933 deniz manevraları ve bunlardan alınan dersler Almanya ve Japonyadan (başka memleketlerde deniz manevralarını halktan saklamamak âdettir. Bu s6- bepten ber ya ilkbaharında yapılan deniz manevraları malümat almak ve bunların neticeleri hakkın. da da yapılan neşriyattan istifade ct- mek mümkün oluyor. Bu yıl, başlıca Fransada ve Amerikada yâpılan de- niz manevralarından çok bahsedilmiş- tir, Fransiz deniz mânevralari ; için 1. Akdeniz filosu ile Il, Brest filosu 15 yapıl. mış ve 40 kadar gemiden ibaret olan ber iki filoya 1 file kumandanı Vis Amiral Dubois kumanda eylemiştir. Birinci filoda Lorraine, Provence, Bretagno, Jean Bart saf gemileri ile Birinci yengil fırka vardı. Bu yengil fır- kada 4 adet 10 bin tonluk kruvazör (beherinde 8 adet 20,3 lük top) e Başkaca beşinci ve yedinci yengil fır- kalar da vardı, ki beheri 3 adet bayi muhripten mürekkepti. üçüncü denizaltı filetillâs (8 büyük denizaltı gemisinden var dı. Ayrca 13-gemilik bir muhrip filo- su, 2 uçku taşıma gemisi, su gemisi benzin ve yağgemisi ve saireden mü- rekkep ağırlık gemileri de katılmıştı. 1. filo, birinci filoyu berkilemiştir. Bu filo, beheri 2 kruvazör ve 5 muh- ripten mürekkep üç yengil fırkadan ve denizli: filotillâsından kurulmuştu. Bütün bu gemiler, fırkalar ve filo- tllâlar ea bir deniz gücü ça- çin kendilerine güveniyorlar. İngilizce “Askerlik ve denizcilik rekoru,, adlı | mecmua" bunu şu sözlerle itiraf ediyor: “Eğer İngiltere ile Fransa arasında bir savaş çıkacak olursa ne Fransa i- çin ve ne de İngiltere için kendi deniz #8 ana Fransa ile şimal Afrikası ara- sındaki bağlaşmayı keserse, Fransız donanması da Cebrüttar ile Mısır ve Hindistan arasındaki gidiş gelişi kö- türüm edebilir.,,. Ayni düşünce, Fran- «an ile İtalya için de vardır. Yani, iki- si de biribirlerinin Afrika müstemle- kelerile alış verişlerini o menederler. Bundan anlaşılıyor ki, Akdeniz, zama- nımızda tarihin her hangi bir devresin den daha fazla bir sevkulceyş ehemmi yeti yaşatmaktadır. Bu münasebetle, harpte, 1914 gemilerinin bizim şimali Afrika kıyı- #arımızı bombardıman eyledikten sn ra savuşmalarında gördük. Bu harsket bize çok - zararlar vermişti. Biz, en iyi olarak, düşman savaş vâsıtal yu. valarına doğrudan doğruya vuruşlar yöneltmeliyiz. (Korsika) daki ve (Tu- nus) taki dayanak noktalarımızın el- verişli bulunumu bize bu yolda hare- siyasi saldırım ruhu ve düşüncesile beslenmektedir. Bütün bunlardan sonra bu yılın Fraa sız deniz manevralarında tetkik cdi. len mevzuun Tolon ile şimali Afrik: rasındaki bağlaşma yolunu yani Bü- yük bir Avrupa savaşı (ihti Fransaya renkli askerleri emniyetle getirtmek için aradaki gidiş gelişi sağ- lama bağlamaktan ibaret olduğunu söyliyelim, Fransa bu emniyeti, yalnız İtalyaya karşı değil, İngiltereye karşi dahi ve hattâ bir Km İtalyan) karşı da kurma- Milliyet'in edebi romanı: YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — — Kara Efe! Galiba üstümüze el Kıpırdama! ben de ateş gok bolya - — Aman Beyim etme! Mahvolu- rm le Dört delikanlı ebeni saman > çuvalı aktarırlar gibi Kara Efeyi atın üstüne yüklediler. Ben de bir ata bindim. Kara Efenin aklı ba- şına gelince'yanındakilere sordu: — Bu at köyün yolunu bilir mi? o — Bırak başını kendi gider. Amerikan deniz manevralarına ge- lince, bunlarda tetkik edilen mevri, Japonya tarafından ansızın Amerikan batr kıyılarma, Panama mıntakasına ve Cava'ya bir saldırın halinde as yapılacaktır.? Böyle bir halde, ölke- nin bütün batı kıyılarının düşman ha- va güçlerine karşı müdafaa edilmek gerek olacaktır. Bu minnöyrada İzi renki tibia. dilen düşman taraf (Japonya) 2 uç- ku taşma gemisi, 7 kruvazör, 12 muh- rip, Z pek hızlr gider (32 mil) yağ ge- misi ve 175 uçku ile temsil edilmiştir. Dost (mavi) müdafaa tarafı ise 10 saf gemisi, 9 kravazör, 41 mubrip, Z eski uçku gemisi, denizaltılar, mayn ara. | ve sair yardımcı gemilerden ve 150 uçkudan mürekkepti. Kabul edilen faraziyeye görc, bas- kularia Amerikan batı eee Ja ponyanm bir saldırımı mümkündür. Vükik, böyle bir akın hareketi kat'i bi netice elde etmez. Birkaç bombanın ver- direceği zayiat ile koca Amerikanm sendeliyeceğini düşünmek tabii gülünç tür, Fakat bu akın hareketi tekrarla- nır ve devam ettirilir ve Amerikanm buradaki kudreti zayıflatmak istenir. Müdafaa tarafı bunu düşünmüş ve kendi açkı (2) işini bütün bu çevrele- ri içine alacak surette düzmüştü. Şimalden saldıran kara | (Japon) kuvvetler hakkında açkı sayesinde va- kit ve zamanile sav almmış (3) ve ka- ra tarafın görek uçku taşıma gemile ve gerekse bunları koruyan kruvazör- eri, mavinin çobucak topladığı | saf | gemileri tarafından yokedilmiştir. Fa- kat kara saldırım grupu, savlanmaksı- zın uçkularını yaklaştırmağa ve uçur- mağa ve bütün San Diego kıyılarını ve çevresini havadan bombalamağa muvaffak olmuştur. Fakat buradaki hızlı gider uçku taşıma gemisi ancak yapma sis ile kendisini Amerikan ge- milerinden kurtarmış, kaçmış, ve erte- si sabah tekrâr, ve bu defa San Fran- sisko üzerine bir hava saldırımı yapa- bilmiştir. Bu manevradan alınan dersler de- ierlidir. En birincisi, gerek müdafan ve gerekse saldırımda saf gemilerini kıymet ve ehemmiyetlerini hâlâ sakla- | makta olduklarını göstermesidir. Bil- hassa zırhlılardan ziyade, Japanya ve İngilterenin malik oldukları biçimde hızlı gider büyük kruvazörlerin değe- ri çoktur. Saldırım için, akm hareket- leri için ve hava güçlerile birlikte ça- lışmak için ise on bin tonluk hızlı gi- dır. Fakat deniz kırım! daki sıklet merkezleri hâl amaaa (1) Bağlaşma: İrtibat (2) Açkı: Keşif (3) Sav: Malümat. haber. iflâs memürluğun- İstanbul dn Panayot Kazakya. ve şirketi masışna müracaatla 31 inc siraya kayt olunan Lasois Sigorta şirketinin talep ettiği 72 lira 20 kuruşu alacağın siger ta bedeli olmak itibarile birinci siraya ve mümtazan kabulüne idare heyetince karar verilmiş ve sıra defteri bu suret» le düzeltilmiş olduğu © bilinmek üzre ilân olunur. (4447) 6 ilem da ere? de; Anadolu Yaylasınm bütün Mehmetlerin bütün Petek'leri, Petek'lerin bütün anne- leri kan seli, kahramanlık seli, fe- ragat seli, yoksulluk seli, cevher seli olarak taşa taşa aktı köpürdü. KÖŞKÜ — Ne manswra! Bak, Adalar boğu içinde, hayal gibi görürüyor. — Gruplar da fevkalâde. — Ya mehtaplarda? Genç kad, köşkün ilkeli; başını kocasmın omuzuna dayamış, gözlerini ufuktan ayırmıyarak, hülya» li bir sesle konuşuyordu. Evleneli daha bir az bile olmamış. tı. Damarlarında ayni hararet kaynı- yor, kalpleri ayni şiddeti Genç adam karısının bütün arzuları. mı yerine getirmek için çalışmış, çır. pınmış, elinden geleni yapmışlı ve ya pıyordu. Yazı İstanbulun sıcak, boğucu, tozlu mahallelerinde geçirmek isteme mişlerdi. Maltepedeki bu, kuş wrvası- na benziyen köşkü salın aldılar. Köşk sahile çok yakındı. Manolya, kiraz, | şeftali ağaçları, gardenyalar, inenek- şeler, mineler, sünbüllerle bezenmiş, şirin, zarif bir bahçeleri vardı. Köşkü almaları günlerce, haftalar ca süren bir dert olmustü. Köşkün sa- hibi olan Karamanlı Bodosaki Efen. dı, çok müstağni bir adamdı. Her gün bir müşkülât çıkarmış, genç karı ko. cayı fazla üzmüştü. Bahçeden sahile kadar uzanan yirmi, otuz <etrelik | kumsalı satmakta inat etmişti” — Buran zati size bir lüzumlu. ğu yok.. Ben vağit vağit galir, balıh tutarım.. İstagoz için sepet sallarım, Siz de yabancı değüls şuluk hağını elbetten Yeni evliler bunda bir mahzur gör memişlerdi. Köşke yerleştiler ve ilk günlerde güneş doğarken başka bir zevk, batarken başka bir haz, meh. i şiir duyarak nihayetsiz bir hayal âl İs yaşadılar. Genç kadın bahçeye çıkıyor, ma. polyanın gölgesine oturuyor, güneşin Marmaraya işlediği ipek *eraba dalı. yor. kendinden geçiyordu. Bir sabah gıcırtısı arabalarını hatırlatan tekerlek sesleri ile hei lar, Civarda tutulmamış kiralık köşk, sahipleri henüz taşmmamış Ev, yalı yoktu. Genç kadm sırtina penyuvarını girerek süratle balkona koştu. Bahçe. | N ÖNÜ e m sıdılar. Dördüncü gün duvarcı Bişlerdi. Sabördli önüne “davar çık mağa başladılar. Ne Macit, ne Ferihan buüa mana veremiyorlardı. Yapılan duvar ev te- meline benzemiyordu. Kalpleri endi- şe içinde beklediler. Duvar bir haftanın içinde dört metre yükselmişti. Değil yalnız bah- çenin manzarası, balkon da. tehlikeye giriyordu: Ferihanı müthiş sinir nöbetleri tut mağa başladı. Kocasına yalvardı: — Git, bu adamın fikrini anla. Yoksa çıldıracağım. Macit, Bodosakiye fikrini açıkça söylemesini rica etli. O, elleri cebinde, her zamanki gi- yt, sakindi Benim bir tabiatım var. Ev yap- madan duvarmı yaptırırım. Merağ iş» te... — Kaç metro duvar? — Sekiz, doğuz metre, Macit hiddetindin dili tutulmuş, verecek cevap bulamamıştı. Köşke döndüğü zaman karısı vaziyeti onun | halinden anladı: — Macit, e yap, yap, buna mani ol.. Ne isterse ver, orayı satın al.. Yok sa İstanbula dönelim. Burada bir de- kika duramam artik. Macit karımı seviyordu. Küşkten de memnundu. Güneşin doğuşuna, ba tışına, mehtaplara veda etmek pek güç gelecekti. Tekrar Bodosakiyi gör dü — Şimdi bu ev, duvar masalını bı- rakınız, buraya ne istiyorsmmuz? Bodesaki hep o ayni sükünetle ce- vap verdi bin Yira! — Ne diyorsun? Mebdil kadar yer bu zamanda iki bin lira eder mi? — Ne telâş ediyorsun « gozum? Parayı zorla cebinden / almayorum. Gonul isteğüyle.. — Fakat bu ibtikâr. — Herkesin bir hesabı var. Macitin söz anlatamıyacağına ak- lı kesmişti: — Peki, kabul ettim. Duvarcılara lerinin önündeki kumsala iki araba | Söyle, artık çalışmasınlar. dolusu taş getirilmişti. Köşkün eski ... sahibi Bodosaki de arabaların bağın- Bodosaki kaparoyu alıp senedi im- da idi. Genç kadın kocasına seslendi: — Macit.. Macit.. Gel, bak... Macit te balkona gelmişti — Ne var Ferihan? a — Bak, ne olduğunu görürsün. Macit evvelâ taaccüple baktı. Fa. kat yavaş yavaş çehresi bı Ak. ından bin bir ihtimal geçiyordu. Fe. rihan onu kolundan çekti: | İ — Git, anla... Boğosğiğ Gslimüze ev yaptıracak galiba,. Köşkün manza rası bitecek. Macit Bodosakinin yayima gitti: Keyfler iyidir ki ire deyelim de iyi olsun. Sizi geyifler nasıl? Madama da iyidir ya? — Teşekür ederim; bü hazırlık ne | kuzum? Bodosaki ormazlarığa kayıtuzca silkti: — Bu yaz Adadaki köşke gidece- gidim. Giracr verince daya- speak; Eh, d havasma alışmı- ım, Şuraya bir ev çıkmak isteyorum. | — Nasıl olur Dodosaki Efendi, pa- | zarlığımızda bu yoktu. — Goşk içün tağrir verirken, bu- raya dayir bir kayt geçtüğümüzü he- tirlemeyorum. | Macit meyus bir halde köşke dön- dü, Ferihan hırsından urnaklarını sırıyor, dişlerile mendilini çekip kopa rıyord. S a. Kocası onu teselli etti; — Kaç arşınlık yer? Çıksa çıksa bir katlık bulübe çıkabilir, Bahçenin manzarası kaybolsun. Balkondan uf- ku ferah ferah seyrederiz. Ferihan bu teselli Gazi! Bu Ansidoliği sen buldun sen bildin, sen anladım, sen kurtar- dın! Çünkü sen osun, Gazi! Bu Petek'leri, bu anaları da sen bulacaksın, sen bileceksin, — Gule gule oturun, dedi, şayet gunun birinde divarı yığtırmah, daş- ları da daşıtmah dilerseniz, bağa bir haber iletin. Size yoh pahasma bu işi | goriveririm, Dostlar arasında bu ga- dar hizmet, zahmet değül, vazifedir. İnsanlığımızı ne gun göstereceğiz. ci- gerim? Pm mmm İstanbul ikinci tera memurluğundan: Bir borçtan dolayi mahcuz ve paraya çevrilmesi mukarrer müstamel yazıbar | ne mobilyasi ve kast 22633 perşembe günü saat 17-18 itibaren o Beyoğlunda Galatada Karaköyde Halil Paşa sokağın da Manokyen O banında 4 üncü katta (5/6) aumaralı yazıhanede açık artır. ma suretile paraya çevrileceğinden ta“ liplerin yevmi mezkürde ve sastta ma- hallinde hazır bulunmaları ilân olunur. e olacak? | (4438) İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi | Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir | Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acenta bulunmayan şehirlerde 1.— MEŞRUTİYET 7.— MUAHEDE 7— MUBAH B.— MÜDAFAA 4 MUHAL 9— Mülüzemet 4— MÜHİT 10— Mülhak, mül- İl 5— MÜSAFAHA bakat İİ «— MurLak s1. Mosavar l 12—MÜŞAVERE SON ie vordliier Liste: (86) Mühim: tasalandı gam verici, kaygulu düşündürücü, ehemmiyetli, lâ | zım, gerek, geciktirilmesi cayiz olma- yan şey (umurü mühimme, mesayili mü himme, emri mühim, evrikı mühimme) cem'i olan mlhimmat muhtaç ve muk- tazi bulunan şeyler manasında ve ekse ri asker ve harp içinlâzım olan cs- e cebhane hakkında kullanılır, (mühimmati harbiye, mühimmeti aske riye, mühimmati kirtasiye) mühimme iş. Mühlet: bir şeyin icrası için vede- den sonra verilen zaman © (çağ), mey- dan, müddeti muâyyene, ara üyarlek, yarlık, Mühme): boşlanılmış, oluşu ü- zere biraktlmış — vazgeçilmiş, noktasız bar* beneksiz yazı (tarihi mühmel) ma nasız, bir manaya delâlet etmeyen ke- lime saçma sapan o sözlere mübmelât derler, bakımsız balerlamamış, asarılma mış, ovarılmamış senliksiz unudulmuş, İşlenmemiş körleşmiş. Mühür : mihr, mehir, kadın almak — karşılığı Çeehri 1) milkih kıyıldığında kız tarafı. e) ağırlık adile verilen akçe (mehri müeccel) nikâh (bağlar n ek üzere bağlantı ça- dta) belli edilen meb lâğ mikdarı, Mühir: güneş, sevki aşk mühür üstünde adlar yazile kazınmış olup kâğıtlara basılan madeni veya taş tan yapılmış nesneye denilir ki cümle- ce bilinir (mührü süleyman, o mührü resmi, mührü zati) — gibi ad tamgası, damğa, mühürlü damgalı, Mühendis: hendese fennine aşina olan, yerleri ve yapıları ölçüp haritasını — alan, yapan, > şmüstahızerin cem'i olup ırlanmış, huzara ai) pılmışlar, bulundurulmuş İunanlar, zehinde var olanlar, hazır olan | dar, bilkiler, öğrenip tutulanlar yapıl- miş iliçlar, Müstehese: taşkesilmiş taş olmuş, nevi yok olmuş, olup toprak tında maden kesil di ha ye ve Müstesna: istisna edilmiş ayrılmış yan şadan dışarda bırakılmış, üstün tutul- muş, (hcr'kaidenin bir müstesması var- dır), pek güzel pek değerli başkalık, Müşahede : bir nesmeyi ri ayle görmek, görme göze görünme, görüş, görülmek, görmek. Müşahhas: teşhis edilmiş, ta- nılmış, şahıs haline | getirilmiş teces- süm ettirilmiş, kılıklaşmış. Müştemi- lât: müştemil, iştimal eden, bürüyüp örtmüş, içine almış, . kablamış — olan, müştemelin cem'i olan müştemelât bir seye tabi ve mütcalik © olân nesneler, dilimizde bir evin levahiki ve fer'ileri makâmında kullanılır, müfredi olan müştemel © kullanılmaz, beraberliki. Müyesser: kolaylanımış, kolaylatılmış, kolaylıkla yapılmış, moydane | gelmiş, zorhuksizce, Göztepe Haznedar oğlu Baha acentı aranmaktadır. Tel: Beyoğlu : 4887 3265 doğru Yollandık Atlılar yolda biz lik oyunları, yarışlar yapıyor- lar. Yamçılar, atkılar birer bayrak olmuş açık ve ayazlı havada dal- galanıyor.. Atlar kişniyor, Ford sen yükselteceksin. Çünkü onlar | Kişniyor, yaylılar gıcırdıyor. . sendedi Küçük Yozgadı geçtik. Zi Yeni Türkiye için her Hak Yay- Kılıçlar'ın bin bir dönemeci, lalı Mehmedin, ale gözlü Petek'in, | bin bir bayırından iner- ve sırtı döşekli ninenin; yani s6- nindir. Çünkü sen onlardasın. Gelin almıya gidiyoruz. ken bir iki kişi arabadan atladık. Hem keseden ineceğiz hem biraz avlanacağız. Nasıl olsa sere is- e sd e Mi Alay göründü. Şöyle köy yoluna Yüze yali ati en önde. | doğru yürüdüm. Telgraf direğinin Onların ku- | arkasından pis, yırtık entarili, kar- makarışık saçlı bir kız çocuğu çı Bir Rols role Limozin olan bu ka: lâstik, öbür ayağında bir çarık es- dar çalım satamaz. Küçük, büyük, | kisi vardi, Biraz sırıtarak, © bi ortanca dağları ben yarattım! der kornasından ses veriyor. Geli. daha şatafatlı olsun diye buna | bindireceğiz. Daha arkada yaylı arabalar ve açık arabalar. Küçük - Yozgoda bir ifade ile: — Efendi Ağa! dedi. Bunlar hep böyledir. Anaları e- Mi maşa döker ve çocukları ya eşek güder, ya (Efendi ağal) diye dilenir. —- Ne var? me istiyorsun? — Efendi ağa! babam yok. A- nam çok hasta. Bana... — Miskin! Dilencilik edeceğine çalışıp kazansana ! — Efendi ağa! ve . ben... — Hadi hadi şu kuruşu! Dağ Bi bile bu di- lencilikten kurtulamıyoruz. Kuruşu almadan koşa köy yo- lunda uzaklaştı. o Çay bitti. Alay çattı. Köy yolunu tuttuk. vey sağdıcı atını sürdü, Bir kaç ko- yunla bahşiş vermek istedi. Razı olmadılar. Meğer bir iki yüz lira istiyorlarmış! Herkeste bir hayret. Düğünlerde âdet ise de böyle bir iki yüz lira olur mu hiç? o Tuhaf şeyl Yanlış olmasın? Hayır. Peki, misafirlerimize ayıp olmasın, bıra- lek Birer, babaları beygir, tavuk ça- | kmız geçelim! Bunları almız onla- KİD yi Vİ Bugünkü proğram * |. ISTANBUL: n 18; Gramofon, © 18.30: Ki ders (ilerlemiş olanlara mahsus). 18 İ Cennet Hanım, 19.30: Necmiye H | mam. 20: Nihal Tevfik H., 20.30: talya H., Kemani Sadi B. ve ları, 21.30: Gramofon, 22 den iti Ajans, borsa haberleri ve saat aya kestra: Adam ov: Lontapae rim DAmbroig 18,45 £ Alaterkea 1930 : Dans mssikisi 20, e Ağamı haberleri YARŞOVA, 1411 m tiği, 8,25: Plik 13/05: 175 Şarkılı keman k9f| Şarkılar. 23: dane mazi BUDAPEŞTE, 650 m. 19,35: Şarkılar, 20488: Mezar mil meşriyit Z3! haberler. — Don otelinden Stan munis 2416: ayal etekeden zili dans musikisi, VİYANA, 518 m, 19,50: Richard Wagserin eserlerinden böYÜİ Viyana operasında oynanacak (Siegirisd) * peresini nakil; MİLÂNO » TORİNO - FLORANSA 21: Haberler. — Müteakiben dinleyicilerin # suna tabi konser. 21351 Kalmanın rinden (Şikago düyesi) isimli operet temsili PRAG 488 19,35; Musikili Almanen ne: ö KA ae 2318: Son haberler, 23,30: Çek halk danslı” Çİ piyano ile) . BAHRİSEFİT FELEMENK BANKASI İstanbul Şubesi Amsterdam'da kâin BAHRİSEFİT FELEMENK BANKASI öle «Banguf Hollandaise pour TAmerigue du Sud” İdaye heyetleri hakkında Amsterdari! da inikat edecek olan heyeti umumiy& içiimalarında oOmezkür © bankaları « HOLLANDSCHK BANK UNİB K. V.” (HOLANDA BANKA BİR LIĞİ A. Şe namı tahtında birleşmele" ni teklif etmeği katatlaştırdırlar, Bu yoni mücssesenin kuvvetli dahili ihtiyat akçelerinden başka tediye edil miş Hf 6.000. 000,— Holanda Florini # sermaye ile HEL 3:000000,— Holanda Florinlik ihtiyat akçesi olacaktır. Bahrisefit Felemeni bankasının İs | tanhül Şubesi, Yeni mülmesenin Şube: | si olacak ve eskisi gibi faaliyetine de vam edecektir. (4440) gJülliyet| Asrın umdesi “MİLLİYE T tir. ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için Lu LK | ak geri verilmez — Müddeti | geçen nüshalar 10 kuruştur. — Gazete ve | matbaaya mit işler için müdriyete mü- sat edilir. Geretemiz ilâmların mes'u- liyetini kabul etmez. "BUGUNKU HAVA Yeşilköy rilen habere lacak ve cektir tekavvil olarak 833 tarihinde hava tazyiki 760 mi- fazla sıcaklık 22, en ax 20 de- rı da göndeririz. Böyle olacağını bilseydik tedarikli gelirdik. .. OL likanlıları kandırmış, böyle bir tat” sızlık çıkarmış. İş anlaşılır anlaşıl maz hepimize odalar da açıldı, ev ler de, gönüller de. . artık vur pat lasın! Ertesi sabah © hazırlandık. (Devamı var) | ANKARA, 1638 m, , 1230 : Gram, i 1