m umdesi kei tir 21 T.EVVEL1932 Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi; İst. Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müdür: 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLER Türkiye için o Hariç içini LE EE 3 aylığı 4— 8— 6 . 10 4— >, 4— » İdorehane: Gelen evrak geri verilmez Müddeti geçen püshalar 10 ku- ruştur. Gazete ve matbanya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların me- “uliyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy Askeri rasat civarında şiddetli yağmurlarla Bugün hava bulutlu ve rüz- gürle (rüzgârı şiddeti azala- caktır) olarak devam edecek- tir. 20/10/932 tarihinde hava) Gazeteler Bartında bir ku- | » yudan gaz çıktığını ve her gü! tenekelerle halk gaz çektikle | rini yazıyorlar, Bundan yirmi beş otuz sene evvel bizim bah- çedeki kuyuda da böyle gaz çık 5 mıştı. O zaman bütün mahalle. © Hi babam merhumu tebrik etmiş tiler. Bizim kuyudan da gaz te- nekesile çekilen suyun yüzüm- de dört parmak petrol vardı... Anilece sevindik, hem nasıl se. © vindik!... Lâkin iki gün sonra bitişikteki bakkal haber verdi: Dükkânın bodrumuna koydu ğu yirmi teneke gaz bitmiş... ru © tubetten tenekeler (delinmiş, petrol toprağa topraktan ta ku- yuya sızmış. kuyu civarına da Bartındeki bir baksalar fena olmaz... © Yanık mersiyeler Balkan oyunları dönüşü yine bazı hamiyetli muherrirlerin © çala kalem etrafı kesip biçmele © rine sebep oldu. Ben bu işteki alâkadarların en başında (Fe- derasyon reisi sıfatile) £ geldi- © Bim için bu mağlâbiyetten be- © nim duyduğum teessür her hal de gazeteci arkadaşlarınkinden © aşağı değildir. Şimdi eğer bu zatların bu a- cıklı feryatları her mağlübiyet- te işitmeğe maalesef alıştığı mız yanık helvacı mersiyelerin ; den değilse bu zatlar hı Türk NE izidan gazel çı. kalı bir asır oldu. Türk musi kisi halâ gazel okuyor. Fıkra sahidi Bir zaman Paı ze İstanbuldan bi, meşhurdur. sefaretimi- am yolla- | mışlar Pek Ebussuut Efendi torunu olan imam efendi Fatih teki çifte baş kurşunlu medre- seden kalkıp Paris gibi mede- niyetin kumkumasına gidince şaşırmış. Zor zahmet sefaret- haneyi bulmuş ve çok şükür İ dil bilir vatandaşlarına kavuş- muş. İmam Efendiye bir oda | göstermişler. Öğle olunca da kâtiplerin, ataşelerin sofrası» na davet etmişler. Etmişler ama, İmam Efen- diyi aradınsa bul. Küfür di; rında her hangi bir yemeğin i- | çinde domuz eti bulunması ih. timalini hatırlayan İmam E- fendi beraber getirdiği sucuk- la kaşer peynirini yemek için | en üst kata, hizmetçilerin daire İ sine kadar çıkmış. İmamla başa çıkamamışlar. Ve ona binanm en üst katında ki çatı arası odalarından birini vermişler. İmam Efendi orada yemeğini kend. O pişirme Ze işini kendi görmeğe, ve hav İusuna. mestine cübbesine kâ. fir eli değdirmemek için hizmet çileri de yanıma © sokmayarak çifte boş kursunlu medremese. ki hayatını Pariste de sürmeğe başlamış. Bir hafta on gün böy le geçmiş. O zaman Paris se- faretimiz Şanzelize üzerindeki bulvarlardan birinde imiş. İmam Efendi her akşam er İ kenden yemeğini yer, kavuğu- nu devirir, dışarı ayak atmadı. rında bir defaya mahsus olmak üzere zahmet edip alâkadarlara gelip gazetelerde el âlem 5- üne döktükleri hırpalayıcı sual leri şifahen sorarlar. Vakın Tür kiye atletizm — birinciliklerini görmeye tenezzül etmiyen ve ezbere mütalealar yazan zevat için bu iş pek kolay yapılır sey değildir. Fakat atletlerimizin Balkanlardaki geri mevkilerini gazetecilikte de onlar işgal et- | İ mek istemiyorlarsa bu söyledi- | Kim yolu tercih eder bu işin hâ kikatini bir de hiç temas etmek istemedikleri tarafta ararlar, K. N. Beye — Dürüst mektubunuzu al- dım. Size müspet cevap vereme diğim için müteessirim. Hür- metler. Lâmi imzalı mektup sahi, bine: Mektubunuzun edası mimiyet göremediğim g tu na attığmız imzanm hakiki ol. madığına kail olduğumdan onu “Milliyet” e koymadım. Eğer | hakiki hüviyetinizi açıkça ya- zarsanız mektubumuzu derçte mahzur görmem. FELEK “Milliyet, in edebi romanı: 2İ ROMAN © — o San'at korumakta ihtilâller, — aristokrasileri. saray ve hanedan- ları geçmelidirler. kıymetlendirilmiş kıy- metsizliklere karşı isyan, kıymet” 'sizlenmiş kıymetlere | karşı hür- “mettir, Size bu mektubu Fatihin bir 'atkârın ıstıraplarını dinle- yiniz, diye yazmıyorem. Etrafını” za bakınız, zevksizliğin. iksi liğin hayatı hattâ inkılâbı ne hale soktuğunu görünüz. © Zevk.. zevk.. akıl insanın ya- rısı, zevk öteki yarısı. belki daha fazlasıdır. Bir fikri zevk güzelleş- tirdiği içindir ki san'at dinleştirir. — Bir yeşillik isterim. İşte bir fikir... Arnavut labna © Bostanı, Alman çiçek bahçesi Ya” par, işte zevk! İnkılâbınızın belediyeleri kart- postalı resim yerine asiyor; hey- © keltraş yerine, (oucuzdur. diye- mezar taşçısını © seçiyor, Oduru — valdızlavana san'atkâr o divorsu- LİLA SUMA Sİ LEŞRİNİE) na çıkar bol bol gazel, mani, ilâhi söyler. Şol cennetin ırmakları | Akar Allâh deyu deyu! Yahut ta Gönül ki alkana boyandı Şarabı neyleyeyim! Ciğer ki ödlere yandı Kebâbr neyleyeyim! Diye yanık yanık ilâhi okur çok defa da: Medet, medet, medet aman aman! diye gazel söylermiş. Sefarethanenin komauları ak şam sabah böyle: — Medet, medet, aman a- man! diye feryat den bu ada- sarkı, det) i ini kendi dillerince: — Mes dettes (borçlarım) manasında anladıkları için bir olup bir kaç frank toplamışlar ve kapıcıya gelip: — Yahu, demişler, sizin ça- tı altmda bir fakiriniz var, Her akşam borçlerım, borçlarım a. man aman diye feryat ediyor. Zavallı anlaşılan o borcundan pek sıkılıyor. Şu naçiz hediye- yi kendisine verin de artık şi- kâyet etmesin! Yar aman. medet aman, ec- nebiler için belki gülünç o bir feryattır. Fakat bizim musiki. miz için artık iğrenç bir hal mıştır.İpe sapa gelmez aman a manların Cümhuriyet Türkiye si san'atinde yeri olamaz. Bu fen ve ilim asrında musikinin de bir teknik (ölçüsü vardır. Sarhoş kafaları bu çembere 80 kmak ve Türk musikisini alay h halinden kurtarmak lâzım- dır, Meyhanelerde £ ayyaşlara bir kaç kadehdaha içirmek.beş on tabak meze artığını (odaha yutturmak için miçolara tem. po tutan musiki Türk cemiye- tinde yer tutmamalıdır. Ikına rkına bağıran gazelci- İ ler Arabın (yalelli) sine benze- yen bu (aman aman) ları bırak madıkça Türk musikisi Yeniçe ikten kurtulmıyacaktır. Ra- kı âlemlerinde ( şakır da şakır göbek attıran (o havaların bile temposunu değiştirip Smokin & bir devirde ahlı — oflu, | medetli, yaheyli gazellerin ma pası kalmamıştır. Yeni Türk Cemiyeti içinde gazel ; elektrik devrinde bed- baht bir mum gibi isli isli tütü yor, Türk edebiyatından (Gazel) modası geçeli bir asır oldu. Türk musikisi hâlâ gzel o- kuyor.!, Türk musikişinasla rafını öğrenmiş genç lar mesleklerine musallat olan İ bu kaldırım gazelcilerinin zor- balığına nihayet vermelidirler. Her mesleği etrafında böy İlle kırntıdan çöplenen dilenci Bin espri döküyor. ruhlu goygoycular bulunur, E- debiyatçılar da bir zamani T: vukpazarı şairlerile uğraştılar, Nihayet köklerini Ukuruttular. Genç ve san'at sahibi musi naslar da bu mücadeleye meli ve müsikiyi kaldırım yay- garalarından kurtarmalıdırlar. Ve bunlardan evvel Maarif Vekâleti, Dahiliye Vekâleti memleketin odukça (yüksek bir inkılâp propaganda merke- si sayılan (Radyo) dan işe baş lamalıdır. Radyonun neşir kuvvetini | kendi aleyhimize kullanıyoruz. | Memleketteki fikir ve — san'at inkılâbını biz yarı resmi bir a. | ğızla radyonun her larafta işi- tilen sesile kendimiz baltalı- yoruz. O radyo ki yalnız erkek gazelcileri değil güfte taksima tı, ses akorunu beceremeyen | bazı kadın hanendeleri bile sık j sık: — Aman aman diye ciyak ciyak bağırtıyor. Dünyanm fikir ve sa yüksek bir. ii her tarafında terbiyesi için en de merkezi 0- İarak kullanilan © radyoyu biz Padişahlık devrini. — enderun Dağimelerini ve meyhane feryat | larını hatırlatacak bir medrese | bacası gibi tüttürüyoruz. | Memleketteki dil inkılâbı. nın resmi veçhesini büyük nut- | ku ile gösteren genç Maarif Vekili Reşit Galip, ve Türk in- kılâbının çetin bir cephesi olan Dabiliye Vekili Şükrü Kaya Beyler radyonun dil, san'at ve musiki hareketlerinde ne yük bir propaganda alt oklar | #unu bizden daha iyi takdir e- | derler. Şimdiye kadar ihmal e- dilen, rasgele ellerde bırakılan bu fen mahsulünün kudreti israf etmiyerek, hattâ milli (i- | kir ve san'at hareketlerinden aykırı yürümesine meydan ver | miyerek derhal tedbir almak zamanı gelmiş. hattâ geçmiş. | tir bile. | Burhan CAHİT TR | Bugünkü Proğram | ISTANBUL — 18-19,30 saz (Ve | din Riza hanım, Belkis hanım); 19,30 - 21 orkesira, 21-22 saz (İmci | H. ve Eliza H.) BÜKREŞ (394,2 m.) — 19,10 rad yo orkestrası, 20 müsahabe, | 20,40 | gramofon, 21 radyo orkestrası, 21,30 | konferans, 21,45 şarkı, 22,15 konser, 22,45 radyo jurmal, BUDAPEŞTE (550,8 m.) — 18,15 stenoğrafi ders, 18,45 salon orkest- rası konseri, 20 konferans, 20,30 0- peradaki temsilin nakli dis, gramofon, dans m. LONDRA (355,8 ım. kestra, 22 komedi, 23 orl seri, 12,35 dans musikisi. | PARİS (172 m.) — 21 büyük! devletlerin teşkilâtı ve Veimar kamu. | mu esasisi hakkında konferans, 21,20 | orkestra, 22 konser, 22,40 yemek ha | berleri ROMA (441,2 m.) — 20,15 hava: dis, gramofon, 2145 musikisi kon- ARTİSTİK sinemasına gitmelidir. Bütün seyircilerin kahkahadan kıvrandıkları bir sinemaya gir- mek çok sevimlidir. Siz de bü- tün sılamtılarınızı gidermek ve kahkahalarla gülmek isterseniz > Mary Glory'yi ÖSYÖ MÖSYÖ, MADAM ve BİBİ filminde mutlaka görünüz. Bu film, MARY GLORY'nin şimdiye kadar gördüğünüz film lerinin en mükemmeli ve sesli sinemanın bir harikasıdır. İlâveten her akşam: Maestro POLTANSKI nin tahtı idaresinde 12 kişiden mürekkep bir orkestra bu fil. min parçalarile adapte edilen nefis havaları çalacaktır. Mile, LİLİ tarafından İSPANYOL DANSLARI OPERA”da Betty Amann ve Henry Kendall garip sergüzeştler filmi ŞANGHAY YOLUNDA FOX Halihazır İlâveten : Dünya havadisleri, Fransızça sözlü ZAFER ilmi, müessir, dramatik ve mü- hiç hadiselerle dolu bir filmdir. Mümesi Sehhar BRİGİTTE HELM Andre Luguet | ve Jcan Gabın İl! ALEMDAR sinemasında iki muazzam sesli ve sözlü filim birden nlar oteli çil: FRİTCH tarafından ve FRAKLI ADAM Fernand Gravey ve rnon tarafından 2-4-6, Suvare 9,30 te seri, 22.30 komedi, 23 konser, 23,35 |” havadis. VARŞOVA (1411 m.) — 19 dans musikisi, 20,30 şüun, 20,45 radyo jurnal musikisi müsahabesi, 21,15 senfonik konser, 22,40 havadir, dan: üzel san' sene- | güzel zengin olduğu, Ford Yirmi serisi: lerin hakkını çalarak VİYANA (5172 m.) — 20,25 rad yo jurnal, 2135 şarki, 21,10 komedi. | 23 son haberler, 23,15 akşam kons ri | yorum? Siz Türkler, siz kadıpsey- mesini. Bugün şehrimizin bütün sinema meraklıları Melek ve Elhamra sinemalarında büyük bir muvaffakiyetle gösterilen SENiNLE Bir SAAT şahezerini görmeğe kosacaklardır. Baş rollerde Maurice Chevalier Pierr Filme ilâve geli Jeanette Mac- Donald Lily Damita ; Paramount güzetesi — Rus futbolcularının şehrimize Sennslar bugün ELHAMRAda 10,45. MELEK'te 11 de başlar Dün akşam: GLORYA sinemasının Müsameresinde: Bütün Salon Halkı Gala HUGUETTE DUFLOS ve CHARLES BOYER'i Fransız filmlerinin en müessir ve en fevkalâdesi olan MARY DUGAN'IN DAVASI filminde candan alkışlamıştır. Halırasını hiç bir zaman unutmayacağınız bir isim KARIM Olacaksın İki sant mütemadi kahkaha Davetler Malâlleri davet Harp malâlleri cemiyeti umu- | mi merkezinden: 29 teşrinievvel Cumhuriyet bayramı merasimine geçen se- neki gibi harp malülleri de işti- rak edeceklerdir. İşbu merasim | için lâzım gelen fevkalâde ha- zırlık yapılmak üzere bilimum arkadaşların 25/10/932 salı gü nüne kadar her gün Vezneciler hal teşrif buyurmaları ehemmi yetle rica olunur. ÖLÜM Hikmet Paşanın refikast hanimin pederi, Viyanada Watt - Kremenez ki ampur fabrikası direktörterinden M. Sigmund Sehweitzer | vefat et- İ miştir. Kendilerini taziye ederiz. Meclis reisimiz Glorya sinemasında Medlis Reisimiz Kâzm Paşa Hr dün Glorya sinemasına giderek, bu* susi bir seansta Trader Horn filmi" ni seyretmişlerdir. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Matine saat 15,30 ve Suvare ast 2130 Yazan: Falih Rıfkı nuz. Evlerinizi Macar köylüsüne alaca bulaca badanalattıktan son- rai — Tıpkı kâğıt, sanki dıvar kâ- ğıdı... , diye öğünüyorsunuz. ahlâk, hatti na- ir kaç sene este * tik kelimesi ile değiştiriniz. der- dim, Babam anlatırdı. İngiliz zırhlı- — Nea gidiyorlarmış. Ge- iden çıkacakları gün. birkaç kişi İngilizlere zarar olsun diye özür bularak, havlu peşkir örtü çalmış- lar. Kaptan bir kaç kişiyi çağırıp sıralamış, demiş İşittim ki rkeedlikisiniz bü yük adamlarmış; belli başlı kimse lermiş. Ben size namusluluk iddi- asımda bulunmayacağım. Belki bu gemiyi çâlabilirim, fakat O havlu çalmam. Çünkü çirkin bir şeydir. Gazetelerinizi açınız. bakınız: Hoca Nasrattin kaç sene yaşamış" tır? Her halde senesine ya bir, ya iki espri düşüyor. Bizim muhar- rirlerin her yep üçe senede dir hep bir modelin gibi, çinkodan! Niçin? Zevk mese. İstanbul şehirciliğini tenkit e denleri haklı yorsunuz, fikir. Gözönünde bütün peyizajleri fuk çizgileri sönüp o gitmektedir. zevk. . Yedi kat apartman, Zum yumruk gibi suratınıza çar- yedi bo- İ pıyor, Yedi katlı ev. iki katlı ev nazariyesini biliyorsunuz. fikir. duymuyorsunuz, Tanzimattan sonra Osmanlı ev giren (ousta döşemeciler bütün estetiğini yok ettiler. Şimdi gene o cins kalfa dular, belediyeniz beton ve demir- le bozuyor. . Geçen gü: — Üsküdarda imar faaliyeti... diye bir havadis başlığı okudu. de vakit, yüreğime iniyor san- um: — Eyvah o da bitiyor, o da Be yoğlu. o da Galata; o da Samatya oluyor diye inim inim inledim. Dahası var, Banvo mermeri müteahhitleri deliliğe çılgınlığa... » — Oeh.... Ki Ben elimde çelik çekiç ve ka- lem, bunalıp inlediğim zaman. İşte bütün dünyada © sokakla kafa gbi iki korkunç tezadı kucak laştıran asıl tezat! San'at ve fikrin yazınız!, e ayrılan madam.. oğaziçinin öyle yer- a aşağı manzara, kartpostal gibi, © kadar basma. o kadar değişiksiz görünür. Madam Cecat'la tamş- tığıma köşk böyle tepelerden biri- nin yamacındadır. Uzun parmakları ile kumral saçım şakak köklerindeki beyaz- ları örterek, şezlongu üstünde bir daha doğruldu: — Sevmek ona derler ki düşün. meyeceksiniz. Aklınız kapalı, zünüz kapalı. yalnız gönlünüz a çık.. — Buna hayat denmez, madam, i iraz daha uzatabilir- alarım bile... — Aşkta düşünülmez. Mösyö. — Akıl da, tuz gibi, kendi başı- na kullanılmak O için değildir. Her şeye karıştırılabilir: Hisse de, ihtirasa da. göz yaşına da, hattâ ıstıraplarını — Biz mi? — Evet siz.. Bilmem nasıl de- meli, siz kadın yersiniz. İşte ben Türk kocadan yeni. ayrılıyorum. Yedi senelik ömrümden ne hatıra kaldı. biliyor musununz? , Eti üstünde iki sıra diş; tünde ağız soluğu — İşte nesir, hem de ir.. Siz erkekte bu dişleri, bu solu- — Şüphesiz... i bulduğunusdan daha fazlasını a- rarız. Bu. bizim dişiliğimiz. bu bi- zim cinsimiz, fakat öbür tarafta ya kadınlığımız, ya insanlığımız? işte sizde bunu bulamayoruz. Ha- rem” de bunu kaybediyoruz. — Pierre Loti öldü. Madam. —— Harem ölmedi, Mösyö. se lâmlık ölmedi.. Harem dediğiniz. nedir, kafes mi: peçe mi kaçg: mü? Türkiyede kadm, yalnız a ya denir, Kadın ancak çenesi sark- tığı, yavruları dizlerini doldurdu. duğu zaman kümesliliklen çıkar. Bir salona erkek girince,kadınları nızm daha yarısından fazlası aya” dikilen bakışlara dikkat ediniz Bir çoklarınızın avucundan, tokatladı- la kele ri si nöbeti değil, kalp hastalığıd Harem - selâmlık; iki ayrı ev, iki i ayrı duyar mıdır? yrı ahlâk, iki ayrı ns” ayrı wz, iki ayrı terbiy& iki ayrı hayat, yrı felsefe Erkek Flörtü ahlâk, kadın flörtü ahlâksızlık. erkek sokağı nam kadın sokağı namussuzluk. hangi” niz bir başka kadını tecrübe etme” diniz, hanginiz sizin olmayan” ir kadının tecrübesini bile ho ü Erkekler © saltanat! — Madam; haremi böyle geni$ lettiğiniz vakit onu Fransada 49 buluruz. Kaldı ki biz Frans” seversek te onu kadınımızda ist€“ meyiz. — Karılarınız sokağa Frans#” yı aramak için değil, sizinle be mak için çıkıyor. Son asrın bü: kavgası kadın - erkek beraberliği kavgası değil midir? Sizde şu 1” haflık var, ki, siz kadına kendinize hak ve ahlâk diye 9” kağı ve geceyi aryırdığınız kadın da sokak ve geceyi hak rak kazamağa çalışıyor. Gzalığış döktorlağık; veli siz onlara Fransızladan daha #5 lay veriyorsuuz. Fakat bir tü kadınlığı vermeyorsunuz. Ben