Milliyet gr NİSAN 1933 İdarebane : Ankara caddesi, 100 No, Telgraf dresi : İst. Milliyet Telefon Numaraları Başınuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü : © 24519 24310 Gelen evrak geri verilmez — Müddeti eeçen nüshalar 10 kuruştur — Gazete ve matbaaya sit işler için müdiriyete mü- racaat edilir. mes'u- liyetini kabul etmez. | BUGUNKU HAVA Yeşilköy rast merkesinden aldığımız mal nazaran buğün hava buletle ği ağ istikametlerden rüzgürk ole RE > Ecnebi ve ekalliyet Bir söz vardır, deve kuşuna karşı söylerler: “Ne kuş, ne deve!” İşte ecnebi ve ekalliyet mekteple- ri Türk hocaları bugün bu vaziyet. tedir. Gazeteler, bu muallimlere muntazam i rak onların vazi, ini i > n. ere iyetlerini i- Ecnebi ve ekalliyet mekteplerin- deki Türk hocaları Maarif tayin eder. Şu halde devlet memuru mu- dür?. Hayır. Çünkü aylığını husu- si müessese olan a ır... Buna kimsenin itiraz ettiği İşin çatal tarafı şudur: Bu adam Jar devlet tarafından tayin edildi- ği halde devlet memurlarının hiç © bir nimetinden müstefit değildir. ler de onların yüklendikleri kül- fetleri fazlasile taşırlar... Hususi müesseseler nimetle rine de nail olmazlar. Size en ba- riz bit misal... Resmi emkteplerde- ki muallimler hastalanırsa alelu- Tir ve bu izin iki seneye kadar w- — on beş yirmi gün devam ederse dersleri idare edilir. Daha fazla uzayacağı anlaşılırsa yerine Vekil tayin olunur. Amma hasta hoca- nın aylığı kesilmez... Ecnebi ve e- kalliyet mekteplerindeki Türk ol- mıyan hocalar da hastalanınca ye- rine hemen vekil koymazlar. Bir kaç çün idare ederler. Halbuki ec- nebi mekteplerindeki türkçe hoca- larının hastalanmalarına müsaade yoktur. Yani hastalığı üç günden fazla sürerse mektep idaresi onun yerine bir vekil bulur ve hasta mu- allimin aylığınm yarısını o vekile verir. Çünkü Maarifin bu yolda emri vardır. Dahası var.. Bu yeri. ne vekil tayin edilen hasta hoca- © nun hastalığı iki aydan fazla sürer- se azledilir. Çünkü devlet hizme. © tindeki ücretli memurların hasta- — lıkları ikiay sürenleri azledilir. miş. Ve işte İstanbulda bu garip vazi yette beş yüz kadar hoca vardır ki; hastalanınca yerine vekil tayin — edilmesin ve maaş ilmesin di. © ye, hastalanamazlar, yani hasta © basta derse giderler. Gidemeyin- > ce de maaşları kesilir... Şimdiye kadar pek göze ilişmediğini zan- Mülliyet'in edebi romanı: 883 Yüdür. O halde bu iki adam burada saklıdırlar. — Söylemiyorsunuz.. Söylemiye- ceksiniz de galiba... Eh.. ne yapa- yım, günah benden gitti. Kaldırın şun- ları! © © Dev gibi dört avcr neferi | kolları © bağlı adamları kaldırdılar, ite kaka, az ötede bir ahırın içine tıktılar. diki - Mektebi Türk hocaları sul raporlarla kendisine izin veri- | — zayabilir. Bu muallimin hastalığı | pilleri donatılması, kavga gemisinin deniz altı posatından(2) daha de kıyı deni i kavga lerine kolaylıkla ve muvaffakiyetle saldırabilir. Elbette, dar ve sık adalar ve kıyılarla bezenmiş denizlerde bu sal- dırış daha muvaffakiyetli ve kolaydır. Çünkü tayyare filoları bir dağın ve ya- hut bir adanın vereceği saklama ve per- deden istifade ederek yataklarında(8) durmakta olan ve yahut deprenti(9) ba linde bulunan deniz kuvvetlerine birden bire saldırabilirler. Besbellidir ki, deniz filolarından ziyade hava filoları kendi yataklarına bağlıdırlar. Bu septen deniz kuvvetleri ancak uzak ve enin denizle- ro açılmak suretiyle kendilerini havada- ki düşmanlardan kurtarmağı smacaklar- dır. Fakat unutulmamalıdır ki, tayyaro- nin de eli günden güne uzamaktadır. İ- ki üç yıldanberi tek tayyareler Avrupa dan Amerikayı ve Amerikadan Avrupa- yı bir uçuşta tutmağa başladırlar, Şim- diki halde rekor sayılan bu uçuşlar bir kaç yıl sonra normal işler sırasına gire- cek olursa, bu çok değimli deniz silâhla rıni tayyarelerin elinden kurtarmak için büsbütün başka çareler aramak gerek o- lacaktır. Hava bambarduman araçlarının ikin- ci derecedeki emeçleri de deniz Filoları- mur geri yollarıdır. Belli olduğu üzere, deniz kuvvetleri. üettiğim bu gözle vaziyek umarım. ki; düzeltilir. Ne havadis,ne havadis? Akşam refikimizin Bursadan al dığı telgrafta “Halkevi spor şube- sinin delâletile geçen cuma günü Uludağa bir gezinti yapıldığı ve bu gezintiye muallim Her (Abra- ham) ın da iştirak ettiği ve bu za- tın Dolubaba mevkiinde kayaklar- la nasıl kayıldığı hakkında göste- riş yaptığı” yazılı idi. Şu günlerde İstanbuldan ayrılmamış olan Her Abrahamı tanımasam ve kendisi- le her gün görüşmekte olmasam / ben de bu havadisi doğru zanne- | der, memlekette kış sporları aldı yürüdü derdim. Cuma günü Bursa- da bu işleri yaptığı anlatılan adam sahte bir Her Abraham değilse, muhabir efendi gördüğü bir rüya. yi i Mz Hi gazetesine bildirmiş FELEK MAKEDONYA Aşk, Hin, Polifika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif seeamamsanasesamamaamemamame Etraftan gelenlerle askerlerin bus lunduğu yer şimdi kalabalıklaşmıştı. Niyazi sakalmın kıvırcık tellerile oy- nıyarak yarı bulgarca, yarı türkçe, ya- rı arnavutça #öze başladı. Evvelâ türk- şe söylüyor, sonra bu tek cümleyi tıp- kı Kur'an tefisr eden bir molla gibi bulgarcaya ve arnavutçaya tercüme ediyordu ' ( Askeri bahisler ) Kavga gemisi ve tayyare |: bombalar olup deniz savaş araçlarına | nin kömür, benzin, azık,(10) ve cepha- ne gibi ihtiyaçları bu geri bağlama(li) yolları ile gönderilir. öylece anayata- ğından uzaklaşmış bir deniz filosu ile yatağı arasında kesiksiz bir gidiş geliş vardır. Bu yol üzerinde sayısız ticaret gemileri ve bunları korumak yumuşu- Bu (12) almış kravozörler ve torpitoa işler durur. İşte bunlara da saldırırlar ve bu işlemeyi kötürüm eder. lerse uzaklaşmış deniz filoları geriye dön meğe mecbur kalırlar. Hele anayatakla. ra yapılacak saldırmalar deniz filolrmmn kendi yataklarmda kamaklanmsma(13) | ve deprentisiz kalmasına tildağ(14) o- lurlar. Hele bu hava saldırışları kendi deniz altı ın saldırışlarile bir likte yapılacak olursa “kızıkları tamam olur, Resmimiz, bir torpil tayyeresinin, tor : pilini nasl saleverdiğini göstermektedir. Bu torpil, tayyare tarafından, düşman gemisinin yamacında denize bırakılır ve | o, ok hıza ile denizin içinden giderek düş man gemisinin bordasının zayif bir yeri- ne çarpar, patlar, batırıcı korkunç deli- ği açar. Biraz da bu saldırışların biçiminden ,, bahsedelim: o Yağı filoların yataklarına saldırmak için, tayyarelerin kullanacağı araç, daha ziyade boğucu ve olalayıcı , karşı kullanılacak araçlar işe çok büyük | tahrip kudretli bombalar daha doğrusu | gezici torpillerdir. Tayyerelerin düşman deniz yataklarını ziyaretleri bir kerelik olmayıp arda. arasızdır, Ve sık filolar halinde olur. Her gün başka başka yol. lardan ve değişik yüksekliklerden gelerek yataklardaki savma(15) araçla- rını yorarlar, yıpratırlar ve sonunda gü- nün birinde asıl büyük saldırmayı yapıp ingi (16) tamamlarlar. Acaba bu yeni posat dahi gelecek de- iz kavgasının biçimini değiştirecek rolü oynayacak mıdır? Bunun cevabı evet 9- labilir. Çünkü, yakım bir geçmişte, deniz. altı bile, büyük cihan kavgasında deniz kırımlarımın(17) önüne geçmişti. Cihan kavgasının dei ski zamanlarda olduğu gibi süren kati neti i ve büyük ö coşmalara manlar olsun Şimal denizinde büyük çev rede deniz deprentisi yapraktan sakına rak birbirlerinin kavga filolarını, yatak- larının etraflarına torpil çizgileri dök. mek veya denizaltılarile hamaratlık gös- termek suretile oldukları yerlerde ka- maklamağa (19) çabalamışlar ve yahut ta küçük küçük ölçülü akın tileri geçmiştir. ir. Gelecek (20) yürütmek doğru olmasa dahi her türlü alâmetler, geleceğin büyük ölçülü deniz çarpışmaların suya düşmekte ol. duklarını gösteriyor. Daha doğrusu ha- va posadı, deniz posadrmır dağı şimdiden “CİNOĞLU yenmişe benziyor. İrtibat. (12) Yumuş: Vazife. o (13) Deprenti: Hareket. (14) Tildağ: Se- bep. (15) Savma: DeP (Abwehr). (16) İng: Zafer. (17) Kırım: Mey- dan muharebesi. (18) Tanuk: Şahit. (19) Kamaklamak: Hapsetmek. (20) Çama: Tahmin. Yeni neşriyat Resimli şark 29 numaralı Mayıs enüshası üç renkli güzel bir kapak içinde çıkmıştır. Müdürlüğünden: Mektep bahçesinin ihate du- varları için açılan münakasada teklifler kabili kabul * görülmedi. ğinden pazarlıkla ihalesine karar verilmiştir. Talipler nisanın 29 un. cu cumartesi günü saat 10,5 da Nuruosmaniye Cemiyeti Tedrisiye merkezine müracaatları.: -(1759) 2078 — Ne var? Ne oluyor? Sürekli bir ikinci yaylım bu sualle- re cevap oldu. Bir kaç çeteci ile köy- lüler ateş sesleri gelen tarafa koştu- lar, Az sonra beyaz külâhlı bir avcı sürüklediği neferinin, iği bir ULUORTA Rekabet!.. Bir ay kadar oluyor. Ayakkabı almak için rastgele bir dükkâna uğramıştım, Dükkân sahibi, be- ğe im kundurayı bana umma- dığım bir fiate bırakmağa razı 0- lunca şaşırdım... Zeki adam, gözümden anladı: — Elvermiyor amma, ne yapa- lum beyim, dedi, rekabet!.. Sonra yanı başında açılan lüks bir kunduracı dükkânını göstere- rek ilâve etti: — Bir aydan beri bize (gelen müşterileri, kapıdan çeviriyorlar. Malımızın onunkinden iyi olduğu- na inandırmak güç. .. İşi ister is- temez rekabete döktük. Bakalım, ya o batacak, ya biz!.. Eski oturduğum mahallede az zamanda epi müşteri tutmuş bir bakkal vardı. Günün birinde, bur- nu dibinde yeni bir bakkal dükkâ- nı peyda oldu. Ötekine inat, adeta zararına mal satmağa başladı. Müşteriler, birer ikiser dağıldı- lar. Ki mahalle, tabii iki bak- İ kalı besliyemezdi. Geçen gün bak- $ in de kepenkleri inik... Piyasadaki bu öldürücü rekabet, hint horuzlarının. döğüşüne ben- ziyor. Ne yenende hayır bırakıyor, ne yenilende ... Sermayesi fazla olan, bir müd- ” det tutunmağa çalışsa da akıbet o da yuvarlanıyor. Gazeteler, büyük şirketlere mey- dan okuyan otobüs rekabetine kar- şı tedbir alınacağını yazdılar. İşte zararlı bir rekabet dahai Amma, yalnız şirketlerin hesabına değil, o tobüs işletenlerin hesabına da za- rarlı. .. On kuruşa, Eyüp'e yolcu taşıyan otobüsün, amortisman bedelinden vazgeçtik, hattâ masrafını çıkar. dığına nasıl emin olabiliriz? fedakârlığa belki rekabet yüzün- den katlanıyorlar. Sonra, Boğaziçine işleyen oto- büsler için de vaziyet aynı. . o bo- zok yollarda günde üç sefer yapan bir otobüs bir kaç ay sonra, aldığı paranın yarısı kadar tamir ister. Fakat, siz gelinde bunu otobüsçü- lere anlatın. :. Uzak (denizlere sefer yapan milli vapurlarımız arasında, geçen senelere kadar o neydi o ucuzluk yarışı, . Bir aralık, galiba Trabzo- na iki liraya kadar müşteri taşı- mışlardı. Belki rekabet devam €- deydi, yolcularına ayrıca ikramiye dağıtanlar bulunacaktı. Bu tehlikeli yarıştan belki kısa bir müddet için halk istifade etti. Fakat bugünkü (netice, şüphe yok ki milli sermayenin ve dolayı- sile hepimizin zararınadır. Rekabeti, biz yıkım vasıtası ol- maktan kurtarmak için ne lâzımsa ıipmalıyız ! Yt M. SALAHADDİN TAAHHÜT SENEDİ Beyoğlu İkinci Noterliğinden: Bomanti İzzet paşa sokak 52 No. Ju evde mukim Tahir Efendi oğlu İbrahim Bey ile bat 952 tarihinden itibaren bir sana İdetle müşterikem uhtei isticarımızda bu- lanan Osmanbeyde Ahmetbey sokağında se- ki Delpiyano hamile maruf Garajı müste cirlik zamanımıza ait olarak zuhur etmiş ve edecek bilimum rüsum ve vergileri ile küre bedelleri, müstahdemin üçretleri, Terkos ve ektrik bana ait a mes'aliyet bana it a im Haye ba eyledim. Va keyfirein. Mili e wsülen ilânı lerim. yet gazetesil kr RES: Osmanbey Halâskâr Gazi cadde 45 383 Ne: he evde mukim Edvar Molinadi Etendikit daire mühsasında resmi yapıştır. Darülfünun talim tabu- Hava ihtiyacı için Çelik çu buk, Demir Çelik saç, Demir saç, Köşebent demiri pazarlık la satm almacaktır. İhalesi 26-4-933 çarşamba günü saat 14 tedir. İsteklile rin şartnamesini görmek üze- re her gün ve pazarlığa işti- rak içinde o gün ve vaktinden evvel Fmdıklıda 3.K.0O. sa- tm alma koimsyonuna müra- caatları. (103) (1732) 2041 ... ru kumandanlığından: Darülfünun ve omuadili Yüksek metkeplerle lise ve muadili mekteplerden mezun olup askeri tam ve yüksek eh- liyetname almak istiyenlerin 1 Mayıs 933 tarihinde açıla- cak mezunlar kursuna 15 Ni- san 933 tarihinden itibaren kayit muamelesine başlana- cak ve 30 Nisan 933. tarihin- de nihayet verilecektir. Gir- meğe istekli olanların mezun diplomalarile bu müddet zar- fonda Bayazıtta Darülfünun talim taburu kumandanlığı- na müracaatları. (97) (1679) 2070 ... K. O. Hayvan hastahanesi- nin elektrik tesisatı pazarlıkla tamir ettirilecektir. İhalesi 26 Nisan 933 o çarşamba günü saat 14,30 dadır. İsteklile rin şartnamesini örmek üze- re her gün ve pazarlığa işti rak için o gün ve vaktinden evvel Fındıklıda 3. K. O. Sa. Al, komisyonuna müracaatla rı (105) (1783) 2127 ... Pazarlıkla almacak 5 çimento pahalr görüldü. den ihalesi 25-4-933 salı gü- nü saat İdte bırakılmıştır. İsteklilerin şartnamesini gör- mek üzere her gün ve pazar- Za iştirak için mezkür gün ve vaktinden evvel Fındıklı- da3.K.0.Sa. Al, komisyo nuna gelmeleri . dın (1784) 2128 ... K. O. kıt'at ve müessesatı ihtiyacı için pazarlıkla (100. bin kilo odun satın alınacak- tır. İhalesi 24 Nisan 933 pa zartesi günü saat 15 tedir. İs teklilerin şartnamesini gör- mek üzere her gün ve pazarlı- lığa iştirak için mezkür gün ve saatinden evvel Fındıklıda 3.K.0. Sa, Al, komisyonuna gelmeleri. (106) (1785) 2129 se K. O. hayvanatınm nal ihti yacı için 26.800 kilo nallık de mire verilen fiat pahalı görül- düğünden ihalesi 29 Nisan 933 cumartesi günü İl re bırakıl mıştır. İsteklilerin nümune ve şartnamesini görmek üze- re her gün ve pazarlığa iştirak için o gün ve vaktinden evvel Fındıklıda 3. K. O, Sa, Al, ko misyonun gelmeleri. (107) (1786) 2130 ».# K. O. kıt'at ve müessesatı ihtiyacı için 8500 o Çatalca Mst. Mevki kıt'aları için 1500 kilo ki cem'an 10.000 kilo ku ru üzüm pazarlıkla satın a- Imacaktır. İhalesi 26 Nisan 933 çarşamba günü saat 15 te tedir. Taliplerin nümune ve şartnamesini görmek üzere her gün ve pazarlığına iştirak için o gün ve vaktinden evvel Fındıklıda 3.K. O.Sa. AL komisyonuna gelmeleri. (104) (787) 2131 sa» G. Hd. Kıt'atı için aşağıda yazılı muhabere malzemesi a- Imacaktır. İhalesi (6 Mayıs 933 cumartesi günü sat 11 de dir. İstekliler nümunelerini 26-4-933 akşamma kadar ko misyona getirmeleri. (109) (1788) 1.—3.No.k 1700 fincan maa demir 2,5,3 Mm.8 Km.demir . tel galvanizli demir 2,5,3 Mm. 29 Km. demir tel (Galvanizli) 1,5 Mm. 500 metre demir tel (Bağ için) 30 kilo kükürt. 2132 K. O. için 36 ton çimento pazarlıkla almacaktır. İhale si 25 Nisan 933 salı günü saat 14,30 dadır. İsteklilerin şart namesini görmek üzere her gün ve pazarlığa iştirak için o gün ve vaktinden evvel Fn dıklıda 3. K. O. Sa. Al. komis- yonuna gelmeleri. (108) (1789) N N 2133 Vi.» 2 Süvari fırkası Sa, AL Kom. dan: Kırklarelindeki süvari kıt'atı için 70,000 kilo sığır eti kapalı zarfla münakasaya konmuştur. İhalesi 20 mayıs 933 cumartesi günü saat 15,30 dadır. İsteklilerin şart- namesini görmek üzere her gün ve münakasaya iştirak i- çin o gün ve vaktinden evvel Kırklarelindeki süvari fırkası satınalma komisyonuna gel meleri. (3045) (1713) Kocaeli Asliye Hukak Mahkeme- sinden: İzmitte mukim Hacı Murat kı- zı Şükriye H. tarafından zevciMehmet oğlu İbrahim aleyhine ikame olunan karar 7.5933 pazar günü saat 10 na talik kılındığından yevmi muayyende mah- dü: ia Kolağası Bey.. kaçmak istedi, gördüler ki bu ölü, Kristo DantePten başkası değildi. Tek tük bir kaç silâh sesi daha işitildi. Sonra anlaşıldı ki; iki arkadaş samanlığın karanlığın nöbetçilere çaktırmadan, iplerini çö- zebilmişlerdi. Fakat tam kaçacakları bir kurşun "Kristo Dantef” i yere ser- Vie a gelince, Kristenin sağ kolu olan bu çevik Balkan çocu- a karanlıklara sarranı yalnız papas, muhtar ve bir de Lü binka kalmıştı. Ali, o gelinciye kadar soyunmamış- b. Güzel kızın odaya girer | girmez ilk sözü şa oldu: İĞ Gü ll ae e tiynette adamlar olduklarını? Bir martaval okuyor, En larımız gözlerimiz gene? — Kristo Görmedin. mi nasıl öldürdüler? — İki kere yanlış düşünüyorsun Lö- binkal Bir defa Kristo Dantef Bul- gardrı. Sen Makedonyalı olduğunu iddia edersin. . Gelen zabit kadar bu komiteci de sana yabancıdır. o Sonra Kristo Dantef kaçmak istediği için vurulmuştur. Dünyanın her tarafında hükümet kuvvetleri böyle hareket 6- derler. Hattâ eğer günün birinde bir Makedonya Hükümeti teşekkül eder- se, Makedonyalı jandarmalar da “durt,, emrine itant etmiyen kaçakla- ri tıpkı böyle vuracaklar, böyle öldü receklerdir. Dantef'i - mu- — Budala... Kristo hakkak kendileri salrvermiş olacak- lardır. Bu işte klâsik bir dalavera var. Biz çok işittik böyle şeyler... Beyhu- de uğraşma. Beni kandıramazsın. zabitin doğruyu söyediğine — kaniim. Düşmanlığı değil, dostluğu körükliye* Güzel kız cevap yerine (o lâmbay! söndürdü. Ayrı ayrı düşüncelerle bu: nalan iki kafa, bir gece (daha ayni yastıkta yan yana geldi. Bir vesika.. Üç sivil ile üç zabit, biribirine ben ziyen hareketlerle sigaralarını söndür” düler. Altı sigaranm söndürülüp içi" ne atıldığı tabla, Karasu Efendinin mükellef yazıhanesi üstünde duruyo” du; içine su konmuştu, O büyüktü v* billürdandı. Diger iki sivil yan yana oturmuf” lardı. Bunlardan biri Beydir Digerini ayakta duran zabitlerin tanımadıkları anlaşılıyordu. Bir &s$ gece evvel Pavlos Melâsın esrarenii* vazifesi hakkında izahat aldığı bu © dada gene mühim bir işin | hazırlığ yapılıyordu galiba. » (Devamı var) N a