MİLLİYET SİNEM Gloria Sıvanson'un kocaları ne diyor? Birinci ve ikinci kocalarına nazaran Gloria Sıvanson Bir kadına kocalık etmiş iki #rkek, acaba ayni kadın için ne düşünüyorlar? İşte Wallace ; bir zamanlar © Gloria Swanson'un kocası idi.. Hem ilk kocası.. Işte Herbert Som- bornbir zamanlar Glorin Swan ğ i. İkinci koca: koca değiştirdi. Geçen aylarda da ikinci çocuğunu doğurdu. Şimdi bu iki sabık kocanın uğu Omeclisteyiz ve loria'dan bahsediliyor. Wallace Berry içini çekerek: . — Zannediyorum ki, çok kimseler bu kadın için yürüttük ri mütaleada aldanıyorlar. Ki misi kokettir, diyor. Mesleği- Bin icap ettiği yerlerde koket olabilir, Bazıları o mükemmel bir iş kadımıdır, diyorlar, Hal- sah ki meteliği yoktur. Bazı ne vâzıları ona meselâ “yi Mur” gibi bir dramın baş rolü Bü veriyorlar. Diğer sahne vâ- zılar; da o Madame Sans Göne Bibi hafif komedilerin baş rolü Bü veriyorlar, Çok kimseler de dört defa evlendiği için bundan “kalpsiz kadın” hükmünü çıka- iyorlar, (Halbuki hakikatte İoria Swanson'un ruhunda serserilik, maceraperestlik var- dır. Ve bu da hoş bir şeydir. Gloria'nın ikinci kocası Her bert Semborn muhterizane iti- Yaz etmek istedi. Fakat Wal- Berry, sözlerinin itiraza dan hoşlanmayan in sanlar gibi kaşlarını çattı: — Hayır, dedi, ben onu sen- den iyi tanıyorum. Benim bildi ğim Gloria Swanson hakiki Gloria Swanson idi. Daha mu- vaffakıyetleri kendisini o ka- dar şımartmamıştı. Açık ve taze ruhlu, idi, kendini keyfine bırakıyordu. Halkı düşünerek eğil, nefsini düşünerek yaşa yordu, Ah, o zamanlar, ne gü- zel zamanlardı. Hatırlarım, bir yaz Gloria meşhur Mack Senett ile bers- Kendisine iki ber çalışıyordu. hafta istirahat tatili / verdiler. Bu tatili nasıl geçirdi. .dersi- niz? Bir türlü bilemezsiniz. O sırada Gloria'nın iler tutar yeri kalmamış köhne bir otomobili vardı” Bu otomobile “Ok” di- ye de bir isim vermişti, otomo- bilini anlaşılmaz bir muhabbet le seviyordu. Fakat sizi temin ederim ki Gloria'da (o öyle bir züppelik ve gösteriş merakı yoktur. Ayağında süvari külo- tu, üştünde buyusakavet ceke- tibütün eşya olarak yanına bir tarak, bir diş fırçası ve bir sa- bun aldıktan sonra otomibiline atladı: Bir hayli uğraştıktan sonra otomobilin o motörünü işlettik. *Ok” un daha yola çıkar çık- maz, tekerleklerinden biri ye- rinden fırladı, Oracıkta ne bu- lup buluşturdu isek: o sayede te kerleği tekrar yerine taktık. Biraz daha ileride, Santa Moni ©o bulvarında karşı taraftan ge muhteşem bir otomobil yıl dırım sür'atile geldi, geçti 'anın otomobili le bi taklak attı. Bereket Bleei ken Vsine bir şey olmadı. Artık bu in ona bir ders olduğunu siniz, değil mi? ne ge 76r? Onun kadar sabit fikirli mler nadir bulunur. inatçı k tçıdır. Bir şey yapmağa arar verdi mi, onu mutlaka Yapacaktır. Haydi biz, araba- jı arkasından ite ite en yakın & er ja kadar götürdük, Ora ki > hemen işe yaramaz ela . ii ka gelen otomobilin kırık dö in tamirine başlandı. Yad sonra'ayni otomobille Şıklık, Bereket versi ka kaza lena lid mesi İ haftayı burada geçirdi. Otomo- İ bilin içinde yatar, konserve yer, , membalar vardı. Türistler bu- rada kamp kurmuşlardı. İki sıcak membalarda gidip yıka- nırdı. | Şimdiki Gloryaya bakınca bu söylediklerime inanmazsınız O zamanlar Glorya, sun'i olan he: şeyden iğrenir ve kaçardı. Halbuki şimdi Glorya Cos- tance Benett'i şıklıkta mağlüp etmek istiyor. emmeyi is- ini elbi: “Kudın ekseriya değişir” bir darbı mesel vardır. Doğru imiş, Birinci kocadan sonra, ikin- ci koca Herbert Somborn şöyle anlattı; — Benim zamanımda ok ıwok yoktu. Glorya o zaman belki daha sade idi. Fakat her halde yaptığı işin sonunu dü- günmezdi.. İhtiyatsız, tedbirsiz bir kadındı, Para, parmakları- wn arasından ( su gibi akardı. Bu yüzden bazan oldukça ko- mik vaziyetlerde kalırdı, bir son bahı kadın arkadaşlarından birisi ile Meksikaya gitmek is- tedi. Meksikada hangi yere git tiler, hatırlamayorum, fakat o- ralarda manzaraya doyum ol mazmış. Lüzumundan fazla ora da kalmışlar. — Birgün Glorya bakmış ki, çantası suyunu çek miş. Yanındaki arkadaşı da be nim için; — Kocana telgraf çek, para göndersin, demiş. | Glorya berim para tutmadı- | ğımı bilir, — Dünyada ondan para iste mem, demiş. İstasyona gelmişler, Glorya cebinde ne kadar parası kalmış sa, hepsini sıralamış ve gişede ki memura bu para ile nereye kadar gidebileceklerini sormuş. Adamcağız. bereket versin, Hollivocd'dan o kadar uzak ol- mayan asyona kadar üçün cü mevki iki bilet kesmiş. Ve geceleyin bu istasyons varmış- lar, Glorya: — Artık bundan ötesini de yürürüz. demiş, Zupe Velez KADIN Evde stüdyo modası Gece yarısı kapı çalındı. Kalktım, açtım. İki yorgun ve perişan vücut içeriye girer gir mez, kendilerini koltuğa attı lar, Her ikisi birden: — Aman, açlıktan ölüyorum dediler, Son metelikleri ile yolda bir elma satın almışlar, paylaşmış lar ve onu kemire kemire, kuv vet bulmuşlar ve eve kadar gel mişler. Şimdi ikinci çocuk anası o- Jan Glorya Fransada bir film çevirmektedir . Madeleine Renan | - gi si stüdyo deni- | tıkları yığınız. İşte bir köşede . «i süslü bir höcre bulundur- ! mükemmel bir kanape hazır iğ ; mak moda oldu. Stüdyoları ge- mektir, Duvarlara adap dei ç Gİ rek mobilyası, gerek dekorları | ye simetrik olmamak şartile iri İİ itibaril üsl çi ve simetrik e gi il i bir şeydir. Maamafih bir çok a. | i ufaklı'bir kaç resim. Kübik partımanlarda ve evlerde stüd. | tarzda alcak bir maa. Mezar yo için fazla oda bulunmaz. Fa | Ya bir lâmba ve kendi elinizle kat bir çok ev sahipleri günün | Yaptığınız bir abajör.. Bu ter- İİ dörtte üç zamanı boş kalan ye- | tipte hoşunuza giden ne varsa ilmek odalarını stüdyoya çevir. | bir kaç biblo ve saireyi daha ilâ mişlerdir. Yemek zamanları bu | ve ettiniz mi sişte size br stüd- © rada pek âlâ yemek yendiği gi | yo.. İnsan böyle bir stüdyoda, © bi, yemek haricinde de pek âlâ | meselâ on altıncı Luis üslübun oturulabilir. Sonra (her hangi da ağır döşenmiş ve çok pahalı bir odayı stüdyoya çevirmek o | 72 Şıkmış bir odada oturmak. kadar masrafa da tabi değildir. | *en daha çok sevk alıyor, Aa Evinizde kullanmadığınız boş | Lâmba şişesinin artistinin yeni çevirdiği 2 | bir karyola varsa, somyasını he | ici büyük filmini de bu sene | men bir köşeye koyunuz. Yata | tav da İstanbulda göreceğiz. Bu | gını da ilâve ediniz. - Üzerine | rinin en ufak bir ratıp hava ce filimler “İki yüzlü aşk, | kalınca bir şey örtünüz. Boş za | reyanından çatladıkları malüsm. ve “Deniz hızı, - ızda işleyeçeğiniz yas PE yz Paramount'un bu büjü | keye batırmak | tel asmak gibi ccardsonçıkışında balonunı neden beyaza boyamıştı? Üçüncü defa çıkışında da niçin balonunu kurşuni renge | & Profesör Piccard da Brüksele avdet etmek üzeredir. Şimdi ken- disile beraber atratosphere'e çı- kan muavini Cosyns ile beraber kozmik şunatm ölçüsü etrafında yaptıkları hesapları karşılaştır. kla meşgul olacaklardır. Mua- vini Cosyns kendisile görüşen ga- zetecilere 16,700 metre irtifada yaptıkları tetkikat etrafında şu malümatı vermiştir: — Yukarıya çıkışımızın pra- tik ehemmiyeti o kadar fazla bir sey değildir. Hattâ şimdilik hiç e- hemmiyeti bile olmamıştır diyebi- lirim. Yukarıya tetkike çıktığımız kozmik şunatın nereden geldiği henüz bilinmiyor. Bu şumatın e- hemmiyeti şimdilik nazaridir. Bu şunat enerji memba: değildirler. Daha doğru zaptı gayet (O küçük mahdut bir enerji membaıdır. İn- san hayatı üzerinde bir tesiri yok tur. Daha doğrusu toprakta mev- cut radyumun tesiri kadar tesiri vardır. Stratosphere'den indikten, hattâ hesaplarımızı karşılaştırıp neticeyi aldıktan © sonra bile, bu şumatın ne olduklarmı anlayama- yacağız. Bizim mesaimiz, madde- nin teşekkülü hakkında mevcut dört beş fenni nazariyeye yardım edecektir. — Fakat yukarda o müşahede- lerde bulundunuz? — Tabii iki den yükselişimizde, bilâ inkıta çalıştım. Maamafih şu dakika topladığım müşahedelerin ne olduğunu dahi bilmiyorum. Fa kat herhalde iki yüzden fazladır zannediyorum. Elde edilen neti celer hakkında bir fikir edinmek için, bir hafta kadar çalışmaklı ğım lâzım geliyor. Ondan sonra at devam & ben on hesapları biribirile karşılaştırmak | çİ tahkik, mükayese ve kontrol et- mek için aylarca uğraşmak lâzım geliyor. Bütün söyleyebileceğim şey, gök yüzünde geçen on saat- tin barikulâde olduğudur. Orada kendi Iâburatuvarımdan daha iyi çalıştım. Tam bir sükünet.. Kimse rahatsı zelmiyordu. Ah, yalnız © kadar soğuk olmasaydı.. Kabine- nin ortasında termometre tahtes- sıfır 3 ü gösteriyordu. Dahili ci- varda ise — 15 idi, Hele dışarıda — 80 yahut — 60 şı kadar bul- mmuştu. — Geçen defaki çıkışta Profe- sör Piccard balonvn içinde hara- retten kavrulmak derec diğinden şikâyet etmişti. Güneş şuaatmın o irtifada Sahrayı Kebir den iki üç misli fazla olduğunu söylemişti. Bu boğucu srcakla bah | settiğiniz müthiş soğuğu nasıl te- | lif ediyorsunuz? — Gayet basit bir sarette.. Ha- va, güneş ışığı içinden geçtiği za- man ışımmayor, Bunun böyle oldu ğu binnazariye çoktan beri ma- Fakat derece olduğu şaf ettirebiliyor. Eğer bu madde siyahımtırak ise maddeyi mürur Balon aşağıda armut şek- linde iken yükseldikçe müdevverleşiyor Di ..eeeeeeeaemesaemameaeeee İ çok tedbirler vardır, Şişeyi sir veya şişeye bir Başka bir usul daha vardır ki şişeleri | çatla rgaktan vikaye eder, Bir kabın içine su koyarak SÜ Annan af Balon, ve Ceskimllere 2İ Profesörün balondan alınmış bir Profesörün muavini Cosyns İ ediyor. Eğer beyaz ise mürur et- miyor. Yani nüfuz yahut gayet az nüfuz ediyor. Profesör — Piccard birinci defa yükseldiği zaman, ba lonun lâbüratuvarı hâmil küresi siyahtı. Binaenaleyh güneş nüfuz ediyordu ve edince de küre ısını- yordu, Bütün hararet bundan ile- vi geliyordu. İkinci defa çıkışımız da küreyı beyaza boyadık, bunun ık çektik. Gelecek defa küreyi kurşuni renge boyayi öz, bu suretle müsait bir derecei hararet içinde çalışmak mümkün olacaktır. | — Alat Allah. Yer yüzünün İ meraklı insanları için gökyüzün- İde bu kadarcık az şey mi var? — Pek böyle zannettiğiniz gi” bi değil... Birinci elde ettiğimiz ne tice şudur: Bir kere Stratosphöre” de radyo gayet muntazam işliyor. Biz hareket etmezden evvel şöyle için 0 cağma emin idim. Şimdi bu mok- rare | vuç tuz attıktan sonra ateşte İ kaynatınız. İyice kaynadıktan sonra suyu soğumağa terkedi- İniz, Artık şişenin çatlamayaca | ğından emin olabilirsiniz. İçine | çay konan âdi bardaklara da dur, Buna mani olmak için bir | şişeyi içine atınız.. Suya bir a: | teşmil edilebilir. di. En ziyade yükseldiğimiz 16700 metrede 4000 metrede bulunduğu © muz zamanki gibi iyi işledi. Yuka * aynğ suretle işledi. Ben böyle ola | boyamak istiyor? yorgun ârgin çıkarken enstantanesi ta, kimsenin itiraz edemeyeci şekilde halledildi. Bundan da a : bir çok neticeler elde edile ir, — İkinci müşahedeniz? reyanlarile aştık. Onlar | ratosphöre'de tam bir sükünet duğunu zannediyorlardı. Orala | da rüzgürlarda ıtratsızlık van Balonun altındaki bayrak sade dalgalanmiyordu, hattâ krvramlı biribirine vurarak şaklayordu. halde, bazılarınm zannettiği, ! e rüzgâr yok değ ir. — Üçüncü müşahedeniz? — Bu üçüncü müşahede biz için belki daha mühimdir. Proj sör Piccard birinci yükselişten | İ dikten sonra, bazı kimseler şö) söylemişlerdi: “Profesör Piccal ın bu sefer talii varmış. Artık | daha bu tecrübeyi tekrar etme! Rugün şu sabit olmuştur ki, Pre sörün stratosphere'e çıkışı tali £ selesine bağlı değildir. Bu irtifa İ ra çıka cuttur, i mül ettirmek lâzımdır. Tetkik İ tn devam ediyor. | Kim bilir birgün ne sürpt | ler karşısında kalacağız? — Kim bilir? Makineler im edilmezden evvel, mekanik kanı ları tetkik edilmişti. Yüksek irti | lardan istifade için de, niçin evi lâ Stratosphöre'in kanunları & kik edilmesin? ii Göz Hekimi D3 Süleyman Şükrü Birinci suru mütehassıs (Babıali) Ankara caddesi No.60