im Milliyet Asrın umdesi “MİLLİYE T”&r. 27 ŞUBAT 1933 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst Milliyet Telefon Numaraları: ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye içim Harig içim 4— deti geçen nüshalar 10 kuruştur. Ga- zete ve matbaaya ait işler için mü- diriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat mer- kezinden aldığımız malümata nazaran, bugün hava az bulutlu olacaktır. 26-2.933 tarihinde hava taz- yiki 758 milimetre, hararet en fazla 9, en az 5 derecedir. İFELEK 23) Kabak tadı verdi Anladık bir Musevi ne idüği belli Bi Ta cusu ile Atinaya kaçmış. Anla dık. Bu vak'a olalı bir haftadır, gazetelerimiz aşağı bu macera ile meşguldür. Hattâ iki kaçağın ceplerindeki paraya ka- mele edenler var. Kendi cebimiz: para olduğunu bil- mezken bu iki kaçağın keselerile meşgul olmayı gülünç bulurum. Vak'a olunca yazılır, mütalca yürütülür, geçer gider. OGaze- telerimiz. bilmiyerek | kıymetsiz bir Yunan aktörüne reklâm yap- maktan başka bir şey vapmamak- tadır. Alelhusus bu adam İstan- bulda bir de film çevirmiştir. Birin be macerayı o filmi kıy. mk için yapmadığı da Nihayet, iyi kötü iki genç İs kız (Şor) un da kızı bize ne?! kaçırmış. M. ln bilinde ilk — bu mandarhı ee ve kasılan kiz Bir kibritle bir tren yürüyormuş... Her şey bertaraf amma ilim ve fenne karşıhürmet ve itibarı ilk vazife bilir bir adamım. Onun için sanmayın ki; ilimle alay edi. yorum, yalnız hâdiseye bir mi. zah gözlüğile bakacağım. Bursada fen erbabmdan bir zat mühim keşifte bulunmuş, atom. ların arasmdaki tazibe kuvvetin. Milliyet'in edebi romanı: 8: —— Bu sırada kapı açılmış ve iki po lis odaya girmişlerdi. Sandalciyef komiserin masasına dayalı bir ha- sırlı sandalyeye oturdu. Bilekleri- mi uğuşturarak; — Amma da insafsız sıkmışsı- nız be! — diye homurdandı — Sonra komiserin tabakasındaki ü- güncü nevi sigaralardan birini yaktı: — Ben.. dedi — kimim, bili- yor musunuz? — Söyle de öğrenelim. Komiser de bir sizara tellendir mişti. Komiteci büyük bir soğuk. kanlılıkla devam etti: — Ben Kule | kahvelerindeki sütçü dükânına bomba atan ada. mm. Polislerle kanunlar hayretle bakakalmışlardı. Komiser; — Acele etme de yazalım. — diyecek oldu — Demek ki maktul sütçü Sandalciyef'in © odasındaki misafir sendin. . — Hangi misafir a efendi. Misafir öldü. Onu Sandalciyef öl mama... men Ğİ anana İİ Martta B. M. Meclisinde müza- kere edilecek olan YeniKazanç ka | nunu lâyihasının Bütçe encime i ninde kabul edilen son şeklini eş İ ve devam ediyoruz: Fasıl: 4 Hizmet erbabının kazançları İ MADDE 15 — 16 mc: maddenin üçüncü fıkrasında yazılı olanlar ha- riç olmak üzere yedinci, sekizinci, do kuzuncu, onuncu ve on ikinci madde lerde mevzuubahs hakiki ve hükmi şahıslar, istihdam ettikleri her smıf müdür, memur, müstahdem ve işçile- re ve murakıplara her ne nam ile o lursa olsun bir ay zarfında verdikleri İ mebaliği ve mevcut İse ücret mı hiyetinde bulunan ayniyatı ve mecl İ si idare ve murakabe meclisi reis ve İ azasına verilen ücreti huzurları ve | bunlardan kesilmiş olan vergi mikta. erine tanzim ese:cnin salâhiyettar şahsiyeti tarafından imzalanmış bir bordroyu ertesi aym nihayet yirminci günü akşamma kadar mensup olduk | ları varidat tahaklruk idaresine tevdi edereler, ye gününün fiatma ve ayniyat günü- | ün rayicine göre kıymetlendirilerek bordroya dercolunur. Umuru nafia taahhüdatında bulu- rla muayyen mevsimlerde fazla lam eden ihracat müessesele tediye olunan meblâğ ye- ve amele adedini muhtevi bordro verebilirler. Bu gibi müessese- lerde, esami üzerine tanzim edilmiş ve istihkak sahiplerinin imza veya mü hürlerini hâvi tediye bordrnları, alâ- kadar Maliye memurları tarafndan talep vukuunda ibraz edilmek mecbu ridir. Umuru nafin taahhüdatında bu Ii e BOS, vazifesile mükellef ve mahalli def- terdara merbut ücretli bir veya müte- addit mürakıp Maliye Vekâletince ta yin olunabilir. Velev bir defaya mah- sus ta olsa, icra ettikleri sanat dolayı sile artistlerin kazançları ve buna ait vergi mikdarları, çalıştıkları müesse- senin, (hususi meslekler hariç) müs- tahdemin bordrolarında gösterilmesi mecburidir. Bunlarm gündelik kazanç ları nüfusu yirmi bine kadar olan $e- hirlerde üç liradan; ve bu mikdardan fazla nüfusu olan şehirlerde umumi- | den istifade ederek akıl ve ha- yale gelmiyecek istifadeler temin iş, En basit misal ile: Bir kibrit yakınca bir tren hare- ket edebilecekmiş:. Vaktile Karacaahmet Sultan isminde evliyadan bir zatın da duvara binip yürüttüğünü kü- çükken hikâye diye dinlemiş tim... O zamanda yaşamış kimse- ye tesadüf etmediğimiz için du- varm hakikaten yürüyüp yürüme- diğini de bilmem. Lâkin Allah biliyor ya! Bir kibritle bir trenin nasıl yürüyeceğini pek merak edi- . yorum. Düşünün bir kere üç ku- ruş verip bir kutu kibrit aldınız mı Ankaraya kadar treni yürütür- sünüz... Yook! Bu kadar kolaylığa ta- hammül edilemez. Sonra dünya da trenden geçilemez. Lokomo- tifler otomobil gibi olur, sokak- larda raydan geçilmez ve düdük ! sesinden kulaklarımız dünya gü- | rültüsünü — işitmekten o mahrum kalır. Şunu bir kibrit değil de olmazsa bir okka gazyağı ile Kazanç vergisi lâyihası kendilerinden vergi tevkif edilmez. yürütelim de ortalık biraz tenha» EY Nedir bu tren kalabalığı FELEK | MAKEDONYA Aşk, Kin Polillka ve Kan. Müellifi: Nizao'ettin Nazif | dürmüştü.Yani bombayı ben koy- muştum, bomba patladı © öld”? Bu mühim itiraf — karşısında genç komiser afallayıvermişti Bir gün evvel bütün şehri alt. üst eden hâdisenin kahramanını yakalamak kendisine © nasip olu. yordu ha. . Fakat bu pek mühim, fevkalâde bir muvaffakıyet ola. caktı. Onu söyletmek, daha Fev. kalâde konuşturarak ağzmdan bü tün esrarmı kapabilmek için na- zik davranmağa karar verdi. Kah- ve emretti, Sandalciyef, boynunu ipe vere- cek bu müthiş sırrı söyliyen sanki kendisi değilmiş gibi, soğukkanlı ve sigarasını rdu. Lâ- kayt bir tavırla saatini çıkararak bir iki kere kurdu masanın üstü- ne koydu; — Ne biliyorsam, size birer bi- ye » — dedi — Ma. dem uzun süreceği için hatıraları- pı toplamak istiyorum. Banâ iki üç dakika müsaade edin.. Zaten sizin de kâğıt kalem hazırlamanız. | tistler için tayin olunan mikdarlarm İ rafından bir defaya da münhasır ol- MİLLİYET PAZARTESİ yetle dört liradan aşağı olamaz; şar- kı söyleyenlerin ve çalgı çalanların | gündelik kazançları bunların bulun. dukları şehirlerin nüfusuna göre ar- en az üçte biridir. Bunlarm aldıkla. rı mebaliğin daha az olduğu iddiası mesmu değildir. Ticaret ve san'at mücssöseleri ta- sa, hakemlik, müşavirlik, mutavasart lık gibi hizmetler dolayısile her ki- me olursa olsun verilen mebaliğ, bu müesseselerin müstahdemin bürola- rın da gösterilir ve o suretle vergiye tâbi tutulur. Ecnebi memlekette bulunan bir mü eseseye merbut olup, Türkiyede çalı şan hizmet erbabının istihkakları, nez dine gönderdikleri mücssese tarafm- dan aylık bordrolara ithal olunur. Bu kabil şahıslara vâki tediyat, Türki yede diğer bir mücssese tarafından icra edilmekte ise mezdine gönderi. İen müessese, keyfiyeti mensup oldu- ğu varidat idaresine tahriren bildirme ğe mecburdur. Türkiyede bulunan bir mücsseseye mensup olup, daimi suret te ecnebi memlekette çalışan memur ve müstahdemlerden çalıştığı ecnebi memlekette vergiye tâbi totulduğu isbat edilmek şartile Türkiyede bun- ayrıca vergi aranılmaz.. Vergileri 14 üncü madde mucibin. ce gündelik gayri safi kazanç üzerin. ktuiyete | hil sanatkâr ve işçiler veya müstah- demler meyanma dahil olurlarsa 71 nci maddede zikrolunan vergi karne lerinde vergilerinin tediye olunduğu görülmek ve gösterilmek şartile hiz. imete girdikleri tarihin müsadif oldu ğu taksit müddetinin hitamına kadar bordrolara kaydedilmekle beraber gibi lurlar. Bu kabil mükellefler, karnelerini ibraz etmedikleri de vergileri kendilerine tediye #rasın. da, alelüsul tevkif olunur. Vergi karnesi almış olan seyyar mükellefler, herhangi bir müessese. nin kadrosuna dahil olmaksızm o mü essesede muvakkat ve Ârız! İ ça lışacak olurlarsa, vergi ve vergilerini taksit zamanlarında mun- tazaman ödedikleri o müessese tara Şindin görülmek ve keyfiyet hizmet ına ait bordrolarda gö: şartile kendilerinden tediye srrasmda tevkifat yapılmaz. MADDE 16 — Bu kanunun 7, 8, 8, ve 12 inci maddelerinde yazılı olan. lar haricinde kalan umumi ve'busüsi müesseselerle, cemiyetlerden Ber ne ünvan ile olursa olsun hizmet rika. bili para alanlar için de 15 imdi'iand- de mucibince aylık bordro verilmesi mecburidir. u Bu bordrolar, müessese ve tejekkül lerin idaresini deruhte eden şahislar tarafından tanzim ve İmza olunur. Bina vergisi kanunu mucibince 89“ nelik gayri safi iradı beş yüz liray! geçmiyen mahallerde icrayı ticaret ve san'at eden helvacı, kasap, kömürcü, sebzeci, bakkal, tenekeci , berber gi“ bi küçük ticaret ve sanat ve hirfet er babı ta: bordro mecbu- ri olmayıp bunlar kulli müstah- 'demlerin isimlerini vergi idaresine bi dirirler. Bu kabil yerlerde istihdam © İunan şahısların vergileri 13 üncü | maddenin D fıkrası mucibince maktu- | an tayin edilir ve vergileri “vergi kar | nelerinde” gösterilir. MADDE 17 — Umumi, hususi ül bak bütçelerle ve belediye bâtçeleri- le idare edilen daire ve müssseseler- le köy #andıklarile mümasil teşekkül- leeden ticaret ve sanayi odalarile bor #nlardan fikri ve bedeni hizmet mı kabilinde maaş, ücret, tahsisat, ha kı huzur, tazminat, yevmiye, ikrami ye, İhbarive alan memur ve müstah- demlerle bu kabil erbabı istihkak için lâzım... Kamiser biten sigarasını ağızlı ğından çıkarmakla meşguldü: — Hay hay canım.. hele koh- velerimizi içelim. « hem aceleye ne | lüzum; konuşuruz. Sen misin bunu söyliye, De- meğe kalmadan dehhaş bir güm- bürtü işitildi. O anda duvarlar dev rilmiş ve tavan uçuvermişti. San. dalciyef gibi bir komiteciyi, üstü- nü başmı aramadan o turtan, sigara ve kahve ikram eden ihtiyatsız komiser hatasının ceza- sını görmüştü. Beyaz yelekli adamın lâkayt bir tavırla kurup masanın üstüne bıraktığı saat, içi dinamit dolu en son sistem bir cehennem makinc- sinden başka bir şey değildi. Ertesi gün Asır gazetesi, hâdi- i dört parça etti, avucunda Eti tarihi için çalışan | bir âlimi kaybettik Uzun yıllardan beri devam eden de derli menmislie WE tarihini çıkaran ve dünya ilim öleminde bü- yük bir şöhrete sahip olan İngiliz A- kademisi azasından Profesör (Sayce ) âhiren vefat etmiştir. Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti mem. | leketimizin ve ecdadımızın yüksek medeniyetini meydana çıkarmak su- retile insanlığa ve Türklüğe büyük bir LİN Pr. Sayce öldü | hizmet ifa etmiş olan bu kıymetli âli. | mi Türk münevverlerine tanıtmayı | bir borç bilmiştir. Aşağıdaki makale de bu maksn'la yazılmıştır. Büyük bir Hititoloğun ölümü Eti tarihini en iyi bilenlerden Pro- fesör A. H. Sayce'in ölümü teestürle haber almıştır. tığı karymetli tetkiklerde daima orijinal, bitaraf ve samimi sesini işittiğimiz ve ilminden müstefit olduğumuz bu bü. yük adamın ölümüyle ilim âleminin bu sahasındaki boşluğunu daima hise- deceğiz. Profesör Sayce Anadolunun en eski medeniyetini kuran ecdadımız Etler hakkında, ömrünün mühim bir kısmını hasrederek bir çok İeeşiflerde bulunmuş ve bir hayli eserler neşretmişti. Hattâ Hitit (ES) ismini ili defa olarak mey- dana çıkaran o idi. 28 Eylül 1845 te Shirehampton'da doğmuştu. Tahsilini ilmal ettilten san- ra Ozford Darülfünununda 1869 da “fellow” olmuş ve tedris hayatma baş- lamıştır. 1878 dan 1890 a kadar O Ox- ford'ta mukayeseli filoloji Profesörü ol- muş, 1891 de de aesiriyoloji Profesörü intihap edilerek 1919 a kadar bu vazi- fede kalmıştır. 1859 da heniz bir mektep talebesi iken Mismr Hi ini ve Asur” al- fabesini öğrenmeğe başlamış ve mekte- bi bitirir bitirmez bir Asur grameri meydana getirmişti. Bu sahada birçok Alimlerin ona ne kadar medyun olduk- ları aşikârdır. Harikelâde (sal olan muhayyelesile bu eserinde mukayeseli filoloji yapmış oluyordu. Bu yükrek a- lâka ve kabiliyeti onu yakım şark Arka olojisinin en müşkil meselelerini halle sevketmiş ve buna ait alâkaları muhi- tinde takviye etmiştir. Eti hiyeroğliflerini okuma hususun- daki sabırlı gayret ve orijinalitesi, be- hakikatler öğreti bulana; tamamen hasrettiği bu tetkik sahasmda- ki aşkı bütün hayatında baki kaldi ve ber yeni Et kitabesini neşretmek fır. satımı kaçırınadı. Unutulmuş Atalarımı- | aylık bordro tanzimine ihtiyaç olma- yıp bunların vergileri 65 inci madde mucibince tediye srrasında hesap ve tevkif olunur. MADDE 18 — Hizmet orbabına ait aylık bordrolar, bunlarm hizmet ettikleri daire ve müesseselerin bulun dukları mahallin mensup olduğu vari | | hafta evveline kadar © memleketimizin dat idaresine verilir. (Devamı yarın) ILâyihanın, menkul kıymetlerin ge | lirleri üzerinden alınacak vergi ve nisbetler hakkındaki kısmını yarın neşredeceğiz) “Üçüncü Ordu Müşürlüğü Erkâ. nıharbiye dairesindeki yazı masa- sının başmda vilâyelin bu resmi tebliğini okuduktan sonra Kolağa- sr Cemal Bey yeni Asır gazetesini ikti, büzdü, burdu ve fırlattı vira 'K& gıt külçesi bir obüs mermisi gibi hey bir kavis o resmettikten sonra ıda bir e başka masanın çarptı. Fincan şiddetle yerinden fırladı ve kapının pirinç tokma- ğını toslryarak toz buz oldu. — Eşşek herif! — diye homur- dandı Cemal Bey — Bu fırsat ka- çırılır mıydı? Bu kadar hayvanlık olur mu? Kaşları çatılmıştı. Hani bu an- da komiseri diriltip buraya getir- miş olsalardı kolağası bir. saniye teredüt etmez adamcağ - masını çıkarıverirdi. ei seyi Selâniklilere bildirmek için gene vaktinden bir gün evvel inti- ti vilâyetin İ tebli, bei resmi ça eüünlekekiği kilise “EYE “Komiteci ile komiser param- parça olmuş, iki kanunla bir polis derhal ölmüş ve Abdullah Efendi amında diğer bir polis nakledil. diği memleket hastanesinde ifade veremeden vefat etmiştir.” Bıyıklarını burarak bir müddet üi sonra isteksiz bir ta- yırla elini uzattı. o Masa üstünde gazetele- rinde neler var? Bu hangisi aca- ba? Hah Sabah.. Hele şu başme- kaleye bir göz gezdirelim. Ooo... Serlevha müthiş. Makedonya me- selesi. ... Bir sigara yaktı. Sol ayağı sağ Bir genç kızın ilk Sinemalarında Tabancalı hırsızlar | Düzceden bildiriliyor: Kışla mahiyesinde bakkal Mehmet Ef. | nin dükkânmı soymıya gelen üç kişi tarafından tabanca ile ağır surette yaralanmıştır. Hırsızlar kaçmıştır. Hacı Mehmet Ef. teda- vi altına alınmış, hırsızların der. desti için takiplerine başlanılmış tır. ihtişamlı medeniyeti gözlerimiz önüne seriyor. Daha sonra “Vannik” denilen ve Van gölü mntakasnda Etilerin muası- rı olarak yaşayan Altaik hallem dilini de ilk defa olarak okumak şerefi ona nasip olmuştur. ((1882) İngilterede 1874 den sonra Arkeoloji Cemiyetinin Reisi olmuş ve 1918 « kadar bu vazife- | yi ifa etmiştir. Asur kitabelerinden bir çek dini metinleri tercüme ve meşret- miştir. Bu tercümeler Asur tarihinin de dönüm noktası teşkil edecek kiymet | ve ehemmiyette idi. Son bir kaç senelik tetkikleri ara- | sında Etilerin bir ikolu olan ve İtalyaya | hMöret ederek: oruda on eridi yüksek 1s” | deniyeti kuran Etrüskler de bulunuyor | de me kadar eh neticeler ver- diğini gösteriyor. Burada Etrüsk dili. nin ve medeniyetinin Eti dil ve mede- niyetile olan benzerlikleri anlatılıyor. "The Records of the Past” «Geçmi- #in kayıtların namı altında neşrettiği bir seri küçük kitaplar yakın şark Ar- | keolojisi üzerinde büyük bir Alâka uyan dermiş ve bu çalışmaların hilli keryme- mışta da tetkikler © yapmış Harpte Japonyaya kadar Oxford, Edinburg gibi Darülfünun- lardan şeref derecelerini aldıktan başka Britaniya Adakemisine aza intihap edil. | miş, ve 1928 de “Royal Aslatıc Society” | tarafından kendisine bir şeref madalya- # verilmiştir. Profesör Sayca, ihtiyarlığına ve yor- gunluğuna teğmen ölümünden bir kaç ve Umumi en eski tarihini tenvir hususundaki ça- lışmalarına devam etmiştir. Hatırasını burada ve her zaman taktirle yadetme. $i Cemiyetimiz bir kadirşmaslık borcu bilir, ayağının üstünde duruyordu. Ha- fifçe kımıldandı. Sağ ayağını sol ayağının üstüne koyduktan sonra gazeteyi okumağa başladı. | Fakat daha ilk satırlarında ir tibaren suratınm hatlarmda bir gerginlik ve gözlerinde bir cansi- kıntısı beliriverdi. 8 Genç Kızlar Klübü askını Senenin en güzel filmi ve dünyanm yeğâne büyük tenoru JANKİEPURA'nın MAGDA SCHNEİDER, LUCİEN BAROUX ve PİERRE BRAS- SEUR ile keraber temsil ettiği tamamen Fransızca sözlü ve şarkılı Bir Gecenin Şarkısı zengin ve rengin filminin ilk iraesi geces' olan Önümüzdeki Çarşamba akşamı için biletler MELEK ve ELHAMRA e Bu calibi dikkat ve cazip filmde JAN KİEPURA; RİGOLETTO, TRAVİATA, LA BOHEME ve İtalyan repertuvarının en mülceemme! şarkılarını tasanni Odada daha üç masa vardı. De- mek ki Cemal Bey bu odada yal- nız bie ie ar. kadaşları ya gelip gitmişler, ya- hut ta biç gelmemişlerdi.. Çünkü masalarm üçü de boştu. Duvarda pandüllü bir saat epey gürültü çıkararak işliyardu. Galiba yayla. rı, duvara konulduğu gündenberi yağlansızmıştı. Ötede beride bü- Yüklü küçüklü bir takım haritalar göze çarpıyordu. o Pencerelerden giren ziya mda bir toz deryası dalgalanıyordu. Üçüncü ordu Müşürlüğünün erkânrharple- rine mahsus olan bu oda da amma pisti haa. . Netekim üç beş dakika sonra açılan kapıdan £ elinde bir kâğıt tomarı taşıyarak içeriye giren ya- ver Kâzım Nami Beyin de bu hal nazarı dikkatini celbeylemişti: — Be yahu! Bu ne? — de di — Bu oda hiç temiz olmıyacak mı? Kâğıt tomarını masalardan bi- rinin üstüne koyarken (gözüne tasvir eden bir film. satılmaktadır. edecektir. Allo! Âllo! İki gün kaldı Karım beni Aldatırsa 1 Martçarşamba GECESİ İstanbul ALEMDAR ve Kadıköy'ünde HALE sinemaların” da aynı zamanda başlıyacaktır. ALKAZAR SİNEMASINDA Emsalsiz muvaffakiyetler kazanan BİR MİLLET UYANIYOR şaheserimizin son iki gününden istifade ediniz. Bugün ve yarın İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi illeri İstanbul Şehir Tiyatrosu Yarınki salı günü akşamı iL Sabri Bey Haile 5 perde Manllim ve talebe gecesi Suvare saat 21,30 HİLE ve SEVGİ Mert ayı rae Pazartesi günleri 25 Yazan: Şiller Tercüme eden: yerdeki fincan parçaları ilişmişti. Biran suratmı asar gibi oldu. Fa- kat gene o anda yüzünde alaylı bir gülümseme beliriverdi: — Kolağasım gene neye hid- detlendin? Bu zavallı fincan bir kabahat mi yaptı? Camal Bey gözlerini gazeteden ayırmıyarak homurdandı: — Yeni Asır'ı okumadın mı?. — Okudum. — Kızmadım mı? — Tabit kızdım. — Eh.. Bu da benim kızgım lığımın ifadesi işte. . Ve birden bire ayağa kalktı: — Nami.. Şu İstanbul gazete lerinin kepazeliğine ben artık tw hammül edemiyorum. . Yaver, şimdi masasmın başırı8 geçmiş, getirdiği tomardaki kâğıt lara göz gezdirmeğe banka