9 Ağustos 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2

9 Ağustos 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Siyasi ve tarihi tefrika 1 ml RE keki amman a İL niasin İlam KEMALİZM NEDİR? | HARİCİ HABERLER | Tavassut Selânik - Anafarta - Ankara.. | istemiyor Yazan: Edirne meb'usu Mehmet Şeref Ben, onu, yirmi beş yıl var, ilk defa (Olimbos) da gördüm. Yanında dört beş arkadaşile görüşüyordu. Olimbosun, bu akşam üstü gürültü ve duman dolu geniş salonunda, arkadaş- larma bir şeyler anlatıyordu. Mutlaka söyledikleri mühim bir şey idi.. Çünkü bu, gülen, eğlenen genç dudaklar birden susuyor ve onu derin derin din liyordu. ahkahalar başlayor; in neş'esi taşıyordu Yanımda 1908 kıyamınm en yüksek adamı vardı. Sordum: — Şu karşıdaki kimdir? — O kimseye (benzemez, bambaşka bir adamdır. Dedi . Bu ilk görüşün bana sevgi ve saygı telkin eden hatırası gönlümden bir daha silinmedi. ss Ben onu hemen bir yıl sonra yine gördüm. Daha karşıdan göründüğü vakit ilk görüşün kalp ve fikrimde bıraktığı o de- rin tesir birden canlandı. İrtica boğmak için koşan ördunen ruhu olmuştu. Ve onu şimdi biraz daha yakından din. ledim; yine yanımda 1908 kı yamının en büyük siması var- dı; onunla görüşüyordu. Onun sözlerinde gizli kapak- kı bir şey yoktu, pürüzsüz anla. tıyordu, O zaman biraz daha fazla sokuldum. Bu sözleri din- ledim.. O söyledi ve sert adım- larla yürüyerek işine gitti. Ben biraz dalgın kaldım. Yanımda- ki arkadaşlarım da benden daha az dalgın değildi. .".. Ben onu, iki yıl sonra yine gördüm. Balkan fecaatinin her şeyi yapabilmeğe kadir yüksek iradeleri, en metin “eciyeleri kıran bozgunluğu Mn bir tek adam var- > Bu, yine o idi. Ve anlatıyordu. Sebepleri neticeden ayıran keskin bir mantık, ilerisini çok iyi gören ferasetli bir görüş ve nihayet sade hayale gönül bağlamayan hep hakikile, sade hakikatle karşılaşan yüksek bir fitrat bu milli facianın kara perdesini yırtıyordu. Vatan çökerken, o, bu aziz şeyi iki kolu arasında göğüne yaslandırarak kaldırmak isti- yordu. Onu bir kalabalık heyet or- tasında kılıcına dayanmış, yük- sek başını göğe kaldırmış, es- rarlı bakışlı gözlerini istikbale dikmiş ayakta gördüm ve din. ledim Ben onu iki yıl gördüm. Tekirdağının çürük is- kelesinin yanındaki sevkiyat odasının önünde, yanında ya- veri, arkadaşlarile ayakta du- ruyordu. Son saka neferile aşçıya ka- dar askerlerini gürültüsüz v. pura bindirdi.. En sonra kendi- si de mavi sular üzerinde uzak. laşıyordu . Bu gidiş Türk vatanmı kur- taran Ânafartaları milli tarihi- mize yazmak içindi. sa. İbrahim Süreyya (Kocaeli mebu'su) Kırkkilisedemutasar rıftı; beni de çağırmıştı. Orada bu yüksek kalpli ve imanlı ar- kadaşla serhatlerde çarpışan Türklerden arkada kalabilmiş olan zavallıların biraz elemle- rini susturmağa çalışıyorduk. Süreyya bir telgraf almişti Mutasarrıflık odasından ok gi. bi fırladı. Arkasından betdün yetişe- mezdi. Koştum ve sordum — Sen şu yarıda kalani bitir, Anafartalardan dönüyor- muş, trene yetişeyim. Dedi ve artrk arkasma bak- madan koşuyordu. Anafarta! Kafamda bir nur parladı. Ben durur muyum? “Edirneye koştum. Edirnede, (o darülmuallimin leb; tali , Anafartalarda Türk lüğü Türk vatanını kurtarmak için üzerinde çalıştığı barita- yı hediye etmişti. Onu dinle- | dim, şimdi daha yakından din- İlemiştim. Bu bambaşka bir frt- İrat idi, Kim bilir? . Ça .. kkale, cihan tarihinde haksızlığın ezildiği bir yerdir. Orada Anafartalar ise Türk milleti için ilk ışığı yayma- ğa başlayan bir güneşti.. Onun | kuvvetli ziyası, daha sonra za- Tim asırların karanlıklara boğ duğu büyük bir milleti tenvir edecekti, Ben Osmanlı ile Türkü be. nim anayurdum olan bu vatan parçasının daracık sahasında çok yakından gördüm. Osmanlı sönerken Türklük bütün hayatiyetile fırlayordu m ağaçlarının “ü sarp yamaçlarda kaynaşan in- sanlar arasında layırı kuru dağ tepelerine bağ- layan çıplak yolu gece gündüz kesilmeyen cehennem ateşleri altında tutan medeniyet müd deileri, hakka tapan sesini boğmak is. tiyordu. Ona, ve adsız çocuğu cevap Yer altından, gök izden, havadan yağan çelik murları, ateş. fırtmaları o- İrada yaşayan her şeyi yıktı, dağıttı ve yalnız Türk imanını sarsamadı, Sayısı belirsiz, her çaptaki topların mermilerile dümdüz olmuş bir siperde artık hayat sönmüştü ve orada mev- zi alanlardan eser kalmamıştı. İleri atılan düşman safları İ bu mevzie yaklaştığı vakit, boy İdan boya bir yığın mezara çev. İ rilmiş bu topraklarda bir kıpir- dayış başlayordu. o Altından, insani alnız tarihin yüksek verdi. yüzünd İ reli Türk çocuğu fırlayarak ge- İlenleri eski siperlerine kadar kovalayor, bin bir . topuna be. İ del bir sivri süngüsile karşt ge- İ lebileceğini anlatıyordu. | — Ve ozaman büyük Türk ta- ribi şahlanmış Türk şehameti- İ nin sakin vatana saldıran hak- siz düşmana karşı ne derin bir gayz ve şiddetle sıçradığını an- latıyordu. İ siir Almam; Başkumandan İ nihayet bana Çanakkale dönü- şü, Lüleburgazda umumi ka- rargâhımı kurduğu vakit sofra- #twda itiraf etmi Ona şu cevabı verdim: z İ rüyorsunuz.. Bir kere de Türke Siz yalnız Osmanlıyı gö- | Boli kendi istediğini kendi yapacak l | LAPAZ, 8 AA — Bola ek sicümhuru M. Salamanca kongresine hitaben göndermiş oldu- ğu bir mektupta, bitaraf devletle. İ fin Bolivya ile Paraguay arasındaki ihtilâf tavasşut © için vaki olan te şebüslerine karşı isyan etmekte ve Belivyanın büyük Chaco mıntakası tanılmak istenilmeyen hakkını yeni den teyit eylemektedir. MMümaileyh bu mektubunda şunlar: ilâve etmek tedir: “ Hali hazırdaki vaziyetin bi tarafların w halesine nasıl bak ve rebileceğini anlamıyorum. Bu tarzı ların ne kem tehdit kendilerini ekten başka bir tarzda tefsir edilemez.” B ivya'nın Londra mas- Jakatyüzarının bir tebliği Bolivya- Bolivya LONDRA, 8. A.A. — nin Londra Maslah, dan meşredi giliz Faşist kümeti bar ya mecbur ya hükümetinin nezdine 500 asker verseği teklif ettiği beyan olunmak ta: Yine bu tebliğte ğine göre Faşist Liderleri arzu edil iği takdirde bu kuvvetli iki haftadan az bir det zarfında 10000 kişiye çıkarabileceklerini söylemiş dir, Yugoslav | Kabinesi Başvekil dahili si- İ yasetini izah etti BELGRAT, 8. A. A. — Başvekil M. Serhkitch, âyan (ve meb'usan mec parlâmento grup vaki olan beyanatında - yeni hülcü- metin, Yugoslavyanın vahdeti tam- mesi prensi çerçevesi dahilinde ve bilhassa re muhtariyet ve | rilmesi rejiminin ithali süretile ge | niş bir ademi merkeziyetle memzuç isler ına ortasında | t07a toprağa batmış yağız çeh. | bir siyaset takip | eyliyeceğini bil dürmiştir. Hükümet, daha liberal ve daha de 'Oturdular, Ya hep, | Ya hiç! | Hitler o hükümete gelmek için bütün salahiyetleri istiyor BERLİN,8. A A.— Frankfurter Zeitung, şu suali sormaktadır: Hitler , Alman başvekilliğine nam İ zetliğinimi koyacak? Reyiâm usulünü takbih © etmekte olduklarını ilân etmekle beraber mü ası olmaar keyfiyetinin müf fırkasına bah haktan bahseden düşmekte olduk: aya atan Frank perverler setmekte olduğ N furter Zeitun: Bir taraftan 13, ani tes Alman, n müntahiplerin kısmı , Almany sma açıktan aç a bulunmaktadır rmanin en aşikâr Bu neticeye yolu, müfrit (perver kaydedildi- | boyle bir ola n Hitlerin de dan bu kabil mesuliyeti deruhte etmesi şüphelidir. Şarhi Prusyada müsademeler Havas A ın diriyo: dün ge ce Şarkı Prusyadaki © Lotzende İm perstorluk bayrağı şefini | töfenkle öldürmüşlerdir. Polis bir çok tevkki fat yapmıştır. Muhtel mahallerde ar vuku bulmuş ve ateş tenti mokrat bir | kilâbata mrüsaii İ gayret edeseltir. Hükümet, ayni zamanda, bütçe mü vazenesini dinarım istikrarını muha- fazaya karar vermiş olduğu gibi ba rice karşı olan teahhütlerine de hür İ met etmeğe az“seylemiş bulunmak. İ tadır. e doğru tedrici in ve Tehtar olmağa konuştular ve kalkıp gittiler Alman sefiri terki teslihat | konferansını aşağı i yukarı bu şekilde tarif ediyor Almanyanın Ankara sefiri M. Na. dolny, Cenevrede toplanan tahdidi balımız. O gördüğünüz atılış- | teslihat konferansında Almanyayı lar tarihin şanlı çocuğunun ru. | temsil etmiş ve Cenevrede pi hundan doğabilir. O, yalnız o, | uh müzakerelere iştirak sonra yine | d İ tem sonra şehrimize avdet etmiştir. nun eseridir. İM. Nadolny konferans Çanakkale Türk tarihinin | sayısız kahramanlıklarının orta nda yükselen Türk şehameti. nin ölmez bir âbidesidir.. A- nafartalar ise Osmanlı impara- torluğunu kapayan milli Türk devletinin temel taşmı ko yan bir yerdir ki orada Türk milletinin dehalı orada idare edenin ruhunun derinliklerinde fırtınalar kopar- dı.... Ve daha sonra bu kudret. Hi ilham yutulmak istenilen Tür ke nur ve şuur, vatana ebedi hayat verdi. .. Cihan cengi Osmanlı impa- ratorluğunun çürük bağlarını tutulmaz hale getirmişti. Bu ik mukadderdi. Hem bu ka. dayanması da bir mucize idi. Sanırım ki bu mucizeyi ya- ratan Osmanlı imparatorluğun, da enaz hak sahibi tanılan Türktür. Çöken bu koca bina- yı o desteklemişti. Kızgın kum çöllerinin beyin kavuran ateşinde, Kafkasın dı mar donduran buzlu şahikala rmda Türk kuvvetini israf e denlerdeki düşünce ve duygu- yu bugüne kadar kimse tahlil etmedi. Bize o harplerin tarihi- lar bulundu. Hâdiselerin man- tıkını kavrayanlar pek çok ola- bilir. Lâkin, bir anlatan çıkma. dı. (Devamı var) ni yazanlar, vak'aları anlatan- | müzakeratı hakkında şu beyanatta bulunmuş- tur — Tahdidi teslihat konferansı al İ b ay çalıştıktan sonra müzakeratını tatil etti. Fakat bundan evvel yeni- varlığı onu, | | | M. Nadolny den müzakereyi mümkün kılacak rar süretini bütün murahhaslar ka bul etmediler. Çünkü bunda altı aylık mesainin neticesi pek fakirane ve pek vuzuhsuz bir şekide beyan ediliyordu. Bu suretle bir çok hükü- metler müstenkif kaldılar, o yahot doğrudan doğruya kararı reddetti ler. Almanya reddedenler arasında İ der. Bunun sebebi konferansın mü- him © bir devresinin, Almanyanın devetler arasında müsavat prensibi- nin nazarı dikkate alınmadan kapan masmdan İleri geliyor. Almanya bu noktayi hazarı dikkata almayacak bi çbir mukaveleye imza koymaya. müzakereye caktır Konferansa tekrar ten verileceğini ve Almanyanı diğer milletlerle beraber um ki teslihat için çalışması elde edeceğini ümit ediyoruz. Konferansın şimdiye kadar vor diği netice o kadar ehemmiyetsiz. dir ki müzakeratın muvaffakiyetle neticelenmesinden şüphe ediliyor. | talyan hava nazırı M Balbonun konferansın mesmisi hakkında irat ettiği son mutuktaki noktai doğrudur. Bu ihtarların mazarı dikkate alma rak şimdiye kadar silâhlarını azalt mamış olan hükümetlerin tahdidi teslihnta razı olmaları lâzımdır. Bü. tün dünya silâhların azaltılmasını is tiyar. Konferansın ikinci safhasında İ bu arzunun birinci safhadan daha kuvvetle nazarı dikkate alınması lâ- | andır” Alman intihabatı Sefir alman intihabmın met ve vaziyet hakkında | sorulan le şu cevabı vermişti İ iotihabatın neticesi Almanya da hiç kimseyi hayrete düşürmemiş- tör. Hükümet, Rayhştağı 30 gün zar fında içtiman davet edecektir. Am tak bu içtimada o Von Pnnen hükü- metinin, şimdiye kadar aldığı ve al- mağı düşündüğü tedbirleri kabul et örmek için ekseriyet temin edebilip yeceği anlaşılacaktır ilik esaslı bir ekseriyet gö- rülmüyor. Mamafih muvakkat ek Fiyetler temini kabildir. t veya anla malar neticesinde ekseriyet t sua- hafta zarfında tetkik edilecektir. Her halde intihabın neticesi vazi yeti aydınlatmıştır. Ba aydınlık ef- kârı teskin etmeğe yaramıştır. Almanyanın harici siyasetinde bir değişiklik olmıyacaktır. Almanyanın harici siyasetinde temin etmeğe ça. lıştığı ve dünyanın malümu olan he defler aynıdır, (400,€ iyattığı yerde Verdun önündeki abidenin küşat : ! resmi nasıl yapıldı? | DOUAUMONT, 8 A.A. — Ce- sameti itibarile muazzam, mües- sir ve rikkatengiz bututu yecanbahş olan Verdun'da maktul düşmüş 400,000 askerin rasını tebcil maksadile vücu- e getirilmiş bulunan Douaumont; bidesinin küşat resmi, reisicüm- hur tarafından icra edilmiştir. Bu âbide, civar köy ve kırlara hakim olan bir tepe üzerinde vü- cude getirilmiştir Abidenin 140 metre muhitinde bir kubbesi vardır. Bu kubbenin kemikleri maktul n annel in beyzi şeki de 18 mihrap vücude getirilmiştir. Dökme demirden yapılmış olan kitabe var- tında maktullerin edfundur. Verdun'da düşmüş olan askerle nin dua etmeleri kapın üzerinde şu dır *PAX* SULH Kubbenin bir cu nahında muazzam birer salip var- dar Kulenin yukarı kısmmda bir fener vardır ve bu fener dün ze ce yakılmıştır yüksek ve bu kulenin her iki ce Küşat resminde hazır bulun- mak üzere dün ve bugün binlerce ziyaretçi gelmiştir z ziyaretçilerin yani baş mda birçok Belçikalılara, . İn- şilizlere ve hattâ Almanlara te- sadüf edilmekte günkü bu Kubbe altımda medfun — bulunan kemikler arasında onların da va- tandaşlarının kemiklerinin bulun- maması mümkün değildir. Bu mukaddes ziyaret, adeta beynelmilel keder ve | hatıranın bir remaidir. Belediye dairesi ziyaret edildi- ği zaman Meuse ( âyanı ve M. Poincarâ'nin bir mektubu okun-| muştur. Müşarünileyh, bu mektu bunda bugün Verdun'da buluna- mamasından dolayı tepesürlerini bildirmektedir. iğleden son- | ra âbideye doğru yola çıkmıştır. Reisicümhur, kabristanı yürüye de müfr az run, © havali sakinleri ile Fransa | Belçika, İngiltere ve Almanyadan | gelmiş olan ziyaretçilerden müte- şekkil idi. Bu meyanda bayrakla- rile gelmiş olan binlerce | sabi | muharip te bulunuyordu. Reisicümhur, nazırlar ve rahip- ler, parlak bir güneş altında, ya- vaş yavaş âbidenin kapısına doğ- ru çıkmağa başladılar. Başımı yere doğru M. Lebreun, âbideye gir: yecanlı bir süküt içinde bir İenk koydu. Müteakiben M. Boncour ile M. Lebvun, yözeleri Verdun'u hima- ye etmiş olan istilikâmlara, Sau- ville, Vaux, Douaumond, Thi mont kalelerine ve âbidenin ya: uzanıp gitmekte olan ile he- » | dimi ile millet ve memleketimi | ölünür Darülfünunda ne gib i tadilât yapılacak? Maarif vekilinin beyanatı“ Yeniden bir kaç orta mektep açılacaktır ANKÂRA, 8 (A.A.) — Ma | miyetli addettiğim o musli vekili Esat Beyfendi son İz | mekteplerimizle © temas içi mir ve havalisinde ve İstanbul- | Yakında Srvas, Trabzon, Ef İ daki teftişleri neticelerine ve ye | rum, Edirne, muallim meki ni ders senesine ait hazırlıklar. | lerimizi ve oralardaki İlla darüfümuna dair Anadolu A. | diğer mektepleri'de ziyan jansının suallerine cevaben âti- | sonra bilhassa muallim meki İ deki beyanatı lütfetmişlerdir: | lerimiz hakkındaki küzirdi katımı bitirmiş olacağımı bm e raporumu Başvekâleti Celil İ tsmirde Gazi Hazretlerinin hey | takdim edeceğim. j kellerinin açılma merasiminde Yeni ders senesinde Başvekil Pş. Hazretlerinin refa | katlerinde olarak ben de bulun İ dum. Bilâhara Menemene uğra | yarak Bergamaya gittim. İz İstanbula, oradan da döndüm. İzmirde Menemende Kubi- Bergamada esas tel akıp pi t yokti mektepleri ramlarda esaslı tadi Yalnız muallim leki smıflarımın üç seni dolayısile bu sınıf li programları değiştirilecektif” mirde Ankaraya Halkevinde lây mektebin ilk mektepte muallim arkadaş ları ve İstanbulda Maarif mü dürlüğünde vekâlet müfettişle rile ilk tedrisat müfettişlerin toplayarak şimdiye kadar di ğer yerlerde yaptığım gibi mes İeki ve terbiy; işlerimiz ve bilhassa mekteplerimizde çocuk larımızı milli mefküre ile ve ha yata uygun bilgi ve kabiliyetler le techiz hususunda vazifeleri- miz üzerine görüştüm ve 931 932 ders senesi faaliyetile ve ö- nümüzdeki ders senesinde ted- | © Muallim mekteplerine ris ve terbiyede bilhassa milli |, p olardan ki Kocam azes kültürün kuvvetlendirilmesi hu | $9 Dun ardan Sir Kaçının ve İK EL bedii i sınıfları lüzuma binaen ks suslarında alınacak tedbirler ü- | dalmış ve diğer sınıfları or mektep olarak ipka edilmiştifi Bütün ilk mualim mektep nin 1.3 üncü sınıfları tedricefi kalkacağından bu seneden itib Yeni liseler Bütün mekteplerde kültüf barile randıma, çoğaltmağa çalışacağız. liseler açılmayacak, mevcut lanları daha kuvyetlendirileğ tir. Yalnız yeniden birkaç ol mektep açacağız.  daha ziyi zi terbiye enstitüsün darda talebe müracaat dedi bu sene bine iblâğ oluni cak, yani 300 kadar meccani lebe yeniden müsabaka ile ali nacaktır. zerinde müdavelei efkâr ettik. | İstanbulda İstanbulda iken rasathane- yi ziyaret ettim. Tamire muh- taç yerlerini gördüm ve rasatha | ren bu sınıflara talebe alınma” ne müdürü beyfendiyle rasatha | yacaktır. Ancak ipka edile” nenin ihtiyaca göre tekemmülü | mesleki sınıflara lüzumu Kj | gerelerini görüştüm. İ dar talebe mevcut orta mektöfi Ayasofya camiindeki moza- | lerden müsabaka ile alınacak yıkların temizlenme ameliyatı - | tır. Bütün bu muamelât hakki İ mı yakından tetkik ettim. İlmi | daki şerait gazetelerle ayrıca f| bir surette ve netice | lân olunacaktır. hâsıl olacak bir tarzda çalıştık- | © Darülfünunda rofesör Mald | larına vakıf oldum. bazı tadilği Darüşşefakayı ziyaret ettim. | it teşkilü | Cemiyetin muhterem reis ve a- | kanunu B. M. Meclisinin önü İ zalarından mektebin tedris ve | müzdeki içtimamda meclisi âİ İ terbiye ve idare vaziyetleri hak | ve takdim edilec: Meclisi)l le 7 | kanda malümat edindim. 150 ka | âi bu işler için hükümete s#'İl dar bekâr talebeyi bir dershane | de toplu vaziyette buldum. Ken | | dilerime'ln İsıymetli mbessese- | İden alacakları milli kültür yar lâhiyet vermiş olduğundan ra* por ve teşkilât kanunu elyevf icra vekilleri heyetinde tetkik 9 lanmaktadır. Gazetelerde Ankarada ve A | 29, eümhuriyetimize wüvaffakı | nadolunun diğer yerlerinde aşi yetli hizmetler ifasmı temenni başlamazdan evvel icap eden izaha- | İ tuk söylediler, ezarlı içeklerle be- | 7. slığının çiçeklerle be. | Mim. Diğer mektepler tatil oldu: | #undan talebe ile temas edeme | teveccih olduğu halde lacak darülfünunlardan bahs€ lunuyor. Bugün için böyle bif nazar | muhtemeldir. Bu ihtimaller gelecek | 1928 ve 1930 seneleri İ rak eden Merasim askeri kıtaların ve sa- İ bk muhariplerin yapmış oldukla- rı bir geçi resmi ile nihayete er- miştir. Bir takım nağmeler terennüm edildikten sonra âbidenin çanı ve horazanlar bir dakika süküt edil- mesini ilân etti M. Lobirun, bilhassn şa sözleri söylemiştir: Harpten heri Fransanm millet- ler arasında iyi anlaşma husulü ve cihanın iktısaden taalisi için İ muvafakat etmiş olduğu fedakâr- , Fransanın harbin fecaati- bir halde bulunan toprağı- nın, isimleri bilinmeyen yüz bin- lerce evlâdınm kemiklerini barın dıran mezarlıkların acıklı manza ralarmı görmeğe ihtiyacı olmadı; nı göstermektedir. Fransa, sulh istemektedir. ve Lu niyetinde sebat edecektir; fa- kat her tarafta sulh zihniyeti ha- vas esmedikçe ve cihan & büyüle küçük bütün milletlerin emin bir melce? bulacakları umumi bir em- nüselâmetin temellerini atmadık. ça Fransadan kendi emnüselâme- ti kaygusunu terketmesini isteme- melidir. Bir kutup kâşifinin ölümü PRAGUE, 8 A.A. — Byrd'in arasında cenup kutbuna yaptığı sefere işti doktör Wenocoslas V: tesh, Elbe nehrinde boğulmuştur. Doktör Wenceslas, gelecek ilkba har için Canada'nın şimalinde bir | sefer yapmak için hazırlıkta bur mesele yoktur. Memleketimizif icap eden yerlerinde diğer ilisf müleseslri gibi darülfünunlars da çalışmasını hpimiz temeni ederiz. Bu sene Maarif vekâleti | namına muallim olarak yetişti" le- | rilmek'üzere ecnebi memleket" ri talebelerimizle temas edebil- | lerine 40 - 50 kadar talebe göf dim ve ekalliyet mekteplerimi. | derilecektir. Buralarda tahsilde zi ve ecnebi mekteplerini de a | bulunan bu kadar muallimimif İ rıca ziyaret edeceğim. de peyderpey memleketimiz€ Muallim mektepleri © | dönecekler ve mekteplerimizi Bu tetkik seyahatlerim en | talim ve terbiye heyetlerini ku” İ ziyade Darülfünun kadar ehem | vetlendireceklerdir.” dim, Şimdiye kadar İstanbulda dariilfünuna devam eden genç- lerimizle Yüksek muallim mek | tebi, Erkek munllim mektebi, Galatasaray ve Kabataş liseli Ege mıntakası incir, üzüm ve palamut rekoltesi İZMİR, 8 (Milliyet) — 1932 Ege mmtakası üzüm rekoltesi İ S0 - 52 milyon kilodur. Geçen sene 26 milyon kile idi. Müdevvef İ stok yoktur. İncir rekoltesi 28 - 39 bin tondur. Geçen sene 28 tondu. Stok yoktur. Palamut 35 - 38 tondur. Geçen sene 40) | bin tondu. Geçen seneden 15 bin ton stok vardır. Zeytinyağı 28 * 29 bin tondur. Geçen sene 11500 tondu.. Stok yok gibidir. Af“) yon 38 - 48 bin kilodur. Geçen seneki rekolte 319,938 kilo idi ei kilo geçen seneden stok yardır. Pamuk 17 - 18 bin balya”) er. İzmir tayyare cemiyeti sabık —nm “ müdürünün muhakemesi İZMİR, 8 (Milliyet) — Tayyare cemiyetinin İzmir sabık şube müdürü Durmuş Beyin 23 küsur bin lirayı zimmetine geçir” mekle mazmun olarak muhakemesi ağır cezada icra edilirken bö suçta, Tayyare cemiyetinin İstanbul şubesi müdürü Fikri Beyle) M. Mizrahi ve sabık burs şubesi muhasibi elyevm İstanbul İ memurlarından Ahmet Beyin de alâkadar oldukları idin edi mişti, Neticede Fikri B. le M. Mizrahinin men'imuh karar verilmiştir. Durmuş Beyle Ahmet Bey ağır cezada muhak| me edileceklerdir -

Bu sayıdan diğer sayfalar: