© dü. Onunbu tecrübesinin ge Siyasi ve tarihi tefrika 5 KEMALİZM NEDİR? Selânik - Anafarta - Ankara.. Yazan: Edirne meb'usu Mehmet Şeref çinden yayılan tatlı ve tannan | erdi? bir nağme karışarak tamaml yordu . (Rahile) nin ince ve boya- kı dudaklarından çıkan bu çok yünık (Ya Bedri! Hubbek kâ- fini) nağmesi gençliğin zevk istiyen ruhu ateşler gibi olur- ken genç ve ateşli gönlünü dol duramıyordu. Çünkü © bu ses, bu nağme, bu tarap, bu çalgı ve bu çok, çok güzel; kıvrak, şuh nağmekâr Türk değildi . limin ayak bastığı gün- den beri sade Türkten alarak ona bir şey vermiyen ve daima ona düşman kalmış olan bu ah fâksız şehrin sakinleri onu dev let için, milliyeti için çok dü- şündürüyordu. (Rive) boğazına kadar iki yanda uzanıp gitmiş güzel bah- çelerle sarılı güzel bir yeşil va di ortasından akan nehrin sa- hilini takip ederek boğaza doğru yürürken neye rast gelir se Türk değildi. Ebi Corcun © gazinosunu dolduran zabit, memur bütün kalabalığın yükselen © sesleri onun kulakları kadar ince Türk duygusunu da tırmalıyordu. Arkasındaki sırmalı, yaldız- li üniforı taşmak lütfunu rayegân etmiş tarihi varlığa ha karet eden yabancı bir dil ga- zifoyu sarmış, bir yaygara ko- parıyordu. Çalıştığı, resmi vazife gör- düğü masanın başında su ge tiren araptı.... Yanındaki masa bi çalışmak salâhi- ke olanlar Muaviye Bin dilini söylüyordu . Ve bu oda içinde ( yüksek rütpeli âmirden mülâzıma ka- da: ' ndisinden başka herkes türkçe söylemiyordu. Salihiye. de araplaşmış kürtler, dilini u- nutmuş arapça konuşan Türk- | ler, ona çok fena tesir etmişti. Selâniğe döndüğü zaman o- rada da her ırkın başka davasi- le karşılaşarak bu duygu biraz daha bilendi. Suriyede Osman © İh devletinden yalnız birer pa- şalık kaparak, Firavn vâdisile Havranı bol bol soyan eşraf, Selânikte karışık ırkların baş- ka başka emeller ardında koşa- rak, Osmanlı devleti namına Türkü ve Türk enerjisini istis- mar eyliyenler onu derin derin üyordu. Daha sonra görülecektir ki, o mutlaka kurtarmağa azm ettiği Türk için artık muayyen fikirlere malik ii Bu fikirler, nurlu, ve şuurlu başında evrile çövrile muayyen | şekiller alıyordu. | Selânik, onda derin intiba- lar bırakıyordu. Doğduğu şehrin hayatı onu içten içe alâkadar ediyordu. Bir denemeye | lüzum gör- niş ve kurtarıcı manasını anla- yamadılar. İttihatçılar (o benüz ne yapacaklarını bilmezken bi- le onun fevkalâde fıtratını an- layamadılar. İttihat ve Terakki, o gün te melsiz bir şeydi. Bunu ilk gö- ren de Mustafa Kemal Beydir. Vatan haricinde bu O ünvanla anılan üç beş kişinin ne yapmak istediği bile meçhuldü. | boyuna al Zaten bunlar ne yapabilir. İnkılâba hazirlanan muhit İ hangisi idi ve nerede, kiminle, kimler için çalışacakl Bu (kitnler) eğer Osmanlı. lar idise vay vatanın haline! Bu Osmanlılar: Dilde, din- de ayrı Bulgarlar, © Ulahlar, Rumlar, Sırı Yahudiler... Dilde ayrı, bir Arnavut. lar, Kürtler, Çerkesler; Arap- lar, Boşnaklar mıdır? Bunları hangi mefküre ba- i ğında toplayabileceklerdi? Onlara ne verilecekti? Halbuki bunlarm hepsinin istediği milli istiklâl ve isteme- diği Türk ik “Osmanlılık, , onlar için ay- rılmağa sebop olabilecek en kuv vetli yardımcı ii Bu yalancı serap ile Türkü oyalayarak ötede asıl milli e. mellerini bulacaklardı. Bu, açıkça bir vatan üstün- deki vatandaşların biribirini mak için irtikâp ettikleri bir yalancılıktı. (İttihat ve Terakki) de milliyetin manası Mustafa Ke- mal Reyin anladığı mana değil layan ekim, kültür nerede i- di? Bütün milletlere ezelden e- bede kadar medeniyet ve kül- tür vermiş olan Türkü şimdi vaki bir millet çerçevesine 80 karak: (Hayır, sen Türk (o milleti değil, Osmanlı milletisin ve iş- te şu Bulgar da, bu Ulah ta, Arap ta hepsi hepsi senin gibi Osmanlı millet Diyen it- tihat ve Terakkinin ruhunu an lamak için çok yorulmak iste- mez, O, İttihat ve Terakki, Tür- kü değil, Osmanlıyı görüyor- du. Bulgardan, Rumdan, Erme- — Yahudiden ayırdığı Türk değil, müslümandı. Onun um- delerinde Türk kültürü © yok- tu. Milliyetçi değil © ümmetçi idi. İslâm dininde Muhamme- de inanmış olan milletleri bir- leştirerek Osmanlı vaki mille- tinde de bunlarla Muhammede inanmamış olan milletleri top- lamak zavallılığından bir gün kurtulmadı. Bunun O içindir ki İttihat ve Terakki siyasi bir teşekkül gibi ortaya çıkarken ona dayangaç olacak © ortada kültür sahibi bir millet yok- tu, Ve bu milleti bulamadığı içindir ki 1908 de hareket ettiği noktaya sekiz yıl sonra (o çok şiddetle kırılarak, ve memle- keti de harap ederek döndü. Hayatını muasır medeniyet- le kuvvetlendirerek milli harsı- nı bulmuş, şurrlu bir millet ba. İı yoktu, Hitap ettiği neslin kim olduğunu biliyor muydu? Yeni mefhumları haykırır- ken bunu hangi milletin vic- danında, tâ içinden, milli ben. liğinden, milli ruhundan © ko- pan bir harsta iyice sindirebil. miştir! Ne gezer? (Devamı var) Haftalık Edebi Musahabe Fikirler ve insanlar Eski edebiyatımız Köprülüzade Mehmet Fuat Be yin altmış dörder sayıfalık formalar © balinde neşrettiği Divan Edebiyatı © Antolojisi'nin (1) imalini sabaruız- hkla bekliyenlerdenim. Eski şairle- © rimizin divanlarını tedarik © edemi- yen mektep talebesine yardım için | çıkan bu kitap biç şüphesiz ki İ yesini geçecektir. Bana öyle geliyor | ki müellifinin indinde eski - .yalımızın bir müdafaanamesi, olmazsa ona şükranlı bir selim olsa | bile daha ziyade bir ittihamname | ibi gözükecektir. Kitabı okuyan- | unlar XUİL üncü asırdan XIX kadar devam etmiş bir ede demek biyatın en güzel | parçaları; liye kadar dört forması incelen kli faları iftiharla karıştıracak, biribir ne pek benziyen o şiirler arasında farklar görecek, tesadüfen yeni bir mazmun bulmuş şairi adeta bir fi- ji kir müceddidi diye ( karşılıyacak- tır. Fakat onun herhangi bir Fran sız, Alman, İngiliz müntehabatı ile karşılaştırılması, hatti Yusuf Şerif edebi. | veya Reşat Nuri Beylerin fransiz çalarin İ cadan tercüme ettikleri par: mukayese edilmesi insaflı adamla. p iftibardan, fikirden bahsetmek- vazgeçirecektir. Bir edebiyat li mevri Yok, lirik den başka hiç | bir şeyi yok... Nesri yok dedim; var; sma o da Ürik, Tanzimat'a okadar olan bütün edebiyatımızda. birkaç müsbet ilim nede. ve Keçi Bey başka Gene Karışıyor mu? taraftarları faaliyete geçtiler BOMBAY, 13. A. A. — Yüksek en boykotaj lehinde pro- paganda risaleleri tevziinin fevkali- de ahval emirnameleri hilâfına | bir hareket teşkil etmiyeceğine dair 0- lan kararı, Gândi taraftarların ha- rekâtmı teshil etmiştir. Gandi taraf tarları, birçok defalar tayinler dur durarak yolculara risaleler tevzi et. | mişlerdir. İ Pencap'ta vaziyet gergin olmakta | İ berdevamdır. Rakip cemaatler, dabi Hi harbe intizar etmekte ve her va staya başvurarak silâh tedarik ey tedarik | İ er nevi lerin askeri sefer ve menkabelerinin bir hatırası olmak © üzre hançer ta. şımalarına müsaade eden ahkâm ve nizamat ile taarruz etmektedir. Bit- tabi müslümanlar da bıçak ve mat rak taşımak hakkına balik olmak hususunda israr eylemektedirler. Bu sebeplerden — dolayi hükümet, | M. Mac Donald'ın ekalliyetler hak kında hakem sıfatile karar ittihaz ©- | deceği gün olan 17 Ağustosta va! him hâdiseler zuhur etmesinden en 5 hükümet istikrazı, | rağbete mazhar olmamıştır. Hindistanda tahrikât CAVNJORE, 13. A. A. — Zabita | yerli ihtilâlciları aramakla meşgul | balunduğu sırada Tethişçil - risi büyük Britanya yüksek komise- ri M. Marsh Smith'e bir kurşun at mişter, Kurşun o wümaileyhe â etmemiş, fakat bir polis müfeti yaralamıştır. Bir çok tevkifat icra edilmiş ve mütenddit ateşli silâhler müsadere tur. Hint müslümanları ve Afganistan BOMBAY, 13. A. A. — Hint müs lümanları Afganistandali cemaat ih tlüflarına karıştırmağa çalışmakta. dar, M. Shankatalişde istiklâl şenlikle ri bahanesile Kâbili ziyaret etmesi, | Nadir Hanı mezhep si haklarını elde etmek miş oldukları mücadele lehine imale etmeği istihdef ediyordu. Hükümet, | bütüm bu tahrikâtı pek yakından | kontrol etmektedir. Bulgar kralı Geliyor mu? Bulgar sefarethane-. sinde malumat yok! Pariste beyaz rusların — çıkardığı | “Poslednin Novosti” / gazetesinde | Bulgar kralınm son baharda İstan. bulu ve Ankarayı ziyaret edeceği hakkında bir haber intişar etmiştir. Dün şehrimizdeki bulgar sefaret | konağın müracaat ederek, bu habe: | rin aslını sorduk. Bize kısaca şu ce- vabı verdiler: — Bizim böyle bir ziyaretten ma Tümatımız yoktur. ! Başvekil Yalovaya döndü | Evvelki gün şehrimize gelmiş | olan Başvekil İsmet Pş. Hz. dün bir müddet Dolmabahçe sarayın- da istirahat ettikten sonra Sakar- ya motörüyle Yalova'ya avdet et mişlerdir. | Celâl Bey Geldi İş Bankası umum müdürü lâl Bey dün Karadeniz haval deki şubeleri teftişten avdet et- miştir. i Bütün diyan edebiyatımızı inkâr mı ediyorum? Etmemeğe imkân var mı? Fuzuli'yi, kurken bir nevi zevk, hem de ga- yet “raffinâ,, bir zevk duyduğumuz doğrudur. Avrupalıların bugünkü şairlerini tetkik edenler onlarla bi- zim eski şairlerimiz arasında bir ide- al birliği bulurlar. Eski Türk şair. | lerini nüfuz ile okumuş bir adam, Fransızcayı da iyi bildiği takdirde, bir Mallarmö'yi, bir o Löon - Paul Fargue'ı, Fransız o edebiyatınm bu istiare ustalarını Avrupalı münekkit ilerin çoğundan daha iyi anlar, Tbö ile Gatier'nin “Art o pour San'at. zarant in zariyesini, - siname test mas un ötat d'âme | de poöte - Coşkunluk bir İ leti ruhiyesi değildir. sözünü İ dim duymuş olsa muhakkak l mun olurdu. Fakato san'atin hayata karışması üzümune dan bahsedenlerle beraber bir Ho- miros, bir Pindaros, bir Sofokles de re İ en neticelerine intizar etmek arzu- | kınde merkez mahafili bir merkez - ! başvekil olacak, M. Strasser, başve İ rin asi “PAZAR HARİCİ HABERLER i Hitler'le | Müzakereler Hindistanda Gandhi Kabinenin yeni vazi- Hpanyali tevkifat yeti nasıl olacak? BERLİN. IRA,A Hitler, indenbourg ve Fon Papen, bugün elini Merkez fırkasmın Nazilerle koalisyon yapmağa âmade olduğuna dair olan beyanat, hükü- meti hayrete düşürmüştür. Binaen İ aleyh, hükümet bir müddet düşün- İ mek ve Nazilerle merkez fırkasının mümessilleri arasındaki ilk temasla sundadır. Nazi fırkası halihazırda hüküme te filen iştirak talebinde bulunma yan yalnız kati teahhüt isteyen mer kez fırkasınm şeraitini kabul etmek | guretil teşekkül edecek. bir Hitler mari eylemek imkânma malik ri İ maktadır. İ Merkez fırkasının istemekte oldu 1 — Merkez fırkasınım müsama- ha ile karşılayacağı Hitler hüküme &, tamamile Hitlercilerden di kep olmuyacaktır. 2 — Kanunu esasiye harfiyen rin | yet edecek ve memleketi parinmen- | İ to kavaidine tevfilcan idare edecek- tir. Merkez fırkasınm o ayni zamanda | Fon Sehleicher'in milli müdafaa ne zaretinde kalmasını temenni etmek- te olduğu da şüphesizdir. Naziler, bu şeraiti kabul ettikleri takdirde Hindenburg. kanunu esa- | sinin ruhuna muhalefet (etmeksizin | başvekâleti Hitlere tevdi etmekten imtina edemez. Esasen, Almanya hükümetine mü teallik bulunan müzakereler, Prus- | ya ve Bavyera hükümetlerinin teşki | li maksadile icra edilen müzakerele- ve sıkı surette bağlıdır. Prusya hak ihtimallerini mü- | bir kararsızlık ve tereddüt | izhar etmekte ve kendi rollerini hiçe indirecek olan bu koalisyondan kork maktadırlar. Binagnaleyh vaziyet, her zamankinden daha ziyade mü- şevveştir ve bu bapta tahminlerde bulunmak ihtiyatsrzhk olur. Oldenburg dayatıyor BERLİN, 13 .A. A. — Oldenburg eyaleti başvekili | müfritlerden Ro- ver, Hanover'de yapıla bir hitler. ciler içtimaımda / Almanyada cezri bir tebeddül olmadığı takdirde Ol denburg eyalet hükümetinin arazi | ipoteklerini teminat göstererek kâat para ihracına tevessül edeceğini be yan eylemiştir. Almanya buraya bir yüksek komi ser gönderecek © olursa Oldenburg bükümeti seferberlik ilân edecektir. Hepsi Nazilerden o mürekkep olan Bronsvik, Anbalt ve Meklenburg | başvekilleri, Almanya başvekili Fon Papen'e gönderdikleri mektup sizlerden kesilmiş bulunan tahsisatın ve 16 Haziran tarihli ka- | rarname İle tenzil edilmiş olan rant | lerin tamamen iadesini talep eylemiş tir. Naziler uyuşmayor BERLİN, 13. A. A. — — Hitler, Başvekil Fon Papen ile görüştü, sırada mürmileyhin reisicümhur na- | mena kendisine teklif etmiş olduğu İ Almanya başvekâlet muavinliği le | Prusya başvekilliğini reddetmiştir. Binaenaleyh, Almanya hükümeti ile Naziler arasındaki müzakereler inkitan uğramıştır. Hitlerin bugün öğleden sonr. timal saat 16 ile 17 #rasnda bı kil ile beraber reisicümhur Hi İ burgu ziyareti alelâde protoköler bir ziyaret olacaktır. Hitlerin teklifi BERLİN, 13. A. A. — — Hitler, saat 13-25 te Fon Papenden ayrıl. miştir. Hitlerin şöyle bir kombinezon tek Bit etmiş olduğu söyleniyor. Sehleicher, milli müdafaa ne- ini muhafaza etmekle O beraber kil muavini olacak, dahiliye nazırlı- ğı da Nazilerden oFriek'a verile. vazgeçmesini söylemiyorum. Fa- kat kıymetler arasındaki derece | rıştırmamak lâzım- | dır. Bin bir inbikten geçerek ga | bir hâle gelmiş bir “li ne de olsa, şarabın ateşi Bi, onu verdiği kuvveti veremez. Bizim edebiyatımızda o “ligucur” © kıyas gazeller bulursunuz, fakat şarabı aramayın. Her eserin yazıldığı devrin ka- naatleri, şartları nazarı dil te edilmesi lâzım. fakat, kanaatler, © sartlar serde şu veya bu ha- tanım, şu veya bu zaafın bulunma- sını ancak mazur gösterir, yoksa © hatayı ve zaafı ıslah etmez. İle- dim'in yaşadığı devirde irfan yal- nız bir sınıfın imtiyazı idi, o dev- san'atkârm umumi hayat ta vazifesi olan bir nevi rakip ol- ası lâzım geldiğini düşünemez. di diye hâlâ harıl harıl “Hattı lep i ime mısra bercestedir” gazelini okumamız icap etmez. hangi dereceden olursa ol- liği n bir eseri | İ der. Bilâkis Grandedeki hareket, müf ecek (o beyitler, hattâ| içi: Kıyam Bastırılınca biribirini takip ediyor.. MADRIT, 13, A. A — Evvelki gece uzun müddet cümhuriyet müd- dei umumisi ile âli mahkemenin ta yin etmiş olduğu hususi hâkim tara- İmdan istiçvap edilen Sam-Jurjo'nun bugün askeri | hapishaneye atılması muhtemeldir. Mümaileyhin dostlarından olan ve evi muhafazakârlar tarafından umu- mi karargâh olarak kullanılmış bu- lunan Markiz de Esguival, Elcezire- de tevkif edilmiştir Ma şeriki cürümleri olan ce İ meral Gracin Herranz ile miralay Esteban ve yüzbaşı San Jurjo, cene- ral, ceneral San | Jurjo ile aynı za- manda tevkif edilmişlerdir. Mevkuf- lar, Santa-Caterina (Kadiks'te) şato sunda bapsedileceklerdir nde ve Sevil eyaletlerinde va ar devam etmekte ise de bu iki mahaldeki kargaşalıkların ma hiyeti birbirinden farklıdır. İ deki hareket, ahiren kral ta- raftarlarının yapmış oldukları teşeb. büsün bir aksülamelini andırmakta. rit âsırın ve Santa-Caterina kilisesi ni ateşe vermişlerdir. Eyaletin muhtelif noktalarında ve bilhassa Canchina ve Sante Fe'de a- | hal ile polisler arasında vuku bulan müsademelerde 3 kişi telef olmuş. tur, Sevil'den bildirildiğine göre, San Jurja, ulelâcele kaçarkon bütün ce pesallerin taşımakta olduklar: mavi | hamaili bırakmıştar. MADRİT, 13. A. A— Çastello hükümetin — emrile ceneral | Gouzales'e halef olmaktadır. Ali divanın iki hakimi, fesat işinde methaldar olanlar için teşkil edilen heyeti tahkikiye hususi hakimliğine tayin edilmişlerdir. Belediye dairesi, cümhuriyet re- jimi için pek az tehalük gösteren bü tün memurları azletmeğe karar ver- miştir . Ceneral | Hoover'in Nutku Sadece bir intihap nutku telâkki edilmiyor LONDRA, 13. A.A. — İng siyasi mahafilinde M. Hooverin. etmiş olduğu nutuk hakkında bir in tihap nutku olmak itibarile, müta- len yürütülmemesi lâzım geldiği &ik rinde bulunmaktadır. Riyaseticüm hur intihabatı bitmeden evvel ne A merika hükümetinin ve ne de zi cümhurun hiçbir müzakereye gi | meyecekleri tahmin olamanakknda. Amerika tarafından son günlerde Ottava'daki İngiliz murahhaslarınn Vaşingtona gelmeleri için yapılmış olan teklifi ancak bir cemile olarak telâkki etmek muvafık olacağı be yan olunmaktadır Esasen bu / teklifi kip resmi hiçhir davet yapılmamış- bır, Binaenaleyh, M, Hoover'in nut kunda Amerikan piyasalarının tev- ne dair olan cümleyi bu davetin tekrarı mahiyetinde addetmek nabe | imperatorluk konferan sındaki murahhaslara Amerika piya sasının mevcudiyetini ve menafiini mabuf bir ihtar olabilir, reisicümhurunun şim diki vaziyetinin mü-bet teklifler ser dine müsait olmadığı zannolunmak tadır. cektir. Bu teklife dair pek yakında bi- karar ittihaz olunacaktır. Hitler, Fon Papen'in nezdine git- mezden evvel saat 10 da Fon Sehlei- <her ile bir mülikatta bulunmuş ve ba MİNE biz sek klik Getme | etmiştir, » tıkla, tenkitle ortadan kaldırmak | kabil değildir. Bunları söylemek | bir münekkide düşmez amma bir | eserin zaafını, fenalığını mü; kit gösteremez, o hatalara düşmi yen kuvvetli eserler sezdirir. Bu- ki san'at eserlerinin i- | tüsünden ayırdede bilmek ir haylı kitap okumuş olmak lâzımdır. ivan edebiyatını da makaleler le yıkmak hevesi çocukça bir şey- dir. Onun zaafınn anl st çin de humanizme ihtiyacımız var dır. Sofokles'in bir tragod velev ki benim gibi fransızca ti cümesinden okuyun, sonra Fi nin bir kasidesini okuyun, i nin ne kadar yarım ezer olduğunu © zaman anlarsınız. Bütün divan edebiyatımız yal- nız küçük bir zümreye hitap edi bir istima edebiyatıdır. H. leri, tekke şairleri vakin raz daha beşerileştirmişler onlar da basit olmaktan kurtula- mamış. (Mutasavvıf şairlerimiz belki pek basit deği ta fakat on- lar hiç birz: hiç bir ye 7 j him tebeddülât neticesinde Berlin ve. Paris büyük mütem- | m Ziraat bankası iri larını tahsil ediyor ..|... : ... Merhun tütünleri satmak içi! : Sayi Avrupaya bir heyet gitti İZMİR, 13 (Milliyet) — Ziraat Bankası mahsul © olmadığI dan üç seneden beri tecil ettiği alacaklarını bu sene heyetler) kil ederek tahsile başlamıştır. Borçlarını ödemeyenler hakkıf tahsili emval kanunu tatbik edilmektedir. Bankanın 520 bin İ matlubu vardır. Diğer taraftan bankaya merhun tütünleri satmak için m kezi Avrupaya bir heyet gitmitşir. Tütünlerin tamamen satıl sı muhtemeldir. Bundan maada bankaya şimdiye kadar üç buçuk milyon li lık rum emvali devrolunmuş, bunlardan iki milyon liralığı sati matşir. Yeniden devredilmeğe başlananlar bundan hariçtir. Ziraat kooperatifleri için de 13 bin ortağa üç buçuk mili | ikraz edilmitşir. Bunun yarısı Ziraat Bankasmın matlubu, yaf kooperatiflerin sermayesidir. Yalnız merkezi kaza ve Torbalıda 3 bin ortaklı 16 koopst tif vardır. Kooperatif birlikleri satış kooperatifleri teşkil edildi tedir. Kooperatifçiliğin inkişafında vali paşanın himmeti çok yüktür. Gazi Hz.nin Sofya seyahatla rına dair haber asılsızdır ANKARA, 13 (A.A.) — 13 ağustos 932 tarihli Joural D'Ü ient gazetesinin Reisicümhur Hazretlerinin Sofyaya seyahi lerine dair verdiği havadis üzerine malümattar olması lâzrm$i İ len mahafile müracaat ederek haber soran Anadolu Ajansına Bİ İ tarafta ademi malümat beyan edilmiştir. Urla yolunda korkunç bir kamyon kazası oldu İZMİR, 13 (Milliyet) — Urla yolunda çok feci bir kanayf kazası olmutşur. Kaza hakkımda aldığım malümat şudur: Şoför Ramazanın idaresindeki 4 numaralı kamyonun direki yonu bozulduğundan kamyon idare edilememiş, sağa sola yalf yaparak giderken bir bağ duvarına çarpmıştır. Bu sırada kaf yonun merdivenine asılmış bulunan yolcu simsarı 35 yaşında Cl mal EF. duvarla kamyon arasmda kalarak başı ezilmiş, başın! yarısı koparak duvara yapışık kalmış, yere düşen gövde sıçra) rak can vermiştir. Kamyona bir şey olmamış, içinde Çeşme plâj| larma giden yolculardan üçü hafif surette yaralanmıştır. Şofi tevkif edildi. Italyan sefirleri arasında değişiklikler oldu ROMA, 13 (A.A.) — İtalyanm sefaretlerinde yapılan nezaret emrine alınmış ve Parise M.Morano, Berline de M. ti tayin olunmuştur. Diğer taraftan Arjantin büyük elçiliğine M. Arletta, P. elçiliğine prens Colunna, Varşova büyük elçiliğine M. B nini ve Atina orta elçiliğine M. Lionnera tayin edilmişlerdir. ! Tarife komisyon! soniçtimaını yapıy' Liman Tarife Komisyonu, gün son içtima: yapacak ve manda çalışan motör, kayık emsali küçük deniz i ait yeni ücurat tarifelerini edecektir. Sadullah Bey geldii ea >» dullah B. dün Yalova'dan w M. Beck Geldi Leh hariciye müste şarı şehrimizde Şehrimizi ziyaret edeceğini yazdı- zunız Lehistan (o hariciye nezareti müsteşarı M. Beck, dün sabah Ro- sil olmuştur. M. Beck Büyükdere de Polonya sefiri M. Olsonski ve se. ret erkânı tarafından karşılanmış- tır. M. Beck Büyükderede dan inerek dı ca sefirin Yeniköy deki ikametgâhma gitmiştir. M. İ Beck dün öğleden sonra M. Olsons. nee) ) Halk şü irlerinin güzelli- ğini inkâr etmiyorum; “Akşamın daki geçti - Bir güzel baktı geç- &” beytinde bir sihir var; fakat ne kadar hafif... Eski Yunanlılar ve XVİ asır Fransiz kleri, her devrin şairlerinden ziyade, incelik ve derinlikle herkese hitap etme- ği telif edebilmişlerdir. Mucizeyi andıran bu ahenk bir de XIX un- cu asırda Rus edebiyatında görül- müştür. Fakat Avrupa milletleri- nin edebiyat tarihlerinde yle devirler bulmak daima kabili ünkü hepsi de Yunan inin bir devamı olduğu için esas- #airin halka irfan götüren bir elçi olduğu esasından hiç bir za- man tamamile İmamışlardır. Bir dereceye kadar istisna edel yatma maledilmesi kabil olan bir Racine'in,, bir Goethe'nin yanm- da bir Moliğee, bir Schiller bulun muştur, Bizim edebiyatımızda işte bu yoktur. Münevver zümre halk- tan, dolayısile hayattan ayrılmış» tır; halkım da hayatı yavanlaşmış Si bi “divan edebiyatı şairlerini ki ile birlikte hususi bir muş ile re İnerek bir gezinti yapmıştır. zuniyet müddetini geçirmek üz şehrimize gelen M. Beck dört haft kadar burada kalacaktır. Fakat duyduğumuz zevk ne oli «a olsun bütün bunların ikinci, çüncü derecede güzellikler old ğunu unutmiyalım. Köprülüzade Fuat Bey bilme niçin o “anthologie” (kelimesi hem de “antoloji” yazarak kul Bıyor? O kelimeyi almakla ki bın içindeki şiirlerin yaşamadı Bı, o İsmi aldığı dilin (fransızcayff değil, yunancayı kasdediyorum)i") fanının o kitaptaki ruha faik ol) duğunu, belki gayrı ihtiyari ol rak, tasdik etmiyor mu? Yunan” canm kelimeleri ile beraber irfa” İ nin da almamız zaruretini mem kabul etmiyor mu? İster müdafaaname, ister İH bamname addedilsi kitabı hayırlı bir eserdir. O zel, muntazam, fakat küçük, kat biraz ölüm kokan o bahç bazan dolaşmak tatlı bir şeyd