15 Aralık 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

15 Aralık 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

LLİ PEKDE Mİ KİRA l Mübâdelede | Etablilere Tevziat Me. beni profesör bir göz hekimi rim iri Kapkâç” Yapmışlar | müz... Sizi tedavi edemedi... Bir benim gözlerime baktı. Bir İK SİNEMASI damla verdi. hafta sonra TAUBER'i tekrar gitmemi istedi, Bir daha gittim... “Damlaya devam e din!” dedi ve bir hafta sonra tekrar görmek istedi. Gene git tim... Bu sefer başka bir damla | verdi ve gene gelmemi söyledi. Her defasında da o zaman iki İ lira veriyordum. Bir daha git- medim... Birkaç zaman sonra beni o göz hekimine tavsiye e- den arkadaşıma (o rastgeldim. cak... Bu mevzuu münakaşa et- ' mek bile ağlanacak şeydir. AF lah insaf versin!.. “Gelelim: Doktorların ücretlerine.. Bizim hekimler de kendilerini Avrupa i daki emsallerine kıyas ederek kartiye doktoru (şuna mahalle hekimi deseler ya!), mütehas İ sıs, profesör falan filân diye İ bir taksim yapmışlar ve bu tak İ sime göre şimdi aldıkları para-- İ va az bulmuşlar... | Efendi! Ne söylüyorsun? E- fine nabzını vereceğiniz doğru | LK. LK. dürüst bir hekim evinize on, on 3 aylığı 4 — 8 — (| beş liradan aşağı gelmiyor. 6 750 2 — | sinde otuz, kırk, elli lira alanla ız 4— 28 — ÜS rıda var. Gelip ta ne yapıyor? Avrupada olduğu gibi bir ma- halle doktoruna tedavi şeklini | tarif edip gidiyor mu?.. Hayır! Akşam sabah orada... Tabii, | hastasının bayatmı tevdi ettiği İbu adama hastanım ailesi olim de avucundakini veriyor... Veri yor, Nasıl veriyori, Bunu alan lar düşünür mü? Eğer ortada bir fen haysiye" ti, bir meslek haysiyeti ve bir vicdan varsa böyle yüksek he- kimler, gittikleri ailelere bir (kartiye doktoru) tayin edip o- * na bir direktif vermeli ve kem dileri sabah akşam gidip etek | dolusu para almaktan çekinme Asrın umdesi «MİLLİYET» Wi 15 K. EVVEL 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: AŞK NAGM'ESİ filminde takdim edecektir. İlâveten: RADYO - NEWS Yerlerinizi evelden temin ediniz. Telefon: 40690 Fakat üçü de yakayı! ele verdiler Ayın yirmisine ka- | dar bitirilecek Muhtelit mübadele komisyo- | nu reisler komitesi dün toplan- | mış ve İstanbul'da Rum etabli- lerin iade edileniyen mallarma | mukabil tevzi edilmekte olan 150 bin İngiliz Krasmm deği ması meselesi ile meşgul olmuş tur. Tevziyat 20 kânunuevvel- de bitecektir, Bu işle meşgul o- lan teknik büronun tarihten iti baren lâğvi tekarrür etmi 3 İstihkak sahiplerinden şimdiye ! kadar çeklerimi almamış olanla | ra, hemen müracaat o etmeleri gazetelerle ilân edilecektir. Tebliğ ISTANBUL, 14 A.A. — Al | tımcı tali mübadele komisyonu | yü heyetinden tebliğ edilmiş | O tabliik talebinde bulunup | ta altıncı tali mübadele komis- | yonunda işleri olan kimselerin | Beyoğlunda Misk sokağındaki | dairenin Birinci katma “âcilen müracaatları mercudur. Bu akşam ARTİSTİK Yanı işleri Müdürlüğ İdare ve Matbaa 24310 ALBERT PREJEAN'ın ANNABELLA ile beraber teganni edeceği GAİP ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için Hariç içir — Nasıl doktora gittin mi? — Birkaç defa gittim amma artık kestim... — Neden?, —E sizin profesör benim gö zümü çekmece gözü yaptı. Aç kapa iki lira... Onun için vaz- İ geçtim... Ondan üç sene sonra tekrar bir göz doktoruna gitmek lâ zım geldi, Genç bir zat olan bu doktor profesör değildi. Gittim, muayene etti. Üç lira aldi. Bir ilâç verdi ve bana: — Bir daha gelmenize hacet yoktur. dedi. Bunun ii de hekimdir.. İ- kisi de para alıyor... Lâkin biri si hekim gibi, öteki tahsildar gibi... Ben, bugün Türkiye hudutla rı dahilinde çalışan ilim, fen ve san'at adamlarının. emekle- rile aldıkları para nda en göze batan nisbetsizliği (Obazı hekimlerin ücretlerinde görü - yorum . Var mı itiraz eden?! Jorz Noray Galatada Madam Boyno is- minde bir kadın & geçenlerde Galatanın tenha bir skeem Gelen evrak geri verilmez —- Müddeti göçen nüshalar 10 ku Gazete ve matbaaya ait izler için meldiriyebe mürnenet Gazetemiz ilânların me ini kabul etmez filminin ilk iraesi şerefine pusuya lerek | elindeki çantası kapkaç usulile aşırılmış ti, Çantada bin liraya yakm kıy mette mücevhe. o ALBER ie | lane Talia Si Madam Bane: | Nureddin Kâmil B. a akabinde zabıtaya müracaat | Brüksel'de tahsilini ikmal eden ve etmişse de gecenin zifiri karan | profesör agreje olarak memleketi. lığında elinden çantasını k İ mize dönen Dr Nureddin Kâmil B. pan mütecavizlerden hiçbirini | Tıp fakültesinde Dr Neşet Özer) Donküe slenemmdniir; Beyin muavinliğine tayin edilmiş leşi ve işe başlamıştır. Zabıta, buna rağmen araş. | cama” tırmalarına devam etmiş, şüp- PE U AL heli eşhasın izleri üzerinde yü- rüyerek nihayet Madam para MSI NEMASINDA ve mücevherlerini gaspedenleri > kazanan yakalamağa muvaffak olmuş- tur, Bunlar üç kişilik bir soy. | MÖSYO, MADAM Her akşam perde aralarında POL.ANSKY ORKESTRASININ sahnede konseri zinden verilen malümata göre bugün hava açık vo sakin ola. rak devan edecektir. 14-12-932 tarihinde hava taz- yiki 776 milimetre en çok se &aldık 10 en az 3 santigrat kaydedilmiştir. Kuyruklu Yıldız Geçiyor Harikulâde muzik Harikulâde film Harikulâde san'at Karikulâde kadın MAVİ TUNA Dünyanm en büyük san'atkâr kadını ve en büyük orkestra Ayni film içindedir. Müz i ki Reel rolünde, | Budapeşte Çıgan BRİGİTTE HERAT Ea Şor ANIK SANDOR fak bir siyah leke peyda olmuş tu, Arkadaşlarımdan bir hekim Bir şiir nümunesi Vilâyet gazetelerinden birinden size şu şiir parçasını kopye ediyorum... Şiirin ismi “Oda” dır. Dışarıda güneş öpüyor geceleri, Dört köşe bir oda.. Perdeli pencereler... Duvarda bir takvim, İFELE Doktor Ücretleri Bugünlerde doktorlarımıza dünyalıkları meselesi Perdeli pencereler... ve BİBİ bahsoluyor. Yani bizlerden, biz hastalardan alacakları para gö rüşülüyor. Geçenlerde hekimle rimiz bu iş için bir içtima mışlar. - Hikmeti hüd. rında çıt çıkmadan saatlerce gö rüşmüşler ve nihayet bugün a- İman ücretlerin hattâ az oldu- ğuna karar vermişler, Daha fe- nasi üç lira alması lâzım gelen bir hekimin ücreti azaltıp bir İira almasını da menetmişler... Ve bütün bu hareketlerile gös- termişler ki bir kere hasta ol- . Ondan sonra i- sin içinde insaf filân kalmaz... Biz bir nevi armut ağaçı olu- Tuz, Doktorlarımızın bu vadide biraz aşırı gittiklerini esefle gö rüyorum, Vakıa fen bedava hi ve kimse'bedi m ömür ve göznuru dökmez, arma bizmikilerin pa ra bahsinde gösterdikleri taas- sup ve aldıkları vaziyet bizi hasta olmaktan ise ölmeyi ter- | cih edecek dereceye i fee bir lerdi: Bir doktor bir! biz tayı eline aldı mı, artık başka | hekim ona bakamayacak... Ne- den?, Tedavi karışmı diye mi? Hayır, biribirlerinden has- ta apartmamak yani biribirleri- | nin kârma kesat getirmemek “Milliyet, in romanı: 7 dır. 40 muhafaza me- muru çıkarıldı İstanbul gümrük muhafaza . | memurları geçenlerde umumi Yerde ma: Kara bir leke... Bir adam odada... Heybeti var bu adamda: İçerdeki Karanlık, korkunç gecelerin... Bu adamda esrarı var : Bir mezar Kadar, Derin, YERLERİN ... Güneş öpüyor geceleri .. Hiç ayılmadan anam.. Hiç ayılmadan. Dört köşe bir oda Perdeli pencereleri.. Perdeli pencereleri. Meşhur “dam üstünde saksağan” vezninde ve üslübunda- FELEK İzmir İktısat Müfettişliği IZMIR, 14. (Milliyet) — Ticaret müdürü Saffet B. uhdesinde müdür- lük baki kalmak üzre İzmir iktisat tutulmuş- guncu sebekesidir. İçlerinden biri Jorj isminde bir Rum, diğe ri Nora isminde bir Ermeni, ü- | çüncüsü de Alber Gayzer ismin de bir Yahudidir. iliak emişli Bugün A günden istifade ediniz. Yarınki cuma günü sabah Tl de tenzilâtlı metine her yer ALEMDAR | Sinemasında başladı. Matineler: 2,30-5 gece 9,30 -- Cuma 1,3,5,7 gece 9,30) 20 kuruş. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Bu akşam saat LI Yazan: Ekrem Resit Bey. NM Besteleyen Cemal Raşit Bey. Umuma 3 perde 27 tablo, Operetin son haftasıdir. 1336 Bunlardan Gayzerin işi hazır | ladığı, Jorjun gözçülük (ettiği | Ermeni Noranın da parayı alıp | İ kaçtığı anlaşılmıştır. Calıiân mücevherat ve para yalnız H'ihci noksan olmak ü zere kâmilen ele geçmiştir. Cürüilerini itiraf eden maz- munlar evraklarile birlikte Ad- liyeye tevdi edilmişlerdir. Bugünkü içtima Türk tarihi Ana hatlarının mede- niyet kısmında vazife olan zevatın bugün sant 15 te Darülfünunda E- inde — toplanmaları den bildirilmektedir. Bu akşam : GLORYA ? da BÜYÜK GALA OLARAK Bütün filmlerin en muazzam: ve en harikulâdesi 21,30 da (UÇ SAAT OPERETİ) | bir muayeneyt tâbi İllardı. Muayene neticesinde a- tıl. hastalıklı oldukları ve mu- hafaza hizmetinde işe yarami- | yacakları anlaşılan 40 < kadar | muhafaza memurunun alâkala- rı kesilmiş ve kendilerine müd- müfettişliğine tayin edildi. Malatyanın su derdi Malatya (Milliyet) — Buranın halledilmemiş bir su derdi vardı. Hükümet bu dertle alâkadar ol- muş ve Nafia vekâleti tetkikat yapmak üzere sular idaresi mü- BEN-HUR Bas rollerde: RAMON NOVARRO ve MAYMCAVOY İnanılmıyacak derecede zengin bir mizansen deti hizmetleri nisbetinde birer çin. Demek: Bir hekime düştü | mikdar tazminat verilmişti SEN ve BEN cak bir şeye rastlamamıştı; Oku- duğu kitaplarda, anladığı o halde İderini i ölçemediği başka bir şey daha vardı: Gözlerin sırrı!... Yabancı erkeklerin kendisine takılan gözlerinde bu sırrı keş- fetmek hevesine düşmemişti. Bu, gayrişvuri olarak anladığma yö- re, aramakla keşfedilebilen bir sır olmıyacaktı. Yalnız hayatında | © birdefa, kendi gözlerine dalan yeşil bir çift gözün içinde de- rin bir sır olabileceğini görür gi- bi olmuştu; fa kendisine onları yalnız. peri kulu fakat tatlı bir rüya hissini veren vak'ayı hatırlamak iste- miyordu. oHayatmda heyecanlı ve tatlı olduğu dehşetli kalar yegâne vak'a bu ol- muştu, Nejat kendisile alâkadar o- İup hayatını doldursa, belki için- deki bu boşluk dolacaktı. Fa- “kat oy nişanlırmedaki bu hissi bu Muazzez Tahsin boşluğu görmekten ve anlamak. tan okadar uzaktıki, tecrübe- siz ve acemi Leylâ bile, bir gün olup Nejadm nasıl onun benli. ğini ve hayatımı dolduracağını | kendi kendine sorduğu zaman, anlayamadığı bir duygu kalbini sıkarak onu titretiyordu. Her halde evlenmek, bundan başka birşey olmalıydı... Bunu anlamadan ve bilmeden hissedi- yordu. Şimdiye kadar, böyle düşündü- ğü zamanlarda: — Acaba beni seviyor mu? di- ye kendi kendine, bir çok defa- İ lar, sormuştu. lar karanlık ve | Cevabı da sade idi: — Evet seviyor; fakat bu sev- gisi, teyzemin sevgisine pek ben- ziyor. Meselâ, ben hastalansam, sıhhatimle alâkadar oluyor, mek yemesem canı sikiliyor. diğim © yemekleri, yemişleri hp önüme koyuyor, müzik parçalarını İstanbuldan a- ıp getiriyor; — Dahası varı Ben seviyorum di- | hendislerinden Necip Beyi buraya | göndermiştir. i ye bahçenin bir köşesine bir te- nis kordu hazırlattı. Kürek çek- mekten (o roşlandığım için bana bir sandal aldı; * Evet, bunları hep Nejat yaptı... Fakat bir defa olsun benim çal- dığım 'piyanoyu dinlemek heve- sine düşmediği gibi ne benle te- nis oynadı, ne de sandalda bir. likte gezdik.. Biraz haksızlık ediyorum belki fakat, ne yapayım? Nejadin bana karşı olan fedakârlığında ben bir az vazife kokusu duyuyorum., Bü- yük bir ağabeyin, kardeşine karşı | mu? İşte bir kördüğüm gibi kafa- mın içinde düğümlenen süal,.. Acaba beni bir nişanlı. bir sev- gili gibi sevse nasıl olurdu? Ne ya pardı? Gözleri ne söylerdi?. Leylâ, bütün bu muammaları halledemedi için sinirleniyor ve işte bunun için günlerini hep çalış | makla geçirerek kendi . kendine kalmaktan korkuyordu. 3» Eve tam vaktinde yetişti..tey- zesi ve Nejat sofraya oturmuşlar. dı...Kabahatli bir küçük çocuk gi- bi kızararak ni aldı ve ses- sizce yemeği Teyzesile Nejat bugünün mü- him vak'asına, Bedi Muammere Yeni seslendirilmiş kopyesi — Metro-Goldwyn-Mayer mamulâtı İlâveten: FOX JURNAL, iken. içinde kırgın onların komuşmasile alâkadar ola- madı. ve yemeğini yer yemez evi- ne, odasına çekildi. ». Vapur yanaştığı vakit iskele a- deta tenha idi. Nejat, gözlerile etrafı aradı. — Leylâ, belki vapura geliri demişti; fakat biz bir vapur evvel geldik... Bunu tahmin edememiş” olacak. Bedi Muammer, senelerdenberi ö ve her defa memleketi hatırladıkça gözlerinin içinde par- lıyan uzak çamlıklara bakıyordu. Nejadın sözünü, bir rüyada gibi i- şitti ve onu cevapsız bırakmamak — Hava pek sıcak.. bu saatte çıkmadığı iyi oldu... dedi. Ve yü- rüdüler; Bindikleri arabayı, arabacıyı, yolda giderken bütün tur yolü ü- zerindeki evleri ve bahçeleri, dün bırakmış, onlardan yeni ayrılmış gibi hepsini içine sindirmeğe ça- lışıyor ve ilk gençliğinin canlı ha tıralarını bu yollarda arayıp bulu- yorlardı — İşte Ahmet Beyin kö: Sarı saclı, mavi gözlü bir bebek o- lan Juzile kaç defa camlıklarda buluşmuş ve konuşmuştuk... Bu- ELHAMRA ve MELEK Sinemaları müdiriyetiş Muhterem İstanbul halkma ve bütün sinema müdavimlerine sesli filmlerin. başladığı tarihtenberi yapılan bütün Filmlerin EN GÜZELİ — EN MUAZZAMI — VE HEYECANLISI olan ve GRETA GARBO RAMON NOVARRO tarafımdan misilsiz bir surette MATA-HARİ san'at ve güzellik abidesini 19 Birinci Kânun Pazartesi akşamı Büyük sinema müsameresi olarak takdim edeceğini müjdelemekle iftihar eder, FİATLARDA ZAM YOKTUR. DİKKAT: Bu muazzam şaheser, önümüzdeki Cumartesi günü saat 11 de ELHAMRA sinemasında MATBUAT erkünma, #müntesibinine, şehrimiz sinema ve film müesseseleri müdürlerine hususi bir seans olarak takdim edilecektir. Metro-Goldwyn-Mayer m | Metro-Goldwyn-Mayer filmidir. amm lu şubesince alınan maaş cüzdanımı un beberi | helalandam ili lira vereceğim. Kasım ZAYİ — 314 liva numaralı Beyoğ- BEKÂRLI VEDA F ve resmi senetlerimi ve mühürümü Opereti Meşhur kusi Bakgezi Nut yasemin ve amberleri vardı. Hele top top açan güllerini koparmak için duvardan atlayıp (o bacağımı yardığımı bugünmüş gibi hatırlı yorum. Şimdi bile söylerken dizi. min yarası sızlıyor sanki, İşte Dadılar çamlığı Leylâ- nım arabasmı sürerek, okaç defa Emsal dadımla buraya geldim ve onlar bir köşede oynaşırken ben kitabımı okudum, krokiler çizdim. İ Heybelinin buradan görünüşüne bayılırdım. O manzara hiç değiş- memiş, hattâ kabilse daha güzel bile olmuş... A, Neiat.. Salöhattin köşkü yanmış .. Ne yazık!, bir korusu vardı. Şimdi Salâhad- din m nerdeler? lepsi dünyanın bir ucuna li Bey öldükten sonra oğullarını gören olmadı. — İnce, fidan kibi bir kızı var- dı... O ne oldu?. — Vallahi senelerdenberi orta dan kayboldular. Farkında deği" lim.. senin gibi merak edip te sor- madım, — Vah filezof Nejat vah... El bette ki merak eder sorarım. Es- kiden bu kocaman ada benim ma- likânem gibi bir şeydi. Onu karış karış bilirim. Yalnız (o adayı mı?. Her evinde yaşıyanları. on ufak Beyin al teferrüatma, en basit hikâyelerine kadar bilir ve tanırım. Birkaç gün sorra göreceksin, bu hikâyeleri nasıl teker teker ha- | tarlıyacağım. Yalnız, harpten sonra | birçok yeni zenginler gelip burada yerleş miş diye işittim... Onları bittabi tanımam; fakat sen bunun için ba na yardım edersin değil mi? | paşa Tabane meydanı 30 numarada | Hacı Fatmın Hanım, dan sorar öğrenirsin. Benim bun” il am yek, sanın ciğerlerine şifa (| getiriyor. Kim ne derse desin, buraları cen- nettir vesselâm, Hele senelerle w- zakta kaldıktan sonra (bu güzel yerleri yeniden görmenin nekadar tatlı bir heyecanı var bilsen! İnanır mısm? Eve yaklaştıkça, içimde, bir sevgili; iden âşık halecanı uyanıyor. Kalbim çarpı" yor... çarpıyor. İşte küçük bakkal. işle eve Y9 kın kameriye. Solda arabalık.. İşt* kuyusundan su çekmekle eğlendi” imiz hâli köşk ve.. işte ev., ara” bacı dur!.. İçindeki sabırsız heyecana rağ men, Bedi Muammer, evvelâ Ne jadin girmesini bekledi... kendisi” (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: