AM EE MİLLİYET PAZARTESİ. 9 KANUNUSANI 1933 | ikin benim tababetten bekledi: i n b e e sl, dr Askeri bahisler l keyi | dimağları işletebiliyor! e ( *, : i | Onlara düşünme selim düşün- | , be leniyor me hassası verebiliyorlar mı?.. | W7 ve . ı MENE» Önümüzdeki Çarşamba akşamı were Yeni bir cumhuriyet, 6 Saçma kam < . . d yeni bir ordu i İ Bunun için bir cihaz icat edi. | ği : yorlar mı?. Ona bâkalım.. Kalp Hakemliğe havale ps ARMEN edilen işler RESİ olarak TRİSTAN BERNARD'ın şahese-inden muktebes Bi E GÜNAHKÂR Fransızca sözlü ve şarkılı muazzam fimini takdim edeceklerdir. Hissi, beşe- işlemiş. işlememiş... İkinci dere cede kalır.. Makyavel - Haydar Rifat Bey! Fransada da bazı edip - yani | edebiyatla, yazı san'atile - uğra şan avukatlar vardır. Bizde bu nun hmeen hemen tek nümune sini Haydar Rifat Bey teşkil e der, Ben avukatlık ettiğim za- mandan bu zatı tanırım... Avukatlıkta eski ve yazıcı- lıkta bu şimdiki meslektaş meş hur (Makyavel) in tercüme et tiği (Hükümdar) ismindeki e- serinden bir tane de bana gön dermek nezaketinde bulunmuş. Eseri daha bugün aldığım için okumadım. Fakat derhal söyli yeyim ki; bu adamı, Haydar Rifat Bey kadar anlayanma içi mizde az tesadüf olunur.. Ankaradaki okuyu- cularımızdan Osman Beyefendiye Mektubunuzu aldım, Hikâye ettiğiniz hâdise memleketin her tarafında rastgelinen vak'a lardandır. Bunu tuhaf hâdise- ler arasına değil gü arasına sokabi! . Mektubunuz edasından an- ladım ki çi ve pişmiş şeyler, hele çi pişmiş tavuklar arasın: | i farkı g ünde tutmak istemiyorsunuz. Tavuklar da insanlar gibi pişinceye kadar neler çeker, ne Me İİ Onun icin pitenişi ve pir | ha yaklaşmış oldu. Çünkü Rus kini pahalı olar, Meşhur me, | hududu üzerindeki (Kiyahta) deldisi İ mevkiinden (Urga) ya giden yi . / | ve oradan cenubi Çinde (Kal. Benim başıma gelen pişmiş | gan) demiryolu son noktasına tavuğun başına gelmemiştir.” | inen tarihi bir kârvan yolu var- | Derler. Allah cümlemizi piş ! dır. Baykal havzasından Orga miş tavuğa benzemekten koru | ya kadar olan yollar şose hali- sun. İ ne konmuş olup ağırmotörlü va Kaldı ki; çi tavuk ta yenir | sıtalara geçit verirler.DışMogo şey değildir. “Hatır için çi ta. | listanm merkezi olan (Orga) | vuk bile yenir” dememize rağ. | sehri 40,000 nüfusludur. Çay. | men. pamuk ve ri ierik PE v vi Mançurideki istilâsmı ga: a a m Sofra ukala olan Japonyâ zm hatır için yediklerimizin Ya | ise, Milletler Meclisindeki mü- | birçok binlereğ iyıllardan beri nmda çi tavuk kaymak gibi kal | rahhasının iddia ve ifadesi veç | yaşıyan ırkdaşlarımız Mogolla maktadır. hile cenup yani iç Mogolistanı | rın memleketindeolup bitmekte dahi Mançurinin ayrılmaz bir | olan hödüseler hakkında verdiği kısmı saymakta ve bu havalinin | miz malümatı konkretleştirmek Çin ile artık hiç bir alâkası kal | tedir. Megol arkdaşlarımızın Konsre | e İmadığını ilân eylemektedir. Bu i : e Toros Gençler Birliği Riyasetin-| halde, Bolşevik Rusyanm , bu İ bu badirelerden milli mevcudi- İ mıntakada Çin ile irtibatı tehli ae m | keye düşüyor demekti eye Çin çemberi © üzerinde CİNOĞLU dedeceğinden cemiyetimiz azalarının * kurulmuş o olan “Mogolistan teşrifleri rica olunur. | Halk Cümhuriyeti” > miltarize yeri Ge edilmektedir. Kızıl Mogol ordu kalp — arm Teşekkür sunun bugünkü hazeri kuruluşu etti amma, bu tecrül iye Mü ilmi Beyin | şöyledir: ada, Avusturyada İn | valim Keman Serme aim yaz | Karışık Mogol - Rus süvari ir üzerinde de yapılmakta | mıştık. Hilmi Bey gazetemize şu | İivası: Bir-Nor'da, unu ora gazetelerinden | mektubu göndermiştir: | Diğer karışık bir süvari liva Si pm doktor- - izin ölümü are sı: Sambeyse'de. > urmuş kalpleri i cılarmıza iştirak ve bizi arışık Rus . Mogol piya: Ri rialei teselli etmek lütufkârlığında bur la *Urga) da. (İki piyade h . ıhte: minnet iyaffak olanlar da var, Bu | Wa muhterem zevata minnet | ve iki süvari alaymdan mürek- asa yarın bu iş tahak- iş Merhumun ailesi namına , buna eminim.. Lâ HİLMİ İdarehancı Ankara caddesi, 100 Ne. “Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: ! iharrir ve Müdür: 24318 'azı işleri Müdürlüğü 24319 — İdare ve Matbam 24310 Muhtelit Mübadele komisyo- nundaki bitaraf âza Türk ve Yunan heyetlerinin hakemlikle ine havale ettikleri bir çok muhtelifinfih meselelere ait ka rarlarını dört daktilo makinede yazmaktadır. Kararlar, bir iki gün içinde tarafeyn he: r bildirilecektir. Hakem kararla. rı meyanında, prensip meselele rine ait işlere müteallik bulu Fanları olduğu gibi, tali husu- sat ta vardır. Komisyona veril | mesi tekarrür eden yeni tahsi- İ sat havalesi henüz gelmediğin. İ den memurlara maaşları verile memiştir, Havalenin bir iki gü ne kadar vürudu beklenmekte- dir. Memleketi İmizde pek a2 kimseler bilir Bundan yedi sekiz yıl ev- vel, Mogolla- ——. tan Halk cüm huriyeti” a dında bir hü kümet kurul İdu. Bolşevik İihtilâline karı İşan bu Türk lüğün anayur du üzerinde doğan memle ketin “Kızıl Mogolistan o rdusu” — adr bir de ordusu var. Dünya- Dın en büyük bir kumanda- nı olan “Cen- giz Hanıma nayurdu ova ( kitten sonra i kiye bölündü. Şimal veya dış Mogolistandaki Savyen Mogol cümhuriyetine karşı, Mogol hanları da Japonyanm koltuğu altına sığınarak mücadele yolu na saptılar, Çin Mogolistanmın şimal kısmı böylece Çin camia | sından ayrılmakla, Bolşevik Rusya, Çin merkezine biraz da Her gece bu filme iştirak etmek üzre sureti husu- siyede kir apaş orke trası ile muganni ve mugan- hiyeler davsöz ve dansörler argaj» edi'miştir. üddeti geçen nüshalar 10 ku- iştur. Gazete ve matbaaya ait şler için müdiriyete müracaat fir, Gözetemiz ilânların me- ini kabul etmez | F.atlarda zammiyat yoktur. Locılar ile hususi mevkiler şimdiden; satılmaktadır. 4.3088 Du petşemce akşamı GLOXYA'da ilk ela arar Joan Grawford ve Clark Gable ın temsili muazzamı o'up sefahatın, lüks ve ihtişam ile cetr şiddetin hökümferma olduğu şüpheli muhitleri musavver MAM Telefon: Artistik 4-2851, Opera gizi lari ilen DANS CİNNETİ nü B. bu günlerde Vekâletle temas Tamamen Fravsızca sözlü Metro - Goldwyn - Mayer filmi etmek üzere Ankaraya gidecektir. seinamiliieşnkinleekmiiİğİ ik Hüsnü Beyin bu seyahati, İnhisar- larm yeni bütçesi ile alâkadar bulun maktadır, İsaretler RAMAZAN: 12 49 İHüsnü B. Ankaraya gidiyor EZA, Piyer Meri İK emeği. a varak) EZ). Mavçorya WE) zi Geşmi yiyre | Balamik em Marmara. SÜRME İ İ Yeşilköy askeri rasat mer inden aldığımız malümata İsre bugün hava az bulutlu cak, rüzgâr şimal istika- etlerden hafif kuvvette ese- 8.1.9353 tarihinde hava 773 milimetre, hararet aile ilmapelime GLORYA'da SİNEMA ve MÜNİR-NURETTİN KONSERİ Yİ İkidci kânun çarşamba akşamı Glorya'da verilecek MÜNİR NURETTİN KONSERİ için gişeler açıktır. Fiatlar: 75 - 10) - 150 - 200 kurestur a) mikdarda topçu, hava kuvvetle | ri ve motörlü Yasitalarla takvi ye edilmiştir. Ayrica (Orga)da bir de Harbiye mektebi mevcut olup Mogol ordusu için | Kızıl zabit yetiştirmeketdir. İ iç Mogolistanm bir kısmı ise | şimdiki halde kızıl çeteler ve Ja | pon ordusunun elerinden dağılmış Çin Kıt'aları tarafım. | dan çiğnenmekte olup sonbaha rın girmesile ağaçların yaprak larının dökülmesi ve yer yüzü nün açılmasından istifade eden Japon tayyareleri işbu çetelere karşı havadan taarruzlar icrası na Japon temizleme kıt'aları da bunlara karşı harekete geç- mişlerdir. Haritamız, Milliyet okuyucu arma, bugün Çindeki askeri ve di umumi weziyeti gösterdi İ ği gibi Orhoniçayı vadilerinde Kaçakçılık mı? İhtisas mahkemesine bir ihbar Gümrük ihtisas mahkemesi müddeumumiliğine İstanbul- da cereyan etmekte olar mü! him bir kaçakçılık hâdisesi ih. bar edilmiştir. Bu ihbarda, teş viki sanâyi kanunundan istifa- de edilerek kaçakçılık yapılar- ğı söylenmekte ve bir takımı i- simler bildirilmektedir. İhtisas mahkemesi müddeiumumiliği bu evrakı tetkik etmiş ve hadi se etrafında icap eden tahkika tın yapılması için gümrük idare | sine bildirmiştir. Gümrük idare | si bu mühim mesele etrafında | tahkikata başlamıştır. | | İs ve İşçi | illiyet bu sütunda iş ve işçi istiyenlere tavassut ediyor, İş | KK'ın GAKP'a MÜCADELESİ.. ZENGİN VE ESRARLI HİNDİSTAN... GİZLİ VE MEMNU AŞKLARLA DOLU HİNDİSTAN RAMON NOVARRO tarafından fhariku'âde bir surette temsil edilen Fransızcı sözlü ci N Kerim... Raca'nın Oğlu Büyük Metro Goldwyn - Mayer süper filminde yaşatılacak ve yaşanacaktır. MM Önümüzdeki Çarsımba MELEK Sinemasına 9urmuş kalbi letmek! ioktorluk aldr yürüdü, dok değil daha doğrusu gaze | aldı yürüdü, Ustadımız Kemal Cenap Beyin ba | fiziyoloji tecrübesi teşeb ü arkadaşlarımızdan biri gazetelere yazdılar: “niş İğ Durmuş kalpleri işletiyor. Türk rojaör- musiziyinas" ve san'atitürlarinın “nelere muktedir olduğunu ispat edecek bir ese KARIM BENİ ALDATIRSA İstanbul Belediyes! Şehir Tiyatrosu Darülbeday' Temeilleri içare doktor şimdi artık ça alem bütün matbuata; 4 Yanlış efendim! Böyle yok! Ne münasebet!., Fa- liye yazıp duruyor amma 'dinler. Bir kere ateş saça “sardı.. Bu iş artık bir hafta n böylece sürer gider. tü bizdeki gazete haberleri n yuvarlanan fıçıya Er, İnerken durdurulmaz.. huş bitinciye kadar yuvarla- FELEK MAJİK SıNEMASINDA fi 3 büyük yıldızın büyük ği bir filmi: | LİLY DAMİTA ADOLPHE MENAU - ERICİ von STROHEİM MAURL- CE DECOBRA'nın son romanından mutekes şaheser SFENKS KONUŞTU Arzuyu umumi üzerine: Emil ve Arkadaşla filmi: İlâveten bu hafta gösterilecektir iki büvük film birden Fransızçaya aşina bir Türk genci şirketler ve hususi ticaret evleri nezdinde ehven şeraitleiş arıyor.Tat min edici “Referans” verilebilir. Mil liyet Gazetesi İş bürosuna A. C. ru- ——.| akın Dr. Kemal Cenap Be. - Etem İzzet Beyin kitap halinde çıkan Yu R son romanı: İstanbul ve Taşra müesseseleri; de ve ticarethanelerinde, şirketlerde, Göz yaşları!, | Ticaret Lisesinden mezun bir zat münasip şeraitle muhasipliğe > Bütün kitapçılarda vardır 115 Bugü, max TM Kadın Er- yükleşice İl Yazın: Hüse- al yin Rahmi B. Piyes 3 perde İN 3 tablo Halk gecesi, h tir. Lüzumu olan müesseseler: Sarı Zeybek Cpe- tilteprek İhlamur caddesinde Ne retine yakında v gesi z ha vel başlanacaktır. kep) İ Bütün bu kıt'alar, lüzumu Milliyet, in romanı: 30 “ SEN ve BEN stiyordum. Otomobilde gider erhunda H. ın salonunda cuk gibi hafif ve keyifli idim. ve nur içinde efsanevi bir ile güzel salonlarda evvelâ imi kaybedeceğim. şaşıraca- liye korktum. Oğuz Bey ya. yaklaşınca, bir tehlikeden ibi arkama baktım. Bedi le Nejadı aradım. On- ıda rastladıkları hanımlar. ak geliyorlardı. B. in yanında salonları do urada bir iki kelime.. Bura ak dedikodu!. Danseder hatsız etmemek için itina ürken Güzini gördüm; der ridunun kollarından sıyrıldı Lelâcığım.. o Tasavvurum- İha güzel olmuşsun... Bile. elbisen ne güzel ve sana yaraşmış! Salonlarda az ün için olacak, herkesin Muazzez Tahsin Oğuz Bey- — Bu gecenin güzellik kraliçe- si Leylâ Hanım olacak... Değil mi Güzin Hanım? dedi. Feridun sordu: — Nejat nerede? Bedi Muam- mer gelmedi mi? — Geldiler, fakat kapıda kaybettim. Yürüdük.. Salonları dolaştık. Bir köşede gürültüden uzakta kal. mak istiyen beyler, briç oynuyor- lardı. Bunların arasında Nejadı gördüm: — Dansetmektense briç oyna mağı tercih ediyorum. Sen danset. eğlen yavrum.. Gitmek istediğin za man beni burada bulacaksın. Bunu işiten Oğuz Bey: — Bütün gece benimlesiniz.. Sizi bırakmıyacağım! diyerek gül- kendilerini tü, Ve dansettik.. Çok densettik. Bir rüyada gibi döndüm.. Bir rüyada gibi rerk renk tuvaletleri içinde canlı bir bahçeye benziyen kadınlarla kouştum, güldüm,n şam paya içtim.. Galiba cok şampanya içtim ki neşem arttı.. Hattâ Oğuz Beyin münasebetsiz sözlerini bile çılgın kahkahalarla dinledim. Güzin- — Lelâ.. Ne kadar çok eğleni- yorsun?.. Bir çocuk gibi neşelisin dedi. , Bunun cevabını Oğuz Bey ver. iz — Candan eğlenmek, eğlenebil mek büyük bir meziyettir Güzin Hanım. Bunun için Leylâ Hanımı tebrik ederim. Gençliğinin, güzelli ğinin bayrammı ediyor, Bu biraz karışık, gürültülü eğ- lence ortasında idi, Bedi Muam- mer yanma yaklaştı, biraz hâki- mane, yabancı tayyarecinin sert sesile: — Leylâ seni büfeye götüre- im,. bir şeyler yer ve biraz dinle. izlice a- ıp kaçarken yakalanan bir çocuk gibi kızardım, Orun yüzüne bak- madan büfeye gittik. Beni, hür. inetkâr bir kardeş gibi, bir masa- ya götürdü. Bu yerlere bu gibi eğ- lencelere alışlzın bir tavırla gar- sona bir şeyler ismarladı ve karşı karşıya yemeğe başladık. Konuşmayorduk. Dudaklarıma gelen bir çok sualler, sesin bo- | Zazımda kaldığından olacak, ağ- zımdan cıkamıyordu, Bu hevecan ve rahatsız his iştihamı kaçırdı. çatalı bıçağı bıraktım, önümdeki şampanyayı bir hamlede içtim ve bunun verdiği cesaretle Bedi Mu- ammere baktım. O da, yemiyordu.. gözlerinde acıyan bir şeyle bana bakıyordu. Sordum: — Niçin yemiyorsun içmiyor- sun Bedi Meke? Be Sualime cevap vermeden elin- deki bıçakla bardağına hafifçe vur du.. Eğleniyor gibi görünmek İs- tedi; fakat gözleri uzak bir bakış- la kayıplara dalmıştı, Onun benden bu kadar uzaklar da oluşuna titizlendim.. Tam kal. kacağım sırada bunu * anladı, ve birden bire canlandı, yine sesinin o hâkim titreyişile: — Her şeye razı oluyorum. fa- kat seni harici tehlikelere terke demem... hayır, bu kabil değildir Leylâ.. Her şey.. Fakat bu. hayır! — Ne söylüyorsun? Hangi teh. likeden bahsediyorsun? Sayıklı- yor musun Bedi Muammer | ? — Sayıklamıyorum. Hakikati görüyorum, Oğuz Beyi betsiz tavırları mı sandın? Fakat seni muhafaza edeceğim.. Bu benim vazifem Galiba biraz sarhoştum ve içi min hırsını dökmek istedim : — Muhafaza mı edeceksin? Beni hâlâ bir çocuk mu sanıyorsun? Ben kendimi koruyacak bir yaş- ta değil miyim? Hem sen ne hakla benim harekâtima karışacaksım? Benim evli bir kadın olduğumu u- mutuyor musun? Ser benim ko- cam mısın, yoksa kardeşim mi? Sözümü daha bitirmemiştim ki gözlerindeki acıyı görmemek için s dakikada ölmek istedim. Ora- daki kalabalığı görmeden dizleri- nin dibine çökmek: — Beni affet.. Görüyorsun ya nasıl bedbaht, zavallı bir kadınım ben... Seni ne kadar sevdiğimi gör müyor musun? Demek istiyordum. Halbuki o, hislerini saklayan tam bir salon adamı gibi kalktı, bürmetle karşımda eğildi, kolum dan tutup beni salona götürdü. Ko luma dokunan elinin sinirli titre- mesile kâinat yıkılacak sandım. Gecemin bundan sonrasını çok güçlükla hatırlıyorum. Oğuz Bey- le tekrar dansettik. O bana aşırı bir takım sözler söyledi. Ben de gali- Fazla gül. i Muammerin gölgesini farkettiğim vakit daha fazla neşe gösterdim.. Orun sara- ran yüzüne küstah gözlerle bak- tım. Eve geldiğim vakit teyzem kalkmış ,. Kahvesini içiyordu. Nejat, derhal kahvaltı edip işe m iyi ak İİ gideceğini söyledi. Bedi Muam. mer, otomobilden inmeden doğru- ca Yeşilköye döndü. Ben de koşa koşa odama geldim. Elbisemi yır- tarcasına söküp (üstümden attım vâ yorganlarıma gömülerek ağla. dım, Maçka. On gündür Bedi Muammer gö rünmemişti.. Bugün geldi.. Uzak, yabancı gözlü Bedi Muammer; ben le hiç meşgul görünmedi... Hasta- İcktan yeni an teyzı dığı divanm önüne alçak leye oturdu. Ona eskilerden ço- cukluğundan, annesinden anlattı. Ben odada değilmişim gibi oturdu ğum tarafa dönüp bakmadı bile... ündür onu düşünerek ız için bu hareketi iz zeti nefsime dokundu, salona geç- tim.. Piyanoya oturdum ve onlar konuştuğu müddet ben çaldım. Bedi Muammer beni görmeden gitti, Bedi Muammeri nasıl gücendir dim? il ıztırabın altında şimdi kendim ya- Bıyorum. O da azap çekiyor. Bumu sol sözlerinde okuyorum. ımız, biribirimi şeyler icat etmek kuvvetini bizden (Devamı var)