MOSKOVA, ROMA.. Bir Sofra beyaz örtü yığınları, Geniş bir-sofra, üstünde kırmızı gül Mussolini'nin Yanıma genç bir adam düştü ve kendini takdim etti: Korpo- rasyonlar Nazırı! 30 la 35 ara- sında tahmin edebilirsiniz. İjiyen gençlik yaşını nasıl | uzatmışsa, ihtilâller çocukluk yaşı öyle ufaltmıştır. giltere'de 70 yaşında henüz genç olunduğu gibi, Rusya ve İtalyada 20 yaşında adam olu- nur, Mussolini bize demişti ki: “Bütün ihtilâller mistik ile baş lar. Politika safhasından geçer ve idarecilikte biter. Faşist ih- kadan vazgeçemez. idarecilikte don masına da meydan veremem, İnsanlardan fedekârliklar, fe- ragatlar, ibtiraslı bir çalışkan- lik an ik devirde tenebilir ve alınabilir.” sözden bahseden bir| Bizim ihtilâl idareci- likte doğmuştur. Artık İibe- ral mistiği zayıftır!” diyordu. Akıl her zaman başta ise de, inkılâplarda mistik ve ihti- râs biraz da yaştadır. Rus ve İtalyan inkılâpları, devlet ve müessese cihazlarını istedikleri zibi yürütmek için eski an'ane- lerden gelen, donuk idareyi gençlerinin kon- trolü altına koymuşlardır. Li- beral ve demokrat hükümetle- ri tenkit ederken: “— Düşü- nünüz ki on senede yeni adam yetiştiremediler ”” diyen faşizm reisinin en büyük kuvvetlerin- den biri, kendi unsurunu genç- likten yuğurmasıdır. Çocuktan itibaren herkese vazife verilmiştir; herkes inzi- bat ve kontrol altına alınmış- tır; kabiliyetler yarışa şıkarıl mıştır; her fa yanı başında hiseder olmuştur. Yeni unsur böyle yetişmiş, ida re kadrosunun inkılâba karşı mukavemeti böyle kırılmıştır. Delaisi, bir memlekette ni- z2ms1ızlık cereyanlarınm istik rarsız, unsurlar tarafından nak lolduğunu ve yayıldığını söy- | ler. Bir insan ki yerini ve işini bulmuştur; çalışır ve kazana- bilir, nizamı müdafaa edecek- tir. ikrarsız unsur, menfa; lerini kaybetmiş olanlar, yer- lerini bulmamış olanlar ve bil- hassa, gençlerdir. Faşizm, kü- | çük .yaşta çocuktan itibaren | bütün genç İtalyan neslini kad- | rosu içine alarak onları karar- | laştırmıştır. Her çocuk ve genç bir vazife ile bir yere bağlıdır. Faşizmin Oo muvaffakıyeti, bu neslin istikbali demektir. Kadroda ancak vazife var. dır, Vazifenin karşılığı para değil, yirmi ile otuz arasında | şeflerden olabilmek, milli da- yanın bir parçasmı kendi elin- de hakikatleştirmek imkân dır. Çocuk ve genç şefin rehber- liği altındadır. Yalnız başına bırakılan eski idare adamınm menfisi o kadar nunla uğraşmaktansa, boyuna müsbet veren bir gençle yorul- mak daha iyidir, Mussolini'nin başa geçirdiği gençlerden ço- ğu, faşizm inkılâbı başında ta- lebe idiler, Kendi kendime hayale dü.- şüyorum: Bütün İstanbul ve Anadolu orta mekteplerinin ve liselerin son smıflarma köy ter | biyesi esasları ders koyuyoruz. B: Türk köylüsü içi nm en basitleştirilmi kan çocuk köye köy hocasının yerini alacaktır. Köye ayak bastığı gün fırka nın kadrosu içinde ve gözü al tındadır. İstikbal, ilk kademe- deki ve ondan sonraki kademe- lerdeki uvaffakıyete bağlıdır. Farzedelim bu gencin vazifesi bize bitsiz, yıkanması ğaç yetiştirir ve ağac: pulluk kullanır bir ki mektir. Köy kanununun köyde fırkacı rehberidir. İnkılâbı pa- rolası köye bu genç vasıtasile girer. Bu genç köy ekmeği ve köy katığı ile beslenecek ve köy odesında yatacaktır, Sev- mediği köyün sevilir, rahat etmediği köyün rahat edilir, ziyafetindeyiz. | im | kırtasiyeci ve| çoktur ki, o- ! i | Romada kaybolmuş bir cinstir. Yazan: Falih Rıfkı konuşmadığı köylüyü konuşu: lür hale getirecektir. Hayalim normal kelimesi T altında inkılâp heyecanmı don- İdurmağa çalışan idareciliğe gi- | diyor. Hiç bir zaman Türkiye. İde bu kadar büyük, düşündü günü, istediğini, yaptığını bi- lir fırka ve hükümet adamları görülmemiştir. Bu şefler ve | arkadaşları her yeni ve iyi fik- re açıktırlalr; her muvaffakıye- İtin yardımcısıdırlar. Enerjile- rine hudut yoktur. Fakat on- ne kadar yüzdürecek henüz tam kuramadık. Kuva- yı milliye zamanı İstanbul'da oturan bürokrasi Anadolu de- miryolu köprülerinin sağlamla- $ıp sağlamlaşmadığını iyice yoklayıp anladıktan sonra tre- ne bindi; Ankaraya ve vilâyet- lere geldi. Kakkı müktesep, kı- demler, siciller, memurin ka- nunları, daha bin türlü taktikle yerleşip kökleşti. İskelet büyü- | | | birinin müte- İ madiyen mazeret ve mukave- met, ötekinin mütemadiyen ça- Jre ve hareket mekanizmaları | | olmalarıdır. Milli davanın hiç bir işinde nc mazeret, nede çaresizlik tanımamak: İşte Ke- malizmden bizim anladığımız budur. 1918 de Türkiyenin mahvo- luşunu kabul etmek için bin mazeret, kurtuluş için ise bir tek çare vardı: Bu çare Kema- Hizm inkılâpçılığıdır. Şef ve arkadaşlarının doğ- İrudan doğruya ellerine aldık- ları işlerden bir ikisi, meselâ yalnız para politikasmın zafe- rine bakınız. Bu politikadaki ra dikal tedbirlerin hepsi, kırtasi- yeciliğin formalitelerinin ne ka bına, ne de kalıbma sığabilir. Düşüşü (tabii zannolunan parayı kurtarmak, ömürlerinde yalnız korunmak ve kurtarıl- mağa alışmış olanların akılları (ile imkânsızdır. Fakat Türki- yeyi kurtarmış olanların kafa- | İarı ile zor bile değildir. Bu- | İ gün hükümet ve fırkanm uğ- raşacağı başlıca dava, bilmem kaçıncı tabakada başlıyan, fa- | | kat alt tabakada bütün memle- İ keti kaplıyan bürokrasinin ru- bunu değiştirmektir. | — Hükümet ve fırka ergeç, bü rasinin katı kabuğunu kı- racaktır. Bürokrasinin tasfiyesi İ ve itastleştirilmesi, kafalaştı- İrlması ve | şuurlaştırılması, genç teknik, genç he- yecan ve genç o kafanm emrine verilmesi bizim için bir gün başlıca parola olacaktır. | Mekanizmanın her köşesine s0 kacağımız kontrol ve idare un- | surlarımızı ancak fırka yetiş- tirebilir, Mütebassıs istemiyen, mü- tehassısa engel olan, işlerimizi ağırlaştıran, hep bürokrasidir. Bu yalnız bizde değil her inkr lâpta böyle olmuştur. Mosko- va, eski idare unsurlarmın sa- a menfi bozgunculuğu- na karşı senelerce mücadele et. | |ti. Bu mücadele belki dahili harpler kadar çetin olmuştur. Çünkü bürokrasi ne itaatsizlik İ ne de karşı koyma mr kul- | lanır; söylemez, hareket et- mez, ses çıkarmaz, gülmez, ağlamaz, fakat... yapmaz! Mussolini, benim iş verece- ğim insanda akıldan, tecrübe- den, zekâdan evvel . aradığım şey, adamlıktır, karakterdir, diyor. Demagoglar Moskova ve Kürsü tekerlemesi unutulmuş İbir san'attir. Eski Darülfünun rektörü Neş'et Ömer Bey bir profesörün: — Kaç var? Darülfünunumuz verdiği zaman, Bir Alman Mektep Gemisi battı Gemi iki dakika içinde battı 69 kişi boğuldu BERLİN, 27. A. A.— Niobe deki Alman mektep gemisinin uğramış olduğu kaza, 69 kişinin ö- lümüne sebebiyet vermiştir .Bahri ye erkânının vermiş oldukları ra- kam budur. Bahriye idaresi memur ları, gemi rakiplerinin hepsinin — de dalgalar arasında telef olduğunu İ- lâve eylemektedir. Kaza, dün sat 15 ile 16 arasında vukubulmuştur. Gemi, Baltik © de- nizinde müthiş bir fırtına meticesin- de bir ili dakika içinde batmıştır Tahlisiye ameliyelerine faaliyetle devam edilemektedir. Koel ve Koe- nigeberg kruvazi ile birçok w fak cüzitamlar kaza mal mişlerdir. Son hüberlere göre kaptan Ruh fus, kazadan kurtulanlar arasında- dır. Felâkete sebebiyet vermiş olan fırtına, sükünet kesbetmiştir. Kaza zedelerden birçoğunun imdada ko şolacağı âne kadar suyun sathında tutunabilmeleri ümit edilmektedir. ne git İli deniz tayyaresi, tahlis ameliye lerine iştirak etmektedir. Niobe'un mürettebatı 100 kadar © lup 6 ıı zabit ve 50 isi staj görmek te olan zabit namzedi idi. Gemi, 3 direkli ve 500 ton hac maş ve manevra yapınakla meş- Ve eylül ortalarına doğru Kisa avdet edecek Donanmasına karşı büyük bir & lüika ve cühü olan Alman efkâ rı umumiyesi o Niobe'un ziyamdan dolayi fevkalide keder içindedir. Bahri bir Konferans mı Haber, Londra'da hayretle karşılandı LONDRA, 27. A. A. — Londra- daki Japon mehefili, - Japonyanın Cenevredeki mümessili Londradaki Japon sefiri M. Matsuderin olduğun dan tahdidi teslihat | konferansının mesaisini büyük bir alâka ile takip etmektedir. lerde hiç te derpiş edilmemiş olan bahri bir konferans yakın bir za- manda Londrada içtiman daveti ha- ter. Japon mehafili, konferana metsisi nin tekrar başlaması için zemi, zar etmek üzere yapılacak Sie melerin kabineler vasıtasile icra edi leceği mutaleasında bulunmaktadır. Esasen bu meseleyi tavzih için M Masada 'um önümüzdeki | hafta inde avdet etmesine intizar ei Japonyayı ancak dolayısile alâkadar etmekle beraber o bu müzakeratın | İngiliz - Japon Wesri münasebatı zerinde husule getireceği akisler tahmin olunmaktadır Japonyanın Hindistan'a yapmakta olduğu mensucat ihracatı son sene zarfmda mühim miktarda artmış ve İngiliz mabhsulütmin büyük bir kıs! mının yerine kaim olmuştur. bilmez. Fakat bizde hiç kim-| seye bir fikir devleti olan yeni ve garplı Türk devletinin fik- riyat ocağı olan Darülfünunu- müzun fakirliğini izah edeme- | iz i 'Ne büyük şefin arkadaşları, ne de inkılâp mefkürecileri sa- lâhiyet ve enerjide kusurludur. Türk inkılâbmm Türk kurtulu- leşmesini geciktiren, aksatan bütün engelleri merhametsizce | ortadan kaldıracaklarına en bü | yük şahit, ortadan kaldırmış en büyük ihtilal. demiştir. kaldırdık. Sarıkla kaldırdıksa | şapka medreseyi bir daha Sarayı medreseyi altındaki den geçirmeliyiz. Babrâliyi, Her fakülteden iniz Hukuk fakültesin- Diye dona kaldı. Tabii bu profesör bizim eski mecelle ad- İiyesi kadrorunu genç hukuk çu kadrosu ile, medreseyi mek- | ise tekrar yacağız. Biz şimdiki safhasında da, İ Kemalizmin o Kuvayı milliye canlılığını ve radikalliğini yoruz, ve kökünden başlı- Falih RIFKI Cenevrede icra edilen müzakere. | beri büyük bir hayretle karşılanmış «| Susunuz.. Bundan başka Ottava müzakeratı şu ismini alan idealinin hakiki- | 8 zihniyet olarak, tenkil etmeğe | Reisicüm HARİCİ HABERLER huru öldüren Beyaz Rus deli mi? Katil mahkemede ikide bir “Avamiri İlâhiye” s sini okuyor Mütehassıs doktorlar Gib mecnun olduğunu iddia ediyorlar PARİS, 27, A. A, —Gorguloff da vasının ikinci günü olan dünki gün sahitlerin ve akıl hastalıkları muta bassıslarmın dinlenmesine tahsis e- dilmiştir Şehadet mevkiine, evveli Lazaroft gelmiş ve Rusyada mah pus kaldığı 7 ay zarfında Gorguloff un kendisine yapmış olduğu işken- celerden bahsetmiştir. Mümaileyh, Gorguloff'un o sıra 1 Yoldaş” namı müs iç anılmakta olduğunu beyan ir. Lazaroff, 1921 teşrinievve: Rocso'da tekrar her ikisinin de birbirlerine tesadüf etmekten hayrete düşmüş oldukları nr söylemi Gorguloff'un u ifade etmiştir. n, siddetle protesto ot miş, bunun yalan ve caniyane bir tahrik olduğunu söylemiş ve sonra hıçkırmağa başlamıştır. Şahit Kozlevski, Gorguloff'u Pra guc'da tanınmış olduğunu ve mer kümün sık, sik Rusyaya gitmekle ve oradan mühim miktarda parayı hamil olduğu halde avdet etmekte olduğunu itade etmistir. Nihayet, sabık çarlık zabitanından o M Gyparis, Fırka”nın ve e hiyetini izah etmiş ve mümaileyhin bu beyanatını müttehim, | şiddetli proteslolarla karşılamıştır. ayni şa donanması “Yeşil Celsenin tatilinden sonra akliye | mutahassısları dinler Dektör Logre, ezcümle nattn bulunmuştur: Gorguleff gibi iyiyi, götüyü tefri ke mani olmıyan bir cinnetle malül bulunan ve bu delilikler ile anor- mal zihniyetleri cemiyet için tehli keli bir unsur haline sokan kimse lerin bilâhare tecziye edilmektense « ve mevkuf bu müreccah olacağını landurmaları i adamlar, cemi- | "elmalı ve MAZAr ratlarını ika edemiyecek bir hale ge demiştir. srada Gorguloff, ayağa kalk- mış ve sepkü raptı olmıyan bir ta kam sözler söylemi: Maitre Henri Geraud, kendisini susturmak istemiş ise de muvaffak olamamıştır. Doktör Logre, bayret içinde kala rak susmuştur. Gorguloff, mütemadiyen, “ İ remi kurtarınız!” Diyordu. Maitre Henri Geraud, “Susunuz... Burakın, dekter söyle.| sin. . O, sizi sizin arzunuza rağmen kurtarmağa uğraşıyor Uzun bir heyecan devresi. Gorgulelf, şa suretle | haykırdı: “Şimdi ölebilirim. Bu adam, beni an inde İ “Müdafan tarafından işhat edilen İ doktor Toulouse, mutalea, beyanın- inküf etmiştir... Mümsileyb, vent meababopiilerin rey. e okumuş olduğumu, ve mütte- bimi uzun uzadiye muayene ettik- düm verebileceğini “Mefkü kazak | Yeşil Ordu” nün ma | Seine akli hastalıklar hastahanesi İ doktoru Megrain, dok şeha tini teyit etmi İ leyh, Gorguloffun “Aklı Manyaklar” dan olduğunu söyle miş ve merkumun “Dimaği İshale tutulmuş olduğunu beyan etmiştir. başında Mutahassısların şehadetleri niha- | yet bulmuştur. Gorgulofi, kalkmış ve eelsenin hi tamındeki gürültüler arasında “A- vamiri Aşare” yi tekrar etmeğe baş lamıştır: *“Birbi li olan val meli olan ailenizi seviniz.. rkumun müdafa vekili Maitre Gersud, müekkilini güçlükle teskin #r, Mümaileyh, “Mongol | Mümaileyh, yarın jüriye tevcih ©- İ dilecek olan ve cinayet ve tasmim meselelerine müteallik bulunan iki - | malisttir. kemeye bildirmiştir. Muhakemeye çarşamba günü saat 13'de devam edilecek ve Mime Gor- guloff, dinlenecektir. Bundan sonra müddei umuminin iddiası, müdafaa vekillerinin müdafaası dinlenecek ve karı ilecektir. Rus sefiri mahkemede.. PARİS, 27. A. A.— Le Journal gazetesi yazıyor: Gorgouloff davasının ikinci celse. küşadından © evvel mahkeme reisi, Sovyetlerin Paris sefiri M. Dogalevski tarafından mahkeme safahatını takip için kendisinin ve- yahut sefaret kâtiplerinden bi vekâleten hazır bulunmasını müsaa de itası talebile karşılanmıştır. Sefirin bu talebi is'af olunmuş hakeme esnasın. li hâkimenin arka tarafında oturabilecektir. Karışık ve müphem. PARİS, 27. A. A— Gorguloff'un muhakemesi on günü Çekoslo- vakyada kat yapmış olan Emniyeti Umumiye Komiseri | M Hennet'in şahit sıfatiyle ifadesini dinlenmesiyle başlamıştır. M. Hennet esasen Bolşevik fır kasına mensup olmıyan Görguleff” vn hüriyetinden şüphe elmeğe ma hal olmadığını söylemiştir. M. Hen net Gorguloff'an Prag'da mezmum İ bir doktor addedildiğini de beyanatı va ilâve etmiştir. Malâmatma müracaat maksadiyle istima edilen Madam Gorguloff'un kardeşi Gorgulofun sakin, dürüst bir adam olduğunu ve çocukları İ çok sevdiğini söylemiştir. Bundan sonra ikinci derecede ©- hemmiyeti haiz bir çok şahitler ve bu arada bazı tabiler dinlemiştir. Bunlar Gorguloff'un tab'ror istediği kitapların anlaşılmaz bir mahiyette olduğunu söylemişlerdir. Bu şahadetler osnasında Gorgü- loff kendisine isnat edilen töhmet- re karşı itiraz etmekte ve hareketini bir takim karışık “ve müphem söz. lerle mazur göstermekte devam et- miştir, | Encümeni Grameri encümen yapacaktır İZMİR, 26 A.A. — Maarif Ve- Fant Bey, Halkevinde şehri- mizde mevcut bilümüm muallim- İlerle bir müsahabede bulunmuş- | tur. Vekil Bey, milli terbiye ve mil- | Hi kültür meselesi üzerinde israr | etmişti, Daha sonra Türk tarihinin yeni İ nkikatlerine temaz ederek muh- telif önle noktai nazarı tavzih etmi Türkçe mwallimlerinden Haşim İ Nezihi Bey | tarafından gramer hakkında sorulan suale cevaben de bir Türk dili encümeni teşkil edildiğini ve bu işlerle uğraşarak - İ Türk gramerini tedvin edeceğini beyan etmiştir. ——.— Vize harçları nasıl alınacak? İ OC ANKARA 27 (Milliyet) İ Türk konsolosu veya vekili bı lunmaması sebebile devlet konsolosluğundan veya | mahalli hükümet memurların- | dan vize alarak limanlarımıza gelen gemilerden konsolosluk vizesi harcının gümrüklerce a- ilinması heyeti vekilede takar- İ Tür etmiştir. k dost bir | İktısat Vekili Geliyor.. Mustafa Şeref Bey Avrupaya gidecek İktısat vekili Mustafa Seref Pex bir haftaya ka- dar şehrimize ge lecek ve buradan Avrupaya şide- cektir. Vekil Be- yin seyahat ede- ceği memleketler henüz malüm de- e de Viyanaya gide söylenmek- M. Şeref Bey evveli ceği tedir. Hayvan sağlıgı za- bıtası talimatı ANKARA, 27 (Milliyet) — Hayvan asğlık o zabıtası İzamnamesinin birinci maddesi- ıdki fıkra ilâve edilmiş- tir: Mermeris, Balıkesirde Akçay, | Edirnede Enef ve İpsala mevki tir” Aldığımız malümata nazaran | CENEVRE, 27 Parlamentolar konferansı, dün tahdidi teslihat karar süreti kabul ederek mesa isine hitam vermiştir. CENEVRE, «27 (A.A.) — Anadolu Ajansının muhabiri mahsusu bildiriyor: Beynelmi- lel parlamentolar konferansı it- tihadının umumi müzakeratın- atideki beyanatta bulunmuştur: Milletlerin müşterek parla- mentosuna birinci defa iştiraki mizden memnun ve müftehiriz. Osmanlı imperatorluğundan çı kan yeni Kemalist cümhuriye- ti hududu milli medeni ve ilı an ve kendi istiklâlinden başka şey düşünmez, Emperyalist Osman İı imperatorluğunun felâketle- rinden aldığı derslerle asla em peryalist değildir. Fakat nasyo Komşularile iyi ge- İ çinmek yegâne emelidir. Başka İlarının istiklâl ve milliyetine çok hürmet eder. Bundan dola- yıdır ki bizimle dört asır kendi larm istiklâl aşkını takdir ettik | ve biz de 1922 harbini yalniz | istiklâlimiz için yaptık. raf ideali | muhabbetle el verdik ve bunun |la didişip duran Avrupanın aci Zane bir nümune göstermiş ol. Konferansımız bi u- mumisinin buhranı iktisadi ra- porunu dikkatle okuduk. Çok mühim ve hayati meselelerle dolu bulduk. İktisadi buhran dünyanm başına inmiş müthiş müthiş bir felâkettir ve bunun a yaşları kület edecektir. hakkında bir | da Ordu meb'usu Ahmet İhsan | Bey söz alarak çok alkışlanan | iklâli için harbeden Yunanlı * irmi altıdan aşağı ve otuzdan yukarı olanlar bakaya iştirak edemeyeceklerdir. Maliye Vekili bir aymezun ANKARA, 27 (Telefonla) — Maliye vekili Abdülhalik bir aylık mezuniyet almış ve mezuniyeti bugünden itibaren male başlamıştır. Maliye vekiline Sıhhiye vekili Refik Bey Parlamentolar koni ransı mesaisini bitir *hmet İhsan Beyin nu Ça A.) — | mezrbaı biten harbin neti İ ve şimdi. harp hazırlıkl maşraflarıdır. Yanımızda londa tahdidi teslihat kot İsinda hâlâ bunun hakkınt | ve kat'i tedbirler . Reisimiz M. Lafon dediği gibi dünyaya & kat'i tedbirler alınmıyor. kü iktisadi buhran netices let ve felâkete muharij gök yüzünden attıkları be İar gibi sukut kanununa t larak düştükçe ağırlık ve veti | buna yavaş yürümektedir. |, Efendiler; biz Avrupani kında kendi hudutları i mütehammil, kanaatkâr v kat çok çalışkan bir mil | Mahrumiyetlere | katlann yolunu biliriz. yi men ti değiliz. İşsizlik bizde yo Yalnız zürra yüzde 85 oldu dan mahsulünü son sene ucuz satmaktan sıkılıyor. kümet de istediği yenili yapmakta, tasarrufa me kalıyor. Harp bütçesini 75 yondan 45 milyona indirdi mumi bütçeden yüzde 30 1 rufumuz vardır. Daha da | biliriz. Yeni dünya buhr dan biz çok korkmayız. F işikâr olarak prensipl bul eylediğimiz Avrupa mi iyeti yukarıdan şiddetle & iktisat yıldırımları altında irse bize de zararı gelir ve deniyetin ailesinden olm biz de ağlarız.» Ahmet İhsan Beyin bu ku konferans muhitinde g tesirler bıraktı, Maliye heyeti teftişiye nizan | onamesinde tadilât yapıldı ANKARA, 27 (Telefonla) — Maliye heyeti teftişiye ni namesinin 9 uncu maddesinin bir fıkrası tadil edilmiştir. Bi | dilâta göre müsabaka şeraiti Maliye veki | lecek, fakat müsabakanm açıldığı senen in kararile tayin kânunusani iptid Valiler arasında tebeddülât ANKARA, ZI (Milliyet) — Gazi Ayıntap valisi Nazmi Zonguldak valiliğine, Zonguldak v Bey Maraş valiliğine, Maraş valisi Bekir Sami Bey Yo liğine, Şebinkarahi ğine tayin edilmişlerdir. İ muame' halinde bir tuhaflık ve başkalık Yüzde kırk resim alınacak ANKARA, 27 (Telefonla) — Şı kamyon çamurluklarının gümrük tarifesine temsili mü madığından bunlardan yüzde kırk resim alınması suretile mele ifası gümrüklere tamim edilmiştir. | Müddeinmumi Gorguloff'u idamını istedi PARİS, 27 (A.A.) — Gorguloff'un muhakemesi esmasl karısı da ağlayarak ve parmaklığa sarılarak şahitlik etmişti, esnada Gorguloff ayağa kalkmış ve “Beni affet, Anna” diye İ | ğırmıştır. Madam Gorguloff kocasınm kendisine karşı ço Je bulunduğunu, fakat suikasttan 15 gün kadar el aksamından bul görüldüğünü ve Habeşistan: mek arzusunu izhar ettiğini söylemiştir, M, Gorguloff sui | birkaç gün evvel kocasının sinemalardan birinde gösteriler filmde M. Doumeri alkışladığını beyan etmiş, yere diz çö ve ellerini biril ine kavuşturmuş olduğu halde gerek koca: gerek çocuğu için merhamet talep etmiştir. Gorguloff şahi çıkışıp sövmeğe başlayınca Madam Gorguloff “Dostum. dırmışsın” diye yavaş sesle mırıldanmıştır. Bundan sonra ri deiumumi iddianamesini okumuştur. Müddeiumümi Gorgul | bir bolşevik olarak tanımamış, fakat onu müteami Müddeiumu at ederek Gorguloff'un deli olma, retinde tasvir etmiş! sıslarının raporlarma bir kat| kıl hastalıkları müte) İ nr, ancak temarüz ettiğini söylemiştir. Müddeiumumi iddian sinin sonunda Gorguloff'un idamını talep etmiştir. Hürmet telkin eden Türkiye VARŞOVA, 27 (A.A.) — Kurier Poranny gazetesi un | harpten sonraki Türkiyeyi bani eylediğini yazarak diyor ki: Türki azi Mustafa Kemalin sarsı! “Antalyada Taş, Muğlada | bir tarzda Avrupalılaştırdığını ve bütün cihana hürmet tı in sarfettiği gayretler milletler cemiyetine gir) Yy: le tetevvüç etmiş bulunmaktadır. Türkiye ile Lehistan aras leri hayvan ve ham maddeleri- | samimiyet ve muhabbet rabıtalariyle biribirine bağlı bulun nin ihracına mahsus kapı ve is- | ar, ehistanın bugün Türkiye ile zıt hiç bir menfaati yo keleler arasına idhal edilmiş- | Unutmamalıyız ki kürreiarz üzerinde Lehisi j o İ kat'i 'en tanımamış yegâne eyl 2