Asrm umdesi "MİLLİYET" tir. 20 NİSAN 1933 İdarahame : Ankara enddesi, 100 Ne, Telaral sdresi ; İst, Milliyet Telefon Numaraları: Baymak Mü Idare ve Matbaa © ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç için sele u -— Bü 780 1 — Galen evrak geri verilmez — Möddeti Seçen nüshalar 10 kuruştur — Genele ve matbaaya ait işler için müdiyete mü racant edilir. Gazetemiz ilkler mes'u- liyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA “Esmerlik, Sarışınlık Dünyada eksilmiye başlıyan leri sayarken başta gelen, alm, ia saf, utanma, rahat gibi şeyler için- de kara saç ve esmerlik matahını da saymamız lâzımdır. Başlarımızı (oksijenli su) ile su- lamaya başlayalıdan beri, en es- xaer ve kara saçlı kadınların saç- ları lepiska, mısır püskülü gibi sa- rı oldu. Onun içindir ki; artık pa- saport eşkâlindeki sarışın veya es- merlik malümatı tanıtma kıymeti- mi büsbütün kaybetmiştir. Milletler vardır ki; daha doğru- su vardı ki; sarışın olarak tanın- maştı: Şimal halkı, İskandinavya dar, Şimali Almanyalılar ve İn- çilizler gil Gene milletler vardı ki; esmer anmmıştı: İtalyanlar, İspanyol iar ve Romenler gibi... Bu malü- mat artık, dediğim gibi oksijenli suyun himmetile tarumar tur, Artık kara saçlı kadın arama- ymız, bulamazsınız. Son günler- de paskalya tatilini İstanbulda ge çirmeğe gelen Romanyalı hanım- lara baktım da içlerinde bir tane esmer değil koyu kumral bile gö- remedim. , Vaktile erkeğin kana ve ırka hâ- kim olduğunu zannederlerdi. Son roagiri saçlarımın rengini, ka şının, gözünün biçimini değiştire- rek kendine b bir ırk çeşnisi veren kadınlar ırka tesiri oldu- e kabul etmemek haksızlık o- Kadın mühendis! Onu da gördük. Sanırdım ki; ka dınlar için sevilmiyecek şeylerden biri de riyaziyedir. Aldanmışım. Çünkü son günlerde Mühendis mektebi iki de hanım mühendi yetiştirdi. Vakıa kadınların kal İerden daha ziyade hesaplı, ziyade hendeseli oldukları muhak- kak ise de şimdiye kadar, beton hesabı yapan, köprü kemerinin a- çıklığını bulan, bir'demiryolunun meylini hesaplayacak kadın mıştı... O da oldu... Mübarekol sun! Amma düşündüğümü sakla. yamam..... Ben kadınların mühen- disliği fikrinde değilim. Zaten ka- dımm erkekle hayatta ayni hat ü- zerinde yürümesini erkek noktai nazarından bir maişet Zararı, ka- dın noktai nazarından bir (aile o- cağı) zararı telâkki ederim. Ben- ce kadının yapacağı en büyük ev, Milliyet'in edeli 16 yen üç sünl sorardı: 1 — Kaç yaşındasm? 3 — Kaç se- nelik askersin? 3 — İmperatorun kim? Dört saat sonra bir alayı teftiş ede cekti. Silâhlar , yağlanı- yor, parlatılıyor, kışlalarda koğuşlar silinip söpürülüyor, atlar timar edili- yor, yollar temizleniyor, askerler traş oluyordu. Zabitler efratla birer birer meşgul oluyorlardı. Büyük bir faali- yet ve telâşir telâşlı gidip gelmeler var dı. Yüabaşı Maurice aptal bir nefere yarım saattir meram anlatmak için do kuz doğuruyor, anasmdan emdiği söt burnundan geliyordu. Bu bir Alman neferi idi. Fransızça da bilmiyordu... Halbuki Napoleon'un teftiş csnasmda | meşhur sünllerini ona da sorması ihti mali vardı. Yüzbaşı bu süallerin ce- vapları olan iki rakamla bir kelimeci #in Fransızçasmı öğretinceye kadar akla karayı seçti, Nihayet Almanca bir defn daha anlattı; 2 me e sana ilk sünli soracak olursa «25» diyeceksin. İkinci süali sorduğu bakıp göğsünü gere- cek, gür bir sesle “Sen!” diye bağıra caksın. Anladım mr? Alman neferi anladığını anlatmak için başmı salladı. Yüzbaşı memnun oldu: — Peki, dedi, şimdi beni Napolyon Nefer geniş göksünü gerdi. Gözle- rini yüzbaşının gözlerine içine dikti ve yükyek sesle bağırdı; — 1. Yüzbaşı veye hendek atlatmıştı. Nefer zor an lamıştı amma, pir anlamış, temiz an- lamıştı. “Sen” diye bağırdığı zamanki va- yeti ve sesi yünbaşmın istediğinden kaline pek te güven olmazdı. Onun i- çin tecrübeyi bir daha, bir daha, bir daha tekrar etti. Neticeler hep müs- bet çıktığından yüzbaşı müsterihane geniş bir nefes aldı. .. Teftiş başlıyordu. Napoleon daki temizlikten, intizamdan, zabitle- rin gayretinden, ofradın dirayetinden çok memnundu. Napolyonun arkasından yürüyen lay kumandanının ağzı yor, koltukları kabarıyordu. Tesadüf Napolyonu yüzbaşı Mau- ricenin alm teri hesabıma kemale ge- tirdiği Alman neferi ile karşılaştırdı. Napoleon malüm süallerine başladı.. Fakat olacak bu ya! Bu defa ber va- kit ki gibi birinci süalden başlıyacağı na ikinciden tutturdu: — Kaç senelik askersin? Nefer Fransızça bilmediği için sü- ali anlamıyordu. Tereddütsüz cevap verdi Napoleon şaşalamıştı. o Yü Maurice te biç hesaba katmadığı bu aksi tesadüften şaşalamış, beyni kar- ma karışık olmuştu. İsparmoza tutul. muş gibi titriyordu. Alay kumandanı- nn da halini bir görmeliydi. Napol- yon neferin hakiki yaşını bile göster- miyon çok genç ve taze yüzüne hay- retle baktı: Peki, o halde kaç yaşındasın? Diye Nefer gene tereddütsüz cevap ver di: — Ikif.. Bu sefer koca Napolyon köpür. müştü. Bu nefer kendisile alay mı e- diyordu? Hiddetle bağırdı: — Sen mi âdisin, ben mi? Nefer bu sefer geniş göksünü ger- di. Gözlerini Napolyonun gözlerine dikti ve yüzbaşmın istediğinden daha güzel bir tavırla bağırdı: — Sen! kurduğu aile, en güzel köprü ne- siller arasında tesis ettiği rabıta ve en güzel eser biçimli ve hende- seli doğurduğu çocuklardır. FELEK MAKEDONYA Aşk, Niyazi evvelâ Resne civarında dolaşan Kıriste Voyvoda ile Petre'nin yataldarını keşfe uğraştı. Fakat Bulgar köylüleri nin ebedi “Neznam”ları bu ili Voyvo- da için bir nevi hayat siğortası halinde idi. Muvaffak olmak için yorulmamak, bıkkmamak, usanmamak lâzımdı. Niha- yet günün birinde sirf bir tali eseri ola- çak Kıristenin Resne civarında Fıroşya köyünde iki arkadaşı ile gibi salı manlık içinde saklanarak bir müddet i- çin yakasını kurtarabildi, fokat kurtuluş olmadığını görünce teslim oldu. Az sonra, Kermanlı Petre de sıta- sını savmuştu. Bu Voyvodayı Niyazi Beyin müfrezeleri bir müsademede yaralamış, ve Kermanlı yaralı yaralı kaçarken pusu tutmuş bir Kesriye bö- Kin, Politika ve Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif Ma remakeesesememmememene lüğü tarafından öldürülmüştü. Resne kumandanı gayet sistema- tik hareket ediyordu. Taburunu yay- miş, bir tarak dubası gibi mıntakasını dört koldan tarıyordu. Henüz bir ay geçmemişti ki civar köylerde tam bir kasaları, ve azaları ile birlikte | keşfedildi. Oh. .. Bu kolağası | pek dehşetli bir adamdı. Denilebilir ki se- nelerdenberi ihtilâle (hazırlanan bu muntaka bir yapabilmek kudre- tini asgari on sene için kaybediver- namıyordu. Halbuki iyet bunu yakalamakta olacaktı. MİLLİYET, P! İngilizler Mahküm oldular (Başı 1 inci sahifede) jansı muhabirinden : Hâkimler bir sanat kadar müzakereden sonra mah- keme salonuna girmişlerdir. Bu esma- da aralarında güzel kadınlar da bu- Tun lerce kişi büfede sandiviç ve yarak veya konuşarak neticeyi beki Yorlardı. Bazı gruplar da iskambil veya tavla oynıyarak vakit geçiriyor. lardı. Hazır bulunanlar arasında Mos kovanın bütün sınıflarına mensup kim seler vardı. Karar MOSKOVA, 19 (A.A.) — Müda- faanameler bittikten sonra mahkeme heyeti çekilerek dokuz saat devamlı müzakerede bulunmuş ve tekrar mah keme salonuna gelerek hükmü bildir- miştir. Bu hükme göre, İngilizlerden Gregory beraet etmekte, Monkhouse, Nordvald ve Cushny üç gün içinde Sov yet topraklarından tard ve beş sene müddetle de Rusyaya dönmekten me- nolunmakta Mae Donald. iki #hon üç sene hapse mahküm edilmek- tedir. Ruslardan Gussef, Labanof ve Su- kuruçkin on, Zorin Kotliareski ve s0- kolof sekiz, Karaşennivikof, beş, Ale- nisk üç, Lebedeff iki, Kutuzora bir buçuk sene hapse mahküm olmuşlar. dır. Zievert beraet etmiştir. Ceza tarda tebdil edilecek mi? MOSKOVA, 19 (A.A.) — Reuter Ajansı bildiriyor: Thoronton ve Mac- donald bu sabah saat 1,30 da hapse girmişlerdir.. Umumiyetle zannedildi- ğine göre bunların mahkemenin hük- müne devlet reisi nezdinde itiraz et- melerine müsaade olunacak ve belki de mahkümiyetleri tard cezasına tah- vll edilecektir. Madam Litvinof bu akşam bir balo vermektedir. Baloya bütün matbuat erkânı ve ecnebi ve Rus siyaset adam ları davet olunmuştur. Bu balonun ve rilmesi Sovyet makamatiyle Moskova da bulunan ecnebiler arasmda do: luk münasebetlerinin yeniden & için bir hareket olarak telâkki edil- mektedir. Filhakika son mahkeme es- nasmda vaziyet o kadar gergin bir hal almıştı kibirRus İngiliz ca. susları işine karışmış olmak korkusuy le ecnebi dostlarının elini bile sıkmak tan sakınıyorlardı. İngiliz kabinesi bekliyor LONDRA, 19 (A.A,) — Kabine a- zasından on zat, dün öğleden sonra bir saat bir çeyrek. toplanmışlar ve Moskova davasınm ihdas etmiş old ğu vaziyet hakkında görüşmüşlerdi Davanın neticesi malüm olmadan ev- vel bir güna beynatta buunulmaya- caktır. Sir John Simon, Londrada kal muştır. Memaileyhin muhtemel her türlü vaziyete koymak üzere karar. lar almağa mozun olduğu söylenmek- tedir. İngiliz gazetelerinin mütaleaları LONDRA, 19 (A.A. — Gazeteler ekseriyetle Moskovada verilen hükmü tenkit etmektedirler. Times ve Daily Hrald gazeteleri vak'ayı kaydetmek- le iktifa ediyorlar. Daily Telgraph ga zetesi hükümetin Moskovada mah- küm olanların affedilmesi için bütün gayretini sarfetmesi ve icabeden ted- müracaat eylemesi lâzım gel- diğini yazmaktadır. Daily Mail gaz- tesi de Sovyet Rusyanm kendiliğinden mahkümiyet kararını tart cozasına çe vireceğini ümit etmektedir. Mukabelci bilmisil başladı LONDRA 19 (A.A.) — Evvelce ta sarlandığı gibi bu akşam değil, fakat bugün öğleden sonra neşredilecek be- yanname Rus mahsulât ve mamulâtın dan bir çok çeşitlerin İngiltereye itha- li yasak edilmiştir. İthali memnu olan bu çeşitler Rusyadan İngiltereye yapı lan ithalâtın top yekümununun yüzde 80 ini teşkil etmektedir. eşya arasmda bilhassa yağ, petrol, ke reste , ham pamuk ve hububat tane- leri vardır. Bu beyannamede zaruri ihtiyaçlardan olan ve nevileri bu su- retle tayin edilen ticaret eşyasının 8€- çilmiş olmasının sebebi, bu maddele- re anbargo konmasının her türlü Rus ithalâtına anbargo vaz'ından daha ko lay olmasıdır. Memnuiyet kararı 2 nisandan itiba ren meriyete girecektir. Çünkü İngil- tereye gönderilmek üzere bu yakın- larda yola çıkarılmış olan Rus mahsu- lât ve mamulâtı İngiliz alıcılara ai ünkü Dontef Bulgaristandan bu mın- takaya sureti mahsusada gönderilmiş ve asıl vazifesi yerli ihtilâlcileri sara- yın direktifleri dahilinde hareket et- tirmek olan bir yari dâhi komiteci idi. Biribirini takip eden muvaffakıyet- ler Niyazinin azmini bir kat daha art- turmış bulunuyordu. Tahkikatı şiddet- en letebilecek vastıaları kullanarak istiç- vap etti. o Fakat aşağı yukarı hiç bir netice elde edemedi. Daha doğrusu elde ettiği netice bir türlü onu hede- fine ul M Elinden geçen yüzlerce Bulgar Ma- kedonyalı arasından yalnız gebe bir kadın şu kısa ifşaatta bulunmuştu: Dontef, Dangul Kristenin sağ kolu ve Don. tef bütün Resne ve Ohri kamiteciliği. nin ruhu idi. Niyazi son bir muvaffa- kıyet kazanarak üzerine — aldığı işin sonunu getirmeğe karar verdi. Seçme adamlardan bir müfreze yapıp çarık- larını bağladı, yola düzüldü. EMBE 20. NİSAN 1935 Bankalara Tehacüm (Başı 1 inci sahifede) dirler. M. Benzon ne diyor? Bir muharririmiz dün Kom. merçiyale İtalyana İstanbul şubesi müdürü M. Benzonlo Ergani istikraz tahvilleri hakkında görüşmüştür... M. Benzon demiştir — Parayı bu ka. bir surette işletecek emin bir vastıa olamaz. Er- gani istikraz tahvillerinin, çok kârlı ve istifadeli bir şey olduğunu düşüne- rek ben kendim, bunlardan bir & dar satın aldığım gibi, sevdiklerime, dostlarıma da tavsiye etmekten geri kalmıyorum. Geçen gün M Halkevinde verd dum. Mustafa Şeref Beyin bü için söyledikleri tamamile doğrudur. Yakın tarihlerde parayı bu kadar iyi plise edecek herhangi bir ecnebi is- tikrazı açıldığını hatırlamıyorum.” M., Goldenberg ne diyor? Doyçe Bank İstanbul d seri zaktır.. Ergani istikrazmı ben bu nok isi nazardan tasarrufları, en faydalı şekilde işletebilecek güzel bir fırsat | telâkki ederim. Birkaç gün evvel An- | karada idim, Bu esnada Cümhuriyet Merkez bankasının 3 milyon li alık bir ihtiyat sermaye teşkil ettiğini ve bu paranın bütün milli istikrazların istikrar halinde kalması için karşı. liğini öğrendim. Bu va ziyet karşısında tahvilâtın kıymetin- Sli başi sümmeleğ htiissl Şökturn; Ba kadar sağlam karşılığı olan bir istik- raza iştirak etmemek küçük sermaye sahipleri için bile hatâ. Dün akşama kadar milli ve ecnebi bankalara tahvil satın almak üzere müracaat edenler evvelki ve daha €v- velki günlere nazaran çok fazla idi. Bankalarda küçük tasarruf hesapları bulunanlar da ehemmiyetli surette is- tikraza iştirak etmektedirler. » Tahviller borsada kote edildi Borsa ve Osmanlı Bankası komiser liğinden: 2031 numaralı 1932 senesi müvaze nei umumiye kanunu mucibince çıl rılmış olan her biri itibari 100 Jira kıy inde yüzde 5 faizli hazine tahvil- 15 Nisan 1933 tarihinden iti- baren borsada kote edilmiş olduğu lân olunur. iz Razgrat hadisesi (Başı 4 inel sahifede) grafnamede Türk ve Bulgar dostluğu nn haleldar edecek mahiyette telâkki ettikleri bu hâdiseyi protesto ettikleri ni bildireceklerini söylemişlerdir. Ge- ne bu içtimada talebe Türkiyedeki mi- saferetlerinden çok memnun oldukla rını samimi bir tezahürle tekrarlamış lar ve Bulgarlstana döndükleri za- man Türk ve Bulgar dostluğunun tak- viyesine çalışacaklarını aralarında bir defn daha kararlaştırmışlardır. Bulgar sefirinin beyanatı Şehrimizde bulunan Sofya gazete- leri muhabiri M, Tabakof'un verdiği malümata göre Razgrat hâdisesinin mes'ulleri şiddetle takip edilmekte” dir. Bulgaristanın Ankara sefiri M. Antonov da Ankarada gazetecilere böyanatında hâdiseden mütevellit te- essürlerini izhar etmiş, bu meselenin iki millet arasndaki dostluğu boza- cak bir mahiyette olmadığını ve mü- şevviklerin kanun dairesinde takip ve tecziye edilec. söylemiştir. kaldırılıyor LONDRA, 19 (A.A.) — İngiltere- de bulunan Rus temret heyetinin baş- lca 3 azasına verilen siyasi masuni- yet hakkı, Router ajansının aldığı ma İlmata göre, kati surette nihayet bul. maktadır. Bu azn, ve bunların çalış. tıkları büro artık bu masuniyet hak- kından istifade edemiyeceklerdir. Sovyetler birliği elçisi, bu sabah ha riciye nazırını ziyaret etmiştir. Bu sırada İstanbul en bayağı şünceler içinde yuvarlanıyor, Abdül- hamit Selânikten gelen Nâzım Beyin yarıda bıraktığı memleket hiyanetini tamamlamak için tedbirler bulmağa gabaliyordu. İstanbulun © en meşhur casusları, hafiyeler birer birer Ri liye yollanıyordu. Bilhassa Feri mail Mahir Paşanın riyatet ettiği bir Paşalar heyetine gayet kat'i emirler verdirmişti. Bunlar cebir ve tehditle, yahut avuçdolusu altın sarfederek ne yapıp yapıp gizli cemiyetin eleba- yılarını çıkarmıya, tevkife ve İstanbula sevke memur olmuşlardı. Dünyanın her devrinde ve her di- yarda az namussuz rezil mi o bulun- muştur.? Paşaların gelişini haber alır almaz bu tabakada derhal bir hareket sozil- di. Faraza askeri mübayaat komisyo- nunda hırsızlıkları keşfedilmiş bir a- lay müftüsü Mustafa ve bir Miralay Nazmi vardı ki bunları parçalamak her namuslu vatandaşın anadan doğ- ma bir hakkı addedilebilirdi. Tahki- kat komisyonunun karşısında alçaklı- ğm ilk besmelesini bunlar o çektiler. Saray bunların maaşlarına maa, şanlarma nişan kattı, Ne gariptir ki > FENERBAHÇEYI sevenlere « Ziraat Bankası idiriyeti umumiyesi Fenerbahçe eşya piyanosu hakkında şuabatına bir tamim göndermiş ve nihayctini şöyle bitirmiştir: Madde 15 — Bu işin banka hizmetlerinden ziyade bir memleket vazifesi olduğu ve hasilatın yüksek gayeler uğurunda sarfedileceği düşünülerek gön- derilen biletlerin satılmasının teminine çalışılması rica olunur. Bugünden itibaren Ziraat Bankasının ber şubesinde satılacak biletlere tesa- düf edecek ikramiyeler de yine ayni şubeler vasıtasile sahiplerine gönderilecektir. (2178) m m m me Bu akşam ARTİSTİK Sinemasında İspanyo'ca sözlü ve şarkılı Dünyanın Son Erkeği Komedi müzikalinin ilk iraesi Baş rollerİe: Gençliğin prepsi RAOUL ROULİEN ve ROSİTA MORENO Heyeti mug; siye, Musiki, şarkılar, lüks ve ibtişam bu mü- kemmel kom tinin başlıcı evsafıdır. İlâveten: FOX JURNAL gi (2251) Bu akşam GLORYA sincnasında Marie Dresler - Jean Hersholt ve MyrnaLoy tarafından temali edilmiş Metro Goldwyn - (V ik EMMA ve müessir Gilmi yareler yarışı, Japoı ereyarında Dierre Bekmasan mililemel ASİYETNAME) FOX JURNAL'de: Sair manzaralar : Bu akşam Hanımlara 'ALBİ tevalet sabunları dağıtılacaktır. (2247) mmm İRTİHAL Maarif Vekâleti prevantoryum müdi- ri Doktor Zeki Sıtkı ve Devlet | Demir Yolları Fen memurlarından Fethi Sıtla Beylerin pederleri Üsküdar otuz yedin ci mektep müdiri Bekir o Sıtkı Bey ve- fat etmiştir. Mümaileyh otuz sekiz sene ye yakın zamandanberi irfan hayatımız için uğraşmış ve didinmiş maarifin en eski omekdarlarındandı. Cenazesi gü nü Edirnekapı'daki medfenine tevdi edil miştir, Allah rahmet eylesin. (2252) Danslı çay Hukuku idare profesörü Muslihid- din Adil Beyin Brüksel Beynelmilel İdari İlimler enstitü, he il ve ahiren mizde mukim ecnebilerin huküki va- ziyetleri hakkında Lâhey Hukuku dü- vel akademisinde bu yazın dersler vermek üzere Akademi tarafında Lâ heye davet edilmesi münasebetile ve memleketimiz, bilhassa darülfürmu- muz için çok şerefli olan bu hâdiseler vesilesile Hukuk tnlebesi tarafından mezkür müderrislere, talebenin mu: habbet ve hürmetlerini teyiden izhar etmek Üzere 27 Nisan 933 perşem- be günü saat 16,30 da Tepebaşında- ki Turing Palasta bir danslı çay ter- tip edilmiştir. Davet Ankara liselerinden yetişenler cemiyetinden: Cemiyetimizin ida- re heyeti intihabı ZI cuma günü saat 14 de halk evinde yapılacak- tır. Bütün arkadaşların gelmeleri rica olunur. TÜRKİYE İŞ BAN- KASINDAN: Milli Bayram münasebetiyle 23 Ni- san 933 pazar günü İstanbul ve Beyoğ- lu şubelerimiz kapalı bulunacaktır —— İstanbul ikinci icra memurluğundan: Maheuz ve satılması mukarrer Anti- ka Heybe, Yastık, kilim, kadife Halep Çatması, Uşak halısı, Beluç çift heybe 244983 tarihine müsadif pazartesi gü- mü saat 14-15 arasında o Çarşii kebirde Zincirli hanımda 5 No. lu antikacı dük- kânında birinci açık arttırması icra kı- Imacağından talip olanların muayyen gün ve saatte mahallinde hazır bulunma ları ilnâ olunur. (2215) bütün bir memlekete yeni bir hayat vermesi mev'ut ve senalar olan ü- çüncü ordunun genç zabitleri arasın- da da bunların safına katılanlar görül. dü, Cinci Hüseyin adını taşıyan bir süvari mülâzimi, Nidai isminde bir di- zabit ve piyade mülâzimlerinden İnan, Paşalar heyetinin ücretli Ooca- susluğunu yapmıya başladılar. Halbuki bu ayni ordunun mülâzim ie ve mümtaz yüzbaşı Selâni beşinci nişancı alayındaki Şerif ve İbrahim ve Ulah dolaşan Selânikli Mehmet halk dan memeli büyük güne hazır rd. İsmail Mahir Paşa Arnavut olduğu için Abdülhamide casusluk edecekle- ri daha ziyade bunlar arasından seç- meğe çabalıyordu. Esasen Paşalar heyeti ne Reis intihap edilmesi (de padişahım emniyetinden ziyade kendisinin Arna- vut olmasından ileri geliyordu. Fakat İsmail Mahir Paşaya Perlope kazasm. da kaymakamlık eden ve iftirakçı Ar- navut grupunun azası olan Şevketten başka yardımcı çıkama; Manastırın içine bilhassa ehemmi- 18,45 den 19,30 kadar Orkestra, 19,30 den 20,00 kadar Fransızca ders (İlerle min olanlara). 20 den 20,30 kadar Saz (Ülkü Hanım) 20,30 den 21,30 kadar Tanburi Refik Bey ve arkendaş ln 21,30 den 2230 kadar o Orkestra, Ajanı ve Boren haberleri sat ayarı. ANKARA, 1538 m. 1230 » Ankarapalas £ Aster 2040: Şarkılar: 21.40: ili. 23.30: Haberler. - Si” iyat, Hitler (Berlinden). 23: y Bİ? m Orkestra konseri (Büyük konser »4- m naklen). 2535: Bar-münikini. PRAG, 427 m. an. Çek 20,80 sı filharmonik takımının konseri ZİZ0r Org ve piyano konseri. fonik konser (Vivaldi, Dubola). MÜHLÂKER, 360 m. 20: Milli weşriyat. 23.25: Krsisler ve Sehu” mnan'ın eserlerinden piyano konseri, HAYLSBERG, 276 m. 20: Hitler'in © doi Birinci Türk tarih kongresi Geçen yaz tatilinde Ankarada t0p- lanan birinci Türk Tarih kongresinde Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti âzası t# rafından verilen konferanslarla kon grenin müzakere ve münakaşaların! ihtiva eden zabıtlardan 5 adedi İstan bulda Devlet Matbaası tarafından ba- sılmıştır. Türk medeniyetinin eskiliği, Türk ırkının muhtelif sahalarda ve tari her devrinde meydana getirdiği sek eserleri ilmi delillerile ve büyül bir vuzuh ile gösteren bu eseri ihtiva etmiyen her kütüphanede mühim bir boşluk var demektir. Budda Haydar Rifat Bey yeni bir eser neşretti: Budda. Edwar Şure'den tercüme edilen ve derin bir vukuf ve tetkik eseri olan bu kitabı tav- siye ederiz, yet verilmişti. Ordu merkezinin ihti İâl cemiyetinden temizlenmesini pa- dişah bilhassa irade eylemişti. Bu ve zife Sami Bey namında bir polis mü” fetişi tarafından idare | ediliyordu Bu herif hinoğlu hinin biri idi. Bur pu iyi koku alıyor, kulakları çok iyi işitiyordu. O derecede ki eğer rahat çalışabilmek imkânmı bulacak olsay” dı Abdülbamide askeri fırka teşkilâ" tın bütün esrarını toplayıp göndere” ceği muhakkaktı. Fakat dedik a.- Ferdi tethiş usöllerine ve suikastlar8 taraftar olmamasına rağmen cemi; sulkastlar yapmıya mecbur kalıyor” du. Nitekim günün birinde #line g€“ çen bir ipucu (İ) kulağı delik poli müfettişini Tıraşova taraflarına doğ” bir seyahate mecbur etti. Ondan 409” ra hazretin nam ve nişanı belirsizleti” verdi. Üstat cehennemi o boylayıve"” işti, Tatlı bir gece sohbeti Hava çoktan kararmıştı. Fakat K# ler gündüzmüş gil etrafı görebiliyordu. Ayışığı yoktu. Fakat odada yans” (Devamı var: