. itibaren ” Ağına haberleri. ve saat niz Soua le Palmisr 3. Alaturlın Sar. Gitar sole (Sadrettin Bey ta- rafından). 1845 «1939 1945 - 20. 20— haberleri, VARŞOVA 141 im. 805: Cimaastik. 8.25: Plâk. - Ek kadını proğramı. 13. 16: Plak. 1640: Piâk, - Haberler. 18: Franazça konferans 1620; Solist konseri. 1936: Hafif plâklar. 2: Halka” ismindeki operet temsili. BUDAPEŞTE 560 m. 20.20: Radyo: konseri (yarkılı). Pi: Siyan munikisi. 22: En sevdiğimi plâklar serisi. manyi'nin idaresindeki opera örkestrasmın konseri VİYANA 518 m. konser. 7340: Viyamada bulunan İstan- radyosu takimi mensmdan MESUF CE. MİL BEY tarafından TÜRK “MUSİKİSİ, 24: Piük MİLÂNO - TORİNO - PLORANSA 20: Haberler, - Plâk ile şarkılar. 20.22: Haberler. 21: Haberler, <“Plâk. 22.30: Tem- sil 23, Oda nrmsikd PRAG 488 m. 20.15; Radyo revünü, 21185 Tıbbi meşri- yat 7130) Çocuk şarkıları, 22: Sekenfon konseri. 2215: Mozart'm eserlerinden kon- ser. BÜKREŞ 304 m. i 13: Hi a Hafif ylük- sikii, Umumi UN 7220: 27 Haziran salı İSTANBUL « 18. den 18,30 kadar Gramofon. Framamzen dete (İlerle. miş olanlara). Soz (Cennet hanım). Saz (Necmiye hasır). Saz (Nihal Tevtik Ha nm). Eftalya hans, Kema. ni Sadi B. ve arkadaş” ları, ç » , Gramofon. itibaren ” Ajans baberleri ve saat Ziyan Leodelibes antaisis Lala, İ- “20, va 70— Ajanı VARŞOVA 1411 m. 8.05: Cimnastik. 8.28: Plük. 1310: Plâk. © Haberler. 155 Haberler. 1615: Plâk. - Haberler. Plâk. Hüberler; lerin konseri. 1420: Mali konseri. e Plük. 21: Orkestra, Haber. 1920: konferans. 23: Kahvehane konseri. 23.30: Caz. ler, VİYANA ST. m. 21.20; Stüriyodan yan hisanile memleket Hafif musiki (Operet MİLÂNO - TORİN! 21.05i Haberler. - Musikili program. 2135: Karışık neşriyat rakemili. BÜKREŞ 306 m; musikisi, 18: Karışık, konser, 20: Darülfü. sun dersleri. Zİ; Tazaani. 21.28: Radyo ör. kestrasr. 22.20: Konserin di Ni sea memleket propagatdası. 28 Haziran Çarşamba İSTANBUL : 18 din 19, kadar Gramofon, 19. , 194S hlahmure hans. 196, 2030 Hazım Bey tarafından 0, 20 M0, 22 © çantam 22 itibaren“ Ağane haberleri ve saat ayarı. ANKARA « 1230 * 1830 Gramefen. 15. o -İBAS Flarmenik Orkestrar Dopp- ler Ouvertere Diş Biden Has” Lakme Suite Cotillem. 1840 - 1920 »— inna haberleri, VARŞOVA 1411 m 8: Ruhi şarkılar, 8.05: Girmesi; B20: Plâk, ev kadını santi, 13.05: PlâkHaberler, 6: Plök - Haberler, 16.15: Pis < Popüler konser. 1: Ki istler kanasri 1920: 2030: Konferans, 213 Karışık dans musi- kisi. Halik musikisi, 1738: Ta, vans, 115: Polamya musikisi, Skeç. 21: Koro konseri. 2 BUDAPEŞTE 560 20.25; Zimay'ı hatırla tüdyodan bir halk temsili, 2135: Hı Sigan musikisi. VİYANA BAZ. m 20: Melser orkestrası refakatile zel Adele Kern tarafından mesir 1150: Üngerin öderesinde karışık 3230: Akşam haberler hakkında F yam musiki MİLANO « TORİNO - FLORANSA 2135: Temsil, - Müteakiben karışık mu- siki, 24 San haberler. PRAG 488 m. 20:15: Şarkılı komser. 21.25: Piyano ve keman ile sonatlar. 71451 Çekoslovakyadaki banyolara dair konferan: ve senebileri calp. 22051 ,Opele” temsil veşarkılar. 6, retten sahneler. 73.20: Franarıça K. BÜKREŞ 794 m. 13: Haberler - Plâk. 1415: Plik. 18: Radyo orkestrayı: 20: Ders, 21: Keman ken seri. 2158: Şarkılı 22201 Sole Kra- Tiz komser 23 Umumi bir yerden İnna 29 Haziran perşembe MA : ” nee 1 rana dare Çele: yı menriyat. 2: Ak- *» © . A w Reşat Bey ve arkadaşları. Gramofon. 2030, 2130 2100. 22 185 e Ajanı haberleri, VARŞOVA 1411 m. 13,15 Dlatimal komser, VARŞOVA 111 m. 8,05 cimnatik, 8,20, pilâk haberler. 1310 plik, baberler. 1535 plik haberler. AGS& plâk; haberler. 17 Popüler konser, 1E20 se. İlet konseri, 19,15 konferan, o 835 Plak, 7 senfenik konser, 23 ens BUDAPEŞTE 560 m. 20,45 siyaseti hariciye hı. konferan. 21 ope ya orkestrası konferansı, 22/45 sizan uni. Kek, 24 San'at kârane Piyano konseri (Es net Dobnanyi'nin iştirakile) VİYANA 518 m. 21; Orkan meklen). 15,18 Plâk. 16,10, konseş Avuturya güze yacak? Petek dese: — İş bulmağa geldim Gazibaba! nidecen? dese. O da iki elini biredip öpse de: — Anamı bakıtacağım, geçimli sabanlı olacağım, Gazi Paşababa . Dese Gazi Paşa rüyasından uyanıver- se de: — Benim topraklarımın içinde Yaylalı Mehmedin kızı bir Petek vardır. Onu düşümde gördüm. Ben den iş istedi. Varın, tezelden onu bana bulup eletin! Dese öbür pa- şalata Öbür paşalar, beyler de candırmalara kumanda verseler, Peteği bulsalar. — Dile benden ne dilersin? Dase Gazi Paşa üç defa: — Sabalığını dilerim. dese Pe- tek kız, , Dördüncüsünde de bir saban, i- ki öküz ile anasına ilâç, bir de se- — Al hepsini verdim dese. Petek te. — Hişt! Kız! Hişt! Burada ne bakıp durıyon? Akşam ezanı oldu. hadi evine. Petek gözlerini açınca karşısın da bir kocakarı gördü. Yanında da semersiz bir eşek eskisi duru- yordu. — Heç.. dedi. Yorulmuşum da . damma. Ben orada çalışacağım. uyuya kalmışım. — Sen buralı değilsin kız! — Değilim ya. — Ne arıyorsun buralarda? — Beni Muslihiddin Efendi ağa buraya gönderdi. Bana (o dammı gösteriverir misin? — Gel yamacıma! Ben de ora- dan geçeceğim. Kocakarı ile yanyana Muslihid. din Efendinin evine kadar geldiler, Kocakarı içeriye seslendi: — Haniiim! Kü hanimin! Peteği teslim edip gitti. Evdeki- ler Peteği kim olduğunu sordular. Çıtır çıtır söyledi: — Ben Hasanoğlan köyünde- nim, Anam babam yok. Ankarada bir bey varmış, Muslihiddin Efendi ağaya kimsesiz bir kız çocuğu iste- miş. O da düğün yerinde beni bul- vu buraya gönderdi. Dönüncek, beni Ankaraya eletecek. O beyin e bir derin merhamet uyan ir. — Bizim evde kal kızım! Biz 8: - na daha iyi bakarız. Seni evlât e- diniriz. Kızımız olursun. Hanım kiz gibi yaşarsın sana altınlar ta- karız. Peteğin gözünda altm değil ya, helke dolusu elmas bile yoktu. O- nun bütün ülküsü iş bulmak, çalış- mak, kazanmak ve anasmı sağal tıp rahatça geçinmek idi. O çenesi basık, muşmula surat- k Efendi ağa onu çingen sandı mr sanmadı mı? ona pis dilenci dedi mi demedi mi? Ona Yaylalı Meh- met çavuşun kizı Petek demişler, anasına da avradı Özügül... Kimse ciklere alınsuyu dökmeden yaşaya- cak. — Olur, olur hanımım. oOHele biyol Efendi ağa düğünden gelsin. Peteğin derdi günü (o geceyi Muslihiddin EF.nin evinde güvenle ve tok geçirebilsin.Daha tan yıldızı kararmadan görürsünüz Peteği. Abacılar hanına varmış mı varma- mış mı? Oradan ötesi üç saat.. Öy- le dediydi Kaşıkçı dayı. Üç saatın nesi olur. Üç, iki, beş sigara içimi Peteği çabuk elden yıkadılar. Başmı taradılar. Bitli entarisini yırtık şalvarını neyi çıkarıp çöplü ğe attılar. Evde o boyda (o kimse yoktu. Hemen etraftan para ile öte beri düzüp giydirdiler. Karnını si- cak yemeklerle doyuran Petek ka- ba bir döşeğin içinde rüyasız, ho- rultusuz, tatlı bir uykuya daldı. .ke Herkes, horozlar bile uyurken | Petek uyandı. Kendini bir yokla- dı.Dipdinçti.İki sıcak yemekle bir kabaca döşek insanı sapan di rinden sağlam edermiş diye di itibaren “Ajans haberleri ve onat | ÇAmaterdam'dan H i MULANU - VUKN LAMLANDA 9 mwziksar, 20,50, Piyana i. 2215 aşle valar, 2148 Günçle 23,20 orkestrası BÜKRES 364 m plâk, 1418 hafif © pllklar ist, 15 halk konseri 21 selo sik.konser, 2145 kaganni, 22 senlanik konsa rin devamı 30 Haziran cama İSTANBUL : ANKARA » 1230» 13,30 Genimafom. 18. İSAD Koman konseri (Ekrem Zeki B tarafından). 18,49 - 19,30 Gramelen, 19,30 - 20 Franmızen dere Bayam Ajans haberleri, VARŞOVA 1411 m. 8,05 çimnartik 8,20 vlök vena, 1935 şük 5 O ei. EŞTE 550 im. ri harici 8 0 2040 şarkılı konser, 2140, haftanın tetri kast, 22,08 orkestra; 21,20 pâk ile akşam kom “MİLANO *'TORİNO > FLORANSA baberl: di, 21,00 Ağustos bö 21 hikâye, 2135 Stüdyedan bir opera temasi” Hi Kuyuda, 12535, Kunter © konseri, o 230 Rusca neşriyat. BÜKREŞ 394 13 haberler, piâi der, 2045 Puccini'nin La Boheme operas plâk ile, 21 taganni, 22 konserin devamı 23 Rumanya almanca konferana. I Temmuz cumartesi /İSTANBUL « 18 den 19, kadar Gramofon 84 19 O, Fransizer ders (Müp tedilere mahmas). » , 1945 Üslütye sax hey'eti 1945, 2030 z Vedia Riza 2030, 2130 ,, Bedayyi Menikiye He- yeti, 210. 22 o, Gramlen » itibaren Ajanı haberleri ve saat 1845 - 1945 Alaturka Sar 1945 - 2015 musikigi, 2015 Ajans haberleri. VARŞOVA 1411 m. 13,10 hafif musiki, 16 plâk, haberler, 16,40 Plâk 17 solist konseri, 18 Güne ait sözler, 18,20 halk komseri, 18,50 hasta neşriyatı. 19 M. ZI hafif musiki, 2230 #werlerinden konser, 23 dans musi- kisi, 23,30 Cafe Europu'tan nakil. BUDAPEŞTE 550 m. 20,15 Siyam musikisi, ZI propaganda kon- 71,35 Kabare gecesi, 23,50 plâk. VİYANA SIT, m. leh isimli temsil, 23,26 Şarkılı dai di, Mesut Cemil Bey Viyanada Mesut Cemil Bey Türk musikisin konser vermek Mes ut Cemil Bey Viyana Radyo- sunda da bir kaç solo konser verecek- tir.Banların birincisi yarın akşam saat 23.40 ta verilecektir. Dinlemenizi tav- siye ederiz. gililliyet Asrin umdesi “MİLLİYET” tir. A... RR dan Galen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüsbalar kuruştur. — Gazete ve lar için üdiriyete mü- racant edilir. Garetemiz Hânlarım mes'u. liyetini kabul etmen. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy rasat merk. verilen ma. lümata göre bugün hava ekseriyetle bu- Jatlu olacak, rüzgâr garbi istikametlerden hafif kuvvetle esecektir. 24633 tarihinde hava tazyiki 753 mili metre en çök sıcaklık 32 en ax 25 derece idi nerek gülümsedi. Birdenbire yüzü ekşidi. Usuna takılan şey çok kötü idi. Petek kalkar kakmaz kaçacaktı. Kaçacak. hoş. Ama hırsız ola- rak kaçacak, Öyle ya, yenice göm- leği, bu yenice lu hırkayı, bu şalvarı ona, evde kalacak diye vermişlerdi. Halbuki o, hepsini sallasırt edip kaçacaktı, Bunun a- dıma düpedüz hırsızlık derler. Yersiz yere çingen ol, pis dilenci ol, arsız ol.. Bir de hırsız ol. Hem bu sefer yersiz yere değil de bile bile! Acaba kendi urbalarını ne yap- tılar? Hatırladı. Büyük hanım: — Bunları küllüğe atıverin. Demişti. Yavaşça küllüğe seğirtti. Nafi- le! Mahallenin it gölbezleri hepsi- ni havlaya kavlaya didik didik et- mişler. Kızdı. Köpek yavrularına bir taş attı. Sonra düşündü. Artık ötesi berisi kalmamıştı. Bunlarla gidecek. İş bulur bulmaz çıkara- cak. Tatlarlı birisini bulunca gön- derecek. Ben hırsızlık için götür- memiştim, gölbezler benimkileri ditmişlerdi de ondan.. Diyecekti. Der mi der, Başka yapacak bir şey yok ki, Raftan iki bazlama al- dı. Koynuna yerleştirdi. Çatallı deyneği kapının arkasında duru- yordu. (Devamı var)