ŞA TY, i | | I İl | n | ; Hitler'in Orduları Bazı gazeteler bu teşekkülün dağılacağını yazıyorlar PARİS, 13 A.A. — Berlin'den in Almanya ile Lehistan Almanya şark hudutlarını fnasr için ihdas edilmiş olan Reich #wehr Alman hafi teşkilâtına men ip kendi taraftarlarma işbu tet- emrinde bulunan esliha nağa emir vereceği söy dir. yalist ferkasma karşı Leipzig im- torluk âli divanı tarafından Kizaneti se ay mayına takibat ılmasını intaç etmiştir. “Hudadun himayesi” teşekkü- huzdudu iş şekkülün azaları kikada Reichswehr tarafından s8- ferber hale getirilebilecek ve bu- dutlar üzerinde tahşit edilecek se- eyliyecektir. tir kıtaatımı teşkil Bu gizli teşeklcül, gayri kamuni ol. duğu kadar muahedeler ahkâmı- na da münafidir. Şu itibarin Alman gazeteleri, kanuni takibata maruz kalmak- tan endişe etmeksizin memleke- tin milli müdafassile alâkadar 0- rüller hakkında lan bu gizli teşekki istedikleri kadar malümat verebi Yeler. Diğer taraftan bazı Berlin ga- zeteleri, bu hafta nihayetinden ew hücum ön ve bu kadar büyük azemet ve ikibir ile geçit resminde isbati vü- cut ettiği ve reisicumhur olduğu takdirde 13 veya 14 martta bir detli bir hareketle bu işe ve gim- diye kadar dünyanın en inzibatlı kıtası olan Alman memleketinde hayrete şayan böyle bir manzara ya nihayet vermesini talep etmiş erdir. Her iki hükümet, Hitler ordusu san milli ordunun iki misli oldu- ğu ve memlekette tethis usulünü hâkim kılarak açıkça bir darbei hükümet icrasına kıyam eden si- ğu hususunda nazari dikkati cel- betmektedirler. Yalnız anlaşıldığına göre Al man hükümeti bu mes”uliyoti ka- bulden çekinmektedir. Manmafih, Almanya'nın” iki büyük devleti tarafından kendi ü zerinde icra edilen tazyik o kadar büyüktür ki, il Hitlereilere kendilerinin de baskaları gibi bi- rer vatandaş olduklarını bildire- cek ve Hitler'in bu kadar iftihar ve azemet hissettiği ordusunun da #rldilncağımı tebliğ eylivecek © lan bir beyanname neşrine muvaf : Haftalık Edebi Fikirler ve insanlar 1 — Harp edebiyatı Umumi harpten sonra, o facia ya karışmış memleketlerin hepsin de, her gün ölümün karşında du ran aksülâmellerini anla tan bir “harp edebiyatı, doğdu. Bu tarım verdiği eserlerin çoğu, sadece modaya uyup bir kâr te- min etmek arzusu ile yazıldığın- dan hiç şüphesiz ki öyle bir ehem miyetle karşılanmağa lâyık şeyler değildir. Fakat bir kısmı cidden üşünlülerek okunacak kitaplar. aa hiç tanımıyoruz. Türkçeye yalnız Al man muharriri Erich — Maria Re margue'ın Garp cephesinde sü- kün ve Sonra isimli iki kitabı ter- cüme edildi (1); Mektep mecmua w da Georges Duhamel'in La vie des Martyrs'inden bir veya iki par sayı aldı. Benim bildiğime göre Avrupa harp edebiyatmdan etti- imiz istifede bundan ibarettir. Halbuki —belki en fenaları da dabil olmak şartile—o nevi kitap ların zamanımız fikir hareketleri üzerinde icra ettiği, bundan son- ra da edeceği tesir büyüktür. Yeni bir harbe sebep olacak hâdiseler- den kacılıyor, önüne gecilemiyen ler de bir takım tavizat ile örtbas —— Kül yağmuru Dindi Yüzlerce kilometre arazi kar yağmış gibi bembeyaz sa es a 3 A.A. — Kül yağmuru artık dinmiştir. Bu- nunla beraber kesif bir sis taba- kası hüküm sürmektedir. Şehir, şimal memleketlerine hâs bir man zara almıştır. Sokaklar, damlar ve ağaçlar bembeyaz kesilmiştir. Bunlar, adeta karla örtülmüş bir hal almıştır. Birkaç tay: filosu şehir üstünde dolaşmakta ve ahvali havaiye hakkında keşif hareketlerinde bulunmaktadırlar. Ehali, sükünunu muhafaza etmek tedir. Birçok kimselerin şiddetli baş ağrınna tutuldukları haber veril Vezu yanar dağının indifamdan hâsıl olan külleri andırmakta ol- ii yemek takımla, mek için bu külden istifade etmek tedirler. Kendilerinden malümat istenen heyet alimleri bu bürkâni faaliye- tin ne kadar müddet ceğini tayin edememişlerdir. Bun larm fikrince bu faal Andes sıra dağlarında uzun müddet da- ha sürebilecektir. Mandoza'da ha raret derecesi düşmüştür. Kül yağ muru tamamile dinmiştir. Fakat havada muannit bir kükürt koku su hissedilmektedir. Bir takım kır mızımtırak bulatlar gök yüzünü örtmektedir. Kazazedelerin imdadına gönde- rilen kamyonlar, yolları kaplıyan kül tabakasma kalınlığından do- layı şehre kadar varamamışlar. ir. Arjantin cumhuriyetinin şima- lindeki havalide kül yağmurunun gösterdiği ve ya hududuna kadar tevessü ettiği ilim. BUENOS İRES, 13 A.A. — Mendoza vilâyeti ehalisini teşkil Yunmuştur. Birçok mıntakalarda yere dü- sen külün kalınlığı 35 santimetre- yi bulmuştur. Rasadatı havaiye mütehassısla- rı şimdiye kadar düşen | küllerin miktarmın 3000 tondan fazla ol- duğunu tahmin ediyorlar. BUENOS - AİRES, IS A.A. — Geniş bir saha üzerinde kesif bir karanlık devam etmektedir. As- ker kuvvetleri muavenet tedbirle- rine iştirak eylemektedir. becer DU CHİLİ, 13 A. — Bürküni hâdise, hemen he- lam bulmuş gibidir. Hüdi- senin alelâde bürkâni bir zeri olup bir zelzele vuku bulmuş ol- duğunun mevzuu bahis olmadığı tebeyyün etmiş gibidir. fakat edecektir. Bu takdirde, ayni (o memui; hiç şüphesiz Çelik mığferliler gi- bi sabık velinin, prona F Guillome de Prusse'ün Musahabe edilmeğe çalışılıyor ise bu hayırlı gayretlerde harp edebiyatının bü- türleçeye çevirmediği- miz gibi bizde de bir yele edebi. yatı gözükmedi.. Vakıa umumi harpten, gerek İstiklâl harbimiz- den bahseden kitaplar yazıldı; fa kat bunların asıl mevzuu harp de gil, vatandır. Harp edebiyatının muhakkak vatan aşkı telkininden uzaklaşma 1 me lâzımdır? Onun, Avrupa'nın sol muharrirlerinin eserlerinde ol duğu gibi, muhakkak milliyet his lerini: * incitmesi mi lâzımdır? Ha Yır; fakat o tarzın eserleri birer şehname destanları d. Dar a dır. Harp edebiyatınm u, harp karşımdaki ie O Ce vik elde adar karkai'da olan, ümidi i kadar yesi de bilen, bazan kendisini fedaya hazır, ba zan da kendinden başka hiç bir #ey düşünmiyen insandır. Bizim harp hikâye ve romanlarımızın hepsinde yalnız ideal bir hâle konmuş cenrâverler vardır. 24 NİSAN üB. bir nutuk söyledi Tahdidi teslihat konferansında murahhaslar hükümetlerinin nokthi nazarları CENEVRE, 13. A, A.— Tahdidi | kümeti rem tenkis “ve tahdidi | Toslihat umumi Komis- yonuna Brezilya murahhas tesliha- tın keyfict nazarından tahdidi hek- kmdaki Amerikan tekliflerini tasvip etmiştir. Uruge murahhası Fransız teklifinin istinat ettiği esas üzerinde rey vere. ceğini söylemiştir. İran murahhas: silâh ve cephane yapmıyan memleketlerin vaziyetini tanzim” etmek üzre bir mukavele nin birinci maddesinin. indiki şekil de bırakılmasını istemiştir. Yaşoslavya | hariciye nazır M. sahillerin ve limanların muhafazası ve deniz zabıtası için lü zumu olmıyan bütün harp gemile- rinin kaldırılması bugün mevcut a- Bır topların ve tankların şimdiki s6- viyesinin tahdidi ve bunların cemi- yeti akvam tarafından murakabeye tabi tutularak tanrruza uğrıyan dev letin istifadesine tahsisi, hava bom. bardımanlarının, kimya o ve mikrop harbinin —— müdafam halinde bi- inde cemi tedlirler alması tek. liflerini havi bir proje tevdi etmiş- tir, Türkiye Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey bir mutuk irat ederek Türkiyenin tahidi teslihat bususun- daki noktai nazarını izah etmiştir. rt m bi mukavele proj maddesinin ortaya çıkardığı umum esasların müzakeresine devnın etmek kemmiyet moktaj nazarından tahdi- di maksadiyle İtalya hükümeti tara- fmdan ileri sürülen . teklifin gayesi hakkımda izahat vermiş bu teklifin devletlerin taarruz ve tecavüz kudre tini esası bir surette azaltmakla kalmayıp bunların müdafaa teşkilât ve tertibatma da kımet vereceğini söylemiştir. susunun kolayca ihlâl edil ne dair M. Tardicu'nün dün ileri sürdüğü mutalkaya verdiği cerapta cağını söyledikten sonra şu suretle devam etmiştir: İtalya taarruzi (o silâhların tedrici ve mütenasip bir surette, kimyevi lanmaktadır. M. Grandi Tahdidi teslihatım şim diki silâh kuvvetleri seviyesinin e- hemmietli bir surette alçaltılması i- le tamamlanması küzumu hakkında M. Litvinoff'un beyan ettiği fikirleri tasvip etmiştir. İtalya'nın bir muhtırası CENEVRE, 13. A. A.— İtalya hü hemen hiç birinin bizzat harp et- miş olmamasıdır. Harbe gidenler de nefer değil, ihtiyat zabiti ola- rak gittiler. Bu fark çok mühim- dir; çünkü ne kadar küçük mev- kide olursa olsun emir veren ada mın psikolojisi ile emro itaat ede ünki bir olmaz. Bir zabit, kendi- sininkinden başka emir altındaki lerin de füllerinden, hareketlerin den, hattâ hislerinden mes'ul ol- 'duğu için ferdiyetinden az veya çok, fakat herhalde bir derece te- cerrüt etmiş bir adamdır. Vazife- leri arasında bir de örnek olmak vazifesi vardır ki bu onu. kendi kendinin e fevkine © yükselmeğe mecbur eder. Harpte asıl fert, ne ferdir; iradesini, hareketlerinin si temayüllerini en fazla hisseden nefe Bazı dillerde “adama, kelimesinin askerlikte yalnız ne- feri göstermesi belki bunun için- dir. Zabit, yalnız keyfiyet değil, kemiyet bakımından da bir adam, bir insandan fazladır. Harp edebiyatı, tek adam, tek insanın harp karşısında duy: duklarını, çektiklerini anlatır. Bu piyesleri içinde en çok muvaffak olanlar zabitlerden ziyade nefer- lerden bahsedenlerdir. Meselâ İn- gilizce Jowrney's end piyesini, bu söylediklerimin aksini isbat ediyor doğru olmaz nı izah ediyorlar meselesi hakkında İtalyanın fikrini ve aid nazarını izah eden muhte. Tanım metninin Tahdidi Teslihat Konferansı riyasetine göndermiştir. Bu muhtara ya söretle hülle edi “ ELİ silâhları sahasında | ber se nf hücüm tanklarının ve ların ilgası; deniz silâhları da hattı harp ve tayyare gemilerinin ayni zamanda ilgası; hava silâhları sahasında bombardıman tayyareleri- nin, kimyevi o maddeler ve mikrop- lar vasıtasiyle harp hususunda kul- andan ve kullanılacak vasıtların il gası ve sivil ahalinin daha tam ve daha müessir bir surette himayesini yeniden tetkik ve tadili.” İtalyan murahhas heyetinin fik- rince bu teklifler yukarıda zikredi- vasıtalarının hepsine şamil olması lâzrm gelmek itibariyle değiş mez bir plân teşkil etmektedir. İn harp vasıtaları muayyen bir müddet zarfında hemen veym tedri- cen imha edilebilir. Kara silâhları bahsma gelince İtal ya her sınıf ağır topların tabribini ve ileride sahillerdeki veya gemi lerdeki ağır topların naklini müm- kün kılabilecek olan top kundakları yapmamağı âkit taraflarm teahhüt etmelerini ameli bir tedbir olarak tek lif etmektedir. Akit taraflar tankların, her şekil- de müsallâh veay zırhlı kamonların ilgasını da kabal etmelidir. M. Tardicu'nün nutku « hakkında ROMA, BAA—M Tardicu Bu nutuk, bir gün evvel Fransız murahhası tarafından söylenen söz- lerin İtalya ile Fransız plân: ve Ce mahiri Müttehide teklifleri arasında ayet olan ihl sarahaten mey. konler: R e ye kekini e kaka a AİELA Ki manzaraları o benzemektedir. tiği Bunun işidir ki bu sözler, bizim &- çin kuvvet bahşolamaz. M. Mac Donald'ın yakında yapacağı seyahat VİYANA, 13, A. A— Stunde ga pi M. Mac li pek ya- Sümela yazli bir makalede, bu seyahatin yeni bir #ler konferan it ekti projesi ile münasebettar gibi göründüğünü beyan etmektedir. Bu gazetenin fikrince ileride akt- dilecek bu yeni 4 ler ann. ruznamesine Londrada tehir edilen konferansm tetkikine arzolunan me seleler dahil bulunacaktır. Bu tasavvurun hakikat #ahasma çıkarılması Londra konferansına de vam edileceği amnasını tazammun e deceği gibi gelecek hafta zarfında Cenevrede toplanacağı söylenen ye- Bi bir ikinci Yana mm içe tama da muadil olabilir . M. Litvinof'un beyanatı MOSKOVA, IS (A.A.)— mek, tahlil etmek hiç ein ki kabildir; fakat bu hem zamana mütevakkıftır, hem de bu suretle yazılacak kitaplar ancak birer san'at eseri olabilir. Harp edebi. yatı ise san'atı ihmal enez ama sadece vasıta olarak alır; onun asıl gayesi birer şahit sayılacak, birer “acte,, olacak eserler vücu- de getirmektir. Harp edebiyatı bir elittörature directe», yani ta- hayyülden ziyade hafızadan do- gan bir Şakir izd. ördüklerini, hisset. seni terkip edip ilecek — kimselerin harpte neferlik (etmiş olmamaları bir Türk harp edebiyatınm teşekkülü Imuştur. Alman, Avus. turyalı, Fransız, İngiliz okur - ya zarları harpte neferlik etmiş ol. dukları için o millet adamlarının büyük facia hakkındaki sahitlik - lerini dinliyebiliyoruz; — bunlara onların zabitlerinin söyledikleri de inzimam ediyor. Bizim taraf. | tan nefer yahit çıkamıyor. |, Bu hâl, cemiyetimiz tarihi için büyük bir vesikadan mahrumiyet tir. Fakat bu mahrumiyetten kur , | tulmıyalam, çünkü onu biraz tah- fif etmek için bir facia lâzımdır. 2 — Zeytindağı Bu hafta yalnız Falih Refkı'nın kitabından e bahsetmek istiyor. dum; o, büyük harbin bir asfha- sını anlatlığı için söze, harp ede- HARIÇTEN GELEN TELGRAFLAR| Tevfik Rü | Bir Japon Trenine suikast Changhai müzakeratı ilerleyemiyer TOKİO, 13 A.A. — Harbinden İ gelen haberler, kaza mahallinde- ki raylarm bir kısmının kaldırıl- | mış olmasının bir suikastın vücu- İ duna delâlet etmekte © olduğunu irmektedir. Fakat faillerin şa- hısları hâlâ tesbit odilememişt mar gayri muntazam Çinlilere karşı yapılan Fanghen- deki askeri harekâta iştirak ettik ten sonra terhis edilmiş olan Ja- pon bölüğüne mensup 150 asker- den ibaret idi. TOK1O, 13 A. A. — Nicki - Nicki gazetesinin yazdığına göre, bir Japon kıtasını nakleden tren askerlerinden başka 19 tehlikeli olmak üzere 74 asker da- ha hafif surette yaralanmıştır. TOKİO, 13 A. A. — Şanghay- dan Rengo Ajansına bildiriliyor: Mütareke konferansın müte- hassnlar komitesi bugün Çin kuv- vetlerinin Poun Toung'deki me- selesini tetkik eylemiştir. Çin mu- rahhas heyeti Çin kuvvetlerinin bu mahalde tutunmamasnı ka- bul etmiş fakat bu husüsta tahriri bir taahhüt altına girmeği muva- fk bulmamıştar. Bunun üzerine diğer devletler mümessilleri bu bapta bir | itilâf sureti tevdi eylemişlerdir. TOKİO, 13 A.A. — Rengo A- jansı bildiriyor: Kabine, Şanghay ve Mançuri vakayii dolayısile ihtiyar olunan askeri masraflar hariç olmak üze re 10 milyon 840 bin yen'e baliğ bulunan munzam bütçe projesini kabul etmiştir. Bu senenin bütçesi 1544 milyon yen'dir. Varidat noksanı ve Şang- hay, Mançuri hâdisatı yüzünden husule gelen açığı kapatmak üze- re aktedilmiş olan istikrazlar mik- tarı 318 milyona baliğ bulunmak. tadır. Tas Ajansı bildiriyor. Sovyet heyeti Murahhasası Re isi M. Litvinof Cenevrede terki teslihat umumi hami»; yasan ederek demiştir ki: “Bilcümle as- keri munhede veya ittifakların il gasiyle mülerakki tenzili tesliha- & birleştiren Türk teklifi ile Sov- yet teklifi birbirine çok yakındır. Maahede proj birinci mad- desi şu şekilde yazılmalıdır. (Yük — kiler. işbu konferansta der. ile müterakki ve ANKARA, 13 (Telefon) — Profesör Yansen ile burada hal lolunan işler arasında büyük bloklara ayrılmış olan eski şe. hir mahallelerinin taksimat işi de vardır. Eski mahalleler blok larının etraf yolları plânda çi- zilmiştir. Bloklar içindeki eski yollar inşaat oldukça (genişletilecek, | ferahlandırılacak olup istimlâk ve yıkılma ameliyeleri en asga- ri haddine indirilmiştir. Kaleiçi mahalleleri için pro fesörün tesbit ettiği esaslar şun lardır: Kale içi Sinan hanının önü açılmış- tır. Profesör çok güzel olan bu hanın imar edilmesini tavsiye etmektedir. Kale içine hiç doku | nulmayacaktır. Herhangi bir bi nada tamirat yapılması icap ©. lan tamir olunacaktır. Bina ne yükseltilecek ve ne de genişle- tilecektir. Yeni bir bina yapıl ması lâzım geldiği vakit ancak eski binanm yüklüğünde ol- mak şartile müsaade olunacak. tir. İstasyon yolu Profesör içinde göl yapılacak olan istasyon yolunun sağ taraf boşluğunun bir plânı da mıştır, Şimdiki bahçeler mi iyeti binası (gölün arkasında iki tarafı köprülü olarak kal- maktadır. Yenişehir ve Cebecinin hâl yerleri tesbit olunmuştur. P: fesör Yeşilyol ismini verdi; güzergâhların arzani maktala- bayram tatilini geçirmek edecektir. Ermeni zabıta memurları IZMIR, 13 (Milli; davasına piyango mi ilki bir inal önbilinde mevcut teslihatm mühim surette tenzilini taahhüt ederler). Bu madde Ame rikan teklifine de aykırı değildir. Esasen Sovyet heyeti murahhasa- smın Amerikan teklifine | karşı hiç bir itirazı yoktur. Hususile ki, bu teklifi Sovyet heyeti murahha- sası ihzari konferansta dermeyan etmişti, kat sözlerin biribirini çözmesine mâni olamadım ve on onbeş satır. dan ibaret kalacağını sandığım bir mevzu, yerin çoğunu kapladı. biri olduğunu her yeni eseri ile bir daha isbat ediyor. Zeytindağı,nm bir yerinde kendisi gibi kırk yaşı meğe çalışan kaç muharrir çıka- bilir, Geçen gün Hikmet Feridun Beyin sorduğu bir suale: “Ben dai decek olursa ancak mevcut 0-| 5 Türk evi tipi ve esas karakteri Profesör Yansen'in Ankara için hazırladığı plânın esasları rını yaparak inşa tarzlarını gös terdiği gibi bazı caddelerin pro fillerini de yapmıştır. Eski ma- hallelerde yapılacak yeni evler bitişik olabilecek, fakat köşe ba şı olmadığı zaman havlusuz ol mayacaktır. Profesör Yansen Türk evi tipinin modernize edilmesini, fa kat esas karakterinin muhafaza olunmasını tavsiye etmiştir. Sayfiyeler Yenişehrin ilerisindeki say. fiyeler için ayrılan kısımlarda bin metreden aşağı araziye vil- la yapılmamasını ii ir, Profesör Cebecide 940 ve Atıf Bey mahallesinde 900 rakı tikametlere | dü: yükseklikleri bu muhafaza ettirecek şekilde ola- caktır, Büyük bulvar Çankayaya giden büyük bul var üzerinde birkaç katlı bina- lar yapılabilecek, ,Yenişehi hallelerind. lecek olan bu ve bunlara ben- zer diğer esaslar Dahiliye ve. kâleti tarafından mayıs ayında Heyeti vekileye sevk ve tasdik olunduktan sonra imar kanunu mucibince riayet edilmesi mec- buri olan ahkâm sırasına geçe cektir. Dahiliye vekili yarın geliyor ANKARA, 13 (Telefonla) — Dahiliye vekili Şükrü Kaya B; üzere yarın akşam İstanbula hareket Hudut haricine çıkarılacak İZMİR, 13 (Milliyet) — Hayri namı müstearile dolaşan bir memurları tarafından yakalanmıştır. Bu Ermeni- nin hakiki ismi Hayiktir. Sulb mahkemesinde bir gün hapsind karar verilmiştir. Hudut haricine çıkarılacaktır. Zzmür Tayyare cemiyeti davası M. Mizrahi'nin idhal edil- iyet) — İzmir Tayyare Cemiyeti suiistimali üdürü Fikri Beyle melerine ağır ceza mahkemesi tarafından karar verilmiştir. Romalılara ait bir heykel ADANA, 1Z (A.A.) — Boş bir arsada hafriyat yapılırken Ro- malılar devrine ait çok kıymettar tunç bir heykel bulunmuştur. Jenerallerden veya krallardan birine ait olduğu tahmin ediliyor. Kaidesini teşkil eden taşlar da çıkarılıyor. hallinde tetkikatta bulunacaktır. Müze müdürü ma- ha müthiş bir adam hâlini alıyor. Falih Rıfkı'nın bu bir sene için de çıkardığı dört kitapda hep i iliği Bg ihtirassız, Faşist Roma ile Yeni Rusya taraftar üslübu ile yazılmış hattâ bazı yerlerinde acı acı gü len bir hâl varsa bunun kabahati Cemal Paşa'nın bir Cesare Borgin gibi Renaismnce adamı olamama- smdandır. Meselâ insan Arap mil Hiyetçileri içinde de şöyle tam elin oynattığı birer kukla hâli var. Falih Rıfki'nm bu kitaptaki düşünüş tarımda, sinemadan te- aldığı görülüyor. ina diye neşrettiği Fa- Zannedarim kendi kendini daha e a çekinmiş si türkçe ile ne kadâr kuvvetli “image, ler yapı- labileceğine sağlam bir delildir. Falih Rıfkı kitabın sonuna, bu sün pek zor bulunabilen Ateş ve güneşten birkaç parça almış. Bil |