ÇOCUK Basit glenceler Bir kitabın altını bir kuruş unuz. Arkadaşmıza deyiniz 57 Simdi ben bu kitaba dokun- n altındaki kuruşu alaca- Arkadaşınız bittabi buna hı ek ve mümkün ol; *yleyecek. Siz o kendisile bir girersiniz. Bahsi tuluştuk #onra elinizle kitabın üzerin- havada bir takım daireler çi iz. Güya okur, ( üflersiniz. daşınız merakla kuruş alın- Mi diye kitabı kaldırır. Kuruş sir. Siz de o zaman kuruşu Bu gayet basittir amma, siz ki i dokunmadan kuruşu aldığı için iddianızı kazanmış olur. 2. > Bir kurşun kalem alınız. Bir |“ yazınız. Arkadaşınıza deyi- Bakım, bu kerşonkalam fh yazıyor değil mi? Ben şi bu kurşunkalemle kırm Arkadaşınız bittabi buna hay | edecek. Yeniden bahse gire: z Bahsi tutuştuktan son: nkalemi alır ve bildiğiniz gi “kırmızı” kelimesini yazarsr- >. Bu suretle kurşun lemle iz yazmış olur ve mazi Mzanıramız. * Ağzı mantarla kapalı bir şi- İ arkadaşmıza gösteriniz. Ve *ndisine deyiniz ki: — Ben şimdi bu mantarı çıkar dan ve şişenin hiç bir tarafını adan içindeki suyu boşalta- ğım. Arkadaşımız buna da hayret e- cek. Yine bahse girersiniz. Bu bir kurşun o kalemle | vman- ! şişenin içine itersiniz. sişenin ağzı açılır. ve su Staltırsınız. Yine iddimnızt kı fandınız demektir. Cünkü mantı İ cıkarmadınız ve şişeyi kırmadı. yi Bu suretle öç bahiz birden ka Rinmak hiç te fena sey değil. Takriben bir metre uzunlu. bunda eğilmesi kabil bir dal alır iz. Bu dalın ili ucundan iti- Pen yan yana on altı o çeni Karsnız. Sonra dalı eğerek iki içimi bir iple bağlarsınız. Mü- ya kiben bir çentikten diğer çen- ie temizlenmiş bağırsak bağ- dpinez. Sonra ilk evvel bağla Zx ipi çözersiniz, bağırsaklı ru müsavi olmadığı Releri kalından inceye » İşte size bir haz Bu harbr gru | Elişi Kâğıtları Çocukların hoşuna giden eğ lencelerden bi e hiç şüphe- İsiz el işleridir. İşte size bir mo- del! Renkli kâğıtlarla ve bi da kola ile daha bunun çok resimler yapabilirsiniz. Yu İ karıki palyaçoyu yapmak için İ beyaz, yeşil, kırmızı, siyah ve mor renklerde kâğıtlar kullana caksınız. Çehre için kesilecek beyaz ve beyzi bir kâğı üzerine renkler yapıştırılır. Resimde si İ yah yerler kırmızıdır. Yalnız | gözbebekleri siyah olacaktır. İ Gölgeli yerlerden göz kapakla | rı mor veya patlıcan rengi. Bu- nun üstü ile üstündeki müselles te mor olacaktır. Palyaçonun başlığı yeşil kâğıttan kesilmek suretile yapılacaktır. Model bit tikten sonra, turuncu veya pem be bir kâğıt üzerine yapıştıra- rak bir zemin yapınız. Eğer çeh reyi pembe kâğıttan yapa nız, © zaman zeminin rengini değiştirmek icap eder, Patron Patron genis masasında 0. sinde çarşanlardan biri. içeriye girdi: — Beyim, benim nasıl çalış tığımı bilirsiniz. Aldığım para az geliyor. — Yani?.. — Yani maaşıma beş ira zam etmenizini rica etmeğe gel dim, — Buna imkân Ts Beyim, ben burada dört kişinin işini görüyorum. — Öyle ise, öteki üç kişi- ei e ke Say çüne de yol vereyim. yok yav. Bazan da cölde şemsiye ile dolaşmak faydalıdır Richard Arlen Richard Arlen Amerikan sine- masmın en şayanı dikkat tip- lerinden biridir ve bir çok Ame- rikan artistleri gibi her boya kü: | püne girip çıkmıştır. Asıl ismi Richard Van Mat timore ve kendisi Holândalı, Ame rikalı olan Richard Arlen evvelâ işe gazetecilikten başladı. Bir| gazetenin spor sütununda yalnız base - ball'den o bahsediyordu. | Ondan sonra Teksas hükümeti| dahilindeki petrol kuyularında ça hıştı.. Yüzme hocalığı, boks mu- allimliği yaptı. Seyahati sevdiği | için bir yerde duramıyordu. Yirmi yaşma geldiği zaman ev | lendi. Bilâhara şöyle derdi: «Ha | yatımın en büyük çılgınlığını yap tım.» Ruhan serserilikten hoşlan- dığı için, sakin hayat için yara- tulmış insan değildi. an ilk defa sinema © İle te- mas haline geldi. Richard Arlen bir petrol işinde azim miktarda para kazanmıştı. O zaman bazı figüranları evine çağırdı ve meteliğiri yiyinceye kadar 30 #mu herkese açık tuttu Cebinde on beş dolar kaldığı gün, gidip kendisi de fizüranlık etmeğe başladı. İşler yürümedi. Mensup oldu- ğu kumpanya iflâs etti. Richard Arlen buna da pek o kadar ehem miyet vermiyerek, & komisyoncu- luğa başladı. Bir gün bir | kaza geçirdi ve kendisini hastaneye kal dırdılar. | Yanıbaşında diğer bir o hasta komşusu daha vardı ki, bu kom- $u bir sahne vazundan başka bi- risi değildi Delikanlının bu kadar cevva- liyetinden ve sporculuğundan hoş lanarak kendisini © angaje et ti. Richard elinden geldiği kada çalıştı. Fakat hiç bir muvaffakı et gösteremiyordu. Bebi o Da Atlantide i Richard Arlen miels teşvikatta bulundu hattâ Richard'ı biraz da sevdi. Fakat Richard — stüdyolarda Jobyna Ralston'la tanışmıştı. Ar- tık o zamandan itibaren dünya- filmi çevrilirken lursa İspanyol fiye yaptırımı Harbi umumide übünde bir say tayyarecilik lirken namzetliğini koymuş ve kabul edilmek taliine mazhar ol muştu. İlk muvaffakıyeti bu film den başlar, Az sonra Harold eski eşi ile evlendi ve gaye iği İspanyol öslübündeki fiyesini yaptırdı. Richard Arlen bugün mes'ut deği zengin bi b yalnız , ayni zamanda çok | adamdır. En o büyük Boks, otomo- zme, tayyare.. Ara sıra uğ- eski gazetesinde Richard 'Onun gibi bir sinemacılığa girmesi Ame- olmak radığı için diyorlar ki muhabirin m ber şey vardı.,, ee hükümeti “Shanghai ex- filminin, Çin vatanperver liğine zararı dokunacağı mülâha- Paramount'tan bu filmin kopyalarının imha edilme- sini istemiştir. Alsi takdirde bü tün Çin dahilinde Paramunt film. lerinin gösterilmesini menedecek. tir, * M. Hoitan İtalyada faşizm hakkında bir film çevirtecektir, | Prağda temamile © mektep liler tarafından temsil edilecek bir film çevrilecektir * Moskovada “Bütün dünyaya karşı bir tek memleket” isminde bir film çevrilmektedir. Bu film- de bütün Sovyet liderlerini | gör. | mek kabil olacaktır. Lenine, Sta- | line, Calinine, Molotoff ve saire, İ * Moskovada Lenine hakkında İ ayrı bir film çevrileceletir. İ ettiği için “Kanatlar, Filmi çevri- | Lloyd'in | Antinea ve mülâzim Pierre Bencit'nin © meşhur Atlantide romanmı bundan on iki sene evvel okuduktu. On | sene evvel de sessiz filmini sey rettik, Şimdi Alman sahne vazı larından Pabst bu romanı ses | K olarak filme aldı. .Mevzuu| bilenler ve bilmiyenler için bo | şa gideceğini tahmin öltiğimiz | şu mektubu iktibas ediyoruz: Mülazım Ferrieres'den Tuggourt'da Cenubi Tu- nus kumandanlığına “Evvelki akşam, mevkii müstahkemin traçasmda gece- i ade ede- , oturuyorduk. Tam o sıra da radyoda Hoggar hakkında ki verilmeğe başlan s konferansı dik rden bire düğmeyi çevirdi. Konferanıçı şöyle söylemiş ti: — Hayır efendiler, o Atlan İ tide denilen bir yer © yoktur. | Bu, sırf romancınn muhayye- lesinde vücut bulmuştur. | Saint Avis isyan (halinde idi: — Bu adam yalan söylüyor, dedi, Atlantide vardır ve ben oraya kadar gitmiş bir o ada. mma, Ve sonra başını arasına alarak, inledi : — Ah, Antinea, Antinea! Ben gülümsedim: — işimi; dedim, siz a ra sıra rüyalarınızı böyle haki Kat haline mi koyarsmız? Başını kaldırdı. Baktım, ağlıyordu. Sonra (o bileklerimi İ tuttu. Sesi derinden gelen bir heyecanla titriyordu ve bana İ anlattı. Şu harikulâde macera- İyi anlattı: — Ferrieres, sen alay ediyor sun. Halbuki ben şu esrarengiz Hoggar'ın göbeğine (o girdim. Atlantide'de yaşadım. Öldür- düm, evet, yüzbaşı Morhange'ı öldürdüm, Sözümü kesme, hep İ sini anlatacağım. İ Yüzbaşı Morhange ve ben | Tunusun en cenup muntakasın İ da istikamet tayinine o memur | edilmiştik, Benim resmi vazi fem bu idi. Fakat (o hakikatte çöl ortasında Atlantide denilen Cenneti âsâ bir yerin mevcudi İ yeti hakkındaki şayinların doğ ru olup, olmadığını anlamaktı. Morhange ile ben en kuvvetli dostluk rabıtalarile biribirimi ze bağlı idik. Memleketimize ve büyüklerimize | hizmet et. in bir zevk alıyor. duk. Ben ordan o gençtim, O- ellerinin id nun için biraz havailiğim var dı. Fakat o son derece ciddi, | vazifesine âşık bir adamdı. Biz | Makami ği on sene sonra sesli abi p İ ME Saint Avit ( Brigute #elm giriştik, Bir gün çöl kumları- nın üzerinde cansız bir halde yatan bornuslu bir araba ra geldik. Ayılttık. Bu adam, bi zi Atlantide denilen meçhul di yara götüreceğini söyledi. Bu tesadüfün ayni akşamı bizi bir pusuya düşürdüler. Mor. hange ve ben bütün kurşunla mızı kullandık. Lâkin öteki- ler kalabalıktı, Nihayet elleri ne düştük. Benim her tarafımı sıkı sr- kı bağladılar, Öyle bir dayak attılar ki İmaşım, Gözlerimi açtığım zaman, karşımda gözlerimin bakışı can dan tatlı esmerbirkız gör. düm. Beni iyi döşenmiş dar bir F İ Aiman artistlerinden Kate von Nazy odada, bir kanapeye uzaimışlar ir. Dikkatle hizmelime bakan bu genç kız, gözlerimi açtığımı görünce, hemen bana bir bar dak soğuk su getirdi: Burası neresi? Ben nere deydim Morhange nerede? diye sordum. Sesim o kadar bitik ve sönük tü ki ben bile şaştım. Ken- dimi yokladım, hayır, yaralı değildim. Fakat başımda öyle müthiş bir ağrı vardı ki, hiz- metçi kız elini dudaklarına gö türdü, Tekrar uyumuşum. Kaç gün geçti, bilmiyorum. Artık benim için günah mefhumu kal mamıştı. Uyandığım ozaman hizmetçi kızın ismini öğren- dim; Tanit Zerga imiş. Bana su getiriyor, yiyecek getiriyor, | nuna kadar dinliyemedi olarak filme alındı Bir Fransız ve bir Alman rejisörünün vücude getirdi ... gı hu iki film umumi bir alâka uvandırdı ve Pierre Btancnar) vaş kendime gelmeğe | başla- dım. Bir sabah odamdan çık- tum, Bir de ne göreyim? Karan lik dehlizler uzanıp o gidiyor. Yürüdüm. Birkaç bornüslü ara ba rast geldim. Hepsi de san ki bir heykel.. Ne konuşuyor- lar, ne bir şey... O sırada bir ses: — Bonjur delikanlı, dedi nihayet iyileştiniz. Memnun ol dum. Karşımda elli - yaşlarında, pomadalı, taze traş olmuş pod. ralı bir adam duruyordu. Ceke tine bir karanfil | takmıştı. Pantalonunun ütüsüne diyecek yoktu. — Mösyö Saint Avis, affe dersiniz, size kendimi takdim edeyim, dedi, Ben sabık Jito mir hatmanıyım. Bu adam, bana bir şeyler anlatmağa başladı. Fa. kat mecalsiz ve bitap bir halde olduğum için, söylediklerini 80 Sonraları kendisini birkaç defa daha gördüm. Fakat Mor hange'ın bu s a olup olma dığını bir türli tim. Sarayda ha karışık bir sa: bulunuyor dum. Antinea ismindeki At- lantide kraliçesinin © sarayı... diyorum. Ben | Bitip tükenmek bilmeyen deh- lizleri, hiç sesleri o çıkmayan i âsa muhafızlarile acaip . Dünyanın bilmediği €srarengiz, geçilmez dağların ortasında mahsur bir memle- ket... Hatman yavaş yavaş ba- Da ifşaatta bulundu. Mahzenin deki en nefis şaraplardan ik- ram etmeğe başladı. Müşarün- ileyh her akşam mutlaka sar hoştu. Sarhoş olduğu zaman- larda ağzından bir çok şeyler kaçırıyordu. Bu suretle öğren dim ki, Antinea bir dansözün kızı imiş. Bir arap prensi Pa- bu kızı görmüş, o beğenmiş ve onunla evlenmiş, çok enfes bir kadmımış.. Yanı © başında bir yaban kedisi olduğu halde, | de gezmeğe çıkarmış. Ne ka dar erkek bu kadın için kend ni öldürmüş. Sonra felâket benim başıma geldi. Nihayet ben de Antinea yı gördüm. Bir gün beni ça dı. Yanına gittiğim ( zaman, yıldırımla vurulmuşa dönmüş- tüm. İri yeşil gözlü, uzun boy yılça, haşmetli bir kadın eba melikesi, onun ayağı o ne can n yandan yırtmacr, yürüdüğü zaman dün yanın en enfes | bacaklarını .il : m takım | iğrenememiş | katen şark ve garp üslübu | ris müzik hellerinden birinde | ada sarayın bahçesin: | Sinema Haberler * Müteveffa Lon Chaney'in oğ. lu Creigthon Chaney “Cennet ku şu” isminde bir film çevirmiştir. Şimdi yeni bir film daha çevirmek üzeredir. Ronald Colman tahtelbahir lerdeki hayata dair bir film çe. virecektir. Eisenstcin'ın . Meksikada çe virdiği filmi Amerika mahkeme- leri müsadere etmiştir. Sebebi re- jisörün Amerikadaki © borçların henüz kapatmamış olmasıdır. * Charlie Chaplin iki yüz mil. İ yon frank varidat üzerinden ver- &i tarhettiği için defterdarlığı pro testo etmiştir. Brükselde yeni bir stüdyo in- #a edilmiştir. * “Cehennem melekleri” filmi Bulgar sansürü tarafından mene- dilemişti benziyen boynu, çıplak kolları emsalsizdi. Beraber dama oynadık. Son İra banaizin verdi. Odama döndüm... Fakat sevdalanmıştım. Bü- tün vücudüm titriyordu. Bu kadına Morhange'den bahset- mek — istiyordum. Bir kelime $ormağa cesaret edemedim. Artık çölün ortasındaki bu sa ın içinde yegâne emelim bir kere daha onu görebilmek ti. Henüz hastalıktan kalkmış vücudümü, şimdi yeni bir hüm ma sarıyordu. bu aklını kaybetmiş adam. mütemadiyen yeis ve ümitsiz lik veriyordu: Sakın bu kadma yaklaş ma diyordu. Sonra seni biçare bir oyuncak yerine koyar. Bak, su Norveçliyi görüyorsun de gil mi? Adamcağız Antines'yı unutmak için boyuna afyon çe- kiyor. Ondan sonra tekrar Antinea” yı gördüm Ona doğru. atıl mak isteyişimin salikini pek iyi anlamıştı B yordu ki, kendisini | çıldı rasıya seviyorum. Bana dudak larını verdiği gün dedi ki: “E ğer beni seviyorsan, bana haka ret eden adamı öldürürsün. , Ben bu kadının hoşuna git mek için değil bir, yirmi kişiyi öldürebilirdim. Vuslatıma nail olduğum bir akşam, beni elim- den tuttu ve gizli bir kapıya doğru sürükledi O adam şimdi bu kapıdan çıkacak, dedi, arkasından git ve öldür. Hakikaten çok geçmedi, ka pıdan bir adam çıktı, Ben direğin arkasına saklanmıştım! Antinea bana işaret etti, Herifi | takip ettim. Elimde demir çe | kiç üzerine atıldım ve.. Vur- İ dum. O zaman gördüm ki, vurdu- ğum adam Morhange idi İl yüzbaşım hemen son nefe verdi. Antinea istediği içi vurmuştum? E İziz dostumu.. Sonradan öğren. dim ki bu kadın yüzbaşıyı se miş, fakat ondan yüz bulmamış, Bu suretle intikam alıyor, Ben e kadınm elinde düşüncesiz, sefil bir âlet olmuştum. Ferricres, daha sana ne an latayım Yaptığım işin fecaati içime iyice yerleşince, artık kaç İmaktan başka birşey düşünmü yordum. Hastalığımda bana bakan ve beni çılgınca seven Tanit Zerga olduğu halde gün- lerce, gecelerce çölün içinde yü rüdük, yürüdük., Zavallı Tanit Zerga yorgunluktan kumların üstünde ve gözümün önünde can verdi. Ben de bitkin bir hal de yürüdüm, yürüdüm, nihayet orduya kavuştum. Çok müteheyyiç olm-stum, Bu anılmaz macera hakında ye- almak istiyordum. ! Fakat ertesi gün t Avit ortalıktan kayboldu. Bir çavuş tan öğrendiğime göre Ceheyr bin Şeyh isminde bir Arap gel miş ve yüzbaşı ile bir saat ko nuştuktan sonra develere atla- İ mışlar ve çölün içinde kaybol- muşlar.. Üç gün her tarafı arattık. Yüzbaşıyı bulamadık. Benim anladığıma göre, Saint Avit da yanamadı. Antinea'yı görmek | için tekrar Atlantidee gitti, | Artık bir daha gelecek mi? Zan İ metmiyorum.”