Asrm umdesi “MİLLİYET “tör. 24 ŞUBAT 1933 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Na. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telelon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için — Heriç için LK LK 3 aylığı 4— WE 6 , 7s0 4— 2 , 4— 2— Ke Dİ Gelen evrak geri verilmez — Müd- deti göçen nüshalar 10 kuruştur, Ge zöte ve matbaaya ait işler için mü. diriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânlerm mes'uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy Askeri Rasat Merkezin. den verilen malümata göre, bagün hava az bulutlu ve mütehavvil rüz gürle olarak devam edecektir. 23-2933 tarihinde hava tazyiki 788 milimetre, sıcaklık en çok 14, en az 6 derece idi. Şeylerin isimleri Bizim bildiğimiz her matah yapıldığı veya çıktığı yerin, ma- mul olduğu maddenin veya ya- panım adile anılır. Netekim He. reke kumaşı, badem ezmesi, Eyüp kaymağı, Hacı Bekir şekeri gi- bi... Lâkin son zamanlarda bizim keyf eşyasında bunun aksi iti. zam olunuyor.. Yapanın değil a- lanm ve istihlâk edenin ismi ve- tiliyor. Meselâ: Memurin rakı- sı gibi. Zanmetmem ki; bu rakıyı me- per apeme olan. Her, halde içenlere e edilmiş bir rakı. İm iler ea dır ki; memurların rakı ile ül © fetleri hoşa gider bir şey olmasa gerektir... Orası bize lâzım değil. Yeşil Hilâl düşünsün. Memurla- — Haklısın.. Fakat o kız kar. deşini yalnız zabitlerle düşüp kalksın diye buraya göndermişti. © Halbuki komite şimdi ona kan- hı işler gördürmeğe niyet etmiş. — Zannetmem. Lolâ buradaki vazifesini o kadar iyi yapıyor ki, onun başmı belâya sokmak ko- © miteye kâr getirmez zarar verir... — Ben debu fikirdeyim am- ma., Bana kalırsa Tane şüphele- rinde haklıdır. Çünkü Lolâ na- muslu bir kız olduğu için, komi- “te (kendisinden beklediği ka- dar faide görememiş. Benim ku- lağrma çalındığına o bakarsan, Lolâ bugüne kadar hiç kimsenin metresi olmağı kabul etmemiş. Halbuki casusluk yapan bir ka- dınm yatak işlerine ehemmiyet vermemesi lâzım geliyor. İP — Burası doğrudur. Fakat bu na rağmen Lolâ çok kıymetli işler görmüş, bir çok tehlikele- ri zamanında haber vermiştir. — Orasını bilmem. Komite o- | zifesini görse, dee | Komisyonlar... Gayrimübadillerden tanıdığım İ bir zatın mübadele takdiri kıy- met komisyonu reisini dövdüğü- nü ve aralarında bir zabıta vak'- ası çıktığın © gazetelerde oku- İ dum. Zannediyorum ki | rimübalidin hayatındı ! ğı dayak budur. Tab'ı itibarile pek mülâ ü lan bu aşinamı bir zabıta vak'ası ihdasma kadar sevkeden şeyin haylı can srkacak ( maahiyette ol- i duğunu © zannediyorum. Gayri- ' mübadiller âleminin zaten baştan başa bir can sıkıntısı olduğu ap- aşikârdır ya! Fakat görülüyor ki bu takdiri kıymet meselesi gibi komisyonlara havale edilmiş iş- | lerde pek sürüklenmekte ve sa- hiplerini süründürmektedir. Vakıa, Napoleon'un komisyon- lardan iş o çıkmıyacağı hakkın. da koyduğu — sarsılmaz kanunu şimdi bu komisyonun yıkmasını beklemek abestir. Lâkin bizdeki komisyonlar da pek ağır işlemek. tedir. Bunlardan bir de kazanç itiraz o komisyonlarıdır. Komis- yonlarda bir “irazın tetkik müd- deti diye mühlet yok mudur?. Bunlardan birinde bizzat kendi | işim var. Takip etmiyorum. Baka- | İm ne zamana kadar çıkmıya- cak? Düşünüyorum: Acaba bu ko- misyonların çalışıp çalışmadıkla- rmı Mülkiye o müfettişleri tetkik etmezler mi?. Dünyadan kalabalıkla iş gö- ren idare makineleri yavaş yavaş kalkmaktadır. Cemaat halinde çalışanlar yalnız rey veren he- yetler kaldı. İş, tek adamlara ve- iliyor. Mahkemelerde bile tek hâ kim usulü her yerde tatbik olun- maya başladı. Şu komisyonları bizde de biraz rağbetten düşür. sek fena olmıyacak.. Doktor Necdet Beyefendiye; Bu bahsi kapadığımız için mektubunuzu neşredemedim. Hür metler, Beyoğlundan telgraf çeken ka- rilerimize: İltifatmıza teşekkür ederi Fikirlerime iltihakınız benim için en büyük mükâfattır, hürmetler Meraklı okuyucumuza: Mektuplarmızı © bekliyorum. Hürmetler. Karilerimizden Z. T. Beye: im de en tahammül ede- mediğim şey caka ve kurum sat. maktır. Hürmetler. FELEK Davetler İzmit müddeiumumi muavini Tevfik B. Müddeiumumilikten: İzmit C. müd. delumumi muavinliğine £ tayin kılman Tevfik Beyin memeriyetimize müracan- binin gazeterizle ilânı mütemennadır 6 fendim. Yeni neşriyat MİLLİYET CUMA | Sıhhi Bahisler ŞUBAT Kanser karşısında veraset ga Geçenki makalede kanserde verasetin rolünü anlamak iste- yenlerce bilinmesi lâzım olan Bi- yoloji'de ve Patoloji'de veraset umdelerini gözden iş; on dan sonra eski yazı- lı olan ve kıtça rast gelinmekle beraber varlıkları söz götürme- yen kanserli ailelerden bahset miştik, Bu bakış nöktasma göre isla- tistikler bize ne öğretebilir? Söz sırası şimdi buraya geldi. Bu istatistikleri yapmakta büyük zorluklar vardır; ve bunlar bir çok yanlışlıklara sebep olabilir. Bu hususta yeni anketler M. Varing ile karısı ; tarafından Amsterdam kanser enstitüsünde yapılmış; sonra M. Delman kan- | seri verasetin tesiri olan bir has- mış olduğu istatistik te, aşağı yu- karı -bu'neticeyi vermiştir. Fransada 439 kişi | üzerinde yapılan tetkikte bunlardan elli sekizinin geşmişlerinde kanser ol duğu anlaşılmıştır. Bu tetkikler gösteriyor ki kötü urlar çıkaran- larm analarında babalarında, de- delerinde ve yakınlarında kan- serlilere nadir rasgeliniyor. Veraset yalnız başına kanserin üessi i değildir. O 5 kan. serin meydana çıkıp gelişmesi i- çin başka sebeplerin de işe karış. İ ması lâzım. O Bu sebeplerin ba- zıları içeride oluyor. , İçimizde- i zuvlarda, o bahusus o ende- rin denilen bezlerde bozukluk- lar, karışıklıklar oluyor. İçeride- ki sebepler bunlar.. Bir de dışa- rıdan tesir eden kanser doğuru- cu sebepler var: Katran gibi iks şuas gibi. Sözü uzatmıyalım. Kanser fas- lında güdülecek © davanın gekli bu olsa gerek. Kötü urların çık- tığı yerin, uvziyetin, onların ye- büyümesindeki mü- e lıklar karşısında uzviyetin taa- | mül tarzının payı da tıpkı /böyle- dir. Gerçek; zatürree, grip gibi alelâde hastalıklar; | tutulanların haline göre bir çeki, düzen alı- yor. Her'k “önlini": hastalıklar. dan başka türlü müteçssir olu- | yor. Kızıl hastalığı Anglosakson- larda pek korkunç olur. Söylediklerimizi tahlil “eder- salk Ş netice! çikar” /Külbirde veraselin tesiri. bir çok hastalık- larda olduğu gibi, delayısiledir, doğrudan doğruya değildir. Ba- | zı kimseler var ki başkaları zaman lerini yıldırmış olan bilmeceler önümüze çıkar. Bu münasebetle, son âsırlarda, biribirine zıt iki düşünce ortaya konmuştur. ki yaşayanlar dünyası bir kalıp- tan çıkmış gibi donar, katılaşır ve nasıl yapıldıysa daima öyle kalır ve öyle işler. Sırk bir el tarafından kat'i olarak yaratılan mahlüklar biribirlerine benzerler ve daima benzer kalacaklardır. Bir takımları da, tekâmül ler derler ki mütemadiyen deği. şen, başkalaşan © uzviyetlerden müteşekkil bir il içinde sayılamıyacak kadar çok olan bu değişiklikler, içinde ha- yatm yuvarlanıp yayıldığı dışa rıdaki sebeplerden ileri gelir. Bu cihetle veraset değişmeyen bir temele tutunamaz; çünkü sonun- la geçen seciyeler başka başka olan dışarıdaki sebeplerin tesiri ile değişmek kabiliyetindedir. İn- kâr edilemiyen bu noktayı hasta- hk veraseti ile bilmelidir. Hayat bilgiçleri (De- işmeyen veraset) oakıdesini bı- lı; hastalık bilgileri ile uğ- raşanlar da, bazı hastalıkların benüz karanlıkta kalan - sebeple- rini aydmlatmak için (Hastalık. veraseti) nden vazgeçmelidirler. Şunu bilmeli ki bir çok hastalık- ların alelhusus kanserin ortaya çıkmasında yerin, yani uvziyetin rolü büyük olmakla beraber ba- zıları vücudün ları da dışarıdan gelen bir çok sebepler de işe karışabilirler. Şu hale göre kânsere ırsi bir hastalık gibi bakılamaz. Dr. Rusçuklu HAKKI Bugünkü program ISTANBUL, 1200 m. 15 ten itibaren Halkevleri neşriyatı. e Kemal Niyazi B. ve arkadaşları. 20 - 20,30 Belkis Hanım 21,30-22,30 Orkestra, Ajanı ve Borsa hnberi, saat ayarı. ANKARA, 1538 m, 12,30 Ankara Palas (orkestrası, 15,17 Halk konseri, 19 Saz (Uşak faslı) 19 a- jans haberleri, 19,15 Ekrem Zeki B. ta- rafından Keman Konseri, 20 Fransızca VARŞOVA, 1411 m. 16,55 plâk, 19,25 piyano konseri, 21,30 Filharmonik konsor (Veber, Brahms, Zador, Vieniasiy), 24 Caz. BUDAPEŞTE 550 m, 18,35 Sizan musikisi, 10,50 Sesli film lerden parçalar, 20,35 opera temsili, 24 plâk, MÜNİH, 532 m. IR konser, müsahabe, 20,05 Piyano refakatile şarkılar, 21 orkestrm konseri, 22,10 Fantazi bir neşriyat “İm Franken ına nisbetle kolayca kötü urlar çıka- rıyorlar. İşte kolayca kanserleşen | bu topraklardır ki verasetle ge- çiyor. Bu kanser tarlalarının, bu Mülkiye mecmuası Mülkiye memcuasmın son nüsharı »- lan 23 üncü sayısı da çıkmıştır. Bu nüs- hazmda da birçok tetkikler ve kıymet vardır. Tavsiye ederiz. MAKEDONYA Aşk, Kin, Polilka pe Kan. Müellifi: Nizamettin Nazif eee aramış, Petri, “küç Par ye — Orada güzel bir kız vari mış.. yz Şahın Leplaka çlmasın?z — Tam kendisi. İşte onu ööişler. Bu kız Lolâ kadar güzel oynayabiliyormuş. Fazla olarak biraz çokça pişkinmiş te.. Sonradan gelen adam güldü: — Evet öyledir. İyi tanırım. Ve birden bire ciddileşerek; — Bu takdirde.. — dedi — Ta- ne'nin menun olması lâzım ge lir. Mademki OLepiska geldiği gün, Lolâ'nın vazifesi bitmiş ola- caktır, eh.. O da kız kardeşini 8- lr, köyüne götürür. Bunda telâş e ne var? — Daha söyliyeceğimi söyle- medim ki.. Dinle bak. Komite bu kararı verdikten sonra hemen Donçe'ye haber göndermiş, Le- piskayı alıp Selâniğe götürsün diye.. Malüm a Petriç tarafların. da Dönçe'nin çetesi dolaşır. Don- toprakların evsafını bugün görü- | yor gibiyiz. Sözü çalımına getirmek ve bi- | tirmek için hastalık verasetini stehtein a Sahloss”. VİYANA 517 m. 17,80 İngiliz in konser, 19 Müsahabeler, 20,35 piyano Keman konseri, 21,10 (Das Gericht im Schauerturn) isimli büyük romantik pi yesi, Müsahabeler, 24 caz tagannili, PRAĞ, 457 m, bırakarak umumiyetle (veraset büyük meselesini ele alıyoruz. O | çe derhal hazırlanmış. Fakat o | sırada bir başka iş çıkmış, Ru- | meli beylerinden bir kaç kişi bir- | leşmişler, İskeçe ve Kavöladan büyük bir parti tütün kâçırmağa karar vermişler. Bu işi yapacak adam netameli ve gözü ateş- ten yılmaz bir adammış... Adıma Ali diyorlar. Nasılsa Küçük Pa- rise düşmüş ve. Lepiskaya âşık olmuşmuş.. Lepiska meseleyi öğ- renince Demi rl vermiş. Donçe ne yapsın? Hemen komi- te ile muhabere etmiş, Riloma- 18,10 konser, müsahabe, 19,30 Sakso fon konseri, 19,50 Bando muzika, 21,15 mamıştık.. — Yana? ağızdan bir ses çıkıyor, Mali klz Se o Ee saya angje olmuş, srhoaş müşteri- ler çılgın bir israf içinde şampan- yalar, âlâ şaraplar açtırarak gü- ya çileniyorlardı. Hele Apostolidis zomolmuştu. Artık kadehi tutan elleri e pnezeleri içkileri üstüne başma dö- küyordu. Lolâ onun iltifatlarına gülerek, kırıtarak mukabele edi- yor, bu hal tüccarı bir kat (daha nastırından gelen emir üzerine | Lepiskanın bir müddet daha kö- yünde kalmasına ve Donçe'nin ne yapıp yapıp bu kaçakçıları mehvetmesine karar verilmiş. Tabiatiyle yerine “bir başkası | gelinceye kadar Lolâ (burada kalmağa mecbur oldu. Bu kadar olsa yine iyi. Fakat biz.dün ha- ber. aldık ki, “Sandalciyef” ile Yuvan burada bir suikast hazır- | lamakla meşguldürler ve işi ba- şarmak için Lolâ'yı alet gibi kul- lanmaktadırlar. — Hangi iş bu? — Kavalalı tüccar Apostoli- dis'i bilir misin? Hayır... — Bu adam komitenin öldür. mek istediği adamlardan biridir. coşturuyordu. Fakat güzel kız her i zaman bir bahane buluyor, Apos- tolidis'in sarkıntılarından kendisi- ni kurtarabiliyordu, Aradan yarım saat kadar ya geçmiş, ya geçmemişti; körkütük sarhoş olan tüccar; Garson! — diye bağırdı — Kimbilir ne emredecekti? Bel ki sicak bir meze istiyecekti; bel ki de Lolâ için bir çiçek buketi, . Locanın kapısı derhal açıldı. İ- ri yapılı bir adam belirdi. İri yapı- | hı bir adam diyoruz, çünkü bu, sa- atlerdenberi locaya hizmet eden garson değildi. — Evet,. Apostolidis bir iş için buraya gelmiş ve Lolâ'ya vurul muş. Yuvan fırsattan istifade et- Fakat bir türlü kapana sıkıştıra. meyi düşünmüş ve komiteye mese- her vakit hayat bilgiç- içinden bazı: | Bir takımları, ruhçular derler | uğraşan herkes | İALKAZAR dünya havadisleri. Bugün 6 Gidip en büyü Bugün hepiniz ! En büyük milli şaheserimiz. BİR MİLLET UYANIYOR TÜRKÇE SÖZLÜ filmini alkışlamak üzre SİNEMASINA gidecek ve Türk san'atkârlarmızın sinemecıliktaki muvaffakiyetlerini ma zarı takdirle | seyredeceksiniz. Bugün ve yarın son matineye kadar MAJİK'te ARMAND BERNARD - LO- UIS TRENKER tarafından temsil edilen Fra: sızca muazzam film GALİÇYA CEPHESİ devam etmektedir İlâveten Radyo dünya ha- vadisi Bügün saat 11 de tenzilâtlı matine Vagner'in Siegfried) operasından uzun parçalar, 22,40 müsahabeler BÜKREŞ, 394 m. 13 plök 14 18 radyo « orkestrası, 19,25 keza, 20,40 müsahabei musikiye, 21 Senfonik komser. BRESLAU, 325 m, 17,45 konser, müsahabe, 20,38 Berlin- den konser, müsahabe, 22,15 Trio oda akşam trenden inerken de gördük. . — Gesleri mi? i — Evet, Prens Ferdinand'ın kâ- tibi Gesler, bilir sin ki, o hangi i- #e parmağını sokarsa, orada ya bir bomba patlar, yahut ve tabancalar kılıflarından çıkarlar. — Adam sende. . telâş ettiğin Ma bana “Vardar gü. neşi Apostol” derler. — "Vardar güneşi ba? — Ne zannettin ya?. Sonradan gelen adam, bu ismi işitince birdenbire hürmetkâr bir tavır takınarak karşısındakinin e. Apostol” — Ben.. — dedi — kamadan tabancadan ürken adam değilim. Yalnız Taneyi gözüm gibi severim. Eğer anasını kaybettikten sonra kız kardeşinin başma bir belâ ge- lecek oluran Tane pek acı dayacak tır. — Peki ama kaptan.. Lolânm başma nasıl bir felâket gelmesin. den korkuyorsun? Adınm Vardar Güneşi Apostol olduğunu öğrendikten sonra, ran- Bu hafta ELHAWRA sinemasında Komikler Kralı HAROLD LLOYD En son ve en mükemmel Ye sonderece eğlendirici LUİ SİNEMACI komedisinde kahkahalarla güldürmektedir. Bu film, Holivut'ta studyolarda cereyan etmektedir. İlâveten; Halihazır paramount ' Büşün ME LE K Sinemasma “GEHEEEENEEŞ k FERNAND GRAVEY ve KATE DE NAGY muzafferane muvaffakiyetler kazandıkları GÜNDÜZ BENİM... GECE SENİN Büyük ve parlak UFA komedisinde görünüz ve candan alkışlayınız. İlâveten: Halihazır Paramount dünya havadisleri Bugün saat «İde tenzilâtı fiatlaria matine | | wi “bildirmiş. elim akşam, Teni | devuya gelen adam arkadaş demi- 10 “a teszilâtlı fiatlarin mat'ne sinema yıldızları ISTANBUL BELEDİYE | o Darülbedayi temsilleri İstanbul Şehir Tiyatrosu Bugün matine sünt 15,20 da ve suvare saat 21,30 da ŞAKA Nakleden (Bedir 1 Galip Hanım, Umumuma. Komedi 4 perde 224 Eyüp fukaraperver : cemiyetinin yardımı Eyüptaki fıkaraperver Cemiyeti bu sene 110 takım erkek elbisesile 170 kız çocuğa kumaş vermiştir. heretile yapmıştır. Civardaki fabri- kalar da aynen yardımlar yapmışlar» der, Jandarma zabitlerinin terfi hakkı ANKARA, 22.— Hükümet, jandarma kanununu bir madde ilâvesi için meclise bir lâyiha vermiştir. Bu lâyihaya göre Harbiye mektebinde tahsil görmeğe ve orduda slaj yapmağa mecbur tutulan jandarma zabitleri emsali gibi terfi hak kına malik olacaklardır. İrtihal Maliye tahakkuk memurlarından Faik B. kısa bir hastalığı müteakap vefat et * miş, öenmzesi dün kaldırılmeştır. Mer. humun biraderi pul müfettişi o Cevdet Beyle kederdide ailesine taziyet ederiz. yor, diye hitap ediyordu . Acaba bu Apostola Vardar şu gü- neşi ünvanı nereden geliyordu? Apostol bir parça düşündükten sonra cevap verdi: — Korkuyoruz. . Çünkü yerine bir başkası bulunduğu için komite artık, Lolânmele (geçmesine e- hemmiyet vermiyecektir. Rum tüc car, her akşam Cof& Chantant'a gelip kıza locasında şampanya âç- tırıyormuş. Eğer Sandalciyef tüc carı Caf& Chantan'da öldürmeğe kalkarsa, biç şüphesiz kendisi ka- çacaktır, fakat Lolâ kaçamaz da ele geçerse, hele polisler onun Ta- ne'nin kardeşi olduğunu anlarlar- sa zavallı kız muhakkak mahvola- caktır, — Şimdi anladım. . — Bunun için senden bir iste- diğimiz var. Zaten Tane sirf bu meseleyi görüşmek için sana mek- tup yazmıştır. Burada onun yeri- ne beni gördüğün için aklma bir vey gi in. Çünkü o Dramada jandarma binbaşısının yanında €- mirberlik ediyordu. . Biliyorsun. . Evet.. adma Hasip diyor- lardı. — Ha ha.. oradan o kaçmağa mecbur oldu. Eğer dağa çıkıp çe tesinin başına geçseydi o mesele (Devamı var)