13 Kasım 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

13 Kasım 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MİLLİYET PAZAR 13 TEŞRİNİSANI Memlekette Kız Kaçırırken Delikanlılar birbir- lerine girdiler, iki ağır yaralı var 1932 ş ve Milliyet bu sütun, iç istiyenlere tavassut ediyor. İş MAJİK 'te ve işçi istiyenler li (EVLİLER ve SEVDALARI)nI İş büro ir veee girmeye SİN © dün denkeri saygağanlar Gini bağemlilee ve güm yıl drlerime mezi İ i i ti 1 l oldular, Nasıl olmasınlar!.... şçi istiyenler O|İğ rim, neşe, nükte, heyecan, hareket, ve fantezi gibi beş meziyettem Ankarada bir şirket nezdinde | manda, bilhasa güzellikleri ve şublukları ile tanmmış beş büyük çalışmak üzere fransızca ve iste- artisti de bir araya toplamış bulunmaktadır m | aktan mükem İĞ Artistleri: JEAN WEBER, SUZANNE CHRİSTY, JEANNE BOİ- parselin Bayi irca TEL, MAURİCET, COLETTE DARFEUİL ve ARNAUDY'dir. Almanca veya İngilizce lisan- ihasebeyi Türkçe mdesi «MİLLİYET» tir. 13 T.SANİ 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: Aksi kadın Nasıl? Aile hayatın mes” liye sordunuz. şöyle, böyle. Fazla | dam. talili sayılmazsam da, pek bed. | O Zevcem — A. a, a.. Ben de | baht ta sayılmam. Hüner, işi | eksine bu akşam sinemaya git- | dare etmesini bilmekte imiş. Ni | sek diyordum. Neyin var ki, ne şanlılığımızda kuzuya benze- | ye yoruldun. Haydi kalk, hazır | yen kızın, daha evlendiğimizin | lan, sinemaya gideceğiz. (ilk günlerinde mayasmın aksi- | | Onun için size de tavsiye © likle yuğurulduğunu sezmiş- | derim. Aksi ve inatçı bir karı- İ tim, nız varsa hemen benim usulü- Misal isterseniz, buyurun: | mü tatbik edin. vakıa bidayette Zevcem — Bu akşam ne Yi” | biraz güç oluyor amma, sonun | yeceğiz? İda insan pekâlâ alışıyor, Ben — Ah, etli patatese bayı İ rum. Bu akşam etli patates yi- yali: geçi Zevcem — Ööööt.. Böyle tat | sız şeyleri ne kadar da çok se- veftin, Yahut: O gün cuma, bir ye | re gitmek lâzım. Ben — Lupe Velez doğrusu mükemmel artist. Yeni filmini gösteriyorlarmış. oraya gitsek. Zevcem — Vallahi sen çok tuhaf adamsin, AS tedansanlar | | dururken, anlayamadığımız li- sanda saçma sapan şeyleri sey retmekte ne zevk var? Hönaa! Baktım ki bu gidişle aramız açılacak, kavga, olacak. Hülâsa ii İ cak. İyisi mi, başka bir usul tut | turdum. Madem ki benim de- | diklerimin hep aksini yapıyor. başladım, arzum neyse, onun | en Ya Ben — Aman, ne yorgunum İ karıcığım, Hemen gidip yataca Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbam 24310 ” ABONE ÜCRETLERİ: Hariç için Düzceden bildiriliyor: — Bu civarda Bakraz köyünde çok feci ve kanlı bir cinayet işlen- delikanlı vuruldu. Hâ “e bir kız kaçırma yüzünden ikamet ve iaşesi temin edilecek ve bn e köyünden Abdullah | ğin Mehmer isminde - yaşlıca | Gana ya bir adamın 15 yaşında Huriye | müracaatı. isminde bir kızı vardır. Olduk- 5 : ça güzel, fakat ağır başlı olan Bir daktilo Hanım bu kızı ayni köyden Mustafa aranıyor 50 lira ücretli. Dördüncü Vakıf | oğlu Murat isminde bi mektedir. Muvat sevdiği kızı ba | han dördüncü kat 1 - 6 numat basından birkaç defn istemiş, | müracaat. fakat kız henüz evlenme çağı: | , 5p9 -— Gsküder Çinili Da gelmediği için babası da ta- | Çep mezunlarından 20 li lepleri reddetmiştir. Murat bu- | hangi iş oluran yapar taşraya gi na rağmen kızdan vazgeçme- | der. ö Di miş ve güzel Huriyeyi kaçırmı | 540 — Üsküdar Çinili ” fa karan vermiştir. Bu Lara eee öeükmzimeği Bı cebren tatbik sahasına geçir | ile memuriyet arayor. mek istiyen Murat, arkadaşla 541 — Beyoğlu Tepebaşı cad- imdan Mustafa oğlu Ali, Ah- | desi No. 34 İsmail m, terzi» met oğlu İbrahim, Mustafa oğ- | dir. herhangi iş olursa yapar. Bul lu Halil ve Mustafa oğlu İş-| Seren Tomence ve türkçe — okur mail isminde dört köy delikam | 70790: '? erayor. lısını yanma alarak bir gece kı- zın oturduğu eve taarruz etmiş tir, O sırada Huriyenin babası | evde olmadığı için beş delikan- lr hiç bir mani karşısında kal- mamışlar ve evin kapısını kola | Beyin kitap | zika kırarak kızın yanma ka- halinde çıkan ar çıkmıya muvaffak olmuş- lardır. Fakat bu sırada genç kız | “en am acı acı feryat etmiye, etraftan Göz yaşları g imdat istemiye başlamıştır.Beş | Bütün kitapçılarda vardır larından birile usulu bilenler şayan tercih iyi bilmek şarttır. Emin ve muteber bir aile nezdinde Yarın akşam ELHAMRA SİNEMASI “ADALAR ŞARKISI” filminin büyük yıldızı li EE AN Rl e şarkılarile, danslarile, kitaralarile... Arjantin'in muhteris muhitlerinde cereyan eden Kırık Kanatlar müessir ve ahenktar muazzam filminde takdim ediyor. Türkiye için Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 las. ruştur. Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- #uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke- zinden verilen malümata göre, bugün hava bulutlu ve şimal is- tikametlerinde hafif rüzgârli 0- larak devam edecektir. 12-11-9332 tarihinde hava taz- yiki 768 milimetre, srcaklık en fazla 17 ve en az 12 derece idi. Bizim hayatımız hep böyle ti. Benim beyaz dediğime, o İ siyah dedi, benim sıcak dediği / me. o soğuk dedi. Bir gün bu İ sıcak, soğuk © münakaşası yü zünden romatizmaya yal dı. Haydi bakalım, doktordan doktora! O doktoru beğenmez, bu doktoru beğenmez. Nihayet son doktor bir ilâç verdi. Gün- de yalnız bir kahve kaşığı al” nacaktı. Nasılsa daha ilk gün- den doktorun bu tavsiyesini u- nutmamasını ihtar etmek gafle tinde bulundum. sun diye şişenin bütün muhte- viyatını birden dikmez mi? Telâşla: — Ne yaptın? diye koştum. — Ya! dedi. hergün bir kasık ıkmaz ELHAMRA sinemasında Mevsimin en büyük Viyana muvaffakiyeti ARIN SEVGİLİSİ Asri opereki.. Martha Eggert ve Leo Slezack MELEK sinemasında i NORMA SHEARER ER | KADINL Müesir bir mevzua Mutallaka (Kadın hayatı) Zengin filminde tarafından İlâveten: Gazi Hazretlerinin Millet Meclisindeki nutukları ve Paramount Jurnal dünya havadisleri İN Etem İzzet Mefhumu yım, değil mi? Sen benim ça. buk iyi olduğumu istemiyor- — Aman karıcığım, bu ak- sam şöyle kanlı kanlı bir biftek | Yiyelim, O akşam biftekten manda bü tün sebzeler sofrada. Canım o gece sinemaya git- mek istiyor değil mi? hepsini birden içtim, Yarın vE ğa kalkayım da gör.. — Yahu, dedim, sen deli mi sin. nesin? Kendini zehirleye- ceksin. Nafile yere canma kıyı- İ yorsun. Bu Çarşamba ulışamı MELEK sineması, yıldızlarm yıldızı LIİLİAN 15 Teşrinisani salı günü saat 18 de matine olarak Fransız Tiyatrosunda Meşhur Parisli Piyanist FRANÇOİS LANG tarafından ikinci bir konser verilecektir. Müstesna bir program Gişeler her gün bilet satışına devam etmektedir. refikimiz. ll davete baş- lamıştır, Vadettiği mükâfatlar bana bile güzellik müsabakası- na girmeyi düşündürdü. Lâti- fe bertaraf, umuyorum ki; ge- çen seneki kraliçenin güzel talti bu sene bu işe rağbeti arttırır... Dün karielerimden birisi bu işe dair bana bir mektup yaz- mış. Bu mektupta öyle bir sual var ki; cevabını ben veremiyo- rum, Okuyucum diyor ki: “Cümhuriyet gazetesi bu mü sabakaya gireceklerin haiz ol- maları lâzım gelen şartları sa- yarkan yaş, bekârlik ve saire den başka en son şart olarak “namuslu olmak” diyor. Bugün dünyada namus mef- humu, ık. memleket ve âdet değiştikçe değişen bir ölçüdür. Bizde bugünkü namuslu kadını on sene evvel görenler ağızla- rma geleni söylerlerdi. Hattâ bugün şu ve bu şehirler arasın da kadının namusu hakkındaki telâkki ayrıdır.. Ben namuslu bir kızım, Fakat Cümhuriyet gazetesinin bu telâkkide benim ile beraber olduğunu bilmedik- çe oraya gitmem. Hem ne olur- sa olsun müsabakaya girmek i- çin müracaat etmiş bir kadına “efendim! siz namuslu de b üilsiniz” diyebilecek o han. delikanlı bu feryatlara kulak | asmamışlar ve Huriyeyi kolla- rından tutarak dışarıya sürükle mişlerdir. Bu sırada kızın fer- yadına yetişen komşu erkekler | sinde bir saat sonra yakayı ele mütecavizlerin üzerlerine git- | vermişler, hepsi de & Adliyeye mişler, kızı ellerinden almak is- | teslim edilmişlerdir. Genç kız temişlerdir. Fakat bu vaziyet | bir kılına bile ziyan gelmeden karşımda Muratla arkadaşları | kurtarılmıştır. larını ve & ncalarını çö : kerek güzel Huriyeyi kurtar. | Bir hılkat garibesi mak istiyen komşu delikanlıla- | ERZİNCAN, 11 — Hasan- | kalede marangoz Şamil usta” rın üzerine saldırmışlar ve iki- nın zevcesi mandaya benziyen sini ağır surette vurarak yere devirmişlerdir. Vurulanlar Ali | tek gözlü garip bir mahlâk de- gurmuştur. oğlu Mustafa isminde iki kişi- dir. Muhtelif yerlerinden bıçak | Bu garibenin başı bacakları ve sair diğer bazı uzuvları ta- ve kurşun yarası alan bu iki de- Kikanlı ölüm halinde yatmakta | mamen mandaya müşabihtir. dır. Şerir delikanlılar bu cina- | Doğuran kadının ahvali sıhhi- yeti işledikten sonra kaçmış- | yesi iyidir. fakat mahlük doğar İar fakat şiddetli takip netice- | doğmaz ölmüştür. ».z Ertesi sabah kalktığım za- | man, felâketi gördüm. Bizim karı mosmor, kas katı, yatağın | da yatıyor. Eyvahlar olsun. öl- dü dedim. Kalbini o yokladım. Atmayor. Eh, insan da başka türlü ölmez ya. Mürailiğe lüzum yok. İçime bir teessürle (beraber ferahlık | ta gelmedi değil.. Serbest haya ta kavuştuğumu (düşünerek, şöyle hafif tertip seviniyor. dum, Sen misin sevinen! Bütün ha yatımızda biribirimize aksi git- tiğimizden olacak, ben cenaze hazırlığında bulunurken. bir sa at sonra karının vücudüne ha- reket gelmez mi? Kaskatı vü- cut yumuşadı, morlük yavaş ya oldu. En sonundada ünü açtı. ii hâlâ dipdiri, sapasağ- lam, başımda zebellâ gibi yaşı. yor. gitmesinler... e Umarım Cümhuriyet O gazetesi namus mefhumunu bize izah edecek- tir...” Ben bu işte tamamen bitara- fem, amma mektupteki sual haksız değildir. (Ek) ile bitenler!.. (Bir kız okuyucum) (ek) le biten kelimeler hakkındaki yazıma cevap vererek bulduğu bazı kelimel, deriyor. Bul duğu kelimeler içinde “kek” gi bi bazıları esasen uygun değil, çünkü bu kelime “keyk” diye te İffuz edilen İngilizce bir keli- medir, (dümtek) gibi bazısı da tek kelime değildir. Fakat şunlar fena değil: Pek, zenberek, gerdek, tüm sek, dönek; şek; şişek; erdek; gülek (bunu bilmiyorum); en- cek; vüksek; engerek; siverek; ödek; enek (bu ikisini de bil- miyorum) çek; destek; titrek. Bu akşam kararımı verdim: Görüyorum ki; bu çeşit keli. i — Sen ölme, yaşa, emi? diye me oyunu tutulacak. Yakında | <eğim. bir müsabaka açıp karilerden | Bakal, muayyen bir şekilde kelime is- | teyeceğim, Buna intizaren ara» larında bu oyuna başlasalar fe- na olmaz, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Bu akşam saat 21,30 da Pazartesi Perşembe Komedi 3 perde Esrarengiz mevzu Mühiç hadiseler Mükemmel bir tarzı temsil. Harik Otomobil Sirgortalarınızı Galatada Ünyon hanımda kâin. ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanıyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır- mayınız. Telefon: Beyoğlu 4886. Hayat Kaza ve « Önümüzdeki hafta operet- lere başlanacaktır. Tenzilâtlı gece yoktur. Üç sant opereti için bilet- ler şimdiden gişede satı maktadır. BRİGİTTE HELM MAVI TUNA filminde ölecek mi? — gi makam vardır? Bu salâhiye- kendinde gören bir üesie ZAYI — 964 sicil numerolu araba- cılık ehliyetnamemi zayi ettim. Ye. isini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Nazmi, ZAYİ — 886 sicil numerolu araba- ılık ehliyetnamemi zayi ettim. Ye- | nisini alacağımdan hükmü yoktur. FELEK | Ahmet Çavuş. ÂDEM ve HAVVA Ha, evet, deniz.. Ben Denizi Pa ... miş M Masel eni dum: — Ben Denizi çok seviyorum. © çok seviyorum. ç Bütün bu çocukluklar annemi korkutuyordu, şuurumu kay- k mn delirmemden A iği aşikârdi. © — Bazen okadar dalgın oluyor, za- ermedi bile okadar karıştırıyorum © Meselâ, hatırlıyorum, bir defa — eblama: — Abla, bugün denize girmi- yor musun? demiştim. — Sen çıldırdın mı, Cahit? de- di. Hiç kış ortasında denize girilir 0 mir, | Çıldırdın mı?. Bana bunu soru- yörlardi... Çıldırıyor muydum haki 5 katen? — Abla, ben çıldırdım mi yok- sa?, Ağzından kaçırdığı kelimeden Yaşar Nabi lam hatasmı tamire kalkışıyordu: — Çocuk musun? Ağzıma öyle geldi de söyledim. Bunu da nere- den çıkarıyorsun. Biraz ateşin faz la; hep onun tesiri, Uyu biraz, sü- kün bulursun... Uyumak, evet, rahat, sakin, rü yanı bir uykuyla uyumak. İyice yusam. biliyorum ki, kendime ge- lebileceğim, fakat kabil miydi hiç? Gecelerim mütemadi kâbuslar için de kıvranmakla geçiyordu. “Hiç er uy okadar sık sık uyanık çi farkına varıyordum ki bu uyku nö- | betlerinin pek az devam ettiği mu- bakkaktı. Annem, ablam, bu hastalığın devamınca nekadar çok üzüldüler. Fakat benim ıstırabım okadar faz- bu üzüntül ti kendimde bulamıyordum. Istırap insanı çok hodbin yapıyor. Mütemadiyen Denizi düşü ine sebep ol- | duğum için onlara acıyacak kuvve | bir ümidim kalmamıştı. Bu düşün- İ ceye kendimi nasıl alıştırabilecek- tim, Onunla ayni şehirde yaşamak | ayni havayı teneffüs etmek ve onu görmek, onunla konuşmak imkânı i Saim bilmek. bu ne feci bir seydi. Acaba kiminle evlenmişti? Me sut muydu? Kocasını aldatacak mı idi?. Genç kızlıklarında çok serbest bir hayat yaşamış nice kadınlar ev sonra bir sadakat timsa- li olmuşlardır. ilk adam olan kocalarını aldatan nice kadınlar da vardır. Onun için bir hüküm vermek kabil değildi. Deniz ve kocası hakkında taf- silât elde etmek istiyordum. Bunun için de yataktan kalkmak ve malü- mat alınabilecek menbaları aramak lâzımdı. Bu arzu bende o * derece kuvvetlendi ki tamamile va olduğuma kendi kendi tim ve yataktan kalktım; ha gi iyi ediyor. ma evvelce bir ticeret- e çalışan bir arkadaşını tak- dim etmişti. Evvelâ o hatırıma gel di. Ve o zamana kadar gene bunu düşünememiş olduğuma hayret et- tim. Derhal mağazaya koştum ve hâreketimin garabetini ve gülünç olduğumu bilmekle beraber Deniz. rica ettim. ız, hiç çekinme- fikir beni çocuk gibi U sevindi bazen insanı bir doktordan çok da | 1zca; den bildiklerini söyledi. Deniz mirliva o müteksidi Şeci Paşa ile evlenmişti. Paşa bir sene- denberi ve annesini bu izdivaca ra- zı etmek için uğraşıyormuş. AÂn- cak iki ay evvel deniz “peki!,, de- miş ve gene onun ısrarı üzerine a- ime taoson gi den, onun o müstehzi örme. gördüğüm zamandanberi müthiş bir intikam arzusu vardı. Aşkım hiç azalmamıştı. Gün geçtikçe da- ha fazla da artıyordu. Bununla be- raber Denizin iri gözlerinin yaş- ln dolduğunu, gurunun kırıldığı İni, istırap çektiğini görmek beni | öyle memnun edecekti ki! Bana in safsızca işkence etmişti. Elime fır sat düşünce insafsızca intika İ alacaktım. Hattâ bu. bana bir yemi malolsa bile! Ve hep şünüyordı lum. İnti- e almak için bir | fırsat, bir fırsat diye. ©o0|0 Evvelâ kabil mi? diye tereddüt et- tim, sonra düşününce pek âlâ ka- bil olduğuna hüküm verdim. Denizden intikam © almak için Süheyl ile evlenmek! Bu, onun için, ne büyük, ama ne i korkunç bir darbe olacaktı. Sevdi- ği ve terkettiği erkeği bir gün da- mat olarak karşısmda (görmek. Bundan daha kuvvetli bir işkence aleti olabilir miydi?, Düşündükçe, bu fikir dimağım- da daha sabit bir hale gelmeye baş ladı. Adeta önümde hiç bir müşkü- lâta tesadüf etmeme imkân yok- e gibi muvaffakıyetimden emin Süheylânın nasıl bir kız olduğu nu bilmiyordum. Ya çirkinse, hiç hoşlanmadığım bir tipte. meselâ çok şişmansa., Neme lâzım, diyor dum. Her şeyini her şeyi göze ala- caktım. Tek Denizin gurunu ayak- larım altında çiğniyebilmek için, Ya Paşanm kızı başka birini se viyorsa ve benimle evlenmeyi ka- bul etmezse. Evet, bu ihtimali de hesaba katmak lâzımdı. Bu takdir- de bütün ümidim mahvolacaktı. Bana Deniz ve kocası hakkında malümat veren Denizin arkadaşı - tuhaf değil ızcağzın ismin de unutmuştum - Şeci Paşanın Eren- ti. İş bu surtele kolaylaşı Hemen dayımın evine gittim, Pİ zim İclâle Şeci Paşaları tanıyıp 1” nımadığını sordum. Çok iyi tandi ğını ve Süheylâ ile sık sık görüt tüklerini anlattı, Az kalsm sevi” cimden boynuna sarılacaktım. Sü” heylâ, sarışm, orta boylu, güzele bir kızmış. Tahsili yüksek değilmi biraz piyano çalarmış. Sanki bütü" bu teferrüat beni alâkadar edermi gibi, Asıl mühim süalimi: Sübe?” lânm birini sevip sevmediğini s0” dedi, Sonra atıldı; onunla ne bu kadar meşgul oluyorsun, anl#” miyorum, Lüzumsuz süallerin önüne g9* cek bir tavırla; — Sen karışma, dedim, söy bakalım, beni Süheyliya ne zama takdim edebilirsin?. a İciâl hayretten hayrete | düfÜ yordu: — Hiç tanımadığın, kumral VE ya esmer mi olduğunu bilmediği” bir kız neden seni bu kadar dar ediyor.. Meraktan çatlıy: ğım, Denizle maceramızdan gole biç haberi yoktu. Bu itibarla sırf, keşfedemezdi. e Esrarengi

Bu sayıdan diğer sayfalar: